Çin Ulusal Sağlık Komisyonu yetkilileri, Salı günü düzenledikleri bir basın açıklamasında insanlara verilen rahatsızlığı en aza indirmek için Kovid-19 kontrol önlemlerinin zamanında kaldırılması gerektiğini söyledi.
Aynı gün Çin’deki çeşitli şehirlerde, salgının insanların yaşamı üzerindeki etkisini azaltmak için önemlerin en aza indirildiği yeni politikalar duyuruldu.
Basında çıkan haberlere göre, Pekin’de, taramaya katılması gerekenlerin ölçeği de daraltıldı, buna göre sosyal aktiviteleri olmayan bireylerin günlük testlere girmesi gerekmeyecek.
Kovid-19 antijen testleri için, insanlara testleri kendilerinin nasıl yapacakları konusunda rehberlik edecek kurslar içeren bir uygulama da devreye sokulacak.
Ayrıca yaşlılar arasında aşılama oranının yükseltilmesine yönelik özel bir çalışma başlatıldı.
Yetkililer, aşılanmanın zorunlu kılınmayacağını, fakat sosyal güvenlik kayıtlarındaki 60 yaş üstü tüm bireylerin programa dahil edileceğini, aşıların güvenliğine ve etkinliğine dair bilgilendirme kampanyası yapılacağını bildirdi.
Aşılama programında Çinli Sinopharm, Sinovac ve CanSino Biotech’in geliştirdiği yerli aşıların kombinasyonlarının kullanılacağı ifade edildi.
‘Çok gevşemeyelim’ uyarısı
Öte yandan, yetkililer, artan vakaların yerel yönetimler üzerinde artan yükünü kabul etmekle birlikte salgın kontrol kısıtlamalarının genişletilmemesi gerektiğini vurguladı.
Ülkede vakaların yayılması durumunda yaşlı nüfusun bağışıklık seviyesinin düşük olması sonucu can kayıplarının artabileceğinden endişe ediliyor.
Son bir haftada artan vakalarla birlikte virüs nedeniyle yaşamını yitiren 7 kişinin tamamını 80 yaş üstü bireyler oluşturuyor.
Resmi rakamlara göre Çin ana karasında 60 yaş üstü nüfusun yüzde 68,7’si 3 doz aşılanmış durumda. 80 yaş üstü nüfusta ise bu oran yüzde 40,4’e kadar düşüyor.
Dünya Sağlık Örgütü de Omicron varyantına karşı yaşlı nüfusun ve diğer risk gruplarının bağışıklık durumunun iki hatırlatma dozuyla desteklenmesini, yani toplamda 4 doz aşı yapılmasını tavsiye ediyor.
Çin Ulusal Sağlık Komisyonu tarafından yapılan açıklamaya göre, dün itibarıyla ülke genelinde 3 milyar 443 milyon 554 bin doz Kovid-19 aşısı uygulandı.
Yine Ulusal Sağlık Komisyonu verilerine göre, Çin ana karasında son 24 saatte hastalık belirtisi gösteren 3 bin 624, göstermeyen 35 bin 21 vaka kaydedildi.
Önlemlere karşı protestolar başlamıştı
Çin’in ‘sıfır vaka’ politikasındaki gevşeme, ülke genelinde sert önlemlere karşı yükselen tepkilerin ardından geldi.
Geçen perşembe günü Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nin merkezi Urumçi’de en az 10 kişinin öldüğü bildirilen yangından sonra Kovid önlemlerine yönelik protestolar başladı. Yangının çıktığı bina korona önlemleri kapsamında karantinadaydı. Mahalle sakinleri, kapılar dışarıdan kilitlendiği için kurbanların kaçmayı başaramadığını belirttiler. Ayrıca mahalleden çıkışları engellemek için kurulan barikatın da itfaiyeyi yavaşlattığı kaydedildi.
Bu olay sonrası protestolar başkent Pekin, Şanghay ve Wuhan gibi büyük şehirlere ve üniversitelere de sıçramıştı.
‘Sıfır Kovid’ politikası
Kovid-19 salgınında ilk vakaların görüldüğü Çin, salgınla mücadelede büyük başarı göstererek vaka sayısının nüfusa oranla azalmasını sağladı. Zira son verilere göre 334 milyon nüfusa sahip ABD’de Covid-19 kaynaklı ölümler 1 milyon 98 bine dayanırken, 1 milyar 448 milyonluk Çin’de 5 bin 226 kişi yaşamını yitirdi. Vaka sayılarında ise 99 milyon 647 bin ile ABD başı çekerken, Çin’de bu rakam 264 bin 123 olarak kayıtlara geçti.
Çin’in salgına yanıt vermedeki hızı, başarısı ve diğer ülkelerin salgınla mücadelesine verdiği destek başlarda uluslararası çapta çok takdir görse de, “sıfır Kovid” olarak adlandırılan katı salgın kontrol tedbirlerini hala uygulamaya devam etmesi tartışma konusu oldu.
Kovid-19 vakalarını ortaya çıktığı yerde bastırmayı ve bulaşma zincirini kesmeyi hedefleyen strateji, karantina, seyahat kısıtlamaları, toplu testler, imalat, ticaret ve hizmetler sektöründeki işletmelerin faaliyetlerinin kısıtlanması veya kapalı devre sürdürülmesi gibi katı ve geniş ölçekli tedbirleri içeriyor.
Bu önlemler artık halkın gündelik yaşamını zorlaştırmaya ve ekonomik olarak da ülkeyi zorlamaya başladı. Çin Komünist Partisi (ÇKP) ise, ekonomiye değil, insan hayatına öncelik verdiklerini söyleyerek önemleri savunuyor.
Çinli yetkililer, geniş nüfus göz önüne alındığında kontrolsüz yayılmanın ciddi vakalarda ve ölümlerde patlama anlamına geleceğini ve böyle bir durumda sağlık sisteminin “virüsle yaşamayı” göze alamayacağını söylüyorlar.