Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

“Generallerin Planı”nın mimarı: Ya teslim olacak ya açlıktan ölecekler

Yayınlanma

İsrail’in 10 gündür kuşatmaya aldığı ve yoğun şekilde bombaladığı Gazze’nin kuzeyinde resmi olarak duyurmasa da “Generallerin Planı”nı uyguluyor. Bu plan nihai olarak Gazze’nin ikiye bölünmesini öngörüyor.

İsrail ordusunun, Gazze’nin kuzeyindeki Cibaliya Mülteci Kampı ile Beyt Lahiya ve Beyt Hanun beldelerine yönelik sıkı kuşatması ve hava ile kara saldırıları 10. Gününde devam ediyor. İlaç dahil herhangi bir yardım malzemesinin bölgeye ulaşmasına izin vermeyen ve bölgedeki sivilleri bombalamaya devam eden İsrail, Birleşmiş Milletler (BM) dahil uluslararası kuruluşların insani felaket uyarılarını görmezden geliyor.

BM Dünya Gıda Programı (WFP) Gazze’nin kuzeyine açılan ana geçişlerin kapatıldığı ve 1 Ekim’den beri bölgeye hiçbir gıda yardımının girmediği açıkladı. Açıklamada, Gazze’nin kuzeyindeki gıda dağıtım noktaları, mutfak ve fırınların hava saldırıları ve tahliye emirleri gibi faktörlerden dolayı kapanmak zorunda kaldığı belirtildi.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) de Gazze’nin kuzeyinde neredeyse hiç sağlık hizmetinin kalmadığını duyurdu.

Arap Birliği ise İsrail’in Gazze’nin kuzeyindeki eylemlerini “soykırım” olarak nitelendirdi ve İsrail’i kınadı.

İsrail’in bölgede uyguladığı kuşatma ve yoğun saldırılar “Generallerin Planı” olarak adlandırılan İsrail ordusunda eski Operasyonlar Bölümü Başkanı General Giora Eiland’ın girişimiyle hazırlanan bir plana dayanıyor. Söz konusu plan İsrail’in Gazze’nin kuzeyi süresiz olarak kontrol etmesini ve Hamas’tan arındırılmış yeni bir yönetim oluşturulmasını öngörüyor.

“Generallerin planı” böyle suya düştü

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçen ay bu planı değerlendirmeye aldıklarını resmi olarak duyurmuştu. Ancak parlamentoda resmi bir karar alınmadı. İsrail ordusu da Gazze’nin kuzeyindeki eylemlerinin bu plana dayandığını kabul etmiyor fakat son 10 gündür yaşananlar planın resmen uygulamada olmasa da fiilen uygulandığını gösteriyor.

Planın mimarı Giora Eiland, planın bir kopyasını Associated Press’le (AP) paylaştı. Buna göre Filistinlilere Gazze şehri dahil Gazze’nin kuzeyinin yaklaşık üçte birlik bölümünü terk etmeleri için bir hafta süre tanıyacak ve ardından bölge kapalı askeri bölge ilan edecek.

Bölgeye yiyecek, su, ilaç ve yakıt girişine izin verilmeyecek ve bölgedeki evlerini terk etmeyen Filistinliler “savaşçı” kabul edilerek öldürülmelerinin önü açılacak. Plan, İsrail’in Gazze Şeridi’ni ikiye bölerek Hamas’sız yeni bir yönetim oluşturmaya çalışmak için belirsiz bir süre kuzeyde kontrolü sürdürmesini öngörüyor. Nihayetinde  Gazze ikiye bölünmüş olacak.

Gazze’nin kuzeyindeki tahliye emirlerinin bu planın ilk aşaması olup olmadığı sorulduğunda, İsrail askeri sözcüsü Yarbay Nadav Shoshani, “Hayır. Bize böyle bir plan ulaşmadı” dedi. Ancak konu hakkında bilgi sahibi bir yetkili, AP’ye planın bazı bölümlerinin zaten uygulanmakta olduğunu söyledi ancak hangi bölümlerinin olduğunu belirtmedi. İsrailli bir başka yetkili ise Netanyahu’nun “savaştan bu yana kendisine ulaşan birçok plan gibi bu planı da incelediğini ve üzerinde çalıştığını” söyledi, ancak planın herhangi bir kısmının kabul edilip edilmediği hakkında bilgi vermedi.

BM’ye ve insani yardım geçişlerini denetleyen İsrail askeri kurumunun web sitesine göre Gazze’nin kuzeyine 30 Eylül’den bu yana hiçbir gıda, su ya da ilaç kamyonu girmedi.

400 bin Filistinli ölümle karşı karşıya

İnsan hakları grupları bu planın sivilleri açlığa mahkûm edeceğini ve gıdanın silah olarak kullanılmasını ve zorunlu göçü yasaklayan uluslararası hukuka aykırı olduğunu söylüyor. İsrail’in kasıtlı olarak Gazze’ye gıda girişini kısıtladığı suçlamaları, Uluslararası Adalet Divanı’nda kendisine karşı açılan soykırım davasının merkezinde yer alıyor ve İsrail bu suçlamaları reddediyor.

Şimdiye kadar çok az sayıda Filistinli son tahliye emrine uydu. Bazıları yaşlı, hasta ya da evlerini terk etmekten korkuyor, ancak birçoğu gidecek güvenli bir yer olmadığından ve asla geri dönmelerine izin verilmeyeceğinden korkuyor. İsrail savaşın başlarında kaçanların geri dönmesini engelledi.

Oxfam için çalışan ve ailesiyle birlikte Gazze’de yaşayan 26 yaşındaki Filistinli yardım görevlisi Jomana Elkhalili, “Tüm Gazzeliler plandan korkuyor” dedi.

Elkhalili, “Yine de kaçmayacaklar. Bu hatayı bir daha yapmayacaklar … Orasının güvenli olmadığını biliyoruz” diyerek, nüfusun çoğunun çadır kamplarında toplandığı ve İsrail’in bu çadırlara sık sık hava saldırısı düzenlediği Gazze’nin güneyindeki durumu hatırlattı. “Bu yüzden kuzeydeki insanlar ayrılmaktansa ölmenin daha iyi olduğunu söylüyorlar” dedi.

Planın mimarı Eiland’a planı sunduktan sonra Başbakanlık ofisinden yetkililer daha fazla ayrıntı için kendisini aradı.  Eiland, Hamas’ı durdurmanın ve yıllardır süren savaşı sona erdirmenin tek yolunun yardıma erişimini engellemek olduğunu söylüyor. Eiland, “Ya teslim olmak ya da açlıktan ölmek zorunda kalacaklar. Bu illa ki herkesi öldüreceğimiz anlamına gelmiyor. Buna gerek kalmayacak. İnsanlar orada (kuzeyde) yaşayamayacak. Su bitecek” dedi.

Filistinlilerin Gazze’de özgürce hareket etme hakkını savunan İsrailli bir insan hakları kuruluşu olan Gisha’nın icra direktörü Tania Hary, planın tahliye emirlerine uymayan herkesin “savaşı” sayılacağını ima etmesinin kendisini en çok endişelendiren konu olduğunu söyledi.

Planın AP ile paylaşılan kopyasında, stratejinin Gazze’nin kuzeyinde başarılı olması halinde, daha güneyde yüz binlerce Filistinlinin barındığı çadır kampları da diğer bölgelerde de uygulanabileceği belirtiliyor.

ORTADOĞU

İsrail’den Suriye ve Gazze’de uzun süreli işgal sinyali

Yayınlanma

Suriye’de Baas yönetiminin devrilmesinden saatler sonra Suriye topraklarındaki tampon bölgeye giren İsrail ordusu, bölgede uzun sürece kalacağının işaretlerini veriyor. Ayrıca ateşkes müzakerelerinin hızlandığı bir dönemde İsrail Savunma Bakanı, İsrail’in Batı Şeria’da olduğu gibi Gazze’de de güvenlik kontrolünü sürdüreceğini söyledi.

İsrail basını, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun Baas rejiminin devrilmesinin ardından Suriye’nin Hermon Dağı’ndaki tampon bölgede başlattığı işgalin gelecek yılın sonuna kadar devam ettirilmesi talimatını verdiğini yazdı. İsrailli yetkililer daha önce bu bölgedeki işgalinin geçici olduğunu iddia etmiş daha sonra kış ayları boyunca işgalin süreceğini söylemişti.

Kanal 12 televizyonunda yer alan haberde, Netanyahu’nun dün gittiği Hermon Dağı’ndaki tampon bölgede İsrail ordusuna işgalin 2025 sonuna kadar sürdürülmesi talimatı verdiği ifade edildi.

İsrail Başbakanı, dün Savunma Bakanı Yisrael Katz ve Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi’yle birlikte 7 Aralık sonrası işgal edilen Hermon Dağı’ndaki tampon bölgeye gitmişti. Başbakanlık Basın Ofisinden yapılan açıklamada, Netanyahu’nun burada İsrail ordusunun Hermon Dağı’nda tampon bölgedeki işgalinin “geleceğine yönelik yönergeleri belirlediği” belirtilmiş ancak detay verilmemişti. Netanyahu, Hermon Dağı’ndaki tampon bölgede yaptığı açıklamada, buradaki işgalin “İsrail’in güvenliğini sağlayacak düzenleme bulunana kadar” süreceğini belirtmişti.

İsrail Savunma Bakanı Katz da orduya tahkimat kurmalarını ve bölgede uzun süre kalmaya hazırlanmalarını söyledi. Katz, Hermon Dağı’nı “İsrail devletinin gözü” olarak nitelendirdi.

Esad yönetimini deviren saldırıyı yöneten HTŞ lideri Ebu Muhammed el-Colani pazartesi günü verdiği bir röportajda İsrail ordusunun Suriye’de asker bulundurması için hiçbir gerekçe olmadığını söyledi. Katz ise yönetimi deviren isyancıları radikal olarak nitelendirdi ve caydırılmaları gerektiğini söyledi.

İsrail’in 1974’te İsrail ve Suriye arasında imzalanan ve Birleşmiş Milletler barış güçlerinin burada konuşlanmasını öngören bir anlaşmayla oluşturulan tampon bölgeye girmesi BM ve Fransa, Türkiye, İran, Suudi Arabistan, Kuveyt, Mısır ve Ürdün gibi ülkeler tarafından kınandı ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü tehdit eden bir uluslararası hukuk ihlali olarak nitelendirildi. İsrail ise Şam’daki yönetimin çökmesiyle birlikte Suriyeli askerlerin görev yerlerini terk etmelerinin ardından anlaşmanın geçersiz olduğunu iddia ediyor.

Bu arada İsrail’in Gazze Şeridi’nde süresiz işgale hazırlandığına dair işaretler artmaya devam ederken Katz, ordunun işgal altındaki Batı Şeria’da olduğu gibi Gazze’de de güvenlik kontrolünü sürdüreceğini söyledi. Katz, X’te yaptığı bir paylaşımda “Gazze konusundaki tutumum net. Hamas’ın Gazze’deki askeri ve hükümet gücünü yendikten sonra İsrail, tıpkı Batı Şeria’da olduğu gibi Gazze üzerinde de tam hareket özgürlüğü ile güvenlik kontrolüne sahip olacaktır” dedi. Filistin Yönetimi Batı Şeria’daki bazı bölgeleri kısmen yönetirken İsrail bölgede sıkı güvenlik kontrolünü sürdürüyor ve düzenli olarak askeri baskınlar düzenliyor.

Katz’ın bu açıklamaları Gazze’de ateşkes için yürütülen diplomasinin hızlandığı bir dönemde geldi. İsrail’in Gazze’nin kritik bölgelerinde kuvvet bulundurma ısrarı konusundaki anlaşmazlıklar nedeniyle daha önceki ateşkes müzakereleri başarısızlıkla sonuçlanmıştı.

Wall Street Journal’a göre (WSJ) Filistinliler ve bazı İsrailliler  “güvenlik kontrolünün” bölgede uzun süreli askeri işgale yol açacağını düşünüyor.

Netanyahu’nun liderliğini yaptığı Likud partisi ve koalisyondaki diğer partilerin üyeleri, bölgede Yahudi yerleşimleri kurmak da dahil çok daha sıkı bir kontrolü desteklediklerini dile getiriyorlar.

Birleşmiş Milletler’in en yüksek mahkemesi olan Uluslararası Adalet Divanı Temmuz ayında verdiği bir kararda İsrail’in Gazze ve Batı Şeria da dahil Filistin topraklarını on yıllardır işgal altında tutarak çeşitli uluslararası yasaları ihlal ettiğini belirtti. Mahkeme, uluslararası hukuka göre işgalin geçici olması gerektiğini ve işgalci bir gücün işgal altındaki topraklarda yaşayanlara karşı yasal sorumlulukları olduğunu söyledi.

Mahkeme, İsrail’in Filistin topraklarındaki işgalinin geçici olmadığını gösteren eylemlerde bulunduğunu ve işgalci bir güç olarak bazı görevlerini ihmal ettiğini söyledi. İsrail mahkemenin görüşüne ve yargı yetkisine itiraz etti.

Gazze’nin işgalinin ilk günlerinden bu yana İsrail ordusu, adını Gazze’deki eski bir Yahudi yerleşiminden alan ve Netzarim olarak bilinen geniş bir güvenlik koridoru inşa ediyor. Askeri üsler, ileri karakollar, elektrik direkleri, baz istasyonları ve hatta bir sinagogdan oluşan koridor, Gazze’yi ikiye bölüyor. Kuzeye geçmek isteyenlerin koridordan geçen iki kontrol noktasından birinden geçmesi gerekiyor.

Filistin Kurtuluş Örgütü’nün eski hukuk danışmanı ve UAD davalarında çalışmış olan Diana Buttu, WSJ’ye Katz’ın yorumlarının ve İsrail’in Gazze’de askeri altyapı inşa etmesinin uzun vadede “Gazze’deki Filistinlilerin yaşamlarının sadece etkin kontrolü değil, düpedüz askeri kontrolü yönünde ilerlediğini” gösterdiğini söyledi.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Hamas, rehine anlaşmasının savaşı sona erdirmesini istiyor

Yayınlanma

Gazze’de ateşkes ve esir takası için müzakereler sürerken İsrail basını Hamas’ın süreli bir ateşkese ikna olmadığını yazdı.

CIA Direktörü Bill Burns, Hamas ve İsrail heyetlerinin önceki iki gün Doha’da yaptığı görüşmelerin ardından Katar Başbakanı ile bir araya gelecek; Trump’ın elçisinin de Kahire ziyaretinin ardından Doha’ya gelmesi bekleniyor.

Axios haber sitesinin İsrailli bir yetkiliye dayandırdığı haberinde, CIA Direktörü Burns’un, Doha’da Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile bir araya geleceği belirtildi.

Haberde, Burns’un, Katar Başbakanı ile İsrail ve Hamas arasındaki dolaylı müzakerelere ilişkin son durumu ele alacağı kaydedildi.

İsrail devlet televizyonu KAN, 16 Aralık’ta, “kısıtlı yetkilere” sahip bir İsrail heyetinin, Gazze’de ateşkes ve esir takası müzakereleri için Katar’ın başkenti Doha’ya gittiğini aktarmıştı.

Hamas da yaptığı açıklamada “Katarlı ve Mısırlı kardeşlerimizin himayesinde Doha’da gerçekleşen ciddi ve olumlu görüşmeler ışığında, işgalin yeni koşullar dayatmaktan vazgeçmesi halinde ateşkes ve esir değişimi için bir anlaşmaya varmanın mümkün olduğunu teyit etmektedir” ifadelerini kullanmıştı.

Doha’daki görüşmelerin yanı sıra Kahire’de de müzakereler yürütülüyor ve toplantı hakkında bilgi sahibi olan kaynaklar Reuters’a önümüzdeki günlerde bir anlaşma imzalanabileceğini söyledi.

Hamas’ın müttefiki Filistin İslami Cihad’ın başkan yardımcısı Muhammed el-Hind’in de Mısırlı yetkililerle görüştüğü belirtildi.

Görevi henüz devralmayan ABD’nin yeni başkanı Trump’ın kısa süre önce rehineler için atadığı özel temsilci Adam Boehler’in de esir takası ve ateşkes müzakereleri çerçevesinde dün Mısırlı yetkililerle görüşmek üzere Kahire’de olduğu kaydedildi. Boehler’in pazartesi günü İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüştüğü bugün de Doha’ya gitmesinin planlandığı belirtiliyor.

‘Daha önce de bu noktaya geldik’

ABD Başkanı Joe Biden’ın, Trump’ın ekibiyle birlikte çalışarak 20 Ocak’taki yemin töreninden önce Gazze için ateşkes anlaşmasını sonuçlandırmaya çalıştığını ifade ediliyor.

Müzakerelerde ilerleme kaydedilmiş olsa da bazı noktalardaki anlaşmazlıkların sürdüğünü belirten İsrail medyasına konuşan kaynaklar anlaşmanın sonuçlanması noktasında temkinli bir yaklaşım sergiliyor. Beyaz Saray Sözcüsü John Kirby de Fox News’e verdiği röportajda “Daha önce de bu noktaya geldik, ancak sonuca ulaşamadık” dedi.

İsrailli kaynaklar ise daha şüpheci bir tavır sergileyerek anlaşmanın önünde hala büyük engeller olduğunu belirtiyor. Walla haber sitesi, üç üst düzey İsrailli kaynağa atıfta bulunarak, son haftalarda ilerleme kaydedilmiş olsa da taraflar arasında hala büyük farklar olduğunu bildirdi. Özellikle Hamas’ın, herhangi bir rehine anlaşmasının savaşın sona ermesini sağlaması gerektiği konusunda ısrar ettiği kaydedildi. İsrail, belli sayıda rehinenin serbest bırakılması karşılığında bir ya da iki ay sürecek bir ateşkes istiyor. Hamas ise savaş sonrası Gazze’nin yönetiminde yer almamayı bazı şartlar karşılığında kabul etti. Ancak olası bir anlaşmanın savaşı ve işgali sona erdirmesi konusunda geri adım atmıyor.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Colani: Suriye, İsrail’e yönelik saldırılar için üs olarak kullanılmayacak

Yayınlanma

HTŞ lideri Colani, Suriye topraklarının İsrail’e saldırı için kullanılmayacağını söylerken Esad yönetimini deviren örgütler güneyde Suriye ordusundan kalan silah ve mühimmatları İsrail ordusuna teslim ediyor.

Esad’ı yönetimini devirerek Şam’da yönetimi devralan El Kaide bağlantılı HTŞ’nin lideri Ahmed eş-Şara (Ebu Muhammed el-Colani) Şam’da aralarında The Times’ın da olduğu yabancı basına konuştu.

İsrail’in Suriye’ye saldırının son bulması gerektiğini söyleyen Şara, “İsrail’in gerekçesi Hizbullah ve İranlı milislerin varlığıydı, artık bu gerekçe ortadan kalktı” dedi.

Beşar Esad’ın ülkeden ayrılmasından sonra İsrail’in ele geçirdiği Suriye topraklardan da çıkması gerektiğini söyleyen Şara, şöyle devam etti: “1974 anlaşmasına bağlıyız ve BM gözlemcilerini yeniden kabul etmeye hazırız. Ne İsrail ne de başka bir ülkeyle çatışma istemiyoruz ve Suriye’nin saldırılar için bir üs olarak kullanılmasına izin vermeyeceğiz. Suriye halkının artık bir nefes alması gerekiyor, saldırılar sona ermeli ve İsrail önceki pozisyonlarına geri çekilmeli.”

İsrail, HTŞ liderliğindeki örgütlerin Şam’ı ele geçirmesinden saatler sonra Golan Tepeleri’nde Birleşmiş Milletler tarafından korunan tampon bölgeye girdi. Suriye topraklarında ilerleyen ve kış ayları boyunca çekilmeyi düşünmeyen İsrail, bunun geçici bir savunma hamlesi olduğunu iddia ediyor.

Öte yandan Suriye sınırında bulunan HTŞ ile birlikte Esad yönetiminin devrilmesi operasyonuna katılan örgütler Suriye ordusundan kalan silah toplayıp İsrail ordusuna teslim ediyor. Suriye içinden çekilen videoda kamyonlara yüklenen tonlarca silah ve mühimmat görülüyor. İsrail ordusu mühimmatlardan bazılarının ‘kimyasal savaş malzemesi’ içerdiğini söylüyor.

Kanal 12’nin yayınladığı görüntülerde içinde mühimmat ve silah bulunan yüzlerce kasanın toplandığı ve daha sonra kamyonlara yüklendiği görülüyor. Habere göre, geçen hafta Esad yönetimini deviren isyancılar da silah teslimine yardım ediyor. Habere göre silahlar Suriye ordusuna ait üs ve karakollardan geliyor ve aralarında genellikle göz yaşartıcı gaz olarak kullanılan CS gazı gibi kimyasal silahlar da bulunuyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English