Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

İsrail’in UCM dosyası kabarıyor

Yayınlanma

İsrail kurşunuyla hayatını kaybeden Filistinli gazeteci Şirin Ebu Akile’nin davasının Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde (UCM) yürütülen Gazze’deki savaş suçlarına ilişkin soruşturmaya dahil edilmesi için başvuru yapıldı.

Ebu Akile’nin ailesi, işgal altındaki Batı Şeria’da 11 Mayıs’ta öldürülen El Cezire muhabiri Şirin Ebu Akile’nin ölümünden sorumlu tutulan İsrailli askerlerin cezalandırılması için başvurduklarını açıkladı. Filistin Gazeteciler Sendikası (PJS) Başkanı Nasır Ebu Bekir, Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ) üyesi Jimmy Boumleiha ve Ebu Akile’nin kardeşi Anton dava dilekçesini Başsavcı Karim Khan’ın ofisine sundu.

‘Kasıt var’ diyen rapor sunuldu

Açıklamada, halihazırda UCM’de devam eden Filistin soruşturmasına Ebu Akile’nin ölümünün de dahil edilmesi talebini içeren dilekçe ve delillerin mahkemeye sunulduğu belirtildi. Mahkemeye sunulan belgeler arasından Filistin merkezli Al-Haq Sivil Toplum Kuruluşu’nun mimari teknolojileri kullanarak adli dellilleri inceleyen İngiliz Forensic Architecture ile birlikte hazırladıkları rapor da yer aldı. Geçen hafta yayınlanan rapor Şirin ve diğer gazetecilerin, kasıtlı olarak hedef alındığını dellilleriyle ortaya koyuyor.

Mahkemeye yapılan başvuruyla ilgili El Cezire’de yer alan haberde, Ebu Akile’nin kardeşi Anton’un “Daha önce dediğimiz ve araştırmalarında gösterdiği gibi Şirin ve arkadaşlarına hedef alınarak 16 kez ateş edildi. Şirin vurulduktan sonra ona yardım etmeye çalışanlara bile ateş ettiler” ifadelerine yer verildi. Anton’la birlikte mahkeme önünde açıklama yapan El Cezire’den Step Vaessen’in “Filistinli gazeteciler ve Filistin devleti, Şirin Ebu Akile’nin de içinde olduğu olaylara ilişkin UCM’nin soruşturma başlatacağından umutlu” dedi.

İsrail reddediyor

Ebu Akile İsrail güçlerinin Batı Şeria’da bulunan Cenin kentindeki mülteci kampına düzenlediği baskını takip ettiği sırada, İsrail askerlerinin açtığı ateşle öldürülmüştü. Ebu Akile’nin yanında bulunan gazeteci Ali es-Sumudi de sırtından yaralanmıştı. Ebu Akile’nin, görevini yaptığı sırada ve “basın” yazılı çelik yelek giydiği halde hedef alınması tepki yaratmıştı. Filistin Başsavcılığı’nın yanı sıra ve çok sayıda uluslararası kurumun soruşturma ve incelemelerinin vardığı sonucun aksine İsrail ordusu, sorumluluğunu kabul etmemişti. İsrail Askeri Başsavcı da “toplanan ve incelenen tüm bulgulara” dayanarak “suç şüphesi bulunmadığı” gerekçesiyle ceza soruşturması açılmadığını duyurmuştu.

UCM’deki dava süreci

Filistin, 2015’te UCM’ye taraf ülke statüsü kazandıktan sonra 22 Mayıs 2018’de, aynı yıl sınır protestolarında İsrailli askerlerin işlediği savaş suçları ve işgal altındaki topraklarda bulunan yasadışı İsrail yerleşimlerini incelemesi için “tam yetki” verdi. UCM ilk derece dairesi mahkemenin Gazze, Batı Şeria, Doğu Kudüs ve diğer Filistin topraklarında işlenen suçları soruşturmak için yargı yetkisine sahip olduğuna ve Filistin’in mahkemeye taraf devlet olduğuna hükmetti ve eski UCM Başsavcısı Fatou Bensouda, 3 Mart 2021’de resmi soruşturmanın başladığını duyurdu. Bu kararla İsrail’in işgal altındaki Filistin topraklarında, Filistin’in Roma Statüsü’ne dahil olduğu 13 Haziran 2014 tarihinden itibaren işlemiş olduğu insanlığa karşı suçlar, savaş suçları ve soykırım nedeniyle yargılanması mümkün hale geldi.

Karara tepki gösteren İsrail yönetimi UCM’yi “İsrail karşıtı” ve “antisemitist” olmakla suçlamıştı.

ORTADOĞU

Hochstein: Ateşkes için ciddi bir şans var

Yayınlanma

ABD Başkanı Joe Biden’ın Kıdemli Danışmanı Amos Hochstein, İsrail ile Hizbullah arasında ateşkes için geldiği Lübnan’da “Ateşkes için ciddi bir şans var” dedi.

Amos Hochstein, Hizbullah ile İsrail arasındaki ateşkes görüşmeleri için Lübnan’ın başkenti Beyrut’a geldi.

Lübnan resmi haber ajansı NNA’ya göre, Beyrut’taki Uluslararası Refik Hariri Havalimanı’na indikten sonra Hochstein’in çantaları havalimanında uygulanan prosedürler çerçevesinde kapsamlı bir incelemeye tabi tutuldu.

Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri ile başkent Beyrut’taki meclis başkanlığı konutunda bir araya gelen Hochstein, görüşme sonrasında basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

Hochstein, “Çatışmayı sona erdirmek için gerçek bir fırsatımız var. Önümüzdeki günlerde bir çözüme ulaşmayı umuyoruz” dedi. Berri ile yaptığı toplantının yapıcı olduğunu aktaran Hochstein, “Ateşkes için ciddi bir şans var” diye konuştu.

Lübnan cephesinde ateşkes ihtimali artıyor

Hochstein, İsrail ile Hizbullah arasındaki çatışmaları sona erdirme kararının tarafların elinde olduğunu söyledi. Gazetecilerden soru almayan Hochstein, daha sonra Lübnan Başbakanı Necib Mikati ile görüştü.

ABD’nin Beyrut Büyükelçisi Lisa Johnson, İsrail ile Hizbullah arasında ateşkes sağlanması amacıyla bir anlaşma taslağını geçen hafta Berri’ye teslim etmişti. Lübnan basını, dün Hizbullah’ın anlaşma taslağına yanıtını Berri’ye ilettiğini öne sürmüştü.

Hochstein’in Beyrut temaslarının ardından Tel Aviv’e geçmesi bekleniyor. İsrail’in ateşkes için nasıl bir tutum izleyeceği bilinmiyor. Ancak Tel Aviv’in daha önce kabul ettiği anlaşmalara uymadığı ya da son anda anlaşmalara yeni şartlar eklemek suretiyle müzakereleri baltaladığı düşünüldüğünde daha iyimser bir tablo için Hochstein’in İsrail ziyaretinin sonuçlarını beklemenin gerekli olduğu görünüyor.

Trump’a “hediye” mi sahadaki gerçek mi?

Lübnanlı üst düzey bir yetkili Reuters’a yaptığı açıklamada, Lübnan ve Hizbullah’ın ABD’nin İsrail’le ateşkes önerisini kabul ettiğini, ancak içerik konusunda bazı yorumları olduğunu söyledi ve bu girişimi ateşkes için şimdiye kadar ki en ileri aşama olarak nitelendirdi.

Berri’nin yardımcılarından Ali Hassan Halil de Reuters’a yaptığı açıklamada, “Lübnan öneriye ilişkin yorumlarını olumlu bir atmosferde sundu. Sunduğumuz tüm yorumlar 1701 sayılı (BM) Kararı’na tüm hükümleriyle tam olarak bağlı olduğumuzu teyit ediyor” dedi. Girişimin başarısının artık İsrail’e bağlı olduğunu söyleyen Halil, İsrail’in çözüm istememesi halinde “100 farklı sorun çıkarabileceğini” söyledi.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

WSJ: İsrail, Hizbullah’ın elinde büyük miktarda Rus silahı buldu

Yayınlanma

Wall Street Journal’da (WSJ) yer alan habere göre Hizbullah’ın aralarında modern tanksavar füzelerinin de bulunduğu silahlarının bir kısmı Rusya’nın Suriye’deki stoklarından geliyor.

İsrail, Lübnan’ın güneyindeki karadan işgalini ilerletmeye çalışırken sahadaki birliklerin büyük miktarda Rus silahı bulduğu iddia edildi.  WSJ’nin Suriyeli güvenlik yetkilileri ve bir Arap yetkiliye dayandırdığı haberine göre, 2020 gibi yakın bir tarihte üretilen modern Kornet tanksavar füzelerinin de aralarında bulunduğu bazı silahlar, son yıllarda komşu Suriye’deki Rus stoklarından Lübnan’a gönderildi.

Haberde İsrail’in Hizbullah’ın Rus yapımı bazı silahlara sahip olduğunu bildiği ancak bu silahların daha az sofistike olduğunu düşündüğü hatta bazılarının Sovyet döneminden kalma olduğunu tahmin ettiği aktarıldı.

Ancak İsrail’in şimdi bulduğu silahların ise daha yeni, daha gelişmiş ve askeri analistlerin beklediğinden çok daha fazla sayıda olduğu belirtildi. Habere göre bu silahlar Hizbullah’ın savaş yeteneğini önemli ölçüde artırdı ve çok sayıda İsrail askerinin öldürülmesinde kullanıldı.

Lavrentyev: Rusya, Hizbullah konusunda İsrail’e garanti vermeyecek

Haberde WSJ muhabirinin Lübnan’da ele geçirilen malzemelerin incelenmek üzere götürüldüğü İsrail Ulusal Mühimmat Söküm Laboratuvarını gezerken Rus silahlarından bazılarını gördüğü belirtildi. Haberde şu ifadelere yer verildi: “Rus Kornet füzelerinin yanı sıra silahlar arasında Metis, Konkurs, Fagot ve Sagger gibi diğer güdümlü tanksavar füze sistemleri de bulunuyordu. Söküm laboratuvarının başında bulunan İsrailli bir binbaşı, tümünün Lübnan güneyinde sınırın bir kilometreden daha az içinde, yer üstünde ve yer altında Hizbullah sığınaklarında bulunduğunu söyledi.”

“İsrailli binbaşı, İsrail’in işgalinin ilk günlerinde ele geçirilen silahların yaklaşık %60 ila %70’inin Rus yapımı olduğunu söyledi. Journal’a konuşan yedek subaylar o günden bugüne Lübnan’da çok sayıda Rus silahı bulmaya devam ettiklerini belirtti. Binbaşı, Hizbullah’ın bu silahları nasıl elde ettiğinden ya da bunlar için nasıl eğitim aldığından emin olmadığını söyledi.”

WSJ’ye göre bulunan bu silahlar sonrası İsrail’in, Rusya’nın Hizbullah ile ilişkilerini derinleştirebileceği yönündeki korkularını tetikledi. İsrail’in eski Rusya Büyükelçisi Arkady Mil-Man “İsrail’in daha iddialı olması ve çıkarlarını savunması gerekiyor” dedi. Şu anda Tel Aviv’deki Ulusal Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü’nde kıdemli araştırmacı olan Mil-Man, “Ruslara, Hizbullah ve İran’a İsraillilere zarar verebilecek herhangi bir yardıma artık tahammül etmeyeceğimizi anlatmalı ve iletmeliyiz” dedi.

Rusya’nın Hamas ile ilişkisi ve Moskova’nın hesapları

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa’ar, geçen günlerde yaptığı açıklamada, Rusya’nın Suriye’den Lübnan’a silah kaçakçılığını önleyerek Hizbullah’ın silahsızlandırılmasına yönelik olası bir anlaşmanın uygulanmasına yardımcı olacağını umduğunu söylemişti. Sa’ar, “Hizbullah’ın yeniden silahlanamaması, yeni silah sistemleri edinememesi ya da bunları Lübnan’a sokamaması ve tehdidini savaş öncesindeki ölçüde yenileyememesi ilkesi Lübnan’daki herhangi bir anlaşmanın başarısı için hayati önem taşıyor. Ruslar Suriye’de. Eğer ilkeyi kabul ederlerse, bu hedefe etkili bir şekilde ulaşılmasına katkıda bulunabilirler” dedi.

İsrail, kısmen hava saldırıları düzenlediği Suriye’de çatışmadan kaçınmak için uzun zamandır Rusya ile iyi ilişkiler sürdürmeye çalışıyor.

Ancak habere göre Rusya’nın Ukrayna ile savaşının başladığı 2022 yılından bu yana Rusya’nın bölgedeki tutumunun değişti. Analistler Moskova’nın mümkün olan her yerde ABD ve müttefiklerine daha agresif bir şekilde meydan okumaya çalıştığını söylüyor.

WSJ: Rusya, Kızıldeniz’deki gemilere yönelik saldırılar için Husilere uydu verisi sağlıyor

WSJ daha önce de Rusya’nın, Kızıldeniz’deki gemilere yönelik saldırılar için Husilere uydu verisi sağladığını haberleştirmişti.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

İran, UAEA ile siyasi baskı olmadan müzakere istiyor

Yayınlanma

İran, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (UAEA) bu haftaki yönetim kurulu toplantısı öncesinde nükleer programıyla ilgili görüşmelerin “siyasi baskı ve mülahazalardan uzak” yürütülmesini umduğunu söyledi.

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi haftalık basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Tüm çabalarımız ve görüşmelerimizdeki vurgumuz UAEA’nın teknik çalışmalarını bazı tarafların yıkıcı ve şeytani baskılarından uzak bir şekilde yapmasını sağlamaktı” dedi.

WSJ: ABD’yle Avrupa “İran” konusunda karşı karşıya geldi

UAEA Başkanı Rafael Mariano Grossi, geçen hafta Cumhurbaşkanı Mesut Pezeşkiyan’ın da bulunduğu üst düzey yetkililerle görüşmek üzere İran’a gitti. Fordo ve Natanz nükleer tesislerini ziyaret etti.  Ziyaret, İngiltere, Almanya ve Fransa’nın İran’ı eleştiren yeni bir karar tasarısını kabul etmesinin beklendiği UAEA Yönetim Kurulu’nun bu hafta Viyana’da yapacağı toplantı öncesinde gerçekleşti.

Bekayi tarafların “İran ile ajans arasındaki meselelerin siyasi baskı ve mülahazalardan uzak, teknik bir şekilde devam etmesini sağlayacaklarını” umudunu dile getirdi.

Grossi’nin ziyaretini “faydalı ve olumlu” olarak değerlendiren Bekayi, ziyaretin Tahran ve Ajans arasında “karşılıklı anlayış” sağladığını söyledi.

‘UAEA bu kararıyla İran’a baskı yapamaz’

2015 yılında İran ile varılan anlaşma, İran’ın nükleer programını kısıtlaması karşılığında yaptırımlardan muaf tutulmasını öngörüyordu. Ancak bu anlaşma, Donald Trump yönetimindeki ABD’nin 2018’de tek taraflı olarak çekilmesi ve yaptırımları yeniden uygulamaya koymasıyla çöktü.

İran buna karşılık olarak anlaşma kapsamındaki taahhütlerinden vazgeçerek uranyum zenginleştirme seviyesini %60’a kadar çıkardı. Bu oran, bir nükleer bomba üretmek için gereken seviyenin hemen altında yer alıyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English