Bizi Takip Edin

AMERİKA

FP: Biden, Trump için Çin’le çip mücadelesini kızıştırıyor

Yayınlanma

Biden yönetiminin giderayak Çin’in yarı iletken endüstrisine yönelik getirdiği ihracat kontrollerini ve bunların Trump dönemine yansımasını elen alan Foreign Policy makalesini sizler için çevirdik.

***

Foreing Policy, 5 Aralık 2024

ABD’nin Çin’e yönelik yeni ihracat kontrolleri ve Pekin’in anında karşı önlemleri, yeni yönetimin tonunu belirledi.

ABD Başkanı Joe Biden, bir ayağını Oval Ofis’ten dışarı atarak Çin’in yarı iletken endüstrisine bir veda atışı yaptı; bu da Başkan seçilen Donald Trump’ın yeni yönetimi için güçlü teknolojiler üzerinden yeni ticari gerilimlere zemin hazırladı.

ABD Ticaret Bakanlığı 2 Aralık’ta Çin’i hedef alan ve 24 çeşit yarı iletken üretim ekipmanı, yarı iletken geliştirmeye yönelik üç çeşit yazılım aracı ve yüksek bant genişliğine sahip bellek yongalarına yönelik kontrolleri de içeren yeni ihracat kontrollerini açıkladı. Ayrıca, çoğu Çin’de yerleşik 140 şirket, ABD teknolojisinin satın alınmasına lisans zorunluluğu getiren bir “varlık listesine” eklenecek.

Pekin, ABD’den gelen haberlere birkaç saat içinde yanıt verdi ve galyum, germanyum ve aslında hayati savunma uygulamalarına sahip olan ve görünüşte belirsiz bir metal olan antimon gibi kilit teknoloji malzemelerine yönelik kendi ihracat yasağını duyurarak karşılık verdi. Ayrıca elektrikli araç bataryalarının temelini oluşturan bir hammadde olan grafit ihracatını da sıkılaştırmayı planlıyor.

Bu önlemler, Washington ve Pekin’in ileri teknoloji ve savunma sistemlerinin temel bileşenleri olan güçlü yarı iletken çipler konusunda uzun süredir devam eden ticaret kavgasındaki en son tırmanışı temsil ediyor. Bu, Biden yönetiminin Çin’in yapay zeka ve askeri uygulamalarda kullanılan gelişmiş çipleri üretme kabiliyetini engellemeye yönelik üçüncü çabası; ilk olarak Ekim 2022’de kısıtlamalar getirmiş ve 2023’te bunları genişletmişti.

Ticaret Bakanı Gina Raimondo yeni kısıtlamaları duyurduğu açıklamasında şunları söyledi: “Bu eylem, Biden-Harris yönetiminin müttefiklerimiz ve ortaklarımızla birlikte, [Çin’in] ulusal güvenliğimiz için risk oluşturan ileri teknolojilerin üretimini yerlileştirme kabiliyetini bozmaya yönelik hedefli yaklaşımının doruk noktasıdır.”

İhracat kontrollerinin son turu aylardır bekleniyordu, ancak dünyadaki gelişmiş çip üretim ekipmanlarının çoğunu üreten Japonya ve Hollanda gibi ABD müttefikleriyle yapılan müzakereler duyuruyu geciktirdi (her iki ülke de kısıtlamalardan muafiyet aldı).

Center for a New American Security’de kıdemli bir araştırmacı olan Geoffrey Gertz, “Bu kontrolleri uzun zamandır bekliyorduk” dedi daha önce tartışılandan biraz daha ılımlı olduğunu söyledi.

Çin’in tepkisi hızlı oldu

Buna karşın Çin’in tepkisi hızlı oldu. Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Lin Jian 3 Aralık’ta düzenlediği basın brifinginde Biden yönetiminin “Çin’in teknolojik ilerlemesini kötü niyetle bastırdığını” ve Pekin’in son önlemlere karşı “ciddi protestolarda bulunduğunu” söyledi. ABD’nin “ihracat kontrollerini kötüye kullandığını” ve Çin’in “güvenlik ve kalkınma çıkarlarımızı sıkı bir şekilde korumak için gerekeni yapacağını” söyledi.

Peterson Uluslararası Ekonomi Enstitüsü’nde kıdemli bir araştırmacı olan Cullen Hendrix, Pekin’in “modern bir endüstriyel ekonominin temel yapı taşlarının” çoğu üzerindeki pazar hakimiyetine atıfta bulunarak, “Çin etkili bir şekilde iki kişinin bu oyunu oynayabileceğini söylüyor” dedi. Hendrix Çin’in mesajının şu olduğunu da sözlerine ekledi: “Bu oyunu oynayabiliriz ve aslında acıyı daha fazla sektöre yayabiliriz.”

ABD’nin ‘aşil topuğu’

Pekin, temiz enerji teknolojilerinin ve gelişmiş silah sistemlerinin temelini oluşturan malzemeler gibi dünyanın kritik mineral ve metallerinin tedarik zincirlerini büyük ölçüde kontrol ediyor ve bu da onları ABD-Çin ticaret savaşında hayati bir tıkanma noktası haline getiriyor.

Örneğin galyum ve germanyumda Çin, bu metallerin küresel stoklarının sırasıyla yüzde 94 ve 83’ünü ve ABD’nin arzının yaklaşık yarısını oluşturuyor. Antimon konusunda ise Çin, küresel üretimin neredeyse yarısının ve ABD ithalatının yüzde 60’ından fazlasının kaynağı konumunda. Dünyanın en büyük grafit üreticisi olan Pekin, mineralin uluslararası pazarına hakimdir ve küresel olarak yüzde 90’ından fazlasını rafine etmektedir.

Washington için sorun şu ki, bu bağımlılığı ne kadar hızlı azaltmak isterse istesin, yeni tedarik zincirlerini güvence altına almak yıllar alacak ve ABD’yi yakın gelecekte Pekin’in kaprislerine karşı savunmasız bırakacaktır.

Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nde enerji güvenliği uzmanı olan Jane Nakano, “ABD’nin bu mineraller için Çin’e olan bağımlılığı bilinen bir Aşil topuğudur” dedi. “Bu son gelişme, Amerika Birleşik Devletleri olarak bağımlı olmaya devam ettiğimizin çok açık bir hatırlatıcısıdır” diye ekledi.

Pekin bu malzemeleri ilk kez hedef almıyor. Peterson Enstitüsü uzmanı Hendrix’in de yazdığı gibi, veriler Pekin’in germanyum ve grafit üzerindeki kısıtlamalarının ABD’nin Çin’den yaptığı toplam ithalat üzerinde fazla bir etkisi olmadığını gösterse de, bunların hepsi zaten bir tür kısmi ihracat kontrolü altındaydı. Bunun bir istisnası, Washington’un Çin’e daha az bağımlı olduğu bir malzeme olan galyum arsenit gofretlerin ABD’den ithalatının şu anda fiilen sıfıra düşmüş olmasıdır.

Hendrix, Çin’in ihracat kontrollerinin ABD tedarik zincirlerine yönelik topyekûn bir saldırıdan çok, “Çin’in kas gücünün esnetilmesi ve bir bilgi toplama misyonu gibi göründüğünü” yazdı.

Son tırmanış riskleri artırdı. Columbia Üniversitesi’nde kritik mineraller uzmanı olan Tom Moerenhout, Pekin daha önce kaslarını esnetiyorsa, şimdi “bir yumruk attı” dedi. “Tam bir ihracat yasağı da her türlü alarm zilini çaldırmalı, çünkü Pekin şimdi yarı iletkenleri hedefliyorsa, ya sıradaki grafit veya nadir topraklar olursa?” dedi.

Trump dönemine yük

Pekin’den uzaklaşmak için halihazırda önlemlerini artıran Washington için Çin’in son önlemleri devam eden çabayı hızlandırmaktan başka bir işe yaramayacak. Ancak Pekin’in kısıtlamaları tam bir ihracat yasağına kadar genişletmesi, muhtemelen alternatif kaynaklar için yeni bir mücadeleye yol açacak ve uzun süredir zorlu bir finansal ortamla, uzun izin gecikmeleriyle ve son zamanlarda Başkan seçilen Donald Trump’ın göreve dönmeye hazırlandığı siyasi belirsizlikle boğuşan yerel madencilik endüstrisine daha fazla yük getirecektir.

Hendrix, “Kısa vadede bu bir kargaşa yaratacak çünkü tamamen yerli tedarik zincirleri veya Kuzey Amerika tedarik zincirleri gerçekleşmedi” dedi.

ABD Jeolojik Araştırmalar Kurumu, Çin’in net galyum ve germanyum ihracatına tamamen yasak getirmesi halinde, bu hareketin ABD GSYİH’sinde 3,4 milyar dolarlık bir düşüşe yol açabileceğini ve bunun da en çok yarı iletken imalat endüstrisi tarafından hissedilecek ekonomik kayıplar olacağını tahmin ediyor.

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan 3 Aralık’ta Washington’da yaptığı bir konuşmada Çin’in son kısıtlamalarının “ABD’nin ulusal güvenlik uygulamaları olan kritik mineraller için çeşitli ve esnek tedarik zincirlerine sahip olma ve tek bir ülkeye, özellikle de [Çin] gibi bir rakibe bağımlı olmama ihtiyacını sürekli hatırlattığını” söyledi.

Sullivan ileriye dönük olarak, bir sonraki Trump yönetimini ABD’nin kritik mineral tedarik zincirlerini çeşitlendirmek için Kongre ve özel sektörle birlikte çalışmaya devam etmeye çağırdı. “Kendimizi gerçekten rahat bir nefes alabileceğimiz bir konuma getirmek en azından önümüzdeki on yılı alacaktır. Bu oldukça çekişmeli bir alan olacak ve yapılması gereken daha çok iş var” dedi.

“Bu kesinlikle bir tehdit ve bence ABD ve diğer müttefikler bunun bir tehdit olduğunu uzun zamandır kabul ediyor, bu yüzden bu konuda bir şeyler yapmamız gerektiğini biliyoruz” diyen eski bir Trump yönetimi yetkilisi, yönetimin stratejisi hakkında samimi bir şekilde konuşmak için adının açıklanmaması koşuluyla konuştu. “Bu tedarik zincirlerinin kritik bir parçası olan bazı nadir ve hammaddelere kendi erişimimizi açtığımızdan emin olmalıyız” diyen yetkili, Çin’in kritik mineral yasağının ‘sürpriz olmadığını, ancak güvenliğimiz açısından önemsiz olmadığını düşünüyorum’ dedi.

Sertlik Trump döneminde de devam edecek

Çoğu yetkili ve uzman, Trump’ın ikinci döneminde de Çin’e karşı sert davranmaya devam edeceğini nispeten güvenli bir bahis olarak görüyor. Biden yönetiminin politika hedeflerinin çoğunu tanımlayan Çin teknolojisini engelleme dürtüsü, ihracat kontrollerini daha geniş bir ticaret savaşının parçası olarak kullanan ve hatta Huawei ve TikTok gibi belirli Çinli teknoloji devlerini hedef alan ilk Trump yönetimi sırasında başlatıldı.

ABD’nin müttefikleri ve ortakları Trump’ın bazı ticaret önerileri ve Biden’ın çok taraflı yaklaşımına kıyasla dış politikaya daha işlemsel yaklaşımı konusunda endişelerini dile getirseler de Çin, ortak bir zemin bulmanın daha kolay olabileceği bir alan. Eski Trump yetkilisi, Trump yönetiminin Batı telekomünikasyon ağlarını Huawei gibi Çinli satıcılardan arındırmayı amaçlayan ilk Temiz Ağ girişiminin 60’tan fazla ülke tarafından imzalandığını belirtti.

“Bence iki yönetim arasında Çin’e yönelik teknoloji kontrolleri konusunda büyük ölçüde devamlılık olacak, bu nedenle büyük bir kopuş ya da büyük bir rota değişikliği olmayacağını düşünüyorum” diyen Gertz, Hollanda ve Japonya gibi müttefiklerin kendi Çin teknoloji politikalarını Trump’ın son görevde olduğu döneme kıyasla çok daha fazla Washington ile uyumlu hale getirdiklerini ve bunu yapmak için kendi teşviklerine sahip olduklarını da sözlerine ekledi.

“Bununla birlikte, Trump yönetiminin büyük olasılıkla sopalara başvurmaya daha açık olacağını düşünüyorum” diyen Gertz, özellikle ABD teknolojisini kullanan herhangi bir firmaya ülke dışı kontroller uygulayabilen doğrudan yabancı ürün kuralına atıfta bulundu. “[Müttefiklerin] bunu görmezden gelebileceği ya da Trump’a karşı koruyabileceği bir dünya olduğunu sanmıyorum. Müdahale etmek zorundalar” dedi.

AMERİKA

ABD’de TikTok yasaklanırsa en kazançlı çıkacak iki şirket Meta ve Google

Yayınlanma

eMarketer tarafından yapılan yeni bir analize göre, Meta ve Google’ın ABD’deki TikTok yasağından finansal olarak en çok yararlananlar olması bekleniyor.

TikTok ve perakende devi Amazon’un büyümesi, yıllardır ABD reklamcılık işinin yarısından fazlasına sahip olan Google ve Meta üzerinde gerçek bir rekabet baskısı yaratıyordu.

eMarketer’ın tahminlerine göre TikTok yasaklanırsa, ABD’de platforma harcanan reklam dolarlarının yarısından fazlası Meta ve Google’ın sahip olduğu varlıklara gidecek.

Instagram ve Facebook, TikTok’un yeniden tahsis edilen reklam harcamalarının sırasıyla %22,1 ve %17,1’ini alacağı tahmin ediliyor. Google’ın YouTube’u ise yaklaşık %10,7’sini alacak.

Diğer sosyal medya platformları da bu yasaktan faydalanacak. Snapchat, Linkedin, Pinterest, Reddit ve X, yeniden tahsis edilen TikTok reklam harcamalarının kabaca %18,3’ünü elde edecek. Bu platformlardan bazıları, uygulamalarını kendi TikTok benzeri kısa video ürünleri etrafında yeniden yapılandırmaya başladı bile.

Bağlı TV şirketleri veya yayıncılar ve sosyal, arama ve perakende reklamcılık alanlarındaki diğer dijital medya şirketleri, yeniden tahsis edilen reklam dolarlarının yaklaşık %30’unu toplayacaktır.

Meta ve Google gibi şirketler TikTok’a rakip ürünleri Reels ve Shorts’a büyük yatırımlar yaparak olası bir yasaktan faydalanmak için iyi bir pozisyon almış gibi görünüyorlar.

Meta CEO’su Mark Zuckerberg geçen yıl yatırımcılara Reels’in tek başına Instagram’da geçirilen kullanıcı zamanının %50’sinden fazlasını oluşturduğunu söylemişti.

Google geçen yıl, aylık 2 milyardan fazla oturum açmış kullanıcının YouTube Shorts izlediğini söyledi.

TikTok yasağı şu an muhtemel görünüyor ve Yüce Mahkemenin cuma günü yaptığı tartışmalar, mahkeme gözlemcilerinin yasaklama yasasını onaylayacağı beklentisine yol açtı.

Öte yandan pazartesi günü yayınlanan bir Bloomberg haberi, Çinli yetkililerin TikTok’u Elon Musk’a satmak için olası bir anlaşma peşinde olduğunu öne sürdü. TikTok bu haberi yalanladı.

ABD’de TikTok’a erişimin geleceğine Yüce Mahkeme tarafından her an karar verilebilir. Şimdiye kadar yargıçlar, 19 Ocak’tan itibaren uygulamayı yasaklayacak olan iki partili bir yasayı onaylama eğiliminde görünüyorlar.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Biden, dış politikasının Trump’a ‘güçlü bir el’ bıraktığını ileri sürdü

Yayınlanma

ABD Başkanı Joe Biden pazartesi günü, kendi döneminde patlak veren iki büyük dış savaşın ortasında dış politika sicilini savunarak, görevde geçirdiği dört yılın Amerika’nın karmaşık bir dünyadaki konumunu güçlendirdiğini, ittifakları yeniden canlandırdığını ve Çin ve Rusya gibi düşmanları olduklarından daha zayıf bıraktığını ileri sürdü.

Biden, “Amerika daha yetenekli ve iddia ediyorum ki uzun zamandır olmadığımız kadar hazırlıklı. Rakiplerimiz ve hasımlarımız sert rüzgârlarla karşı karşıyayken biz rüzgârı arkamıza almış durumdayız,” dedi.

Biden bu yorumları, Dışişleri Bakanlığında yaptığı konuşmada yaptı. Yardımcıları ve Dışişleri Bakanlığı yetkililerinden oluşan destekleyici bir kalabalığın önünde Biden, dört yıl önce aynı salonda yaptığı ve “otokratları dizginleme, ittifakları yeniden kurma ve dünyaya daha fazla istikrar getirme” çabalarının merkezine “diplomasi ve demokratik değerleri” yerleştirme sözü verdiği konuşmasına atıf yaptı.

Doğu Avrupa ve Orta Doğu’da yeni savaşlar sürerken ve Donald Trump’ın Beyaz Saray’a dönüşüne sadece yedi gün kalmışken, içinde bulunulan ana da değindi ve Kongre üyelerine, yeni yönetime ve sıradan Amerikalılara “angaje ve güvenilir bir Amerika’nın elzem olduğunu” takdir etmelerini rica etti.

Biden, “Önümüzdeki aylarda ve yıllarda kesinlikle yeni zorluklar ortaya çıkacaktır. Fakat yine de benim yönetimimin bir sonraki yönetime çok güçlü bir el bırakacağı açık,” dedi.

Biden, dış politikadaki başarılarının “iki partili” olduğunu ve daha güçlü bir Amerika ile daha güvenli bir dünyanın tüm Amerikalıların yararına olduğunu ifade ederek Trump ve Kongredeki Cumhuriyetçi liderleri çabalarını tersine çevirmeye değil, üzerine inşa etmeye ikna etmeye çalıştı.

Başkan, “Amerika Birleşik Devletleri, yarattığımız diplomatik ve jeopolitik fırsatlardan tam olarak yararlanmalıdır: ülkeleri bir araya getirmeye devam etmek, Çin’in yarattığı zorluklarla başa çıkmak, [Rusya Devlet Başkanı Vladimir] Putin’in savaşının Ukrayna için adil ve kalıcı bir barışla sona ermesini sağlamak ve daha istikrarlı, daha entegre bir Orta Doğu için yeni bir andan yararlanmak,” dedi.

Kariyeri boyunca dünyanın muazzam bir değişim geçirdiğini, fakat “bazı şeylerin her zaman doğru kaldığını” ileri süren Biden, “Amerika sadece gücümüzle değil, örneğimizin gücüyle de liderlik ediyor. Geçtiğimiz dört yılda bu gücü tek başımıza hareket etmek için değil, ülkeleri bir araya getirmek, ortak güvenlik ve refahı arttırmak, saldırganlığa karşı durmak ve mümkün olan her yerde sorunları diplomasi yoluyla çözmek için kullandık,” dedi.

Biden, Avrupa ve Pasifik’teki ittifakları güçlendirmekten söz ederken, Amerika’nın Çin ve diğer ülkelere olan iktisadi bağımlılığını azaltmayı amaçlayan yeni yerli üretim yatırımlarından da söz etti.

Trump’tan açıkça bahsetmeden ya da Trump’ı eleştirmeden, 2021’de devraldığı durumu bir karşılaştırma noktası olarak kullanan Biden, selefinin görevde geçirdiği dört yılın müttefiklerin Washington’a olan güvenini sarstığını ve hâlâ salgının etkisinde olan “demokratik dünyayı”, Çin’in zemin kazanmaya hazır olmasıyla baş başa bıraktığını ileri sürdü.

Biden, “Çin ile ortaklarımızla birlikte mücadele etmek, tek başımıza mücadele etmekten daha etkilidir. Fakat güçlü bir şekilde rekabet ederken bile, Çin ile ilişkilerimizi sorumlu bir şekilde yönettik, böylece hiçbir zaman çatışmaya dönüşmedi,” iddiasında bulundu.

Biden, Çin Lideri Xi Jinping ile yaptığı bire bir diplomasiyi övdü. Ayrıca Trump’a yapay zeka konusunda Çin’e zemin vermemesi ya da Pekin’in pazara hakim olma çabalarına karşı temiz enerjiye yönelik Amerikan yatırımlarını (Enflasyonu Düşürme yasası – IRA) tersine çevirmemesi çağrısında bulundu.

Moskova’dan Tahran ve Pyongyang’a kadar “otokratların oluşturduğu koalisyona” dikkat çeken Biden, “haydut devletlerin güçten ziyade zayıflıktan” bir araya geldiğini iddia etti ve ABD’nin “dört yıl öncesine kıyasla temelde daha güçlü bir konumda olduğunu” söyledi.

Afganistan’dan çekilme kararını da savunan Biden, kararından tarihçilerin gelecek yıllarda yeniden değerlendireceği bir şey olarak bahsetti.

Biden, “Savaşı sona erdirmek yapılacak en doğru şeydi ve tarihin bunu yansıtacağına inanıyorum,” dedi.

Biden ayrıca İsrail ve Hamas arasında uzun zamandır beklenen rehine anlaşması konusunda iyimser konuştu ve bunun ısrarlı diplomasinin en zor koşullarda bile başarılı olabileceğinin bir kanıtı olduğunu söyledi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Biden, Çin’in yapay zekaya küresel erişimini engellemek için çip kontrollerini genişletiyor

Yayınlanma

Biden yönetimi görevi bırakmasına günler kala, Çin’in gelişmiş çiplere ve bazı yapay zeka teknolojilerine üçüncü ülkeler üzerinden erişmesini engellemeyi amaçlayan yeni bir dizi teknoloji ihracat kısıtlamasını açıkladı.

Çarşamba günü resmi olarak yayınlanacak ve 120 günlük bir yorum döneminin ardından, yeni Trump yönetimi tarafından değiştirilmediği ya da kaldırılmadığı takdirde yürürlüğe girecek olan kurallar, ihracat hedeflerini üç kategoriye ayırıyor: müttefikler ve ortaklar; düşmanlar; ve en büyük kategori olan diğerleri.

Amaç, Çin, Rusya, Kuzey Kore ve İran’ı içeren ikinci kategorideki ülkelerin ABD dışındaki Güneydoğu Asya ve Orta Doğu gibi yerlerdeki veri merkezlerinde bulunan yapay zeka çiplerine erişimini kısıtlamak.

Başkan Joe Biden’ın görevden ayrılmasından bir hafta önce gelen “yapay zeka yayılımı çerçevesi”, yönetimin Çin’in en son teknolojilerdeki ilerlemesini yavaşlatmak için dört yıldır verdiği mücadeleyi yeni kurallarla şekillendiriyor.

Yeni kurallara göre, ABD’nin 18 önemli müttefik ve ortağına yapılan çip satışlarına yeni kısıtlamalar getirilmiyor. Ticaret Bakanlığı’na göre bu ekonomilerde yerleşik şirketler, silah ambargosu altında olanlar hariç olmak üzere, küresel yapay zeka hesaplama kapasitelerinin %7’sine kadarını -ki bu da muhtemelen yüz binlerce çip anlamına geliyor- herhangi bir üçüncü ülkeye yerleştirebilecek.

Japonya, Güney Kore, Hollanda ve Tayvan – hepsi de önemli çip üreticisi ekonomiler – bu kategoriye giriyor.

Bu 18 müttefik ve ortak dışındaki ülkelerin büyük çoğunluğu için ABD, çiplerin ihracatı, yeniden ihracatı ve ülke içi transferi için izin isteyecektir. Ticaret Bakanlığı, süreci hızlandırmak amacıyla, belirli bir tahsisata kadar lisans başvurularının “onay karinesi” altında inceleneceğini söyledi.

Bir ülke tahsisatına ulaştıktan sonra, başvurular bir ret politikası kapsamında incelenecek.

Yapay zeka veri merkezlerine yönelik talebin hızla arttığı Singapur, Malezya, Tayland ve Vietnam bu kategoriye giriyor, yani daha katı ihracat lisansı gereklilikleriyle karşı karşıya kalacaklar.

Kamboçya ve Myanmar da dahil olmak üzere silah ambargosu uygulanan 22 ülke için miktara bakılmaksızın bir “ret karinesi” uygulanacak.

Sektörden tepki geldi: Yapak zekada küresel ilerleme tehlikede

Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi Wadhwani Yapay Zeka Merkezi Direktörü Gregory Allen Nikkei Asia’ya yaptığı açıklamada, “Bu politikanın amacı, diğer şeylerin yanı sıra, Çin’in büyük miktarda çipi Çin’e başarılı bir şekilde kaçırmasını son derece zorlaştırmak ve ayrıca önde gelen yapay zeka şirketleri ve önde gelen bulut şirketleri için yapay zeka altyapısının çoğunu veya tamamını ABD’de inşa etmeleri için önemli teşvikler yaratmaktır” dedi.

Yeni kural, istişare edilmeden hazırlandığını söyleyen sektör temsilcilerinin tepkisini çekti ve önde gelen Amerikan teknoloji şirketleri ile düzenleyiciler arasındaki gerilimin altını çizdi.

Çipleri yapay zekada kullanılan önde gelen Amerikan grafik işlemci şirketi Nvidia, pazartesi günü yaptığı sert bir açıklamada yapay zeka konusundaki küresel ilerlemenin “tehlikede” olduğunu söyledi.

Nvidia’nın hükümet işlerinden sorumlu başkan yardımcısı Ned Finkle bir blog yazısında, “Biden Yönetiminin yeni kuralı, piyasa sonuçlarına hile karıştırmaya ve inovasyonun can damarı olan rekabeti bastırmaya çalışarak, Amerika’nın zor kazanılan teknolojik avantajını heba etme tehdidinde bulunuyor” diye yazdı.

Finkle, “‘Çin karşıtı’ bir önlem kisvesine bürünmüş olsa da, bu kurallar ABD’nin güvenliğini arttırmak için hiçbir şey yapmayacaktır” diye ekledi.

Washington merkezli Yarı İletken Endüstrisi Birliği Başkanı ve CEO’su John Neuffer Pazartesi günü yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bu büyüklükte ve etkide bir politika değişikliğinin, başkanlık geçiş sürecine günler kala ve sektörden anlamlı bir girdi alınmadan aceleye getirilmesinden derin bir hayal kırıklığı duyuyoruz. Yeni kural, stratejik pazarları rakiplerimize kaptırarak Amerika’nın ekonomisine ve yarı iletkenler ve yapay zeka alanındaki küresel rekabet gücüne istenmeyen ve kalıcı zararlar verme riski taşıyor.”

Yapay Zekaya yeni kontroller

Çerçeve ayrıca en gelişmiş kapalı ağırlıklı Yapay Zeka modellerinin “model ağırlıkları” üzerinde yeni kontroller getiriyor. Model ağırlığı, YZ yazılımının tahminlerde bulunmak veya kararları kontrol etmek için kullandığı sayısal parametreleri ifade eder ve bir model “öğrendikçe” zaman içinde gelişir. Kurallar, bu tür ağırlıkların ihracatı, yeniden ihracatı ve ülke içi transferleri için izin gerektiriyor.

Bakanlık, açık ağırlık modelleri gibi yaygın olarak bulunan model ağırlıklarına sahip modellerin kontrollere tabi olmayacağını söyledi.

ABD Ticaret Bakanı Gina Raimondo pazar günü bir telefon görüşmesinde gazetecilere verdiği demeçte, “Yapay zeka, ona güç veren yarı iletkenler ve model ağırlığı, hepimizin bildiği gibi, çift kullanımlı bir teknolojidir,” diyerek yapay zekanın düşmanlar tarafından nükleer simülasyonlar yürütmek, biyolojik silahlar geliştirmek ve askeri yeteneklerini ilerletmek için kullanılabileceği iddiasını dile getirdi.

Ticaret Bakanlığı bir haber bülteninde, teknolojinin aynı zamanda güçlü saldırı amaçlı siber operasyonları destekleyebileceğini ve kitlesel gözetleme de dahil olmak üzere insan hakları ihlallerine yardımcı olabileceğini öne sürdü.

Raimondo, yeni Trump yönetiminin uzmanlardan, sektör oyuncularından ve ortak ülkelerden gelen girdileri dikkate almasına olanak sağlamak için “120 günlük çok uzun bir yorum süresi” konulduğunu söyledi.

Raimondo, kısıtlamaların dar anlamda ulusal güvenlik kaygılarını hedeflediğini ve örneğin oyun çiplerinin bundan muaf olduğunu vurguladı.

Amerikalı şirketlerin Pazar potansiyelini azaltabilir

ABD-Çin ekonomik ve teknolojik rekabeti konusunda uzmanlaşmış Washington merkezli bir analist olan Ray Wang, çerçevenin Nvidia ve Advanced Micro Devices gibi Amerikan çip şirketlerinin pazar potansiyelini azaltma riski taşıdığını söyledi.

Wang, bunun aynı zamanda Çin’i yapay zeka çipleri geliştirme çabalarını hızlandırmaya iteceğini söyledi.

Çin, Amerikalı şirketlerin tedarik zinciri değişimlerini yavaşlatıyor

Nikkei Asia’nın haberine göre Çinli teknoloji şirketleri, Donald Trump’ın Beyaz Saray’a dönüşü öncesinde bir dizi önemli sarf malzemesi de dahil olmak üzere çip üretim malzemelerini güvence altına almak için acele etti.

Aralık ayında, Biden yönetimi kapsamlı yeni ihracat kısıtlamaları açıkladı ve neredeyse tamamı Çinli olan 140 kuruluşu ticaret kara listesine ekledi. Aynı ay yönetim, Çin yapımı eski çiplerle ilgili olarak cezalandırıcı gümrük vergilerine yol açabilecek bir ticaret soruşturması başlattı. Soruşturma, Çin’den yapılan ithalata yönelik kapsamlı gümrük vergileri uygulamakla sürekli tehdit eden Trump göreve dönmeden önce tamamlanmayacak.

Üst düzey bir yönetim yetkilisi, göreve gelecek Trump yönetiminin bu yeni kuralların uygulanmasını geciktirmeyeceğini umduğunu ifade etti. “Zaman gerçekten çok önemli” diyen yetkili, ABD modellerinin Çin modellerinin altı ila 18 ay önünde olduğuna dikkat çekti. Wang, Trump’ın geri dönüşü ve Mike Waltz’un ulusal güvenlik danışmanı ve Senatör Marco Rubio’nun dışişleri bakanı olarak seçilmesinin “Çin’in kritik teknolojilerdeki ilerlemesini kısıtlamak için iddialı adımlar atmaya hazır bir yönetim bekleyebiliriz” anlamına geldiğini söyledi.

Aralık ayında Çin, Nvidia hakkında bir antitröst soruşturması başlattığını duyurdu ve ABD’ye bazı çift kullanımlı malzemelerin ihracatı üzerindeki kendi kontrollerini sıkılaştırdı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English