Ultra Ortodoks Yahudileri askerlikten muaf tutan tartışmalı yasa tasarısı İsrail Meclisi’nin gündeminde. İsrail Başbakanı Netanyahu, yasa kabul edilmezse hükümetinin dağılacağı uyarısında bulunuyor ancak Savunma Bakanı yasa tasarısını desteklemeyeceğini açıkladı.
İsrail devlet televizyonu KAN’ın haberine göre, Başbakan Binyamin Netanyahu, bu hafta Meclise sunulacak tartışmalı yasa tasarısını desteklemekten vazgeçmeyeceği yönünde bakanlara mesaj gönderdi. Netanyahu, mesajında, Ultra Ortodoks Yahudileri askerlikten muaf tutan tartışmalı yasa tasarısının kabul edilmemesi halinde hükümetin dağılabileceğine yönelik uyarıda bulundu.
İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant ise dün yasa tasarısına karşı çıkacağını bildirmişti.
Çoğu dini gerekçelerle askere gitmeyi reddeden Harediler, 9 milyonluk ülkede nüfusun yaklaşık yüzde 12’sini oluşturuyor. Ülkedeki Haredilerin büyük çoğunluğu Batı Kudüs’teki Meaşerim Mahallesi’nde ve başkent Tel Aviv yakınlarındaki Bney Brak kentinde yaşıyor.
İsrail’de 1 Kasım 2022 seçimlerden zaferle ayrılan Likud lideri Binyamin Netanyahu’nun koalisyon ittifakında aşırı sağcı partilerin yanı sıra Ultra Ortodoks Şas ve Birleşik Tevrat Yahudiliği partileri yer alıyor.
Laik Yahudilerle aralarında birçok konuda görüş ayrılığı bulunan ve toplumun geri kalanına entegre olmayı reddeden Haredilerin çoğu, orduda dinlerinin gerektirdiği şekilde yaşayamayacakları gerekçesiyle askerlik yapmayı reddediyor.
Kadın ve erkekler için İsrail’de 3 yıl zorunlu askerlik hizmeti bulunuyor. Ultra Ortodoks Yahudilik inanca sahip Harediler ise 26 yaşına kadar Tevrat Kursları’nda (Yeşiva) eğitim almaları halinde askerlikten muaf tutuluyor.
İsrail’de koalisyon ortağı Haredi partiler, “Tevrat eğitiminin temel hak olduğu” yönünde bir kanun geçirerek temsil ettikleri kesimin askerlikten muaf tutulmasını yasal güvence altına almak istiyor.
Aşağıda çevirisini okuyacağınız makale, Savunma Bakanı Gallant’ın yasa tasarısına karşı çıkmasının asıl nedeninin orduda eşitliği sağlamak olmadığını açıklıyor:
***
İsrail Savunma Bakanı Netanyahu Hükümetini Düşürmek İstiyor
Savunma Bakanı Yoav Gallant ultra-Ortodoksların askerlikten kaçmasından o kadar da rahatsız değil. Ancak hükümet Gazze savaşı için net hedefler belirleyemediğinden, tek alternatifi koalisyonun çöküşünü sağlamaya çalışmak
Anshel Pfeffer
Savunma Bakanı Yoav Gallant Washington’a tek bir ana görevle gitti: İsrail güçlerinin Gazze’de Hamas’a karşı savaşı sürdürmek ve kuzeyde Hizbullah’la gerilimi tırmandırmaya hazırlanmak için acilen ihtiyaç duyduğu ABD yapımı mühimmatın tedarikini hızlandırmaya çalışmak. Gallant’ın Amerikalı muhatapları İsrail’in Refah’ta planladığı operasyonla ilgili bazı zor sorular soracak; Gazze’deki açlığı hafifletmek ve Şeridi ele geçirmek için İsrail ordusu ve Hamas dışında bir gücü konuşlandırmak için gereken acil adımlardan bahsetmiyorum bile.
Böylesine dolu ve yakıcı bir gündemle Gallant’ın neden ultra-Ortodoks Yeşiva öğrencilerini askerlikten muaf tutan ve kabinenin bu hafta onaylaması beklenen yasayı desteklemeyi reddettiğini açıkladığı tam olarak anlaşılamadı. Gallant, İsrail Savunma Kuvvetleri’nde general olarak görev yaptığı onca yıl boyunca bu konularla hiç ilgilenmediği gibi siyasete girdiğinden bu yana geçen on yıl boyunca da hiç ilgilenmedi. Şimdi önünde bir savaş var.
İşi yokuşa sürmesi ve geçme ihtimali çok düşük olan tasarının Knesset’e sunulmasına eşlik etmesi daha mantıklı olurdu. Bu haliyle, Yüksek Adalet Divanı olarak görev yapan Yüksek Mahkeme yargıçlarının tasarının eşitlik standardına uygun olduğuna karar vermesi pek olası değil, dolayısıyla yasa bir kez daha gözden geçirilmek üzere meclise geri gönderilecek.
Öte yandan, mahkemenin ay sonuna kadar verdiği süre zarfında herhangi bir yasa çıkmasa, Yeşiva öğrencileri artık askerlikten muaf tutulmasa ve kurumlarına devlet tarafından sağlanan fon kesilse bile IDF’nin personel sıkıntısı sona ermeyecek. Ordudaki hiç kimsenin önümüzdeki aylarda ya da yıllarda on binlerce genç ultra-Ortodoks ya da Haredi erkeği üniformaya ve ardından savaş alanına zorlamak gibi gerçek bir planı yok. İsrail’in zorunlu askere alma uygulaması var ama bu sadece bir uzlaşı ile işleyebilir. IDF bütün bir topluluğu zorla askere alamaz ve almayacaktır da.
Gallant, muafiyet tasarısını geçirememenin IDF’nin saflarını, bu savaş ya da bu on yıl için zamanında doldurmasına yardımcı olmayacağını biliyor. Savaşta dört ay görev yaptıktan sonra sadece birkaç hafta önce evlerine dönen ve ilkbahar ya da yaz için çağrı emirleri posta kutularına düşen yedek askerlerin moraline küçük ve geçici bir destekten öteye götüremeyecek.
Bir kez daha ailelerini terk etmeye ve işlerini ya da eğitimlerini tehlikeye atmaya çağrıldıklarında karşılaşacakları zor ikilem, Haredi muafiyet tasarısı geçmedi diye daha kolay olmayacak. Gallant da bunu biliyor olmalı.
Sonuç olarak Gallant, mevcut iktidar koalisyonu ile sadece hizmet eşitliğinin sağlanamayacağı değil, daha da önemlisi savaşın sürdürülemeyeceği gibi kaçınılmaz bir sonuca ulaşmış görünüyor. Binyamin Netanyahu’nun İsrail’in ABD ile ilişkilerinde bir kriz yaratma çabaları, IDF’nin girişmek için acele etmediği Refah operasyonunu alaycı bir şekilde kullanması ve Gazze için gerçekçi bir “ertesi gün” planını tartışmayı bile reddetmesi, IDF’nin savaşın gelecek aylarını planlamasını engelliyor.
Gallant tam bir yıl önce koalisyonun yargıyı zayıflatmaya yönelik yasa tasarılarına oy vermeyeceğini açıkladığında da benzer bir durumdaydı. Bunu bağımsız bir Yüksek Mahkeme’ye olan derin inancından dolayı değil, yasanın IDF üzerindeki etkisinden duyduğu endişeden dolayı reddetmişti.
Gallant hizmet eşitsizliğinden o kadar da rahatsız değil. Savaşı kendisinin ve Genelkurmay’ın düşündüğü şekilde yürütmeye devam edebilseydi, muhtemelen muafiyeti kabul ederdi. Bu muafiyet 2022 sonunda hükümet kurulurken Haredi partileriyle yapılan koalisyon anlaşmalarının temel unsurlarından biri olduğunda da itiraz etmemişti.
Ancak yaklaşık altı ay süren savaşın ardından Gallant, bu hükümetin IDF için net stratejik hedefler belirlemek istemediğine ya da belirleyemediğine ikna olmuş durumda. Gallant’ın tek alternatifi, kamuoyunda nadiren fikir birliği olan bir konuda koalisyonun çöküşünü sağlamaya çalışmak. Ayrıca bu sefer Netanyahu’nun kendisini kovamayacağını da biliyor.
Ultra-Ortodoks hahamlar şu ana kadar onun ekmeğine yağ sürüyor. Hahambaşı Yitzhak Yosef’in iki hafta önce Haredilerin askere alınmaya zorlanması halinde ülkeyi terk edecekleri “tehdidinde” bulunduğu vaazı üst düzey Aşkenaz hahamlar tarafından da desteklendi. Bu da Haredi politikacılara hiçbir hareket alanlarının olmadığını açıkça gösterdi.
Bu artık üzerinde uzlaşma sağlanamayacak bir dini ideoloji meselesi. Üzerinde anlaşmaya vardıkları tasarıda herhangi bir spesifik hedef ya da yaptırım yer almıyor, hatta bunlar sözde kalıyor. Bu durum Gallant’ın pozisyonunu korumasını kolaylaştırıyor ve hatta belki de savaş kabinesindeki tereddütlü meslektaşı Benny Gantz’ı da bir pozisyon almaya zorluyor.
Bu durum Gallant’ın hükümeti düşürmeyi başaracağı anlamına gelmiyor. Netanyahu ve Haredi müttefikleri kabinede, savunma bakanının desteği olmadan, Yüksek Mahkeme’de zaman kazanmak için bir muafiyet tasarısını oylamaya çalışabilirler, ancak bir sonraki Knesset oturumunda tasarıyı geçirmek için 61 koalisyon milletvekilini bir araya getirme şansı kesin olmaktan uzak.
Kabinede oylama yapılmasa, Haredi öğrenciler askere alınsa ve Yeşivaların finansmanı kesilse bile ultra-Ortodoks partiler hükümetten ayrılmak zorunda kalmayacak. Hala eşi benzeri görülmemiş bir güce ve başka yerlerde milyarlarca dolarlık finansmana sahipler- ve Netanyahu elinden geleni yaptığını iddia edecek.
Koalisyondan ayrılsalar bile bu, Knesset’in feshi konusunda otomatik olarak muhalefetle birlikte oy kullanacakları anlamına gelmiyor. Onların bakış açısına göre erken seçim daha iyi bir hükümet getirmeyecek.
Ancak Gallant’ın kaybedecek bir şeyi yok. Bu hükümet altında IDF binlerce Haredi askere sahip olsa bile Hamas’a karşı savaşı kazanamayacağı artık onun için çok açık.