Bizi Takip Edin

AVRUPA

Kaja Kallas: Barış gücü, Putin’in tuzağıdır

Yayınlanma

AB’nin diplomasi şefi Kaja Kallas Euractiv’e verdiği mülakatta Avrupa’nın Ukrayna’da olası bir barış gücüne ilişkin tartışmalarının “Rus tuzağına” düşme riski taşıdığı uyarısında bulundu.

Avrupalı liderlerin Paris’teki acil toplantısından bir gün sonra Kallas, barışı koruma misyonu için bir koalisyon bulma girişimlerinin erken olduğu, zira Rusların “barış istemediği, ortada barış olmadığı” iddiasında bulundu.

Kallas, bu tartışmalardan önce Avrupa’nın Ukrayna’yı “kötü bir anlaşmaya hayır diyebilecek” bir konuma getirmeye odaklanması gerektiğini ve “savaş alanında ne kadar güçlü olurlarsa, müzakere masasının arkasında da o kadar güçlü olacaklarını” ileri sürdü.

Riyad’daki ABD-Rusya görüşmelerinde Avrupa’nın olmaması ile ilgili olarak ise Kallas, “Elbette Amerikalılar istedikleri kişiyle görüşebilirler ama Ukrayna ile ilgili herhangi bir barış anlaşmasının işe yaraması için Ukraynalıların yanı sıra Avrupalıların da sürece dahil olması gerekiyor,” dedi.

Kallas, Avrupa’nın kabul etmediği bir anlaşmaya varılırsa, bu anlaşmanın başarısız olacağını çünkü uygulanmayacağını öne sürdü.

Müzakereler başlamadan önce “Rusya’nın istediği tüm temel talepleri vermemenin önemli olduğunu” savunan Kallas, “Aksi takdirde, Rusya’nın saldırganlığı gerçekten işe yarıyor: sadece bazı toprakları işgal etmekle kalmadılar, böylece ek toprak ve mineral kaynaklarına sahip oldular …  Bunun iyi bir müzakere taktiği olduğunu ya da güçlü olduğunu düşünmüyorum,” dedi.

Şu anda Suudi Arabistan’dan gelen görüntülere bakıldığı zaman, kazananın Ruslar gibi göründüğünü savunan AB diplomasi şefi, Rusya’nın “Herkes bize geliyor ve istediğimizi sunuyor,” diye düşündüğünü belirterek, “Rusların tuzaklarına düşmeme” çağrısı yaptı.

Çok sayıda Amerikalı ile görüştüklerini ve genel olarak farklı toplantılarda aynı kişilerden bile farklı mesajlar aldıklarını vurgulayan Avrupalı diplomat, Amerikan tarafında çok sayıda muhatap olduğu için, tüm mesajları anlamak için yeni yönetimle çalışmanın yeni yollarına uyum sağlamak gerektiğine işaret etti.

Kallas, “Amerikalılar her toplantıda bize Avrupa’ya ve birlikte çalışmaya bağlı oldukları konusunda güvence verdiler. NATO’ya bağlılar ve Avrupa’nın güvenlik kaygılarını anlıyorlar,” dedi.

Barış güçlerinden bahsedildiği durumda “Rusların tuzağına düştüklerini” ileri süren Kallas, “Çünkü onlar barış istemiyor; ortada barış falan yok. Rusların yorumlarını okursanız, oldukça mutlu olduklarını görürsünüz; zaten her şeyi kazanmışlardı,” diye konuştu.

Kallas, “barışa doğru ilerlemek istemesi için” öncelikle Putin’e baskı yapmak gerektiğini savundu.

Şu anda Avrupa’nın gücünü Ukrayna’yı desteklemeye odaklamak gerektiğini savunan Kallas, hedeflerinin Ukrayna’yı kötü bir anlaşmaya hayır diyebilecek, güçlü bir konuma getirmek olduğunu söyledi.

Pek çok toplumda “her şeyi toparlama ve her zamanki gibi iş hayatına geri dönme” isteği olduğunu belirten Kallas, ayrıca “her türlü kötü anlaşmanın” Rusya’nın yeniden toparlanıp tekrar saldırması için bir anlaşma olduğunu da anlamak gerektiğini öne sürdü.

1938’de Çekoslovakya krizi ile benzerlikler olduğunu ileri süren Avrupalı diplomat, “Aradaki fark, Çekoslovakya’nın aksine Ukrayna’nın artık savaşmaya karar vermiş olmasıdır,” iddiasında bulundu.

ABD yaptırımları kaldırırsa AB’nin ne yapacağı sorusuna ise Kallas, “Elimizdeki güçlü karttan vazgeçmek akıllıca olmaz. Ruslar neden yaptırımların kaldırılmasını istiyor? Çünkü onlara zarar verdiler ve her zamanki gibi işlerine geri dönmek istiyorlar. Elimizdeki güçlü kart bu ve bunu elden çıkarmamalıyız,” cevabını verdi.

Kallas, Rusya’nın ekonomisinin “gördükleri kadarıyla” çok kötü durumda olduğunu öne sürdü. Rusya’nın ulusal fonlarının “neredeyse tamamen” tükenmiş durumda olduğunu ve faiz oranı %20’nin üzerinde bulunduğunu ve bunun “Haiti’ninkinden daha kötü” olduğunu savunan Kallas, “Batının yaptırımları nedeniyle dışarıdan sermaye toplayamıyorlar. Petrol ve doğalgazdan eskisi kadar gelir elde edemiyorlar ve istihdam piyasaları gerçekten kötü durumda,” dedi.

Kallas, bu noktada güçlü olanın Rusya olduğuna inanmalarının istendiğini ama aslında bu doğru olmadığını savundu.

AVRUPA

Gagavuzya lideri Gutsul hakkında 20 gün tutuklama kararı

Yayınlanma

Moldova yargısı, Gagavuzya Özerk Bölgesi Başkanı Evgeniya Gutsul’u 20 gün süreyle tutukladı. Gutsul, tutuklanmasının siyasi amaçlı olduğunu savunarak Moldova Cumhurbaşkanı Maya Sandu’yu suçladı ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan yardım talep etti. Gutsul, 25 Mart’ta Kişinev Havalimanı’nda İstanbul’a gitmek üzereyken gözaltına alınmıştı.

Kişinev’deki mahkeme, Gagavuzya Özerk Bölgesi Başkanı Evgeniya Gutsul’u 20 gün süreyle tutukladı.

Savcılık, Gutsul için 30 gün tutukluluk talep etmişti, ancak mahkeme bu talebi kısmen kabul ederek siyasetçinin 20 gün tutuklu kalmasına karar verdi.

Mahkeme çıkışında konvoy eşliğinde ayrılırken Gutsul, “Gagavuzya bugün başsız bırakıldı,” dedi.

Savcı Adrian Scutaru, Gutsul’a yöneltilen suçlamaları “2023 yılında Gagavuzya’daki başkanlık seçimi kampanyasının yasa dışı finansmanı, evrakta sahtecilik, beyannamelerde sahtecilik, kampanya finansmanı raporlarında sahtecilik” olarak sıraladı.

Gutsul’un avukatları, tutukluluk kararına itiraz etmeyi planlıyor.

Evgeniya Gutsul, gözaltına alınmasının absürt olduğunu ve suçlamaların siyasi amaçlı olduğunu savundu ve kendisine yönelik bu baskının Moldova Cumhurbaşkanı Maya Sandu tarafından başlatıldığına işaret etti.

Gutsul, 25 Mart’ta Kişinev Havalimanı’nda İstanbul’a gitmek üzereyken gözaltına alındı.

Yetkililer, seçim fonlarının yönetimi düzeninin ihlali ve belgelerde sahtecilik suçlamalarıyla ilgili bir soruşturma kapsamında 72 saatliğine gözaltına alındığını açıkladı.

Gözaltına alınmasının hemen ardından Gutsul, avukatları aracılığıyla Gagavuzya halkına bir mesaj iletti.

Mesajında, “başkanlık görevinden ayrılması ve derhal ülkeyi terk etmesi karşılığında hakkındaki davanın düşürülmesinin teklif edildiğini” belirtti.

Gutsul’un avukatı Sergey Moraru, 2023 yılında da ceza davasının kapatılması karşılığında istifa etmesinin teklif edildiğini de sözlerine ekledi.

Gutsul, sadece özerk bölge halkına değil, aynı zamanda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da başvurdu.

Putin’den, “Moldova makamlarına baskı yapmak için tüm diplomatik, siyasi ve hukuki mekanizmaları kullanmasını” ve “bağımsız Moldova Cumhuriyeti içindeki Gagavuz Özerk Bölgesi’nin özel statüsüne kesin ve net bir destek vermesini” istedi.

Erdoğan’a hitaben ise Gutsul, Ankara’nın 30 yıl önce Gagavuzya’nın Moldova içinde özel statü kazanmasına yardımcı olduğunu hatırlattı ve özerk bölge halkının Türkiye Cumhurbaşkanı’nın müdahalesini beklediğini söyledi.

Gagavuzya, Moldova’nın güneyinde yaklaşık 135 bin kişinin yaşadığı özerk bir bölge.

Yerli halkın neredeyse tamamı Rusya’yı destekliyor ve ülkenin Avrupa Birliği’ne katılmasına karşı çıkıyor.

Geçen seneki cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda, Gagavuzya’da özerk bölge doğumlu Aleksandr Stoianoglo birinci olurken, görevdeki Moldova Cumhurbaşkanı Maya Sandu (sonunda ikinci dönem için yeniden seçildi) ancak beşinci sırada yer aldı.

Evgeniya Gutsul, Temmuz 2023’ten beri Gagavuzya’yı yönetiyor.

Özerk bölge başkanlığı seçimlerine, iş insanı İlan Şor tarafından kurulan Şor Partisi’nden katıldı.

Haziran 2023’te, seçimlerden bir ay sonra, Moldova Anayasa Mahkemesi Şor Partisi’nin faaliyetlerini yasa dışı ilan etti.

Gözaltına alınan Gagavuzya lideri Gutsul, Putin ve Erdoğan’dan yardım istedi

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Fransa, savunma sanayisi için 450 milyon avroluk fon kuruyor

Yayınlanma

Fransa Ekonomi Bakanı Eric Lombard geçen hafta Fransa’nın kamu yatırım bankası BpiFrance’ın, insanların paralarını “uzun vadede” savunma şirketlerine yatırmaları için 450 milyon avroya kadar yeni bir fon açacağını duyurdu.

Fona minimum 500 avro yatırım yapılması gerekiyor ve garanti edilmeyen kazançlar beş yıl boyunca geri çekilemiyor.

Duyuru, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un bu ayın başlarında ülkenin zorunlu askerliği yeniden getirmeye hazır olmadığını, ama “sivilleri harekete geçirmenin yollarına bakmak” istediğini söylemesinin ardından geldi.

Lombard geçen hafta yaptığı açıklamada, sabit bir getiri oranı sunmayan yeni kişisel yatırım planının, Fransızların “uzun vadeli plasmanlarla” “savunma sektöründeki şirketlerde doğrudan hissedar” olmaları için bir yol olduğunu söyledi.

Lombard, fona doğrudan ya da hayat sigortası poliçeleri aracılığıyla yatırım yapmanın mümkün olacağını da sözlerine ekledi.

Lombard açıklamasının ardından yayın kuruluşu TF1’e yaptığı açıklamada, “Diğer özel şirketler, yatırım fonları ve bankalar müşterilerine uyarlanmış ürünler sunacaklar,” dedi.

Müşterilerin bu yılın ikinci yarısından itibaren programa abone olmaya başlaması bekleniyor.

Sıradan insanlar için cazip bir yatırım mı?

BFM TV’nin kısa süre önce yaptığı bir ankete göre, Fransa’nın Ukrayna’ya desteğinin artırılması ya da sürdürülmesinden yana olan insanlar arasında yatırım fonuna olan ilk ilgi oldukça yüksek görünüyor.

Ouest-France’a göre Fransa Silahlanma Bakanı Sébastien Lecornu kısa bir süre önce yaptığı açıklamada, “Bakanlık olarak yurttaşlarımızdan hiç bu kadar çok mektup almamıştık: ‘Nasıl yardımcı olabiliriz?’ [diye soruyorlar],” dedi.

Bpifrance Genel Müdürü Nicolas Dufourcq geçen hafta yatırımcılar ve savunma şirketleri arasında yapılan bir toplantıda fonun “savunma şirketlerine yatırım yapacağını” söyledi.

Ekonomi Bakanlığı, fonun Dassault Aviation, Safran, Thales ve Airbus gibi dokuz büyük grubun yanı sıra 4.500’den fazla küçük ve orta ölçekli işletmeyi içeren Fransa’nın “endüstriyel ve teknolojik savunma üssünü” desteklemeyi amaçladığını söyledi.

Başlıca Fransız bankaları Fransız savunma sanayine desteklerini ve sektörün beklenen ihtiyaçlarını finanse etmeye hazır olduklarını teyit ettiler.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

İsveç’ten Soğuk Savaş sonrası en büyük savunma harcaması artışı

Yayınlanma

İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, ülkesinin Soğuk Savaş’tan bu yana en büyük savunma harcaması artışını planladığını duyurdu. Silahlı kuvvetlerin modernizasyonu için 300 milyar İsveç kronundan (yaklaşık 30 milyar dolar) fazla kaynak ayrılacak ve savunma harcamalarının 2030’a kadar GSYİH’nin yüzde 3,5’ine çıkarılması hedefleniyor.

İsveç, silahlı kuvvetlerinin modernizasyonu için 300 milyar İsveç kronundan (yaklaşık 30 milyar dolar) fazla kaynak ayırarak savunma harcamalarını önemli ölçüde artırmayı planlıyor.

Başbakan Ulf Kristersson, bunun İsveç’in Soğuk Savaş’tan bu yana savunma kapasitesini en kapsamlı şekilde güçlendirmesi olacağını vurguladı.

Kristersson, sosyal medya platformu X (eski adıyla Twitter) üzerinden yaptığı paylaşımda, “İsveç ve tüm Avrupa, benzeri görülmemiş yeni güvenlik sınamalarıyla karşı karşıya. Bu nedenle bugün, İsveç silahlı kuvvetleri için Soğuk Savaş’tan bu yana en büyük yeniden silahlanma planını sunuyoruz,” ifadelerini kullandı.

Başbakan, ülkenin savunma bütçesinin hâlihazırda NATO’nun yüzde 2’lik Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) hedefini aştığını ancak bunun yeterli olmadığını belirtti.

Yeni strateji kapsamında, savunma harcamalarının 2030 yılına kadar GSYİH’nin yüzde 3,5’ine çıkarılacağını açıkladı.

Kristersson, bu girişimin hayata geçirilmesi için kredi finansmanı kullanılmasının planlandığını da sözlerine ekledi.

Ayrıca Kristersson, NATO’nun üye ülkelerin askeri harcamalarına ilişkin gerekliliklerinin gözden geçirilmesini başlatmayı planladığını bildirdi.

Başbakan, haziran ayında Lahey’de yapılacak NATO zirvesinde, ittifakın asgari harcama oranının yüzde 2’den daha yüksek bir seviyeye çıkarılması için çaba göstereceğini ifade etti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English