Bizi Takip Edin

ASYA

Çin, Tayvan’a silah satışı nedeniyle iki Amerikan şirketine yaptırım açıkladı

Yayınlanma

Pekin, Tayvan’a silah satışı nedeniyle iki Amerikan şirketine yaptırım uygulayacağını açıkladı ve ABD’nin adayla yapacağı askeri anlaşmalara karşı “güçlü” misilleme uyarısında bulundu.

Çin Dışişleri Bakanlığı cuma günü yaptığı açıklamada Pekin’in ne tür bir adım atacağını belirtmeksizin yaptırımların Northrop Grumman ve Lockheed Martin’in bir birimine uygulandığını söyledi.

Bakanlık sözcüsü Mao Ning, Lockheed Martin’in St Louis, Missouri şubesinin 24 Ağustos’ta Taipei’ye yapılan ABD silah satışında ana yüklenici olduğunu, Falls Church, Virginia merkezli Northrop Grumman’ın ise Tayvan’a “birçok kez” silah tedarikinde yer aldığını belirtti.

Mao, Pekin’in “kesin muhalefetine” rağmen Washington’un “Tayvan’ı silahlandırmak gibi yanlış ve tehlikeli bir yolda ilerlediğini” ifade etti.

Sözcü, “ABD tarafını … Tayvan’a silah satışını durdurmaya, ABD-Tayvan askeri işbirliğini durdurmaya ve Tayvan’ı silahlandırmaya son vermeye çağırıyoruz, aksi takdirde Çin’in kararlı ve güçlü karşı önlemleriyle karşılaşacaktır” dedi.

Dışişleri Bakanlığı üç hafta önce ABD’nin F-16 savaş uçakları için Lockheed Martin tarafından üretilen gelişmiş sensör sistemlerinin Taipei’ye yarım milyar dolarlık satışını onayladığını duyurmuştu.

Lockheed Martin – Raytheon Missiles and Defence ile birlikte – Tayvan’a silah satışı nedeniyle Çin Ticaret Bakanlığı’nın kara listesindeydi.

Pekin daha sonra Çinli şirketlerin Amerikan firmalarıyla iş yapmalarının yasaklandığını ve Lockheed ya da RMD’nin üst düzey yöneticilerinin Çin’e seyahat etmelerine ya da Çin’de çalışmalarına izin verilmediğini açıkladı.

Mısır’a sağlanan finansman Tayvan’a yönlendirilecek

Silah satışına ek olarak, Biden yönetimi geçen ay ABD Kongresi’ne, genellikle egemen, bağımsız devletlere yardım için ayrılan bir program kapsamında Tayvan’a 80 milyon ABD doları tutarındaki ilk ABD askeri yardımını onayladığını bildirdi.

ABD hükümetinin ayrıca Mısır’a sağladığı milyonlarca dolarlık askeri finansmanı Tayvan’a yönlendirmeyi planladığı bildiriliyor.

ABD’li yetkililere göre Washington, Mısır’ın ‘insan hakları ve diğer konularda ilerleme kaydedememesi nedeniyle’ Mısır’a ayırdığı dış askeri finansmanın bir kısmını Tayvan’a yönlendirmeyi planlıyor.

The Wall Street Journal’in haberine göre; yetkililer, ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin siyasi tutukluların serbest bırakılması şartına bağlı 85 milyon dolarlık yardımı keseceğini Kongre’ye bildirdiğini açıkladı. Ayrıca bazı milletvekillerinin, Mısır’a giden 235 milyon dolarlık şartlı yardımı da kesmek için bastırdığı öğrenildi.

Bazı ABD’li yetkililer, yönetimin fonun 55 milyon dolarını ABD’nin Çin ile artan gerilim karşısında askeri ortaklığını güçlendirmek istediği Tayvan’a yönlendirmeyi planladığını söyledi.

Cuma günü Mao, ABD’nin Tayvan’a silah satışının “tek Çin ilkesini ciddi şekilde ihlal ettiğini” ve “Çin’in egemenliğine ve güvenlik çıkarlarına ciddi zarar verdiğini” söyledi.

Çinli Sözcü, “Çin hükümetinin ulusal egemenliğini ve toprak bütünlüğünü savunma konusundaki kararlılığı sarsılmazdır” diye ekledi.

ASYA

Trump’ın gümrük vergileri Güney Kore’nin çip ve otomotiv sektörlerini sarstı

Yayınlanma

Güney Kore endüstrisi, ABD Başkanı Donald Trump’ın otomobillere yönelik ağır gümrük vergileri tehdidi ve Amerika’da yatırım yapan çip üreticilerine yönelik milyarlarca dolarlık sübvansiyonu kaldırma vaadiyle sarsılıyor.

Geçtiğimiz hafta Seul’de düzenlenen bir forumda yarı iletkenler birliği yöneticisi, Trump’ın Çip Yasasını çöpe atma sözü vermesinin “mantıklı olmadığını” söyledi. Samsung Electronics Teksas’taki yarı iletken üretim tesislerine 37 milyar doların üzerinde bir yatırım için 4,75  milyar dolarlık bir sübvansiyon üzerine Joe Biden yönetimiyle bir anlaşma imzalamıştı.

Kore Yarı İletken Endüstrisi Birliği yöneticilerinden Jun Jae-min, “ABD’nin mallara gümrük vergisi koyduğunu görüyoruz ve ardından Çip Yasası’nı rafa kaldırmaya yönelik bir hamle var ki bu beni çok endişelendiriyor,” dedi.

“Mantıklı olmasa da yapabileceğimiz bir şey yok. Sadece [Güney Kore] hükümetinden bizi zarardan uzak tutmak için biraz daha fazla çaba göstermesini istiyoruz, yapabileceğimiz tek şey bu. Bu yüzden biraz sinir bozucu” dedi Jun.

Trump, şubat ayında nisan ayından itibaren ithal otomobillere %25 gümrük vergisi uygulayacağını açıkladı. Buna karşılık Güney Koreli bir otomobil derneği yöneticisi endişelerini dile getirerek, ülkedeki araç üreticilerinin gümrük vergilerinden kaçınmak için ABD üretimini artırmayı düşündüklerini belirtti.

Kore Otomobil ve Mobilite Derneği yöneticisi Kim Ju-hong, “Trump’ın yeni gümrük vergisi bombası nedeniyle her gün endişe içinde yaşıyoruz,” dedi. “ABD’ye yılda 1.49 milyon otomobil ihraç ediyoruz. Eğer %25’lik bir gümrük vergisi ile karşı karşıya kalırsak, bunların bir kısmını yerel olarak üretmekten başka çaremiz kalmaz” diye ekledi.

Hyundai Motor, ocak ayında yaptığı bir konferans görüşmesinde ABD’deki satışlarının %70 veya %80’ini Amerikan fabrikaları aracılığıyla karşılayabileceğini söyledi. Alabama’da bir fabrikası bulunan ve ekim ayında Georgia’daki yeni tesisinde üretime başlayan Güney Kore’nin en büyük otomobil üreticisi, nihai olarak yılda 300.000 ila 500.000 adet arasında kapasite ekleyeceğini söyledi. Hyundai ABD’de yılda yaklaşık 1 milyon otomobil satıyor.

Analistler, Güney Kore’nin ABD’nin çip, otomobil ve diğer mallara yönelik olası gümrük vergilerine hazırlıklı olması gerektiğini, zira ticaretin ülkeyi resesyondan uzak tutmada çok önemli olduğunu söylüyor.

Fitch Solutions’ın bir araştırma birimi olan BMI cuma günü yayınladığı bir raporda, “USMCA (Amerika Birleşik Devletleri-Meksika-Kanada Anlaşması) anlaşmasına rağmen Kanada ve Meksika’ya gümrük vergisi uygulanması gösteriyor ki, Amerika Birleşik Devletleri-Kore Serbest Ticaret Anlaşması (KORUS) Güney Kore’nin zarar görmeden çıkacağına dair çok az garanti sunuyor” dedi.

Moody’s Analytics’te yardımcı ekonomist olan Dave Chia, geçen hafta yayınladığı bir notta “ABD gümrük tarifelerindeki değişiklikler Güney Kore ticaretini yakın vadede önemli ölçüde etkileyebilir” dedi.

“Güney Kore’nin ihracata olan bağımlılığı giderek artan bir endişe kaynağı. İhracat bu yıl yavaşlamaya yol açabilecek zorluklarla karşılaşacak” dedi.

Kore ekonomisi 2024’te %2,0 büyüdü, ancak Kore Merkez Bankası, Washington’un gümrük tarifesi politikası ve geçen yılın sonlarından bu yana ülkeyi sarsan siyasi kargaşa nedeniyle Asya’nın dördüncü büyük ekonomisindeki büyümenin bu yıl %1,5’e yavaşlayacağını tahmin ediyor.

Ticaret Savaşı 2.0: Çin, ABD tarım ürünlerine gümrük vergisi getirdi

Okumaya Devam Et

ASYA

Çinli yatırımcılar Elon Musk’ın şirketlerinden özel olarak hisse alıyor

Yayınlanma

Varlık yöneticileri ve işlemlere dahil olan yatırımcıların Financial Times’a aktardığına göre, varlıklı Çinli yatırımcılar, kimliklerini kamuoyundan gizleyen bir düzenleme kullanarak Elon Musk tarafından kontrol edilen özel şirketlere sessizce on milyonlarca dolar aktarıyor.

Musk’ın, Donald Trump’ın ABD hükümetini yeniden yapılandırma girişiminde kilit bir figür olarak adlandırılmasından bu yana, Çin merkezli varlık yöneticileri, zengin Çinlilerden sermaye toplamak için ikilinin ilişkisini bir cazibe olarak tanıtıyor. Para Musk’ın xAI, Neuralink ve dünyanın en değerli özel şirketi SpaceX gibi halka açık olmayan girişimlerine akıyor.

Yatırımların, özel amaçlı araçlar olarak bilinen ve yatırımcıların kimliklerini gizleme avantajına sahip opak yapılar aracılığıyla, iki ülke arasındaki ilişkilerin en düşük seviyeye indiği bir dönemde ABD makamlarının ve Çin sermayesine karşı temkinli olan şirketlerin öfkesinden kaçınmak için yapıldığı ifade edildi.

Anlaşmaların arkasındaki varlık yöneticileri, yatırımcılara, varlıkların ifşa edilmekten kaçınmak için özel olarak tasarlandığını söyledi.

Finansmanda özel amaçlı araçların kullanılması olağan bir durum ve bu düzenlemelerde yasadışı bir durum söz konusu değil. Yine de, Musk’ın ABD politikasına, siyasetine ve iş dünyasına eşi benzeri görülmemiş bir şekilde dahil olduğu bir dönemde, bu yatırımlar çıkar çatışması potansiyeli hakkında endişelere yol açıyor.

Financial Times’a konuşan ve American Enterprise Institute’de kıdemli bir araştırmacı olan Derek Scissors, “Musk’ın konumundaki birinin Çin’le bu kadar çok bağlantısı varken nasıl olur da ABD hükümetinde reform yapmak için iyi bir insan olabilir?” diye sordu. “Çin parasının Musk’ın iş imparatorluğuna akması, Çin’deki itibarı ve markasıyla Amerikan çıkarlarından daha fazla ilgilendiğine dair bu resme katkıda bulunuyor” diye ekledi.

Yapıların şeffaf olmayan doğası, Musk’ın özel girişimlerine akan Çin sermayesinin tam ölçeğini değerlendirmeyi zorlaştırıyor. Ancak Financial Times’a konuşan Çin destekli üç varlık yöneticisi, son iki yılda Çinli yatırımcılara, Musk’ın kontrolünde olan ve değerlemeleri yükselen üç özel teknoloji şirketi SpaceX, xAI ve Neuralink’te 30 milyon dolardan fazla hisse sattıklarını söyledi.

PitchBook’a göre SpaceX, 2002’deki kuruluşundan bu yana dünyanın dört bir yanındaki yatırımcılardan 10 milyar dolardan fazla para topladı.

İşlemlere dahil olan kişilere göre, Çin sermayesinin Musk’ın iş imparatorluğuna girişi öncelikle kar odaklı ve teknoloji transferi ya da kamu politikasını etkilemekle pek ilgisi yok.

Durgun bir iç ekonomi nedeniyle varlıklı Çinliler yatırım fırsatları için yurtdışına bakıyor.

Mali danışmanlar, Musk’ın Pekin ile sıcak bir ilişkiye sahip olmasına rağmen, şirketin Çin’den doğrudan yatırım almasının zor olduğunu söyledi. Pekin’deki güvenlik uzmanları SpaceX’i ABD ordusuyla olan bağları nedeniyle eleştiriyor.

Öte yandan Çinli zenginlerin bu yatırımları da risk altına girebilir. FT’ye konuşan Amerikalı bir kaynak, “Riskler var çünkü önümüzdeki birkaç yıl içinde ABD-Çin ilişkilerinin ne kadar kötüleşeceğinden emin değiliz” dedi.

Belirsizlik, zengin Çinlileri şu ana kadar bu yatırımları yapmaktan alıkoymadı. Bu tür yatırımlar için Çin’den sermaye toplamak isteyen New Yorklu bir yatırım yöneticisi, “Çin’de sermaye fazlası ve yüksek kaliteli proje sıkıntısı var. İşte biz bu noktada devreye giriyoruz” dedi.

Ticaret Savaşı 2.0: Çin, ABD tarım ürünlerine gümrük vergisi getirdi

Okumaya Devam Et

ASYA

ABD, AB ve Japonya Güney Çin Denizi’ndeki donanma konuşlanmalarını artırıyor

Yayınlanma

Diplomatlara göre ABD, Avrupa Birliği ülkeleri ve Japonya, ihtilaflı sularda çatışmaların tırmandığı bir dönemde Pekin’e “mesaj” vermek amacıyla Güney Çin Denizi’ndeki savaş gemisi konuşlandırmalarını artırdı.

Hidrokarbon bakımından zengin 3,6 milyon kilometrekarelik geniş bir alana yayılan Güney Çin Denizi’nin çeşitli bölümlerinde, Çin, Vietnam, Filipinler, Tayvan, Malezya ve Brunei’nin birbiriyle çatışan hak iddiaları mevcut.

Çin ve Filipinler arasında ise çatışmaya varan gerginlikler yaşanıyor. Çin, ABD’yi Filipinler’i kendisine karşı kışkırtmakla suçlarken, Washington Manila ile karşılıklı savunma anlaşması imzaladı. Geçen ay bir Çin askeri helikopteri Filipin devriye uçağının 10 feet (3 metre) yakınından uçtu ve ABD bunu “tehlikeli manevralar” olarak kınadı.

Üst düzey bir Batılı diplomat bölgedeki durumla ilgili Nikkei Asia’ya konuştu: “2024’te burada daha fazla Avrupalı vardı… önceki yıllara göre daha fazla fırkateyn vardı. Bu bir gerçek.”

“Avrupalılar olarak yapmak istediğimiz şey, Güneydoğu Asya bölgesinde daha fazla varlık göstermek… seyrüsefer özgürlüğü, uluslararası hukuka saygı, egemenliğe saygı… (dünya) düzeninin uluslararası barışı korumanın yolu olduğu mesajını vermek” diyen diplomat, ASEAN hükümetleriyle koordinasyon içinde olduklarını vurguladı.

Diplomat, “Varlığımızla gönderdiğimiz siyasi ve stratejik mesaj budur” dedi.

Fransa’nın nükleer enerjiyle çalışan uçak gemisi Charles de Gaulle ve beraberindeki savaş gemileri ocak ortasından mart başına kadar Malezya, Endonezya ve Singapur yakınlarında çok taraflı tatbikatlar yaptı ve liman ziyaretleri gerçekleştirdi. Fransız gemileri ayrıca geçtiğimiz ay Filipinler’e yanaşmadan önce Güney Çin Denizi’nde Filipinli kuvvetlerle savaş tatbikatları gerçekleştirdi.

Geçtiğimiz pazar günü Charles de Gaulle Malezya Yarımadası’nın doğu kıyısındaydı ve gemiden kalkan savaş uçakları Malezya hava kuvvetleriyle ortak bir hava muharebe tatbikatı gerçekleştirdi. Gemi en son 2019 yılında Andaman Denizi ve Singapur’u ziyaret etmişti.

Fransa’nın Malezya Büyükelçisi Axel Cruau Nikkei’ye yaptığı açıklamada bu konuşlandırmanın bölgenin Fransa için önemini gösterdiğini söyledi.

“Ortaklarımızla mutabık kalarak bölgede düzenli olarak misyonlar yürütüyoruz. Bunlar COVID döneminde azaltılmıştı, ancak şimdi yeniden başlatıldı” dedi. “Güney Çin Denizi sadece bölgenin güvenliği için değil, aynı zamanda uluslararası ticaret için de çok önemlidir. Bu nedenle uluslararası hukuka ve egemenliklere tam saygı gösterilmesini savunuyoruz” diye ekledi.

Diplomat, “[Fransa] her türlü emperyalizmi reddeder ve gerilimi tırmandırmaya çalışmaz. Bunların Fransa ve Malezya’nın paylaştığı pozisyonlar olduğuna inanıyorum,” ifadelerini kullandı.

Geçtiğimiz yıl, en büyük Alman ve Amerikan savaş gemilerinden bazıları on yılı aşkın bir aradan sonra Malezya’yı ziyaret etti. Ayrıca Güney Çin Denizi’nde seyrüsefer serbestisi geçişleri ve ortak askeri tatbikatlar gerçekleştirdiler.

Ekim ayında Alman Donanmasına ait FGS Baden-Wurttemberg fırkateyni ve FGS Frankfurt am Main muharebe destek gemisi Malezya’nın Klang Limanına yanaşarak 22 yıl sonra Malezya’yı ziyaret eden ilk Alman gemisi oldu.

Kasım ayında ABD uçak gemisi USS Abraham Lincoln da Port Klang’a yanaşarak 2012’den bu yana bir Amerikan uçak gemisinin ilk ziyaretini gerçekleştirdi.

Aynı ay USS Frank E. Petersen Jr güdümlü füze destroyeri Singapur’da bir liman ziyareti gerçekleştirirken, iki ABD savaş gemisi de Tayland’da demirledi.

Bir sonraki ay ise USS Carl Vinson süper uçak gemisi ve yaklaşık 7.500 denizcinin yer aldığı Carl Vinson Strike Group One Malezya’yı ziyaret etti.

Japonya’nın Malezya Büyükelçisi Noriyuki Shikata Nikkei’ye yaptığı açıklamada, Japonya Deniz Öz Savunma Kuvvetleri’nin geçen yıl Malezya Kraliyet Donanması ile biri Güney Çin Denizi’nde olmak üzere üç ikili tatbikat gerçekleştirdiğini söyledi.

Shikata, “2025 yılı için iki ziyaret planlandı ve ortak tatbikatlar yapmak için fırsatları takip ediyoruz” dedi.

TİCARET ROTASI

Batılı ülkeler Güney Çin Denizi’ni ayrıca kritik bir ticaret rotası olarak görüyor. AB ve ASEAN ülkeleri arasındaki ticaretin 2023 yılında 255 milyar avroya ulaşarak AB ticaretinin yaklaşık %5’ine ve ASEAN ticaretinin %10’una tekabül etmesi bölgenin öneminin altını çiziyor.

Singapur merkezli Savunma ve Stratejik Araştırmalar Enstitüsü’nde (IDSS) kıdemli araştırmacı olan Collin Koh, Batı’nın Güney Çin Denizi’ndeki varlığının artmasının 2021’de başladığını söyledi.

“Çin’in agresif hamleleri kesinlikle bir faktör olmuştur. Ancak Güney Çin Denizi anlaşmazlıkları gibi sıcak noktalar üzerinde artan bölgesel belirsizliklerin daha geniş bağlamında, ABD ve AB güçleri de Hint-Pasifik stratejik ve ekonomik çıkarlarını savunmaya çalışıyorlar” diye savundu.

Çin ise ABD’nin Güney Çin Denizi’ndeki anlaşmazlıkları körüklediğini, bölgenin barışına zarar verdiğini ve anlaşmazlıkları kendi çıkarları için kullandığını söylüyor. Pekin ayrıca, Washington’ın Çin’i çevreleme çabaları doğrultusunda Güney Çin Denizi’ndeki konuşlanmasını artırdığını savunurken, ABD bu iddiaları reddediyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English