Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

İsrail’in hastane katliamı sürüyor

Yayınlanma

İsrail’in, Gazze Şeridi’nde Şifa Hastanesi çevresine ve farklı bölgelere düzenlediği saldırılarda aralarında çocuk ve kadınların da bulunduğu onlarca Filistinlinin öldüğü ve yaralandığı bildirildi.

Filistin resmi ajansı WAFA’nın yerel kaynaklara dayandırdığı haberine göre, İsrail, Şifa Hastanesi çevresi ve Deyr Belah, Kuveyt Kavşağı, Refah şehri ve Han Yunus’un doğu bölgeleri başta olmak üzere Gazze Şeridi’nin çeşitli bölgelerini gece saatlerinde hedef aldı.

İsrail’in askeri araçları ve tanklarının yoğun ateşi eşliğinde topçu ateşi ve savaş uçaklarının saldırılarıyla Gazze’nin batısındaki Şifa Hastanesi çevresini hedef alması sonucu onlarca Filistinli hayatını kaybetti ve yaralandı.

İsrail güçleri, hoparlör aracılığıyla Filistinlilerden Şifa Hastanesi’ni derhal boşaltmalarını talep etti.

İsrail Gazze’nin en büyük sağlık tesisi olan hastaneye yönelik İsrail baskını geçen hafta başında başlatıldı ve özel kuvvetlerden ve tanklardan oluşan bir tugay hastaneyi hızla kuşattı.

İsrailli yetkililere göre Hamas ve Filistin İslami Cihad’dan 170 militan öldürülürken, IDF gözaltına alınan 800 kişi arasında her iki silahlı gruptan üst düzey saha komutanlarının da bulunduğu 500 militanın olduğunu iddia etti. İsrail’in göz altına aldığı Filistinlilerden bazıları birkaç gün sonra serbest bırakıldıktan sonra Deyr Balah kentindeki Aksa Şehitleri Hastanesi’ne getirildi.

Gazze’deki hükümetin Medya Ofisi, İsrail askerlerinin “hastane personeli ve yerinden edilmiş Filistinlileri, hastane binalarını bombalayıp üzerlerine yıkmakla, işkence, sorgulama ve öldürmekle tehdit ettiğini” duyurdu.

İsrail ordusu, 15 Kasım 2023’te de Gazze Şeridi’nin en büyük hastanesi Şifa Hastanesine tüneller ve cephanelikler bulunduğu iddiasıyla baskın düzenlemiş, hastaneyi hizmet dışı bırakıp ciddi zarar verdikten sonra iddialarını destekleyecek kanıtlar sunamamıştı.

Öte yandan İsrail savaş uçakları Gazze Şeridi’nin orta kesimindeki Deyr Belah şehrinde de Selman ailesine ait bir eve hava saldırısı düzenledi. Hava saldırısında Selman ailesinden 18 kişi hayatını kaybetti.

Deyr Belah’ın El-Hikir bölgesinde Ebu Amra ailesinin evine düzenlenen saldırıda da çok sayıda kişi yaralandı.

İsrail güçleri, Kuveyt Kavşağı’nda insani yardım dağıtımını sağlayan komiteleri de hedef aldı.

İsrail savaş uçaklarının Refah kent merkezindeki Yebna Mülteci Kampı’nda Berhum ailesine ait bir evi hedef alması sonucu çok sayıda kişi öldü ve yaralandı.

Kuveyt Hastanesi’ndeki sağlık yetkilileri, İsrail’in kamptaki evleri bombalaması sonucu ölen ve yaralananların hastaneye getirildiğini belirtti.

İsrail’in Deyr Belah’ı bombalaması sonucunda ölü sayısı 10’a yükselirken, çok sayıda kişinin enkazda olduğu aktarıldı.

İsrail’in Refah kentinde dün sabahtan bu yana 5 evi hedef alması sonucu aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 27’den fazla Filistinli hayatını kaybetmişti.

İran’dan tepki

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani, İsrail’in Şifa Hastanesi’ndeki sağlık personeli, hastalar, yaralılar ve yerinden edilmiş Filistinlilere karşı işlediği “insanlık dışı ve korkunç suçları” şiddetle kınadı.

Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, “Şifa Hastanesi ve çevresi, hastalar, sağlık personeli, kadın ve çocuklar başta olmak üzere buraya sığınan Filistinli mülteciler, Siyonist rejimin terör ordusu tarafından bir haftadan beridir şiddetli ve insanlık dışı kuşatma altında. Bu rejim hastanede korkunç suçlar işledi” diyen Kenani, İsrail’in bu saldırıları ile “işlediği suçların kara listesine utanç verici bir sayfa daha eklediğini” ifade etti.

Hastanede tutulan Filistinli kadınlara yönelik “işkence, hakaret ve cinayetlere ilişkin şok edici haberler” duyulduğunu belirten Kenani, “Şifa Hastanesi’ndeki Siyonist savaş suçlarının boyutunu ortaya çıkarmak için uluslararası bir araştırma grubunun kurulması da dahil olmak üzere, uluslararası toplumun acil ve kararlı bir şekilde eyleme geçmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.

İranlı Sözcü, İsrail’in uluslararası hukuk ve insan haklarını ihlal etmesini şiddetle kınadıklarını belirterek, uluslararası topluma, Filistin halkını destekleme sorumluluğunu yerine getirmesi, saldırıların durdurulması ve “işlenen suçların failleri ile destekçilerinin” yargılanması için etkili ve acil eyleme geçilmesi çağrısında bulundu.

ORTADOĞU

Irak’a sığınan iki bin Suriye askerinin iadesi bugün başlıyor

Yayınlanma

suriye ordusu

Irak Güvenlik Medya Ağı Sözcüsü Mikdad Miri, Irak’a kaçan Suriye ordusu askerlerinin iadesine bugün başlanacağını açıkladı.

Irak resmi haber ajansı INA’ya göre Irak Güvenlik Medya Ağı Sözcüsü Mikdad Miri, konuya dair açıklama yaptı. Miri, Irak’a Esad yönetimi askerlerinin Suriye’ye iadesine bugün başlanacağını belirtti. İade işlemlerinin Irak’taki ilgili makamlar tarafından başlatılacağını aktaran Miri, sürecin Suriye tarafı ile koordineli yürütüleceğini ifade etti.

Suriye ordusuna bağlı yaklaşık 2 bin asker 7 Aralık’ta El-Kaim Sınırı Kapısı üzerinden Irak’a kaçmıştı. 9 Aralık’ta ise Heyet-i Tahrir Şam’a bağlı askeri operasyonlar komutanlığı, zorunlu askerlik yapanlara yönelik genel af kararı çıkarmıştı.

Irak’ın Anbar vilayetine bağlı Rutba ilçesinde bir kampa yerleştirilen askerler kötü koşullar nedeniyle ülkelerine geri gönderilmek için eylem yapmıştı.

Rutba ilçesi Kaymakamı İmat el-Duleymi, yaptığı açıklamada kaçan askerlerin çadırlarda barındığını ve bölgede elektrik, su ve ısınma imkanlarının yetersiz olduğunu ve yerleştirildikleri kampın internet erişiminden yoksun olduğundan dolayı aileleriyle iletişim kuramadıklarını söylemişti.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

İsrail tek kurşun sıkmadan Dera’ya ilerliyor: PYD, İsrail dahil herkesten yardım istiyor

Yayınlanma

Türkiye ve onun desteklediği Suriye Milli Ordusu (SMO) Ayn el Arap’a (Kobani) yönelik operasyona hazırlanırken HTŞ ile aradığı diyaloğu henüz kuramayan PYD, Türkiye’ye karşı İsrail dahil tüm ülkelerden yardım bekliyor. Bu arada Suriye topraklarına giren İsrail de Dera’ya doğru ilerliyor.

PKK’nın Suriye kolu Demokratik Birlik Partisi (PYD) Başkanlık Konseyi Üyesi Salih Müslim video konferans yöntemiyle düzenlenen toplantıda gazetecilerin sorularını yanıtladı.

DW Türkçede yer alan habere göre Salih Müslim HTŞ ile PYD arasında PYD’nin işgalindeki toprakların geleceğine ilişkin henüz bir müzakere süreci başlamadığını söyledi.

Heyet-i Tahrir Şam (HTŞ) Suriye’nin başkentini ele geçirip Esad yönetimini devirdiğinde Salih Müslim HTŞ ile diyaloga açık olduklarını söylemiş, “HTŞ bize bir adım atarsa biz iki adım atarız” demişti. Ayrıca PYD liderliği kendine bağlı kurumlara HTŞ’nin tanıdığı yeni Suriye bayrağının asılması talimatını vermişti.

Şam’a gönderdikleri mesajlara “henüz yanıt alamadıklarını” söyleyen Müslim, yine de olası müzakereleri yürütmek üzere bir heyet hazırladıklarını ve umutlu olduklarını belirtti.

Müslim, MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın “HTŞ ve Kürtler arasında bir diyaloğu önlemek için aceleyle ve erkenden” Şam’a gitmiş olabileceğini düşündüğünü de söyledi.

HTŞ ile müzakerelerden istedikleri sonucu alamamaları halinde Şam’la bir çatışma ihtimali görüp görmediğinin sorulması üzerine Müslim, “Bu olmazsa kendimizi siyasi olarak savunacağız. Her şey masada ancak iyi niyetle yaklaşıyoruz” dedi.

Hem HTŞ hem SMO için “cihatçı” nitelemesi yapan Müslim, yine de HTŞ’nin geçmişte kendilerine yönelik operasyonlara katılmadığına dikkat çekti. Fakat bu yapının da “Türkiye ile koordinasyon halinde olduğunun” farkında olduklarını kaydetti.

“İsrail desteğine açığız”

İsrail basınında son günlerde çıkan “İsrail’in Suriyeli Kürtleri Türkiye’ye karşı koruması gerektiği” şeklindeki yorumların sorulması üzerine Müslim, “Özellikle İsrail’den değil, herkesten destek istediklerini” söyledi. Salih Müslim, “İsraille iletişimimiz yok, eğer böyle bir (Kürtlere destek) açıklamaları varsa elbette takdirle karşılarız” dedi. Müslim, Türkiye’nin Ortadoğu’da izlediği tutumun “İsrail’i de rahatsız ettiğini” savundu.

Jerusalem Post gazetesi 9 Aralık tarihinde, “Suriye Kürtlerinin temsilcileri yardım ve koruma talebiyle İsrailli yetkililere başvurdu” diye yazmıştı.

İsrail’in Türkiye’ye karşı açık desteğinin SDG kontrolündeki bölgelerde yaşayan Arap halkları huzursuz edip etmeyeceği sorusu üzerine Müslim, “Mısır, Fas, Tunus, Körfez ülkeleri… tüm bu Arap ülkelerinin zaten İsraille ilişkisi var” ifadelerini kullandı. Arap aşiretlerinin sırf bu yüzden kendileri aleyhine tutum almasını beklemediğini söyledi.

İsrail ordusu Dera’ya ilerliyor

Türkiye’nin PYD’ye yönelik eylemlerinden rahatsızlığını dile getiren İsrail ise Esad yönetiminin devrilmesi üzerine girdiği Suriye topraklarındaki işgalini tek bir kurşun dahi sıkmadan derinleştiriyor.

İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), İsrail’in Dera kırsalında dokuz kilometre ilerleyerek bölgedeki Koya köyüne ve Vahdet barajı bölgesine girerek stratejik mevzilere konuşlandığını duyurdu.

SOHR’un bildirdiğine göre İsrail güçleri bölgeye girmeden önce bölge sakinlerinden silahlarını teslim etmelerini istedi.

SOHR, ayrıca İsrail güçlerinin İsrail – Suriye sınırındaki tampon bölge yakınlarındaki Kuneytra bölgesi ve Dera arasındaki sınırda yer alan Sayda köyü yakınlarındaki askeri bir bölge olan 74. Tugay bölgesine girdiğini aktardı.

İsrail ordusu bu ay Esad hükümetinin çöküşünün ardından, Suriye sınırında yer alan stratejik Hermon Dağı’nı işgal etmiş ve Suriye ile işgal altındaki Golan Tepeleri arasındaki silahtan arındırılmış bölgeye girmişti. İsrailli yetkililer, bu hareketi İsrail’in sınırlarının güvenliğini sağlamak için sınırlı ve geçici bir önlem olarak tanımlamasına rağmen en az 2025’in sonuna kadar işgali devam ettireceklerinin mesajlarını veriyor.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

ABD, Suriye’de eğittiği gruba Esad devrilmeden önce “Zamanınız geldi” demiş

Yayınlanma

“IŞİD’e karşı mücadele” kapsamında ABD ve Birleşik Krallık tarafından eğitilen “Devrimci Komando Ordusu” (RCA) isimli gruba, Esad devrilmeden önce ABD Özel Kuvvetleri tarafından verilen bir brifingde, “Sizin zamanınız geldi,” denildiği belirtiliyor.

İngiliz The Telegraph’ta yayınlanan habere göre, Washington’un saldırıdan önceden haberdar olduğuna dair ilk işaret olarak RCA, Esad yönetiminin sonunu getirebilecek bir saldırı için güçlerini artırmalarının ve “hazır olmalarının” söylendiğini açıkladı.

RCA komutanlarından Başar el-Maşadani, Palmira kentinin eteklerinde Rusya tarafından kullanılan eski bir Suriye ordusu hava üssünden The Telegraph’a yaptığı açıklamada “Bize bunun nasıl olacağını söylemediler. Bize sadece, ‘Her şey değişmek üzere. Bu sizin anınız. Ya Esad düşecek ya da siz düşeceksiniz’ [dediler]. Ama ne zaman ya da nerede olacağını söylemediler, sadece hazır olmamızı söylediler,” dedi.

Maşadani’ye göre, Irak sınırındaki ABD kontrolündeki Tanf hava üssündeki brifingden önceki haftalarda, RCA’nın safları, komutası altına aldığı kendisi gibi daha küçük serbest birliklerle dolduruldu.

HTŞ geçen ayın sonlarına doğru yıldırım harekatıyla güneye, Şam’a doğru ilerlerken, RCA da Tanf’tan ilerledi ve şu anda başkentin kuzeyindeki toprak parçaları da dahil olmak üzere ülkenin yaklaşık beşte birini işgal ediyor.

Üst düzey RCA yetkilileri, Suriye’deki ABD’li komutanların ilerleme emrini, 2019’daki yenilgisine kadar ülkenin kuzeydoğusunun büyük bölümünü işgal eden IŞİD’in kalıntılarının “Esad’ın düşmesi halinde oluşacak güç boşluğundan yararlanmasını önlemek için” verdiklerini söyledi.

The Telegraph’a göre bu durum Washington’un sadece 8 Aralık’ta Beşar Esad yönetimini deviren HTŞ öncülüğündeki saldırıdan haberdar olduğunu değil, aynı zamanda operasyonun boyutları hakkında da kesin istihbarata sahip olduğunu gösteriyor.

Geçen hafta kentin eteklerindeki Rus kontrolündeki Suriye hava üssünü ele geçiren RCA savaşçıları, saldırı başlamadan yaklaşık üç hafta önce, kasım ayı başında Esad’ın olası düşüşüne hazırlanmalarının söylendiğini belirttiler.

Ekim ayı başında Maşadani ve diğer komutanlar, Tanf’taki Amerikalı subayların Ebu Hatab tugayını ve diğer birlikleri RCA’nın ortak komutası altına soktuğunu söyledi.

Bunun sonucunda RCA’nın mevcudu yaklaşık 800’den 3.000’e çıktı. Kuvvetin tüm üyeleri ABD tarafından silahlandırılmaya ve şu anda feshedilmiş olan Suriye ordusundaki askerlere ödenen maaşın yaklaşık 12 katı olan ayda 400 dolar maaş almaya devam etti.

Saldırı başladığında RCA güçleri doğu çölü boyunca yayıldı ve kilit yolların kontrolünü ele geçirdi. Ayrıca güneydeki Dera kentinde HTŞ’den önce Şam’a ulaşan bir isyancı grupla birleştiler.

Yüzbaşı Maşadani, RCA ve Suriye’nin geçici lideri Muhammed el-Colani tarafından yönetilen HTŞ militanlarının işbirliği içinde olduğunu ve iki güç arasındaki iletişimin Tanf’taki Amerikalılar tarafından koordine edildiğini söyledi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English