Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

İsrail’in Lübnan’da ateşkes için öne sürdüğü şartlar BMGK kararlarına aykırı

Yayınlanma

Axios’un ABD’li ve İsrailli yetkililere dayandırdığı haberine göre, İsrail, Lübnan’da bir ateşkesi değerlendirmeden önce yerine getirilmesini istediği taleplerin listesini Beyaz Saray’a gönderdi.

İsrail, Hizbullah’ı gerekçe göstererek Lübnan’ın güneyini işgal hamleleri yaparken bir yandan da ateşkes için yapılan uluslararası baskıları göğüslemeye çalışıyor. Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ın ateşkesi kabul ettikten kısa bir süre sonra İsrail suikastıyla hayatını kaybetmesi İsrail’in Lübnan’da ateşkesi değerlendirmek istemediğine yönelik şüpheleri artırmıştı. Öte yandan ABD de İsrail’in saldırılarından faydalanarak Lübnan’da kendine yakın bir cumhurbaşkanı seçtirip Hizbullah’ı etkisizleştirme planları yapıyor.

Bu arka planda Lübnan’daki saldırılarına devam eden İsrail, uluslararası baskıları göğüslemek için ateşkes müzakerelere açık olduğu mesajını vermek amacıyla ABD’ye şartlarını içeren bir liste gönderdi.

Lübnan’da 5 İsrail askeri öldürüldü: Hizbullah yeni bir aşamaya geçiyor

Aixos’a göre İsrailli yetkililer, İsrail Başbakanlık Ofisi’nin, Joe Biden’ın elçisi Amos Hochstein’ın bugün Beyrut’a yapacağı ve çatışmaya diplomatik bir çözüm bulunmasını görüşeceği ziyaret öncesinde Beyaz Saray’a bu belgeyi verdiğini söyledi.

İsrailli yetkililere göre söz konusu belgede iki talep yer alıyor. Birincisi İsrail hava kuvvetlerinin Lübnan hava sahasında faaliyet göstermesine izin verilmesi. İkincisi ise İsrail ordusunun Lübnan’ın güneyinde Hizbullah’a karşı “aktif uygulama” yapmasına izin verilmesi.

UNIFIL’e katkı veren AB ülkelerinden İsrail’e “diplomatik baskı” kararı

Bu iki talep, Lübnan Silahlı Kuvvetleri (LAF) ve Lübnan’daki BM Geçici Gücü’nün (UNIFIL) İsrail ve Hizbullah arasında ateşkesi uygulamasını öngören 1701 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararıyla çelişiyor.

Talepler ayrıca Lübnan’ın egemenlik haklarının çiğnenmesi anlamına geliyor. Dolayısıyla hem Lübnan’ın hem de uluslararası toplumun bu talepleri kabul etmesinin mümkün olmadığı değerlendiriliyor.

Hochstein bugün Beyrut’a giderek Başbakan Necip Mikati ve Meclis Başkanı Nebih Berri ile İsrail’in taleplerini görüşmesi bekleniyor. Berri dün Al-Arabiya’ya yaptığı açıklamada Hochstein’ın ziyaretinin Lübnan’daki savaşa “bir çözüm bulmak için ABD seçimlerinden önceki son şans” olduğunu söyledi.

ORTADOĞU

Halid Meşal: Stratejimiz değişmedi

Yayınlanma

Halid Meşal

Hamas’ın yurt dışı sorumlusu Halid Meşal, “Filistin toprakları ve kutsal mekanları özgürlüğüne kavuşuncaya kadar direnişe devam etme” üzerine kurulu stratejilerinde bir değişiklik olmadığını söyledi.

Yahya Sinvar’ın öldürülmesinden sonra siyasi kanadının başına getirilme ihtimali bulunan Hamas’ın eski liderlerinden Meşal, Hamas’ın ilkelerinden taviz vermeyeceğini belirtti.

Meşal, Hamas Siyasi Büro Başkanı Yahya Sinvar için İstanbul’da düzenlenen taziye merasimine ses kaydıyla mesaj gönderdi. Ses kaydında Meşal, Hamas’ın, başta hareketin kurucusu Ahmed Yasin olmak üzere (2004’te İsrail tarafından öldürüldü) liderlerini özgürlük ve İsrail işgalinden kurtulma yolunda şehit verdiğini dile getirdi.

Hamas: Her liderimizin ölümü bizi daha da güçlendirdi

Meşal, Hamas’ın lideri ve Aksa Tufanı’nın komutanı Sinvar’ın 60 yıl boyunca hür yaşadığını ve hür öldüğünü ve şehadetiyle hem Filistin hem de dünya halkları nezdinde bir simge haline geldiğini kaydetti.

Mesajında 3 konu üzerinde duran Meşal, ilk olarak Hamas’ın, Sinvar ve diğer şehit liderlerden sonra değer ve ilkelerinden vazgeçmeyeceğini, stratejisini değiştirmeyeceğini söyledi.

İkinci olarak sahadaki gelişmeleri takip edeceklerini ve İsrail’in saldırılarını durdurmak için çalışacaklarını kaydeden Meşal, “Bu düşman kaybedecek ve Hamas, müzakere yoluyla bu katliamların son bulması için çalışacak ve bir çıkış yolu arayacak” dedi.

Meşal, üçüncü olarak Hamas’ın, “Filistin toprakları ve kutsal mekanları özgürlüğüne kavuşuncaya, esirler kurtarılıncaya ve Filistin ve İslam ümmeti için tehdit oluşturan Siyonist proje ortadan kaldırılıncaya kadar direnişe devam etme” stratejisine bağlı kalacağını ifade etti.

7 Ekim’in mimarı işgale direnirken hayatını kaybetti

Hamas, direniş güçleri ve halk; direniş stratejisine bağlı kaldığı sürece İslam ümmetinin de sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğini vurgulayan Meşal, “Çünkü bu sadece Filistinlilerin savaşı değil bilakis ilk kıblemiz Aksa’nın Tufanı’dır” diye konuştu.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

“İran’ın nükleer tesisleri hala Netanyahu’nun hedefinde”

Yayınlanma

Netanyahu’nun ABD’nin itirazlarına rağmen İran’ın nükleer tesislerini hedef alabileceği bu konuda elinin güçlü olduğu, Biden’ın seçime az bir zaman kala Netanyahu ile kamuoyu önünde çatışmaya girmekten çekineceği ileri sürülüyor. İddiaya göre Netanyahu’nun bu hamleyi 5 Kasım’dan önce yapması gerekiyor.

Haaretz’den Amos Harel’in haberine göre, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İran’ın nükleer programıyla başa çıkmak için tarihi bir fırsat görüyor ve Yahya Sinvar’ın öldürülmesiyle ilgili toz duman dağıldıktan sonra uluslararası dikkatler İran cephesine kayacak.

Hamas lideri Yahya Sinvar’ın öldürüldüğü Refah’taki operasyon sırasında, güney Lübnan’da devam eden çatışmalarda İsrail ordusu beş Golani komando askerini kaybetti. Harel’e göre, bu olay İsrail’in tüm cephelerde ağır kayıplar verdiğinin bir göstergesi.

İsrail’in İran’a saldırısı “an meselesi”

Habere göre, İsrail şu anda İran’la gerilimi tırmandırabilecek ve hatta nükleer programı hedef alabilecek bir saldırı seçeneğini değerlendiriyor. Haberde, Netanyahu’nun geçmişte İran’ın nükleer tesislerine saldırmak konusunda çekinceleri olduğunu ancak şu anda bu konuda daha kararlı bir tavır takındığı ileri sürülüyor: “Netanyahu’nun pazarlık pozisyonu on yıl öncesine göre daha iyi. Birincisi, savaş zaten devam ediyor ve bölge her hâlükârda karışık durumda ve İran İsrail’e yapılan terör saldırılarının çoğuna yardım ediyor bu da İsrail’in İran’a karşı askeri hamlelerini artırmasını haklı gösterebileceği bir ortam yaratıyor. İkinci olarak, (ABD) yönetimin manevra alanı sınırlı. Seçime iki buçuk hafta kala anketler Harris ve Trump arasında başa baş bir yarışa işaret ediyor ki bu yarışı birkaç eyalette nispeten az sayıda oy farkı belirleyecek gibi görünüyor. Demokratlar, Netanyahu ile kamuoyu önünde yaşanacak bir çatışmanın oy verme eğilimlerini etkileyebileceğinden ve daha da önemlisi, seçim arifesinde yeni bir küresel enerji krizinden endişe ediyorlar.”

“…Washington İsrail içinde Netanyahu’yu durduracak kimsenin olmamasından endişe ediyor. Savunma Bakanı Yoav Gallant, Netanyahu’nun Gideon Sa’ar ve partisini koalisyona katarak yaptığı son siyasi manevra ile çok zayıfladı. Gallant’ın Sa’ar ile değiştirilmesi, sadece Lübnan’daki gerilim nedeniyle son anda durduruldu.”

“Üst düzey ordu subayları, 7 Ekim olayları nedeniyle büyük bir suçluluk duygusu içindeler ve yaptıkları tahribatı onarmaya yönelik çaresiz çabalarla meşguller. Bu durum, onları başbakanla diğer konularda mücadele etmek için gerekli zihinsel enerjiden mahrum bırakıyor.”

“Netanyahu’nun resmi ve gayri resmi danışmanlarından bazıları İran üzerindeki baskıyı artırmak için altın bir fırsat olduğuna inanıyor. Avigdor Lieberman ve Naftali Bennett gibi Netanyahu’yu sağdan geçmeye çalışan siyasetçilerin İran’a karşı hamlelerin artırılmasını ve yılanın başının ezilmesini tavsiye ettiklerini not etmek gerekir.”

İsrail’in “petrol” ve “nükleer” güvencesi petrol fiyatlarını düşürdü

Netanyahu’nun İran nükleer tesislerini hedef alma isteğinin yeni olmadığını ve 7 Ekim’in Netanyahu döneminde gerçekleştiğine işaret eden Harel, “7 Ekim Gazze, Lübnan ve Yemen’de çok cepheli bir savaşa yol açtı. Neden bir adım daha atıp İran ile, özellikle de nükleer programının yarattığı tehditle nihayet başa çıkmasın” diye yazdı.

Biden, Harris ve Trump’ın üçünün de İran’ın nükleer tesislerine yönelik bir Amerikan saldırısına karşı çıktığını ve kış aylarının yaklaştığını hatırlatan Harel, Netanyahu’nun harekete geçmek için fazla zamanı kalmadığı görüşünde.

Harel, bugüne kadar Netanyahu’nun Washington’da risk almaktan kaçınan bir isim olmasına rağmen bu önermenin bugün geçerliliğini yitirdiği görüşünde: “Netanyahu ne pahasına olursa olsun iktidarda kalmaya ve ceza davasından kaçmaya çalışıyor. Şu anda İsrail ve bölge için tehlikede olan çok şey var.”

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Hamas: Her liderimizin ölümü bizi daha da güçlendirdi

Yayınlanma

Hamas lideri Yahya Sinvar’ın Refah’ta İsrail işgaline direnirken öldürülmesi sonrası ABD’den yapılan açıklamalar Gazze’de ateşkes ihtimalini gündeme getirdi. Ancak uzmanlar Sinvar’ın ölümünün Hamas’ın stratejisini değiştirmeyeceği görüşünde.

Yahya Sinvar’ın İsrailli askerlerle girdiği çatışmada öldürüldüğünün açıklanmasından sonra ABD Başkanı Joe Biden ve ABD’li diğer yetkililer ateşkes müzakerelerinin yeniden canlandırılması için harekete geçti. ABD Dışişleri Bakanı Blinken bölge ülkelerinin yetkilileriyle telefon görüşmeleri yaparken Biden, Blinken’ı İsrail’e göndereceğini açıkladı.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin da “Sinvar’ın ölümü, (Gazze’de) kalıcı ateşkesin sağlanması ve bu korkunç savaşın sona erdirilmesi için olağanüstü bir fırsat” dedi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise “savaşın devam ettiğini” vurguladı ancak İsrail basınına göre Netanyahu esir takası müzakerelerini görüşmek için bugün güvenlik toplantısı yapacak.

Yerel basında çıkan haberde, Netanyahu’nun bazı bakanlar ve üst düzey güvenlik yetkilileriyle “özel” bir toplantı yapacağı belirtildi. Tel Aviv’deki Savunma Bakanlığı yerleşkesinde yapılacak güvenlik toplantısında, İsrail ile Hamas arasında esir takası müzakerelerinin ele alınacağı ifade edildi.

“Örgütün çöküşü anlamına gelmiyor”

Financial Times’a konuşan diplomatlar ve analistler, Sinvar’ın ölümünün Hamas için darbe olduğunu ancak bunun örgütün çöküşü anlamına gelmeyeceğini ve Gazze’deki yıkıcı savaşa tek başına bir son vermeyeceğini söyledi.

FT’ye göre “Herhangi bir diplomatik girişimin başarı şansı olup olmadığı da kısmen Sinvar’ın öldürülmesinden sonra Hamas’a ne olacağına bağlı.”

Eski bir İsrail istihbarat yetkilisi olan Michael Milshtein, Sinvar’ın yerine kardeşi Muhammed’in Hamas’ın Gazze’deki askeri operasyonlarını devralabileceğini ve Halid Meşal ve Halil el-Hayya gibi Katar’da bulunan diğer siyasi liderlerin de grubun siyasi liderliğini üstlenebileceğini söyledi. Milshtein, “Çok ihtiyatlı bir şekilde Sinvar’ın öldürülmesinin bir anlaşma için fırsat yaratabileceğini söyleyebilirim. Her şeyden önce [Doha’da bulunan siyasi liderler] Katarlıların baskısı altında. Ve belki de Sinvar kadar inatçı olmayacaklar” dedi.

Ramallah merkezli Horizon Center adlı düşünce kuruluşunun başkanı İbrahim Dalalşa, Sinvar’ın ölümünün Hamas’ta daha büyük bir “ademi merkeziyetçilik ve parçalanmaya” yol açabileceğini iddia etti. Ancak şöyle ekledi: “Hala tam bir teslimiyet ve çöküşten uzağız. [Yeni liderler] Sinvar’ın izlediği çizgiye göre koşullarını yumuşatmaya istekli olabilirler, ancak sadece bir noktaya kadar- aksi takdirde gerçekten bir Hamas liderliği olmayacaklar.”

“Her seferinde daha da güçlendik”

Öte yandan Hamas’ın siyasi liderlerinden Bassem Naim, bugün yaptığı açıklamada Sinvar’ın öldürüldüğünü teyit etmedi ancak İsrail “liderlerimizi öldürmenin hareketimizin ve Filistin halkının mücadelesinin sonu anlamına geldiğine inanıyorsa yanılıyor” dedi.

AP’nin aktardığına göre Naim, geçmişte de Hamas’ın liderlerinin de öldürüldüğünü ve “Hamas’ın her seferinde daha güçlü hale geldiğini ve bu liderlerin gelecek nesillerin özgür bir Filistin’e doğru yolculuğu sürdürmeleri için bir simge haline geldiğini” söyledi. Naim, “sevilen insanları, özellikle de olağanüstü liderleri kaybetmenin acı ve üzüntü verici” olduğunu ancak Hamas’ın “eninde sonunda zafere ulaşacağından” emin olduğunu da sözlerine ekledi.

“Direniş tek bir kişi ile ilgili değil”

Yahudi asıllı Amerikalı gazeteci Dan Cohen de sosyal medya hesabından “Siyonistler, direnişin tek bir kişiyle ilgili olmadığını, muazzam fedakarlıklar gerektiren özgürlük ve kurtuluşa dair kolektif bir inanç olduğunu anlamaktan acizdirler. Bu yüzden eninde sonunda kaybedeceklerdir” diye yazdı.

“İsrailliler olarak Hamas’ı anlamakta zorlanıyoruz”

Filistin uzmanı İsrailli gazeteci Elior Levy ise Yahya Sinvar’ın son anlarına ait olduğu iddia edilen ve İsrail tarafından paylaşılan görüntülerle ilgili, “Gördüğünüz görüntüler Hamas, İslami Cihad ya da Hizbullah destekçilerinin gördüğü görüntüler değil. Onlar son nefesine kadar savaşan ve yaralandıktan sonra bile aşağılanmayan ya da alçalmayan bir adam görüyorlar. Sinvar çoktan bir efsane, kişiliğinden daha büyük bir sembol haline geldi. Onu ortadan kaldırmak iyi bir şey ama gelecek nesillere miras bırakacağı şeyi değiştirmeyecek. İtiraf etmeliyiz ki İsrailliler olarak Hamas’ı anlamakta zorlanıyoruz” diye yazdı.

 

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English