Diplomasi
Japonya, ABD ile müzakerelerde ‘yen’i tartışmaya açmak istemiyor

Japonya Maliye Bakanı Katsunobu Kato, ABD’li mevkidaşı Scott Bessent ile bu hafta Washington’da bir araya gelecek. Japon para birimi yen görüşmelerde önemli bir tartışma konusu olacak gibi duyuyor, ancak kaynaklar Tokyo’nun para birimini artırmaya yönelik herhangi bir talebe karşı çıkacağını söylüyor.
Görüşmeler hakkında bilgi sahibi üç kaynağın Reuters’a aktardığına göre, bazı analistler Washington’un Tokyo’ya yeni desteklemesi için baskı yapacağını iddia ederken, Japonya döviz müdahalesi ya da merkez bankasının acil faiz artırımı gibi doğrudan eylemler için çok az alan görüyor.
Kaynaklar, Japon politika yapıcıların daha ziyade ABD’nin döviz kuru konularında aklından geçenleri ve bunların iki ülkenin bir ticaret anlaşması için müzakere edeceği adımlar paketine nasıl uyduğunu daha iyi anlamayı umduklarını söyledi.
Bu da Kato ve Bessent arasındaki ilk yüz yüze görüşme olacak toplantının, bazı piyasa oyuncularının yeni desteklemek için büyük ve koordineli bir düzenleme beklentilerinin altında kalacağı anlamına geliyor.
Kaynaklardan biri, Kato ve Bessent arasında Washington’daki Uluslararası Para Fonu’nun bahar toplantısı çerçevesinde gerçekleşmesi beklenen görüşmeye ilişkin Japonya’nın stratejisi hakkında “çoğu şey Washington’un niyetini anlamakla ilgili olacak” dedi.
Kato salı günü gazetecilere verdiği demeçte, iki ülkenin hala toplantı için bir tarih ayarlamakta olduğunu söyledi. Japon politika yapıcılar, ABD’den para politikası konusunda henüz özel bir talep almadıklarını söylüyor.
ABD’nin Japonya’ya yeni güçlendirmesi için baskı yaptığı son büyük olay 1985 yılında Washington’un G7’ye liderlik ederek Plaza Anlaşması çerçevesinde doların değerini eşgüdümlü olarak düşürdüğü zamandı.
‘Kura müdahale etmek mantıklı değil’
ABD Başkanı Donald Trump’ın büyük ticaret açığını kapatmaya odaklanması ve Japonya’yı kasıtlı olarak zayıf yen tutmakla eleştiren geçmişteki açıklamaları, Tokyo’nun yenin dolar karşısındaki değerini güçlendirmek ve ABD’li üreticilere rekabet avantajı sağlamak için baskıyla karşılaşacağı yönünde piyasa beklentilerine yol açtı.
Bu beklentiler yenin dolar karşısında son yedi ayın en yüksek seviyesine çıkmasına neden oldu.
Bessent ayrıca Japonya ile gümrük tarifeleri, tarife dışı engeller ve döviz kurları konularında görüşmeyi dört gözle beklediğini söyledi.
Daha önce Reuters’a konuşan kaynaklar, Japonya Merkez Bankası’nın (BOJ) borçlanma maliyetlerini çok düşük seviyelerden yavaş yavaş artırmasının da ikili ticaret görüşmelerinde eleştiri konusu olabileceğini söylemişti.
Ancak Japonya’nın döviz kurlarını her iki ülke için de faydalı olacak şekilde etkilemek için yapabileceği çok az şey var. Japonya’nın döviz kuru piyasasına en son girişi 2024 yılında, Temmuz ayı başında dolar karşısında 161,99 ile neredeyse otuz yılın en düşük seviyesine inen para birimini desteklemek için yen satın almasıyla oldu.
Dolardaki geniş tabanlı düşüşler yenin 140 civarına yükselmesine neden olurken, Japon yetkililer gümrük tarifelerinin zorlandığı bir dönemde ihracatçıların marjını daraltma korkusuyla para birimini daha da güçlendirecek adımlar atma konusunda temkinli davranıyor.
Japonya’nın yen satın alma müdahalesinde bulunması halinde, ABD Hazine tahvillerini satması gerekecek ki bu da ABD tahvil piyasasındaki son düşüş göz önüne alındığında Washington’un tercih etmeyeceği bir durum.
Japonya’nın para politikasını yeni desteklemek için bir araç olarak kullanmasının önündeki engel daha da yüksek. BOJ, Trump’ın gümrük tarifelerinin Japonya’nın kırılgan ekonomik toparlanmasını rayından çıkarma tehdidi oluşturduğu bir dönemde faiz oranlarını artırma konusunda acele edecek durumda değil.
Analistler, ABD’nin taleplerine yanıt olarak faiz oranlarını yükseltmenin BOJ’un para politikasını belirlemedeki bağımsızlığını da aşındıracağını ve merkez bankasının kredibilitesini tehlikeye atacağını söylüyor.
“Japonya ve ABD döviz kurlarını tartışsa bile iki tarafın yapabileceği fazla bir şey yok. Kura müdahale etmek mantıklı değil. Faiz artırımı da söz konusu değil,” diyor ANZ Japonya FX ve emtia satış direktörü Hiroyuki Machida.
Sonunda iki ülke, döviz hareketlerini tanımlarken kullandıkları dilde orta yol arayabilir.
Mitsubishi UFJ Morgan Stanley Securities’in baş ekonomisti Katsuhiro Oshima, “Hem euro hem de yen son zamanlarda oldukça yükseldi, bu nedenle ABD doların daha da düşmesini istemeyebilir” dedi.
Oshima, “İki ülke, istikrarlı döviz kuru hareketlerinin arzu edilir olduğu ve Japonya’nın yeni kasıtlı olarak zayıflatmaktan kaçınması gerektiği konusunda anlaşmaya varabilir” dedi.
Japonya Başbakanı uyardı: ABD’nin tarifeleri küresel ekonomik düzeni bozma potansiyeline sahip
‘Tarife müzakereleri ile savunma gündemi ayrı tutulmalı’
Öte yandan, Başbakan Shigeru Ishiba, pazartesi günü yaptığı açıklamada, savunma ile ilgili görüşmelerin Washington ile yürütülen gümrük tarifesi müzakerelerinden ayrı ve farklı olması gerektiğini söyledi.
Ishiba, “Tarife müzakereleri tarife müzakereleridir. Ulusal güvenlik tartışmaları ise ulusal güvenlik tartışmalarıdır. Eğer bunları ayrı tutmazsak, her bir konunun özünü çarpıtma riskiyle karşı karşıya kalacağımıza inanıyorum,” dedi.
Cuma günü de Savunma Bakanı Gen Nakatani, 2027’de sona ermeden önce Japonya’daki ABD birliklerine ev sahipliği yapmak için bir maliyet paylaşımı anlaşmasını yeniden müzakere etmek için “hiçbir neden” olmadığını vurgulamıştı.
ABD Başkanı Donald Trump defalarca ülkesinin güvenlik ortaklarının savunma için adil paylarını ödemediğinden şikayet etmiş ve Japonya’nın Amerikan birliklerine ev sahipliği yapmak için daha fazla ödeme yapmasını istediğini söylemişti.
Basında yer alan haberlere göre Trump, geçtiğimiz hafta resmi tarife görüşmelerini başlatmak üzere Washington’a giden Tokyo’nun en üst düzey tarife müzakerecisi Ryosei Akazawa ile yaptığı görüşmede konuyu gündeme getirdi.
Washington’daki toplantıdan bu yana Tokyo, bu ay sonunda yapılması planlanan bir sonraki tur görüşmelerde masaya getireceği bir öneri paketi üzerinde çalışıyor.
Hangi tavizler verilecek?
Yomiuri Shimbun’un haberine göre Tokyo, ABD’den daha fazla soya fasulyesi ve pirinç ithal etmeyi düşünüyor. Ancak Ishiba pazar günü katıldığı bir televizyon programında gıda güvenliğini etkileyebilecek tavizlerin masada olmadığını söyledi.
Ishiba ayrıca hükümetin, Trump’a ülkesinin Japonya ile olan 63 milyar dolarlık ticaret açığını azaltma konusunda bir kazanım sağlamak için pazarlık kozu olarak daha fazla sıvılaştırılmış doğal gaz ithal etmeyi düşünebileceğinin sinyalini verdi.
Nikkei’nin pazar günkü haberine göre Tokyo, Trump yönetiminin gerekliliklerin çok ağır olduğu ve Amerikan otomobil üreticilerini dezavantajlı duruma düşürdüğü yönündeki tekrarlanan iddialarını ele almak için ABD’den otomobil ithalatı için güvenlik kurallarını gevşetmeyi teklif edebilir.
Trump yönetimi mart ayının başından bu yana dünyanın hemen her ülkesinden yapılan ithalatın neredeyse tamamına yönelik bir dizi gümrük vergisi uygulamaya başladı. Japonya’dan ithal edilen taşıt araçları, çelik ve alüminyum ürünlerine %25, birkaç önemli istisna dışında diğer tüm mallara ise %10 oranında vergi uygulanıyor.
Temmuz ayına kadar anlaşma sağlanamaması halinde daha yüksek oranlar devreye girebilir ve Japonya 9 Nisan’da kısa süreliğine yürürlüğe giren %24’lük “karşılıklı” gümrük vergilerinden etkilenebilir. Otomobil parçaları üzerindeki tarifelerin mayıs ayı başında başlaması planlanıyor.
Akazawa‘nın gezisi iletişim kurulmasına yardımcı olsa da, belirsizlik duygusu yüksek olmaya devam ediyor.
Trump geçen haftaki görüşmeden sadece saatler önce sosyal medya hesabından yaptığı bir paylaşımla Akazawa ile bizzat görüşeceğini duyurdu. Bu duyuru Japonya için sürpriz oldu.
Akazawa’nın ilk ziyareti sırasında döviz kurları konusu gündeme gelmemiş olsa da, ABD’nin Japon para biriminin çok zayıf olabileceğini belirtmesiyle, yenin değeri son haftalarda gündeme gelmişti.
Japonya’nın döviz müzakerelerini yürüten Maliye Bakanı Katsunobu Kato, bu hafta içinde Uluslararası Para Fonu ve G20 Maliye Bakanları toplantılarına katılmak üzere Washington’a hareket edecek. Kato’nun orada ABD Hazine Bakanı Scott Bessent ile görüşmesi bekleniyor.
Piyasa, ABD’nin toplantıdan daha güçlü bir yen talebiyle çıkmasını beklerken, yen pazartesi günkü işlemlerde yaklaşık %1 değer kazandı ve yaklaşık yedi ay sonra ilk kez 140 Yen/dolar bölgesine girdi.
Diplomasi
AB, Boeing uçaklarına gümrük vergisi getirmeyi planlıyor

Brüksel, Washington ile ticaret görüşmelerinin başarısız olması halinde, daha fazla misilleme önlemleri kapsamında Boeing uçaklarına gümrük vergisi uygulamayı planlıyor.
Financial Times’ın haberine göre AB ticaret politikasını yürüten Avrupa Komisyonu, sivil uçakları yıllık yaklaşık 100 milyar avroluk ABD ithalatı listesine dahil edecek.
Fakat bu önlemler, AB’nin ABD gümrük vergilerinin azaltılmasında yeterli ilerleme kaydetmemesi halinde yürürlüğe girecek ve üye ülkelerin ağırlıklı çoğunluğunun onayı gerekiyor.
ABD Başkanı Donald Trump, 2 Nisan’da AB’den yapılan neredeyse tüm ihracata en az yüzde 20 ek gümrük vergisi uygulamaya koymuş fakat 9 Nisan’da “müzakerelere zaman tanımak” için bu oranı 90 günlüğüne yüzde 10’a indirmişti.
ABD’nin AB’nin çelik, alüminyum ve otomobillerine uyguladığı yüzde 25’lik gümrük vergileri ise devam ediyor.
AB de müzakere sürecine yardımcı olmak için Harley-Davidson motosikletleri, tavuk eti ve giyim dahil olmak üzere 21 milyar avro değerindeki ABD mallarına uyguladığı misilleme gümrük vergilerini 14 Temmuz’a kadar askıya aldı.
Yetkililer, anlaşma sağlanamadığı takdirde, uçak ve muhtemelen kimyasal ürünleri de içerecek bir sonraki gümrük vergisi dalgasının da muhtemelen o tarihten itibaren uygulanacağını belirtti.
Yetkililer, perşembe günü yayınlanması beklenen hedef listesinin hâlâ değişebileceği konusunda uyarıda bulundu. Eurostat verilerine göre, AB 2024 yılında ABD’den yaklaşık 18,3 milyar avro değerinde uçak, uzay aracı ve parça ithal etti.
Müzakereleri yürüten AB Ticaret Komiseri Maroš Šefčovič salı günü Avrupa Parlamentosu’nda (AP) yaptığı açıklamada, AB’nin ABD’ye ihracatının yüzde 70’inin şu anda gümrük vergisine tabi olduğunu söyledi.
ABD, ilaç, yarı iletkenler ve diğer ürünlere sektörel gümrük vergilerini uygulamaya koyarsa, bu rakam yüzde 97’ye, yani 549 milyar avroya ulaşacak. Mevcut ticaret hacmine göre, ABD her yıl 100 milyar avrodan fazla gümrük vergisi toplayacak.
Komiser, “Şimdi ABD’nin adil ve dengeli bir çözüme doğru ilerleme kaydetmeye hazır olduğunu göstermesi gerekiyor. Müzakere yoluyla bir çözümün bizim için açık ve tercih edilen sonuç olmaya devam etmesi nedeniyle ABD ile görüşmelere tam olarak bağlıyız. Fakat ABD ile görüşmelerimiz gerekli sonuçları vermezse, ‘tüm seçenekleri masaya yatırarak’ ‘eşit şartları yeniden tesis etmek’ amacıyla alternatiflere hazır olacağız,” dedi.
Havacılık ve uzay endüstrisi, entegre tedarik zincirlerinde maliyet artışlarının hissedilmeye başlamasıyla Trump’ın ticaret savaşına uyum sağlamak için acele ediyor.
Sübvansiyonlar konusundaki anlaşmazlık nedeniyle Boeing ve Airbus uçaklarına 18 ay süreyle vergi uygulanan dönem dışında, sektör 1979’dan bu yana büyük ölçüde gümrük vergisi engelleri olmadan faaliyet gösteriyor.
Tedarik zincirleri tüm dünyaya yayılmış durumda ve hem Airbus hem de Boeing yeni uçaklar için çeşitli bölgelerden parça ithal ediyor. Bazı uçaklarının parçalarını İtalya ve Japonya’dan temin eden Boeing, halihazırda daha yüksek ithalat maliyetleriyle karşı karşıya.
ABD’li sektör yöneticileri, gümrük vergilerinin kaldırılması için Beyaz Saray’a baskı yapıyor. Son haftalarda birçok havayolu şirketi yöneticisi, gümrük vergilerini ödemek yerine Boeing veya Airbus’tan uçak teslimatlarını erteleyecekleri uyarısında bulundu.
Boeing’in büyük müşterilerinden Ryanair’in CEO’su Michael O’Leary, geçen ay FT’ye verdiği demeçte, vergiler nedeniyle uçakların fiyatları artarsa teslimatları erteleyeceklerini söylemişti.
ABD, ithalatından çok daha fazla havacılık ve savunma ürünü ihraç ediyor. Sektörün ticaret örgütü olan Havacılık ve Uzay Sanayicileri Derneğine göre, 2023 yılında ABD’nin havacılık ve savunma ihracatı dünya çapında 136 milyar dolara yaklaştı. ABD’nin havacılık ve savunma ithalatının toplam değeri ise 22 milyar doların biraz altındaydı.
Salı günü Paris’te düzenlenen bir etkinlikte, Airbus CEO’su Guillaume Faury, Avrupa’nın beş yıl önceki sübvansiyon anlaşmazlığında olduğu gibi, uçaklara “karşılıklı” gümrük vergileri uygulayacağını beklediğini söyledi.
ABD ve AB, bu gümrük vergilerini 2021’de askıya almıştı.
Faury, AB’den belirli bir politika yanıtı talep edip etmediğini belirtmedi, fakat beklenen misilleme gümrük vergilerinin ABD endüstrisi üzerindeki etkisinin Trump’ın Airbus’a uyguladığı gümrük vergilerinden daha büyük olacağını söyledi.
Şirketlerin “kaybet-kaybet” durumuyla karşı karşıya olduğunu da sözlerine ekledi ve “Avrupalılar ve Amerikalılar için bu gerçekten olumsuz bir durum, ama her şeyden önce Amerikalılar için [olumsuz]. Bu yüzden zamanla sorunların çözüleceğini umuyorum. Fakat henüz öyle bir durum yok. Bu gümrük vergileri, çok yüksek performanslı transatlantik ekosistemimize zarar verecek,” diye konuştu.
Diplomasi
Trump’ın temsilcisi: Ateşkes anlaşması yakın, tek engel Putin

ABD Başkanı Donald Trump’ın özel temsilcisi Keith Kellogg, Ukrayna ve Rusya’nın 30 günlük kapsamlı bir ateşkes anlaşmasına yakın olduğunu ancak Rusya Devlet Başkanı’nın buna karşı çıktığını savundu. Kellogg, Ukrayna’nın bu ateşkesi hemen istediğini ve anlaşmanın birçok şart içerdiğini söyledi.
ABD Başkanı Donald Trump’ın özel temsilcisi Keith Kellogg, Ukrayna’nın Rusya ile ateşkesin tüm şartlarını beğenmediğini ancak tarafların anlaşmaya yakın olduğunu belirtti.
Kellogg, Fox News kanalına yaptığı açıklamada, anlaşmanın önündeki tek engelin Rusya Devlet Başkanı olabileceğini ifade etti.
Kellogg, Kiev’in “karada, denizde ve havada” geçerli olacak 30 günlük kapsamlı bir ateşkese razı olduğunu ve bu sürenin uzatılabileceğini söyledi. Ukrayna’nın bu rejimin hemen yürürlüğe girmesini istediğini aktardı.
Ateşkes planının 23 Nisan’da Londra’da yapılan “gönüllüler koalisyonu” toplantısında ele alındığını hatırlatan Kellogg, “Birçok şart içeren bu kapsamlı ateşkese hazırlar. Ve Ukraynalılar buna razı,” ifadesini kullandı.
Kellogg, “Sanırım yakınız. Sonucu alabilecek tek kişi Başkan Trump. Ve belki de önümüzdeki engel, razı olmayan Rusya Devlet Başkanı,” diye ekledi.
Rusya, “insani mülahazalarla” 8-10 Mayıs tarihlerini kapsayan bir ateşkes ilan etti.
Kremlin’den yapılan açıklamada, “Bu dönemde tüm muharebe eylemleri durduruluyor,” denildi ve Ukrayna tarafına “bu örneği takip etme” çağrısı yapıldı.
Açıklamada, Ukrayna’nın ateşkese uymaması hâlinde Rus ordusunun “yeterli ve etkili bir karşılık vereceği” belirtildi.
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, “Bu, Rusya devlet başkanının iyi niyet göstergesidir ve barışçıl bir çözüm yoluna girme isteğimizi vurgulamaktadır,” dedi.
Diğer yandan Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, 30 günlük bir ateşkes konusunda ısrarcı.
Rusya’nın ilan ettiği üç günlük ateşkese “tiyatro gösterisi” adını verdi. Kremlin ise Zelenskiy’nin bu tutumunu manipülasyon olarak değerlendirdi.
ABD Başkanı Donald Trump, Rusya’nın Zafer Günü’nün 80. yıl dönümü münasebetiyle ilan ettiği ateşkesin “önemli bir şey gibi görünmediğini” ancak “başladığımız yere kıyasla çok fazla” olduğunu söylemişti.
Mart ayında hem Rusya hem de Ukrayna, ABD tarafının enerji tesislerine yönelik saldırılara 30 günlük moratoryum önerisini kabul etmişti. Daha sonra taraflar anlaşmayı ihlal ettikleri yönünde karşılıklı suçlamalarda bulunmuştu.
Diplomasi
Trump, Rusya’yı G7’ye döndürme fikrinden caydı

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya’nın G7 ülkelerine yeniden katılması için mevcut zamanın “uygun olmadığını” belirtti, ancak ülkenin G8’den çıkarılmasının “aptalca” olduğunu ve bunun Ukrayna savaşına yol açtığını savundu. Kremlin ise Rusya’nın G7’ye dönmeye pek ilgi duymadığını, grubun önemini yitirdiğini ve Moskova’nın G20 ile işbirliğini tercih ettiğini açıkladı.
ABD Başkanı Donald Trump, Rusya’nın G7 ülkelerine yeniden katılması için mevcut zamanın “uygun olmadığını” belirtti.
6 Mayıs’ta Dünya Kupası planlama toplantısında gazetecilere yaptığı açıklamada Trump, “Sanırım şimdi [Rusya’yı G7’ye geri dahil etmek için] en uygun zaman değil. Hayır, şimdi en uygunsuz zaman. Bu fırsatı kaçırdık, değil mi?” ifadelerini kullandı.
Aynı zamanda, Rusya’nın G8’den çıkarılması kararını “çok aptalca” olarak nitelendirdi. Trump, Moskova G8’de kalsaydı, Ukrayna’ya saldırmayacağını ve durdurmaya çalıştığı “ölümcül savaşı” başlatmayacağını savundu.
Trump, daha önce şubat ayında da Rusya’yı G7’ye geri döndürme arzusunu dile getirmişti.
Bu fikri daha da öncesinde, Haziran 2020’de de ortaya atmıştı.
O dönemde ABD Başkanı, böyle bir adımın “sağduyuya uygun” olduğunu vurgulamış, ancak diğer katılımcı ülkeler bu girişimi desteklememişti.
G7, Çin hariç dünyanın en büyük yedi ekonomisini bir araya getiriyor: ABD, Birleşik Krallık, Fransa, Almanya, İtalya, Kanada ve Japonya. Rusya, 1997 yılında bu gayri resmi kulübe katılarak G8’e dönüşmesini sağlamıştı.
Ancak 2014 yılında, Kırım’ın Rusya Federasyonu’na bağlanmasının ardından Moskova, birlikten çıkarıldı.
Trump’a göre bu durum, Moskova’nın o zamanki ABD Başkanı Barack Obama’yı dış politika sahnesinde “alt etmesi” nedeniyle yaşandı. Trump, o yıllarda Washington’ın “özellikle Rusya konusunda” zayıf olduğunu iddia etti.
Trump’ın açıklamalarının ardından Kremlin’den yapılan değerlendirmelerde, Moskova’nın G7’ye dönmeye pek ilgi duymadığı belirtildi.
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, “Şu anda Yediler Grubu olarak adlandırılan grubun, önemini büyük ölçüde yitirdiğini defalarca söyledik,” ifadelerini kullandı.
Peskov’a göre, bu gayri resmi kulüp, küresel ekonominin büyüme merkezlerinin dünyanın başka bölgelerine kayması nedeniyle şu anda ekonomik büyümede lider olmayan ülkeleri bir araya getiriyor.
Bu bağlamda Rusya, G20 ülkeleriyle işbirliği yapmaya daha fazla ilgi duyuyor. Peskov, “Muhtemelen ‘Yirmiler’ gibi bir forum, kürenin ekonomik lokomotiflerini daha iyi yansıtıyor,” diye açıkladı.
-
Avrupa2 hafta önce
Almanya’da tren fabrikası tank üretimine başlıyor
-
Görüş2 hafta önce
Pahalgam terör saldırısı, Hindistan ve Pakistan yine kavgalı…
-
Görüş2 hafta önce
Dönüşümün gereklilikleri ve ulusal ortaklığın ihtiyaçları arasında Hamas
-
Ortadoğu2 hafta önce
Suriye İnsan Hakları Takip Komitesi, mezhepçi katliamlara dair nihai raporunu yayımladı
-
Asya2 hafta önce
Cammu Keşmir bölgesinde terör saldırısı: 26 ölü, 17 yaralı
-
Avrasya Günlüğü2 hafta önce
ABD’li ekonomist: Çin’in “e-ticaret + altyapı” sinerjisi bölgesel ekonomik dönüşümü hızlandırıyor
-
Görüş1 hafta önce
ABD, Ukrayna’ya ihanet etti
-
Dünya Basını1 hafta önce
Jeffrey Sachs: ABD’nin Asya’daki askeri üslerini kapatın