Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

“İsrail, Barguti ve Saadat’ı ikinci aşamada bırakacak”

Yayınlanma

MERVAN BERGUTİ

İsrail ve Hamas arasında devam eden ateşkes ve esir takası anlaşmasının ikinci aşamasında İsrail’in hapiste tuttuğu Filistinli mahkûmlar Mervan Barguti ve Ahmed Saadat’ı serbest bırakmayı kabul ettiği öne sürüldü.

İsrail’in kamu yayıncısı Kan’ın, Filistinli müzakere kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, Hamas Barguti ve Saadat’ın ailelerine bu iki ismin serbest bırakılacağını garanti etti.

Mervan Barguti Filistin Kurtuluş Örgütü’ne (FKÖ) bağlı El Fetih’in üst düzey isimlerinden biri ve Filistin Yönetimi’nin gelecekteki lideri olarak görülüyor. İsrail’de, 2000-2005 yılları arasındaki İkinci İntifada sırasında beş İsraillinin ölümüne neden olan üç saldırının planlanmasına katıldığı gerekçesiyle beş kez müebbet hapis cezasına çarptırılmış durumda.

Ahmed Saadat ise Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’nin (FHKC) lideri. 2001 yılında İsrail’in aşırı sağcı turizm bakanı Rehavam Ze’evi suikastını planladığı gerekçesiyle 2008 yılında 30 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Hamas’ın stratejik hamlesi

Filistinli kaynaklara göre, Hamas, Batı Şeria merkezli Filistin Yönetimi’nde 88 yaşındaki Mahmud Abbas’ın görev süresinin sona ermesi sonrasında bölgeyi kontrol altına almak için bir stratejik plan üzerinde çalışıyor. Filistin’de popüler bir isim olarak görülen Barguti olası bir Filistin seçiminde başkanlık için en güçlü adaylardan biri olarak değerlendiriliyor. Hamas’ın Barguti’yi serbest bıraktırması halinde, onun desteğini kazanabileceği ve Filistin siyasetinde güçlü bir konuma sahip olacağı düşünülüyor.

İsrail daha önce Barguti’nin herhangi bir anlaşma kapsamında serbest bırakılmayacağını açıklamıştı.

İsrail’in Gazze saldırılarının durmasıyla birlikte 42 günlük ilk aşamada 33 İsrailli rehinenin serbest bırakılmasını öngören mevcut rehine-ateşkes anlaşması kapsamında şimdiye kadar Gazze’den yedi mahkûm serbest bırakıldı.

Kadınlar, çocuklar, yaşlılar ve hastalardan oluşan bu rehineler aşamalı olarak serbest bırakılırken, İsrail de aralarında terör saldırıları nedeniyle müebbet hapis cezasına çarptırılan yüzden fazla kişinin de bulunduğu 1.904 Filistinli mahkûmu serbest bırakacak.

Üç aşamalı anlaşmanın ilerleyen aşamalarında, Gazze’de tutulan rehinelerin serbest bırakılması, daha fazla Filistinli mahkûmun serbest bırakılması ve İsrail’in Gazze’den çekilmesinin yanı sıra “sürdürülebilir bir sükûnete” ulaşma hedefiyle müzakereler yürütülecek.

Ancak anlaşmanın ikinci aşamaya geçmesi halinde Netanyahu hükümetinin çökme tehlikesi bulunduğu için Netanyahu’nun birinci aşamanın sonlanmasıyla savaşa devam edebileceği değerlendiriliyor.

ORTADOĞU

Yolsuzluk davasının hâkimi, Netanyahu’ya söz vermedi

Yayınlanma

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, hakkında yolsuzluk suçlamasıyla açılan davada savunma yapmak üzere onuncu kez hâkim karşısına çıktı.

Yedioth Ahronoth gazetesinin haberinde, Netanyahu’nun, 10 Aralık 2024’ten bu yana yolsuzluk suçlamasıyla açılan dava kapsamında onuncu kez duruşmada hazır bulunduğu belirtildi. Duruşmada, hakimler ile Netanyahu’nun avukatları arasında hararetli tartışmalar yaşandı.

Davanın hakimleri, avukatların savunması sırasında söz almak isteyen Netanyahu’nun talebini, avukatlarla konuştukları gerekçesiyle reddetti ve yerine oturmasını istedi. İsrail Başbakanı, bu durum karşısında şaşkın olduğunu ifade etti.

Netanyahu’nun savunma yapmak için çok sayıda duruşmaya katılmaması nedeniyle dava süresinin uzadığını hatırlatan hakimler, başbakandan savunmasını kısa yapmasını istedi.

Duruşmaya “acil güvenlik istişaresi” sebebiyle ara verildi

İsrail Başbakanı Netanyahu, duruşmaya 2 kere ara verilmesi talebinde bulunmuştu.

Birinci arada Netanyahu, İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz ile görüştü.

Daha sonra devam eden duruşmada, İsrail Başbakanı’nın eline bir zarf tutuşturulmasının ardından Netanyahu, “Üzgünüm, gerçekten gitmem gerekiyor” diyerek ara talep etti.

İsrail ordusunun, Lübnan’ın Sayda kentinde üst düzey bir Hamas komutanına suikast düzenlediği haberlerinin duyulduğu sırada verilen 20 dakikalık arada, Başbakan Netanyahu’nun “acil güvenlik istişaresi” yaptığı bildirildi. İsrail basını, aranın bu saldırı sebebiyle istendiğini iddia etti.

Netanyahu, birçok duruşmaya katılmamıştı

Netanyahu’nun 10 Aralık 2024’te başlayan dava duruşmaları kapsamında haftada 3 kez savunma yapması planlanıyordu. Buna karşın Netanyahu, ameliyat olmasının yanı sıra işgal altındaki Suriye toprağı Hermon Dağı’na gitmesi, ABD gezisi gibi çeşitli gerekçelerle daha önceki birçok duruşmaya katılmamıştı.

Netanyahu’nun yolsuzluk davaları

İsrail Başsavcısı Avichai Mandelblit, 21 Kasım 2019’da Netanyahu hakkında üç ayrı yolsuzluk dosyasında, “rüşvet, emanete ihanet ve kişisel amaçlar için görevi kötüye kullanma” suçlamalarıyla dava açılmasını talep etmişti.

Görevdeyken yargılanan ilk İsrail Başbakanı olarak tarihe geçen Netanyahu’nun ilk duruşması 24 Mayıs 2020’de Kudüs Bölge Mahkemesinde görülmüştü.

Netanyahu, ifade vermek üzere ilk kez 10 Aralık 2024’te Tel Aviv Bölge Mahkemesinde hakim karşısına çıkmıştı.

Yolsuzluk soruşturması kapsamında, Shaul Elovitch’in sahibi olduğu “Bezeq” isimli telekomünikasyon şirketinin bünyesinde yer alan “Walla News” adlı internet sitesinde, Netanyahu ailesinin lehine haberler yapılması karşılığında şirkete 276 milyon dolar değerinde mali imtiyaz sağlamak suçlaması dikkati çekiyor.

Netanyahu’ya yöneltilen suçlamalar arasında İletişim Bakanlığı Genel Müdürü Avi Berger yerine seçim kampanyalarını da yürüten Shlomo Filber’i getirmek suretiyle Shaul Elovitch lehine hukuka aykırı olarak hükümet politikası yürütmek yer alıyor.

Rüşvet ve görevi kötüye kullanma kapsamında ele alınan dosyada ise Netanyahu’nun İsrailli Hollywood film yapımcısı Arnon Milchan ve Avustralyalı milyarder James Packer’dan hediye adı altında 283 bin dolar değerinde şampanya, puro, mücevher ve uçak bileti aldığı iddia ediliyor.

İddianamede hediyelerin Netanyahu’ya siyasi fayda temini karşılığında verildiği yönünde yeterli delil olduğu belirtiliyor.

Ayrıca, Yediot Ahronot gazetesinin sahibi Arnon Mozes ile Netanyahu’nun, gazetenin yayın politikasının Likud lideri lehine olması karşılığında rakip Israel Hayom gazetesinin rekabet gücünü azaltmaya yönelik yasal düzenlemelerin hükümet tarafından geçirilmesi konusunda anlaştığı iddia ediliyor.

Yargılama sonunda suçlu bulunması halinde 10 yıla varan hapis cezasına çarptırılması muhtemel olan Netanyahu, hakkındaki üç ayrı davadaki suçlamalar karşısında masumiyetinde ısrar ediyor ve iddiaları kabul etmiyor.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Arap Koordinasyon Grubu, IMF ve Dünya Bankası’ndan “Suriye” komisyonu

Yayınlanma

The National’da yer alan habere göre Orta Doğu ülkeleri ile aralarında Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası’nın da bulunduğu bir dizi uluslararası kuruluş, çatışmalardan zarar gören Orta Doğu ülkelerinin ekonomik toparlanmasını desteklemek amacıyla gayriresmi bir komisyon kurma kararı aldı. Bu komisyon özellikle Suriye’ye odaklanacak.

Abu Dabi Kalkınma Fonu, Afrika’daki Arap Ekonomik Kalkınma Bankası, Arap Ekonomik ve Sosyal Kalkınma Fonu, Körfez Arap Ülkeleri Kalkınma Programı, Arap Para Fonu, İslam Kalkınma Bankası, Kuveyt Arap Ekonomik Kalkınma Fonu, OPEC Uluslararası Kalkınma Fonu, Katar Kalkınma Fonu ve Suudi Arabistan Kalkınma Fonu’ndan oluşan Arap Koordinasyon Grubu, IMF ve Dünya Bankası gibi kuruluşlarla ekonomik sıkıntı yaşayan her ülkenin farklı ihtiyaçlarına göre özelleştirilmiş bir destek mekanizması oluşturmak için anlaştı.

Üyeler çatışma bölgelerine mali destek bulmak, kurumsal yapıların önceliklerini belirlemek ve kalıcı toparlanmayı sağlamak için gerekli politika boşluklarını tespit etmek adına güçlerini birleştirecek.

Bu duyuru, Suudi Arabistan Maliye Bakanlığı ve IMF tarafından AlUla’da düzenlenen gelişmekte olan piyasa ekonomileri konferansının oturum aralarında yapıldı.

Aralık ayında göreve atanan Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan eş-Şeybânî de etkinlik kapsamında düzenlenen üst düzey bir toplantıya katıldı.

IMF Genel Müdürü Kristalina Georgieva ve Suudi Arabistan Maliye Bakanı Mohammed Al Jadaan tarafından yapılan ortak açıklamada, “IMF, Dünya Bankası, Arap Koordinasyon Grubu ve bölge ülkeleri, birbirlerinin çabalarını tamamlamak için birlikte çalışma konusundaki kararlılıklarını vurguladılar” denildi. Açıklamada, “Olumsuz yayılmalar herkesi etkileyeceğinden, bu ülkelerin toparlanmasını desteklemek için koordinasyonu güçlendirmenin önemini vurguladılar” ifadeleri yer aldı.

Bu konudaki bir sonraki görüşmelerin 25-27 Nisan tarihlerinde Washington’da düzenlenecek IMF ve Dünya Bankası Bahar Toplantıları’nda yapılacağı belirtildi.

The National’ın haberine göre pazar günkü anlaşma, gayri resmi komisyonun 3 misyonu olmasını öngörüyor:

İlk misyon her ülkenin insani yardım ve yeniden yapılanma ihtiyaçlarının doğru bir şekilde değerlendirilmesi için sürekli bir analiz mekanizması oluşturmayı ve bu kapsamda, kurumsal yapı öncelikleri, politika boşlukları ve finansman ihtiyaçlarını tespit etmeyi hedefliyor.

İkinci misyon mali, parasal ve bankacılık sistemlerini desteklemek için mevcut ve gelecekteki IMF ve Dünya Bankası gelişim programlarının daha hızlı ölçeklendirilmesini öngörüyor.

Üçüncü misyon ise altyapının yeniden inşası ve insani yardım gibi alanlarda reform programlarını finanse etmek için uluslararası toplumdan mali sermaye toplamayı amaçlıyor.

Ancak, BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi’ne (UNOCHA) göre, geçen yıl küresel insani yardımların %41,8’ini sağlayan ABD’nin yardım politikalarının değiştiğine dikkat çekilen haberde bu nedenle çatışma bölgeleri için uluslararası finansal destek sağlamanın giderek zorlaştığına işaret edildi.

Haber şöyle devam etti:

Geçen ay ABD Başkanı Donald Trump’ın göreve başlamasının ardından, yönetimi ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı’nın (USAID) yardımlarını dondurma kararı aldı. USAID, Orta Doğu’daki Mısır, Irak, Ürdün, Lübnan, Suriye, Gazze ve işgal altındaki Batı Şeria gibi önemli bölgelerde faaliyet gösteriyordu. Bu yardımların kesilmesi, bölgedeki birçok ülkenin ekonomisinin işleyişini ve bazı dezavantajlı gruplara sağlanan desteği olumsuz etkileyecek.

Örneğin, geçen yıl USAID, Mısır’a 704 milyon dolar, Irak’a 135 milyon dolar ve Batı Şeria ile Gazze’ye yaklaşık 1 milyar dolar insani yardım sağlamıştı. Ancak yeni kararla birlikte bu yardımların aniden durması bekleniyor.

Özellikle Trump’ın şubat ayı başlarında Gazze Şeridi’ni “ele geçirme” ve burada yaşayan yaklaşık 2 milyon Filistinliyi Mısır ve Ürdün gibi ülkelere yerleştirme önerisi, bu süreci daha da belirsiz hale getirdi.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

İsrail ikinci aşama müzakerelerini böyle baltalıyor

Yayınlanma

İsrail’de üst düzey bir güvenlik yetkilisi, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun, ateşkes ve esir takası anlaşmasının ikinci aşamasını baltalamak için çalıştığını örnekleriyle açıkladı. Ynet haber sitesine konuşan yetkili, hükümetin siyasi çıkarlarını rehinelerin hayatlarının önüne koyduğunu belirtti.

Hamas ve İsrail arasındaki ateşkes ve esir takası anlaşmasına göre ikinci aşama müzakereleri, birinci aşamanın yürürlüğe girmesinden 16 gün sonra yani 3 Şubat’ta başlaması gerekiyordu. Ancak Netanyahu hükümeti müzakereleri baltalayacak girişimlerde bulunmayı sürdürüyor.

İsmi açıklanmayan İsrailli yetkili, Netanyahu’nun basın sözcüsünün İsrail’in şu anda anlaşmanın ikinci aşamasıyla ilgili müzakerelerde bulunmadığını belirten açıklamasına sert tepki gösterdi, “Her seferinde daha da alçalamayacaklarını düşündüğünüzde yanılıyorsunuz ve bu insanların siyasi hedefler uğruna rehinelerin hayatlarını riske atacak kadar alçalabileceklerini görüyorsunuz” ifadelerini kullandı.

Yetkili, rehinelerin serbest bırakılmasını kapsayan ateşkes anlaşmanın açıkça 16. günden itibaren ikinci aşama müzakerelerinin başlamasını öngördüğünü ve bu tarihin 3 Şubat’a denk geldiğini, dolayısıyla İsrail’in müzakerelere başlamayarak anlaşmayı ihlal ettiğini belirtti.

Netanyahu’ya baskı

Netanyahu, koalisyonunun aşırı sağcı kanadının anlaşmanın ikinci aşamasına geçilmemesi ve Gazze’ye saldırıların yeniden başlaması yönünde yoğun baskısı altında. Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, “Hamas tamamen yok edilmezse” partisinin hükümetten çekileceğini ve böylece Netanyahu’nun parlamentodaki çoğunluğunu kaybedeceğini söylemeye devam ediyor.

İsrailli yetkili, İsrail’in yaklaşımını değiştirip anlaşmanın ikinci aşamasıyla ilgili müzakerelere derhal yoğun bir şekilde başlasa bile, ilk aşamanın sona ereceği 2 Mart’a kadar müzakereleri sonlandırmak için yeterli zaman kalmadığını söyledi. Ancak anlaşmanın şartları, taraflar iyi niyetle müzakere masasında kaldığı sürece ilk aşamanın süresiz olarak devam etmesine izin veriyor.

Üst düzey güvenlik yetkilisine göre “Netanyahu bu tür müzakerelerin yapıldığını bile hemen inkâr etmeye özen gösteriyor. Ancak Hamas’ı suçlamıyor çünkü eğer suçlarsa bu, İsrail’in ikinci aşama ile ilgili müzakerelerle ilgilendiği anlamına gelir.”

Netanyahu, Smotrich’e güvence verdi

İsrail’in kamu yayıncısı Kan’ın haberine göre Netanyahu, ikinci aşama müzakerelerinin ancak güvenlik kabinesi tarafından onaylanması halinde başlayacağını Smotrich’e taahhüt etti. Bu şart, birkaç hafta önce kabine toplantısında kabul edilen ateşkes anlaşmasının içinde yer aldı.

Buna göre, İsrailli müzakereciler Kahire’ye giderek görüşmelere katılacak, ancak güvenlik kabinesi onay vermeden ikinci aşamayı tartışamayacak.

Netanyahu’nun süreci engellediğine dair 5 örnek

Ynet’e konuşan güvenlik yetkilisi, Netanyahu’nun anlaşmanın ikinci aşamasını engellemek istediğini gösteren beş örnek sundu:

-Netanyahu’nun ofisinden sızan bilgilere göre, İsrail’in birinci aşamayı süresiz olarak uzatmak ve her hafta sonu birkaç rehine karşılığında Filistinli tutukluları serbest bırakmak istediği belirtiliyor. Yetkiliye göre bu senaryo gerçekçi değil, çünkü Hamas, savaşın sona erme garantisi olmadan ilave rehineleri bırakmaya yanaşmayacak.

-Netanyahu’nun Doha’ya gönderdiği müzakere heyetinde, daha önce hiçbir müzakerede yer almayan başbakanın rehinelerden sorumlu elçisi Gal Hirsch’ün bulunması. Yetkili, bu delegasyonun “sadece İsrail’in ABD’ye müzakere sürecinde olduğunu göstermek için gönderildiğini” ve gerçek bir yetkilerinin olmadığını söyledi. Yetkili “Herkes bunun saçmalık olduğunu anladı. Eğer bir taraf ilgilenmiyorsa müzakereleri ilerletmek mümkün değil” dedi.

-Üçüncü örnek ise Netanyahu’nun Hamas’a, serbest bırakılan rehinelerin sağlık durumlarının kötü olması nedeniyle tüm rehineleri derhal serbest bırakma çağrısında bulunması oldu. Yetkiliye göre bu talep, İsrail’in müzakereleri ilerletmek istemediğini gösteriyor.

-Yetkiliye göre Hamas, İsrail’in prefabrik evler ve enkaz kaldırma ekipmanlarının Gazze’ye girişine izin vermeyerek anlaşmayı ihlal ettiğini açıklamakta haklıydı. Yetkili, rehinelerin serbest bırakılması için İsrail hükümetine baskı yapılması gerektiğini söylüyor.

-Yetkili ayrıca Netanyahu’nun rehine anlaşmasındaki herhangi bir aksaklığı ABD’nin çözeceğine inanarak hata yaptığını söyledi. Yetkili, ABD Başkanı Donald Trump’ın Hamas’a yönelik tüm rehineleri serbest bırakmasına ilişkin tehditlerinin müzakere sürecine ciddi zarar verdiğini belirtti.

İsrail’den yanıt: Hamas tehdit ettiği için müzakereler askıya alındı

Netanyahu’nun ofisi, Ynet’in haberine yanıt vererek, İsrail’in ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasıyla ilgili müzakerelere katılımını askıya almasının nedeninin, Hamas’ın esir takasını askıya almakla tehdit etmesi olduğunu savundu. Açıklamada, İsrail ve ABD’nin süreci yakından ve tam koordinasyon içinde yürüttüğü vurgulandı.

Kan’ın haberine göre, İsrail ve Hamas arasındaki ikinci aşama müzakerelerinin önümüzdeki hafta Katar’da yapılması planlanıyor. Ancak Netanyahu’nun bu süreci onaylayıp ekibine yeterli yetki verip vermeyeceği henüz belirsiz.

Öte yandan Hamas, arabulucular Katar, Mısır ve ABD’ye İsrail’in anlaşmayı ihlal ettiğini belirterek bu hafta sonu serbest bırakılması planlanan üç rehinenin bırakılmayabileceğini iletti. Kamu yayıncısı Kan’a göre, Hamas bu duyuruyu haftanın sonuna doğru yaparak İsrail’e çözüm için daha az zaman bırakmayı planlıyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English