Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

FP: NATO Kuzey Kutbu’nda hâlâ zayıf

Yayınlanma

Finlandiya’nın NATO üyeliğine kabul edilmesi ve İsveç’in de yakın vadede ittifaka katılmasının beklenmesi ile birlikte, NATO’nun ‘Yüksek Kuzey’ olarak da nitelendirilen Kuzey Kutbu ve çevresindeki bölgede etkinliğinin artacağı düşünülüyor.

Bununla birlikte, Foreign Policy’de (FP) yayınlanan bir makale, NATO’nun kuzey kanadında, Moskova karşısında bazı kilit ittifak üyelerinin ‘yükümlülüklerini yerine getirmedeki önemli başarısızlıklarını ortaya koyan rahatsız edici eksiklikler’ olduğuna işaret ediyor. Makalenin yazarı Alexander B. Gray, 2019-2021 yılları arasında Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi özel kalem müdürü olarak görev yapmış.

“Rusya bölgede manevra alanı kazanmak için çeşitli faktörleri başarıyla kullanmıştır,” diyen FP, Svalbard (Norveç), Faroe Adaları (Danimarka) ve Grönland (Danimarka) örneklerinde olduğu gibi, Moskova’nın, Oslo ya da Kopenhag’ın çok az direnişiyle ‘nüfuzunu genişlettiğini’ öne sürüyor.

Rusya’nın 2023 Dış Politika Konseptinde Kuzey Kutbu

Svalbard, Faroe Adaları, Grönland

FP’ye göre, Norveç ile Kuzey Kutbu’nun ortasında yer alan Svalbard’da Rusya, Norveç’in adada geleneksel savunma faaliyetlerinde bulunma yetkisini sınırlayan 1920 tarihli bir anlaşmanın muğlaklığını kullanarak ekonomik ve siyasi nüfuzunu arttırdı. Moskova, Svalbard’da önemli bir madencilik varlığını sürdürüyor ve buradaki Rus yerleşimlerine yaptığı sevkiyatlara küresel yaptırımlar uygulanamayacağı konusunda ısrar ediyor. Norveç’in anlaşma yükümlülüklerine yönelik yorumu, yine FP’ye göre, kömür, çinko, bakır ve fosfat gibi önemli doğal kaynaklara sahip stratejik açıdan hayati bir adada Rusya’nın yanı sıra Çin’in de varlığının artmasına izin verdi. 

Savunması Danimarka’nın sorumluluğunda olan Faroe Adaları, Rusya ile Faroe Adaları arasında 1970’lerde yapılan bir anlaşma uyarınca, Ukrayna çatışması boyunca çok sayıda Rus balıkçı gemisine ev sahipliği yapmaya devam etti. Rus gemilerinin Kuzey Denizi’ndeki denizaltı kabloları da dahil olmak üzere, casusluk ve hatta sabotajla suçlandığını ileri süren FP, Kopenhag’ın bu konuya ‘etkili bir şekilde’ müdahale edememesi nedeniyle ittifakın kuzey kanadındaki NATO ortaklarının ‘asimetrik Rus taktiklerine karşı’ savunmasız kaldığını öne sürüyor.

Grönland söz konusu olduğunda da, Danimarka’nın yetkiyi yerele devretmesinin ‘dış etkilere açık bir ada’ yarattığını savunan FP, “Grönland’ın daha fazla özerkliğe doğru ilerlemesi kaçınılmaz gibi görünse de Kopenhag, NATO yükümlülüklerini ve savunma ayrıcalıklarını doğrudan etkileyen alanlarda daha fazla koordinasyon konusunda ısrar ederek önümüzdeki on yıllar için dış politika ilişkisinin parametrelerini belirleme fırsatına sahiptir,” diyor.

Kuzey Kutbu’nda rekabet: ABD, Rusya’nın yeni doktrinini nasıl değerlendiriyor?

Kanada da eleştirilerden nasibini aldı

Öte yandan makalede Kanada ve Başbakan Justin Trudeau hükümeti de sert eleştirilerden nasibini aldı.

İttifakın kuzey kanadının, Trudeau hükümeti tarafından ‘stratejik olarak’ ihmal edilmesinden muzdarip olduğunu öne süren FP, Kanada’nın savunma harcamalarının, NATO’nun üye ülkeleri için belirlediği GSYİH’nin yüzde 2’sinin altında (yüzde 1,3) olduğuna dikkat çekiyor.

Ottawa’nın eskiyen buzkıran filosunun yenilenmesinin uzun zamandır planlandığını fakat hükümetin defalarca bu yenileme için bir tarih vermediğini belirten makale, ordu içinden Kanada’nın Rusya’nın ‘Kuzey Kutbu’nu yeniden askerileştirmesine’ karşı koyacak yeteneklerden yoksun olduğu yönünde defalarca uyarı yapıldığını söylüyor.

FP’ye göre Ottawa, ABD ve NATO’yu Batı Yarımküre’de savunmasız bırakan bir Hint-Pasifik stratejisi üzerine ‘hayali tartışmalar’ yürütüyor.

Makalede, çözüm olarak entegre bir NATO Kuzey Kutbu stratejisi oluşturulması ve birleştirilmiş bir NATO Arktik Komutanlığı kurulması öneriliyor.

Batı, Arktik’te Rusya ve Çin’in artan etkisinden endişeli

Çözüm ABD önderliğinde ortak komutanlık

Washington’ı Kopenhag, Oslo ve Ottawa’daki ortaklarıyla birlikte çalışarak Yüksek Kuzey’de ‘daha ileriye dönük bir duruşu’ teşvik etmeye çağıran FP, “Rusya’nın Faroe Adaları’nda neredeyse cezasız bir şekilde faaliyet göstermesine ya da Grönland veya Svalbard’daki etkisi yoluyla NATO’nun stratejik iletişimini tehdit etmesine izin verilemez,” dedi.

Bunların yanı sıra ABD’nin Danimarka, Kanada ve Norveç ile istihbarat işbirliğine gitmesi de makalenin önerileri arasında.

DİPLOMASİ

Slovak muhalefet partilerinden Fico’ya “Çin ile stratejik ortaklık” eleştirisi

Yayınlanma

Başbakan Robert Fico liderliğindeki Slovak heyetinin Çin ziyareti sona ererken, muhalefet partileri Bratislava’nın Pekin ile yeni kurduğu “stratejik ortaklık” konusunda endişelerini dile getirerek Slovakya’nın iç işleri ve “Batıdaki” itibarı için potansiyel riskler konusunda uyarıda bulundu.

Fico’nun Çin ziyareti sırasında Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, Pekin ve Bratislava arasındaki “stratejik ortaklığın” geliştirildiğini duyurdu.

Fico’nun 30 Ekim’de başlayan ve 5 Kasım’da sona eren ziyareti sırasında ikili işbirliğini artırmaya yönelik çeşitli anlaşmalar imzalandı ve Ukrayna’daki savaşla ilgili görüşmeler yapıldı.

Fico, Çin’in çatışmanın çözümünde kilit bir rol oynayabileceğini iddia etti ve Batılı müttefiklerini “militarist dilleri” nedeniyle eleştirdi.

Muhalefetteki SaS partisinden savunma ve güvenlik uzmanı Juraj Krúpa pazartesi günü düzenlediği basın toplantısında, “Fico, Batı Ukrayna’yı desteklemeye devam ettiği sürece Ukrayna’daki savaşın sona ermeyeceğini iddia ederek bir kez daha Rus propagandasına hizmet ediyor. Çin ve Kuzey Kore’nin Rusya’ya doğrudan yardım ettiği gerçeği konusunda ikiyüzlü bir şekilde sessiz kalıyor,” dedi.

Krúpa, Fico’nun açıklamalarının “Batılı ortakların Slovakya’ya olan güvenini sarstığını” da sözlerine ekledi. Fico, Çin’e gitmeden hemen önce Rus devlet kanalı Rossiya 1’e bir röportaj vermişti.

Muhalefetten ziyarete “şeffaflık yok” suçlaması

Krúpa ayrıca Slovak heyetinin seyahatinin “şeffaf olmamasından” duyduğu endişeyi dile getirerek, heyette kamu yayıncısı STVR ya da Slovak haber ajansından (TASR) hiçbir Slovak medya temsilcisinin yer almadığına dikkat çekti.

Pazar günü, muhalefetteki KDH partisinin lideri Milan Majerský, Çin ile artan bağların, Macaristan’da bildirildiği gibi Çinli gizli polis memurlarının Slovakya’ya gelmesine yol açabileceği yönündeki korkularını dile getirdi.

Ziyaret, önde gelen muhalefet partisi İlerici Slovakya (PS) tarafından da başından beri eleştirildi. PS güvenlik uzmanı ve Slovakya’nın NATO eski büyükelçisi Omáš Valašek, “değer temelli bir politika yerine, demokratik ilkeleri benimsemeyen bir rejime borçlu ve bağımlı hale gelme riskiyle karşı karşıyayız” uyarısında bulundu.

PS ulaştırma uzmanı Martin Pekár ise, “Kuzey Makedonya ve Karadağ gibi ülkeler bunun bedelini çoktan ödedi. Çin yatırımları onlara sadece yolsuzluk skandalları ve borç getirdi,” iddiasında bulundu.

Vize kolaylığı ve Pekin’e doğrudan uçuşlar

Çin’i en son 2007 yılında ziyaret eden Fico’ya bu ziyaretinde, aralarında çok sayıda bakan ve 70’ten fazla şirketin temsilcilerinin de bulunduğu geniş bir heyet eşlik etti.

13 işbirliği belgesinin imzalandığı ziyarette ticaret ve yatırım, ulaştırma, turizm, çevre ve kültür alanlarında çeşitli Mutabakat Zabıtları imzalandı.

Ortaklığın bir parçası olarak iki ülke, Slovak vatandaşları için Çin’e 15 günlük vizesiz seyahat uygulamasını kabul etti ve Fico, Bratislava ile Pekin arasında doğrudan bir hava bağlantısı kurma planlarını açıkladı.

Gezide ayrıca Slovakya’nın birlikte çalıştığı ve gelecekte ortaklıklar geliştirmek istediği şirketler de ziyaret edildi.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Bükreş: Sandu, Putin’in propaganda makinesine karşı büyük bir zafer kazandı

Yayınlanma

Pazar günü Maya Sandu’nun ikinci başkanlık dönemini kutlayan Rumen yetkililer, Moldova’daki muhalefetin sonuçları reddetmesine rağmen Moldova’nın AB entegrasyonunu ilerletmek için “olağanüstü bir fırsata” sahip olduğu konusunda ısrar ediyorlar.

Romanya Dışişleri Bakanlığı, Sandu’nun “tarihi ve kesin zaferini” selamladı ve Moldova makamlarını “dezenformasyon, zararlı propaganda ve manipülasyon ve istikrarsızlaştırma amaçlı kasıtlı eylemler de dahil olmak üzere kapsamlı dış müdahalenin yarattığı zorluklara rağmen seçimlerin kusursuz bir şekilde düzenlenmesi” dolayısıyla tebrik etti.

Bakanlık, Moldova’nın son dört yılda kaydettiği önemli ilerlemenin üzerine inşa ederek Avrupa yolunu hızlandırmak için “olağanüstü bir şansa” sahip olduğunu da sözlerine ekledi.

Bakanlık ayrıca AB entegrasyonunun Moldova vatandaşlarına aradıkları refah ve istikrarın yanı sıra dış müdahalelerden korunmayı garanti edecek tek yol olduğunu savundu.

Romanya Başbakanı Marcel Ciolacu da pazartesi günü yaptığı açıklamada, dünyanın dört bir yanındaki Moldovalıların, “Rusya’nın demokrasiyi baltalamak için düzenlediği” ve “geniş çaplı oy satın almayı da” içeren “acımasız bir mekanizmaya” direnerek “tarih yazdıklarını” söyledi.

Pazar günü Moldova polisi, Rusya, Belarus, Azerbaycan ve Türkiye’den seçmenlerin organize bir şekilde taşındığını ileri sürdü ve bu hareketleri kolaylaştıran uçuşların araştırıldığını bildirdi.

Maya Sandu, yurtdışı oyları ile %10’un üzerinde bir farkla kazanırken, Sosyalist rakibi Aleksandr Stoianoglo yurtiçindeki oyların %51’ini aldı.

Moldova Sosyalist Partisi (PSRM) pazartesi günü yaptığı açıklamada yurt dışındaki sandıklardan gelen oyları tanımadığını belirtti.

“Sandu yurt içinde kaybetti. çalışan, vergi ödeyen, emekli maaşı alan ve çocuklarını burada büyüten Moldova vatandaşlarının %51,19’luk çoğunluğu ona karşı oy kullandı. Moldova vatandaşları mevcut hükümetin politikalarına büyük ölçüde karşı çıktılar,” diyen PSRM, Sandu’yu “diasporanın başkanı” olarak nitelendirdi.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Emekli Pentagon yetkisi: Ukrayna’daki savaş kazara nükleer savaşa evrilebilir

Yayınlanma

ABD Savunma Bakanlığı’na (Pentagon) bağlı Savunma Tehdit Azaltma Ajansı’ndan emekli William Moon, Foreign Affairs dergisinde yayımlanan analizinde, Rusya’nın nükleer silah depolarının savaş bölgesine tehlikeli derecede yakın olduğunu vurguladı.

Moon, Ukrayna’nın Rus hedeflerine saldırmasının, Rusya’nın nükleer başlıklarını tehlikeye attığını belirtti. Analize göre, Rusya’nın batısında, Ukrayna’nın insansız hava araçları ve füzelerinin menziline girmiş en az 14 nükleer depo bulunuyor.

Ukrayna’nın saldırıları kazara nükleer patlamaya yol açabilir mi?

Ukrayna, Rusya topraklarındaki hedeflere yönelik yüzlerce İHA saldırısı gerçekleştiriyor. Ancak bu saldırılar, istemeden de olsa bir nükleer depoya isabet ederek patlama riskini doğurabilir.

Moon’a göre, söz konusu patlamalar nükleer silahların doğrudan patlamasına neden olmaz ancak başlıkların yer aldığı bölgede radyasyon yayılımına yol açabilir.

Çin müdahale mi eder mi?

Moon, Çin’in Rusya üzerindeki nükleer güvenlik konusunda etkili olabileceğini iddia etti. Çin’in Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması (NPT) kapsamındaki rolü, Rusya’yı nükleer başlıkları güvenli alanlara taşıması konusunda teşvik etmesini gerektiriyor.

Moon, “Çin’in bu süreçte liderlik etmesi, Rusya’nın nükleer başlıklarını güvence altına alması adına büyük bir adım olacaktır,” ifadelerini kullandı. Moon’a göre Çin’in bu konudaki tutumu, Rusya’nın nükleer güvenlik açısından uluslararası güvenilirliğini koruyup koruyamayacağını belirleyecek.

‘Eski Soğuk Savaş güvenlik protokollerine dönmek mecburi’

1991’de Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra, ABD, Tehdit Azaltma Programı ile Rusya’nın nükleer stoklarını güvence altına almasına yardımcı olmuştu.

Fakat Moon, bu güvenlik önlemlerinin iyi donanımlı bir orduya karşı koruma sağlamayacağını kaydetti. Rusya’nın bu güvenlik standartlarına geri dönmesi gerektiğini vurgulayan Moon, Ukrayna ile savaşın bu önlemleri geçersiz kıldığını ifade etti.

Öte yandan Rusya’nın nükleer doktrini, nükleer unsurlara yapılacak bir saldırıyı karşılık verme gerekliliği olarak değerlendiriyor.

Moon, Ukrayna tarafından gerçekleştirilen herhangi bir kazara saldırının bile Rusya’nın nükleer yanıtını tetikleme ihtimali taşıdığına dikkat çekti.

“Rusya, kendi depolarına yönelik bir saldırıyı bahane ederek nükleer bir misilleme yapabilir,” şeklinde bir uyarıda bulunan Moon, bu senaryonun dünya genelinde büyük bir güvenlik tehdidi oluşturacağını ifade etti.

Rusya’nın nükleer silahlarını güvenli bölgelere taşıması, küresel güvenlik için kritik önemde.

Moon, diğer nükleer güçlerin, özellikle NPT’ye taraf ülkelerin, Rusya’ya nükleer depolarını güvenli bölgelere taşıması yönünde baskı yapmaları gerektiğini savundu.

Rusya’nın nükleer caydırıcılık politikası yeniden şekilleniyor

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English