Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Japonya ve Çin dışişleri bakanları Endonezya’da buluşacak

Yayınlanma

Japonya ve Çin, Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği’nin (ASEAN) de dahil olduğu bir dizi toplantının yanı sıra, önümüzdeki hafta Endonezya’da bir dışişleri bakanları toplantısı için düzenlemeler yapıyor.

Japan Times’a göre, Japonya Dışişleri Bakanı Yoshimasa Hayashi ve Çinli mevkidaşı Qin Gang, muhtemelen Pekin’in şiddetle karşı çıktığı Japonya’nın arızalı Fukushima nükleer kompleksinden denize arıtılmış radyoaktif su salma planı gibi konuları ve ikili ilişkileri diyalog yoluyla istikrara kavuşturmayı görüşecekler.

Kaynaklar, Hayashi’nin ASEAN artı Japonya, Çin ve Güney Kore’yi içeren üç görüşme de dahil olmak üzere 13 ve 14 Temmuz’da Jakarta’da bölgesel dışişleri bakanları toplantılarına katılmayı planladığını söyledi.

Hayashi ve Qin arasındaki görüşmelerin, Pekin’in bölgedeki askeri ve ekonomik atılganlığının arttığı ve Tayvan’a ilişkin gerilimin devam ettiği bir dönemde, Japon hükümetinin Çin ile çeşitli düzeylerde diyaloğu geliştirmeye istekli olması nedeniyle gerçekleşeceği bekleniyor.

Ayrıca, 1978 tarihli ikili Barış ve Dostluk Antlaşması’nın imzalanmasının 45. yıldönümü olan bu yıl, Japonya Başbakanı Fumio Kishida’nın, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile bir zirve için Çin’i ziyaret etmeye istekli olduğu kaydedildi.

Bir ileri iki geri

Geçen yıl kasım ayında, Kishida ve Xi, Bangkok’ta düzenlenen bir zirvede iki ülkenin “yapıcı ve istikrarlı” bağlar arayacakları konusunda anlaşmıştı. Bu, Aralık 2019’dan bu yana iki ülkenin liderlerinin ilk yüz yüze görüşmesiydi.

Ancak, geçen yılın sonunda 60 yıllık güvenlik politikasını değiştirerek “savunmadan” “saldırıya” geçen ve savunma stratejisini tamamen ABD ile uyumlu hale getirmeyi hedefleyen Japonya, bu belgede Çin’i de “en büyük tehdit” ilan etmişti.

Tokyo’nun ABD’nin Çin’e karşı Hint-Pasifik’te planlarına dahil olmasının yanı sıra, iki ülke, Doğu Çin Denizi’ndeki Tokyo kontrolündeki ve Pekin’in hak iddia ettiği Senkaku Adaları yakınlarındaki sularda ve Çin’in Japon toprakları yakınlarında Rusya ile artan ortak askeri faaliyetleri konusunda anlaşmazlığa düştü.

Endonezya’nın başkentinde, 14 Temmuz’da ABD, Çin ve Rusya gibi üyelerin yer aldığı Hint-Pasifik’te önemli bir güvenlik diyalog platformu olan 27 üyeli ASEAN Bölgesel Forumu toplanacak.

DİPLOMASİ

Tusk, Putin’i aradığı için Scholz’u önce övdü sonra eleştirdi

Yayınlanma

Polonya Başbakanı Donald Tusk hafta sonu gelmeden Almanya Şansölyesi Olaf Scholz’un Rusya lideri Vladimir Putin’le yaptığı telefon görüşmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirmişti, fakat pazar günü Rus liderle yapılan telefon görüşmelerinin faydasız olduğunu öne sürdü.

Scholz cuma günü Putin’i arayarak Ukrayna’daki son gelişmeleri ve barış beklentilerini görüşmüştü. Scholz daha sonra Tusk’ı arayarak görüşme hakkında bilgi verdi.

Tusk aynı gün X’te yayınladığı mesajda, “Şansölyenin sadece Rus saldırganlığını kesin bir dille kınamakla kalmayıp aynı zamanda Polonya’nın pozisyonunu da yinelediğini duymaktan memnuniyet duydum: Ukrayna olmadan hiçbir şey olmaz,” yazmıştı.

Alman hükümet sözcüsü Steffen Hebestreit, Scholz’un Putin’e Rusya ve Ukrayna arasında ‘adil ve kalıcı’ bir barış için müzakere etme isteğini göstermesi çağrısında bulunduğunu söyledi.

Cumartesi günü Rusya’nın Ukrayna’nın enerji altyapısına yönelik saldırılarının ardından ise Tusk, Scholz’un Putin ile yaptığı görüşmeye atıfta bulunarak, “Kimse Putin’i telefon görüşmeleri ile durduramaz. Bu savaştaki en büyük saldırılardan biri olan gece saldırısı, telefon diplomasisinin Ukrayna’ya tüm Batıdan gelen gerçek desteğin yerini alamayacağını kanıtladı,” diye yazdı.

Tusk, önümüzdeki haftaların “sadece savaşın kendisi için değil geleceğimiz için de belirleyici olacağını” ekledi.

Scholz, Putin ile görüşmeyi savundu

Scholz, Tusk’un da aralarında bulunduğu eleştirileri reddederek Ukrayna’nın Batılı müttefiklerine güvenebileceğini ve Kiev olmadan hiçbir karar alınmayacağını söyledi.

Scholz ayrıca hiçbir Avrupalı liderin Putin ile düzenli temas halinde olmamasından yakınırken, ABD’nin Beyaz Saray’a yeniden seçilen Donald Trump ile temas halinde olacağını söyledi.

AFP’nin aktardığına göre Scholz, pazar günü Brezilya’daki G20 zirvesine gitmeden önce Berlin’de yaptığı açıklamada, Scholz’un Putin’le yaptığı görüşmenin çok detaylı olduğunu fakat Rusya liderinin savaşla ilgili görüşlerinde çok az değişiklik olduğunu gösterdiğini ve bunun iyi bir haber olmadığını söyledi.

Zelenskiy, Scholz’a tepki gösterdi

Öte yandan Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’in Scholz’u Putin’le konuşmaması konusunda uyardığı bildirildi. Ukrayna Devlet Başkanının ofisinden bir kaynak Reuters’a yaptığı açıklamada Zelenskiy’in bu görüşmenin Rus liderin izolasyonunu artırmayacağına ve savaşın daha kısa sürede sona ermesine yardımcı olmayacağına inandığını söyledi.

Zelenskiy, Ukrayna halkına hitaben yaptığı günlük konuşmada Avrupalı liderlerin Putin’i aramasının “Putin’in uzun zamandır istediği şey olduğunu” belirtti.

Ukrayna lideri, “Bana göre Olaf’ın çağrısı pandoranın kutusunu açtı. Şimdi başka konuşmalar, başka telefon görüşmeleri olabilir. Sadece bir sürü kelime,” dedi.

Zelenskiy, Putin için “izolasyonunu zayıflatmak […] ve onlarca yıldır yaptığı gibi hiçbir yere varmayacak sıradan müzakereler yürütmek son derece önemli” diye ekledi.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Rusya’dan ABD’ye uranyum ihracatına geçici kısıtlama

Yayınlanma

Rusya, ABD’ye zenginleştirilmiş uranyum ihracatına geçici kısıtlamalar getirdi. Rusya hükümetinin basın servisi, bu adımın ABD’nin Rus ürünlerine uyguladığı ambargolara yanıt olarak alındığını açıkladı.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Bu kısıtlama, ABD’ye veya ABD’nin yargı yetkisi altında olan kişilere yapılan dış ticaret anlaşmaları kapsamında zenginleştirilmiş uranyum ihracatını kapsıyor. Ancak Federal Teknik ve İhracat Kontrol Kurumu tarafından verilen tek seferlik lisanslar istisna teşkil ediyor.”

Karar, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in talimatıyla alındı ve ABD’nin 2024-2027 yılları arasında Rus uranyum ürünlerine getirdiği kısıtlamalar ile 2028 itibarıyla uygulamaya koyacağı ithalat yasağına yanıt niteliği taşıyor.

ABD Enerji Enformasyon İdaresi verilerine göre, Rusya 2023 yılında ABD’nin ticari reaktörleri için gereken zenginleştirilmiş uranyumun yüzde 27’sini sağlayarak en büyük tedarikçi oldu.

Rusya’nın ABD’ye gerçekleştirdiği uranyum ihracatının yıllık yaklaşık 1 milyar dolar değerinde olduğu tahmin ediliyor.

ABD Başkanı Joe Biden, mayıs ayında Rusya’dan zenginleştirilmiş uranyum ithalatını yasaklayan bir karara imza atmıştı.

Ancak tedarik sorunları yaşanması halinde yasak kapsamında bazı istisnalar uygulanabilecekti.

Rusya ise bu yasağı piyasa dışı bir müdahale ve haksız rekabet olarak nitelendirdi.

Putin, eylül ayında yaptığı bir açıklamada, hükümetin uranyum, titanyum ve nikel gibi stratejik hammaddelerin ihracatını kısıtlamayı değerlendirmesi gerektiğini, fakat bu kısıtlamaların ülkenin iç çıkarlarına zarar vermemesi gerektiğini vurgulamıştı.

ABD’den Rusya’ya karşı yeni nükleer atılımı

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Graham’den Netanyahu’ya: Nükleer İran’ı durdurmak için ne gerekiyorsa yapın

Yayınlanma

Güney Carolina Cumhuriyetçi Senatörü Lindsey Graham, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya, İran’ın nükleer tesislerine saldırması halinde ABD’nin İsrail’in arkasında olduğunu söyledi.

Cumartesi gecesi Kudüs’te yapılan görüşmenin ardından Graham’in ofisinden yapılan açıklamada, “ABD’nin İran’dan gelen tehdide karşı İsrail’in arkasında olduğunun görülmesi ve duyulması zorunludur,” denildi.

ABD Başkanı Joe Biden İsrail’in İran’ın nükleer tesislerine yönelik doğrudan saldırılarını desteklemediği, ama seçilmiş başkan Donald Trump’ın İsrail’i engellemeyeceği tahmin ediliyor.

Aralarında Graham’in de bulunduğu pek çok Cumhuriyetçi senatör şimdiden böyle bir hamleye destek vereceklerini açıkladılar. Ekim ayında İsrail İran’ın füze üretim tesislerini vurmuştu; Axios’un geçen haftaki iddiasına göre Perçin’deki bir nükleer silah araştırma tesisi de vuruldu.

Görüşmenin ardından ofisinden yapılan açıklamada, “Senatör Graham Amerika’nın İsrail’den daha iyi bir dostu olmadığına inanıyor. İran’ın nükleer patlamasından hiçbir zaman şimdiki kadar endişe duymamıştı. [Senatör] Başbakana şu mesajı iletti: İranlı Ayetullahın nükleer silah kapasitesine sahip olmasını engellemek için ne gerekiyorsa yapın,” denildi.

Senatörün ofisinden yapılan açıklamada, Graham’e göre “nükleer silah sahibi bir İran Ayetullahı”nın İsrail için “varoluşsal bir tehdit”, dünya için ise “bir kabus” olduğu ileri sürüldü.

Graham, “İranlı Ayetullah sürekli olarak Amerika Birleşik Devletleri’nden ‘Büyük Şeytan’ olarak bahsetmektedir. İran rejiminin nükleer silaha sahip olmamasını sağlamak Amerika’nın çıkarınadır. Bu, İsrail’deki dostlarımız ve tüm dünya için kritik ve tehlikeli bir andır,” dedi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English