Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Berliner Zeitung: Esad’ı Putin-Trump anlaşması mı devirdi?

Yayınlanma

Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad’ın, yaklaşık 10 gün süren cihatçı saldırıları sonucunda iktidardan ayrılmasının yarattığı şok sürerken, hızlı çöküşün nedenlerine ilişkin iddialar da ortaya saçılıyor.

Alman gazetesi Berliner Zeitung’dan Michael Maier, “Esad’ın devrilmesi: Putin için fiyasko mu yoksa Trump ile gizli anlaşma mı?” başlıklı analizinde, cihatçıların Şam’da kontrolü sağlamasının “her halükarda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin için bir yenilgi” olduğunu öne sürüyor.

New York Times’ın, Esad’a karşı “yıldırım harekatı” için hazırlıkların aylar sürdüğünü söylediğini aktaran Maier, “Eğer durum böyleyse ve Ruslar buna tamamen şaşırdıysa, bu Rus istihbaratının tam bir başarısızlığı olacaktır; Moskova’nın Ukrayna’daki olaylar karşısında tamamen şaşırdığı 2014’tekine benzer bir başarısızlık,” diyor.

“Kazananlar Erdoğan ve Netanyahu”

Rus savaş gemilerinin Tartus’taki deniz üssünden çekilmesinin, Amerikalıların Afganistan’dan kaotik bir şekilde çekilmesini anımsattığını kaydeden yazar, Çin’in de Orta Doğu’daki rolünde Rusya ve İran’ın askeri gücüne güvendiğini, fakat Suriye’nin düşüşü ile birlikte Pekin’in endişelenmesi için nedenler olacağını savunuyor.

Meier’e göre esas şaşırtıcı olan, “isyancıların” neredeyse hiç savaşmadan Şam’a kadar ilerlemesi ve Suriye ordusunun “neredeyse” ortadan kaybolmasıydı. Yazar, “[Beşar] Esad devrilmeden önce oldukça uzun bir süre Moskova’da kalmıştı. Aslında geri dönüp dönmediği bile belli değil. Rus hava kuvvetleri ilerleyen muharip gruplarla gönülsüzce savaşmıştı. Birkaç gün içinde Suriye, Rusya ve İran daha önce savundukları ya da 13 yıl boyunca ağır kayıplar vererek geri püskürttükleri tüm mevzileri terk etmişti,” diye yazıyor.

Alman muhabir Türkiye ile İsrail’in, Esad’ın düşüşünü askeri açıdan mümkün kıldığına şüphe olmadığını ileri sürüyor ve “İlk bakışta Erdoğan ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Esad’ın sonunun kazananları gibi görünüyor,” diyerek hem Türkiye’nin hem de İsrail’in Suriye hükümetinin çöküşünün ardından “toprak genişletme” için harekete geçeceğini savunuyor.

Ukrayna-Suriye takası mı?

Yeni ABD Başkanı Donald Trump’ın da konuştuğunu belirten Meier, başkanın hafta sonunda Amerikalıların Suriye’den uzak durmasının en iyisi olacağını söylediğini hatırlatıyor.

Aynı zamanda ABD’nin pazar günü 900 Amerikan askerinin Suriye’de kalacağını söylediğini ve bu askerlerin ABD’nin kuzeydoğuda kontrol ettiği petrol sahalarını korumakla yükümlü olduğunu vurgulayan yazar, göreve 20 Ocak’ta başlayacak Trump’ın, Esad’ın ana destekçileri Rusya ve İran’ın “biri Ukrayna ve kötü ekonomi, diğeri İsrail ve savaştaki başarısı nedeniyle şu anda zayıflamış durumda” olduğunu söylediğini aktarıyor.

Meier, “Bu gelişme Rusya için bir avantaj olabilir: Rusya askeri çabalarını tamamen Ukrayna üzerinde yoğunlaştırarak müzakereler için makul ölçüde güvenli bir cephe hattı sağlayabilir,” diyor.

Berliner Zeitung muhabiri, Washington ve Moskova arasında herhangi bir gizli anlaşma olup olmadığının henüz belli olmadığını yazarken, “Mevcut bilgilere dayanarak, özellikle de Trump dış politikasında alışverişe dayalı bir yaklaşım benimsemek istediği için bu ihtimal göz ardı edilemez. Esad’ın düşmesi ilk anlaşma olabilir: Putin müttefikini bırakır ve Suriye’de, örneğin askeri üsleri aracılığıyla, belli bir nüfuza sahip olabilir. Aynı zamanda Amerikalılar ve Ruslar Ukrayna için Rusya’nın fethettiği toprakları elinde tutacağı bir çözüm hazırlıyorlar,” diyerek Esad’ın bir tür “büyük pazarlık” neticesinde devrildiğini ima ediyor.

Macar lider Orbán’ın da dahil olduğu plan

Meier haberinde, bu “takas”ı içeren büyük plan söz konusu olduğunda, Macaristan Başbakanı Viktor Orbán’ın da bu “çözümün” geliştirilmesine dahil olduğu söylüyor.

İlgili “çözümün”, AB ve Türkiye’deki Suriyeli sığınmacıların kendi ülkelerine geri dönmesini içerebileceği belirtiliyor.

Öte yandan Meier, ABD ile Rusya arasında Suriye’de varılacak bir büyük anlaşmanın, “Erdoğan ve Netanyahu’nun hırslarını kontrol altına alma avantajına” sahip olacağını da öne sürüyor.

Alman gazeteciye göre bu yakınlaşmanın aynı zamanda Trump’ın Rusya’yı Çin ile olan ittifakından koparma çabası olup olmadığı belirsiz. Meier, ABD’li gazeteci Tucker Carlson’ın, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile yaptığı röportajda da benzer bir öneride bulunduğuna dikkat çekiyor.

Meier, “Her iki durumda da Putin’in Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’e açıklaması gereken bazı şeyler var,” diyor.

DİPLOMASİ

Somali’de iç savaşın ayak sesleri: Hükümet ve eyalet askerleri çatışıyor

Yayınlanma

somali-ic-savas

Somali’de federal hükümet ve Jubaland eyaleti askerleri arasında çatışma çıktı.

Federal hükümetin askerleri ile Jubaland eyaleti askerleri arasında Ras Kambooni kasabasında çatışma çıktı. Aşağı Jubba bölgesinin Ras Kambooni kasabasında, hükümet güçleri ile Jubaland eyaleti askerleri arasında şiddetli çatışmaların yaşandığı belirtildi.

Somali hükümeti, bölgede meydana gelen çatışmalarla ilgili yayınladığı basın açıklamasında, “Afrika Birliği Geçiş Misyonu’nun (ATMIS) görev yaptığı ve Somali askerleri tarafından devralınan bölgeye Jubaland Eyalet Başkanı Ahmed Madobe’ya bağlı güçler tarafından saldırı düzenlendi. Somali askerleri bölgede Eş-Şebab’a karşı operasyonlara hazırlanıyordu” ifadeleri yer aldı.

Açıklamada, Madobe’nin El-Kaide bağlantılı Eş-Şebab ile temas kurduğu bilgisi de paylaşıldı. Madobe’nin Somali ordusuna saldırmak için Eş-Şebab’dan yardım aldığı iddia edilen açıklamada, “Eş-Şabab, Jubaland eyaleti askerlerine yol verdi” denildi.

Jubaland yönetimi ise daha önce yaptığı açıklamada, hükümet güçlerinin Aşağı Jubba bölgesindeki yönetim noktalarına İHA ile saldırdığını duyurmuştu. Jubaland, düzinelerce Türk eğitimli seçkin birliklerin saldırılarda yer aldığını söylüyor.

Somali hükümeti, 25 Kasım’da üçüncü kez Jubaland Eyalet Başkanı seçilen Madobe’nin seçimlere hile karıştırdığını ileri sürmüştü.

Somali Cumhurbaşkanı Ankara’da

Erdoğan, Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde görüştü.

Öte yandan çatışmalar devam ederken Somali Cumhurbaşkanı, Etiyopya ile yaşadığı krizin çözümü için Ankara’ya geldi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hem Somali hem de Etiyopya liderini ağırlıyor.

Erdoğan önce Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud ile bir araya geldi ardından Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed ile görüştü. Afrika Boynuzu’nun iki kritik ülkesi arasındaki kriz Etiyopya’nın ocak ayında Somaliland bölgesiyle bir mütabakat zaptı imzalaması ardından ortaya çıktı. Somaliland’ın bağımsız bir devlet olarak tanınmasını öngören anlaşmayı Somali, toprak bütünlüğüne yönelik tehdit olarak değerlendiriyor.

Her iki ülkeyle de yakın ilişkileri bulunan Türkiye, Etiyopya’nın resmi talebi üzerine “Ankara Süreci” adıyla anılan arabuluculuk sürecini başlatmıştı. İki ülke heyetleri geçen aylarda iki kez Ankara’da bir araya geldi.

Somali Ulusal Haber Ajansı, Türkiye’nin arabuluculuğundaki müzakerelerin üçüncü tur görüşmelerinin başlayacağını duyurdu.

İsrail’in Husilere karşı Somaliland hamlesi

Somali ve Etiyopya liderleri Erdoğan’la ayrı ayrı görüştü. Üçlü bir görüşme yapılıp yapılmayacağı bilinmiyor. Eğer bir araya gelirlerse bu, krizin başlamasından bu yana iki liderin ilk kez bir araya geldiği görüşme olacak.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Hindistan Savunma Bakanı Rusya’yı ziyaret etti

Yayınlanma

Hindistan Savunma Bakanı Rajnath Singh, Moskova ziyareti sırasında iki ülke arasındaki askeri işbirliğini güçlendirme amacıyla çeşitli görüşmeler yaptı. İki ülke, S-400 füze sistemleri ve firkateyn inşası gibi projelerde işbirliğini ilerletti.

Hindistan Savunma Bakanı Rajnath Singh, Moskova’da gerçekleştirdiği ziyarette, iki ülke genelkurmay başkanlarının eş başkanlığında düzenlenen Hükümetlerarası Askeri-Teknik İşbirliği Komisyonunun 21. toplantısına katıldı.

Toplantıda, Rusya Savunma Bakanı Andrey Belousov, Rusya ile Hindistan arasındaki ilişkilerin temelinin, Vladimir Putin ve Narendra Modi arasındaki güvene dayalı yakın ilişki olduğunu vurguladı.

Belousov, iki ülke arasında güçlü bir dostluğun var olduğunu ve bu bağların zamanla test edilerek daha da sağlamlaştığını belirtti.

Konuşmasında, “Toplantımızın savunma ve güvenlik alanında Rusya-Hindistan ilişkilerinin güçlendirilmesine katkı sağlayacağına inanıyorum,” ifadelerini kullandı.

Rajnath Singh ise toplantıda, Hindistan’ın tüm jeopolitik zorluklara ve üzerindeki kamu ile özel baskılara rağmen, Rusya ile temaslarını sürdürmekle kalmayıp bu işbirliğini derinleştirme ve genişletme yönünde bilinçli bir karar aldığını ifade etti.

Singh, “Her zaman Rus muhataplarımızın yanında olacağız,” değerlendirmesini yaptı.

Savunma Bakanlığı’ndaki görüşmelerin ardından Singh, Kremlin’de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından kabul edildi. Görüşme sırasında taraflar, askeri ticaret alanındaki sorunları ve küresel durumu masaya yatırdı.

Askeri-teknik işbirliği alanından bir kaynağın verdiği bilgilere göre, Hindistan’a 10 bölük S-400 karadan havaya füze sistemi tedarikine ilişkin sözleşme tamamlanmak üzere.

Ayrıca, Kalaşnikof tüfeklerinin üretimi için Hindistan’da bir fabrika çalışmalara başladı. Singh, 9 Aralık’ta Kaliningrad oblastında, Hindistan’a teslim edilen yedinci Proje 11356 firkateynini ziyaret etti.

Bu sınıfın ikisi Hindistan’da inşa edilmek üzere toplam üç firkateyn daha yapılacak. Hindistan’da Voronej füze uyarı sistemi radarının inşası gibi pek çok başka projenin de devam ettiği ve görüşüldüğü aktarıldı.

Öte yandan Ulusal Araştırma Üniversitesi Ekonomi Yüksek Okulu Dünya Ekonomisi ve Dünya Siyaseti Fakültesi’nden Doç. Dr. Olga Solodkova, Vedomosti gazetesine verdiği demeçte, Hindistan’ın askeri işbirliği konusunda tüm yumurtalarını tek sepete koyma eğiliminde olmadığını belirtti.

Hintlilerin Rus silah tedarikine yönelmelerinin ardında uzun yıllara dayanan bağlar ve köklü bir ilişki geçmişi olduğunu ifade eden Solodkova, “Eskiden Hintliler bize her zaman güvenirlerdi, ancak artık bu güven azaldı,” dedi.

Bunun sebebi olarak, Hindistan’ın çekişmeli bir ilişki içinde olduğu Rusya ile Çin arasındaki yakınlaşmayı gösteren Solodkova, Çin’in ekonomik olarak Hindistan’dan üstün olduğunu ve Pekin’in Rusya’ya sunduklarının Hindistan tarafından sağlanamayacağını da sözlerine ekledi.

Asya ve Afrika Ülkeleri Enstitüsü’nden Doç. Dr. Boris Volhonskiy ise Hindistan’ın askeri işbirliği konusundaki kararlarında yalnızca kendi ulusal çıkarlarını gözettiğini ve kimseyi memnun etme amacında olmadığını söyledi.

Hindistan’ın silah tedarikini çeşitlendirmeye çalıştığını ifade eden Volhonskiy, Hintlilerin Rus silahlarını tercih etmeye devam etmesinin, bu silahların sahadaki başarısını kanıtladığını gösterdiğini ifade etti. Fakat uzman, Hindistan’ın ABD’den gelen ciddi baskı altında olduğunun da altını çizdi.

FT: Rusya, Hindistan ile gizli ticaret kanalı kurdu

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Bulgaristan’dan Avrupa’ya doğalgaz tedarikini durdurma tehdidi

Yayınlanma

Bulgaristan, Gazprom’un ödeme sorununu çözmemesi durumunda Türk Akımı üzerinden doğal gaz tedarikini durduracağını açıkladı. Gazprom, Bulgartransgaz’a transit ödemelerini yapamıyor; bu durum Sırbistan ve Macaristan’a doğalgaz akışını riske atıyor.

Bulgaristan, Gazprom’un Türk Akımı boru hattı üzerinden doğalgaz tedarikine devam etmesi için ödeme sorununu çözmesi gerektiğini belirtti.

Şirket, ABD’nin Gazprombank’a uyguladığı yaptırımların ardından yalnızca doağlgaz için değil, teslimat hizmetleri için de ödeme yapma imkanını kaybetti.

Gazprom, yakıtını Sırbistan ve Macaristan’a taşıyan Bulgartransgaz’a ödemelerini Gazprombank üzerinden yapıyordu. Fakat 21 Kasım’da bankaya getirilen yaptırımlar bu süreci durdurdu.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, transit ödemelerini düzenlemek için yeni bir mekanizma oluşturdu. Ancak bu düzenleme, gaz alıcılarının ödeme yapmasını sağlamayı hedeflerken, mevcut sorun ters yönde gelişti.

Rusya, doğalgaz ödemelerinde yeni düzenlemeler getirdi

Bulgartransgaz CEO’su Vladimir Malinov, “Bulgartransgaz, sözleşmeden doğan yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirecek ve ödeme yapılmazsa doğal gazın transit geçişine izin vermeyecek,” dedi.

Malinov, çözümün Gazprom’un sorumluluğunda olduğunu vurgulayarak, “Hizmeti almak isteyen şirket, ödeme sorununu çözmek zorundadır,” ifadelerini kullandı.

Ayrıca Malinov, geçmiş teslimatlar için ödemelerin alındığını ve Gazprom’un 10 Aralık’a kadar bir çözüm bulması gerektiğini belirtti. Bulgaristan üzerinden Sırbistan ve Macaristan’a yıllık yaklaşık 18 milyar metreküp doğalgaz taşınıyor.

Bu miktarın bir kısmı Batı Balkan ülkelerine de yönlendiriliyor. 2022 yılı başında faaliyete geçen boru hattı, Bulgaristan’a bugüne kadar 750 milyon dolardan fazla transit ücreti kazandırdı.

Bu arada, Macaristan enerji güvenliğinin tehdit altında olduğunu savunarak endişelerini dile getirdi.

Ukrayna üzerinden geçen ve ocak ayında sona erecek olan başka bir transit güzergahın devre dışı kalması durumu daha da karmaşık hale getiriyor. Kiev yönetimi, yıl sonunda süresi dolacak olan bu sözleşmeyi uzatma niyetinde olmadığını açıkladı.

Avrupa’daki doğalgaz depolama tesisleri sezon başında yüzde 95 doluluk oranına sahipken, şu anda yüzde 82 seviyesinde. Kasım ve aralık başındaki doğalgaz tüketimi, son beş yılın ortalamasının üzerinde gerçekleşti. Avrupa’da gaz fiyatları geçtiğimiz ay 44-48 avro/MWh arasında dalgalanırken, salı günkü işlemlerde 45,5 avro seviyesindeydi.

Rusya’nın son kalesi: Gazprombank’ın ABD finans sistemiyle bağlantısı kesilecek

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English