Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Kishida enerji arzını güvenceye almak için Körfez turunda

Yayınlanma

Japonya Başbakanı Fumio Kishida, Ukrayna savaşıyla kızışan enerji rekabetinin ortasında enerji arzını güvence altına almaya ve Japon yeşil teknolojisini sunmaya odaklanan Körfez turunun ikinci durağı için pazartesi günü Birleşik Arap Emirlikleri’ne geldi.

Devlet haber ajansı WAM, Kishida’nın Abu Dabi’ye indikten sonra Emirlik Devlet Başkanı Şeyh Muhammed bin Zayed el-Nahyan ile bir araya geldiğini ve iki liderin BAE ile Japonya arasında “kapsamlı bir stratejik ortaklığı” tartıştığını bildirdi. WAM, farklı sektörleri kapsayan çeşitli anlaşmalar imzaladıklarını da ekledi.

Kishida ayrıca, salı günü büyük gaz üreticisi Katar’a gitmeden önce BAE-Japonya iş forumuna katıldı.

Japonya aktif olarak yenilenebilir enerji teknolojilerini geliştiriyor ve 2050 yılına kadar karbon nötr olmayı hedefliyor. Kasım ayında Dubai’de yapılacak iklim zirvesi öncesi Kishida’nın “Japon bilgi birikimini teşvik etmeye” çalışacağı belirtildi.

Daha önce devlet petrol devi Abu Dabi Ulusal Petrol Şirketi, Japonya’nın ham petrolünün yaklaşık %25’ini BAE’den ithal ettiğini ve bunun da onu ADNOC’un en büyük uluslararası petrol ve gaz ürünleri ithalatçısı yaptığını söyledi.

BAE devlet haber ajansı WAM tarafından pazar günü yayınlanan bir yazıda Kishida, “BAE’den gelen güvenli enerji arzı, Japonya’nın ekonomik büyümesini yıllardır destekledi” denildi.

BAE ziyareti ise, Riyad’ın Japonya’ya petrol arzını güvence altına almaya kararlı olduğunu ve temiz hidrojen, amonyak ve geri dönüştürülmüş karbon yakıtları konusunda Tokyo ile işbirliğini sürdüreceğini söylediği pazar günkü Suudi Arabistan ziyaretinin ardından geldi.

Suudi Arabistan ile 26 anlaşma imzalandı

Suudi devlet haber ajansı SPA’nın pazartesi günü bildirdiğine göre, Kishida ve Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, dünyanın dört bir yanındaki ülkelerin net sıfır geçişlerine ulaşmalarına yardımcı olacak “Manar” girişimini başlatma konusunda anlaştılar.

Japonya Dışişleri Bakanlığı tarafından pazartesi günü yayınlanan açıklamaya göre, Tokyo ve Riyad ayrıca dışişleri bakanı düzeyinde yeni bir stratejik diyalog başlatmaya hazırlanıyor.

Açıklamada, “Her iki lider de iki ülke arasındaki siyaset, diplomasi ve güvenliği kapsayan alışverişleri daha fazla canlandırma konusunda anlaştılar” denildi.

Kishida ayrıca, Suudi Yatırım Bakanı Halid el-Falih ile bir araya geldi.

Bakan Falih, imzalanan anlaşmalar ve protokollerin iki ülke arasındaki ekonomik ve ticari ilişkileri güçlendirmeye katkı sağlayacağını, ortaklığı genişleteceğini söyledi.

Yapılan 26 anlaşma ve protokolün temiz enerji alanlarında yoğunlaştığını kaydeden Bakan Falih, bunların yenilenebilir enerji, hidrojen enerjisi, uzay, teknoloji, tarım, eğlence, yapay zeka gibi bir alanı kapsadığını belirtti.

Falih, “İki ülke arasında imzalanan anlaşmalar gelecek dönemde ekonomik ortaklığı yeni düzeylere taşıyacaktır” dedi.

Japonya Dışişleri Bakanlığı’ndan üst düzey bir yetkili de bu hafta gazetecilere verdiği demeçte, Kishida’nın gezisi sırasında enerji piyasalarını tartışmayı planladığını ve aynı zamanda net sıfıra geçiş için Japon teknolojileri sunmayı hedeflediğini söyledi.

Katar ile LNG işbirliği

Japon liderin salı günü ise dünyanın en büyük LNG (sıvılaştırılmış doğalgaz) ihracatçısı Katar’a geçmesi bekleniyor. Doha ziyareti öncesi Katar Haber Ajansı’na (QNA) konuşan Kishida, Katar’ı Japonya için “önemli bir ortak” olarak nitelendirerek, Japonya ve Katar’ın ilişkilerini sadece enerji sektöründe değil, çeşitli alanlarda da istikrarlı bir şekilde geliştirdiğini söyledi.

Göreve başlamasından bu yana ülkeye yaptığı ilk ziyaretin önemini vurgulayan Kishida, mevcut ziyaretin, işbirliğini genişletme potansiyeli olan iki ülke arasındaki işbirliğinin güçlendirilmesini tartışmak için harika bir fırsat olacağını da sözlerine ekledi.

Uzun yıllardır Katar’dan gelen istikrarlı LNG ve petrol arzının Japonya’nın ekonomik büyümesini desteklediğini ve Japonya ile Katar’ın istikrarlı bir şekilde karşılıklı yarar sağlayan bir ilişki geliştirmesine izin verdiğini söyleyen Kishida, 1990’lardan beri Japon şirketlerinin, Katar’da tam ölçekli LNG tesislerinin inşasına katkıda bulunduğunun altını çizdi:

“Katar’ın refahının mihenk taşı olarak görülen Kuzey Sahası Genişletme Projesi’nde, Şubat 2021’de bir Japon şirketi ile LNG tesislerinin geliştirilmesi ve inşası için sözleşme imzalandı. Ayrıca Japon şirketleri, Katar’daki önemli altyapının inşasına katkıda bulundu. Doha Metrosu ve Hamad Uluslararası Havalimanı’nın inşası gibi. Japon yüksek teknoloji şirketlerinin Katar’ın daha da gelişmesine katkıda bulunmaya devam etmesinden çok memnunum.”

Japonya Başbakanı, ayrıca Katar’ın 11 Mart 201’deki büyük deprem sırasında 4 milyon tonluk ek LNG tedariki ve 100 milyon $’lık destek fonunu içeren cömert yardımı için takdirini yineledi.

“Yeşil bir toplumun gerçekleştirilmesine yönelik küresel hareket hızlanırken, Japonya’nın Ekim 2020’de duyurduğu 2050 yılına kadar karbon nötr ve karbondan arındırılmış bir topluma ulaşma hedefinden” bahseden Kishida, nispeten düşük çevresel etkiye sahip bir enerji kaynağı olan LNG’yi kullanırken, enerji tasarrufu, hidrojen ve amonyak dahil olmak üzere temiz enerji alanındaki işbirliğinin önemini vurguladı. İki ülkenin temiz enerji alanındaki işbirliği kapsamında Katar’daki ilk büyük ölçekli güneş enerjisi üretim projesine bir Japon firmasının katıldığına dikkat çekti.

Bölgede ve dünyada barış, istikrar ve refahı sağlamak için “Özgür ve Açık Hint-Pasifik” vizyonunu savunduklarını öne süren Kishida, bu kapsamda Katar’la daha yakın çalışmayı arzu ettiklerini vurguladı.

Katar ile Japonya arasındaki ilişkinin enerji işbirliğinin ötesine geçtiğini kaydeden Kishida, Ortadoğu’da, Körfez’de barış gündemini, “Çin ve Kuzey Kore gibi Doğu Asya meseleleri” konusunda da görüş alışverişinde bulunduklarını ifade etti.

Japonya Başbakanı, “Uluslararası arenada, Afganistan’daki durum da dahil olmak üzere uluslararası toplumdaki durumun istikrara kavuşturulması ve gerilimlerin hafifletilmesinde hayati bir rol oynayan Katar ile yakın bir şekilde çalışmak niyetindeyim” dedi.

Tokyo’da LNG Konferansı

Japonya, yarın Tokyo’da LNG Üretici-Tüketici Konferansı 2023’e ev sahipliği yapacak.

Bilgi sahibi kaynaklara göre hükümet, bu konferansta, Uluslararası Enerji Ajansı (UEA) üyesi ülkeler için bir gaz stoklama çerçevesi oluşturulmasını önerecek.

Japonya sunacağı gaz stoku önerisinin şubat ayında yapılacak UEA bakanlar toplantısının gündemine dahil edilmesini hedefliyor.

UEA halihazırda ABD ve Japonya gibi üye ülkelerin acil durumlarda en az 90 günlük net ithalata eşdeğer bir acil durum petrol rezervine sahip olmasını şart koşuyor ve Japonya’nın önerisi gaz için benzer bir strateji oluşturmayı hedefliyor.

Kishida’nın Körfez ziyaretinin bu önerinin sunulacağı toplantıyla aynı zamanda denk gelmesi dikkat çekti.

Japonya enerji ihtiyacının yüzde 90’nını Ortadoğu’dan karşılıyor.

Ziyaret öncesi Japan Times’a konuşan Japonya Enerji Ekonomisi Enstitüsü Yönetim Kurulu Üyesi Shıji Hosaka, “Gelecekte enerji ithalatı azalmaya devam etse de Japonya’nın 2050’den sonra bile Ortadoğu’dan petrol ve doğal gaz almaya devam edeceğini düşünüyorum” yorumunu yaptı.

Japonya Gaz Birliği Başkanı Takahiro Honjo da bu ziyaretin, LNG ve diğer yakıt türlerinin istikrarlı bir şekilde tedariğinin sağlanmasına yardımcı olmasını beklediklerini belirtmişti.

DİPLOMASİ

Peru Chancay Limanı, Çin’in Kuşak Yol’u için de yeni fırsatlar açacak

Yayınlanma

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ve Peru Devlet Başkanı Dina Boluarte perşembe günü Peru’nun Chancay kentinde dev bir limanın açılışını online olarak yaparak 3,6 milyar dolar yatırım çekmesi beklenen ve Çin’den Pasifik Okyanusu üzerinden Güney Amerika’ya doğrudan bir rota oluşturacak bir altyapı projesini kutladılar.

Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği forumu ve Xi’nin Başkan Joe Biden ile yapacağı son toplantı öncesinde gerçekleşen liman açılışı, bir zamanlar ekonomik fırsatlar için öncelikle ABD’ye bakan bir bölgede Çin’in artan etkisinin altını çiziyor.

Xi, Peru’ya varışından önce El Peruano gazetesinde yayınlanan başyazısında “Çin, Perulu dostlarımızla tek yürek ve aynı hedefle el ele çalışmaya ve dostluğumuzun gemisini daha da parlak bir geleceğe doğru yönlendirmeye hazırdır” diye yazdı .

Çin lideri mega limanın açılış töreninde yaptığı konuşmada projeyi “Kuşak ve Yol Girişimi himayesinde Çin-Peru işbirliğinin başarılı bir örneği” olarak övdü.

Xi, yatırımın Çin ve Latin Amerika arasında yeni bir deniz koridoru oluşturacağını, “büyük İnka yolu ile deniz İpek Yolu’nu birbirine bağlayarak Peru ve bölgedeki diğer uluslar için ortak refahın yolunu açacağını” söyledi.

Çin lideri, “2,000 yıldan daha uzun bir süre önce Çinli atalarımız Pasifik boyunca yelken açarak Deniz İpek Yolu’nu oluşturdular ve Doğu ile Batı’yı birbirine bağladılar. Perulu İnka halkı 500 yılı aşkın bir süre önce dağları ve vadileri korkusuzca aşarak And Dağlarını kuzeyden güneye kat eden İnka Yolu’nu inşa etti” dedi ve şöyle devam etti:

“Bugün Chancay Limanı modern İnka Yolu için yeni bir başlangıç noktası haline geliyor. Chancay’dan Şanghay’a, Peru’daki Kuşak ve Yol girişimi kapsamında sadece yeni bir gelişmeye değil, aynı zamanda yeni bir çağ için yeni bir kara-deniz geçidinin doğuşuna tanık oluyoruz.”

Çin lideri ayrıca proje ortaklarını ulaşım kapasitesini artırmaya, hizmetleri iyileştirmeye ve Güney Amerika ile Çin arasındaki bağlantıları güçlendirmeye çağırdı.

Peru lideri Boluarte bu projeyi kıtayı Asya’ya bağlayan potansiyel bir “sinir merkezi ” olarak nitelendirdi ve bunun yılda 8,000 kişiye istihdam ve 4.5 milyar dolarlık ekonomik faaliyet yaratabileceğini söyledi.

Çinli şirketler derin su limanı projesinin neredeyse her aşamasında yer alıyor. Yüksek teknolojili lojistik merkezi, 2019 yılında projeye yüzde 60 hisse almak için 1,3 milyar dolar yatırım yapan Çinli nakliye devi Cosco tarafından işletilecek. Çin devlet medyası, tamamlanmış projenin toplam maliyetinin 3,6 milyar dolar kadar olduğunu tahmin ediyor.

Sadece küçük gemileri elleçleyecek bir liman inşa eden ilk aşamanın bu ay faaliyete geçmesi bekleniyor.

Otomatik kargo vinçleri Shanghai Zhenhua Heavy Industries tarafından tedarik ediliyor. Çinli şirketler tarafından üretilen elektrikli sürücüsüz kamyonlar ise konteyner ve kargoları taşımak için kullanılacak. Bu arada Kongre müfettişleri bu Çinli şirketin ABD limanları için güvenlik riski oluşturduğunu iddia etmişti.

ABD tedirgin

Çin’in bölgede artan etkisinden endişe duyan ABD, Peru’nun Çin askeri gemileri tarafından kıtada bir dayanak noktası olarak kullanılabileceğini öne sürdü.

Kısa bir süre önce emekli olan ABD Güney Komutanlığı eski başkanı General Laura J. Richardson, Financial Times’a verdiği bir röportajda Chancay’in Çin donanmasına ait savaş gemilerine ev sahipliği yapabileceğini söylemişti. Pekin yönetimi projenin ticari çıkarlar dışında bir amacı olduğunu reddetti.

Washington Post’a konuşan, Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nin Amerika Programı Direktörü Ryan Berg, “Çinliler ille de büyük bir gösteri yapmak ve orada bir savaş gemisi konuşlandırmakla ilgilenmiyorlar, ancak bunun bir seçenek olduğunu bilmek istiyorlar” dedi.

Liman, kıtanın Çin ile giderek güçlenen bağlarını vurguluyor.

Çin’in Latin Amerika’daki yatırımları, madencilik ve diğer maden çıkarma endüstrilerinin ötesine geçerek hızla gelişiyor.

Peru bölgesel merkez olabilir

Bu arada Peru kamuoyu, bölgeye yatırım çekecek bir yüksek teknoloji merkezi olasılığını memnuniyetle karşıladı.

Tamamlandığında limanın 15 rıhtımı, Güney Amerika’da Panama Kanalı’ndan geçemeyecek büyüklükteki taşıyıcı gemilere ev sahipliği yapabilecek ilk yer olacak.

Çinli araştırmacılar, bu rotanın maliyetleri düşüreceğini ve sefer sürelerini 10 ila 20 gün kısaltarak bölgedeki diğer merkezlerden iş çekeceğini söyledi.

Ayrıca Peru’yu yeni ihracat pazarları ve hatta kıtada fabrika kuracak yerler arayan Çinli şirketler için cazip bir yer haline getirebilir. Haziran ayında Çin’e yaptığı bir ziyarette Boluarte, Çinli elektrikli otomobil devi BYD’nin ülkede bir montaj tesisi kurmayı düşünmesinin nedeni olarak Chancay’i gösterdi.

Peru liman otoritesi bu yıl Cosco’nun yatırım anlaşmasının şartlarını değiştirmeye çalıştı ve Çinli firmaya liman üzerinde 30 yıl boyunca münhasır işletme hakkı vermeyi kabul ederken “idari bir hata ” yapıldığını öne sürdü. Dava, Boluarte’nin Xi ile görüşmek üzere Çin’e gitmesinden günler önce haziran ayında düştü.

Chancay, Xi tarafından 2013 yılında başlatılan ulaşım ve teknoloji altyapısı inşa etmeye yönelik 1 trilyon dolarlık bir plan olan Kuşak ve Yol Girişimi kapsamında 40’tan fazla limandan oluşan genişleyen bir küresel ağa katılacak.

Xi ve Boluarte’nin ayrıca genişletilmiş bir serbest ticaret anlaşması imzalaması bekleniyor. Çin on yıldır Peru’nun en büyük ticaret ortağı konumunda. İki ülke geçen yıl 36 milyar dolarlık mal ticareti yaparken, Peru’nun ABD ile ticareti 21 milyar dolardı.

Pekin için liman, Peru ve komşu ülkelerdeki bir dizi mevcut yatırımı bir araya getirmeyi vaat ediyor.

Çin, Chancay’ı Latin Amerika’daki en büyük ticaret ortağı olan Brezilya’ya bağlayan bir demiryolu hattı inşa etmeyi hedefliyor ve Çinli firmalar Lima’nın elektrik dağıtımını devralma sürecinde.

Peru madencilik sektöründeki Çin yatırımlarının toplamı 11.4 milyar dolar. Bunun büyük bir kısmı elektronik ve temiz enerji teknolojilerinin üretimi için gerekli olan bakıra erişimi güvence altına almaya odaklanmış durumda.

Dünyadaki bakır rafinasyonunun neredeyse tamamı Çin’de gerçekleştiğinden, Chancay limanı Pekin’in Güney Amerika’nın ikinci en büyük ham bakır üreticisindeki madenlere erişimini geliştirmesine yardımcı olacak.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Çin’in en büyük bankalarından biri, Rusya’ya yapılan yuan transferlerini engellemeye başladı

Yayınlanma

Çin’in dördüncü büyük bankası Bank of China, Rusya ile ticari ilişkileri bulunan ülkelerden yapılan yuan transferlerini engellemeye başladı.

RBK gazetesine konuşan iş insanları, avukatlar ve danışmanlar, varlıklarına göre Çin’in dördüncü büyük bankası olan Bank of China’nın, Rusya’nın mal alımı için kullandığı bazı ülkelerden yuan transferlerini engellemeye başladığını belirtti.

Örneğin, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) merkezli bir şirket, kısa süre önce Kazakistan’daki Bank CentreCredit’ten Çin’in Chouzhou Commercial Bankası’na yuan transfer edemedi.

İhracatçılar ve İthalatçılar Birliği Hukuk Komitesi Başkan Yardımcısı Vladislav Donçenko, bu işlemin, Kazakistan bankasının muhabir bankası olarak görev yapan Bank of China tarafından bloke edildiğini açıkladı.

Donçenko, şirketin ne yöneticisinin ne de kurucusunun Rusya ile resmi bir bağı bulunmadığını vurguladı. Ayrıca, Chouzhou Bank’ın artık yalnızca doğrudan muhabir ilişkiye sahip olduğu bankalardan ödeme kabul ettiğini belirtti.

ITSWM Danışmanlık Şirketi kıdemli analisti Giorgiy Okromçedlişvili ise, benzer sorunların Gürcistan ve Ermenistan’daki bankalardan Çin’e para aktarırken de yaşandığını ifade etti.

Diğer yandan Rus-Asya Sanayiciler ve Girişimciler Birliği Genel Konseyi Sekreteri Maksim Spasskiy, bu tür vakalardan haberdar olduğunu söyledi.

Bank of China’nın, Çin bankaları arasında en katı ve karmaşık uyumluluk prosedürlerine sahip olduğunu belirten Spasskiy, “Ufak bir risk şüphesi bile ödeme yapmayı reddetmelerine yol açabiliyor,” dedi.

Genel olarak, Çin’den yapılan mal alımları söz konusu olduğunda, sıradan ürünler için (örneğin tekstil ürünleri) ödemeler genelde küçük bölgesel bankalar aracılığıyla yapılabiliyor.

Fakat karmaşık ekipman veya elektronik ürünlerin teslimatı söz konusu olduğunda ve ödeme yapan şirket BAE, Kırgızistan veya Kazakistan merkezliyse, süreç daha da karmaşıklaşıyor.

NSP Hukuk Bürosu ortaklarından Aram Grigoryan, Çin bankalarının, aynı müşterinin hesapları arasında bile para transferi seçeneklerini giderek daha fazla daralttığını ve bu durumun kötüleşeceğini söyledi.

Grigoryan, “Bazı durumlarda, Çin bankaları yabancı bir banka hesabından Çin’deki bir banka hesabına ödeme yapılması için özel izinler talep ediyor,” ifadelerini kullandı.

BGP Litigation avukatı Kseniya Mudrik, Bank of China’nın, Rusya ile bağlantılı tarafların doğrudan veya dolaylı katılımıyla gerçekleşen sınır ötesi ödemelerde muhafazakâr bir politika izlediğini belirtti.

Nordic Star hukuk firmasının yönetici ortağı Andrey Gusev de Bank of China’nın bu tedbirleri yalnızca uluslararası baskılar nedeniyle değil, aynı zamanda iç düzenlemeler doğrultusunda aldığını ifade etti.

Rusya’dan yapılan ödemelerle ilgili sorunlar, Ukrayna’daki savaş nedeniyle 2022’de başlayan yaptırımların bir sonucu olarak ortaya çıktı. Aralık 2023’ten itibaren, “dost” ülkelerden bazı bankalar, ABD Başkanı Joe Biden’ın kararnamesi nedeniyle Rus şirketleriyle çalışma politikalarını daha da sıkılaştırdı.

Söz konusu kararnamede, yabancı bankaların, Rusya’dan yaptırım altındaki kişilere yönelik işlemleri kolaylaştırmaları veya Rusya’nın savunma sanayiine tedarik sağlamaları durumunda cezai yaptırımlara maruz kalabileceği belirtiliyor.

Çin-Rusya ödemeler sorunu

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Hırvatistan, 91 milyon dolarlık Bayraktar TB2 alacak

Yayınlanma

Hırvatistan hükümeti perşembe günü yaptığı açıklamada, parlamento komitesinin ABD yapımı roket sistemlerinin alımını desteklemesinden birkaç gün sonra, 86 milyon avroluk (91 milyon dolar) bir anlaşmayla Türkiye’den insansız hava araçları satın alacağını söyledi.

Hükümetten yapılan açıklamada, Bayraktar TB2 SİHA’larının 2026 yılına kadar satın alınmasının onaylandığı belirtildi.

Altı insansız hava aracının yanı sıra çeşitli ekipman ve uzmanların eğitimini de içeren anlaşmanın Hırvatistan ordusunun “çağdaş tehditlere başarılı bir şekilde yanıt vermesini” sağlayacağı belirtildi.

Salı günü ayrıca parlamentonun savunma komitesi ABD’den yaklaşık 290 milyon dolar değerinde sekiz adet HIMARS füze sisteminin satın alınmasını onaylamıştı.

Genelkurmay Başkanı Tihomir Kundid bunun ülkede “topçu füze birliklerinde yeni bir dönem” anlamına geleceğini söyledi.

Perşembe günü hükümet ayrıca Almanya’dan 50 adede kadar Leopard tankı satın almak için hazırlıklara başladı; bu işlem eski tanklarının ve diğer askeri ekipmanlarının bir kısmının Ukrayna’ya gönderilmesini de içeriyor.

Hırvatistan Savunma Bakanı Ivan Anusic ve Alman mevkidaşı Boris Pistorius tarafından ekim ayı sonunda imzalanan niyet mektubu, Zagreb’in Kiev’e 30 tank, 30 savaş aracı, mühimmat ve ekipman teslim etmesini ve bunların değerinin yeni Leopard 2A8’lerin toplam fiyatından düşülmesini öngörüyor.

Hem Avrupa Birliği hem de NATO üyesi olan Hırvatistan, nisan ayında Fransa’dan satın aldığı 12 savaş uçağının ilk partisi olan altı Rafale savaş uçağını teslim aldı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English