Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

Dürzi ve Kürt örgütler federasyonda ısrarcı

Yayınlanma

Andulhakim Beşar

Suriye’de HTŞ liderliğindeki yeni yönetim, ülkedeki azınlık liderleriyle görüşmelere devam ederken silah bırakmayan Dürzi bölgesi Süveyda’da ve Kürtlerin bulunduğu bölgelerde temsilciler federasyon talep ediyor.

Geçen hafta Şam’dan gelen askeri konvoyu bölgeye almayan ve silah bırakmayı reddeden Süveyda’daki yerel gruplar “Silah bırakma konusunu konuşmak için çok erken” olduğu görüşünde. Süveyda Operasyon Odası komutanlarından Şeyh Mervan el-Rızk, Rudaw’a yaptığı açıklamada bölgedeki silahlı yerel güçleri “birleşik bir operasyon odasında” toplamaya çalıştıklarını söyledi. “Biz burada Süveyda vilayetinde ademi merkeziyeti tercih ediyoruz” diyen Rızk, ademi merkeziyetin Suriye’den ayrılmak anlamına gelmediğini “her ülkenin merkez ile bağlantılı olarak kendini yönetmesi anlamına geldiğini” ifade etti.

“Eğer Suriye’nin yeni yönetimi ademi merkeziyeti kabul etmezse, sizin tutumunuz ne olacak” sorusu üzerine Rızk özetle şunları söyledi: “Şam yönetimi kendi şeriatını bize dayatamaz, yönetimin böyle bir yetkisi yok. Biz özgürüz ve vatanseveriz, kimse vatanseverlik konusunda bizimle rekabet edemez. Biz Süveyda vilayetinde, bu yüksek dağda Mısırlı İbrahim Paşa’ya karşı savaştık ve yenildik, Türklerin saldırısına karşı savaştık ve bize milletlerin asileri denildi, Fransızlara karşı savaştık ve onları yendik, ülkemizi kurtardık. Hepimiz bu vatanda ortağız, ben Suriye’nin her karış toprağının sahibiyim ve bu her Suriyelinin hakkıdır.”

Süveyda’daki yerel örgütler Esad’ın yönetiminin devrilmesi sırasında HTŞ’den önce Şam’a ilk giren silahlı gruplardan biri olmuştu. Buna atıf yapan Rızk, “Şam’a yardım elimizi uzattık, şu anda Şam’da kimin olduğunu biliyoruz. Şu anda Şam’daki bu yönetimi, onun oluşturduğu geçmişi, nereden geldiğini, neyi temsil ettiğini ve ne yaptığını biliyoruz. Onlar bizim görüşümüzde gizli değiller, eski yönelimlerinin ne olduğunu biliyoruz, ancak şimdiki yönelimleri için söz ve eylem istiyoruz, sözlerin eylemlerle uyuşmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.

İsrail işgaline karşı çıkmadı

Dürzi bölgesi ile ilgili bir tartışma da İsrail’in Dera’ya kadar olan Suriye topraklarını işgal etmiş olması. Şeyh Mervan el-Rızk “Bazı taraflar sizi İsrail güçlerinin Suriye topraklarının derinliklerine daha fazla girmesini istediğiniz iddiasıyla suçluyor, bu doğru mu” sorusu üzerine, “Biz vatanseveriz, bu Suriye vatanının bir parçası olmayı tercih ediyoruz ve biz bu Suriye halkının bir parçasıyız, tercih ettiğimiz budur” dedi.

Muhabirin ısrarla aynı soruyu sorması üzerine Rızk şunları söyledi: “Açık bir cevap vereyim; eğer bir gün burada Suriye’de bir devlet kurulur ve tüm Suriyeliler bunu onaylar ve bu devlet İsrail devletiyle barış için elini uzatırsa, bizim barışa karşı hiçbir engelimiz yok. Barış için herkese elimizi uzatıyoruz, ancak uluslararası anlaşmalar çerçevesinde ve Birleşmiş Milletler ve insan hakları aracılığıyla uluslararası standartlar çerçevesinde olması gerekiyor.”

ENKS: Suriye’nin geleceği federalizm

Suriye’nin kuzeyinde de YPG’den sonra en örgütlü Kürt örgütü olarak ve KDP’ye yakınlığı ile bilinen yakın Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) de federasyon talep ediyor.

Türkiye ile iyi ilişkileri bulunan Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu’nun (SMDK) da bir parçası olan ENKS Temsilcisi Abdulhakim Beşar, “Suriye’nin geleceği federalizmdir” dedi.

Rudaw’ın sorularını yanıtlayan Beşar, “Şam’ın yeni yönetimi Rojava için federasyonu kabul ediyor mu” sorusu üzerine “Şu anda, yönetim tek başına bu kararı vermiyor ama Suriye’nin yeni bir anayasası olacak. Bu yönetim 2254 sayılı kararı kabul etmiyorum diyordu ama şimdi bu kararın özünü kabul ettiğini söylüyor ki anayasa, tüm Suriyelilerin katılımıyla oluşturulacak maddelerinden biridir ve biz Suriye Kürtleri olarak diğer milletlerle birlikte katılacağız ve Suriye halkı geniş bir diyalogla gelecekteki Suriye’nin şekli konusunda bir sonuca varacak. O zaman tüm Suriye için iyi olacak. Federasyon talebini müzakere masasına koyacağız” dedi.

Suriye halkının federalizm kelimesinden korktuğunu ancak içerik olarak federalizmi savunduklarını ve istediklerini iddia eden Beşar, “Birçok güçle görüşmeler yaptım, onlar da federasyonun aynı içeriğinden bahsediyorlar ama bu isimden korkuyorlar. Nedenini bilmiyorum. Ama federasyonun Suriye’yi zayıflatmak değil güçlendireceğine ve federasyonun Kürtlerin Suriye’ye daha çok bağlanmasını sağlayacağına dair onlarda inanç oluşturmaya çalışacağız” ifadelerini kullandı.

“Suriye’nin gelecekte merkezi mi yoksa merkezi olmayan bir yapıda mı olacağına inanıyorsunuz” sorusu üzerine Beşar, “Gözlemlerime ve görüşmelerime göre, Suriye’nin geleceğinin federal olduğunu görüyorum. Dürziler kendi kendilerini yönetmek istiyor. Aleviler de aynı şekilde, ayrıca Dera halkı da. Biz Kürtler de kendimizi yönetmek istiyoruz. Suriye’nin geleceği için önemli bir rolü olan büyük bir halktır. Şimdiki yönetim federasyona karşı olduklarını söylüyor ama tek başlarına karar vermiyorlar, Suriye halkı kendisi karar veriyor. Suriye’nin geleceği federaldir” dedi.

ORTADOĞU

Suudi Arabistan’dan 12 milyar dolarlık tahvil satışı

Yayınlanma

Suudi Arabistan, Vizyon 2030 çerçevesinde geniş çaplı ekonomik dönüşüm projelerini finanse etmek için 2025’e 12 milyar dolarlık tahvil ve Kamu Yatırım Fonu’ndan sağlanan 7 milyar dolarlık krediyle giriş yaptı. Ancak bütçe açığı beklentileri, önümüzdeki yıllarda borçlanmaya olan bağımlılığın artacağına işaret ediyor.

Suudi Arabistan, 2025’e 12 milyar dolarlık tahvil ve Kamu Yatırım Fonu’ndan alınan bir krediyle başlıyor.

Riyad, geniş çaplı ekonomik dönüşüm planlarını finanse etmek amacıyla bu yıl borçlanma kampanyasına hız verdi.

Bloomberg, Suudi Arabistan’ın geçen yıl gelişen piyasalarda en büyük tahvil ihracatçılarından biri olduğunu belirtti.

Pazartesi günü 12 milyar dolarlık tahvil satışı gerçekleştiren Suudi Arabistan, bu hamlesini Kamu Yatırım Fonu’nun 7 milyar dolarlık “İslami kredi” anlaşmasıyla destekledi.

Bu kredi, 20 banka ile yapılan anlaşma kapsamında sağlandı. Ayrıca, Suudi Arabistan Maliye Bakanı, üç yabancı bankadan toplam 2,5 milyar dolar toplandığını duyurdu.

Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın öncülük ettiği Vizyon 2030 programı kapsamında, Suudi Arabistan hükümeti ekonomisini petrol bağımlılığından kurtarmak için büyük yatırımlar yapıyor.

Bu yatırımlar arasında yeni şehir projeleri (örneğin Neom), elektrikli araçlar ve yarı iletken teknolojileri gibi alanlar bulunuyor. Ayrıca, Suudi Arabistan’ın 2034’te erkekler Dünya Kupası’na ev sahipliği yapacağı da hatırlatıldı.

Bloomberg, Suudi Arabistan’ın önümüzdeki birkaç yıl içinde bütçe açığını sürdürmesinin beklendiğini, bu nedenle borçlanmaya daha fazla bağımlı olacağını vurguladı.

Suudi yetkililere göre, bazı büyük çaplı harcama projeleri ertelenebilir ve Asya Oyunları 2027 ile Dünya Kupası hazırlıkları gibi öncelikli yatırımlara odaklanılabilir.

Yetkililer, bu durumu kısmen finansman kısıtlamalarına ve ekonominin aşırı ısınmasını önleme çabalarına bağladı.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

“Generallerin planının” fikir babası: Hamas askeri çözümle sona erdirilemez

Yayınlanma

Filistinlilerin zorla göç ettirilmesine ilişkin “generallerin planının” fikir babası kabul edilen İsrail ordusunda eski Operasyonlar Bölümü Başkanı General Giora Eiland, Hamas yönetimini sona erdirmenin yolunun “askeri çözümden” geçmediğini söyledi.

Eiland, İsrail’deki yerel bir radyoda yaptığı açıklamada, “İsrail’in Gazze’deki tüm esirlerini geri alması karşılığında savaşı bitirmeye hazır olduğunu beyan etmesi gerekir” dedi.

Gazze’de Hamas yönetimini sona erdirmenin yolunun, “etkinliğini kanıtlayamamış askeri çözümden” geçmediğini belirten Eiland, “Mevcut durumun devam etmesi, sadece daha fazla rehinenin ve daha fazla askerin ölümüne yol açacak. Her yıl ölecek onlarca askerden başka hiçbir sonuç elde edilemeyecek” ifadesini kullandı.

Gazze’nin kuzeyini “yok etme” planı

İsrail ordusu, Gazze Şeridi’nin kuzeyi başta olmak üzere pek çok bölgesi için sık sık “tahliye emirleri” yayımlayarak bölgedeki Filistinlileri zorla yerinden ediyor. İsrail’in özellikle kuzeyi için yayımladığı tahliye emirleriyle “Generallerin Planı” olarak nitelenen planı uygulamaya çalıştığı yorumları yapılıyor.

Söz konusu plan, Filistinlileri, Gazze Şeridi’nin kuzeyinden tehcir etmeyi, ardından bölgenin kuşatılmasını ve gıda, yakıt ve temiz su girişine izin verilmemesini öngörüyor.

Bu durumda silahlı direnişçilerin “ölüm ya da teslim olma” arasında tercihe zorlanması, bölgeyi terk etmeyen veya terk edemeyen Filistinlilere de “düşman unsur olarak muamele edilmesini” içeriyor.

Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail yönetimi, Gazze’de işgali sürdürmeyi ve bunu kalıcı hale getirmeyi amaçlıyor.

Bu kapsamda Netanyahu, İsrail ile Hamas arasında olası bir esir takası ve ateşkes mutabakatı için Gazze Şeridi’nin kuzeyi ile güneyini ayıran Netzarim Koridoru ve Mısır-Gazze sınırındaki Philadelphia Koridoru’ndaki işgalin devam etmesi şartını ileri sürüyor.

Netanyahu, İsrail ve uluslararası kamuoyunda siyasi nedenlerle ve kendi çıkarları gereği Hamas ile esir takası anlaşması yapmamakla suçlanıyor.

İsrail muhalefeti ve esir yakınları da Netanyahu ve hükümetini, ateşkes ve esir takası müzakerelerinde mevcut tekliflere yeni maddeler ekleyerek anlaşmaya yanaşmamakla itham ediyor.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

HTŞ’nin “işgal” sessizliği hayal kırıklığı yarattı

Yayınlanma

Suriye’nin Kuneytra kentinde İsrail’in saldırılarını durdurmak için harekete geçilmemesi hayal kırıklığı yarattı.

Suriyeliler yeni hükümetin, evleri ve meyve bahçelerini yıkan İsrail ordusunu bölgeden çıkarmasını istiyor.

Suriye’nin güneyindeki Kuneytra ilinin merkezindeki bir ana yol, toprak yığınları, devrilmiş palmiye ağaçları ve bir zamanlar trafik lambası olduğu anlaşılan metal bir direkle kapatıldı. Bariyerlerin diğer tarafında bir İsrail tankı caddenin ortasında manevra yaparken görülebiliyor.

İsrail güçleri, Suriye ile İsrail arasında 1974’te imzalanan ateşkes anlaşmasıyla oluşturulan Golan Tepeleri’ndeki BM’nin denetlediği tampon bölgede yer alan bölgeye, Beşar Esad’ın geçen ay devrilmesinden kısa bir süre sonra girdi. İsrail ordusu, Suriye’de durum netleşene kadar orada kalacağını ve konuşlanmanın düşman unsurların bölgeye girmesini önlemek için bir güvenlik önlemi olduğunu ileri sürdü.

İsrail ordusunun tampon bölge dışındaki Suriye topraklarına da girmesi Suriye halkının protestolarına neden oldu. Bölge sakinleri İsrail güçlerinin bazı bölgelerde evleri yıktığını ve çiftçilerin tarlalarına gitmesini engellediğini söylüyor. En az iki olayda İsrail askerlerinin kendilerine yaklaşan göstericilere ateş açtığı bildirildi.

İsrail askerleri, işgali protesto eden sivillere ateş açtı

The Times of Israel’e konuşan bir askeri kaynak, İsrail ordusunun, askerlerin iki evi ve eski bir ordu karakolunu yıktığı ya da Suriyeli çiftçilerin arazilerine ulaşmasını engellediği olaylardan haberdar olmadığını söyledi. Kaynak, ordunun, askerlerin bir ağaç korusunu tahrip ettiğinden de haberdar olmadığını, ancak olayın operasyonel faaliyet sırasında meydana gelmiş olabileceğini ileri sürdü.

Küçük köyler ve zeytinliklerden oluşan sakin bir bölge gibi görünen Kuneytra’da vatandaşlar hem İsrail’in ilerleyişinden hem de Suriye’nin yeni yetkilileri ve uluslararası toplumun harekete geçmemesinden dolayı hayal kırıklığına uğradıklarını belirtiyor.

Rinata Fastas, İsrail güçlerinin yerel hükümet binalarına baskın düzenlediğini ancak şu ana kadar yerleşim bölgelerine girmediğini söyledi. Fastas’ın evi, eskiden Baas Şehri olarak adlandırılan ve şimdi Selam Şehri olarak değiştirilen, yeni kapatılmış bölgenin hemen içinde yer alıyor. Fastas, İsrail askerlerinin daha da ilerlemesinden ya da zaten ele geçirdikleri bölgeyi kalıcı olarak işgal etmeye çalışmasından korktuğunu söyledi. İsrail, 1967’deki Altı Gün Savaşı sırasında Suriye’den ele geçirdiği ve daha sonra ilhak ettiği Golan Tepeleri’ni halen kontrol ediyor. ABD dışında uluslararası toplum buranın işgal altında olduğunu kabul ediyor.

Fastas, şu anda ulusal kurumlarını ve ordusunu sıfırdan inşa etmeye çalışan Suriye’nin, İsrail ile askeri olarak karşı karşıya gelecek durumda olmamasını anladığını söyledi. Ancak “Peki neden yeni Suriye devletinde hiç kimse çıkıp Kuneytra vilayetinde yaşanan ihlallerden ve halka karşı yapılanlardan bahsetmiyor” diye sordu.

Suriye’nin yeni yöneticileri İsrail’le karşı karşıya gelmek istemiyor

Birleşmiş Milletler İsrail’i tampon bölgeye girerek 1974 ateşkes anlaşmasını ihlal etmekle suçladı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, “İsrail’in güvenliğini sağlayacak başka bir düzenleme bulunana kadar” askerlerin bölgede kalacağını söyledi. Netanyahu, bu açıklamayı Suriye’nin en yüksek dağı olan Hermon Dağı’nın karlı zirvesinde yaptı.

Geçen hafta Kan kamu yayın kuruluşu kaynaksız bir haberde yeni Suriye yönetiminin ABD’den İsrail’e tampon bölgeden çekilmesi için baskı yapmasını istediğini söyledi. Ancak İsrailli yetkililer, yayın kuruluşuna konuyla ilgili resmi bir talep almadıklarını belirtti.

İsrail tankları Şam’a 23 kilometre mesafede

Konuyla ilgili, isminin açıklanmaması koşuluyla konuşan İsrailli bir yetkili, ordunun yeni Suriyeli yetkililerin İsrail için bir tehlike oluşturmadığından emin olana kadar ele geçirdiği bölgede kalacağını söyledi.

Yeni Suriye hükümeti, İsrail’in hava saldırıları ve Suriye topraklarındaki ilerleyişi hakkında BM Güvenlik Konseyi’ne şikâyette bulundu.

Ancak bu konu, ülke üzerindeki kontrolü sağlamlaştırmaya, eski isyancı gruplardan oluşan bir yapıyı yeni bir ulusal orduya dönüştürmeye ve Batı yaptırımlarının kaldırılması için bastırmaya çalışan Suriye’nin yeni yöneticileri için bir öncelik gibi görünmüyor.

Ülkenin yeni fiili lideri, eski İslamcı isyancı grup Heyet-i Tahrir Şam’ın lideri Ahmed el-Şara da Suriye’nin İsrail ile askeri bir çatışma arayışında olmadığını ve komşularına ya da Batı’ya tehdit oluşturmayacağını açıkça söyledi.

Bu arada Kuneytra sakinleri büyük ölçüde kendi başlarının çaresine bakmak zorunda bırakıldı.

Tampon bölge içinde yer alan Rafid köyünde halk, İsrail ordusunun iki evi, bir ağaç korusunu ve eski bir ordu karakolunu yıktığını söyledi.

Belediye Başkanı Ömer Mahmud İsmail, İsrail güçleri köye girdiğinde İsrailli bir subayın kendisine “Ben senin dostunum” dediğini söyledi. İsmail, “Ona ‘Sen benim arkadaşım değilsin, öyle olsaydın böyle girmezdin’ dedim” dedi.

Protesto düzenleyen halka İsrail ateşi

Tampon bölgenin dışında bir köy olan Dawaya’da 18 yaşındaki Abdülrahman Halid el-Akka 25 Aralık’ta yaklaşık 100 kişi ile birlikte İsrail saldırısını protesto ettiğini ve “Suriye özgürdür, İsrail defol!” sloganları attığını söyledi. “Silahımız yoktu, sadece üzerimizdeki kıyafetlerle oradaydık. Ama onlara yaklaştığımızda bize ateş etmeye başladılar” dedi.

Bölge sakinleri ve basında çıkan haberlere göre altı protestocu yaralandı.

HTŞ’nin Şam Valisi Mervan: İsrail ile sorunumuz yok, belki korktukları için Suriye’yi biraz bombalamışlardır

Orduya göre askerler, aralarında bölgede faaliyet gösteren kuvvetlere yaklaşanların da bulunduğu birkaç grubu tespit etti. “Protestoculara uzaklaşmaları çağrısında bulunduktan sonra, kuvvetler onları dağıtmak için ateşle karşılık verdi” diyen İsrail ordusu, ‘bölgedeki kayıplarla ilgili iddianın incelendiğini’ de sözlerine ekledi.

Maariyah köyünde 20 Aralık’ta meydana gelen benzer bir olayda bir kişi daha yaralanmıştı. Ordu o zaman askerlerin havaya uyarı ateşi açtığını ve ardından hızla yaklaştığı ve durması için yapılan çağrılara aldırış etmediği için bir adamın bacaklarını hedef aldığını söylemişti.

Yerel bir Sünni din görevlisi olan Adel Subhi el-Ali’nin 21 yaşındaki oğlu da 25 Aralık protestosunda karnından vuruldu. Önce kendisini tedavi edecek kapasiteye sahip olmayan yerel bir hastaneye, ardından da Şam’a götürülerek ameliyat edildi. Ali, İsrail tanklarının ilerlediğini gördüğünde “topraklarımızın işgal edildiğini hissettik. Bu yüzden silahımız olmamasına rağmen onu savunmak zorunda kaldık… Buraya yerleşmeleri imkânsız” dedi.

Protesto gününden bu yana İsrail ordusunun bölgeye geri dönmediğini söyledi.

Ali, uluslararası topluma 1974 ateşkes anlaşmasına atıfta bulunarak Golan Tepeleri’ni Suriye’ye iade etmesi çağrısında bulundu. Ancak Suriye’nin elinde çok az koz olduğunu da kabul etti. “Sıfırdan başlıyoruz, bir devlet inşa etmemiz gerekiyor” diyen Ali, Suriye’nin yeni liderlerinin sözlerini tekrarladı: “Şu anda ülke olarak başka bir ülkeyle savaşmaya hazır değiliz.”

Kaynak: El-Meyadin, Times of Israel, Associated Press

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English