Bizi Takip Edin

AVRUPA

Bloomberg: Avrupa otomotiv sektöründe sorun aşırı kapasite

Yayınlanma

Volkswagen’in Almanya’da fabrikalarını kapatma ve işçileri işten çıkarma tehdidinde bulunması, Avrupa’nın otomobil sektörü için dönüm noktası olarak görülüyor.

Bloomberg’in Just Auto verilerinden yaptığı analize göre, Avrupa’nın en büyük beş otomobil üreticisinin (BMW, Mercedes-Benz, Stellantis, Renault ve VW) büyük binek otomobil fabrikalarının neredeyse üçte biri geçen yıl kapasitelerinin yarısından daha az araç üreterek atıl kaldı.

Renault, Stellantis ve VW’nin sırasıyla Douai, Mirafiori ve Osnabrück’teki tesislerinde kapasite kullanım oranı %50’nin altına düşmüş durumda. Örneğin Stellantis’in elektrikli Fiat 500’üne talep olmaması nedeniyle Mirafiori’deki üretim 2024’ün ilk yarısında %63 düştü.

2019 seviyesi 0 noktası olarak alındığında, Avrupa’nın beş büyük otomobil üreticisinde de kapasite kullanım oranının 5 senede 0’ın altında olduğu görülüyor.

Bir başka dikkat çekici veri de, 2019’dan bu yana kapasite kullanım oranındaki ortala değişim söz konusu olduğunda en kötü performansı sırasıyla Fransız ve Alman otomobil fabrikalarının sergilemiş olması.

Draghi raporu ve Avrupa’nın Bush momenti

AB, ABD ve Çin rekabetinin gerisinde kalıyor

Bloomberg’e göre kapanan tesisler, rakiplerin gerisinde kalan bölgenin uzun süreli bir gerilemeyle karşı karşıya olduğu yönündeki endişeleri artıracak.

Avrupa’da yıllık satışların pandemi öncesi seviyelerin yaklaşık 3 milyon altında kalması, fabrikaların dolmamasına ve binlerce işin riske girmesine neden olurken, VW salı günü Almanya’da işçilerin on yıllardır yararlandığı istihdam garantilerini kaldırdı.

Elektrikli araçlara olan talepte beklenmedik bir yavaşlama ve önemli ihracat pazarları olan ABD ve Çin’de artan rekabet, üreticilerin rekabetçi kalabilmek için Avrupa’da tasarruf yapmaları gerektiği anlamına geliyor.

Tesla’nın Model Y’sinin geçen yıl bölgenin en çok satan modeli olmasının ardından, BYD liderliğindeki Çinli üreticiler şimdi agresif bir şekilde bölgeye giriyor.

Avrupa’da fabrikaların kapanması tehdidi, işçi kıtlığının işgücü maliyetlerini artırması ve Ukrayna’daki savaş nedeniyle enerji giderlerinin zaten yüksek olan seviyelerden daha da yükselmesi nedeniyle son yıllarda daha da kötüleşti.

İşlerin tersine dönmemesi bölge ekonomisine darbe vuracak. Otomobil endüstrisi Avrupa Birliği’nin gayrisafi yurtiçi hasılasının %7’sinden fazlasını ve 13 milyondan fazla istihdamı oluşturuyor.

Otomobil montaj tesisleri de motor parçaları tedarikçilerinden kamyon şirketlerine ve personel kafeteryasına teslimat yapan yerel fırına kadar civardaki sayısız işletmeye iş sağlıyor.

Almanya’da sanayi üretimi temmuz ayında düştü

Almanya’da sorun daha büyük

Otomobil üreticilerinin ve tedarikçilerinin, iyi tasarlanmış içten yanmalı motorlu otomobillerde onlarca yıl liderlik ettikten sonra elektrikli araçlara geçişle mücadele ettiği Almanya’da durum özellikle vahim görünüyor.

BMW salı günü yaptığı açıklamada, parça üreticisi Continental’deki bir fren sorunu ve Çin’deki düşük talep nedeniyle kârlarının darbe alacağı uyarısında bulundu.

Sadece birkaç saat sonra VW, Almanya’daki iş garantilerini sona erdirdiğini doğruladı ve sendikalarla uzun bir çatışmaya girmeye hazırlandı.

Danışmanlık şirketi Oliver Wyman’ın sektör uzmanı Fabian Brandt, Avrupa’daki otomobil fabrikaları için “büyük bir konsolidasyon baskısı” olduğunu söyledi ve “Verimsiz fabrikalar değerlendirilecek ve kapanan başka tür fabrikalar da olacak,” dedi.

87 yıl sonra bir ilk: Volkswagen Almanya’daki fabrikalarını kapatmayı düşünüyor

%50’nin altındaki kapasite kullanım oranı zarar demek

Bir otomobil fabrikasının kâr elde etmek için ihtiyaç duyduğu kapasite kullanım oranı, hangi ürünlerin üretildiği ve otomobil üreticilerinin kayıp üretimi telafi etmek için vardiyaları, personeli ve diğer masrafları azaltıp azaltamayacağı gibi bir dizi faktöre bağlı olarak değişebilir. 

Bloomberg Intelligence analisti Michael Dean, kapasitesinin %50’sinden daha azıyla çalışan bir tesisin zarar ettiğini varsaymanın adil olduğunu söyledi.

Bu tablo otomobil üreticileri arasında eşit değil ve yeni modeller fabrikaları hızla doldurabiliyor.

Yüksek fiyatlar ve kutuplaştırıcı tasarımlar nedeniyle elektrikli araç satışlarında BMW’nin gerisinde kalan Mercedes-Benz, talebi desteklemek için birkaç yeni model sunmaya hazırlanıyor.

S-Serisi üreticisi, son derece esnek bir küresel üretim ağından faydalandığını ve çalışanlarının en azından 2029’un sonuna kadar zorunlu işten çıkarmalara karşı korunduğunu söyledi.

Alman sanayisi silah sektörüne yöneliyor

Volkswagen’in elektrikli araçlarla imtihanı

VW de pandemiden sonra üretimini artırma konusunda diğerlerinden daha başarılı oldu, fakat Çek Cumhuriyeti’nde Skoda, Britanya’da Bentley ve İtalya’da Lamborghini’yi satın alarak yıllar süren genişleme, şirketi bölgenin en geniş fabrika ağına sahip hale getirdi.

İki yıl önce VW Almanya’da 2 milyar avroluk yeni bir elektrikli araç fabrikasının planlarını detaylandırmış ve elektrifikasyon hamlesini sektörün en büyüğü olarak lanse etmişti. VW, satışların yavaşlamaya başladığı geçen yıl projeyi rafa kaldırdı.

İki ay önce şirket, elektrikli Audi Q8 e-tron’a olan talebin düşük olması nedeniyle Brüksel’deki bir tesisi kapatmak zorunda kalabileceğini söyledi.

Alman basını, Volkswagen’in Rusya’ya geri döndüğünü öne sürdü

Elektrikli araç satışlarındaki yavaşlama korkutuyor

Elektrikli araçlardaki yavaşlamanın etkileri yayılıyor. VW ve Volvo gibi otomobil üreticileri elektrifikasyon hedeflerinden geri adım atarak tedarikçileri açıkta bıraktı.

Maliyetleri düşürmek isteyen Stellantis İcra Kurulu Başkanı Carlos Tavares, Peugeot ve Fiat üreticisinin kârının ilk yarıda düşmesinin ardından baskı altında.

Jeep SUV üreticisi ABD’de zorlanırken, VW ve Alman meslektaşları, yerli üreticilerin devraldığı Çin’de daha güçlü rüzgarlarla karşı karşıya.

Renault son yıllarda küçülmeye gitti ve CEO Luca de Meo bu ay yaptığı açıklamada üreticinin küresel üretim kapasitesinin %90’ında çalıştığını ve işe alım modunda olduğunu söyledi.

Geçtiğimiz yıl, otomobil üreticisi model portföyünde bir revizyona gitmiş ve bu da Fransa’daki bazı fabrikalarının üretimini olumsuz etkilemişti.

Öte yandan Avrupa’daki fabrikaların kapatılması yeni bir şey değil. Honda Motor üç yıl önce İngiltere’deki Swindon tesisini kapatarak yaklaşık 3.000 kişiyi işten çıkarmıştı.

Alman yatırımcılar hâlâ karamsar

AVRUPA

Operationsplan Deutschland: Almanya’da “planlı ekonomi” tartışması

Yayınlanma

Ukrayna’nın Rusya’ya ilk kez ABD yapımı uzun menzilli füzeler fırlatması ve Rusya lideri Vladimir Putin’in ülkesinin nükleer doktrinini güncellemesi ile birlikte Avrupa ülkeleri kıtada topyekûn bir savaşa hazırlanıyor.

Alman Silahlı Kuvvetlerinin (Bundeswehr) hazırladığı “Operationsplan Deutschland” (Almanya Organizasyon Planı) başlıklı 1.000 sayfalık belgeye göre Almanya’nın NATO ülkelerinden yüz binlerce askere ev sahipliği yapacağı ve cepheye büyük miktarlarda askeri teçhizat, gıda ve ilaç göndermek için lojistik bir merkez olarak hizmet vereceği bildirildi.

Alman ordusu ayrıca Rusya’nın Avrupa genelinde insansız hava araçları uçuşlarını, casusluk operasyonlarını ve sabotaj saldırılarını genişlettiği bir durumu varsayarak şirketlere ve sivillere kilit altyapıyı nasıl koruyacakları ve ulusal savunma için nasıl harekete geçecekleri konusunda talimat veriyor.

İşletmelere acil durumlarda çalışanların sorumluluklarını detaylandıran kriz planları oluşturmaları tavsiye edildi ve enerji bağımsızlığını sağlamak için dizel jeneratör stoklamaları ya da rüzgar türbinleri kurmaları talimatı verildi.

Ekonomiye daha fazla devlet müdahalesi konuşuluyor

Bu kapsamda ekonomiye ve şirketlere yönelik devlet müdahalesi daha yoğun bir şekilde tartışılmaya başladı.

Alman devleti, kriz durumlarında geniş kapsamlı haklara sahip. Enerji krizi, devletin ne kadar hızlı müdahale edebileceğini göstermişti: O dönemde Alman hükümeti gaz depolama tesislerini kanun yoluyla doldurmuş, gaz ithalatçısı Uniper’i kamulaştırmış ve diğer şeylerin yanı sıra yüzer LNG terminalleri tedarik etmişti.

faz’ın Bavyera İşletmeler Birliği Genel Müdürü Bertram Brossardt’ın açıklamalarına dayandırdığı haberine göre, acil bir durumda “planlı ekonomiye geçiş” bile mümkün olabilir.

Bu “planlı ekonomi” uygulamalar kapsamında devlet gıda kuponu vermesi, hatta insanları su temini ya da ulaşım şirketleri gibi belirli sektörlerde çalışmaya zorlaması da gündeme getiriliyor.

Dolayısıyla şirketlerin de bugün afet yardımı, Bundesanstalt Technisches Hilfswerk (Almanya’da afet ve acil durum yönetiminden sorumlu bir kuruluş – THW) ya da itfaiye için gönüllü olan çalışanlara sahip olmaları durumunda bundan yarar sağlayabileceği öne sürülüyor.

Hamburg’daki şirket eğitimini veren Yarbay Jörn Plischke, “Bunu desteklemek size yılda birkaç güne mal olur. Fakat bir kriz anında, insanları ve altyapıyı koruyan kişilerle doğrudan bir bağlantınız olur,” diyor.

Hamburg: Sivil-askeri ekonominin kesişimi

Yarbay Plischke’nin katıldığı etkinliğin gerçekleştiği Hamburg, mal ve asker taşımacılığında merkezi bir konumda.

Hansa kentinin belediye başkanı Peter Tschentscher, faz’a verdiği demeçte, “Altyapımız askeri amaçlarla kullanılırsa, siber saldırı ve sabotaj riski önemli ölçüde artar,” uyarısında bulundu.

Hamburg Senatosu bu nedenle sivil savunmayı güçlendirmek için ek kadrolar oluşturdu. Birliklerde savaşmayan fakat koruma ve güvenliği sağlamak için çalışan gönüllülerden oluşan üçüncü bir “yurt savunma birliği” hizmete sokuldu.

Hansa kentinde şu anda Alman Silahlı Kuvvetleri ve sivil güçlerle birlikte tatbikatlar yapılıyor.

Habere göre, “Red Storm Alpha” adı verilen bu tatbikatta liman tesislerinin korunması konusunda eğitim veriliyor.

Bir sonraki tatbikat olan “Red Storm Bravo” ise yakında başlayacak ve daha büyük çaplı olacak.

Bu tür tatbikatlardan elde edilen deneyimler daha sonra “Almanya Organizasyon Planı”na aktarılacak. Bu planın sürekli gelişen ve yeni bilgi ve tehditlere uyum sağlayan “yaşayan bir belge” olması amaçlanıyor.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Ford Avrupa’da 4.000 kişiyi işten çıkaracak

Yayınlanma

Ford, elektrikli araçlara olan talebin yavaşlaması ve Çinli rakipleriyle girdiği rekabet nedeniyle Avrupa’da yaklaşık 4.000 kişiyi işten çıkarmayı planlıyor.

ABD’li şirket çarşamba günü yaptığı açıklamada, kesintilerin 2027 yılı sonuna kadar uygulanacağını ve Avrupa’daki 28.000 kişilik işgücünün yaklaşık yüzde 14’ünü temsil eden Almanya’daki 2.900 ve Birleşik Krallık’taki 800 işi etkileyeceğini söyledi.

Ford’un Birleşik Krallık’taki iki tesisi Dagenham ve Halewood ile İspanya’nın Valencia kentindeki fabrikası etkilenmeyecek.

Yetkililer kesintilerin idari görevlerin yanı sıra benzinli motor üretimiyle ilgili işleri de kapsayacağını söyledi.

Ford’un Avrupa Başkan Yardımcısı Dave Johnston, iş kayıplarına rağmen şirketin bölgeye bağlılığını sürdürdüğünü söyledi ve “Ford’un Avrupa’da gelecekteki rekabet gücünü sağlamak için zor ama kararlı adımlar atmak kritik önem taşıyor,” dedi.

İşçi Konseyi Başkanı: Personel kesintisi sürdürülebilir bir iş stratejisi değil

Söz konusu hamleler sendikalar ve hükümetlerle yapılacak görüşmeleri bekliyor. Ford’un işçi konseyi başkanı Benjamin Gruschka, “Bu büyük istihdam kesintisini reddediyoruz. Daha fazla personel kesintisi sürdürülebilir bir iş stratejisi değildir,” dedi.

Birleşik Krallık hükümeti de Ford’u planlanan kesintilerin tüm ayrıntılarını paylaşmaya çağırdı. Bir sözcü, “Ford ile uzun süredir devam eden bir ortaklığımız var ve Birleşik Krallık’taki üretim gelecekleri konusunda onlarla yakın bir şekilde çalışmaya devam edeceğiz,” dedi.

Küresel otomotiv endüstrisi, elektrikli araç satışlarındaki büyümenin yavaşlaması ve Çinli rakiplerle yaşanan sert fiyat rekabeti nedeniyle Avrupa’da ve başka yerlerde fabrikaların kapatılması ve personel sayısının azaltılması yönünde yoğun bir baskı altına girdi.

Şirket geçen yıl da 3.800 kişiyi işten çıkaracağını duyurmuştu

Ford, yıllardır zarar açıkladığı ve işten çıkardığı Avrupa’da zor günler geçiriyor. Şirket, yavaşlayan talebi karşılamak için, rekabet gücü yüksek pazarın daha kârlı alanlarına odaklanmak amacıyla ürün gamındaki araç sayısını azalttı.

Ford’un Avrupa’daki insan kaynakları başkanı Peter Godsell, daha fazla yeniden yapılandırma adımını göz ardı edemeyeceğini söyledi ve “benzeri görülmemiş” regülasyonları ve iktisadi rüzgarları suçladı. Godsell, “İleriye dönük olarak uygulanabilir ve kârlı bir işle burada var olmanın bir yolunu bulmamız gerekiyor,” diye ekledi.

Ford geçen yılın başlarında 1.300’ü İngiltere’de olmak üzere Avrupa’da 3.800 kişiyi işten çıkaracağını açıklamıştı.

İcra Kurulu Başkanı Jim Farley, geçmişte elektrikli otomobillerin üretiminde içten yanmalı motorlarla çalışan araçlara kıyasla “yüzde 40 daha az işçiye” ihtiyaç duyulacağı konusunda uyarıda bulunmuştu.

Ford’dan Alman hükümetine uyarı

Ford ayrıca Almanya’da geliştirilen ve üretilen elektrikli spor aracı yeni Explorer ve elektrikli Capri’nin üretimini azaltacağını ve bunun Köln fabrikasındaki çalışma saatlerinin daha da kısalmasına neden olacağını söyledi. Şirket fabrikayı elektrikli araç üretecek şekilde dönüştürmek için 2 milyar dolar yatırım yaptı.

Ford’un finans müdürü John Lawler kısa bir süre önce Alman hükümetine bir bildiri yazarak piyasa koşullarını iyileştirmek ve emisyon hedeflerini karşılamak için esneklik sağlamak üzere daha fazlasını yapması çağrısında bulundu.

Lawler mektubunda, “Avrupa ve Almanya’da eksik olan şey, e-mobiliteyi ilerletmek için açık ve net bir politika gündemidir,” dedi.

Volkswagen’den patronlara taviz önerisi

Çarşamba günü erken saatlerde Volkswagen çalışanları, Alman şirket yöneticilerinin ikramiyeleri düşürmeyi, temettüleri azaltmayı ve fabrikaları kapatma planlarını iptal etmeyi kabul etmeleri halinde gelecekteki maaş artışlarından 1,5 milyar avroyu kaybetmeye hazır olduklarını söyledi.

IG Metall’in baş müzakerecisi Thorsten Gröger ve VW iş konseyi başkanı Daniela Cavallo düzenledikleri ortak basın toplantısında, daha önce talep edilen yüzde 7’lik ücret artışının, kısa süreli saat azaltma dönemlerinde ücretleri desteklemek üzere bir “dayanışma fonuna” aktarılmasını önerdiler. 

VW çalışanları ile yöneticiler arasında giderek gerginleşen açmazın ilk tavizi olan önerilen paket, yöneticilerin önümüzdeki iki yıl boyunca ikramiyelerinin bir kısmından ve “temettü politikası yoluyla katkıdan” vazgeçmeleri anlamına geliyor.

IG Metall’den Gröger, VW yöneticilerinin Almanya’daki en az üç fabrikayı kapatma planlarından vazgeçmeyi kabul etmemeleri halinde, “ülkenin on yıllardır görmediği bir endüstriyel anlaşmazlığa” hazırlanmaları gerektiğini söyledi.

VW’nin Almanya’daki tesislerinde olası grevler 1 Aralık’tan itibaren mümkün olacak.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Baltık Denizi’nde iletişim kabloları hasar gördü: Sabotaj şüphesi

Yayınlanma

Baltık Denizi’nin altındaki telekomünikasyon kablolarında hasar meydana geldi. Finlandiya-Almanya hattındaki C-Lion1 kablosunda yaşanan kesinti, sabotaj şüphelerini güçlendirdi. Almanya, İsveç ve Litvanya olayla ilgili soruşturma başlatırken, Rusya suçlamaları reddetti.

Finlandiya ile Almanya arasında Baltık Denizi’nin altından geçen C-Lion1 telekomünikasyon kablosunda bir kesinti yaşandı.

Ayrıca Litvanya ile İsveç arasındaki iletişim kabloları da zarar gördü. Alman Savunma Bakanı Boris Pistorius, bu olayların sabotaj ihtimaline işaret edebileceğini belirtti.

Finlandiya devlet telekom altyapı operatörü Cinia, kabloda hasar tespit etti ve onarım için özel bir gemi hazırladı. Onarımın tam tarihinin belirsiz olduğu, ancak önümüzdeki hafta başlamasının planlandığı bildirildi.

Litvanya ile İsveç arasında iletişim sağlayan kablonun kesilmesi, Telia Lietuva tarafından doğrulandı. Olay, ülkede internet erişiminin yüzde 33 oranında azalmasına neden oldu.

Helsingin Sanomat gazetesi, Çin’e ait Yi Peng 3 gemisinin hasar bölgesine yakın olduğunu, bu geminin Danimarka donanması tarafından takip edildiğini öne sürdü.

İsveç, olayın sabotaj olabileceği şüphesiyle soruşturma başlattı.

Litvanya, olayın “terör” kapsamında değerlendirildiğini ve kablonun tamamen mi kesildiği yoksa sadece hasar mı gördüğünün soruşturulduğunu duyurdu.

Finlandiya Merkezi Soruşturma Dairesi, iletişim müdahalesi ve mülke zarar verme suçlarından inceleme yürütüyor.

Almanya ve Finlandiya dışişleri bakanlıkları, olayla ilgili derinlemesine bir soruşturma yürütüleceğini açıklarken, İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, sabotaj iddialarının henüz kesinleşmediğini ifade etti.

Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius ise, kablonun yanlışlıkla zarar görmüş olabileceği ihtimaline şüpheyle yaklaştı.

Rusya, bu tür olaylarda kendisine yöneltilen suçlamaları reddetti. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, iddiaları “saçma ve komik” olarak nitelendirdi.

Baltık Denizi’nin altından geçen C-Lion1, Finlandiya’nın Kuzey Akım doğalgaz boru hatlarının rotasını takip ederek Orta Avrupa’ya doğrudan bağlantı sağlayan tek denizaltı kablosu.

Kablo, 2016’da devreye alındı ve Helsinki ile Rostock (Almanya) arasında veri aktarımı yapıyor.

Finlandiya ve Estonya, Baltık Denizi’nde Rusya donanmasına karşı plan hazırlıyor

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English