Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Hong Kong Suudi Arabistan’dan yatırımcıları ağırladı

Yayınlanma

Çin’in Hong Kong hükümeti ve Suudi Arabistan’ın egemen varlık fonu olan Kamu Yatırım Fonu (PIF) tarafından kurulan Gelecek Yatırım Girişimi (FII) Enstitüsü ilk Asya toplantısını perşembe günü Hong Kong’da açtı.

Şehrin CEO’su John Lee yaptığı konuşmada Hong Kong’un etkinliğe ev sahipliği yapmasından “çok memnun” olduğunu belirterek bunun “Hong Kong ile Orta Doğu, özellikle de Suudi Arabistan Krallığı arasındaki bağların derinleştirilmesinde bir başka önemli adım” olduğunu söyledi.

Suudi Arabistan’ın 700 milyar dolarlık Kamu Yatırım Fonu’nun yöneticisi Yasir al-Rumayyan konferans için Hong Kong’da bulunuyor.

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in Pekin’in “çığır açan bir dönüm noktası” olarak nitelendirdiği Suudi Arabistan ziyaretinden bir yıl sonra düzenlenen etkinlik, Batı’ya bağımlılıklarını azaltmaya çalışan iki ülke arasında artan ekonomik bağların son işareti olarak yorumlandı.

Uzmanlara göre, Riyad’ın bu ilişkiden beklentilerinin başında Çin’den gelecek yatırımlar geliyor. Riyad, 2030 Dünya Expo’suna ve 2034’teki erkekler futbol Dünya Kupası’na ev sahipliği yapmak da dahil olmak üzere yüksek maliyetli yerel altyapı projelerini taahhüt etti.

Goldman Sachs, Körfez ülkesinin on yılın sonuna kadar temiz teknolojiden madenciliğe kadar çeşitli sektörlerde ve Neom adlı fütüristik bir şehir inşa etme planında yaklaşık 1 milyon dolar harcayabileceğini tahmin ediyor.

Financial Times’a konuşan bir piyasa yatırımcısı “Para nereden gelecek?” diyerek Çin’i işaret etti.

Riyad ve Pekin arasındaki doğrudan bağlar, Suudi Arabistan’ın haziran ayında Çin’in “Yaz Davos’u” toplantısına en büyük resmi heyetlerden birini göndermesiyle güçlendi. Ancak Hong Kong hala finans ve yatırım için bir geçit görevi görüyor.

‘Para sadece Avrupa ya da Amerika’da değil’

Hong Kong Exchanges and Clearing (HKEX) bu yıl Suudi Arabistan’ın borsa operatörü Tadawul ile bir işbirliği anlaşması imzaladı ve Körfez ülkesindeki hisse senetlerini takip eden bir borsa yatırım fonu başlattı. Hong Kong hükümetinin bölgenin hisse senedi piyasasını güçlendirmeye yönelik bir görev gücü, diğer hususların yanı sıra, Orta Doğu merkezli şirketlerin ilk halka arzlarını çekmek için bir girişimde bulunulması çağrısında bulundu.

FII Enstitüsü başkanı Richard Attias, HKEX’in başkanı ve genel müdürü Laura Cha ve Nicolas Aguzin’in Suudi Arabistan’da “son derece aktif” olduklarını ve kuruluşun “yakın arkadaşları” olduklarını söyledi.

Attias Financial Times’a yaptığı açıklamada, ikilinin geçtiğimiz yıl Körfez ülkesini dört ya da beş kez ziyaret ettiğini kaydetti.

“Bence gerekçe oldukça basit,” dedi ve ekledi: “Para sadece Amerika ya da Avrupa’da değil; giderek daha fazla dünyanın bu bölgesinde.”

HKEX Başkanı Cha perşembe günkü konferansta “Orta Doğu jeopolitik öneminin yanı sıra ekonomik kalkınma açısından da yükseliyor” dedi. Cha, Çin’in Suudi Arabistan ile olan ilişkisinin “geçmişte yeterince gelişmemiş olan inanılmaz bir bağlantı olacağını” da sözlerine ekledi.

Hong Kong için önemli bir getirinin, krallığın petrol şirketi Saudi Aramco’yu bölgede ikincil bir kotasyon gerçekleştirmeye ikna etmek olacağı söyleniyor. Uzmanlara göre bu, şehrin küresel bir finans merkezi olarak statüsünü artırabilecek bir hareket.

ABD’nin etkisi azalırken…

Perşembe günkü Hong Kong konferansı, ABD’li yatırımcıların Çin’e olan ilgisini azaltmasıyla bölgede yaşanan daha geniş çaplı değişikliklerin bir parçası olarak değerlendiriliyor.

Hong Kong’daki birkaç batılı yatırım bankacısı, FT’ye artık rollerini farklı bir şekilde sunduklarını söyledi. Anakara müşterileri bunun yerine kendilerinden Orta Doğu’da toplantılar ayarlamalarına yardımcı olmalarını istiyor.

Bankacılardan biri, Suudi Arabistan’daki yatırımcıların giderek daha fazla teknoloji transferi hakkında konuşmak istediklerini de sözlerine ekledi. Çinli elektrikli araç şirketleri, sektörde küresel bir oyuncu olmak isteyen Suudi Arabistan’da üretim tesisleri kurmayı planlıyor.

Suudi Arabistan Çin’in yapay zeka alanındaki uzmanlığından da faydalanıyor.

Attias, bilgi transferinin Suudi Arabistan için çok önemli olduğunu söyledi. “Bugün yapay zekâ üzerinde çalışan iki süper güç var; Amerikalılar ve Çinliler. Sadece batıya bakamazsınız, doğuya da bakmanız gerekiyor.”

Artan ekonomik bağlar, geleneksel olarak ABD’nin Orta Doğu’daki en yakın ortaklarından biri olan Suudi Arabistan’ın, Pekin ve Moskova’ya yöneldiği bir döneme denk geliyor.

Çin, Suudi Arabistan ve İran’ın mart ayında diplomatik ilişkileri yeniden kurma konusunda anlaşmaya varmalarında önemli bir rol oynamıştı.

DİPLOMASİ

AB ve Ukrayna, Biden’ı 2022’de Kiev’in ‘zaferine’ engel olmakla suçluyor

Yayınlanma

Joe Biden’ın başkanlık süresi sona yaklaşırken, ABD’nin Rusya’ya karşı Ukrayna’ya 90 milyar doları aşan yardım sağlamasına rağmen, Avrupa Birliği (AB) ve Ukrayna, Amerikan başkanını kararsız davranmakla suçluyor.

Bazı Avrupalı liderlere göre bu kararsızlık, Ukrayna’nın 2022 sonbaharında Rusya ordusunu Harkov ve Herson’dan püskürtmesine rağmen savaşı kendi lehine çevirememesine neden oldu.

‘Çok az, çok geç’

Bloomberg‘in haberine göre, Biden yönetimi Ukrayna’ya yoğun bir şekilde askeri yardım sağlama konusunda çaba gösterdi ve hatta Batı menşeli uzun menzilli füzelerle Rusya topraklarına saldırılara izin verdi.

Fakat Ukraynalı yetkililer, savaş boyunca defalarca dile getirdikleri bir şikâyeti yineledi: “Çok az, çok geç.”

Bir yılı aşkın süredir devam eden savaş ve Donald Trump’ın başkanlık yarışında yükselişi, Ukrayna’yı işgal altındaki topraklardan vazgeçme veya NATO üyeliğinden yoksun bir barış anlaşmasını kabullenme gibi ihtimallerle karşı karşıya bıraktı.

Bloomberg’e konuşan Ukraynalı yetkililer, böyle bir sonucun büyük ölçüde Biden’ın aldığı ya da almadığı kararlardan kaynaklanacağını savundu.

Avrupa ne ediyor?

Letonya Dışişleri Bakanı Baiba Brazhe, ABD’nin daha erken ve daha güçlü bir şekilde silah sağlaması durumunda bunun “geniş kapsamlı sonuçları” olabileceğini, ancak “olan oldu” diyerek konuyu değerlendirdi.

2022 sonbaharında Ukrayna ordusu, Harkov ve Herson’da hızlı bir taarruz gerçekleştirerek bazı bölgeleri geri aldı. Fakat Ukrayna lideri Vladimir Zelenskiy, bu zaferlerin sürdürülebilmesi için daha fazla silah talep etti. Biden ise bu konuda tereddütlü davrandı.

Biden’ın bu temkinli yaklaşımı, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan tarafından doğrulandı. Sullivan, ABD’nin nükleer bir tırmanış riskini dikkate aldığını belirtti.

Eski İngiltere Savunma Bakanı Grant Shapps, Biden’ın Ukrayna’ya desteği konusunda genelde temkinli ve kararsız bir tutum sergilediğini, bu yüzden gerekli desteğin cephe dengelerini değiştirecek şekilde verilmediğini söyledi.

Diğer bazı Amerikalı yetkililer ise, Avrupa ülkelerinin Ukrayna’yı desteklemek ve yaptırım uygulamak konusunda yavaş davrandığını belirtti.

Örneğin, Almanya ve diğer AB ülkeleri, Ukrayna’nın NATO üyeliği konusundaki Amerikan tavrının yumuşamasına rağmen şiddetle karşı çıkmaya devam etti.

Biden’ın bir Soğuk Savaş gazisi olarak nükleer tırmanma tehdidine takıntılı hale geldiği belirtilirken, Avrupa’daki bazı liderler Biden’ın stratejisinin Ukrayna’nın yenilmesini önlemeye odaklandığını ancak zafer için gerekli yolu sunmadığını savundu.

Bu stratejinin, Ukrayna’yı uzun ve maliyetli bir çatışmanın içine çektiği iddia edildi.

Ukrayna’da kamuoyu yoklamaları: Halk, Rusya ile müzakereler hakkında ne düşünüyor?

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Trump’tan AB’ye gümrük tarifesi tehdidi

Yayınlanma

ABD’nin yeni başkanı Donald Trump, AB’yi “büyük ölçekli” miktarlarda ABD petrol ve doğalgazını satın almayı taahhüt etmemesi halinde gümrük vergileriyle karşı karşıya kalacağı konusunda uyardı.

Trump cuma günü Truth Social platformunda yayınladığı mesajda, “Avrupa Birliği’ne, ABD ile aralarındaki muazzam açığı petrol ve doğalgazımızı büyük ölçekte satın alarak kapatmaları gerektiğini söyledim. Aksi takdirde, her şekilde TARİFELER!!!” diye yazdı.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen kasım ayında yaptığı açıklamada AB’nin ABD’den daha fazla sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) almayı değerlendirebileceğini söylemişti.

Leyen gazetecilere verdiği demeçte, “Rusya’dan hâlâ çok miktarda LNG alıyoruz ve neden bunu bizim için daha ucuz olan ve enerji fiyatlarımızı düşüren Amerikan LNG’si ile değiştirmeyelim?” diye sormuştu.

Financial Times’a (FT) konuşan bir AB yetkilisi, “Leyen’in tam da bunu yapma olasılığını ima ettiği göz önüne alındığında, bu bir ‘tehdit’ olarak tuhaf görünüyor,” dedi.

ABD halihazırda Avrupa’nın en büyük LNG tedarikçisi konumunda, fakat Rusya’dan yapılan ithalat ikinci sıradaki yerini koruyor.

Trump, Çin menşeli olmayan tüm ithalata yüzde 20’ye varan genel bir gümrük vergisi uygulama tehdidinde bulunuyor.

Geçtiğimiz ay Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde, Avrupa’nın siyasi liderlerini gümrük vergileri konusunda Trump ile işbirliği yapmaya ve ABD’de üretilen daha fazla ürünü satın almaya çağırmıştı.

Trump’ın ilk başkanlığı sırasında, dönemin Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, ticaret savaşı tehditlerini engellemek için daha fazla ABD gazı satın almayı teklif etmişti.

Uluslararası petrol göstergesi Brent ham petrol fiyatları cuma günü yüzde 0,4 düşüşle varil başına 72,61 dolar oldu. West Texas Intermediate vadeli işlemleri de yüzde 0,4 düşüşle varil başına 69,14 dolardan işlem gördü.

ABD dünyanın en büyük ham petrol üreticisi ve en büyük sıvılaştırılmış doğalgaz ihracatçısı. Aralarında AB ve Vietnam’ın da bulunduğu LNG alıcıları, kısmen gümrük vergisi tehdidini caydırmak için ABD’den daha fazla yakıt satın almayı şimdiden konuşmaya başladılar.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

ABD’den Türkiye Gazprombank yaptırımlarında özel muafiyet

Yayınlanma

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank yaptırımlarında Türkiye’ye muafiyet tanıdığını belirterek, doğalgaz ödemelerinin sorunsuz devam edeceğini duyurdu.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank’a uyguladığı yaptırımlar konusunda Türkiye’ye özel bir muafiyet tanıdığını duyurdu.

Bakan Bayraktar, bu sayede Türkiye’nin doğalgaz borcu ödemelerini Gazprombank üzerinden yapmaya devam edebileceğini belirtti.

Bloomberg’e yaptığı açıklamada Bayraktar, bu kararın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığı’nın ABD’li yetkililerle yürüttüğü yoğun görüşmelerin ardından alındığını ifade etti.

Türkiye’nin uzun süredir talep ettiği muafiyetin, Rusya ile doğal gaz ticaretinde önemli bir rol oynayacağını vurguladı.

Gazprombank’ın ABD tarafından yaptırım listesine alınması, Türkiye açısından ciddi endişelere yol açmıştı.

Bakan Bayraktar, yaptırımların Türkiye’yi de hedef alması durumunda bunun ekonomik ve stratejik sonuçlarının büyük olabileceğine dikkat çekmişti.

Türkiye’nin geçmişte İran yaptırımları sürecinde de benzer bir muafiyet elde ettiğini hatırlatan Bayraktar, bu kararın iki ülke arasındaki iş birliğini destekleyeceğini söyledi.

Muafiyetin sağlanmasına rağmen Türkiye, Rusya ile alternatif ödeme yöntemleri üzerinde de görüşmeler gerçekleştirdi.

Geçen ay Ankara’da yapılan toplantılarda, her iki tarafın bürokratları olası senaryoları masaya yatırdı. Ancak Bayraktar, alternatif çözümlerle ilgili detaylı bir değerlendirme yapmaktan kaçındı.

Türkiye, Gazprombank yaptırımında ABD’den muafiyet istiyor

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English