Bizi Takip Edin

AMERİKA

Biden: Çip üretiminde yeniden lider olacağız

Yayınlanma

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden, Çin’le rekabetin bir parçası olarak Çip ve Bilim Yasını imzalamasının birinci yılında, sektörde yeniden lider olma sözü verdi. “Tedarik zincirlerimizi aksamalara karşı daha dayanıklı hale getirme” vaadinde bulunan Biden, “Yarı iletken üretimini ait olduğu yere getirmek” için çalıştıklarını söyledi.

ABD Başkanı Joe Biden bir yıl önce Ağustos ayında Çip ve Bilim Yasasını imzalayarak Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC) ile ekonomik rekabette stratejik bir karar almıştı. Yarı iletken sektörüne 52 milyar dolarlık destek içeren paket vergi indirimleriyle birlikte 280 milyar dolarlık devasa bir yatırım Söz konusu yasa, ABD müttefiklerine yönlendirici olma özelliği taşıyor.

Biden, yasaya imza atmasının birinci yılında stratejik bir sektör olan çipler ve yarı iletkenlerle ilgili yeni bir açıklama yaptı. Sosyal medya hesabından video mesaj ile seslenen Biden, “ABD’yi çip üretiminde yeniden dünya lideri yapacaklarını” söyledi.

https://twitter.com/POTUS/status/1688248667537321984

Biden çip ve yarı iletkenler siyasetini “İster bir salgın, ister iklim değişikliği veya siber saldırılar olsun tedarik zincirlerimizi aksamalara karşı daha dayanıklı hale getirmenin bir parçası da evde üretimi artırmaktır. Yarı iletken üretimini ait olduğu yere getirmek için çalışmamın nedenlerinden biri de bu” sözleriyle savundu.

ABD çip üretiminde geriye düştü

ABD’nin yarı iletken pazarındaki payı Asya ülkelerinin ve özellikle de Çin’in yaptığı yatırımlarla son otuz yılda yüzde 37’den yüzde 12’ye düştü.

Çin’in sektöre yaptığı yatırımlar, çip teknolojisinin ekonomik sektörlerin tamamı için kilit bir bileşen haline gelmesi, savunma sanayi, telekominikasyon ve alt yapıda çiplerin en kritik parça haline gelmesi ABD’yi alarma geçiren durumların başında geliyor. Amerikan devleti, çip ve yarı iletkenler siyasetini “ulusal güvenlik” şemsiyesi altında inşa ediyor. Konuyu sadece ekonomik boyutuyla değil askeri ve siyasi sonuçlarıyla ele alıyor.

ABD müttefiklerini de harekete geçirdi

Çip ve Bilim Yasası sadece ABD’yi kapsamıyor. Çin ile bu sektörde iş birliği ve ortak yatırım yapacak olan Avrupalı ve Asyalı şirketlere de bir uyarı niteliği taşıyor. Çinli yarı iletken şirketlerinde çalışacak olan ABD’lilerin vatandaşlıktan çıkarılmasının öngörüldüğü yasa, Çin’le iş birliği yapan sektördeki şirketlere de kapsamlı yaptırımlar getiriyor. Bu nedenlerle ABD’nin Batılı ve Asyalı müttefikleri Washington’u takip ederek çip ve yarı iletkenler sektörüne Çin’le olan bağları zayıflatmak için büyük yatırımlar yapıyor. Bu kapsamda Avrupa Komisyonu, 2030 yılına kadar kamu ve özel yarı iletken projeleri için 15 milyar avro ayırdı. Yine Hindistan, Tayvan ve Güney Kore de yerel çip üretimini artırmak için vergi indirimleri gibi teşvikler sunuyor.

Çip sektöründe Çin’i dışlamak kolay değil

Çin’in devasa iç pazarı aynı zamanda Batılı üreticiler ve firmalar için satış yapabilecekleri büyük bir Pazar. Yine Çin’in nadir elementler konusundaki hammadde sağlayıcı ülke rolü, Afika’daki müttefikleri üzerinden yarı iletkenlerde kullanılan hammaddelere erişim imkanı Çin’i bir çırpıda piyasan dışlamaya olanak tanımıyor. ABD izlediği siyasetle müttefiklerini de zor bir seçimle baş başa bırakıyor.

Eski Samsung yöneticisi Yang Hyang-ja da ABD’nin Çin’i kuşatıcı çip siyaseti konusunda Washington’u Asyalı müttefiklerle ilişkilerin zarar görme riski konusunda uyardı. ABD müttefiklerini Çin’i dışlama siyasetine ortak etmeye çalışsa da teknik ve pratik zorluklar ABD müttefiklerini karar almakta zorluyor.

Güney Kore siyasetinde muhafazakar muhaliflerin etkili isimlerinden olan Eski Samsung yöneticisi Yang Hyang-ja konuyla ilgili Financial Times’a değerlendirmelerde bulundu. Yang Hyang-ja, Washington’un küresel yarı iletken endüstrisine müdahalelerini sert bir şekilde eleştirdi.

eski bir çip mühendisi ve Samsung yöneticisi Yang Hyang-ja, Çin’in gelişmiş çiplere erişme veya üretme kabiliyetini engellemeye yönelik çabaların ABD’nin Asyalı müttefikleriyle ilişkilerine zarar verme riski taşıdığını söyledi.

Yang, “(Washington) diğer ulusları cezalandırmaya, yasa tasarılarını geçirmeye ve ‘Önce Amerika’ politikalarını öngörülemeyen bir şekilde uygulamaya devam ederse, diğer ülkeler ABD’ye karşı ittifak kurabilir” dedi.

AMERİKA

Joseph Nye, Çin’e karşı ABD-Japonya ittifakını güçlendirmeyi önerdi

Yayınlanma

Eski ABD Savunma Bakan Yardımcısı ve Uluslararası İlişkiler teorilerinde neoliberal kurumsalcılığın temsilcilerinden Joseph Nye, cuma günü yaptığı açıklamada, ABD Başkanı seçilen Donald Trump’ın ikinci döneminde gümrük tarifeleri konusundaki öngörülemezliğini uluslararası müzakerelerde bir pazarlık taktiği olarak kullanacağını söyledi.

Nye, Nikkei ve ABD Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi tarafından düzenlenen bir güvenlik sempozyumunda konuştu.

Nye, Trump’ın “öngörülemezliği pazarlıktaki en önemli silahı olarak gördüğünü” söyledi.

Oturumda konuşan eski ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Richard Armitage da “‘Transaksiyonel’ bir başkan bekleyebilirsiniz” dedi.

Trump seçim kampanyası sırasında Çin’den yapılan ithalata %60, diğer ülkelerden yapılan ithalata ise %10 ila %20 oranında gümrük vergisi getirme sözü vermişti. Armitage, “[Trump] bunu çok sık ve çok yüksek sesle söylediği için göreceğimiz ilk şey gümrük tarifeleri olacak” dedi ve ekledi: “Trump’ın gümrük tarifeleri ve bunların gerçekte ne anlama geldiği konusunda hiçbir fikri yok.”

Aynı zamanda Harvard Üniversitesi John F. Kennedy School eski dekanı olan Nye, ticaret hukukunun bir başkana ulusal güvenlik gerekçesiyle gümrük vergisi uygulama yetkisi verdiğini ancak bunun çelik ya da otomobilin ötesinde kozmetik gibi ürünlere nasıl uygulanabileceğinin belirsiz olduğunu belirtti.

“Bence %60 gümrük vergisi ilan edecekleri bir şey görmeniz muhtemel,” dedi ve ekledi: “Ancak [Çin Devlet Başkanı] Xi Jinping ile bir anlaşma yapmaya çalışması da ihtimal dışı değil.”

Nye, örneğin ABD’de yatırım yapma sözü karşılığında belirli malları ya da alanları muaf tutan bir anlaşma yapılabileceğini söyledi.

“[Trump] hem pastayı yemeyi hem de pastadan yemeyi seviyor. ‘X’e %60 gümrük vergisi koydum’ diyecek ama sonra Y ve Z’nin pazarlık konusu yapılmadığını ve %5’in üzerinde gümrük vergisi olmadığını göreceksiniz.”

Trump’ın “Önce Amerika” şeklindeki diplomatik tutumu sorulduğunda Armitage, “Bay Trump’ın dünya genelinde başka herhangi bir ilişki için gerçek duygular beslediğini sanmıyorum” dedi.

“Yönetiminde dost ve müttefiklerle daha iyi ilişkiler geliştirmek isteyen insanlar olacaktır, ama bunu çözmek biraz zaman alacak. En az ilk altı ay içinde retorik dışında büyük değişiklikler beklemiyorum” diye devam etti.

Çin’e karşı Japonya kartı

Bu arada Nye, “ABD’de Çin’e karşı durma konusunda iki partiden de çok güçlü bir destek var ve bu da Japonya’nın kesinlikle kilit bir müttefik olduğu anlamına geliyor” dedi.

Bununla birlikte Nye, “Trump [Japonya’dan] örneğin daha fazla katkı ve ev sahibi ülke desteği isteyebilir ya da belirli ticaret alanlarında bazı tavizler talep edebilir” diye ekledi.

Nye ayrıca Japon yumuşak gücünün rolünü de vurguladı. Japonya’nın özellikle altyapı projelerine odaklanan uluslararası yardımlarına atıfta bulunarak, Güney Pasifik adaları da dahil olmak üzere Çin’in bölgedeki Kuşak ve Yol Girişimine meydan okumak için “Japonya’nın ABD’den daha uygun olduğunu” söyledi.

Armitage, Japonya Başbakanı Shigeru Ishiba’ya bir öneri olarak şunları söyledi: “Bay Trump’ın dostu olmaya çalışmayın. Sadece uygun bir ilişki kurmaya çalışın. … Anladığım kadarıyla uluslararası alanda hiç kimse Trump’ın dostu değil.”

Nye, Çin’in Japonya ve ABD için zorluklar teşkil ettiğini, bu nedenle Washington ve Tokyo’nun “kaderlerinin birlikte kalmak olduğunu” söyledi. “Temel olarak, daha geniş jeopolitik durum, ABD-Japonya ittifakının dünyadaki en önemli ittifak olarak kalacağı anlamına geliyor” dedi.

ABD-Çin ilişkileri üzerine bir başka oturumda, yakın zamana kadar Başkan Joe Biden’ın Ulusal Güvenlik Konseyi’ndeki öne çıkan Çin uzmanlarından biri olan Rush Doshi, Trump’ın Çin politikası ile Trump’ın ekibinin politikasının “tam olarak aynı şey olmadığına” dikkat çekti.

Doshi, Trump’ın ilk döneminde ekibinin iki partili uzlaşıya dayalı “rekabetçi bir yaklaşım” benimsediğini, Trump’ın kendisinin ise “daha işlemsel, daha çok kendi bireysel öngörülemezliğine dayalı” bir yaklaşım benimsediğini ve bunun da bazen ekibinin yaklaşımını baltaladığını söyledi.

Asya güvenliği alanında kıdemli araştırmacı ve Çin Güç Projesi direktörü Bonny Lin ise, ikinci Trump yönetiminin “çok daha keskin bir çerçeveye ve Çin’e daha keskin bir odaklanmaya” sahip olmasını beklediğini belirtti.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Biden, Trump dönmeden önce TSMC’ye 6,6 milyar dolarlık Çip Yasası hibesini kesinleştirdi

Yayınlanma

Biden yönetimi, seçilmiş başkan Donald Trump’ın göreve gelmesinden iki ay önce Taiwan Semiconductor Manufacturing Co. (TSMC) şirketine 6,6 milyar dolarlık Çip Yasası hibesini tamamladı.

Üst düzey yönetim yetkilileri, paranın şirketin proje kilometre taşlarına ulaşmasına bağlı olarak aşamalı olarak ödeneceğini, ancak TSMC’nin bu yılın sonuna kadar en az 1 milyar dolar almasının beklendiğini söyledi.

TSMC Arizona’daki üç fabrikada 3 nanometre, 2 nm ve A16 çipleri üretecek ve şirketin ABD’deki toplam yatırımı 65 milyar dolara ulaşacak.

Arizona’daki ilk fabrikada 4 nm ve 5 nm çipler de üretilecek ve 2025 yılının ilk yarısında yüksek hacimli üretime başlanacak. İkinci fabrikada üretimin 2028’de, üçüncü fabrikada ise on yılın sonunda başlaması planlanıyor.

Nanometre, bir çip üzerindeki transistörler arasındaki mesafeyi ifade ediyor. Daha küçük bir sayı genellikle daha gelişmiş ve güçlü bir çipe işaret etmekte.

ABD Ticaret Bakanı Gina Raimondo perşembe günü düzenlenen bir brifingde gazetecilere yaptığı açıklamada, “İlk kez bu öncü çipleri ABD’de üreteceğimizi söyleyebileceğiz” dedi.

Raimondo, “TSMC, çip [üretiminin] verimliliğinin önemli bir göstergesi olan verim oranlarının Arizona’da da Tayvan’da olduğu kadar iyi olduğunu doğruladı” dedi. “Bu inanılmaz bir şey. Bunu yapmak inanılmaz derecede zor … ve burada ilk kez yapılıyor” diye ekledi.

TSMC, 6.6 milyar dolarlık hibenin yanı sıra 5 milyar dolarlık kredi de alacak ve sermaye harcamalarının %25’ine kadar yatırım vergisi kredisi talep edebilecek.

Tayvanlı şirket, 8,5 milyar dolar hibe alan Intel’in ardından Çip Yasası’ndan yararlanan en büyük ikinci şirket konumunda. Güney Koreli Samsung ise 6.4 milyar dolarla üçüncü en büyük hibeyi alacak.

Biden’ın Ticaret Bakanlığı, 39 milyar dolarlık Çip Yasası üretim fonunun 36 milyar dolardan fazlası için ön şartnameleri açıkladı. TSMC, şu ana kadar nihai şartlara ulaşan sadece ikinci proje. Kesinleşen diğer tek Çip Yasası fonu, 123 milyon dolar ile ödüllendirilen ABD’li yarı iletken üreticisi Polar Semiconductors.

Trump’ın dönüşü, yarı iletken üretimini ülkeye taşımayı amaçlayan Çip Yasası’nın geleceğine gölge düşürdü. Seçilmiş başkan anlaşmayı eleştirerek “çok kötü” olarak nitelendirdi ve bunun yerine yarı iletken üretimini ABD’ye çekmek için gümrük tarifelerini kullanmayı önerdi.

Nikkei Asia’ya konuşan üst düzey bir yönetim yetkilisi, nihai anlaşmaların imzalanmasının Trump yönetimine şartları değiştirmek için çok az alan bıraktığını çünkü “bunun bağlayıcı bir sözleşme olduğunu” söyledi. “Yani şirket kilometre taşlarını yerine getirdiği sürece, hükümetin ilerlemesi için sözleşmeye bağlı bir anlaşma” dedi.

Beyaz Saray ulusal ekonomi danışmanı ve Çip Uygulama Yönlendirme Konseyi eş başkanı Lael Brainard’a göre ufukta benzer hamleler var. Brainard perşembe günü gazetecilere verdiği demeçte, “Önümüzdeki iki ay boyunca, Ticaret Bakanlığı’nın daha fazla ödülü sonuçlandırdığını görmeye devam edeceksiniz ve bugüne kadar kaydedilen ilerlemenin on yılın sonuna kadar devam etmesini sağlayacağız” dedi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Trump’tan bir kez daha Ukrayna’daki savaşı bitime sözü

Yayınlanma

ABD seçimlerinden galip çıkan Donald Trump, bir kez daha yönetiminin öncelikli hedeflerinden birinin Ukrayna’daki savaşı sona erdirmek olacağını duyurdu.

Trump, Florida’daki Mar-a-Lago malikanesinde düzenlenen galada şu açıklamalarda bulundu: “Rusya ve Ukrayna konusunda çok sıkı çalışacağız. Bu savaş sona ermeli. Üç gün içinde binlerce insanın, çoğu asker, hayatını kaybettiğine dair haberler gördüm. Ancak ister asker olsun ister şehirlerdeki insanlar, bu konuda çaba sarf edeceğiz.”

Trump’ın sözcüsü Karoline Leavitt, daha önce yaptığı bir açıklamada Trump’ın, 20 Ocak 2025’teki yemin töreninin ardından “ilk gün” Rusya ve Ukrayna temsilcilerini müzakere masasına oturtmayı planladığını belirtmişti.

Bloomberg‘in kaynakları, Trump’ın Ukrayna politikasını, göreve başlamadan iki ay önce şekillendirmeye başladığını söyledi.

Trump, seçim kampanyası sırasında defalarca, göreve geldikten kısa bir süre sonra Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı savaşı sona erdireceğini iddia etmişti. Hatta bu savaşı “bir gün içinde” bitirebileceğini söylemişti.

Ancak Trump, Kiev’i barışçıl diyaloğu reddetmesi durumunda askeri yardımı kesmekle tehdit etmek ve Moskova’yı, çatışmayı çözmek istemediği takdirde Ukrayna’yı daha fazla silahlandırmakla uyarmak gibi çifte ültimatomların ötesinde somut bir plan sunmadı.

Trump’ın danışmanları, mevcut cephe hattındaki askeri çatışmanı dondurmayı ve Ukrayna’nın NATO’ya üye olmasını en az 20 yıl boyunca reddetmesini önerdi. Fakat Trump, henüz Ukrayna’daki savaşı sona erdirecek somut bir planı onaylamadı.

Ukrayna’da müzakere gündemi: Toprak mı güvenlik garantisi mi?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English