Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

İran, Erbil ve Suriye’deki hedefleri vurdu

Yayınlanma

İran Devrim Muhafızları Ordusu, Suriye topraklarındaki terör örgütü IŞİD’e ait hedeflerin yanı sıra Irak’ın Erbil kentinde İsrail dış istihbarat teşkilatı Mossad’ın karargahının da balistik füzelerle hedef alındığını duyurdu.

İran Devrim Muhafızları Ordusu tarafından yapılan açıklamada, İsrail’in, Devrim Muhafızları ve İran destekli milis grupların komutanlarının öldürülmesine karşı düzenlendiği belirtilen saldırılarda, “İran’daki casusluk faaliyetlerinin ve terör eylemlerinin planlanmasının merkezi olan Mossad’ın Erbil’deki ana casusluk karargahlarından birinin imha edildiği” ifade edildi.

Ayrıca yapılan bir açıklamada saldırıların, terör örgütü IŞİD’in üstlendiği Kirman’daki canlı bomba saldırısı, Rask kentinde güvenlik güçlerini hedef alan saldırı ile Suriye’de Devrim Muhafızları Ordusunun üst düzey komutanlarından Razi Musevi’nin öldürüldüğü saldırılara karşı gerçekleştirildiği belirtildi.

İş insanı Peşrev Dizeyi hayatını kaybedenler arasında

İran resmi haber ajansı IRNA’nın haberinde Erbil’de vurulan karargâhın “casusluk operasyonları geliştirme ve bölgedeki terörist eylemleri planlama merkezi” olarak hizmet verdiği iddia edildi.

Kuzey Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Güvenlik Konseyi’nden yapılan açıklamada füzelerden bazılarının sivillere ait evlere isabet ettiği, bazılarının da evlerin yakınlarına düştüğü belirtildi. Bazı evlerde yangın çıktığı, aralarında iş insanı Peşrev Dizeyi dahil 4 sivilin hayatını kaybettiği, Dizeyi’nin eşi ile 2 çocuğu dahil 6 sivilin de yaralandığı aktarıldı. Dizayi, Falcon ve Empire Word şirket gruplarının sahibiydi.

Saldırının Irak’ın egemenliğinin açıkça ihlali olduğu vurgulanan açıklamada, “İran Devrim Muhafızları’nın saldırıda İran karşıtı gruplara ait birçok bölgeyi hedef aldığını açıkladığı bu yersiz bahaneleri reddediyoruz. Ne yazık ki Erbil’e saldırmak için sürekli aynı şekilde asılsız bahaneler ileri sürülüyor” ifadeleri kullanıldı.

Öte yandan IKBY’den yapılan açıklamada Erbil Uluslararası Havalimanı yakınında bulunan ABD öncülüğündeki IŞİD karşıtı koalisyon üssünü hedef alan bomba yüklü 3 insansız hava aracının (İHA) düşürüldüğü bildirildi.

ABD’den kınama

ABD Dışişleri Bakanlığı saldırıları “pervasızca” olarak nitelendirerek kınadı, ancak yetkililer hiçbir ABD tesisinin hedef alınmadığını ve ABD’li herhangi bir kayıp olmadığını söyledi. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü Adrienne Watson yaptığı açıklamada, “Kuzey Irak ve Kuzey Suriye’ye isabet eden füzeleri takip ettik. Hiçbir ABD personeli ya da tesisi hedef alınmadı” dedi. ABD’nin Irak’ın egemenliğini, bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü desteklediğini belirten Watson, durumu değerlendirmeye devam edeceklerini ifade etti.

Irak’tan İran’a nota

Irak resmi ajansı INA’da yer alan habere göre, Irak Dışişleri Bakanlığı, İran’ın Bağdat’taki Maslahatgüzarını bakanlığa çağırdı ve Erbil’e düzenlenen saldırıları şiddetli bir şekilde kınadığını belirten protesto notası verdi.

Irak Dışişleri Bakanlığı Basın Ofisinden yapılan yazılı açıklamada, “Irak hükümeti olarak, İran’ın Erbil’de balistik füzelerle güvenli yerleşim yerlerini hedef alan ve sivillerin ölümüne neden olan düşmanca saldırısını kınıyoruz” denildi.

Iraklı Kürt iş insanı ve ailesinin saldırıda öldürüldüğü ifade edilen açıklamada, “Irak hükümeti bu davranışı Irak’ın egemenliği ve güvenliğine saldırı ve iyi komşuluk ilişkilerine karşı ‘düşmanca’ olarak görüyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine şikâyet gibi kanuni yollara başvurulacak” ifadelerine yer verildi.

Saldırıyla ilgili Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani’nin Ulusal Güvenlik Müsteşarının başkanlığında inceleme komisyonu kurulmasına karar verdiği aktarılarak, “İncelme sonuçları Irak ve dünya kamuoyuyla paylaşılarak kınanacak bu eylemlerin ardındaki iddiaların asılsız olduğu Irak ve dünya kamuoyuna duyurulacak” denildi.

ORTADOĞU

İsrail’de hükümet-yargı kavgası yeniden alevlendi

Yayınlanma

İsrail’de hükümet ile yargı arasında tansiyonu yeniden yükselten bir karar geldi. Yüksek Mahkeme, gece yarısı alınan hükümet kararına karşı harekete geçerek, Şin-Bet Direktörü Ronen Bar’ın görevden alınmasını geçici olarak durdurdu.

7 Ekim’de Hamas’ın düzenlediği baskın öncesinde İsrail’de siyaset gündeminin en hararetli başlığı “yargı reformu”ydu. Bu reform girişimi, kararları üzerindeki yargı denetimini kırmak isteyen hükümet ile Yüksek Mahkeme’yi sert biçimde karşı karşıya getirmiş; ülkede kitlesel protestolara yol açmıştı. Ancak 7 Ekim sonrası başlayan savaş atmosferi bu gerilimi bir süreliğine gölgede bırakmıştı. Şimdi ise, savaşın gölgesinde geçen ayların ardından, İsrail yargısı ile hükümeti yeniden açık bir çatışma yaşıyor.

“Qatargate” skandalını soruşturan Şin-Bet Direktörü görevden alındı

Yüksek Mahkeme, Ronen Bar’ın görevden alınmasına karşı açılan davalar sonuçlanana kadar hükümetin kararına tedbir koyduğunu açıkladı. Mahkeme, ilgili itirazları en geç 8 Nisan’a kadar görüşeceğini belirtti.

Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki hükümet, yaptığı oylamayla Bar’ın en geç 10 Nisan’a kadar görevden alınmasına karar vermişti.

Hükümetten sert tepki

Kararın hemen ardından hükümet cephesinden tepki gecikmedi. İletişim Bakanı Shlomo Karhi, Yüksek Mahkeme’nin müdahalesini sert sözlerle eleştirdi. Karhi, mahkemenin böyle bir konuda yetkisi olmadığını savunarak, “Bu konuda hukuki bir yetkiniz yok. Bu, hükümetin yetki alanıdır. Verdiğiniz karar geçersizdir” dedi.

Likud Partisi üyesi Karhi, hükümetin dün gece aldığı kararı hatırlatarak Bar’ın görev süresinin 10 Nisan veya daha erken bir tarihte sona ereceğini ve yerine yeni bir bir Şin-Bet başkanının atanacağını söyledi.

Muhalefetten Yüksek Mahkeme’ye destek

Karara muhalefetten ise destek geldi. Demokratik İsrail Partisi Başkanı Yair Golan, Yüksek Mahkeme’nin tedbir kararını “önemli bir kazanım” olarak nitelendirdi. Golan, “Halkın kitlesel seferberliği etkisini gösteriyor, yılmadan süren sivil mücadele başarıya ulaşıyor” diyerek kararın arkasında halk desteğinin yattığını savundu.

Ronen Bar’ın “kötü ve tehlikeli bir hükümete karşı durarak cesaret gösterdiğini” ifade eden Golan, demokrasi için verilen mücadelenin süreceğini belirtti. Golan, hükümetin Gazze Savaşı sürecinde sıkça kullandığı bir sloganı da muhalefet lehine uyarlayarak, “Savaşacağız ve kazanacağız” dedi.

Netanyahu’nun yargı reformu Yüksek Mahkeme’den döndü

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

İsrailli Bakandan “zorunlu göç ve işgal” tehdidi

Yayınlanma

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, İsrail ordusuna “Gazze’de yeni bölgelerin ele geçirilmesi, Filistinlilerin zorla göç ettirilmesi ve Gazze Şeridi çevresindeki tampon bölgelerin genişletilmesi” talimatı verdiğini aktardı.

Hamas’ın İsrailli esirleri serbest bırakmayı reddettiğini ileri süren Katz, Hamas bu tavrını devam ettirdikçe “daha fazla toprak kaybedeceğini ve İsrail’in bu toprakları ilhak edeceğini” açıkladı.

Katz, “İsrail ordusunun Filistinlileri sürgün ederek kara işgaliyle ele geçirdiği noktalarda kalıcı kontrol sağlayacağını” söyledi.

Gazze Şeridi’ne yönelik havadan, denizden ve karadan şiddetli saldırıların süreceği tehdidini yineleyen Katz, şu ifadeleri kullandı: “Gazze nüfusunu güneye tahliye etmek ve ABD Başkanı (Donald) Trump’ın Gazze sakinleri için gönüllü transfer planını uygulamak da dahil tüm askeri ve sivil baskı araçlarını kullanacağız.”

İsrail ordusu Gazze’ye bomba yağdırıyor

İsrail ordusu, Gazze Şeridi’nde 19 Ocak’ta yürürlüğe giren ateşkesin ardından 18 Mart sabahı şiddetli saldırılarına yeniden başladı.

İsrail ordusunun saldırıları yeniden başlatmasından itibaren çoğunluğu yaşlı, kadın ve çocuk olmak üzere 600’e yakın Filistinli hayatını kaybetti, yaklaşık 1000 kişi yaralandı.

Ateşkesi bozan İsrail, yeni ateşkes tekliflerini reddettiği gerekçesiyle Hamas’a karşı “gittikçe artan askeri güçle” hareket edeceğini duyurdu.

Hamas ise “İsrail’in verdiği sözlere uymadığını ve ateşkese arabulucu ülkelerin gözü önünde sorumluluklarını yerine getirmeyerek Gazze Şeridi’nde Filistin halkına karşı soykırımını yeniden başlattığını” açıkladı.

İsrail’in saldırıları, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet Direktörü’nü görevden alması gibi tartışmalı siyasi adımlarının gölgesinde başlatması dikkati çekti.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Eski Şin-Bet Direktörü: Netanyahu “gayrimeşru” taleplerde bulundu

Yayınlanma

Yoram Cohen

İsrail iç istihbarat servisi Şin Bet’in eski direktörü Yoram Cohen, görev süresi boyunca Başbakan Binyamin Netanyahu’nun kendisinden birden fazla kez gayimeşru taleplerde bulunduğunu açıkladı. Cohen, güvenlik teşkilatının yeni başkanının bu tür taleplere karşı duramayabileceğinden endişe ettiğini belirtti.

İsrail’in Kanal 12 televizyonuna verdiği röportajda Cohen, Netanyahu kabinesinin mevcut Şin-Bet Başkanı Ronen Bar’ın görevden alınmasına onay vermesinin ardından, kurumun etkinliğinin yeni atanacak isme bağlı olduğunu söyledi.

Cohen, “Eğer [Bar] görevini tamamlar ve yerine şu anki iki yardımcısından biri ya da eski yardımcılarından biri atanırsa ki bu üç isim de değerli kişiler, o zaman işlerin usulüne uygun yürütüleceğine dair içimiz rahat olabilir” dedi.

Ancak Cohen, bu üç ismin dışında biri atanırsa, “Başbakana karşı kendini ‘borçlu’ hisseden biri göreve gelebilir. Böyle biri göreve başlarken daha en baştan işi gerektiği gibi yapmaktan kaçınabilir” ifadelerini kullandı.

“Başbakan, gelecekte karşılaşacağımız pek çok mesele nedeniyle, yeni direktörden de gayrimeşru taleplerde bulunabilir. Zira Başbakan, Şin-Bet başkanından meşru olmayan taleplerde bulunuyor” diyen Cohen, bu iddiaların kişisel deneyimlerine dayandığını da belirtti.

Netanyahu’nun kendisinden birden fazla kez “meşruiyeti sorgulanabilir ve yasal sınırda” taleplerde bulunduğunu söyleyen Cohen, aynı taleplerin kendisinden sonra göreve gelen Nadav Argaman ve mevcut başkan Ronen Bar’a da iletildiğini ifade etti.

İsrail’in, devlete değil kişilere sadakat gösteren bir Şin-Bet direktörüyle karşı karşıya kalabileceğini söyleyen Cohen, böyle bir ismin, Başbakana siyasi muhalefet edenlere karşı “siyasi gerekçelerle” harekete geçebileceği uyarısında bulundu.

Cohen, daha önce 2011’de Netanyahu’nun, gizli bir güvenlik toplantısından bilgi sızdırıldığı şüphesiyle üst düzey savunma yetkililerinin telefonlarının dinlenmesini istediğini öne sürmüştü.

“Şin-Bet direktörünün görevden alınması ve yakında gerçekleşmesi beklenen [Başsavcı Gali Baharav-Miara’nın] görevden alınması, toplum içinde büyük çatışmalara, daha derin ayrışmalara yol açacaktır” diyen Cohen, bu sürecin şiddeti artıracağını ve bunun sadece Netanyahu’nun değil, tüm hükümetin sorunu olacağını kaydetti.

“Bunun nereye gideceğini biliyorlar ama koyun gibi sessizce hareket ediyorlar” ifadelerini kullanan Cohen, bakanları “siyasi, ekonomik ve kişisel çıkarlar uğruna koltuklarına yapışmakla” suçladı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English