Bizi Takip Edin

AVRUPA

İtalya, “güvenli üçüncü ülkeler” sayısını 19’a indirdi

Yayınlanma

İtalya, Arnavutluk ile imzaladığı geri kabul anlaşması uyarınca bu ülkede kurulan göçmen merkezlerine 19 ülkeden gelen yetişkin erkek sığınmacıları gönderebilecek. Roma’nın başlangıçtaki “güvenli ülkeler” listesi 22 ülkeden oluşuyordu.

Pazartesi akşamı Bakanlar Kurulu, göçmenlerin “güvenli ülkelere” sınır dışı edilmesine ilişkin yeni düzenlemeleri onayladı. Güncellenen 19 ülkelik liste büyük ölçüde bir öncekine benziyor.

Fakat Başbakan Giorgia Meloni hükümeti, listeyi daha fazla siyasi ve kurumsal ağırlığı olan bir kararname ile yürürlüğe koyarak Arnavutluk’ta yeni kurulan göçmen işleme merkezlerinin faaliyette kalmasını sağlamayı amaçlıyor.

Kararla birlikte, güncellenen güvenli ülkeler listesi kanun hükmünde olacak, bu listeye uyma zorunluluğu getirecek ve itiraz durumunda dahi hükümetin elini güçlendirecek.

Kabine toplantısının ardından düzenlenen basın toplantısında Adalet Bakanı Carlo Nordio, kararnamenin Avrupa Adalet Divanı’nın “çok karmaşık ve girift” bir kararından kaynaklandığını savunarak, kararın İtalyan yargısı tarafından “iyi anlaşılmamış ya da yanlış okunmuş” olabileceğini söyledi.

Bakan, “Bir ‘güvenli ülkeler’ listesi yasanın bir parçası olduğunda, bir yargıç bunu göz ardı edemez. Bu özel AAD kararının bir direktif teşkil etmediğini ve çok tuhaf bir vakayla ilgili olduğu için evrensel olarak bağlayıcı olmadığını şiddetle iddia ediyorum,” dedi.

İçişleri Bakanı Matteo Piantedosi ise listedeki “güvenli ülke” sayısının 22’den 19’a düşürüldüğünü açıkladı. Kamerun, Kolombiya ve Nijerya önceki listeden çıkarıldı.

Bu son gelişme, Avrupa Birliği’nin sığınmacıları sınır dışı etmek ve gelenleri daha da azaltmak için “yenilikçi çözümler” aradığı bir dönemde geldi.

Geçen hafta Roma’daki bir mahkeme, Mısır ve Bangladeş’ten gelen 16 kişilik ilk göçmen grubunun gönderilmesinden sadece iki gün sonra Arnavutluk’la yapılan anlaşmayı bozdu. Roma daha sonra 16 kişiyi askeri bir gemiyle İtalya’ya göndermek için 250.000 avro harcadı.

İtalyan yargıç, Avrupa Adalet Divanı’nın bu ayın başlarında aldığı karara atıfta bulunarak, belirli istisnalar olması halinde menşe ülkelerin güvenli olarak tasnif edilmesinin mümkün olmadığını söyledi.

İtalya, Arnavutluk’taki merkezlerde yılda yaklaşık 36 bin kişinin iltica taleplerini 28 gün içinde hızlı bir şekilde incelemek istiyor. Fakat Giorgia Meloni’nin sağcı hükümeti bir çözüm bulmak için çabalarken bu merkezler şu anda boş duruyor.

Lübnan’a yaptığı bir ziyaret sırasında gazetecilere konuşan Meloni, “Bu engeli aşmamızı sağlayacak bazı normları onaylamak üzere bir araya geleceğiz. Hangi ülkelerin güvenli kabul edilebileceğini belirlemenin yargıçlara değil hükümete bağlı olduğuna inanıyorum,” dedi.

İçişleri Bakanı Matteo Piantedosi de siyasi amaçlı olduğu iddiaları üzerine kararı temyize götürme sözü verdi.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen daha geçen hafta İtalya ve Arnavutluk arasındaki anlaşmayı onaylamıştı.

Geçen haftaki zirve öncesinde AB liderlerine yaptığı açıklamada, “İtalya-Arnavutluk protokolünün faaliyete geçmesiyle birlikte bu deneyimden pratikte de dersler çıkarabileceğiz,” demişti.

Arnavutluk-İtalya anlaşması şu anda belirsizliğini korurken, Avrupa Komisyonu gazetecilere konuyla ilgili olarak “İtalyan yetkililerle temas halinde olduğunu” söyleyerek sonuç çıkarmak için çok erken olduğunu belirtti. Komisyon ayrıca İtalya’nın alacağı tüm tedbirlerin AB hukukuyla tam uyumlu olması gerektiğini de belirtti.

Mahkeme kararından önce İtalya’nın Arnavutluk merkezlerine yönelik listesi Arnavutluk, Cezayir, Bangladeş, Bosna Hersek, Kamerun, Cape Verde, Kolombiya, Gambiya, Gürcistan, Gana, Mısır, Fildişi Sahili, Kosova, Nijerya, Kuzey Makedonya, Karadağ, Fas, Peru, Senegal, Sırbistan, Sri Lanka ve Tunus’u kapsıyordu.

AVRUPA

Moldova Cumhurbaşkanı Sandu, AB entegrasyonu için anayasada değişiklik sözü verdi

Yayınlanma

Moldova Cumhurbaşkanı Maya Sandu, Avrupa Birliği’ne entegrasyon için anayasa değişikliği sözü verdi. Referandum sonuçlarına göre, seçmenlerin yüzde 50,31’i AB üyeliğini destekledi ve Sandu, anayasal bir hüküm eklenmesini mümkün kılacaklarını belirtti.

Moldova Anayasası, ülkenin Avrupa entegrasyonunu destekleyen bir hüküm eklenerek değiştirilecek.

Bu değişiklik, Moldova vatandaşlarının çoğunluğunun Avrupa Birliği’ne (AB) katılma yönünde oy kullanması üzerine gündeme geldi.

Moldova medyasına göre, Cumhurbaşkanı Maya Sandu, 21 Ekim’de düzenlediği basın toplantısında referandum sonuçlarını değerlendirirken yaptığı açıklamada, “Referandum gerçekleşti. Vatandaşların çoğunluğu Moldova’nın Avrupa yolunda ilerlemesini ve ülkemizin Avrupa uluslarının barışçıl ailesine katılmasını destekledi. Bu sonuç, Anayasa’ya Avrupa entegrasyonuna dair bir hükmün eklenmesini mümkün kılıyor. Uluslararası toplum, halkın iradesine saygı gösteriyor,” dedi.

Cumhurbaşkanı ayrıca vatandaşlarına, referandumda verdikleri oyları korumak için yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turuna aktif katılım çağrısında bulundu.

Referandum sonuçlarına göre, seçmenlerin yüzde 50,31’i AB üyeliğini desteklerken, yüzde 49,69’u aleyhte oy kullandı.

3 Kasım’da seçimlerin ikinci turu yapılacak. Finale kalan iki aday arasında, oyların yüzde 42,07’sini alan mevcut Cumhurbaşkanı Sandu ve yüzde 26,27 oy oranıyla Sosyalist Parti adayı Aleksandru Stoianoglo yer alıyor.

Daha önce, 25 Haziran’da Kişinev ile Brüksel arasındaki ilk hükümetler arası konferans düzenlenmiş ve ülkenin AB’ye katılım müzakereleri başlatılmıştı.

Moldova’da seçimler: AB entegrasyonu karşıtları önde

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Kiel Enstitüsü raporu: Almanya’nın silahlanma kapasitesi 100 yıl geriden geliyor

Yayınlanma

Kiel Enstitüsü’nün raporuna göre, Rusya son iki yılda savunma sanayii kapasitesini hızla artırırken Almanya, silahlanma konusunda ciddi bir geri kalmışlık yaşıyor. Almanya’nın askeri stoklarını 2004 seviyesine geri getirmesi 100 yılı bulabilir.

Almanya’nın en etkili düşünce kuruluşlarından biri olan Kiel Dünya Ekonomisi Enstitüsü, Avrupa’nın silahlanma görünümüne ilişkin önemli bir rapor yayımladı.

Raporda, Rusya’nın savunma sanayisinin son iki yılda Ukrayna’daki kayıplarını fazlasıyla telafi edecek bir hızla büyüdüğü vurgulanırken, Almanya’nın askeri kapasitesini artırma konusunda büyük zorluklar yaşadığı belirtildi.

Rapora göre, Almanya’nın savunma sanayiindeki ilerleme son derece yavaş. Şubat 2022’den sonra Almanya’nın savunma tedarikinde anlamlı bir artış olmadığı, ancak 2023’ün sonlarına doğru hızlanmaya başladığı tespit edildi.

Buna rağmen, Almanya’nın bazı kritik silah sistemlerinde gerileme yaşadığı ve 2004 seviyesine ulaşmasının mevcut hızla 100 yılı bulacağı ifade ediliyor.

Raporda ayrıca Rusya’nın askeri üretim kapasitesindeki büyümeye dikkat çekildi. Rusya, Almanya’nın mevcut tüm silah stoklarını sadece altı ayda üretebilecek bir seviyeye ulaştı.

Uzun menzilli hava savunma sistemleri ve tank gibi kritik silah sistemlerinde ise üretim kapasitelerini iki ila üç kat artırmış durumda.

Almanya ise Ukrayna’ya gönderdiği silahları dahi zar zor yerine koyabiliyor ve özellikle hava savunma sistemleri ile mobil roketatarlar gibi kilit ekipmanlarda ciddi eksiklikler yaşanıyor.

Almanya ve Britanya “tarihi” savunma anlaşmasını imzalayacak

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Güney Kıbrıs bankaları, yaptırımlar sonrası Rus müşterilerinin yarısını kaybetti

Yayınlanma

Rusya’nın Ukrayna’ya dönük askeri müdahalesi sonrasında uygulanan yaptırımlar, Güney Kıbrıs bankalarının Rus müşterilerinin yarısını kaybetmesine neden oldu. 2022’den bu yana Güney Kıbrıs bankaları yaklaşık 13 bin Rus ve Ukraynalı müşterinin hesabını kapatırken, toplam mevduatlar ciddi ölçüde azaldı.

Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahalesinden bu yana, Güney Kıbrıs bankalarındaki Rus müşterilerin oranı yarı yarıya azalarak yüzde 0,35’e düştü.

Aynı dönemde Rusya’dan gelen mevduatlar da toplam mevduatların yüzde 2,21’inden yüzde 1,53’üne geriledi.

Associated Press‘in Güney Kıbrıslı finans kuruluşlarına dayandırdığı haberine göre, bu düşüş, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği (AB), ABD ve Birleşik Krallık tarafından savaş nedeniyle uygulanan yaptırımların doğrudan bir sonucu olarak gerçekleşti.

Yaptırımların devreye girmesinden bu yana, 2022’den itibaren Güney Kıbrıs bankaları Rusya ve Ukrayna’dan yaklaşık 13 bin müşteri ve 35 bin hesap kaybetti. Bu durum bankalara 2 milyar avroluk bir kayıp olarak yansıdı.

AP‘nin haberine göre, Güney Kıbrıs bankaları mevduat sahiplerini çekebilecek daha az şeffaf uygulamalardan uzaklaşarak daha sıkı denetimlere yönelmeye başladı.

Yerel yetkililer, ajansa verdikleri demeçte, bu tür işlemlerden arındırılmış, şeffaf bir mali sistemin, meşru uluslararası yatırımları çekmek için gerekli koşulları oluşturacağını dile getirdi.

Ekim ayı başında Güney Kıbrıs’ın en büyük bankası olan Bank of Cyprus, 7 bin Rus müşteriye ait yaklaşık 29 bin hesabı kapattı.

Banka sözcüsü Karen Le Cannoux, “Müşteri portföyümüzü yeniden yapılandırmaya başladığımız 2014 yılında, müşterilerimizin yüzde 4’ü Ruslardı. Bugün bu oran sadece yüzde 0,4,” diye konuştu.

2023 baharında Bank of Cyprus, Avrupa Birliği’nde ikamet etmeyen 4 bin Rus müşterisinin hesaplarını kapatacağını duyurdu. Bu kararın nedeni, Rusya’nın Şubat 2023’te Mali Eylem Görev Gücü (FATF) üyeliğinin askıya alınmasıydı.

Bu yılın şubat ayı başlarında bir başka büyük Kıbrıs bankası olan Hellenic, Güney Kıbrıs belgelerine sahip olanlar da dahil olmak üzere pek çok Rus müşterisinin hesaplarını toplu olarak kapatmaya başladı.

Kapatma işlemleri, bu müşterilere ait işletme şirketlerini de etkiledi. Banka, bu kararın gerekçelerine dair herhangi bir açıklama yapmadı.

Kırım’ın Rusya’ya bağlanmasından bu yana, 2014-2023 yılları arasında Güney Kıbrıs bankaları, Rus müşterilerinin yüzde 90’ının hesaplarını kapatırken, Rusya’dan gelen mevduatlar yüzde 83 oranında azaldı.

Toplamda, çoğunluğu Rusya ile bağlantılı 72 bin gerçek ve tüzel kişiyle olan ilişkiler sonlandırıldı.

Rus şirketleri Güney Kıbrıs’tan çekiliyor

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English