Bizi Takip Edin

AMERİKA

Fed kararı öncesi gözler faiz indirimi miktarı ve zamanlamasında

Yayınlanma

Bu hafta, piyasaların odak noktası ABD Merkez Bankası’nın (Fed) 17-18 Eylül’deki toplantısında alacağı kararlar olacak. Yatırımcılar, Fed’in faiz oranlarını ne kadar düşüreceği ve önümüzdeki aylarda borçlanma maliyetlerini hangi hızda azaltacağı konusundaki belirsizliği yakından takip ediyor.

S&P 500 endeksi, ekonomik kaygılar ve Fed’in faiz indirimi beklentilerindeki dalgalanmalara rağmen, temmuz ayındaki rekor seviyesinin sadece yüzde 1 altında seyrediyor. Bu durum, piyasalarda haftalarca süren güçlü dalgalanmalara rağmen gerçekleşti.

CME Fedwatch verilerine göre, yatırımcılar cuma günü itibariyle 25 ve 50 baz puanlık faiz indirimi olasılıklarına neredeyse eşit ağırlık veriyorlar. Bu beklentilerdeki değişim, piyasaların karşı karşıya olduğu temel soruyu yansıtıyor: Fed, zayıflayan işgücü piyasasını desteklemek için agresif kesintiler mi yapacak, yoksa daha temkinli bir yaklaşım mı benimseyecek?

Ameriprise Financial’dan Anthony Saglimbene, Reuters ajansına verdiği demeçte “Piyasa, Fed’in ekonomik büyümenin hızla yavaşladığını değil, yavaşlamakta olduğunu göstermesini bekliyor,” dedi ve ekledi: “Yatırımcılar, para politikasının kademeli olarak normalleşmesi için hala alan olduğunu görmek istiyor.”

Yatırımcıların gözü, Fed’in yeni ekonomik tahminlerinde ve faiz oranı öngörülerinde olacak. LSEG verilerine göre, piyasalar 2024 sonuna kadar toplam 115 baz puanlık bir faiz indirimi bekliyor. Fakat Fed’in haziran ayındaki tahmin programı, yıl sonuna kadar sadece 25 baz puanlık tek bir faiz indirimi öngörüyordu.

Greenwood Capital’den Walter Todd, mevcut 2 yıllık ABD devlet tahvili getirisi ile fonlama oranı arasındaki farka dikkat çekerek, Fed’in çarşamba günü 50 baz puanlık bir faiz indirimine gitmesi gerektiğini düşünüyor. Todd’a göre bu fark, Fed’in piyasa beklentilerinin gerisinde kaldığını gösteriyor.

Agresif faiz indirimi beklentileri, devlet tahvili piyasasında ralliye neden oldu. 10 yıllık ABD devlet tahvillerinin getirisi, temmuz başından bu yana 80 baz puan düşerek yüzde 3,65’e geriledi ve geçen yılın haziran ayından bu yana en düşük seviyesine yaklaştı.

Fakat Boston Partners’tan Mike Mullaney, Fed’in piyasa beklentilerinden daha az gevşeme öngörmesi durumunda, tahvil fiyatlarının yeniden değerlendirilmesi gerekeceğini ve bunun da getirileri yükseltebileceğini belirtti. Mullaney, yükselen getirilerin hisse senedi değerlemeleri üzerinde baskı oluşturabileceğini de sözlerine ekledi.

Son dönemde açıklanan işgücü istatistikleri, enflasyonun yavaşladığını ve istihdam artışının beklentilerin altında kaldığını gösteriyor. TD Securities’den Oscar Munoz, ABD’deki işsizlik oranının ağustos ayında yüzde 4,2’ye yükselmesinin, Fed’in öngörülerinden daha erken gerçekleştiğine dikkat çekti.

Munoz, “Fed daha temkinli davranır ve faizleri agresif bir şekilde düşürmeye başlamazsa, piyasalar bunu olumlu karşılamayabilir,” değerlendirmesini yaptı.

AMERİKA

Trump Noel mesajında, Panama Kanalı’nda Çin askerlerinin olduğunu iddia etti

Yayınlanma

ABD’nin seçilmiş başkanı Donald Trump, Noel günü sosyal medya üzerinden yaptığı bir dizi paylaşımla Çin, Kanada, Grönland ve Panama’yı hedef aldı ve ABD’nin bu üç ülkenin kontrolünü ele geçirebileceğini öne sürdü.

Truth Social platformunda yazan Trump, “Panama Kanalını sevgiyle ama yasadışı bir şekilde işleten Çin’in harika askerleri de dahil olmak üzere” herkese mutlu Noeller dileyerek uzun mesajlarına başladı.

Kanalın 100 yıldan uzun bir süre önce inşası sırasında hayatını kaybeden Amerikalılara atıfta bulunan Trump, ABD’nin “milyarlarca dolar ‘onarım’ parası yatırdığını ama ‘hiçbir şey’ hakkında söyleyecek hiçbir şeyi olmadığını” sözlerine ekledi.

Trump daha sonra “vali” diye hitap ettiği Kanada Başbakanı Justin Trudeau ile alay etti ve bir kez daha ABD’nin Kanada’yı 51. eyaleti olarak ilhak edebileceğini öne sürdü.

Trump, “Kanada bizim 51. Eyaletimiz olursa, vergileri %60’tan fazla azalır, işletmeleri hemen iki katına çıkar ve dünyanın hiçbir yerinde olmadığı kadar askeri olarak korunurlar,” diye yazdı.

Trump paylaşımına, “ABD’nin Ulusal Güvenlik amacıyla ihtiyaç duyduğu” ve “ABD’nin orada olmasını isteyen ve ABD’nin de orada olacağı” Grönland halkına seslenerek devam etti.

Trump bir başka paylaşımında eski profesyonel hokey yıldızı Wayne Gretzky’yi Kanada Başbakanlığına aday olması için teşvik ettiğini ancak Gretzky’nin “ilgilenmediğini” söyledi.

Trump çarşamba günkü paylaşımlarında ayrıca Başkan Joe Biden’ı “ne yaptığı hakkında hiçbir fikri olmayan bir adam” olarak alaya aldı ve “radikal sol delilerin” de Noelini kutlayarak, onların, ABD’nin “yargı sistemini ve seçimlerini sürekli engellemeye çalıştığını” öne sürdü.

Yeni başkan ayrıca Joe Biden’ın 37 idam mahkumunun cezasını müebbete çevirmesine atıfta bulunarak, “Ayrıca, kendilerinden önce neredeyse hiç kimsenin yapmadığı şekilde öldüren, tecavüz eden ve yağmalayan, ancak Uykucu Joe Biden tarafından inanılmaz bir şekilde affedilen en azılı 37 suçluya… Bu şanslı ‘ruhlara’ Mutlu Noeller dilemeyi reddediyorum; bunun yerine, CEHENNEME GİDİN diyeceğim!” diye yazdı.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Morgan Stanley’in Kasım 2024 raporundan: Türkiye’de asgari ücrete %30 zam bekliyoruz

Yayınlanma

Türkiye’de hükümetin asgari ücrete %30 zam yapmasının ardından gözler uluslararası kuruluşların yakın zamanda asgari ücret zammı beklentilerine çevrildi.

ABD merkezli yatırım bankası Morgan Stanley, geçen ay yayınladığı Türkiye raporunda, hükümetin asgari ücrete %30 civarında bir zam yapacağını ve Merkez Bankasının (TCMB) da faiz oranlarında kısmi bir düşüşe gideceğini önceden yazmış görünüyor.

“TCMB’nin baz senaryosunda yeni yıl ücret ve fiyat artışlarının enflasyondaki düşüş patikasıyla uyumlu olduğunu düşünüyoruz,” diyen banka, asgari ücrette %30 civarında, enerji fiyatlarında ise %25 civarında bir artışın TCMB’nin yakın dönem enflasyon gidişatı ve %26’lık 2025 yıl sonu tahmini ile uyumlu olduğunu düşündüklerini yazıyor.

Morgan Stanley, “PPK’nin yeni ileriye dönük yönlendirmesi ve risk dengesi göz önünde bulundurulduğunda, faiz indirimlerinin ocak ayından itibaren, aralık ayında başlamasını bekliyoruz,” diyordu.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD Dışişleri’nin ‘yabancı propagandayla mücadele’ merkezi kapatıldı

Yayınlanma

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın ‘dezenformasyonla mücadele’ amacı güden Küresel Etkileşim Merkezi (GEC), bütçe kesintileri nedeniyle kapatıldı. Cumhuriyetçilerin sansür iddiaları ve Elon Musk’ın eleştirileri, merkezin kapanmasında etkili oldu.

ABD Dışişleri Bakanlığı bünyesindeki Küresel Etkileşim Merkezi (Global Engagement Center, GEC), faaliyetlerini durdurdu.

Bu kurum, “yabancı dezenformasyonla mücadeleden” sorumluydu. Böylece, ABD son sekiz yıl içinde ilk kez dış propagandaya karşı mücadelede merkezi bir kurumsal yapıya sahip olmadan kaldı.

GEC’nin finansmanı, geçen hafta Senato tarafından onaylanan gelecek yılın bütçe tasarısının nihai versiyonuna dahil edilmedi.

Önceki yıllarda, merkezin faaliyetleri için yılda yaklaşık 61 milyon dolar ayrılıyor ve ajans bünyesinde yaklaşık 120 kişi çalışıyordu. Merkez çalışanlarının ve hâlihazırda yürütülen projelerin geleceği hakkında henüz bir bilgi verilmedi.

GEC tarafından yapılan açıklamada yalnızca, Dışişleri Bakanlığı’nın bu konuda Kongre ile görüşmeler gerçekleştirdiği belirtildi.

Cumhuriyetçi siyasiler, merkezin sansür uyguladığı ve Amerikalı vatandaşları izlediği iddiasıyla, GEC’nin finansmanına karşı çıkıyordu.

GEC’ye karşı duranlardan biri de Elon Musk. Musk, 2023 yılında kurumu “ABD’nin en korkunç devlet sansürcüsü ve medya manipülatörü” olarak nitelendirirken, aynı zamanda “demokrasimiz için bir tehdit” olarak tanımladı.

Musk, Donald Trump tarafından devlet yönetiminde etkinliği artırma amacıyla oluşturulacak yeni bir departmanda liderlik pozisyonu için önerildikten sonra, GEC’nin finansmanını içeren federal bütçe tasarısına karşı çıktı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English