Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Financial Times: Ukrayna, Moskova ve Washington’un kırmızı çizgilerini aştı

Yayınlanma

Financial Times (FT) gazetesinin baş dış politika yorumcusu Gideon Rachman’a göre Ukrayna’nın Rusya’nın Kursk oblastına yönelik son saldırısı sadece coğrafi sınırları aşmakla kalmadı, aynı zamanda Washington tarafından belirlenen stratejik kırmızı çizgilere de meydan okudu.

Rachman’a göre Kiev’in bu cüretkar hamlesi, Ukrayna’nın savaş hedefleri ile en güçlü müttefiki ABD’nin temkinli yaklaşımı arasında giderek artan bir ayrışmanın altını çiziyor.

Rachman’a göre Biden yönetimi sürekli olarak Ukrayna’yı desteklerken aynı zamanda Rusya ile daha geniş bir çatışmaya dönüşebilecek doğrudan bir yüzleşmeden kaçınma yönünde ikili bir strateji izledi.

Rachman, “Bu iki amaç arasında seçim yapmak zorunda kalsaydı, ABD açıkça ikincisini seçerdi,” ifadelerini kullandı.

Washington ile Kiev arasındaki risk toleransı farkı çok açık. Ukrayna hayatta kalmak için savaşırken ve ABD’nin doğrudan müdahalesini kabul ederken, Biden yönetimi Rachman’ın deyimiyle ‘üçüncü dünya savaşına’ yol açabilecek eylemlere karşı temkinli davranıyor.

Bu ihtiyat, ABD tarafından tedarik edilen silahların kullanımına getirilen kısıtlamalarla kendini gösterdi. Washington ancak mayıs ayında bu silahların Rusya’nın hemen içindeki hedeflere karşı kullanılmasına izin verdi ve Rusya topraklarının daha derinlerine yönelik saldırılar için yasaklar hala yürürlükte.

Rachman, önceden ABD’nin onayı alınmadan gerçekleştirildiği bildirilen Kursk saldırısının İsrail’in askeri harekata yaklaşımıyla paralellik gösterdiğini öne sürdü. Hem Ukrayna hem de İsrail başarılı operasyonların geriye dönük ABD onayı alacağı varsayımıyla hareket ediyor.

Washington’da Kursk taarruzuyla ilgili ihtiyatlı iyimserliğe rağmen Rachman, ABD’li yetkililerin Ukrayna’nın yeni kazandığı toprakları elinde tutma ve Doğu Ukrayna’daki Rusya ordusunun karşı saldırılarına karşı koyma kabiliyeti konusunda endişeli olduğunu kaydetti.

‘Nükleer savaş hayaleti’ ABD’nin stratejik hesaplamalarında büyük yer tutmaya devam ediyor. Rachman, 2022 yılında ABD istihbaratının ‘Rus askeri yetkililer arasında nükleer silahlanma konusunda sık sık ve bazen ayrıntılı konuşmalar’ yakaladığını aktardı.

St. Andrews Üniversitesi’nden Phillips O’Brien gibi bazı analistler Kursk saldırısının Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in ‘nükleer tehditlerini kesin olarak çürüttüğünü’ savunurken, ABD’li yetkililer temkinli davranmaya devam ediyor.

Rachman, Biden’ın danışmanlarının hala mutlak bir yenilgiye uğraması halinde Rusya’nın nükleer silahlara başvurabileceğine inandığını ifade etti.

Çatışma geliştikçe, Ukrayna’nın cesur stratejileri ile ABD’nin ihtiyatı arasındaki ayrışma, bu uzun süreli savaştaki karmaşık dinamiklerin altını çiziyor.

Rachman sözlerini şöyle sonlandırdı: “Ukraynalılar müttefiklerinin zafer fikrinden korktuğundan yakınırken haklılar.”

Ukrayna’nın Kursk’taki “yalnız kurt” karşı saldırısı

DİPLOMASİ

Çin Ticaret Bakanı, elektrikli araçlara yönelik gümrük tarifelerini görüşmek üzere İtalya’da

Yayınlanma

İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani, Çin Ticaret Bakanı Wang Wentao ile Roma’da bir araya gelmeden önce pazartesi günü yayınlanan röportajında, İtalya’nın Avrupa Komisyonu tarafından Çin’in elektrikli araç (EV) ihracatına yönelik olarak önerilen gümrük vergilerini desteklediğini söyledi.

Corriere della Sera gazetesine bir mülakat veren Tajani, “Şirketlerimizin rekabet gücünü korumak için AB Komisyonu’nun önerdiği vergileri destekliyoruz” dedi.

Bakan Wang Wentao, Avrupa Birliği’nin Çin yapımı elektrikli araçlara karşı açtığı sübvansiyon karşıtı davayla ilgili görüşmelerde bulunmak üzere Avrupa’yı ziyaret ediyor.

Pazartesi günü Roma’da Tajani ile görüştü ancak İtalyan dışişleri bakanlığından yapılan açıklamada elektrikli araçlara doğrudan atıfta bulunulmadı.

Açıklamada Tajani ve Wang’ın fikri mülkiyetin korunması, tarım-gıda sektöründe ticaret ve yatırım konularını ele aldıkları belirtildi.

İkili ayrıca Ukrayna’daki savaş ile Gazze ve Kızıldeniz’deki krizleri de ele alırken, İtalya Pekin’i Rusya’ya silah sevkiyatı ve Kızıldeniz’deki deniz taşımacılığının güvenliği konularının çözümüne yardımcı olmaya çağırdı.

Tajani, İtalya ile Çin arasındaki ilişkilerin yeniden canlanma aşamasından geçtiğini belirterek, şunları söyledi:

“Çin, Asya’daki ilk, AB üyesi olmayan ülkeler arasında ise ABD’den sonra ikinci ticaret ortağımızdır. Çin pazarına adil erişim ve şirketlerimiz, özellikle de KOBİ’ler ile tarım-gıda sektöründeki şirketler için eşit şartlara sahip olma ihtiyacını yinelemek istedim. Bu noktadan hareketle ekonomik işbirliğini güçlendirmek ve Roma ile Pekin arasındaki ticaret bilançosunu yeniden dengelemek için Çinli ortaklarımızla birlikte çalışmaya devam etmek istiyoruz.”

Wang Wentao, ayrıca İtalyan Otomotiv Endüstrisi Birliği Başkanı Roberto Vavassori ile görüşmelerde bulundu.

Görüşmelerde, görüşmelerde Çin elektrikli araçlarına yönelik tarifeler ve EV sektöründe Çin ile İtalya arasında geliştirilebilecek işbirliği potansiyeli üzerinde durulduğu kaydedildi.

Wang 19 Eylül’de Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı ve Ticaretten Sorumlu Komisyon Üyesi Valdis Dombrovskis ile görüşecek.

İtalya, temmuz ayında AB üyeleri arasında yapılan bağlayıcı olmayan bir oylamada gümrük vergilerini desteklemişti ancak Sanayi Bakanı Adolfo Urso geçen hafta Reuters’a yaptığı açıklamada müzakere edilmiş bir çözüm beklediğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella’nın bu yıl içinde Çin’i ziyaret etmesi ve Tajani’nin de heyette yer alması planlanıyor.

Ek tarifeler

Avrupa Komisyonu, AB’nin standart %10’luk otomobil ithalat vergisine ek olarak Çin’de üretilen elektrikli araçlara %35.3’e varan nihai tarifeler önermenin eşiğinde.

İspanya Başbakanı Pedro Sanchez ise çarşamba günü Çin’e yaptığı bir ziyaret sırasında AB üyeleri ve Avrupa Komisyonu’nun olası bir ticaret savaşını önlemek için pozisyonlarını yeniden gözden geçirmeleri gerektiğini söyledi.

Önerilen nihai vergiler AB’nin 27 üyesi tarafından oylamaya tabi tutulacak. AB nüfusunun %65’ini temsil eden 15 AB üyesinin nitelikli çoğunluğunun karşı oy kullanmaması halinde ekim ayı sonuna kadar uygulamaya konulacak.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Almanya ile Özbekistan arasında göç anlaşması

Yayınlanma

Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev ile Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, iki ülke arasında yeni bir göç anlaşmasına imza attı.

Özbek Cumhurbaşkanlığının açıklamasına göre, anlaşma dün (15 Eylül) Semerkant’ta gerçekleşen görüşmeler sırasında imzalandı.

Alman DPA ajansının haberine göre, bu anlaşma iki temel amaca hizmet ediyor: Birincisi, özellikle sağlık sektöründe olmak üzere nitelikli Özbek işçilerin Almanya’ya giriş sürecini kolaylaştırmak.

İkincisi ise, Almanya’da yasal kalma hakkı bulunmayan Özbek vatandaşlarının ülkelerine geri dönüşünü düzenlemek. Şu anda Almanya’da yaklaşık 13 bin 700 Özbek vatandaşı yaşıyor.

Scholz’un iki günlük Özbekistan ziyareti kapsamında, iki ülke arasında toplam sekiz farklı alanda iş birliği anlaşması imzalandı.

Bu anlaşmalar arasında veterinerlik ve hayvancılık, su kaynaklarının ve kritik madenlerin sürdürülebilir kullanımı ile ulaştırma alanlarında iş birliği yer alıyor.

Ayrıca, önde gelen Özbek ve Alman şirketleri arasında da bir dizi anlaşma yapıldı.

Özbekistan, Tacikistan ve Kırgızistan, Rusya’ya yabancı işçi gönderen başlıca ülkeler arasında yer alıyor. Rusya’da çalışma amacıyla bulunan yabancıların yüzde 55 ila 60’ı Moskova ve St. Petersburg’da yaşıyor.

Scholz, Ukrayna’ya uzun menzilli silah verilmesine karşı çıktı

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Kazakistan, Rusya ile Ukrayna arasında arabuluculuk yapmaya hazır

Yayınlanma

Kazakistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Roman Vasilenko, ülkesinin Moskova ile Kiev arasındaki barış görüşmelerinde arabuluculuk yapmaya veya bir müzakere mekânı sağlamaya hazır olduğunu belirtti.

Alman kamu yayın kurumu Deutsche Welle‘ye konuşan Vasilenko, “Kazakistan, başta olası bir arabulucu veya taraflar arasındaki görüşmeler için bir mekân olarak hizmet etmeye hazır olduğunu belirtmişti. Bu tutumumuz değişmedi,” dedi.

Ayrıca Vasilenko, Astana’nın ‘ölçülü bir tarafsızlık’ pozisyonu aldığını ve hem Rusya hem de Ukrayna ile ilişkilerini sürdürdüğünü vurguladı.

Ülke makamlarının Birleşmiş Milletler (BM) tüzüğüne ve devletlerin toprak bütünlüğüne saygı duyduğunu da ekleyen diplomat, “Zamanla hizmetlerimize ihtiyaç duyulacağını düşünüyoruz, bu nedenle ölçülü bir pozisyon alıyoruz,” ifadelerini kullandı.

Bunun yanı sıra yetkili, savaşın Ukrayna, Rusya ve Kazakistan açısından büyük bir trajedi olduğuna işaret etti.

Geçtiğimiz hafta Doğu Ekonomi Forumu’nda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova’nın 2022 baharında İstanbul’da varılan anlaşma temelinde Kiev ile müzakerelere dönmeye hazır olduğunu açıklamıştı.

Putin’e göre, o dönemde olası bir barış anlaşmasının neredeyse tüm parametreleri üzerinde uzlaşılmıştı, ancak İngiltere sürece müdahale etti ve Ukraynalı yetkililer ‘farklı bir yol izledi’. Putin, Çin, Hindistan veya Brezilya’nın barış görüşmelerinde arabulucu olabileceğini kabul etti.

Tokayev: Rusya’yı yenmek imkânsız, savaşın sürmesi insanlık için tehdit

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English