Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Brezilya, Çin’e anti-damping soruşturması başlattı

Yayınlanma

Latin Amerika’nın en büyük ekonomisi Brezilya ucuz ithal mal dalgasıyla sarsılırken, Sanayi Bakanlığı Çin’in sanayi ürünlerinde damping yaptığı iddiasıyla bir dizi soruşturma başlattı.

Sanayi kuruluşlarının talebi üzerine bakanlık son altı ay içinde metal levhalar ve boyalı çelikten kimyasallar ve lastiklere kadar çeşitli ürünler hakkında en az yarım düzine soruşturma açtı.

Brezilya’nın aldığı önlemler, dünyanın ikinci büyük ekonomisi emlak sektöründeki yavaşlama ve zayıf iç talep nedeniyle kapasite fazlasıyla mücadele ederken, dünyanın Çin’den gelecek bir ‘ithalat seline’ hazırlandığı bir dönemde geldi.

Çin, ekonomisini canlandırmak için özellikle güneş enerjisi, elektrikli araçlar ve bataryalar gibi gelişmiş üretim alanlarına yatırım yapıyor. Brezilya’nın yanı sıra Çin’in Vietnam, Tayland, Malezya ve Endonezya’ya yaptığı çelik ihracatı son aylarda hızla arttı.

Kimya endüstrisi ‘koruma’ istiyor

AB’nin Çin elektrikli araçlarına yönelik sübvansiyon karşıtı bir soruşturma başlatması ve Biden yönetiminin yakın zamanda Asya ülkesinin araçlarına yönelik güvenlik endişelerini dile getirmesiyle birlikte gelişmiş pazarlar Çin’den yapılan ithalata karşı kapsamlı önlemler almaya başladı.

Buna karşın Çin’in ihracatı bu yılın ilk iki ayında yüzde 7,1 artarak ithalattaki büyümenin çok üzerinde gerçekleşti.

Çin gümrük verilerine göre, Çin’in Brezilya’ya ihracatı ve Brezilya’dan ithalatı yılın ilk iki ayında üçte birden fazla artış gösterdi.

Financial Times’ın aktardığına göre Brezilya Kimya Endüstrisi Birliği Başkanı André Passos Cordeiro, “Geçen yıl ulusal kimya endüstrisinin tüm tarihindeki en kritik durumlardan birine tanık olduk. İthalat tarifelerindeki geçici artışları, bu yağmacı operasyonlarla mücadele etmek ve iç pazarı korumak için vazgeçilmez bir düzenleyici araç olarak görüyoruz,” dedi.

Lula, Çin’e karşı ihtiyatlı davranıyor

Ticari gerilimler, hem Pekin ile ilişkileri geliştirmeye hem de Brezilya’nın ulusal sanayilerini korumaya ve geliştirmeye çalışan Devlet Başkanı Luiz Inácio Lula da Silva için bir ikilem yaratıyor.

Geçen yıl üçüncü kez başkanlığa dönen Lula, sanayi politikasını ekonomi stratejisinin merkezine yerleştirdi.

Fakat Brezilya’nın en büyük ticaret ortağı ve soya fasulyesi ve demir cevheri gibi emtiaların önemli bir alıcısı olan Pekin ile karşı karşıya gelmekten kaçınması da muhtemel.

Geçen yıl Brezilya Çin’e 104 milyar dolardan fazla mal ihraç ederken 53 milyar dolarlık ithalat yaptı. 2023’te yıl Brezilya’dan sevk edilen 101 milyon metrik ton soya fasulyesinin yüzde 70’i (yaklaşık 39 milyar dolar değerinde) Çin’e gitti.

En son soruşturmalardan biri, Brezilyalı büyük bir çelik üreticisi olan CSN’nin Temmuz 2022 ile Haziran 2023 arasında Çin’den belirli karbon çelik sac türlerinin ithalatının neredeyse yüzde 85 arttığını iddia eden etmesi üzerine bu ayın başlarında başlatıldı.

Sanayi Bakanlığı, 18 ay sürmesi planlanan soruşturmayı başlatırken, ‘Çin’den Brezilya’ya yapılan ihracatta damping uygulandığını gösteren yeterli unsur … ve bu uygulamadan kaynaklanan yerli sanayiye verilen zarar’ olduğunu söyledi.

Brasília’nın demir hassasiyeti

Brezilyalı çelik üreticileri hükümetten ithal çelik ürünlerine %9,6 ile %25 arasında değişen oranlarda gümrük vergisi getirmesini talep etti. Çin’den yapılan toplam çelik ve demir ithalatı 2014 yılında 1,6 milyar dolardan geçen yıl 2,7 milyar dolara yükseldi.

Latin Amerika ülkesi, çelik üretiminde temel bir bileşen olan demir cevherinde dünyanın en büyük ihracatçılarından biri olduğu için artan çelik ithalatı Brezilya hükümeti için özellikle hassas bir nokta.

Sanayi bakanlığının geçtiğimiz aylarda ayrı soruşturmalar başlattığı kimyasallar ve lastikler de tartışma konusu. Resmi verilere göre, Çin’den yapılan kimyasal ftalik anhidrit ithalatı Temmuz 2018 ile Haziran 2023 arasında hacimsel olarak yüzde 2.000’den fazla arttı. Aynı dönemde lastik ithalatı da yüzde 100’den fazla artarak 23 milyon adetten 47 milyon adede ulaştı ve bunun yaklaşık yüzde 80’i Çin’den geldi.

Tek soruşturma açan ülke Brezilya değil

Brezilya, Çin’den gelen sanayi ürünlerindeki artışla ilgili endişelerini dile getiren tek gelişmekte olan pazar değil.

Tayland’da hükümet Çinli şirketleri anti-damping vergilerinden kaçınmakla suçlarken, endüstri grupları da piyasadaki ucuz çelikten kaynaklanan büyük kayıplar konusunda uyarıda bulundu.

Vietnam hükümeti, yerel sanayiden gelen şikayetler üzerine Çin’den gelen rüzgar kuleleri ve bazı çelik ürünlerinin dampingine ilişkin soruşturma başlattı.

Geçtiğimiz ağustos ayında Meksika, serbest ticaret anlaşması bulunmayan ülkelerden ithal edilen yüzlerce ürüne yüzde 5 ila 25 arasında değişen oranlarda gümrük vergisi getirmişti ve bu vergilerden en çok etkilenen ülkelerden biri de Çin olmuştu.

DİPLOMASİ

Bulgaristan Gazprom’dan 400 milyon avro talep ediyor

Yayınlanma

Bulgaristan devlet doğalgaz şirketi Bulgargas, Rus doğalgaz tekeli Gazprom Export-Import’tan Nisan 2022 sonunda doğalgaz tedarikinin durdurulması nedeniyle 400 milyon avrodan fazla tazminat talep ediyor.

Gazprom, Ukrayna’da savaşın başlamasının ardından ülkenin Rus gazı için ruble cinsinden ödeme yapmayı reddetmesinin ardından Bulgaristan’a tedariki durdurmuştu. Bulgaristan şimdi doğrudan Gazprom’dan tazminat talep ediyor.

“Rus şirketinin tazminat talebini gönüllü olarak çözmesi için bir aylık bir süresi olacak. Anlaşma sağlanamazsa Paris’te tahkim davası açılacak,” diyen Enerji Bakanı Vladimir Malinov, 400 milyon avroluk zararın uluslararası hukuk firmaları tarafından hazırlanan hukuki ve mali analizler sonucunda hesaplandığını kaydetti.

Bakan, önceki Bulgar hükümetlerinin Gazprom’a karşı talepte bulunma konusunda “kabul edilemez” iki yıllık bir gecikmeye izin verdiklerini de sözlerine ekledi.

Nisan 2022’de Gazprom, Polonya ile birlikte Bulgaristan’ın da Rusya gazının bedelini ruble olarak ödemeyi reddetmesi üzerine, o dönemde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in gazın bedelinin ruble olarak ödenmesi gerektiği yönündeki kararını gerekçe göstererek Bulgaristan’a gaz sevkiyatını durdurmuştu. Sofya, sözleşmede ABD dolarına atıfta bulunulduğunu öne sürüyor.

Daha sonra Bulgaristan, Rusya doğalgazına karşı yeni adımlar atmaya karar verdi. Geçen ekim ayında ülke, Gazprom tarafından ödenmek üzere Bulgaristan’dan geçen Rus gazına ek bir enerji vergisi getirmeye karar verdi.

Macaristan ve Sırbistan, Bulgaristan üzerinden Orta Avrupa’ya giren Rus gazının fiyatında önemli bir artışa yol açacağı için buna şiddetle itiraz etti.

Aralık ayında, Bulgaristan’ın Schengen’e hava ve deniz yoluyla katılması için müzakereler devam ederken Bulgar hükümeti bu fikirden vazgeçti. Macaristan ise Bulgaristan’ın üyeliğini veto etmekle tehdit etti.

Mart 2024’te GERB lideri ve eski başbakan Boyko Borissov, gaz vergisinin getirilmesinin, Bulgaristan’ın Schengen bölgesine katılımı üzerindeki vetosunu kaldırması için Avusturya’ya baskı yapmak için bir araç olduğunu söyledi.

1 Ocak 2025’ten itibaren Gazprom’un Ukrayna ile olan sözleşmelerinin sona erecek olması nedeniyle Bulgaristan, Türk Akımı üzerinden Rus gazı ithalatı için tek güzergah olacak.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

UAD’de İsrail’e “yalancı” protestosu

Yayınlanma

İsrail’in avukatları, Uluslararası Adalet Divanı (UAD) duruşmasında Gazze savaşının trajik olduğunu ancak soykırım yapılmadığını iddia ederken protesto edildi.

İsrail’in Refah’ta başlattığı saldırıların Gazzelilerin haklarını geri dönülmez şekilde ihlal ettiği gerekçesiyle Güney Afrika Cumhuriyeti’nin, UAD’nin acil şekilde yeni tedbirlere hükmetmesine ilişkin talepleri Divan’da ele alındı.

Lahey merkezli UAD’de Güney Afrika’nın yeni ihtiyati tedbir talepleriyle ilgili ikinci ve son günü olan duruşmalarda İsrail tarafı savunmasını yaptı.

Duruşmada İsrail adına söz alan Uluslararası Hukuktan sorumlu Başsavcı Yardımcısı Gilad Noam, Divan’dan gelen duruşma kararını 13 Mayıs’ta öğrendiklerini ve kısa süre içerisinde kendilerinin ve avukatlarının yeterince hazırlanacak vakit bulamadıklarını ifade etti.

Noam, Güney Afrika’nın iddialarının yersiz olduğunu savunarak “Bir kez daha belirtmek zorundayım ki trajik bir savaş yaşanıyor ancak ortada bir soykırım yok” iddiasında bulundu.

Konuşmasını, Güney Afrika’nın iddiaları yanıtlamak yerine Hamas’ın saldırılarını anlatarak sürdüren Noam, Hamas’ın elindeki rehinelerin çok kötü şartlarda tutulduğunu öne sürdü.

İsrail’in rehineleri kurtarmak için harekete geçtiğini ileri süren Noam, “Her devlet böyle yapardı” iddiasında bulundu.

Noam, Gazze için İsrail’in farklı planları olduğunu belirterek, “Hamas’ın olmadığı, Filistin ve İsraillilerin barış içinde yaşadığı bir Gazze” istediklerini savundu.

UAD Refah için acil tedbirleri görüşecek

BM’yi yok saydı

Noam, Güney Afrika’nın iddialarını desteklemek için kullandığı BM kurum ve kuruluşlarının belge ve delillerinin “inandırıcı kanıtlar” olmadığı savunmasını yaptı.

Gazze’de öldürüldüğü iddia edilen sivillere ilişkin kimlik bilgilerinin sahte olduğunu ileri süren Noam, “Hiçbir devlet hatasız değildir. Her sivil kayıp bir trajedidir ancak bu tek başına hukuka aykırı hareket edildiğini kanıtlamaz” savunmasında bulundu.

Noam’ın ardından kürsüye çıkan İsrail Dışişleri Bakanlığı baş hukuk müşaviri yardımcısı Tamar Kaplan-Tourgeman, Kerem Şalom kapısının İsrail’in egemenliğindeki topraklarda yer aldığını savunarak, İsrail’in insani yardımların geçişinin artması ve sivillerin zarar görmemesi için gerekli tüm çabaları gösterdiğini iddia etti.

Tourgeman, hem Filistinlilerin hem de İsraillilerin çektiği acılardan Hamas’ı sorumlu tutarak “Bu savaşın trajik olduğuna ve her iki tarafa da büyük acılara mal olduğuna şüphe yok, ancak bunu Hamas yaptı” dedi.

Hamas’ın hastaneleri kullandığını iddia eden Tourgeman, İsrail askerlerinin hastanelerdeki operasyonlarında hiçbir sağlık çalışanının etkilenmediğini veya zarar görmediğini ileri sürdü.

Tourgeman, Güney Afrika’ın ek tedbir taleplerinin dayanaktan yoksun olduğunu gerekçesiyle tamamının reddedilmesini istedi.

“Yalancılar!”

Tourgeman sözlerini sonlandırmak üzereyken Divan’da üst katta bulunan izleyicilerden birisi İsrail hukuk heyetine “Yalancılar, yalancılar!” diye bağırdı. Bunun üzerine mahkemenin canlı yayınına ara verildi. Protestocu Divan’dan çıkarıldıktan sonra yayın tekrar açıldı.

Duruşma sonlanmadan önce Divan’ın Alman Yargıcı Georg Nolte, İsrail tarafının özellikle Refah’ta sıkışan sivillere yönelik insani yardımı nasıl ulaştırdıklarını daha detaylı anlatmasını talep etti. Divan Başkanı Lübnanlı Yargıç Nawaf Salam, İsrail’in yarın akşam yerel saatle 18.00’e kadar Yargıç Nolte’nin sorusuna ilişkin beyanlarını yazılı olarak Divan’a sunmasını istedi.

Divan hakimleri tedbir talebine ilişkin müzakerelere başladı. Kararın birkaç hafta içerisinde açıklanması bekleniyor.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Firari Rus sermayedar Hodorkovskiy: Batı savaşı kaybediyor

Yayınlanma

Rusya’da vergi kaçakçılığı ve dolandırıcılıktan hüküm giyen eski Yukos enerji şirketinin patronu Mihail Hodorkovskiy, X (eski adıyla Twitter) hesabından yaptığı paylaşımda Batı’nın Ukrayna’daki savaşı kaybettiğini söyledi.

Katıldığı bir etkinlikte yaptığı konuşmayı paylaşan Hodorkovskiy, “Mevcut çabalar Ukrayna’nın kilit bölgelerinin önümüzdeki 2 yıl içinde (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin’in eline geçmesini engellemeye yetmiyor. Putin, savaş için yılda yaklaşık 120 milyar dolar, Rusya’nın 2,2 trilyon dolarlık GSYİH’sinin yüzde 5,4’ünü harcıyor,” dedi.

Avrupa Birliği’nin (AB) Ukrayna’ya iki yıl boyunca yaptığı yardımın 88 milyar dolar tutarında, yani birliğin GSYİH’sinin yaklaşık yüzde 0,25’i olduğunu kaydeden Hodorkovkiy, şöyle devam etti:

“Bu da, ABD’nin katkısını da dahil edersek, Putin’in Batı’yı en az 2,5’e 1 oranında geride bıraktığı anlamına geliyor. Bu yıl ABD desteği olmadan bu oran 4’e 1’e yükseliyor. Savaş başladığında Rusya’nın 142 milyonluk nüfusuna karşılık Ukrayna’nın 40 milyonluk nüfusu vardı, bu yaklaşık 3,5’a 1’lik bir oran. Şimdi, iki yıl sonra, bu oran 7’ye 1. Yine de Ukrayna’nın savaşmaya devam etmesini talep ediyoruz. Peki neyle savaşacaklar? Bu gidişle Harkov bu yıl içinde, Odessa ise gelecek yıl düşecek. Ukrayna 2026 yılına kadar sadece küçük çaplı bir partizan direnişini sürdürebilecek durumda olacak, ki bu en iyi senaryo.”

Polonya birliklerinin NATO’nun bir parçası olarak Ukrayna’ya girmesi halinde Lviv’in korunacağını, Ukrayna ordusunun tüm zorluklara rağmen savaşı sürdürmesinin daha iyimser bir senaryo olduğunu belirten Hodorkovskiy, şu ifadeleri kullandı:

“Müttefiklerinin desteği olmadan Ukrayna’nın işgali sonsuza kadar püskürtmesi beklenemez. Putin kesinlikle kendi müttefiklerinin desteğine sahip. Xi Jinping, Çin-Rus işbirliğinin sınırı olmadığını söyledi. Putin’in toprağa ihtiyacı olmadığını akılda tutmak önemli. Putin’in iç hedefleri için bir savaşa ihtiyacı var. Ve zayıf bir Batı onun için harika bir hedef.”

Ukrayna’da kamuoyu yoklaması: Rusya ile müzakereleri destekleyenlerin oranı yüzde 72’ye yükseldi

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English