Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Çinli diplomatlar BM’de ABD’yi İsrail’i korumak ve ateşkes çabalarını engellemekle suçladı

Yayınlanma

Birleşmiş Milletler’de Çinli diplomatlar Güvenlik Konseyi’nin neden ‘bu insanlık trajedisini durduramadığını’ sorguladı.

Çin, New York’ta Birleşmiş Milletler’de (BM) yaptığı bir dizi açıklama sırasında ABD’nin Gazze’deki savaşı nedeniyle İsrail’ i defalarca “koruduğunu” söyledi ve İsrail’i Filistin topraklarındaki işgalini derhal sona erdirmeye çağırdı.

İki gün süren toplantılarda Çinli diplomatlar Washington’u ateşkes çabalarını engellemekle suçlarken, İsrail’in Filistin’deki “yasadışı varlığına” son vermesinin “bir seçenek” değil “yasal bir zorunluluk” olduğunu ifade ettiler.

Pazartesi günü BM Güvenlik Konseyi (BMGK) brifinginde Çin’in daimi temsilci yardımcısı Geng Shuang, konseyin uluslararası barış ve güvenliği korumakla sorumlu olmasına rağmen neden “bugüne kadarkilerin en kötüsü olan bu insanlık trajedisini durduramadığını” sorguladı.

Geng, Gazze’deki sivil ölümleri “endişe verici” ve “inanılmaz” bir şekilde 41,000’i aşarken, İsrail’in askeri operasyonlarının artan ateşkes çağrılarına rağmen “hiç durmadığını” söyledi. BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Turk’e göre ölenlerin çoğu kadın ve çocuk.

Geng, Washington’un BMGK’da daha önce alınan üç ateşkes kararını veto etmesine atıfta bulunarak, “ABD defalarca bir tarafı korumamış olsaydı, bu konseyin birçok kararı alenen reddedilmez ve meydan okunmazdı” dedi.

Geng, “ABD’yi sorumlu bir tutum sergilemeye, taraflar üzerinde sahip olduğu önemli etkiyi kullanmaya ve konsey kararlarında talep edildiği üzere İsrail’i askeri operasyonlarını gecikmeksizin durdurmaya zorlamak için somut adımlar atmaya çağırıyoruz” dedi.

Dış İlişkiler Konseyi’ne göre İsrail, kuruluşundan bu yana ABD dış yardımlarının kümülatif olarak en büyük alıcısı olmuş ve toplamda yaklaşık 310 milyar ABD doları ekonomik ve askeri yardım almıştır. Ağustos ayında, ABD yapımı silah ve askeri teçhizata harcanmak üzere İsrail’e 3,5 milyar ABD doları daha gönderildi.

Geng ayrıca insani yardım kuruluşlarına ve personeline yönelik saldırıları da kınadı; bu saldırılarda BM Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın altısı geçen hafta düzenlenen bir hava saldırısında olmak üzere 224 personeli hayatını kaybetti.

Geng, “Halen orada bulunan tüm insani yardım çalışanlarına en içten saygılarımızı sunuyor ve en büyük fedakârlığı yapanların ölümü dolayısıyla başsağlığı diliyoruz” dedi ve ekledi: “İsrail’i insani yardım çalışanlarına yönelik tüm saldırıları ciddiyetle soruşturmaya ve failleri sorumlu tutmaya çağırıyoruz.”

Ertesi gün BM Genel Kurulu’nun acil özel oturumunda Çin’in daimi temsilcisi Fu Cong, Uluslararası Adalet Divanı’nın (UAD) İsrail’in Filistin topraklarını işgalinin uluslararası hukukun ihlali olduğu yönündeki kararını yineledi. İsrail ayrıca UAD’nin soykırım suçlamalarıyla da karşı karşıya.

Fu, “On yıllardır süren işgal ve baskı Filistin halkına tarifsiz acılar yaşattı ve uzun zamandır arzulanan bağımsız devlet kurma hayalini daha da zorlaştırdı. İşgale son vermek İsrail için bir seçenek değil, yasal bir zorunluluktur” dedi.

Fu, İsrail ‘in uluslararası toplum tarafından “Filistin sorununu çözmenin tek uygulanabilir yolu” olarak kabul edilen iki devletli çözümü defalarca reddetmesinin “endişe verici” olduğunu söyledi. Bağımsız bir devlet kurmanın Filistinlilerin “devredilemez bir hakkı” ve “sorgulanamaz ve inkar edilemez” olduğunu da sözlerine ekledi.

“Uzun süreli yasadışı işgal … İsrail’e Filistin üzerinde münhasır bir veto hakkı vermiştir. Bu kabul edilemez,” diyen Fu, şöyle devam etti: “Tarih, işgalin İsrail’i daha güvenli hale getirmeyeceğini, sadece daha fazla nefret ve düşmanlık doğuracağını ve Orta Doğu’da istikrarsızlık tohumları ekeceğini bolca kanıtlamaktadır.”

DİPLOMASİ

Türkiye’den Rusya, Çin, Hindistan ve Japonya’dan ithal edilen çeliğe ek vergi kararı

Yayınlanma

Türkiye, Rusya, Çin, Hindistan ve Japonya’dan ithal edilen çeliğe yönelik anti-damping vergisi uygulama kararı aldı. Vergi oranları yüzde 6,1 ile yüzde 43,31 arasında değişiklik gösterirken, en yüksek vergi oranı Çin’den gelen çelik ithalatçılarına uygulanacak.

Türkiye Ticaret Bakanlığı, Rusya, Çin, Hindistan ve Japonya’dan ithal edilen çeliğe anti-damping vergisi uygulama kararı aldı. Söz konusu karar, Resmi Gazete’de yayımlandı.

Ticaret Bakanlığı, yürütülen anti-damping soruşturmasının sonuçlarına dayanarak, söz konusu ithal çeliğin düşük fiyatlandırmasının Türk üreticilerine ve sanayisine zarar verdiğini belirtti.

Buna bağlı olarak, uygulanan vergiler yüzde 6,1 ile yüzde 43,31 arasında değişiklik gösteriyor.

Türkiye, Rusya’dan MMK, NLMK ve Severstal şirketlerinden yapılan çelik ithalatına ek gümrük vergisi uygulama kararı aldı.

MMK ve NLMK için yüzde 6,1, Severstal için ise yüzde 9 oranında vergi uygulanacak. Rusya’dan gelen çelikler, diğer ülkelerle kıyaslandığında en düşük vergi oranına tabi tutuldu.

Japonya’dan ithal edilen çeliğe yüzde 9 ek vergi uygulanırken, Hindistan’dan gelen çeliklerde Tata Steel dışındaki tüm firmalar için aynı oran belirlendi.

Tata Steel için ise vergi oranı yüzde 6,1 olarak belirlendi. Çinli ithalatçılara yönelik vergi oranı ise yüzde 43,31 olarak açıklandı.

Bununla birlikte, yedi Çinli şirket bu uygulamadan muaf tutuldu ve bu şirketler için vergi oranları yüzde 15 ile yüzde 36 arasında değişiyor. Bu şirketler arasında Han Steel Group ve Rizhao Steel Group dikkat çekiyor.

Vedomosti gazetesinin haberine göre, Rus çelik üreticileri bu yılın eylül ayında 5,4 milyon ton çelik üretti. Bu rakam, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 13,5 oranında bir düşüş gösteriyor.

Rusya’nı çelik sektörü, üst üste dokuzuncu ayda negatif üretim dinamikleri sergiliyor. Uzmanlar, yüksek faiz oranlarının baskısı altında kalan inşaat sektöründeki zayıf talebin bu düşüşün temel nedeni olduğunu belirtiyor.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

İtalya’dan UNIFIL pozisyonlarına saldıran İsrail’e karşı sert açıklama

Yayınlanma

İtalya Savunma Bakanı Guido Crosetto, İsrail’in Lübnan’da ikisi İtalyan UNIFIL üslerine düzenlediği saldırıları şiddetle kınadı ve saldırıların “hata” olmadığını söyledi.

Perşembe günü İsrail güçleri Lübnan’ın güneyindeki üç UNIFIL üssünü hedef aldı ve vurdu. Bu üslerden ikisi İtalyan üssü, üçüncüsü ise misyonun karargâhı idi.

Crosetto, “İsrail silahlı kuvvetlerinin UNIFIL’i bazı üslerin boşaltılması gerektiği konusunda uyardığını iddia etmek için hiçbir gerekçe yoktur. Büyükelçiye, Birleşmiş Milletler ve İtalya’nın İsrail hükümetinden emir almadığını İsrail hükümetine iletmesini söyledim,” dedi.

İsrail güçleri tarafından “defalarca gerçekleştirilen düşmanca eylemler”in “savaş suçu” teşkil edebileceğine dikkat çeken bakan, “Bunlar uluslararası hukukun ciddi ihlalleridir ve herhangi bir askeri gereklilikle gerekçelendirilemez,” ifadelerini kullandı.

Günün erken saatlerinde İsrailli mevkidaşı Yoav Gallant ve İsrail’in İtalya Büyükelçisi ile görüşen Crosetto, İtalyan hükümetinin saldırının bir hata ya da kaza olduğu yönündeki gerekçelere inanmadığını yineledi. Bakan İtalya’nın bu nedenle “mümkün olan en kısa sürede gerçek açıklamalar” talep ettiğini duyurdu.

Ansa’nın haberinde görüşlerine yer verilen Orta Doğu dosyasına aşina olan üst düzey güvenlik kaynaklarına göre, UNIFIL’in İsrail’in BM misyonunun üslerine yönelik saldırısına ilişkin yorumu, Tel Aviv’in Lübnan’daki askeri “gelecek planlarına” “istenmeyen tanıkların” olmasını önlemek için “geri çekilmeye zorlamayı” amaçladığı yönünde.

Le Monde gazetesinin Fransız Silahlı Kuvvetler Bakanlığına dayandırdığı haberine göre Fransa ve İtalya, son olaylar üzerine UNIFIL’e katkıda bulunan Avrupa ülkelerini bir araya getirecek.

Video konferans yoluyla gerçekleştirilecek toplantının önümüzdeki hafta yapılması planlanıyor fakat kesin tarih henüz belirlenmedi.

Öğleden sonra yapılan açıklamaya göre İtalyan hükümeti, UNIFIL üsleri yakınlarındaki eylemlerin kabul edilemez olduğunu belirterek İsrailli yetkililere resmi bir protesto sunduğunu duyurdu.

Başbakan Giorgia Meloni ayrıca UNIFIL Batı Sektörü Komutanı General Messina ile telefonda görüşerek BM misyonu ve ikili MIBIL misyonu kapsamında Lübnan’da bulunan İtalyan askerleriyle “güçlü dayanışma” içinde olduğunu ifade etti.

Meloni, İtalyan birliklerinin Birleşmiş Milletler yetkisiyle bölgede istikrarın sağlanmasında oynadığı önemli rolü bir kez daha teyit etti.

İtalyan hükümeti, UNIFIL’in Güney Lübnan’daki rolünün önemini bir kez daha teyit ederken, bölgede çatışmaların durdurulması ve gerilimin azaltılması için çalışmaya devam ettiğini açıkladı.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Alman halkının çoğunluğu İsrail’e askeri yardıma karşı

Yayınlanma

Alman kamu yayıncısı ARD’nin DeutschlandTrend anketine katılanların neredeyse yüzde 70’i Federal Ordunun İsrail’e yardımda bulunmaması gerektiğini düşünüyor.

Ankete göre katılımcıların yüzde 68’i Almanya’nın İsrail’in savunmasına askeri destek vermesini desteklemiyor. Yüzde 19’u ise bundan yana.

Çeşitli parti destekçilerine daha yakından bakıldığında, hepsinde olumsuz bir tutumun hakim olduğu açıkça görülüyor.

Yeşiller taraftarlarının yüzde 62’si Almanya’nın Ortadoğu’daki çatışmalarda İsrail’e askeri destek vermesine karşı çıkarken, yüzde 27’si destekliyor.

Almanya için Alternatif (AfD) destekçilerinin yüzde 80’i bu tür bir askeri yardımın yanlış olduğunu düşünürken, yüzde 12’si destekliyor.

Diğer partilerin destekçileri arasındaki onay oranları ise ikisinin arasında yer alıyor. Sahra Wagenknecht İttifakı (BSW) destekçilerinin yüzde 77’si bu yardıma karşı. CDU/CSU’da bu oran yüzde 68, SPD’de yüzde 65, FDP’e yüzde 56.

İsrail’e verdiği askeri destek bakımından ABD’nin ardından ikinci sırada yer alan Almanya, Ekim 2023’ten bu yana İsrail’e çok sayıda silah ihracatına izin verdi.

İsrail’in 7 Ekim Aksa Tufanına verdiği askeri karşılık Almanya’daki katılımcıların yüzde 57’si için “çok ileri” giderken, yüzde 21’i İsrail’in Gazze Şeridindeki eylemlerini uygun buluyor.

Mart ayında ankete katılanların yüzde 28’i İsrail’in tepkisini uygun olarak nitelendirmişti ve o zaman bile ankete katılanların yarısı bunun çok ileri gittiğini düşünüyordu.

Almanya’da İsrail’in eylemlerini eleştirenlerin sayısı geçtiğimiz kasım ayından bu yana istikrarlı bir şekilde artıyor.

ARD DeutschlandTrend’in güncel araştırmasında ayrıca İsrail’in gazze’ye yönelik askeri eylemlerinin Filistinli sivil nüfusun da etkilenmesi durumunda haklı olup olmadığı soruldu. Buradaki cevap daha da net: Yüzde 68’lik bir kesim İsrail saldırılarını bu durumda haksız bulurken, sadece yüzde 18’lik bir kesim haklı buluyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English