Amerika
Gizli CIA dosyalarında ‘Ahit Sandığı’nın bulunduğu iddia ediliyor

On Emir’i içerdiğine inanılan bir sandığın yeri uzun zamandır gizemini koruyordu, fakat CIA belgeleri Ahit Sandığı’nın bulunduğunu iddia ediyor.
İncil’e göre Ahit Sandığı, İsrailliler tarafından MÖ 13. yüzyılda Mısır’dan kaçtıktan kısa bir süre sonra yapılmıştı. Musa daha sonra On Emir’i bunun içine yerleştirmişti.
CIA 1980’lerde uzaktaki nesneler, olaylar ya da diğer insanlar hakkında bilgi algılayabildiklerini iddia eden kişilerle deneyler yapmıştı.
Gizemli ‘Project Sun Streak’in bir kalıntısı olan bu CIA belgesi, ABD hükümetinin Sandık’ın nerede olduğunu yıllardır bildiğine işaret ediyor. 1970’lerde ve 1980’lerde Savunma İstihbarat Teşkilatı (DIA) ve CIA de dahil olmak üzere diğer bazı istihbarat teşkilatları ‘uzak olaylar’ hakkında istihbarat elde etmek için ‘paranormal yeteneklere sahip olduğu iddia edilen’ kişileri kullandı.
Sun Streak Projesi, sadece koordinatları kullanarak hedefler hakkında istihbarat toplamak için ‘uzaktan görüntüleyiciler’ olarak bilinen medyumları kullanıyordu. Uzaktan izleyicilerin uzaktaki bir yeri gözlemlemek için bilinçlerini bedenlerinin ötesine yansıtabildikleri varsayılıyor.
Raporda, ‘032 numaralı Uzaktan Görüntüleyiciye’ bir hedefin yerini belirlemesi için koordinatların verildiği ve bu koordinatların Orta Doğu’da saklanan Ahit Sandığı’nı tarif ettiği bu testlerden birinin ayrıntıları yer alıyor.
Medyum, yakındaki cami kubbelerine benzeyen binaları ve ‘neredeyse tamamen beyaz giyinmiş’, ‘siyah saçlı ve koyu renk gözlü’ kişileri tarif etmiş.
Medyum, “Hedef varlıklar tarafından korunuyor ve (şimdi) yalnızca bunu yapmaya yetkili olanlar tarafından açılabilir; bu kap, zamanın doğru olduğuna karar verilene kadar açılmayacak/açılamayacak,” demiş.
Medyum, o zaman geldiğinde ‘kilit sisteminin mekaniğinin oldukça basit olduğunun görüleceğini’ ve kabı merak ederek ya da vurarak açmaya çalışan herkesin ‘kabın koruyucuları tarafından bizim bilmediğimiz bir güç kullanılarak yok edileceğini’ söylemeye devam ediyor.
Bazı tarihçiler Ahit Sandığı’nın M.Ö. 586’da Babil’in Kudüs’ü yağmalaması sırasında kaybolmadan önce antik Kudüs Tapınağı’nın en iç odası olan ‘Kutsalların Kutsalı’nda saklandığına inanıyor.
Eserin Etiyopya’ya götürüldüğüne ve şimdi yerel bir kilisede bulunduğuna dair bir efsane de var.
Sandığın var olduğuna dair kanıtlar henüz bulunamadı, fakat 2000 yılında gizliliği kaldırılan CIA belgesinde 1988 yılında keşfedildiği iddia ediliyor.
Belgede, “Hedef bir konteyner. Bu konteynerin içinde başka bir konteyner var. Hedef ahşap…. altın ve gümüşten yapılmış…. ve altı kanatlı bir melekle süslenmiştir,” deniyor.
‘Uzaktan izleyici’ tabut şeklindeki nesnenin ‘Orta Doğu’da bir yerde bulunduğunu’ ve bölgede Arapça konuşan insanlar gördüğünü söylemeye devam etmiş fakat uzaktan izleyiciye deney başlamadan önce kayıp sandığı aradıkları söylenmemiş.
İncil tarihine göre, bu kutsal, altın kaplı ahşap sandık MÖ 1445 civarında yapılmıştı.
CIA bu medyumlardan ‘İslamcı terörist gruplar tarafından kaçırılan rehinelerin yerlerinin tespit edilmesinden ABD içindeki kaçak suçluların izlerinin sürülmesine’ kadar geniş bir yelpazede operasyonlar için yararlandı.
Sun Streak olarak bilinen proje, ‘Ninjas are Butterflies’ podcast’inin son bölümünde yer aldıktan sonra kamuoyunun dikkatini çekti. Program sunucusu Josh Hooper, CIA.gov web sitesine girip belgeyi bulana kadar Sun Streak Projesi’nin ‘sahte’ olduğunu düşündüğünü söyledi.
Hooper, “Şöyle düşündüm… ‘Neye bakıyorum ben?” diye sordu.
Belgede 5 Aralık 1988’de yapılan bir eğitim tatbikatı da anlatılıyor. Medyum, kutsal eseri aramak için bilincini bedeninin ötesine yansıtmış ve ilerledikçe gözlemlerini yazmış.
Amerika
ABD, 2008 krizinin ardından getirilen banka kurallarını gevşetmeye hazırlanıyor

ABD yetkilileri, on yıldan fazla bir süredir bankaların sermaye gereksinimlerinde en büyük kesintilerden birini açıklamaya hazırlanıyor.
Bu, Trump yönetiminin deregülasyon gündeminin en son işareti olarak değerlendiriliyor.
Bilgi sahibi kaynakların Financial Times’a (FT) aktardığına göre, düzenleyiciler önümüzdeki birkaç ay içinde ek kaldıraç oranını (SLR) düşürmeye hazırlanıyor.
Kural, büyük bankaların toplam kaldıraçlarına karşı önceden belirlenmiş bir miktarda yüksek kaliteli sermayeye sahip olmasını gerektiriyor.
Bu kaldıraç, krediler ve türevler gibi bilanço dışı riskler gibi varlıkları içeriyor.
Kural, 2008-09 finansal krizinin ardından yapılan kapsamlı reformların bir parçası olarak 2014 yılında getirildi. Banka lobicileri, bu kuralın ABD Hazine tahvilleri gibi düşük riskli varlıkları bile tutan kredi kuruluşlarını cezalandırdığını, 29 trilyon dolarlık devlet borç piyasasında ticareti zorlaştırdığını ve kredi verme kabiliyetlerini zayıflattığını öne sürerek yıllardır bu kurala karşı kampanya yürütüyordu.
Bankacılık Politikası Enstitüsü lobi grubunun CEO’su Greg Baer, “Hazine tahvili gibi düşük riskli varlıkları tutan bankaları cezalandırmak, en çok ihtiyaç duyulan stresli dönemlerde piyasa likiditesini destekleme yeteneklerini zayıflatır. Düzenleyiciler bir sonraki olayı beklemek yerine şimdi harekete geçmelidir,” dedi.
Lobiciler, düzenleyicilerin yaz aylarına kadar reform önerileri sunmasını bekliyor.
Sermaye kurallarının gevşetilmesi, Trump yönetiminin çevre politikalarından finansal açıklama gerekliliklerine kadar her alanda düzenlemeleri kesintiye uğrattığı bir dönemde gündeme geldi.
Fakat eleştirmenler, son dönemdeki piyasa dalgalanmaları ve Başkan Donald Trump yönetimi altındaki politika değişiklikleri göz önüne alındığında, banka sermaye gereksinimlerini azaltmanın endişe verici bir dönem olduğunu söylüyor.
Peterson Uluslararası Ekonomi Enstitüsü’nün üst düzey araştırmacısı Nicolas Véron, “Dünyanın içinde bulunduğu durum göz önüne alındığında, ABD bankaları için doların rolü ve ekonominin gidişatı da dahil olmak üzere her türlü risk mevcut. Sermaye standartlarını gevşetmek için doğru bir zaman gibi görünmüyor,” iddiasında bulundu.
Goldman Sachs, Trump’tan bankacılık düzenlemelerini gevşetmesini bekliyor
Analistler, SLR’nin geri çekilmesinin Hazine piyasası için bir nimet olacağını ve bankaların daha fazla devlet tahvili satın almasına izin vererek Trump’ın borçlanma maliyetlerini düşürme hedefine ulaşmasına yardımcı olabileceğini söylüyor.
Bu, finansal krizin ardından getirilen kurallar nedeniyle sektörün büyük tüccarlara ve hedge fonlara yerini kaptırmasının ardından, bankaların Hazine tahvili ticaretinde daha büyük bir rol üstlenmeye başlamasını da teşvik edebilir.
Önde gelen ABD’li politika yapıcılar, SLR kuralının gevşetilmesine destek verdiklerini açıkladılar. ABD Hazine Bakanı Scott Bessent geçen hafta, bu tür bir reformun ana bankacılık düzenleyicileri olan Federal Rezerv, Para Birimi Denetleme Ofisi ve Federal Mevduat Sigorta Kurumu için “yüksek öncelikli” olduğunu söyledi.
Fed Başkanı Jay Powell ise şubat ayında,: “Hazine piyasasının yapısı üzerinde çalışmamız gerekiyor ve bu sorunun bir kısmının cevabı, ek kaldıraç oranının kalibrasyonunun azaltılması olabilir ve bence öyle de olacak,” demişti.
Şu anda ABD’nin en büyük sekiz bankası, toplam kaldıraçlarının en az yüzde 5’i kadar sözde birinci kademe sermayeye (ortak özkaynak, birikmiş kârlar ve zararları ilk olarak karşılayan diğer kalemler) sahip olmak zorunda.
Avrupa, Çin, Kanada ve Japonya’nın en büyük bankaları daha düşük bir standartta tutuluyor ve çoğu, toplam varlıklarının yalnızca yüzde 3,5 ila 4,25’i kadar sermaye gerektiriyor.
Banka lobicileri, ABD’nin kaldıraç oranı gerekliliklerini uluslararası standartlara uyumlu hale getirmesini umuyor. Düzenleyiciler tarafından değerlendirilen bir diğer seçenek, pandemi sırasında bir yıl boyunca geçici olarak uygulandığı gibi, Hazine tahviller ve merkez bankası mevduatları gibi düşük riskli varlıkları kaldıraç oranı hesaplamasından hariç tutmak.
Autonomous’un analistleri, bu muafiyetin yeniden getirilmesinin ABD’deki büyük kredi kuruluşlarının bilanço kapasitesinde yaklaşık 2 trilyon dolarlık bir artış sağlayacağını tahmin ediyor.
Fakat bu, ABD’yi uluslararası bir istisna haline getirecek ve Avrupa’daki düzenleyiciler, kredi kuruluşlarının Avro bölgesi devlet borçları ve İngiltere devlet tahvillerindeki pozisyonları için de benzer sermaye rahatlaması talep etmesinden endişe duyuyor.
ABD’in büyük bankalarının çoğu, Fed’in stres testleri ve risk ayarlı sermaye gereklilikleri gibi diğer kurallarla daha fazla kısıtlanmaktadır ve bu da SLR reformundan ne kadar fayda sağlayabileceklerini sınırlayabilir.
Amerika
Trump, Katar’dan aldığı lüks jet hediyesini savundu

ABD Başkanı Donald Trump, salı günü Orta Doğu gezisi sırasında, kendi partisinin üyelerinden gelen eleştirilerin artması üzerine, Katar hükümetinden gelen lüks jet hediyesini kabul etme konusunda açıklamalarda bulundu.
Trump, sosyal medyada yaptığı bir paylaşımda, Katar kraliyet ailesinden devredilen 400 milyon dolarlık Boeing 747’nin, Air Force One’ın geçici olarak yerine geçeceğini ve bunun ABD için değerli bir hediye olduğunu, başkanlık görevinden sonra kullanabilse bile kişisel olarak kendisine değil, ABD’ye ait olduğunu belirtti.
Trump, Truth Social’da paylaştığı bir gönderide, “Neden ordumuz ve dolayısıyla vergi mükelleflerimiz, iyi iş çıkardığımız için bizi ödüllendirmek isteyen bir ülkeden ÜCRETSİZ olarak alabilecekleri bir şeyi yüz milyonlarca dolara satın almak zorunda olsunlar?” diye yazdı.
Bu açıklaması, yeni yönetiminin ilk önemli yurt dışı gezisi kapsamında Suudi Arabistan hükümeti tarafından ağırlandığı bir günün ardından geldi.
Trump, son günlerde, bazı müttefikleri de dahil olmak üzere eleştirmenlerin, böylesine lüks bir hediyeyi kabul etmenin kötü bir izlenim yaratacağını ve yasallığının şüpheli olduğunu ve uçağın Beyaz Saray’ın hava konutu olarak hizmet verebilmesi için gerekli olan güvenli iletişim sistemlerinin kurulması ve gizli bilgilerin güncellenmesinin yüksek maliyetine dikkat çekmesine rağmen, uçağı savunmaya devam etti.
ABD, şu anda Air Force One olarak hizmet veren iki eski uçağın yerine yenilerini almak için Boeing’e milyarlarca dolar ödüyor, fakat bu proje yıllardır sürüncemede.
Senato Çoğunluk Lideri John Thune, Kentucky Senatörü Rand Paul ve MAGA yorumcusu Laura Loomer gibi önde gelen Cumhuriyetçiler, Katar’dan lüks uçağı kabul etme planlarını eleştirdi.
Paul, Fox News’e verdiği demeçte, “Bu jet muhtemelen halka yanlış bir mesaj veriyor ve ben [onun] görünüşünü veya görünüşünü beğenmiyorum, bu yüzden reddetmesini umuyorum,” dedi.
Trump ise, bu işlemi Amerikan tüketicisi için bir kazanç olarak göstermeye çalıştı.
Trump, “Bu büyük tasarruf, bunun yerine AMERİKA’YI YENİDEN BÜYÜK YAPMAK için harcanacak! Sadece bir APTAL, ülkemiz adına bu hediyeyi kabul etmez,” diye yazdı.
Trump pazartesi günü gazetecilere, uçağın “bir gün” hizmetten çıkarılacağını ve kütüphanesine taşınacağını söyledi, fakat görevden ayrıldıktan sonra uçağı kullanmayı planlamadığını belirtti. Trump, sosyal medya platformu Truth Social’da anlaşmanın bu yönünü önemsiz göstermeye çalıştı.
Başkan, “Boeing 747, BANA DEĞİL, Amerika Birleşik Devletleri Hava Kuvvetleri/Savunma Bakanlığına veriliyor!” diye yazdı.
Amerika
Amerikan küçük işletmelerinin gelecek beklentileri ‘kasvetli’

Amerikan küçük işletmelerinin “iyimserliği” nisan ayında üst üste dördüncü ayda da geriledi ve işlerini genişletmek için yatırım planlayanların oranı 2020’den bu yana en düşük seviyeye indi.
Bu bulgular, Çin ile ticaret savaşının yumuşaması öncesine ait olmakla birlikte, devam eden güven kaybı, yüksek gümrük vergileri ve genel belirsizlikle bağlantılı iktisadi risklere ilişkin en son uyarı niteliğinde.
Bağımsız İşletmeler Ulusal Federasyonu (NFIB) küçük işletme iyimserlik endeksi geçen ay neredeyse 2 puan düşerek ekim ayından bu yana en düşük seviyesine geriledi.
Aylık anketi gerçekleştiren küçük işletmelerin lobi grubu NFIB’nin iktisatçıları, “Çok az sayıda küçük işletme mal ve hizmet ihracatı yapıyor, fakat milyonlarca işletme faaliyetleri için ithal mal tedarik ediyor ve bu tedarik zincirleri şu anda risk altında,” diyorlar.
Gümrük vergisi politikasının, özellikle göreceli fiyatları (maliyetleri) ani ve dramatik bir şekilde değiştirdiğine ve göreceli fiyatların tüm kararları etkilediğine dikkat çekiyorlar.
Endeks, küçük işletme sahiplerinin temel beklentilerindeki önemli bir bozulmaya da işaret ediyor. Firmaların yalnızca yaklaşık %18’i önümüzdeki altı ay içinde sermaye harcamaları (örneğin yeni ekipman veya binalar için harcamalar) planlıyor. Bu oran, Nisan 2020’den bu yana en düşük seviyeye geriledi.
Daha az sayıda işletme sahibi, gelecekte iş koşullarının iyileşeceğini öngörüyor ve bu oran ekim ayından bu yana en düşük seviyeye geriledi.
Küçük işletmeler işleri büyütemiyorlar
NFIB, şu anda işlerini büyütmek için uygun bir dönem olduğunu belirten işletme sahiplerinin sayısının “tarihi düşük” seviyede olduğunu bildirdi. İşlerini büyütmek için uygun bir dönem olmadığını belirtenlerin büyük çoğunluğu, bunun nedeni olarak “iktisadi koşulları” gösterdi.
Küçük işletmeler arasında iyimserlik seçimlerden sonra hızla artmış, fakat bu artış kısa sürede kaybolmuştu.
Nisan ayında yapılan son anket sonuçları, “Kurtuluş Günü” gümrük vergisi duyurusu ve Çin hariç tüm ülkelere uygulanan gümrük vergilerinin askıya alınmasını yansıtıyor.
Hazine Bakanlığı, geçen ay gümrük vergilerinden 8,7 milyar dolarlık gelir elde ettiğini ve bu rakamın rekor olduğunu açıkladı.
Amerikan küçük işletmelerini ve “reel sektörünü” anlatan “Main Street”in bildirdiği endişeler büyük ölçüde geleceğe ilişkin olumsuz beklentilere dayanıyor.
Bu durum, Çin mallarına uygulanan gümrük vergilerinin önemli ölçüde azaltılmasına yönelik geçici anlaşmanın küçük işletmeler tarafından memnuniyetle karşılanacağının bir işareti.
Anket sorularında, işletmelerin mevcut durumuna dayanan olumlu noktalar da vardı. Birçok işletme sahibi geçen ay hâlâ işçi almayı planlıyordu.
Son çeyrekte nominal satışlarında artış olduğunu bildiren işletme sahiplerinin net payı arttı, fakat NFIB, satışlarında artış bildiren işletme sayısının “durgunluk bölgesinde” kaldığı konusunda uyarıda bulunuyor.
Batı kıyısındaki limanlar zorda
Öte yandan Başkan Donald Trump’ın, pazartesi günü Çin’den ithal edilen mallara uygulanan yüksek gümrük vergilerini geçici olarak geri çekmeyi kabul etmesi Batı kıyısı limanlarına kısa süreli bir nefes aldırdı, fakat sektör hala çalkantılı bir dönemden geçiyor.
POLITICO’nun aktardığına Long Beach Belediye Başkanı Rex Richardson pazartesi günü düzenlediği basın toplantısında, liman ve işçi liderlerinin Long Beach Limanının istihdam üzerindeki etkisini gösteren yeni bir araştırmayı duyururken, “Bu hâlâ bir kriz,” dedi.
Trump’ın Çin ile gümrük vergilerini yüzde 145’ten yüzde 30’a düşürme anlaşması, Long Beach ve Los Angeles’ın nakliye ve lojistik sektörlerinde artan tedirginliği hafifletmeye yetmedi.
Bu iki liman, Çin’den gelen ve şu ana kadar seferlerini iptal eden onlarca gemi hesaba katılmasa bile, ülkenin en yoğun limanları ve tarifeler Kaliforniya’daki işçilerin yük boşaltma ve nakliye işlerinde daha az vardiyaya kalmasına neden oldu.
Nakliye ve tarım sektörlerinden temsilciler, Kaliforniya Hazine Bakanı Fiona Ma’nın çağrısıyla pazartesi öğleden sonra Sacramento’da düzenlenen bir toplantıda işten çıkarmaları ve iptal edilen siparişleri ayrıntılı olarak anlattı.
Supply Chain Federation’ın başkanı ve CEO’su Amanda Blackwood, “Açıkçası, Trump’ın ne yapmaya çalıştığını bilmiyorum. Eğer kargaşa ve baskı yaratmanın fırsatlar doğuracağına inanılıyorsa, bu umudunuzu takdir ediyorum. Ancak bu gerçekçi değil, değil mi? Piyasada kargaşa sadece kargaşaya yol açar,” dedi.
Batı kıyısına gelen ithalat hacimleri son birkaç ayda iniş çıkışlar yaşadı ve en son hafta sonu ve pazartesi günü ani bir artış gösterdi.
Long Beach Limanı CEO’su Mario Cordero, ABD ile Çin arasındaki son gümrük tarifesi değişikliğinin liman faaliyetlerine yansımalarının bir ila iki ay süreceğini söyledi.
2 Nisan’daki “kurtuluş günü” tarifelerinden sonra Batı kıyısı limanlarındaki konteyner hacmi 2 milyon metreküpten 1,5 milyon metreküpe kadar düşmüştü.
-
Görüş2 hafta önce
Hindistan ve Pakistan savaşır mı?
-
Rusya1 hafta önce
Rusya’da havaalanlarında toplu uçuş ertelemeleri
-
Görüş1 hafta önce
Kim kazandı?
-
Dünya Basını1 hafta önce
Güçlü Amerikan Tanrıları, Trump ve Uzun Yirminci Yüzyılın Sonu
-
Görüş7 gün önce
Hindistan-Pakistan savaşı henüz başlamadı
-
Asya1 hafta önce
Cammu ve Keşmir: Yarım asırlık çatışmanın tarihi
-
Söyleşi1 hafta önce
Alexander Rahr: Bu hükümetin dört yıl dayanması beni şaşırtır
-
Amerika3 gün önce
Zuckerberg ve AI terapistler: Aklınıza mukayyet olun!