Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

İsrail ve Hamas’a ateşkes baskısı

Yayınlanma

AB liderleri bir ilke imza atarak Gazze’de ateşkes çağrısında bulunurken ABD’nin Gazze’de tüm esirlerin serbest bırakılmasıyla bağlantılı olarak acilen ateşkes sağlanması talep edilen karar tasarısı, BMGK’da bugün oylamaya sunulacak. Orta Doğu turundaki ABD Dışişleri Bakanı Blinken’la Kahire’de bir araya gelen Arap bakanlar Gazze’de ateşkese varılması, sonra da iki devletli formül üzerinden siyasi çözümü hedefleyen somut eylemler aşamasına geçilmesi gerektiğini anlattı. Blinken’ın ise Katar’ı, esir takası yapmazsa Hamas’ı Doha’dan kovmakla tehdit etmeye çağırdığı iddia edildi.

Avrupa Birliği (AB) liderleri, Brüksel’de süren zirvenin Orta Doğu oturumunda beş ay süren derin görüş ayrılığını sonlandırarak Gazze konusunda hazırlanan ortak bildiriyi kabul etti.

Gazze’de eşi benzeri görülmemiş sivil can kayıpları ve kritik insani durum karşısında dehşete düşüldüğü belirtilen bildiride, “AB Konseyi, sürdürülebilir bir ateşkese, tüm esirlerin koşulsuz serbest bırakılmasına ve insani yardım sağlanmasına imkan verecek şekilde acil bir ‘insani ara’ çağrısında bulunur” ifadesi kullanıldı.

Bildiride, “AB Konseyi, Gazze’deki felaket niteliğindeki insani durum ve bu durumun başta çocuklar olmak üzere siviller üzerindeki orantısız etkisi ve yaklaşan kıtlık riski konusunda derin kaygı duyuyor” denildi.

Gazze’ye tüm yollardan tam, hızlı, güvenli ve engelsiz insani erişimin, sivil nüfusa hayat kurtarıcı yardım ve temel hizmetlerin geniş ölçekte sağlanması açısından hayati önem taşıdığı vurgulanan bildiride, “Sivillerin her zaman korunmasını sağlamak için nüfusun daha fazla yer değiştirmesini önlemek ve nüfusa güvenli barınak sağlamak için acil önlemler alınmalıdır” değerlendirmesi yapıldı.

Refah’a saldırıdan kaçınılması çağrısı

Bildiride, İsrail’in, Refah’ta zaten felaket durumda olan insani durumu daha da kötüleştirecek, acil ihtiyaç duyulan temel hizmetlerin ve insani yardımın sağlanmasını engelleyecek kara saldırısı yapmaktan kaçınması istendi.

Uluslararası Adalet Divanının hukuki açıdan bağlayıcı olan 26 Ocak tarihli kararına saygı gösterilmesinin ve uygulanmasının önemi vurgulanan bildiride, uluslararası insancıl hukuk ihlallerinin kapsamlı ve bağımsız şekilde soruşturulması ve hesap verebilirliğin sağlanması gerektiği ifade edildi.

Bildiride, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansının (UNRWA) hayati rol oynadığı kaydedildi.

Batı Şeria ve Doğu Kudüs

Bildiride ayrıca, Batı Şeria ve Doğu Kudüs’teki duruma da değinilerek “AB, Batı Şeria ve Doğu Kudüs’teki şiddetin derhal durdurulması ve kutsal mekanlara güvenli erişimin sağlanması çağrısında bulunuyor. AB Konseyi, aşırılıkçı yerleşimcilerin uyguladığı şiddeti, şiddetle kınıyor.” ifadeleri kullanıldı.

İsrail’in işgal altındaki Batı Şeria’daki yasa dışı yerleşimleri daha da genişletme yönündeki kararları kınanırken, bu karardan geri dönülmesi istendi.

Öte yandan Arap bakanlar, Orta Doğu turu kapsamında Mısır’ı ziyaret eden ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’a Gazze’de ateşkes ve siyasi çözüme dair görüşlerini iletti.

Mısır Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, Blinken, Kahire’de Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan, Katar Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman, Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Uluslararası İşbirliği İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Rim el-Haşimi’nin yanı sıra Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) İcra Komitesi Genel Sekreteri Hüseyin eş-Şeyh ile bir araya geldi.

Görüşmede, Gazze’de yaşanan kriz ve ateşkes için yürütülen çalışmalar ele alınırken, Filistin meselesinin tasfiyesine ya da Filistinlilerin göçe zorlanmasına yönelik girişimler ile Refah’a saldırının reddedildiği vurgulandı. Görüşmede ayrıca iki devletli çözümün ve Filistin devletinin kurulmasının kaçınılmaz olduğu ifade edildi. Arap bakanlar, Blinken’a, Gazze’de ateşkese varılması, sonra da iki devletli formül üzerinden siyasi çözümü hedefleyen somut eylemler aşamasına geçilmesi gerektiğini anlattı.

Toplantıda, Gazze’deki insani krizin çözümüne yönelik somut ve koordineli adımların belirlenmesi amacıyla gelecek günlerde katılımcı ülkelerden uzmanların iştirakiyle acilen bir toplantı yapılması kararlaştırıldı.

Öte yandan CNN’de yer alan habere göre, ABD’li yetkililer, Blinken’ın, Hamas’a, Gazze’deki çatışmayı durduracak bir rehine takası ve ateşkes mutabakatı yapmaması halinde üst düzey üyelerinin bulunduğu Doha’dan atılma riskiyle karşı karşıya kalacağına yönelik mesaj verdiğini belirtti.

Yetkililer, mesajın, Blinken tarafından Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani’ye, 5 Mart’ta Washington’da yapılan toplantıda iletildiğini söyledi.

ABD’li yetkililer, ateşkes mutabakatı çabalarında Washington ile arabulucu rolü oynayan Katar’ın, “mesajı anladığını ve büyük bir tepki göstermediğini” ifade etti.

Katarlı yetkililerin, bu uyarıyı Hamas liderlerine iletip iletmediğinin ise bilinmediği kaydedildi.

ABD, Katar ve Mısır, Hamas ile İsrail arasında esir takası ve ateşkes mutabakatına varılması için arabulucu rolü oynuyor.

ABD tasarısı BMGK’de oylanacak

BM Güvenlik Konseyinde (BMGK) bugün yapılması planlanan oylamada, ABD’nin bir süredir müzakereye açtığı karar tasarısı görüşülecek.

AA’nın ulaştığı karar tasarısında, terörün her türlüsü kınanırken Mısır ve Katar tarafından yürütülen girişimler takdirle karşılanıyor.

Sağlanacak ateşkesin sürdürülebilir ateşkese çevrilmesinin önemine işaret edilen tasarıda, “Hamas ve diğer terörist ve aşırıcı grupların Filistin halkını temsil etmediği” ve Hamas’ın “bazı üye ülkelerce terör örgütü ilan edildiğine” dikkat çekiliyor.

Gazze’nin 1967’de işgal edilen toprakların bir parçası olduğu vurgulanan karar tasarısında, iki devletli çözüme destek veriliyor.

Karar tasarısında, “Tüm taraflarda sivilleri korumak için acil ve sürdürülebilir bir ateşkesin sağlanması, gerekli insani yardımın sevkiyatı, çekilen acının azaltılması ve söz konusu ateşkesin geri kalan tüm esirlerin serbest bırakılmasıyla birlikte sağlanması önem taşıyor” ifadeleri kullanıldı.

Söz konusu ateşkesin çatışmaları daha sürdürülebilir bir şekilde durdurmak için koşulların yaratılması bakımından fırsat olarak görülmesi gerektiği kaydedilen karar tasarısında, bu yönde diplomatik çabaların artırılması talep ediliyor.

Tüm taraflara uluslararası hukuk ve uluslararası insancıl hukuka uyma çağrısı yapılan tasarıda, siviller ve sivil altyapının korunması ile insani yardım erişiminin sağlanması isteniliyor.

Gazze’de sivil halkın zorla yerinden edilmesine karşı çıkılan karar tasarısında, bunun uluslararası hukuk, uluslararası insancıl hukuk ve uluslararası insan hakları hukukunu ihlal edeceği ifade ediliyor.

BMGK’nin seçilmiş üyeleri de tasarı hazırlığında

Gazze’deki durumla ilgili BMGK’nin seçilmiş 10 üyesinin de bir karar tasarısı hazırlığı bulunuyor.

“E-10″un karar tasarısı olarak bilinen metinde ise Gazze’de ramazanda acilen ateşkes sağlanması talep ediliyor. Tüm esirlerin acilen ve koşulsuz serbest bırakılması çağrısı yapılan karar tasarısında, aynı zamanda insani yardım dağıtımının genişletilmesi ve buna yönelik engellerin kaldırılması isteniliyor.

Diğer taraftan iki haftadır BMGK’yi Gazze için kapalı oturumla toplayan Fransa’nın da bir karar tasarısı hazırlığı mevcut.

Fransa tasarısının ise daha sonra kalıcı ateşkese odaklanacağı belirtiliyor.

Müzakereler Doha’da sürüyor

Öte yandan Mossad Başkanı David Barnea liderliğindeki İsrail heyetini bugün Hamas ile İsrail arasında esir takası müzakerelerinin sürdüğü Katar’a gidecek.

İsrail Başbakanlık Basın Ofisi’nden yapılan açıklamaya göre, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Doha’ya gitmelerine onay verdiği Barnea öncülüğündeki İsrail heyeti, esirlerin serbest bırakılması için CIA Direktörü William (Bill) Burns, Katar Başbakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ve Mısır İstihbarat Şefi Abbas Kamil ile görüşecek.

Ziyaretin ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın Suudi Arabistan ve Mısır ziyaretlerinin ardından yarın İsrail’e gelmesiyle eş zamanlı gerçekleştirilmesi dikkati çekiyor.

Barnea liderliğindeki İsrail heyeti, esirlerin serbest bırakılmasına ilişkin müzakerelerin yeni turu için 18 Mart’ta Katar’ın başkenti Doha’ya gitmişti.

İsrail basını, Mossad Başkanı liderliğindeki İsrail heyetinin Doha’ya ulaşmasıyla birlikte Hamas ile Tel Aviv arasında esir takası müzakerelerinin resmen başladığını duyurmuştu.

İsrail heyetinde, İsrail ordusunda kaçırılan ve kayıp kişiler dosyasının sorumlusu Nitzan Alon’un de yer aldığı belirtilmişti.

İsrail’in Kanal 12 televizyonunun haberinde, müzakerelerin yaklaşık iki hafta sürebileceği kaydedilmişti.

İsrail basınında Tel Aviv heyetine başkanlık eden Mossad Başkanı Barnea’nın 19 Mart’ta ülkesine döndüğü, ertesi gün hükümet ve savaş kabinesiyle görüştüğü haberleri yer almıştı.

ORTADOĞU

İsrail’den Suriye ve Gazze’de uzun süreli işgal sinyali

Yayınlanma

Suriye’de Baas yönetiminin devrilmesinden saatler sonra Suriye topraklarındaki tampon bölgeye giren İsrail ordusu, bölgede uzun sürece kalacağının işaretlerini veriyor. Ayrıca ateşkes müzakerelerinin hızlandığı bir dönemde İsrail Savunma Bakanı, İsrail’in Batı Şeria’da olduğu gibi Gazze’de de güvenlik kontrolünü sürdüreceğini söyledi.

İsrail basını, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun Baas rejiminin devrilmesinin ardından Suriye’nin Hermon Dağı’ndaki tampon bölgede başlattığı işgalin gelecek yılın sonuna kadar devam ettirilmesi talimatını verdiğini yazdı. İsrailli yetkililer daha önce bu bölgedeki işgalinin geçici olduğunu iddia etmiş daha sonra kış ayları boyunca işgalin süreceğini söylemişti.

Kanal 12 televizyonunda yer alan haberde, Netanyahu’nun dün gittiği Hermon Dağı’ndaki tampon bölgede İsrail ordusuna işgalin 2025 sonuna kadar sürdürülmesi talimatı verdiği ifade edildi.

İsrail Başbakanı, dün Savunma Bakanı Yisrael Katz ve Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi’yle birlikte 7 Aralık sonrası işgal edilen Hermon Dağı’ndaki tampon bölgeye gitmişti. Başbakanlık Basın Ofisinden yapılan açıklamada, Netanyahu’nun burada İsrail ordusunun Hermon Dağı’nda tampon bölgedeki işgalinin “geleceğine yönelik yönergeleri belirlediği” belirtilmiş ancak detay verilmemişti. Netanyahu, Hermon Dağı’ndaki tampon bölgede yaptığı açıklamada, buradaki işgalin “İsrail’in güvenliğini sağlayacak düzenleme bulunana kadar” süreceğini belirtmişti.

İsrail Savunma Bakanı Katz da orduya tahkimat kurmalarını ve bölgede uzun süre kalmaya hazırlanmalarını söyledi. Katz, Hermon Dağı’nı “İsrail devletinin gözü” olarak nitelendirdi.

Esad yönetimini deviren saldırıyı yöneten HTŞ lideri Ebu Muhammed el-Colani pazartesi günü verdiği bir röportajda İsrail ordusunun Suriye’de asker bulundurması için hiçbir gerekçe olmadığını söyledi. Katz ise yönetimi deviren isyancıları radikal olarak nitelendirdi ve caydırılmaları gerektiğini söyledi.

İsrail’in 1974’te İsrail ve Suriye arasında imzalanan ve Birleşmiş Milletler barış güçlerinin burada konuşlanmasını öngören bir anlaşmayla oluşturulan tampon bölgeye girmesi BM ve Fransa, Türkiye, İran, Suudi Arabistan, Kuveyt, Mısır ve Ürdün gibi ülkeler tarafından kınandı ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü tehdit eden bir uluslararası hukuk ihlali olarak nitelendirildi. İsrail ise Şam’daki yönetimin çökmesiyle birlikte Suriyeli askerlerin görev yerlerini terk etmelerinin ardından anlaşmanın geçersiz olduğunu iddia ediyor.

Bu arada İsrail’in Gazze Şeridi’nde süresiz işgale hazırlandığına dair işaretler artmaya devam ederken Katz, ordunun işgal altındaki Batı Şeria’da olduğu gibi Gazze’de de güvenlik kontrolünü sürdüreceğini söyledi. Katz, X’te yaptığı bir paylaşımda “Gazze konusundaki tutumum net. Hamas’ın Gazze’deki askeri ve hükümet gücünü yendikten sonra İsrail, tıpkı Batı Şeria’da olduğu gibi Gazze üzerinde de tam hareket özgürlüğü ile güvenlik kontrolüne sahip olacaktır” dedi. Filistin Yönetimi Batı Şeria’daki bazı bölgeleri kısmen yönetirken İsrail bölgede sıkı güvenlik kontrolünü sürdürüyor ve düzenli olarak askeri baskınlar düzenliyor.

Katz’ın bu açıklamaları Gazze’de ateşkes için yürütülen diplomasinin hızlandığı bir dönemde geldi. İsrail’in Gazze’nin kritik bölgelerinde kuvvet bulundurma ısrarı konusundaki anlaşmazlıklar nedeniyle daha önceki ateşkes müzakereleri başarısızlıkla sonuçlanmıştı.

Wall Street Journal’a göre (WSJ) Filistinliler ve bazı İsrailliler  “güvenlik kontrolünün” bölgede uzun süreli askeri işgale yol açacağını düşünüyor.

Netanyahu’nun liderliğini yaptığı Likud partisi ve koalisyondaki diğer partilerin üyeleri, bölgede Yahudi yerleşimleri kurmak da dahil çok daha sıkı bir kontrolü desteklediklerini dile getiriyorlar.

Birleşmiş Milletler’in en yüksek mahkemesi olan Uluslararası Adalet Divanı Temmuz ayında verdiği bir kararda İsrail’in Gazze ve Batı Şeria da dahil Filistin topraklarını on yıllardır işgal altında tutarak çeşitli uluslararası yasaları ihlal ettiğini belirtti. Mahkeme, uluslararası hukuka göre işgalin geçici olması gerektiğini ve işgalci bir gücün işgal altındaki topraklarda yaşayanlara karşı yasal sorumlulukları olduğunu söyledi.

Mahkeme, İsrail’in Filistin topraklarındaki işgalinin geçici olmadığını gösteren eylemlerde bulunduğunu ve işgalci bir güç olarak bazı görevlerini ihmal ettiğini söyledi. İsrail mahkemenin görüşüne ve yargı yetkisine itiraz etti.

Gazze’nin işgalinin ilk günlerinden bu yana İsrail ordusu, adını Gazze’deki eski bir Yahudi yerleşiminden alan ve Netzarim olarak bilinen geniş bir güvenlik koridoru inşa ediyor. Askeri üsler, ileri karakollar, elektrik direkleri, baz istasyonları ve hatta bir sinagogdan oluşan koridor, Gazze’yi ikiye bölüyor. Kuzeye geçmek isteyenlerin koridordan geçen iki kontrol noktasından birinden geçmesi gerekiyor.

Filistin Kurtuluş Örgütü’nün eski hukuk danışmanı ve UAD davalarında çalışmış olan Diana Buttu, WSJ’ye Katz’ın yorumlarının ve İsrail’in Gazze’de askeri altyapı inşa etmesinin uzun vadede “Gazze’deki Filistinlilerin yaşamlarının sadece etkin kontrolü değil, düpedüz askeri kontrolü yönünde ilerlediğini” gösterdiğini söyledi.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Hamas, rehine anlaşmasının savaşı sona erdirmesini istiyor

Yayınlanma

Gazze’de ateşkes ve esir takası için müzakereler sürerken İsrail basını Hamas’ın süreli bir ateşkese ikna olmadığını yazdı.

CIA Direktörü Bill Burns, Hamas ve İsrail heyetlerinin önceki iki gün Doha’da yaptığı görüşmelerin ardından Katar Başbakanı ile bir araya gelecek; Trump’ın elçisinin de Kahire ziyaretinin ardından Doha’ya gelmesi bekleniyor.

Axios haber sitesinin İsrailli bir yetkiliye dayandırdığı haberinde, CIA Direktörü Burns’un, Doha’da Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile bir araya geleceği belirtildi.

Haberde, Burns’un, Katar Başbakanı ile İsrail ve Hamas arasındaki dolaylı müzakerelere ilişkin son durumu ele alacağı kaydedildi.

İsrail devlet televizyonu KAN, 16 Aralık’ta, “kısıtlı yetkilere” sahip bir İsrail heyetinin, Gazze’de ateşkes ve esir takası müzakereleri için Katar’ın başkenti Doha’ya gittiğini aktarmıştı.

Hamas da yaptığı açıklamada “Katarlı ve Mısırlı kardeşlerimizin himayesinde Doha’da gerçekleşen ciddi ve olumlu görüşmeler ışığında, işgalin yeni koşullar dayatmaktan vazgeçmesi halinde ateşkes ve esir değişimi için bir anlaşmaya varmanın mümkün olduğunu teyit etmektedir” ifadelerini kullanmıştı.

Doha’daki görüşmelerin yanı sıra Kahire’de de müzakereler yürütülüyor ve toplantı hakkında bilgi sahibi olan kaynaklar Reuters’a önümüzdeki günlerde bir anlaşma imzalanabileceğini söyledi.

Hamas’ın müttefiki Filistin İslami Cihad’ın başkan yardımcısı Muhammed el-Hind’in de Mısırlı yetkililerle görüştüğü belirtildi.

Görevi henüz devralmayan ABD’nin yeni başkanı Trump’ın kısa süre önce rehineler için atadığı özel temsilci Adam Boehler’in de esir takası ve ateşkes müzakereleri çerçevesinde dün Mısırlı yetkililerle görüşmek üzere Kahire’de olduğu kaydedildi. Boehler’in pazartesi günü İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüştüğü bugün de Doha’ya gitmesinin planlandığı belirtiliyor.

‘Daha önce de bu noktaya geldik’

ABD Başkanı Joe Biden’ın, Trump’ın ekibiyle birlikte çalışarak 20 Ocak’taki yemin töreninden önce Gazze için ateşkes anlaşmasını sonuçlandırmaya çalıştığını ifade ediliyor.

Müzakerelerde ilerleme kaydedilmiş olsa da bazı noktalardaki anlaşmazlıkların sürdüğünü belirten İsrail medyasına konuşan kaynaklar anlaşmanın sonuçlanması noktasında temkinli bir yaklaşım sergiliyor. Beyaz Saray Sözcüsü John Kirby de Fox News’e verdiği röportajda “Daha önce de bu noktaya geldik, ancak sonuca ulaşamadık” dedi.

İsrailli kaynaklar ise daha şüpheci bir tavır sergileyerek anlaşmanın önünde hala büyük engeller olduğunu belirtiyor. Walla haber sitesi, üç üst düzey İsrailli kaynağa atıfta bulunarak, son haftalarda ilerleme kaydedilmiş olsa da taraflar arasında hala büyük farklar olduğunu bildirdi. Özellikle Hamas’ın, herhangi bir rehine anlaşmasının savaşın sona ermesini sağlaması gerektiği konusunda ısrar ettiği kaydedildi. İsrail, belli sayıda rehinenin serbest bırakılması karşılığında bir ya da iki ay sürecek bir ateşkes istiyor. Hamas ise savaş sonrası Gazze’nin yönetiminde yer almamayı bazı şartlar karşılığında kabul etti. Ancak olası bir anlaşmanın savaşı ve işgali sona erdirmesi konusunda geri adım atmıyor.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Colani: Suriye, İsrail’e yönelik saldırılar için üs olarak kullanılmayacak

Yayınlanma

HTŞ lideri Colani, Suriye topraklarının İsrail’e saldırı için kullanılmayacağını söylerken Esad yönetimini deviren örgütler güneyde Suriye ordusundan kalan silah ve mühimmatları İsrail ordusuna teslim ediyor.

Esad’ı yönetimini devirerek Şam’da yönetimi devralan El Kaide bağlantılı HTŞ’nin lideri Ahmed eş-Şara (Ebu Muhammed el-Colani) Şam’da aralarında The Times’ın da olduğu yabancı basına konuştu.

İsrail’in Suriye’ye saldırının son bulması gerektiğini söyleyen Şara, “İsrail’in gerekçesi Hizbullah ve İranlı milislerin varlığıydı, artık bu gerekçe ortadan kalktı” dedi.

Beşar Esad’ın ülkeden ayrılmasından sonra İsrail’in ele geçirdiği Suriye topraklardan da çıkması gerektiğini söyleyen Şara, şöyle devam etti: “1974 anlaşmasına bağlıyız ve BM gözlemcilerini yeniden kabul etmeye hazırız. Ne İsrail ne de başka bir ülkeyle çatışma istemiyoruz ve Suriye’nin saldırılar için bir üs olarak kullanılmasına izin vermeyeceğiz. Suriye halkının artık bir nefes alması gerekiyor, saldırılar sona ermeli ve İsrail önceki pozisyonlarına geri çekilmeli.”

İsrail, HTŞ liderliğindeki örgütlerin Şam’ı ele geçirmesinden saatler sonra Golan Tepeleri’nde Birleşmiş Milletler tarafından korunan tampon bölgeye girdi. Suriye topraklarında ilerleyen ve kış ayları boyunca çekilmeyi düşünmeyen İsrail, bunun geçici bir savunma hamlesi olduğunu iddia ediyor.

Öte yandan Suriye sınırında bulunan HTŞ ile birlikte Esad yönetiminin devrilmesi operasyonuna katılan örgütler Suriye ordusundan kalan silah toplayıp İsrail ordusuna teslim ediyor. Suriye içinden çekilen videoda kamyonlara yüklenen tonlarca silah ve mühimmat görülüyor. İsrail ordusu mühimmatlardan bazılarının ‘kimyasal savaş malzemesi’ içerdiğini söylüyor.

Kanal 12’nin yayınladığı görüntülerde içinde mühimmat ve silah bulunan yüzlerce kasanın toplandığı ve daha sonra kamyonlara yüklendiği görülüyor. Habere göre, geçen hafta Esad yönetimini deviren isyancılar da silah teslimine yardım ediyor. Habere göre silahlar Suriye ordusuna ait üs ve karakollardan geliyor ve aralarında genellikle göz yaşartıcı gaz olarak kullanılan CS gazı gibi kimyasal silahlar da bulunuyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English