Bizi Takip Edin

ASYA

Filipinli senatör Imee Marcos’tan, abisi Başkan Marcos Jr’a uyarı: Çin karşıtlığı tehlikeli bir yol

Yayınlanma

Filipinler Devlet Başkanı Ferdinand Marcos Jr’ın kız kardeşi Senatör Imee Marcos, ağabeyinin Çin karşıtı politikalarına katılmadığını dile getirerek bunun ülkeyi “tehlikeli bir yola” sürüklediğini söyledi.

23 Mart’ta Çin Sahil Güvenlik personeli kendi egemenlik alanını ihlal ettiği gerekçesiyle Filipinler gemilerine tazyikli su sıkmıştı. Üç Filipin Donanması denizcisinin yaralandığını söyleyen Marcos Jr, “Filipinler’in deniz güvenliğini ve deniz alanı farkındalığını güçlendirmek” amacıyla bir Ulusal Denizcilik Konseyi kuran bir kararname imzaladı.

Talimat uyarınca Filipinler Devlet Başkanı konseye, deniz güvenliğini artırmak amacıyla müttefiklerden “bağış, katkı, hibe, vasiyet veya hediye” kabul etme yetkisi verdi.

South China Morning Post’un haberine göre, Senatör Imee Marcos pazartesi günü yaptığı açıklamada, Ukrayna ve Gazze’deki savaşlara atıfta bulunarak savunma ve deniz güvenliği bağışlarını “sonu gelmeyen çatışmaların yakıtı” olarak nitelendirdi.

Filipin Senatosu Dış İlişkiler Komitesi’ne başkanlık eden milletvekili, Filipinlileri tehlikeye atabilecek her eylemin “ne pahasına olursa olsun kaçınılması gereken büyük bir sorumsuzluk” olduğu uyarısında bulundu.

“Aceleci olmayalım, öfkeli olmayalım ki halkımızın refahını gözetebilelim” diyen Imee Marcos, “Çin ile olan deniz çatışmamızda akıldan ziyade duygular galip geldi ve bizi Filipinlilerin gururundan daha fazlasına mal olacak tehlikeli bir yola sürüklüyor” ifadelerini kullandı.

‘Daha önce de dışarıdan yardım aldık’

Marcos Jnr’ın Ulusal Denizcilik Konseyi’nin başına atadığı General Andres Centino, ülkenin deniz savunmasını güçlendirmek için dış yardıma izin vermenin dış müdahale anlamına gelmeyeceğini söyleyerek Başkan’ın kız kardeşine karşı çıktı.

“Ulusal Denizcilik Konseyi kurulmadan önce de böyle bir uygulama vardı” diyen Centino, merkezi hükümetin geçmişte ABD, İngiltere, Avustralya ve Japonya dahil olmak üzere diğer ülkelerden deniz güvenliği yardımı aldığını açıkladı.

General, “Bunun bir dış müdahale olduğunu düşünmüyorum. Bu daha çok ortaklarımızın ve müttefiklerimizin yardımına ihtiyacımız olduğunu kabul etmek anlamına geliyor” dedi.

Ancak Senatör Imee Marcos, ülkenin Çin ile olan deniz ihtilafında mantıktan ziyade duyguların hakim olduğunu belirtti.

Marcos, “Bir başka bölgesel çatışmayı önlemek için ihtiyacımız olan şey, gerçek müttefiklerimiz olduğunu iddia edenlerin barış için üretecekleri çözümlerdir” dedi.

İstifa çağrısı

Başkan’ın kız kardeşi aynı fikirde olmadığını dile getiren tek milletvekili değildi. Kongre üyesi Pantaleon Alvarez de Başkan’ın konuyu ele alış biçimini sert bir dille eleştirdi ve hatta Marcos Jnr’ın derhal istifa etmesi çağrısında bulundu.

Geçtiğimiz hafta Hıristiyan takvimindeki en kutsal hafta olan Kutsal Hafta sırasında Alvarez, Başkan’ın görevi bırakmasını ve Çin ile gerilimi azaltmak için Başkan Yardımcısı Sara Duterte’ye yol açmasını önerdi.

“Başkan’a bu Kutsal Hafta’da derin düşünmesini ve tefekkür etmesini tavsiye edeceğim. Eğer İsa Mesih halk için fedakârlık yaptıysa, belki de aynı şeyi yapma sırası kendisindedir ve görevinden gönüllü olarak istifa ederek başkanlık görevini usulüne uygun olarak seçilmiş başkan yardımcısına devretmelidir” dedi.

Washington’dan Manila’ya destek

Salı günü Savunma Bakanı Gilbert Teodoro Jnr ise, halkı ülkenin Batı Filipin Denizi’ndeki haklarına yönelik ana tehdidin “Çin hükümetinin yasadışı faaliyetleri” olduğu gerçeğini gözden kaçırmamaya çağırdı.

Pazartesi günü ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan Filipinli mevkidaşı Ulusal Güvenlik Danışmanı Eduardo Año ile görüştü ve Washington’un Manila ile yaptığı savunma anlaşmasına bağlılığını teyit etti.

Beyaz Saray’ın internet sitesinde yayınlanan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Sayın Sullivan, Güney Çin Denizi’nin herhangi bir yerinde Filipin silahlı kuvvetlerine, kamu gemilerine ya da hava araçlarına – sahil güvenliğine ait olanlar da dâhil olmak üzere – yönelik silahlı saldırıları da kapsayan ABD-Filipinler Karşılıklı Savunma Anlaşması kapsamında ABD’nin Filipinler’e yönelik ittifak taahhütlerinin altını çizdi.”

1951 yılında imzalanan Karşılıklı Savunma Anlaşması, her iki ülkeyi de dış bir gücün saldırısı durumunda birbirlerine yardım etmeye çağırıyor. Pentagon daha önce Manila’nın başka ülkelerden gelen tehditler karşısında anlaşmaya başvurması halinde kendisine yardım etmeye hazır olduğunu açıklamıştı.

ASYA

Trump’ın ticari tutumu Asya ülkelerini bölgesel ittifaklara itiyor

Yayınlanma

Analistlere göre Asya ülkeleri, ABD Başkanı seçilen Donald Trump’ın korumacı söylemine, ABD’nin katılımı olmadan uluslar ötesi ekonomik işbirliğini teşvik etmeyi amaçlayan bölgesel ve ikili ticaret anlaşmalarına daha fazla önem vererek karşılık veriyor.

Trump, 20 Ocak’ta ikinci dönem için yemin ettikten sonra ABD ithalatına %20’ye varan genel vergilerin yanı sıra Çin mallarına %60 oranında gümrük vergisi uygulama sözü vererek gümrük tarifelerini 2024 başkanlık kampanyasının temel taşı haline getirdi.

Peru’da düzenlenen son Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) forumunda, 21 üyenin birçoğunun liderleri jeopolitik gerilimler artarken ve tedarik zincirleri yıpranırken bölgesel ekonomik entegrasyonun güçlendirilmesi çağrısında bulundu.

Çin Peru ile daha güçlü bir ticaret anlaşması imzalarken, Endonezya Kanada ile bir ticaret anlaşması üzerinde mutabık kaldı.

Singapur Başbakanı Lawrence Wong, APEC ülkelerini kapsayan ve halen üzerinde çalışılan bir anlaşma olan Asya Pasifik Serbest Ticaret Bölgesi’nin yeniden canlandırılmasının önemini vurguladı.

Wong, “APEC şimdi eskisinden daha önemli” dedi.

Çok taraflı bölgesel ekonomik ortaklıklar

Ekonomistler, Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık (RCEP) ve Trans-Pasifik Ortaklığı için Kapsamlı ve Aşamalı Anlaşma gibi Washington’u içermeyen ticaret anlaşmalarının önümüzdeki yıllarda Asya ülkeleri için daha önemli hale geleceğini söylüyor.

Sürdürülebilir ticareti teşvik eden Asya merkezli bir grup olan Hinrich Vakfı’nın ticaret politikası başkanı Deborah Elms, Nikkei Asia’ya yaptığı değerlendirmede, “Bu, çöken küresel sistemden kaynaklanan kaos ve hasarın bir kısmını yönetmemize yardımcı olacak” dedi.

Çin, Japonya, Güney Kore ve ASEAN üyeleri dahil olmak üzere 15 Asya-Pasifik ülkesi arasında bir ticaret anlaşması olan RCEP, ABD-Çin ticaret savaşının arka planında sekiz yıl süren müzakerelerin ardından Kasım 2020’de imzalandı. Bu ülkeler dünya gayrisafi yurtiçi hasılasının yaklaşık %30’unu temsil ediyor.

Trump 2017 yılında ABD’yi Trans-Pasifik Ortaklığı’ndan çekerek Tokyo’yu anlaşmanın liderliğini üstlenmek durumunda bıraktı. Şu anda CPTPP olarak bilinen ve Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda, Singapur ve Vietnam’ın da aralarında bulunduğu 11 ülkeden oluşan grup altıncı yılına girmek üzere. Üyeler arasındaki ticaret 2018’den 2021’e kadar %5,5 arttı. Birleşik Krallık aralık ayında katılıyor, Çin de üye olmak istiyor.

Trump’ın küreselleşme karşıtı tutumu karşısında bazı analistler Japonya’yı CPTPP’yi geliştirmeye, üye eklemeye ve Avrupa Birliği ile işbirliğini ilerletmeye çağırıyor.

APEC’teki Çinli bir delege şunları söyledi: “Günün sonunda çok sayıda ticaret ortağımız var.”

Ancak Çin’in ekonomi politikası bölgesel ticari işbirliğinin önünde engel teşkil edebilir. Pekin

Asia Decoded danışmanlık şirketinin kurucusu Priyanka Kishore ise, bölgesel ticareti teşvik etmek için Çin’in iç tüketimi canlandırması ve daha fazla ithalat yapması gerektiğini söyledi.

Nikkei’ye konuşan Kishore, “Çin, bölgenin dış talebini desteklemede çok önemli bir role sahip” dedi ve ekledi: “Bölge içi ticaretin şampiyonu olmak istiyorsa daha fazlasını yapmalı.”

Yeni ticaret ortakları bulmaları 5 yıl sürebilir

Daha yüksek ABD tarifeleri, ticaretin GSYH’ye oranı %100’ün üzerinde olan Singapur, Hong Kong, Vietnam gibi Asya ekonomileri için özellikle zor olabilir. Singapur ve Güney Kore şu anda ABD ile serbest ticaret anlaşması olan tek Asya ülkeleridir.

Gümrük vergileri ABD’deki ithalatçılar tarafından ödenmekte ve ABD Gümrük ve Sınır Koruması tarafından tahsil edilmektedir. Daha yüksek maliyetler müşterilere yansıtılabilse de tarifeler, ürünlerinin satışını zorlaştırarak yabancı ülkelere zarar verebilir.

Fudan Üniversitesi’nde ekonomist olan Yang Zhou’nun araştırmasına göre, 2018’deki ticaret savaşı Çin’e 35 milyar dolara, ABD’ye ise 15 milyar dolara mal oldu.

Kendisini dünya ticaretini etkileyen politikaların bağımsız bir gözlemcisi olarak tanımlayan Global Trade Alert, Asya ülkelerinin ABD pazarına erişimlerinin engellendiği en kötü durum senaryosuyla nasıl başa çıkacaklarını ölçmeye çalıştı. Analiz, bu ülkelerin yeni ticaret ortakları bulmalarının ortalama beş yıl alacağını ortaya koydu.

Çalışmaya göre, ABD’nin yerini Çin, AB, Vietnam ve Japonya’daki ticaret ortaklarıyla doldurmak için 24 yıla ihtiyaç duyacak olan Tayland gibi ülkeler için bu görev daha zor olacaktır. Güney Kore için bu süre 2038 yılına kadar uzayacaktır.

Okumaya Devam Et

ASYA

Çin, Japon vatandaşları için vizesiz seyahati yeniden başlatıyor

Yayınlanma

Çin Dışişleri Bakanlığı cuma günü yaptığı açıklamada, hükümetin 30 Kasım’dan itibaren ülkeye seyahat edecek Japon vatandaşları için vize şartlarından feragat edeceğini duyurdu.

Japonya, vize muafiyeti listesine eklenen Bulgaristan, Romanya ve Hırvatistan’ın da aralarında bulunduğu bir grup Avrupa ülkesinin yanında yer aldı. Bu uygulama önümüzdeki yılın sonuna kadar sürecek.

Son muafiyetlerle birlikte uygun ülkeler listesi 38’e yükseldi. Pekin ayrıca vizesiz kalış süresini de 15 günden 30 güne çıkardı.

Japonya’nın listeye dahil edilmesi kararı, Japonya Başbakanı Shigeru Ishiba ile Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in geçen hafta Peru’da düzenlenen Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği Forumu çerçevesinde bir araya gelerek “ortak stratejik çıkarlar” doğrultusunda işbirliği yapma konusunda mutabık kalmalarının ardından geldi.

Çin, COVID-19 salgını sırasında Japon ve diğer yolcular için vize muafiyetlerini askıya almıştı. Pekin, 2023 yılında sıfır COVID politikasını kaldırdığından beri Avrupa ve Güneydoğu Asya’daki düzinelerce ülke için vizelerden feragat etti. Ancak Japon vatandaşlarının 15 gün veya daha kısa süreli kalışlar için bile vize almaları gerekiyor.

Japon yetkililer Çin’i vize politikasını hafifletmeye zorluyor.

Bu önlem iş ya da tatil amaçlı seyahatleri daha kolay hale getirecek, ancak Çin’e giden Japon ziyaretçilerde önemli bir artışa yol açıp açmayacağı belirsiz.

Japonya’dan yurt dışına seyahatler zayıf yen nedeniyle durgun seyrediyor.

Öte yandan, Japonya’ya seyahat eden Çin vatandaşlarının hala vize almaları gerekiyor ve bu politika pandemi öncesinden beri uygulanıyor. Japon medya kuruluşları Tokyo’nun Çin’e karşılıklı vizesiz seyahat sunmayı planlamadığını, ancak uygulamayı basitleştirmeyi düşündüğünü bildirdi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD, Filipinler’e Pekin’e karşı kullanması için insansız deniz aracı veriyor

Yayınlanma

Analistler, Washington’ın Manila’ya gelişmiş insansız hava araçları sağlamasının Filipin Donanması için bir “güç çarpanı” görevi göreceğini ve ABD’nin müttefikinin Güney Çin Denizi’nde Çin’e karşı gözetleme ve operasyonel kabiliyetlerini artıracağını söylüyor.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin salı günü Filipinler’e yaptığı iki günlük ziyaret sırasında ABD hükümetinin Filipin Donanmasına Batı Filipin Denizi’ndeki operasyonları için açıklanmayan sayıda insansız deniz aracı (USV) verdiğini açıkladı.

Biden yönetimi sona ermeden önce “çok daha fazlasının” teslim edileceği sözünü verdi.

Austin, Filipinler Savunma Bakanı Gilberto Teodoro Jnr ile birlikte Batı Filipin Denizi’ne bakan ve ABD-Filipin ortak askeri tesisine ev sahipliği yapan Puerto Princesa, Palawan’da düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “Temmuz ayındaki ziyaretim sırasında açıkladığım 500 milyon ABD doları tutarındaki yabancı askeri finansmanla, Filipinler’in münhasır ekonomik bölgesi (MEB) boyunca haklarını ve egemenliğini savunacak yetenek ve araçlara sahip olmasını sağlamaya yardımcı olmak için bunun gibi daha birçok platformun teslim edilmesini bekliyoruz.”

Austin, ABD’nin “Filipinler’in savunmasına derinden bağlı olduğunu” ve Manila ile olan Karşılıklı Savunma Anlaşmasının “Güney Çin Denizi’nin herhangi bir yerinde, sahil güvenlik güçlerimiz de dahil olmak üzere silahlı kuvvetlerimize, uçaklarımıza veya kamu gemilerimize yönelik silahlı saldırılar için geçerli olduğunu” yineledi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English