Bizi Takip Edin

Asya

Çin’den Tayvan yakınlarında askeri varlığını artıran Filipinler’e uyarı: Ateşle oynamayın

Yayınlanma

Çin, Manila’nın Tayvan yakınlarında kontrol ettiği stratejik öneme sahip adalardaki askeri konuşlanmasını güçlendirmeyi planladığına dair haberler üzerine Filipinler’i “ateşle oynamaması” konusunda uyardı.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Wang Wenbin perşembe günü yaptığı açıklamada Pekin’in Tayvan’ın “Çin’in temel çıkarlarının merkezinde yer aldığı ve aşılmaz bir kırmızı çizgiyi temsil ettiği” yönündeki tutumunu yineledi.

Pekin’in sert sözleri, Filipinler Savunma Bakanı Gilberto Teodoro’nun, Tayvan’a 200 km’den (124 mil) daha az mesafedeki ada ülkesinin en kuzey eyaleti Batanes’teki birliklerin ve inşaatların artırılması emrini verdiğine dair haberlerden kaynaklandı.

Wang Pekin’de yaptığı açıklamada “Filipin tarafı bu konuda net bir anlayışa sahip olmalı, ihtiyatlı davranmalı ve Tayvan konusunda ateşle oynamaktan kaçınmalı ki başkaları tarafından istismar edilmesin ve kendi zararlarına yol açmasın” dedi.

Çin ve Filipinler’in uzun bir dostluk geçmişine sahip olduğunu belirten Wang, iyi komşuların ulusal egemenlik ve toprak bütünlüğü gibi konularda birbirlerine karşılıklı saygı çerçevesinde davranmaları ve birbirlerinin iç işlerine karışmamaları gerektiğini sözlerine ekledi.

ABD faktörü

Pekin, Tayvan’la gerekirse güç kullanılarak yeniden birleşme konusunda kararlılığını yineliyor. Filipinler ve Amerika Birleşik Devletleri de dahil olmak üzere çoğu ülke Tayvan’ı bağımsız bir devlet olarak tanımıyor ve Çin’in bir parçası olarak kabul ediyor. Ancak buna rağmen ABD, kendi kendini yöneten adayı güç kullanarak ele geçirmeye yönelik her türlü girişime karşı çıkıyor ve adaya silah desteği veriyor. Özellikle de son yıllarda Tayvan Boğazı’ndaki gerginlik arttıkça Washington silah desteğini artırdı. Bölgede Çin’in artan etkisine karşı bölge ülkeleri ile savunma ortaklıklarını ve müttefiklik ilişkilerini geliştiren ABD, Manila’daki askeri varlığını da artırıyor. Geçtiğimiz yıl Pekin ile ilişkilerin yıprandığı ve gerilimin tırmandığı bir ortamda Manila, ABD güçlerinin erişebildiği askeri üslerinin sayısını iki katına çıkardı; bunlardan üçü Tayvan’a bakıyor.

Batanes adaları öne çıkıyor

Teodoro’nun Filipinler’in Batanes adalarındaki askeri varlığını artırmaya yönelik açıklamaları, denizcilik tesislerini denetlemek üzere bu uzak eyalete yaptığı ziyaretle aynı zamana denk geldi. Adalar stratejik olarak batı Pasifik Okyanusu ile Güney Çin Denizi’ni birbirine bağlayan bir su yolu düğüm noktasında yer alıyor.

Filipin donanmasından yapılan açıklamaya göre Teodoro’nun ziyareti “Filipinler’in bölgesel savunma ve ulusal güvenliğe olan bağlılığı açısından çok önemli bir anı ifade etmektedir”.

Çin donanması, özellikle Tayvan çevresinde sık sık gerçekleştirdiği devriye görevleri sırasında, Batı Pasifik’e gidip gelirken Bashi Kanalı’ndan düzenli olarak geçiyor.

ABD ordusunun da Batanes adalarında sivil bir liman geliştirmek için Filipinler ile görüşmelerde bulunduğu bildirildi.

Geçtiğimiz kasım ayında Filipinler ve ABD, şimdiye kadarki en büyük ortak deniz tatbikatları sırasında Batanes’i bir eğitim alanı ve deniz devriyeleri için bir kalkış noktası olarak kullandılar.

Asya

ABD geri çekilirken Çin, Pasifik Adaları ülkelerine pazarlarını açma sözü verdi

Yayınlanma

Çin, ABD’nin büyük ölçüde yoksul ancak stratejik açıdan çekişmeli bölgeden çekilmesiyle birlikte, Pasifik Adaları ülkelerinden daha fazla ürüne pazarını açacağını, ekonomik yardımı artıracağını ve iklim değişikliğiyle mücadelelerine desteğini artıracağını taahhüt etti.

Xiamen’de 11 Pasifik Adası ülkesinin dışişleri bakanlarını ağırlayan Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, bölgedeki iklim değişikliğiyle mücadele için fon sağlama sözü verdi ve bölgenin Çin’e daha fazla ihracat yapabileceği ikili ticaret anlaşmaları için müzakereleri hızlandırmayı teklif etti.

Donald Trump’ın ocak ayında göreve gelmesinden bu yana ABD, yoksul ülkelere verdiği dış yardımı büyük ölçüde kesti, küresel gümrük vergilerini artırdı ve iklim müzakerelerinden çekildi. Bu hamle, Çin için bir fırsat olarak görüldü.

Üçüncü Çin-Pasifik Adaları Ülkeleri Dışişleri Bakanları Toplantısı’nın ortak bildirisinde, “Çin, yardımının hiçbir siyasi şart içermediğini, başkalarına iradesini dayatmadığını ve boş vaatlerde bulunmadığını vurguladı” denildi.

Çarşamba ve perşembe günü yapılan toplantı, Mayıs 2022’de Pasifik Adaları ülkeleriyle kapsamlı bir güvenlik anlaşması yapma girişiminin başarısız olmasının ardından Wang’ın bu ülkelerle yaptığı ilk görüşme oldu. Önerilen anlaşma, Avustralya, Yeni Zelanda, Japonya ve ABD gibi bölgede geleneksel olarak daha fazla nüfuza sahip ülkelerin tepkisi ve baskısı sonucu başarıya ulaşamamıştı.

Ancak yetkililer ve analistler, Pekin’in şimdi Trump’ın politikalarının yarattığı etkiden yararlanmaya çalıştığını söyledi.

Avustralya Stratejik Politika Enstitüsü Pasifik Merkezi analisti Blake Johnson, “Bundan en iyi şekilde yararlanacaklar. Çin artık ABD’den daha güvenilir bir ortak olarak görülüyor” dedi.

Avustralya Dışişleri Bakan Yardımcısı Matt Thistlethwaite, “Trump yönetiminin ekonomi politikaları belli ki bir belirsizlik yarattı” dedi.

Çin, 2022’de son yılların en düşük seviyesine gerileyen bölgeye yönelik resmi kalkınma yardımlarını artırıyor ve bu yardımların önemli bir kısmını, kredilerin yerine hibe yardımıyla değiştiriyor.

Çin dışişleri bakanlığı tarafından yayınlanan toplantıdan çıkan sonuçlar listesinde, bu yıl polis ve kolluk kuvvetleri işbirliği konusunda yeni bir görüşme turu düzenlenmesi hedefi yer aldı ve “Pratik Denizcilik İşbirliğini Güçlendirme Girişimi”nden bahsedildi.

Analistler, bakanlar toplantısının sonuçlarının somut olmaktan çok sembolik olduğunu söylerken, katılımcıların listesi Pekin’in kademeli – 2022’deki 8’den 11’e çıktı – ilerleme kaydettiğini gösterdi.

Bu, Nauru’nun geçen yıl diplomatik ilişkilerini Tayvan’dan Çin’e kaydırması ve Cook Adaları’nın Pekin’le yakınlaşmasının bir yansıması.

Analistlere göre, Pekin Ada ülkelerine yönelik sabırlı ve uzun soluklu bir politika izliyor.

Okumaya Devam Et

Asya

40 yıllık Japon devlet tahvili ihalesi 10 ayın en düşük talebini gördü

Yayınlanma

Dünyanın üçüncü büyük tahvil piyasası hakkında endişelerin artmasıyla, yakından takip edilen 40 yıllık Japon devlet tahvili ihalesi 10 ayın en düşük talebini gördü.

Çarşamba günü hükümetin yaklaşık 3,5 milyar dolarlık 40 yıllık tahvil ihalesine gelen talep, ihaleye katılan tekliflerin ihraç edilen tahvil miktarına oranı olan teklif-talep oranı 2,2 ile Temmuz 2024’ten bu yana en düşük seviyeye geriledi. Bu durum, bazı tüccarların Japon hayat sigortası şirketleri ve diğer yerli katılımcılar arasında “alıcı grevi” olarak adlandırdığı durumu yansıtıyor.

Uzun vadeli tahviller, maliye bakanlığının önde gelen broker ve yatırımcıları araştırdığına dair haberlerin, hükümetin piyasayı sakinleştirmek için süper uzun vadeli tahvil ihracını azaltabileceği yönündeki spekülasyonları tetiklemesinin ardından salı günü yükselmişti. Fiyatlarla ters orantılı hareket eden 40 yıllık JGB’lerin getirileri, üç haftanın en düşük seviyesi olan yüzde 3,29’a geriledi.

Ancak çarşamba sabahı, ihale öncesinde getiriler yüzde 3,32’ye yükseldi ve ihale sonuçlarının açıklanmasının ardından yüzde 3,37’ye çıktı. Financial Times’a konuşan analistler, talebin düşük olmakla birlikte beklentilere uygun olduğunu belirtti.

Société Générale’de faiz stratejisti Stephen Spratt, “Manşetler geçen temmuzdan bu yana en düşük seviye olduğunu yazacak, ancak getirilerdeki genel şokun bağlamında sonuç çok da şaşırtıcı değil — zayıf, ancak Maliye Bakanlığı’nın ne yapacağına dair belirsizlikler göz önüne alındığında beklentilere uygun” dedi.

İki ayda bir düzenlenen 40 yıllık JGB’lerin çarşamba günkü ihalesinin sonucu, 20 yıllık tahvillerin ihalesinde talebin son derece zayıf olması nedeniyle getirilerin yüzde 2,6 ile son on yılların en yüksek seviyesine çıkmasından bu yana, geçen haftadan beri olağanüstü yoğun spekülasyonlara sahne olmuştu.

30 yıllık tahvillerin getirileri yüzde 3,185’e, 40 yıllık tahvillerin getirileri ise yüzde 3,675’e ulaştı.

Bu satış dalgası, Başbakan Shigeru Ishiba’nın Japonya’nın durumunu Yunanistan’ınkine benzetmesi ile birlikte, uzun süredir devam eden uzun vadeli mali istikrar tartışmalarına yeni bir boyut kazandırdı. Japonya’nın borç-GSYİH oranı, Covid-19 pandemisinin başlangıcından bu yana yüzde 200’ün üzerinde seyrediyor.

Barclays analistleri, geçen haftaki 20 yıllık JGB ihalesinin, yurt içi özel sektör talebinin yetersizliği nedeniyle süper uzun vadeli JGB piyasasında yapısal olarak kırılgan bir arz-talep dengesini teyit ettiğini söyledi.

Çarşamba günkü 40 yıllık ihale öncesinde, Maliye Bakanı Katsunobu Kato gazetecilere, tahvil piyasasını yakından izlediğini söylerken, Japonya Merkez Bankası Başkanı Kazuo Ueda, merkez bankasının, eğrinin kısa vadeli kısmında herhangi bir domino etkisi olup olmadığını görmek için süper uzun vadeli getirilerdeki oynaklığı takip ettiğini belirtti.

Geçen hafta süper uzun vadeli JGB’lerdeki artış, yatırımcıların halihazırda önemli borç yükü olan ülkelerdeki yüksek hükümet harcamalarının risklerine odaklanmasıyla, gelişmiş ekonomilerin uzun vadeli tahvillerinde görülen geniş çaplı satışların bir parçası olarak gerçekleşti.

Ancak Japonya’nın tahvil piyasası, ülkenin ultra gevşek para politikası deneyiminden yavaş yavaş çıkarken bir dizi özel endişeye yol açtı. Geçen haziran ayında BoJ, 2024 Ağustos ile 2026 Mart arasında JGB alımlarını çeyrek başına 400 milyar yen (2,75 milyar dolar) azaltmaya başlayacağını ve özel sektör talebinin gücüne odaklanacağını açıklamıştı.

Okumaya Devam Et

Asya

ABD’li yetkililer: Çin, Tayvan’a ani saldırı yeteneğini geliştirdi

Yayınlanma

Tayvan’dan ve ABD’den yetkililer ve uzmanlara göre, Çin, yeni topçu sistemleri ve daha uyanık amfibi ve hava saldırı birimleri ile Tayvan’a ani saldırı düzenleme kabiliyetini artırdı.

Financial Times’ın haberine göre, üst düzey bir Tayvanlı askeri yetkili, Çin hava kuvvetleri ve füze birimlerinin “barış zamanından savaş operasyonlarına her an geçebilecek” bir düzeye geldiğini söyledi.

Diğer Tayvanlı savunma yetkilileri, Çin Halk Kurtuluş Ordusu’nun (PLA) operasyonlarının artık “Tayvan işgali için kalkış limanları yakınında amfibi kuvvetlerin sürekli eğitimi, Tayvan’a hava indirme yapabilecek ordu hava birimlerinin sürekli hazırda beklemesi ve adanın herhangi bir yerini vurabilecek yeni bir roket sistemini içerdiğini” söyledi. Çin Tayvan’a ani saldırı düzenleme yeteneğini geliştirdi dedi.

ABD Hint-Pasifik Komutanlığı başkanı Amiral Samuel Paparo şubat ayında, PLA tatbikatlarının “saldırı hazırlıklarını gizleyebilecek noktaya yakın” olduklarını söylemişti.

Tayvan Savunma Bakanlığı’na göre, PLA savaş uçakları, beş yıl önce ayda 10’dan az olan sayının aksine, ayda 245’ten fazla kez Tayvan’ın hava savunma tanımlama bölgesine giriyor. Ayrıca, Tayvan Boğazı’ndaki orta çizgiyi ayda 120 kez geçerek, gayri resmi sınırı da ortadan kaldırıyor.

Güçlü hava gücünü vurgulayan Çin, geçen ekim ayında bir günde Tayvan yakınlarında 153 savaş uçağı sorti gerçekleştirdi.

Bir Tayvanlı savunma yetkilisi, hava gücünün artırılmasının, PLA hava kuvvetlerinin yeni savaş uçakları (J-10, J-11, J-16 ve J-20) ile “savaş menzilini genişletmesi” ve Y-20 ikmal uçağı sayesinde kıyı üslerinde yakıt ikmali yapmadan iç üslerden Tayvan’a ulaşabilmesi sayesinde gerçekleştiğini söyledi.

Çin Halk Kurtuluş Ordusu Donanması da hızlı bir gelişme kaydetti. 2022’den bu yana, Çin gemilerinin Pasifik Okyanusu’na açılan tek güzergâh olan Miyako Boğazı ve Bashi Kanalı’nda, çoğunlukla Type 052D destroyerlerinden oluşan savaş gemileri dönüşümlü olarak görev yapıyor.

Tayvan Kara Komutanlığı eski baş eğitmen Yang Tai-yuan, Çin savaş gemilerinin, savaş başladığında Çin’e yakın bir yerde mahsur kalmamak için “çok erken saatlerde Pasifik’e açılmak zorunda kalacaklarını” söyledi. Bu senaryoya hazırlık olarak geçen yıl Batı Pasifik’te PLA Donanması gemilerinin yoğunluğu gözlemlendi.

ABD savunma yetkilisi, PLA Donanması ve Çin Sahil Güvenlik Teşkilatı’nın Tayvan çevresinde yaklaşık bir düzine gemiyle sürekli varlık gösterdiğini söyledi. Bu, yakındaki limanlarla birleştiğinde, PLA Donanması ve bağlı gemilerin “birkaç saat içinde abluka pozisyonuna geçebileceği” anlamına geliyor.

Taipei, PLA’nın destroyerlerde veya Tip 075 amfibi saldırı gemilerinde kullandığı helikopterlerin türlerini yakından izliyor, çünkü bu helikopterler Tayvan’a özel kuvvetleri hava indirme operasyonu gerçekleştirebilir. Yetkili, “Bu deniz kuvvetlerinin ileri konuşlandırılmasıyla, Tayvan’a olan mesafeyi ve süreyi kısalttılar” diye ekledi.

Ancak askeri yetkililer ve uzmanlar, PLA’nın diğer alanlarda da önemli ilerlemeler kaydettiğini söyledi.

ABD istihbaratı, Başkan Xi Jinping’in 2019’da PLA’ya 2027’ye kadar Tayvan’la birleşne kabiliyetini geliştirmesini söylediğini belirtiyor. Sedona Forumu’nda konuşan Paparo, roket kuvvetleri ve uzaya yerleştirdiği uydu takımyıldızını örnek göstererek, bu hedeflerin bir kısmının şimdiden gerçekleştirilmiş gibi göründüğünü söyledi.

Xi, 2015 yılında PLA’nın komuta yapısını ve birimlerini yeniden yapılandırmaya başladı. Uzmanlar, PLA’nın 2022’de ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin ziyaretinden bu yana Tayvan çevresinde gerçekleştirdiği büyük çaplı tatbikatların, bu reformun ana hedefi olan tüm hizmetler arasında ortak operasyonları ustaca yürütme becerisini gösterdiğini söyledi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English