Bizi Takip Edin

Asya

Çin, beyaz kitabını yayımladı: ‘Tek taraflılık ve korumacılık ilişkilere zarar veriyor’

Yayınlanma

Çin hükümeti, ABD ile ekonomik ve ticari ilişkilere dair tutumunu açıklayan beyaz kitabını yayımladı. Belgede, ilişkilerin karşılıklı yarara dayandığı vurgulanırken, ABD’nin Faz 1 Ticaret Anlaşması’ndaki yükümlülüklerini yerine getirmediği ve tek taraflı korumacı politikalarla küresel ticarete zarar verdiği kaydedildi. Pekin, farklılıkların eşit düzeyde diyalog ve işbirliği ile çözülmesi gerektiğini belirtti.

Çin Devlet Konseyi Enformasyon Dairesi, dün “Çin-ABD Ekonomik ve Ticari İlişkilerine İlişkin Belirli Konularda Çin’in Tutumu” başlıklı kapsamlı bir beyaz kitap yayımlayarak, Washington ile süregelen ticari anlaşmazlıklara ilişkin resmi pozisyonunu ortaya koydu.

Beyaz kitapta, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin doğası, Faz 1 Ticaret Anlaşması’nın uygulanması, Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kurallarına uyum ve ABD’nin tek taraflı politikaları gibi konular ele alındı.

Pekin yönetimi, beyaz kitabın giriş bölümünde, Çin ve ABD’nin sırasıyla dünyanın en büyük gelişmekte olan ve gelişmiş ülkeleri olduğunu belirterek, iki ülke arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin hem ikili hem de küresel istikrar ve kalkınma açısından büyük önem taşıdığını vurguladı.

Diplomatik ilişkilerin kurulduğu 1979’dan bu yana ikili ticaret hacminin 2,5 milyar dolardan 2024’te yaklaşık 688,3 milyar dolara yükseldiği hatırlatıldı.

ABD gümrük vergilerini neye göre hesaplıyor? Çin’in misillemesi nasıl etkileyecek?

‘İlişkiler karşılıklı yarar ve kazan-kazan temelinde’

Beyaz kitapta, Çin-ABD ekonomik ve ticari ilişkilerinin temelinde “karşılıklı yarar ve kazan-kazan” anlayışının yattığı ifade edildi.

İki ülkenin birbirleri için önemli ticari ortaklar olduğu, mal ve hizmet ticaretinin hızla arttığı belirtildi.

Çin’in, ABD’nin en büyük mal ihracat pazarı ve ikinci en büyük ithalat kaynağı olduğu; ABD’nin ise Çin’in üçüncü en büyük ihracat pazarı ve ikinci en büyük ithalat kaynağı konumunda bulunduğu kaydedildi.

Pekin, ticaret fazlası peşinde koşmadığını, ticaret dengesinin ABD ekonomisinin yapısal sorunları ile iki ülkenin karşılaştırmalı üstünlükleri ve uluslararası iş bölümünün bir sonucu olduğunu öne sürdü.

Mal ticareti, hizmet ticareti ve yatırımlar yoluyla yerel satışlar birlikte değerlendirildiğinde, iki ülkenin elde ettiği ekonomik faydaların kabaca dengeli olduğu bilgisi verildi.

Ayrıca, Çin’in ithalatı artırmak için Uluslararası İthalat Fuarı (CIIE) gibi platformlar aracılığıyla aktif adımlar attığı belirtildi.

Jeffrey Sachs, ABD’nin Çin’e yönelik ‘kapasite fazlası’ iddialarını reddetti: ‘kesinlikle yanlış’

Faz 1 anlaşması: Çin riayet etti, ABD terk etti

Beyaz kitapta, 15 Ocak 2020’de imzalanan Faz 1 Ticaret Anlaşması’na  geniş yer verildi.

Çin tarafının, Kovid-19 salgını, tedarik zinciri aksaklıkları ve küresel ekonomik durgunluk gibi zorluklara rağmen anlaşmadaki yükümlülüklerini titizlikle yerine getirdiği savunuldu.

Bu kapsamda fikri mülkiyet korumasının güçlendirildiği, tarım ve gıda ürünleri ile finansal hizmetler sektörlerinde pazar erişiminin artırıldığı ve zorla teknoloji transferinin yasaklandığı ifade edildi.

Buna karşılık, ABD tarafının anlaşma kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmediğine işaret edildi.

Beyaz kitaba göre Washington, anlaşmanın ruhuna aykırı olarak ihracat kontrollerini sıkılaştırdı, Çinli şirketlere yönelik yaptırımları artırdı ve yatırım kısıtlamaları getirdi.

Özellikle teknoloji transferi konusunda ABD’nin, TikTok örneğinde olduğu gibi, “ulusal güvenlik” bahanesiyle şirketleri satışa zorladığı ve yatırım işbirliğini engellediği öne sürüldü.

Tarım alanında ABD’nin, Çin’in kuş gribinden arî bölge statüsünü tanımadığı ve pestisitler konusunda işbirliği taleplerine yanıt vermediği belirtildi.

Finansal hizmetler ve döviz kuru konularında da ABD’nin kısıtlayıcı ve ayrımcı uygulamalarda bulunduğu iddia edildi.

Hazine Bakanı Bessent, Trump’ı tarifeler konusunda ‘odaklanmaya’ çağırıyor

‘Çin DTÖ kurallarına bağlı, ABD ihlal ediyor’

Bunun yanı sıra Pekin, 2001’de DTÖ’ye katılmasından bu yana serbest ticaret ilkesine bağlı kaldığını ve DTÖ kurallarına titizlikle uyduğunu vurguladı.

Bu süreçte 2 bin 300’den fazla merkezi yasa, yönetmelik ve kural ile 190 binden fazla yerel düzenlemenin gözden geçirilip revize edildiği belirtildi.

Gümrük vergisi oranlarının DTÖ taahhütleri doğrultusunda düşürüldüğü ve hatta son yıllarda tek taraflı olarak daha da indirildiği ifade edildi.

Sübvansiyonların DTÖ kuralları çerçevesinde ve makul sınırlar içinde verildiği, ilgili bildirimlerin zamanında yapıldığı savunuldu.

Beyaz kitapta, Çin’in “kapasite fazlası” yarattığı ve sübvansiyonlar gibi “piyasa dışı ekonomik davranışlarla” uluslararası piyasaları bozduğu yönündeki suçlamaların “mantıksız ve gerçek dışı” olduğu belirtildi.

Bu tür iddiaların ticaret korumacılığı olduğu ve küresel tedarik zincirlerine zarar vereceği vurgulandı.

Diğer yandan Çin’in iş ortamını sürekli iyileştirdiği, yabancı yatırımlar için pazar erişimini genişlettiği ve yerli-yabancı tüm işletmelere eşit davrandığına dikkat çekildi.

BlackRock CEO’su Fink: ABD ekonomisi biz konuşurken zayıflıyor

‘Washington, ‘ulusal güvenlik’ kavramını keyfi olarak genişletiyor’

Beyaz kitabın önemli bir bölümü, ABD’nin tek taraflı ve korumacı politikalarının eleştirisine ayrıldı. Washington’un “ulusal güvenlik” kavramını keyfi olarak genişlettiği, ihracat kontrollerini siyasi bir silah olarak kullandığı (özellikle yarı iletken ve yapay zekâ alanlarında) ve DTÖ kurallarını açıkça ihlal eden Madde 301 ve Madde 232 gümrük vergileri uyguladığı belirtildi.

Bölüm 301 vergilerinin DTÖ paneli tarafından kurallara aykırı bulunduğuna dikkat çekildi. Bu tarifelerin, ABD’nin ticaret açığını çözmediği, aksine Amerikalı ithalatçılar ve tüketiciler üzerindeki maliyeti artırdığı kaydedildi.

Benzer şekilde, çelik ve alüminyum ürünlerine uygulanan Madde 232 tarifelerinin de “ulusal güvenlik” gerekçesiyle değil, diğer ülkelere müzakerelerde baskı yapmak amacıyla kullanıldığı ifade edildi.

ABD’nin Çin’in Daimi Normal Ticari İlişkiler (PNTR) statüsünü kaldırma girişimlerinin DTÖ kurallarını ihlal ettiği ve ikili ilişkilere ciddi zarar vereceği uyarısı yapıldı.

Fentanil konusunun gümrük vergilerini artırmak için bir bahane olarak kullanılmasının temelsiz olduğu ve sorunu çözmeyeceği belirtildi.

Son olarak, ABD’nin uygulamaya koyduğu “karşılıklı gümrük vergilerinin” hem ABD ekonomisine hem de küresel ticarete zarar vereceğine işaret edildi.

Çin’den ABD’ye: Zorbalığa boyun eğmeyeceğiz

‘Ticaret savaşlarının kazananı olmaz ve korumacılık çıkmaz sokaktır’

Beyaz kitabın sonuç bölümünde, Çin ve ABD’nin dünyanın en büyük iki ekonomisi olduğu ve aralarındaki işbirliğinin küresel barış ve kalkınma için kritik önem taşıdığı tekrarlandı.

İki ülke arasında farklılıkların olmasının doğal olduğu, ancak bunların çatışma yerine eşit düzeyde diyalog ve karşılıklı yarar sağlayan işbirliği yoluyla çözülmesi gerektiği vurgulandı.

Pekin, “Ticaret savaşlarının kazananı olmaz ve korumacılık çıkmaz sokaktır,” ifadelerini kullanarak, ABD tarafını Çin ile aynı yönde hareket etmeye, karşılıklı saygı, barış içinde bir arada yaşama ve kazan-kazan işbirliği ilkeleri doğrultusunda hareket etmeye çağırdı.

İki ülkenin endişelerini diyalog yoluyla ele alarak ikili ekonomik ve ticari ilişkilerin sağlıklı, istikrarlı ve sürdürülebilir gelişimini ortaklaşa teşvik edebileceği belirtildi.

Amerika

TSMC ABD’de ‘bağımsız’ çip merkezi kuracağını açıkladı

Yayınlanma

Taiwan Semiconductor Manufacturing Co. (TSMC) ABD’nin “bağımsız” bir çip kümesi oluşturmasına yardımcı olmak için dünyanın en ileri yarı iletkenlerinin %30’unu Arizona’da üretmeyi planlıyor, ancak diğer çip üreticileriyle ortak girişimler kurmak veya teknoloji paylaşmak için görüşmelerde bulunmadığını söyledi.

TSMC Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su C.C. Wei perşembe günü yaptığı açıklamada şirketinin “diğer şirketlerle herhangi bir ortak girişim, teknoloji lisansı veya teknoloji transferi ve paylaşımı konusunda herhangi bir görüşme yapmadığını” belirterek, ABD’li çip üreticisinin üretimini artırmak için Intel ile ortaklık söylentilerine ilişkin piyasa endişelerini ele aldı.

Wei, TSMC’nin Arizona’daki ikinci ve üçüncü çip tesislerinin inşasını hızlandıracağını söyleyerek, ikinci tesisin üretim zaman çizelgesinin orijinal 2028 hedefinden “en az birkaç çeyrek” yukarı çekilebileceğini de sözlerine ekledi. Üçüncü tesisin inşaatına bu yıl içinde başlanması planlanıyor, ancak işgücü sıkıntısı ve izin alma ihtiyacı nedeniyle genel zaman çizelgesi belirsizliğini koruyor.

Wei, TSMC’nin şu anda piyasada bulunan en gelişmiş 2 nanometre çiplerinin yaklaşık %30’unu ABD’de üreteceğini ve Arizona tesisinin müşterilerin talepleri doğrultusunda bir ABD yarı iletken kümesi olarak “bağımsız bir şekilde faaliyet göstermesine” yardımcı olmak için daha fazla mühendis tahsis etmeyi hedeflediğini de sözlerine ekledi.

Bu arada Wei, Trump yönetiminin “karşılıklı” gümrük tarifeleri konusundaki son belirsizlikler nedeniyle müşterilerin davranışlarında “herhangi bir değişiklik” olmadığını söyledi, ancak önümüzdeki potansiyel belirsizlik ve riskler konusunda uyardı. Çip üreticisinin piyasa talebini yakından izleyip değerlendireceğini ve ihtiyatlı davranacağını söyledi.

Yapay zeka bilişim çiplerine olan talebin çok güçlü olmaya devam ettiğini söyledi: “Çin dışında, özellikle ABD’de yapay zeka [çiplerine] olan talep hala çok güçlü, bu nedenle bu yıl yapay zeka gelirimizi iki katına çıkaracağımıza eminiz.”

TSMC 2025 yılı için sermaye harcama bütçesini değiştirmeyerek 38 milyar ila 42 milyar dolar arasında tuttu ve sektörün ortalama büyüme tahminlerinden daha iyi olan bu yıl dolar bazında %20 aralığında gelir artışı tahminini korudu.

Ocak-Mart çeyreğinde şirketin net kârı bir önceki yıla göre %60,3 artarak 361,56 milyar Yeni Tayvan dolarına (10,9 milyar $) ulaşırken, gelirleri %41,6 artışla 839,25 milyar NT$’a yükseldi.

Pazar bazında Çin, 2019’daki %20’lik zirve seviyesinden bu çeyrekte gelirinin sadece %7’sini oluşturdu. 2024 yılı için bu rakam %11’di.

TSMC, mevcut çeyrek için gelirinin yıllık %38 artışla 28,4 milyar NT$ ile 29,2 milyar NT$ arasında, orta noktada ve piyasanın konsensüs tahmininin üzerinde gerçekleşeceğini tahmin ediyor.

TSMC’nin en büyük müşterilerinden ikisi olan Nvidia ve AMD, Washington’ın Çin’e indirgenmiş yapay zeka çipleri gönderme kurallarını sıkılaştırmasının ardından sırasıyla yaklaşık 5,5 milyar dolar ve 800 milyon dolar gelir kaybı yaşadı. TSMC’nin önemli bir ekipman tedarikçisi olan ASML, Trump’ın gümrük vergilerinin çip endüstrisini daha da rahatsız edebileceği konusunda uyardı.

Nikkei Asia‘nın haberine göre TSMC, ABD ihracat kontrollerine uyma konusunda son derece dikkatli davranarak Çin’in çip endüstrisinde beklenenden daha büyük aksaklıklara yol açtı. Şirket ayrıca, Trump yönetiminin yüksek gümrük vergileri tehdidinin ortasında, en büyük denizaşırı taahhüdü olan Arizona’da 100 milyar dolarlık ek yatırım sözü verdi.

Bu arada analistler, teknoloji sektörünün son iki yıldır en önemli büyüme motoru olan yapay zeka bilişim talebinin, daha sıkı ihracat kontrolleri, rekabet baskısı ve yüksek gümrük vergileri nedeniyle tüketici elektroniği talebindeki potansiyel yavaşlama nedeniyle duraksayabileceği uyarısında bulunuyor.

JPMorgan Chase genel müdürü Gokul Hariharan bir araştırma notunda, “Yavaşlayan ABD ve Çin tüketim talebinden kaynaklanan talep etkisi, 2025 ve 2026’nın ikinci yarısında muhtemelen hala bir risk” dedi.

Nvidia, ABD’nin Çin’e çip satışını kısıtlaması nedeniyle 5,5 milyar dolarlık darbe alacak

Okumaya Devam Et

Asya

Xi Jinping Kamboçya ziyaretinde ‘hegemonyacılığa karşı mücadele’ çağrısı yaptı

Yayınlanma

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping Kamboçya ziyaretinde ‘hegemonyacılığa karşı’ dayanışma ve işbirliği çağrısında bulundu.

Xi, Phnom Penh Uluslararası Havalimanı’nda bayraklar ve çiçekler eşliğinde Kral Norodom Sihamoni ve eski Başbakan, şimdiki Senato Başkanı Hun Sen tarafından karşılandı.

Kamboçya, Xi’nin 2016’da krallığa yaptığı son ziyaretten neredeyse on yıl sonra, yılın ilk yurtdışı turunu tamamlıyor. Phnom Penh’e inmeden önce yaptığı açıklamada Xi, “Benim için iyi bir dostun evine gitmek gibi bir his” dedi.

Şehrin dış mahallelerinde kendi adını taşıyan bir bulvara sahip olan Xi’yi havaalanında karşılayan tabelalarda “çok yaşa Kamboçya-Çin dostluğu” ve “dayanışma ve işbirliği” yazıyordu.

Xi gelişinde yaptığı açıklamada Kamboçya’yı “Çin’in komşuluk diplomasisinde bir öncelik” olarak nitelendirdi. Xi, her iki tarafın liderlerinin birbirini izleyen kuşaklarının dikkatli bir şekilde yetiştirilmesiyle, “yeni bir uluslararası ilişki türünü teşvik etmek için güzel bir örnek oluşturduk ve insanlık için ortak bir geleceğe sahip bir toplum inşa etmeye katkıda bulunduk” dedi.

Bu hafta başında Xi, ABD Başkanı Donald Trump ile tırmanan gümrük vergisi savaşında destek sağlamak üzere Vietnam ve Malezya‘yı ziyaret etti. Xi’nin gelişi, geçen ay Kamboçya’da arka arkaya yapılan bakanlık ziyaretleri ve yeni Çin dış yardım ortaklıklarına sahne olan ikili faaliyetlerin ardından geldi.

Başbakan Hun Manet, bir karşılama videosunda Xi’nin ziyaretinin iki ülke arasındaki ikili ilişkilerin “önemini ve gücünü gösterdiğini” söyledi.

“Kamboçya-Çin ilişkileri en üst düzeye ulaşmıştır – kapsamlı bir stratejik ortaklık ve sağlam bir dostluk” diyen Hun Manet, Çinlilerin Kamboçya’nın altyapı, yatırım, turizm ve ulusal savunmasının geliştirilmesinde ‘çok önemli bir rol’ oynadığını söyledi.

Vietnam ve Malezya gibi Kamboçya da ABD Başkanı Trump’ın gümrük vergileriyle sarsıldı. ABD’ye önemli bir hazır giyim ihracatçısı olan Kamboçya, temmuz ayına kadar 90 günlük bir duraklama başlamadan önce, küresel olarak en yüksek oranlardan biri olan %49’luk bir “karşılıklı” gümrük vergisi ile vuruldu.

Xi, Dışişleri Bakanlığı açıklamasında Çin ve Kamboçya’ya atıfta bulunarak “İki ulusumuz sağlam bir dostluk kurmuştur” dedi. “Birlikte hegemonyacılığa, güç politikalarına ve kamp temelli çatışmalara karşı durmalı ve iki ülkenin ve diğer gelişmekte olan ülkelerin ortak çıkarlarını savunmalıyız” diye ekledi.

Kamboçya’da Çin yatırımları

Kamboçya’nın en büyük kreditörü olan Çin, krallığın ilk otoyolu ve yeni havalimanı da dahil olmak üzere büyük altyapı projelerine milyarlarca dolar yatırım yaptı.

Bu durum, Çin’in geçen yıl Kamboçya’ya yeni kredi vermemesinin ardından geldi; bir önceki yıl 302 milyon dolar, 2022’de ise 567 milyon dolar kredi verilmişti.

Bölge uzmanları Xi’nin ziyareti sırasında artık tamamlanmış olan Ream Deniz Üssü ve hala beklemede olan Funan Techo Kanalı ile ilgili yeni anlaşmalar yapılmasını beklediler. Her iki proje de Kamboçya ile Xi’nin bu hafta başında ziyaret ettiği Vietnam arasındaki ilişkileri gerdi.

Melbourne Üniversitesi Asya Enstitüsü’nde araştırma görevlisi olan Trissia Wijaya, “Xi’nin hem Vietnam’ı hem de Kamboçya’yı ziyaret etmesi, Çin’in gerilimleri yatıştırma niyeti hakkında çok şey söylüyor” dedi ve ziyaretin “daha iyi kriz yönetimi mekanizmaları oluşturmak ve Mekong bölgesinde devletlerarası gerilimleri azaltmak” için bir araç olduğunu söyledi.

Devlet ziyareti, Kamboçya’nın bu ayın başlarında Ream Deniz Üssü’nün mart ayında tamamlanmasını kutlamak üzere resmi bir açılış törenine ev sahipliği yapmasının hemen ardından gerçekleşti.

Japonya Deniz Öz Savunma Kuvvetleri’ne ait iki mayın tarama gemisinin Xi’nin yola çıkmasından bir gün sonra üsse ilk uluslararası “liman ziyaretini” gerçekleştirmesi bekleniyor. Bu kısmen Pekin destekli limanın Çin ordusuna özel erişim sağlayacağı yönündeki endişeleri gidermeyi amaçlıyor.

Nikkei Asia’ya konulan Wijaya, “Çin, ülkedeki altyapı projelerinin en büyük finansörü olmaya devam ediyor,” dedi ve ekledi: “Burada dikkat çeken husus, proje sahiplikleri ve nasıl işletildiklerinin yanı sıra mevcut projelere ilişkin borç geri ödemeleri konusunda hala görüş ayrılıklarının bulunmasıdır.”

Xi’nin ziyareti öncesinde Nikkei Asia’ya verdiği bir mülakatta Kamboçya Başbakan Yardımcısı ve Kalkınma Konseyi Birinci Başkan Yardımcısı Sun Chanthol, kanalı “nehrimizden denize doğrudan erişim sağlayan ve krallığı Vietnam’a daha az bağımlı hale getiren ezber bozan bir proje” olarak nitelendirdi.

Çin-Kamboçya ittifakının “eşitlik ve karşılıklı faydadan güç aldığını” söyleyen Xi Jinping de sözlerini şöyle sürdürdü: “Çin uzun yıllardır Kamboçya’nın en büyük ticaret ortağı ve en büyük yatırım kaynağı olmuştur ve endüstriyel ve tedarik zinciri işbirliğimiz derinleşmeye devam etmiştir.”

Xi Jinping Vietnam, Malezya ve Kamboçya’ya gidiyor

Okumaya Devam Et

Asya

Xi, Malezya ziyaretinde ‘tek taraflılık ve korumacılığa’ karşı ‘birlikte durma’ sözü verdi

Yayınlanma

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, çarşamba günü Malezya ziyaretinde yaptığı açıklamada, Çin’in ABD’nin gümrük vergisi politikalarına karşı tek taraflılık ve korumacılıkla mücadele etmek için Malezya ve diğer Asya ülkeleriyle birlikte duracağını vurguladı.

Xi, 2013 yılından bu yana Güneydoğu Asya ülkesine yaptığı ilk ziyaret olan üç günlük bir devlet ziyareti için Malezya’da.

Xi akşam yemeğinde yaptığı konuşmada “Küresel düzene ve ekonomik küreselleşmeye yönelik şoklar karşısında Çin ve Malezya, jeopolitik ve kamp temelli çatışma akımlarının yanı sıra tek taraflılık ve korumacılığa karşı mücadele etmek için bölge ülkeleriyle birlikte duracaktır” dedi ve ekledi: “Birlikte Asya ailemizin parlak umutlarını koruyacağız.”

Malezya Başbakanı Enver İbrahim de yemekte yaptığı konuşmada son dönemde yaşanan ticari gerilimlere değindi. “Ticaret kazananların ve kaybedenlerin olduğu bir yarışma değil, ortak bir çabadır. … Bugün tanık olduğumuz şey küreselleşmenin kusurlarıyla dürüst bir hesaplaşma değil, ekonomik kabileciliğe doğru bir geri çekilmedir” dedi ve ticaret tarifelerinin silah haline getirildiğini sözlerine ekledi.

“Çin rasyonel, güçlü ve güvenilir bir ortak olmuştur. Malezya bu tutarlılığa değer veriyor” dedi.

31 MUTABAKAT ZAPTI İMZALANDI

İki ülke aynı gün güvenlik, ticaret, altyapı, dijital ekonomi, eğitim ve kültürel işbirliğini kapsayan toplam 31 mutabakat zaptı (MOU) ve ikili anlaşma imzalayarak çeşitli alanlarda daha fazla işbirliğinin altını çizdi.

Resmi verilere göre Çin, 2024 yılına kadar 16 yıl üst üste Malezya’nın en büyük ticaret ortağı oldu ve geçen yılki toplam ihracat ve ithalat değeri yaklaşık 480 milyar ringgit’e (109 milyar dolar) ulaştı.

Aralık 2023’te Çin vatandaşları için 30 günlük vizesiz seyahat uygulamasının başlatılması ve iki ülke arasındaki uçuş bağlantılarının geliştirilmesi sayesinde Malezya 2024’te Çin’den 3,29 milyon turist ağırlayarak 2023’teki 1,47 milyonluk turist sayısında önemli bir artış kaydetti.

Salı günü yerel gazetelerde yayınlanan bir görüş yazısında Xi, Malezya’yı iki ülke arasındaki “dostluk gemisine rehberlik eden” stratejik yardımı sıkı bir şekilde tutmaya çağırdı. Malezya 1974 yılında Çin ile diplomatik ilişki kuran ilk Güneydoğu Asya ülkelerinden biriydi.

Çarşamba günü erken saatlerde Xi, Kuala Lumpur’daki Ulusal Saray’da Malezya Kralı Sultan İbrahim ile bir araya geldi ve ziyareti saray bahçesinde 21 pare top atışıyla özel bir törenle karşılandı. Kral daha sonra Çin Devlet Başkanını öğle saatlerinde bir devlet ziyafetinde ağırladı.

GÜNEYDOĞU ASYA TURU

Güneydoğu Asya turuna çıkan Xi, Malezya’ya geçmeden önce Hanoi’de durarak Vietnam Komünist Partisi’nin üst düzey yetkilileriyle bir araya geldi. Xi’nin gezisini tamamlamak üzere perşembe günü Kamboçya’ya gitmesi planlanıyor.

Gezi hem Çin hem de Güneydoğu Asya için kritik bir döneme denk geliyor zira Vietnam ve Kamboçya Trump’ın bu ay başında açıkladığı gümrük vergilerinden en çok etkilenen ülkeler arasında yer alıyor. Malezya ise ASEAN’ın bu yılki başkanı ve Washington’un önlemlerine karşı bloğun tepkisine öncülük ediyor. Geçtiğimiz hafta 10 üyeli bloğun ekonomi bakanları ortak bir bildiri yayınlayarak ABD’nin yeni gümrük vergilerini eleştirdi.

Malezya Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Enstitüsü’nden analist Angeline Tan, bunun Çin’in pandemi dönemindeki izolasyonunun ardından ve ayrıca yoğunlaşan büyük güç rekabeti bağlamında Güneydoğu Asya’ya olan bağlılığını göstermesi için bir fırsat olduğunu söyledi.

Nikkei Asia’ya konuşan Tan, “Bu, onların Çin yanlısı ülkeler olduğu anlamına gelmiyor, ancak Çin’in bölgedeki nüfuzunu artırmasında kilit bir rol oynama potansiyeline sahipler” dedi.

Çin ve Vietnam, Xi Jinping’in ziyareti sırasında 45 anlaşma imzaladı

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English