Diplomasi
Hindistan, Rusya’nın taleplerine rağmen Ukrayna’ya mühimmat tedarik ediyor

Reuters haber ajansına konuşan Hintli ve Avrupalı yetkililere göre Hindistan, Avrupa Birliği (AB) aracılığıyla Ukrayna Silahlı Kuvvetlerine topçu mühimmatı gönderiyor. Yeni Delhi, geçtiğimiz yıl Rusya’nın bu tedarikleri durdurma taleplerini iki kez geri çevirdi.
Hindistan’ın AB üzerinden Ukrayna’ya mermi tedarik etmesi konusu son olarak Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov tarafından gündeme getirilmişti. Lavrov bu konuyu temmuz ayında Hindistan Dışişleri Bakanı Subramanyam Jaishankar ile yaptığı görüşmede ele almıştı.
Ajansa göre Lavrov, Ukrayna ordusuna sağlanan mühimmatın bir kısmının Hindistan’daki devlete ait işletmeler tarafından üretildiğinin altını çizmişti.
Gümrük verilerine göre, Hindistan’dan AB’ye top mermisi ihracatı bir yılı aşkın süredir devam ediyor. Bu sevkiyatlar arasında 155 mm’lik parça tesirli mermiler, 120 mm ve 125 mm’lik mühimmat ile 120 mm ve 125 mm’lik havan mermileri bulunuyor.
Reuters‘a konuşan bir kaynak, yasalar Hint silahlarının başka ülkelere sevkiyatını yasaklamasına rağmen, İtalya ve Çekya’nın mermileri Ukrayna’ya yönlendirdiğini belirtti.
Hintli üreticiler ayrıca Ukrayna için tedarik zincirleri kurmuş olan İspanyol ve Sloven savunma şirketlerine de mühimmat bileşenleri ihraç ediyor.
Ancak ajansın Hindistan hükümetinden iki ve savunma sanayisinden iki kaynağı, ülkenin Ukrayna’nın kullandığı mühimmatın sadece çok küçük bir kısmını ürettiğini vurguladı.
Kaynaklardan biri, savaşın başlamasından bu yana Kiev’in aldığı toplam silah sayısının yüzde 1’inden daha azından bahsedildiğini tahmin ediyor.
Buna rağmen, AB’ye yapılan tedarikler, daha önce sadece silah ithal eden Hindistan’ın yeni yeni gelişmekte olan silah ihracat sektörünü geliştirmesine olanak sağlıyor.
King’s College London’dan Güney Asya güvenliği uzmanı Walter Ladwig’e göre Hintli yetkililer aynı zamanda Batı’daki ortaklarına Ukrayna’ya karşı savaşta Rusya’nın yanında yer almadıklarını gösteriyorlar.
Rusya, Hindistan’ın T-72 tanklarını modernize etmesine destek olacak
Öte yandan Hindistan, olası ihracat için T-72 tanklarını Rusya ile iş birliği içinde modernize edecek. Indian Defence News portalının haberine göre Hindistan ordusunun envanterinde yaklaşık 2 bin 500 adet T-72 tankı bulunuyor.
Ülkede T-72’lerin üretimi 1980’lerde ülkenin güneyindeki devlet kontrolündeki Ağır Araç Fabrikası’nda başladı.
Aynı fabrika, 2000’li yıllarda modernize edilmiş T-90 tanklarını da üretti. Habere göre, şimdi de T-72 tanklarının burada modernize edilmesi planlanıyor.
T-72’lere olan talebin yüksek olduğu ve bu tankların hala dünyanın en güvenilir tanklarından biri olarak kabul edildiği belirtiliyor.
Afrika, Orta Doğu ve Asya ülkeleri bu tanklara ilgi gösteriyor. Hintli ve Rus teknik uzmanlar, hizmet dışı bırakılan bu savaş araçlarını tekrar aktif hale getirmek için birlikte çalışıyor.
Temmuz ayında Rostec, Rosoboroneksport’un “Make in India” programı kapsamında Hintli bir savunma şirketinde Mango tank mermileri için temel üretim tesisleri açmaya hazırlandığını açıkladı.
125 mm kalibreli Mango mermisi, T-72 ve T-90 tanklarının toplarıyla ateşlenmek üzere tasarlandı. Zırh delici 3BM42 alt kalibreli mermi, kompozit zırh korumasına sahip tankları vurma kapasitesine sahip.
Hindistan, Çin’i geride bırakarak Rusya’dan en çok petrol ithal eden ülke oldu
Diplomasi
Von der Leyen Papa’nın cenazesinde Trump ile görüşmeyi planlıyor

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, cumartesi günü Papa Francis’in cenazesinde Donald Trump ile yüzleşme fırsatı bulabilir.
Roma’daki Aziz Petrus Bazilikası, 88 yaşında hayatını kaybeden Papa Francis’e saygılarını sunmak için dünya liderlerinin bir araya geleceği cumartesi günü uluslararası diplomasinin odak noktası haline gelebilir.
Trump ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’in yan yana oturacağı tahmin edilirken, liderler arasında bir etkileşim olması muhtemel görünüyor.
Komisyon, cenazenin Trump ile ilk doğrudan görüşme için bir fırsat olup olmadığına ilişkin soruları yanıtlamaktan kaçındı. Bir sözcü, “ikili görüşmelerin olacağı ihtimalinin dışlanamayacağını” belirtti.
Sözcü, “Cenaze töreninin kenarında başka fırsatlar ortaya çıkarsa, elbette bunlardan yararlanılacaktır,” diye ekledi.
Brüksel’deki yetkililer ve diplomatlar, Komisyon’un Beyaz Saray ile doğrudan bir iletişim kanalı olmamasına ilişkin şikayetlerini giderek daha yüksek sesle dile getiriyor.
Ocak ayında Trump’ın göreve başlamasından önce, von der Leyen’in çevresi yeni yönetimin “erken temaslar” kurmak için çaba göstermiş, hatta bir ziyaret olasılığını bile değerlendirmişti. Fakat bu çabalar sonuçsuz kaldı.
Çok az sayıda Komisyon üyesi Trump yönetimi ile doğrudan görüşme ayrıcalığına sahip oldu ve AB yetkilileri, ziyaretleri ayarlamaktan çok, üst düzey yetkilileri için Amerikalı meslektaşlarıyla görüşme ayarlamakta yaşadıkları zorluklardan şikayet ediyor.
Ticaret Komiseri Maroš Šefčovič, von der Leyen’in etkili başdanışmanı Björn Seibert’in de zaman zaman eşlik ettiği üç Washington gezisi ile öne çıkıyor. Seibert, dış ilişkiler faaliyetleri kapsamında, ABD’nin çelik ve alüminyuma gümrük vergisi uygulamaya koymadan hemen önce, şubat ayında Washington’da görüşmeler yaptı.
Fakat diplomatik girişimlerin somut bir etkisi olmadı. Von der Leyen’in yeni ABD yönetimine yönelik tavrı da gözle görülür şekilde sertleşti. Leyen, Zeit’a verdiği mülakatta, “Avrupa hâlâ bir barış projesidir. Kuralları koyan kardeşlerimiz ya da oligarklarımız yok. Komşularımızı işgal etmiyoruz ve cezalandırmıyoruz,” diye konuştu.
Trump ile doğrudan temas kurmak, von der Leyen’e şu anda 90 gün süreyle askıya alınmış olan gümrük vergileri konusunda Avrupa’nın taleplerini dile getirmek için nadir bir fırsat sunacak.
Avrupa Komisyonu’nun Avrupa’nın ticaret politikası üzerinde tek kontrol sahibi olmasına rağmen, Trump şu ana kadar von der Leyen ile doğrudan görüşmekten kaçındı ve bunun yerine İngiltere, Fransa, İtalya ve Norveç olmak üzere dört Avrupa lideriyle ayrı ayrı görüşerek “böl ve yönet” stratejisini tercih etti.
Bu arada, İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani, von der Leyen ile Trump arasında ikili bir görüşme olasılığını soğuk karşıladı ve mevcut koşullar altında bunun zor olacağını söyledi.
Tajani, “Aceleye getirilmiş bir toplantı için doğru zaman olduğunu düşünmüyorum. İhtiyacımız olan şey, Avrupa ve ABD arasında doğru bir şekilde yapılabilmesi için yeterli zamanın ayrıldığı, derinlemesine bir diyalog,” dedi.
Trump’ın en sevdiği Avrupalı lider olan İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, geçen hafta Washington’a yaptığı ziyaret sırasında bir kez daha bu fikri gündeme getirerek, AB-ABD zirvesini kolaylaştırma planlarını canlandırmak istiyor.
Fakat AB zirveleri Avrupa Konseyi’nin yetki alanına girdiğinden, bu tür görüşmeleri başlatmak Cumhurbaşkanı António Costa’ya düşüyor.
Şu anda AB yetkilileri, yakın zamanda bir AB-ABD zirvesinin yapılmayacağını belirtiyor.
Haziran ayında Lahey’de yapılacak NATO zirvesi, özellikle birkaç gün sonra bir AB zirvesinin de yapılacak olması nedeniyle potansiyel bir fırsat olarak gösteriliyor.
Diplomasi
Trump: Hamaney ile görüşmeye açığım, Çin ile görüşüyoruz

ABD Başkanı Donald Trump, Time dergisine verdiği mülakatta İran Dini Lideri Ali Hamaney ile görüşmeye açık olduğunu belirtti. Trump, İran’ın nükleer silah edinmesini engellemek için gerekirse askeri müdahalede bulunabileceğini ima ederken, Suudi Arabistan’ın İsrail ile normalleşme anlaşmalarına katılacağını öngördü.
ABD Başkanı Donald Trump, Time dergisine verdiği mülakatta, İran Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney ile görüşmeye açık olduğunu vurguladı.
Trump, dergiye yaptığı açıklamada, İran ile nükleer müzakereler konusunda askeri gerilimin tırmanma olasılığına değindi. Bir anlaşmaya varılmasını umduğunu belirten Trump, “Saldırmadan bir anlaşmaya varabileceğimizi düşünüyorum,” dedi.
ABD’nin İsrail’in İran’ın nükleer tesislerine saldırmasını engellediği yönündeki iddialara ilişkin ise Trump, “Onları engellemedim, ancak saldırıya hazırlamadım,” ifadelerini kullandı.
Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun, diplomatik çabaların Tahran’ın nükleer silah edinmesini engellemede başarısız olması hâlinde İsrail’i İran ile askeri bir çatışmaya sürükleyebileceğini söyledi.
İran’ın nükleer silaha sahip olmayacağını belirterek, gerekirse saldırı düzenlemek “zorunda kalabileceğini” sözlerine ekledi.
Çin ile müzakereler
Öte yandan Trump, Washington’ın Pekin ile aktif olarak bir anlaşmaya varmak için müzakereler yürüttüğünü duyurdu. Çinli mevkidaşı Xi Jinping ile gümrük vergileri konusunda bir telefon görüşmesi yaptığını belirtti.
Normalleşme süreci
Time dergisinin “Washington, Suudi Arabistan ile normalleşmeye eskisinden daha mı yakın?” sorusuna yanıt veren Trump, Riyad’ın İsrail ile normalleşme anlaşmalarına “katılacağını” öngördü.
Suudi Arabistan’ın ABD ekonomisine 1 trilyon dolar yatırım yapmayı kabul ettiğini de açıkladı.
Trump ayrıca, selefi Joe Biden yönetimini normalleşme konusunda hiçbir şey yapmamakla eleştirdi.
Trump, “Orada 4 ülkemiz vardı, her şey hazırdı, tamamlayacaktık ve şimdi yeniden başlayacağız,” şeklinde konuştu.
Trump, Suudi Arabistan ziyareti sırasında dev silah satışı önerecek
Orta Doğu ziyareti
Röportajda yer alan bilgilere göre, gelecek Mayıs ayında Suudi Arabistan’ı kapsayacak şekilde planlanan Orta Doğu ziyaretine ilişkin Trump, daha sonra Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’ni de ziyaret edeceğini ve başka bir tur daha yapacağını belirtti.
Trump, “Orta Doğu’da ve sanırım tüm dünyada çok iyi ilişkilerim var,” ifadesini kullandı.
Üniversite protestoları
Bunun yanı sıra Time‘ın, Gazze’deki soykırımı kınayan protestoların ardından ABD üniversitelerine yönelik keyfi uygulamalar hakkındaki sorusuna yanıt veren Trump, “ifade özgürlüğünü desteklediğini” iddia etti.
Ancak, ABD’deki tüm üniversitelerde yaşanan “ayaklanmaları” desteklemediğini söyledi ve ülkenin “antisemitizm” olarak adlandırılan bir durum yaşadığını savundu.
Diplomasi
Trump: Kırım Rusya’da kalacak, Zelenskiy de bunu biliyor

ABD Başkanı Trump, Time dergisine verdiği mülakatta, Kırım’ın Rusya’da kalacağını ve Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy’nin de bunu bildiğini belirtti. Trump, yarımadanın Rusya’ya geçmesinden Obama’yı sorumlu tutarken, Ukrayna savaşını 24 saatte bitirme vaadini ‘şaka’ ve ‘abartı’ olarak nitelendirdi.
ABD Başkanı Donald Trump, Time dergisine verdiği mülakatta, Kırım’ın Rusya’da kalacağını ve Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’nin de bunu bildiğini ifade etti.
Trump, yarımadanın Rusya’ya geçmesinden Barack Obama’yı sorumlu tuttuğunu belirtti. Ayrıca, Ukrayna’daki savaşı 24 saat içinde bitirme vaadini “şaka” ve “abartı” olarak nitelendirdi.
Reuters‘ın ulaştığı metne göre, ABD Başkanı’nın özel elçisi Steve Witkoff tarafından 17 Nisan’da Paris’te Avrupalı yetkililere sunulan Ukrayna’daki savaşı sona erdirme önerileri listesinde, “ABD, Rusya Federasyonu’nun Kırım üzerindeki kontrolünü hukuken tanır,” maddesi yer alıyordu.
Trump’ın başkanlığının ilk 100 gününe odaklanan mülakatta, Time Genel Yayın Yönetmeni Sam Jacobs ve kıdemli siyaset muhabiri Eric Cortellessa, Trump’a Kırım’ın Ruslara geçip geçmemesi gerektiğini ve nihai barış anlaşmasında Kırım ile Rusya’nın ele geçirdiği diğer dört bölgenin Rusya’ya bırakılmasının kendisi için kabul edilebilir olup olmayacağını sordu.
FT: Rusya, Ukrayna’da çatışmaları mevcut cephe hattında durdurmaya hazır
Trump, “Kırım [zaten] Ruslara geçti. Onu bana değil, Barack Obama’ya verdiler,” yanıtını verdi.
Trump sözlerine şöyle devam etti: “Eğer Kırım Rusya’da kalacaksa, sadece Kırım hakkında konuşmalıyız, çünkü hep ondan bahsediliyor. Kırım Rusya’da kalacak. Zelenskiy de bunu anlıyor, herkes oranın [Kırım’ın] uzun süredir onlarla [Rusya ile] olduğunu anlıyor. Ben gelmeden çok önce onlarlaydı. Tekrar söylüyorum, bu Obama’nın savaşı. Bu asla olmaması gereken bir savaş.”
Başka bir yanıtında Trump, daha önce defalarca yaptığı gibi, Rusya’nın Ukrayna ile savaşını “Joe Biden’ın savaşı” olarak nitelendirdi ve kendi başkanlığı döneminde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in komşu ülkeye asla saldırmayacağını da sözlerine ekledi.
Witkoff tarafından iletilen önerilerde, ABD’nin Rusya’nın Lugansk oblastı ile Zaporojye, Donetsk ve Herson oblastlarının bazı kısımları üzerindeki kontrolünü fiilen tanımaya hazır olduğu belirtiliyordu.
Ukrayna’nın ise toprak meselesinde yalnızca Rus birliklerinin küçük bir alanı kontrol ettiği “Harkov oblastındaki toprakların kontrolünü yeniden sağlayacağı” ifade ediliyordu.
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Ukrayna anayasasının buna izin vermediğini belirterek Kırım’ın Rusya toprağı olarak tanınması ihtimalini reddetti.
Trump, başkanlığının ilk gününde neden söz verdiği gibi savaşı bitirmediği sorusuna, “Savaş üç yıldır sürüyor, ben ise sadece üç aydır durdurmaya çalışıyorum,” yanıtını verdi ve ekledi:
“Bunu mecazi anlamda söyledim ve abartı olarak söyledim, çünkü kendi görüşümü belirtmek için ve biliyorsunuz, bu tabii ki yalan haberlere konu oluyor. Açıkçası insanlar bunu söylediğimde şaka amaçlı olduğunu biliyorlar, ama aynı zamanda ona [savaşa] son verileceği de söylendi.”
Trump’a göre, Putin Rusya Devlet Başkanı, Zelenskiy de Ukrayna Devlet Başkanı olarak kalırsa savaşı bitirmek mümkün, ancak en önemlisi bunu yalnızca kendisi, yani Trump başarabilir.
-
Görüş2 hafta önce
Avrupa’da savaşa hazırlık tam gaz: Fransız askeri haritacılar Romanya’da ne arıyor?
-
Görüş2 hafta önce
İran-ABD müzakereleri: Maskat görüşmesi ne anlama geliyor?
-
Ortadoğu2 hafta önce
“Suriye ve İsrail normalleşmeye hazırlanıyor” iddiası
-
Dünya Basını2 hafta önce
Trump’ın anti-sosyal devleti
-
Dünya Basını2 hafta önce
FT: Xi’nin eli neden Trump’tan daha güçlü?
-
Avrupa4 gün önce
Almanya’da tren fabrikası tank üretimine başlıyor
-
Görüş2 hafta önce
ABD’nin İran’a baskısı: Yay gerildi ama henüz tam çekilmedi
-
Dünya Basını2 hafta önce
Rusya’nın Berlin Büyükelçisi: ‘Ukrayna’da yabancı askerlerin konuşlandırılması kabul edilemez’