Diplomasi
Lavrov, ABD’nin Montrö Sözleşmesi’ni değiştirmekte başarılı olamayacağını söyledi

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Türkiye’nin Montrö Sözleşmesi’nin hükümlerini kesin bir şekilde uyguladığını belirterek, ABD’nin sözleşmeyi değiştirme konusunda başarılı olamayacağını ifade etti.
New York’taki Birleşmiş Milletler (BM) binasında basın toplantısı düzenleyen Lavrov, AA muhabirinin, “ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), Türkiye’nin Montrö Sözleşmesi’nin ilgili maddesini uygulama kararına değinerek, Türkiye ile çatışmadan uzaklaşmak için birlikte çalışabileceğine işaret etti. Bu yoğunlukla Montrö Sözleşmesi’nin feshi olarak yorumlandı. Sizin bu konuda görüşleriniz nedir?” sorusunu yanıtladı.
Lavrov, “ABD’nin eğer Montrö Sözleşmesi’ne ilişkin bir değişiklik talebi bulunuyorsa, Türk meslektaşlarımız, sözleşmenin koruyucuları olarak bize birçok kez sözleşmenin hükümlerini kesin bir şekilde uygulayacaklarını söylediler” dedi.
ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin’in “işe döndüğünü” ve bu yüzden Pentagon’un tekrar hareketlendiğini değerlendiren Lavrov, “Başarılı olacaklarını düşünmüyorum” mesajını verdi.
Pentagon’un açıklaması
ABD Savunma Bakan Yardımcısı Celeste Wallander, dün düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’nin Montrö Sözleşmesi’ne dayanarak Ukrayna’ya gönderilen yardımları ve gemileri engelleyip engellemeyeceği sorusu üzerine, Montrö’nün 19. madde uygulamasına atıf yaparak şu yanıtı vermişti:
“Türkiye de dahil olmak üzere Karadeniz’e kıyısı olan ülkelerle birlikte, Türkiye’nin Montrö Sözleşmesi’nin bir tür koruyucusu olarak Sözleşme’nin bu hükmüne (19. madde) başvurmaya karar verdiği çatışma durumundan uzaklaşabileceğimiz koşullar üzerinde çalışmak istiyoruz.”
Türkiye’nin Montrö’ye başvurmasının nedeninin ise “Rusya’nın Ukrayna’ya karşı yürüttüğü savaş” olduğunu öne süren Wallander, “Karadeniz’in ticari deniz taşımacılığına tamamen yeniden açabileceğimiz bir ortamın oluşmasının” ve “Ukrayna’nın Karadeniz’e kıyısı olan bir ülke olarak uluslararası hukuk çerçevesinde hakkı olduğu üzere bir donanma, bir deniz gücü olarak faaliyet gösterebilmesinin” asıl anahtarının, “Rusya’nın Ukrayna’ya karşı yürüttüğü savaşı sona erdirmesi” olduğunu savunmuştu.
Wallander’in ifadeleri ABD’nin Montrö Sözleşmesi’ni ihlal etme niyetinde olduğu şeklinde yorumlanarak tartışma yaratmıştı. Emekli Amiral Cem Gürdeniz, Wallender’in ifadelerinin, “Montrö uygulamalarına ve dolayısıyla Türkiye’nin egemenliğine müdahale” anlamına geldiğini belirtmişti.
19. Madde tartışması
Montrö Boğazlar Sözleşmesinin 19. maddesine göre, boğazlar savaşan tarafların (Rusya-Ukrayna) savaş gemilerine kapatılıyor. Bu kapsamda İngiltere tarafından Ukrayna’ya hibe edilen mayın tarama gemilerinin de Türk boğazlarından Karadeniz’e geçişine izin verilmemişti. Bunun üzerine, eski NATO Avrupa Başkomutanı (SACEUR) ABD’li Amiral James Stavridis Türkiye’nin kararını “talihsiz” olarak nitelendirerek, bu kararın Türkiye’nin NATO’ya verdiği taahhütlerle çeliştiğini söylemişti.
Diplomasi
Merz’den ABD’ye ‘Büyük Teknoloji’ tehdidi

Almanya Şansölyesi Friedrich Merz, Donald Trump yönetimi ile ticaret anlaşmazlığı tırmanırsa Avrupa Birliği’nin ABD’li “Büyük Teknoloji” şirketlerine misilleme yapabileceğini söyledi.
Avrupa’nın en büyük ekonomisinin lideri, gümrük vergilerini azaltmayı ve Beyaz Saray ile gerilimi yatıştırmayı hedeflerken, bloğun çıkarlarını koruması gerektiğini belirtti ve ABD’nin AB ile hizmet ticaretindeki fazlasına dikkat çekti.
Merz, pazartesi günü Berlin’de düzenlenen WDR Europaforum konferansında, “Şu anda ABD’li teknoloji şirketlerini güçlü bir şekilde koruyoruz, vergiler konusunda da. Bu durum değişebilir ama bu çatışmayı tırmandırmak istemiyorum. Birlikte çözmek istiyorum,” dedi.
AB ile ABD arasındaki ticaret görüşmeleri hassas bir noktada. Başkan Trump geçen hafta, 1 Haziran’dan itibaren AB ithalatına %50 gümrük vergisi uygulayacağı tehdidinde bulunmuş, fakat pazar günü Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile yaptığı telefon görüşmesinin ardından son tarihi 9 Temmuz’a ertelemişti.
Merz, von der Leyen’in yaklaşımını tam olarak desteklediğini ve Almanya’nın yan anlaşmalara girmeyeceğini, fakat ticaret konularının AB tarafından ele alınmasına izin vereceğini yineledi. Merz, blokun gerekirse harekete geçeceğini söyledi.
Merz, “Dikkatsizce ve telaşla tepki vermemeliyiz. Bizim görüşümüze göre gümrük vergileri bize zarar verecektir. Fakat başka bir şey yapamazsak, bu aracı kullanmak zorunda kalacağız,” dedi.
Trump, AB’nin ABD’yi istismar ettiğini ve bloğa mal fazlasını azaltması, katma değer vergisi gibi ticaret engellerini kaldırması ve işletmeler için düzenleyici engelleri ortadan kaldırması çağrısında bulundu.
AB, Beyaz Saray ile müzakereye hazır olduğunu ama tatmin edici bir çözüm bulunamazsa misilleme yapacağını söyledi.
Bloomberg’in hesaplamalarına göre, Trump’ın %50’lik gümrük vergisi tehdidi 321 milyar dolarlık mal ticaretini vuracak, ABD’’in gayri safi yurtiçi hasılasını %0,6’ya yakın bir oranda düşürecek ve fiyatları %0,3’ün üzerinde artıracak.
AB, 9 Temmuz’a kadar askıya alınan Trump’ın bazı metal vergilerine yanıt olarak 21 milyar avro (23,9 milyar dolar) değerinde ABD mallarına misilleme gümrük vergileri hazırladı. Müzakerelerin başarısız olması halinde bu vergilerin uygulanması hızlandırılabilir.
AB, müzakerelerin başarısız olması durumunda 95 milyar avro değerindeki Amerikan ürünlerine ek gümrük vergileri listesi hazırlıyor. Trump’ın “karşılıklı” vergileri ve otomotiv vergilerine yanıt olarak alınan bu önlemler, Boeing uçakları, ABD yapımı otomobiller ve burbon gibi endüstriyel ürünleri hedef alacak.
Gümrük vergileri konusunda Merz, ABD ve Avrupa’nın farklı yaklaşımları olduğunu söyledi.
Avrupa’nın görüşünün, bunların kimseye fayda sağlamadığı olduğunu söyleyen şansölye, “Trump için gümrük vergileri kendi ekonomisini korumak için bir araç ve bir tür sıfır toplamlı oyun: ‘Avrupa ekonomisi kötüye giderse, bizim için daha iyi olur’ [diye düşünüyor],” dedi.
Diplomasi
AB-ABD tarife geriliminde Çin faktörü

AB ile ABD arasında “bir ileri, bir geri” şeklinde devam eden tarife geriliminde Çin konusunun önemli rol oynadığı düşünülüyor.
ABD Başkanı Donald Trump, cuma günü AB’den duyduğu rahatsızlığı dile getirerek AB mallarına %50 tarife uygulamayı düşündüğünü açıklamıştı. Hazine Bakanı Scott Bessent ile Ticaret Bakanı Howard Lutnick de AB ile yaptıkları müzakerelerde yol alamadıklarını söyleyerek memnuniyetsizliklerini dile getirmişlerdi.
Fakat pazar günü Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile bir telefon görüşmesi yapan Trump, AB’ye yönelik tarifelerin temmuz ayına kadar ertelendiği “müjdesini” vermişti.
Wall Street Journal (WSJ), kaynaklarına dayandırdığı haberinde, Trump yönetimi yetkilileri için önceliğin, AB’nin Çin mallarına yeni gümrük vergileri getirme taahhüdü olduğunu yazdı.
Habere göre Brüksel, hâlâ Pekin’e yönelik yeni vergilendirme yoluna girmiş değil ve Washington’un rahatsızlığı da buradan kaynaklanıyor.
Aynı kaynaklara göre, ABD ile ayrı ticaret müzakereleri kapsamında Birleşik Krallık, Çin çeliğine gümrük vergisi getirme yönünde adım atmayı kabul etti ve bu adım, Trump’ın bu ay açıkladığı ABD-Birleşik Krallık ticaret anlaşmasının imzalanmasına yardımcı oldu.
AB’nin yaklaşımına yakın kaynaklara göre, Brüksel yetkilileri Çin gibi “piyasa ekonomisi olmayan” ülkeleri ele almaya istekli olduklarını belirtti.
Müzakerelerde, AB gelecekte ABD’den daha fazla sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ithal etmeyi, otomobiller ve diğer sanayi ürünleri ile bazı tarım ürünlerine uygulanan gümrük vergilerini düşürmeyi ve otomobillerin kayıt şartları gibi bazı tarife dışı ticaret engellerini kaldırmayı teklif etti. Brüksel ayrıca Çin’e karşı ortak iktisadi önlemler almaya da hazır.
Fakat AB, karşılığında ABD’den gümrük vergilerinin karşılıklı olarak indirilmesini talep ediyor; özellikle ABD’nin AB ithalatına uyguladığı %10’luk asgari gümrük vergisini kaldırmasını istiyor.
AB, halk arasında popüler olmayan gıda standartlarını düşürmeye veya Trump yönetimiyle yakın bağları olan ABD’li teknoloji şirketlerinin talebi doğrultusunda mevcut dijital yasaları zayıflatmaya ise hazır değil.
WSJ’deki habere göre, ABD Başkanı sadece Netflix gibi yayın hizmetleri için ücretlerin düşürülmesini veya hatta kaldırılmasını ve Apple ve Meta gibi teknoloji şirketlerine uygulanan cezaların iptal edilmesini talep etmiyor. Bunların yanı sıra ve özellikle, AB’nin Çin’den ithalata gümrük vergisi uygulaması ve ABD’nin Çin’e karşı yürüttüğü iktisadi savaşı desteklemesi konusunda ısrarcı.
Brüksel ise henüz daha fazla taviz vermeye hazır değil. Avrupa Komisyonu, nisan başında askıya alınan 21 milyar avroluk gümrük vergisini herhangi bir zamanda yeniden uygulayabileceğini açıkladı. Ayrıca, 10 Haziran’a kadar 91 milyar avroluk başka bir karşı gümrük vergisi paketi hazırlıyor.
Müzakereleri sürdürmek üzere dün (26 Mayıs) ABD’ye bir AB heyeti gönderildi. Heyete Avrupa Parlamentosu Ticaret Komitesi Başkanı Alman SPD’li Bernd Lange başkanlık ediyor.
Görüşmelere yakın bir kaynak, AB’nin Çin’in kilit sektörlere sağladığı devlet sübvansiyonları konusunda ABD ile işbirliği yapmaya hazır olduğunu özel olarak belirtti.
AB Ticaret Komiseri Maroš Šefčovič, AB’nin ABD ile ticaret müzakerelerine tam olarak bağlı olduğunu ama çıkarlarını savunmaya hazır olduğunu söyledi.
Šefčovič, sosyal medyada yaptığı bir paylaşımda, iki taraf arasındaki ticaretin eşsiz olduğunu, fakat “tehditlerle değil, karşılıklı saygıyla yönlendirilmesi gerektiğini” yazdı.
Çin, AB ihracatı için önemli bir pazar olmaya devam ediyor ve Avrupalı liderler Pekin ile yüksek profilli bir ticaret savaşı başlatmak konusunda isteksiz davranıyor.
Görüşmelerden haberdar olan kaynaklara göre, ABD, Japonya ve Güney Kore gibi diğer önemli ticaret ortaklarına da Çin ile ilgili benzer “iktisadi güvenlik” taleplerinde bulundu.
ABD, geçtiğimiz günlerde AB’ye, gümrük vergileri dışındaki engeller ve Çin’in iktisadi hakimiyetine ilişkin endişeleri ifade etmek için sıklıkla kullanılan “iktisadi güvenlik” kavramını da içeren, taviz istediği çeşitli alanları özetleyen bir belge gönderdi.
Konuyla ilgili bilgisi olan kaynaklara göre, çeşitli ticaret konularını ele alan AB’nin yanıtında, bloğun Çin konusunda işbirliğine hazır olduğu belirtildi.
Diplomasi
Rusya’ya karşı yaptırım cephesinde AB-ABD koordinasyonu koptu

Almanya Dışişleri Bakanlığı’nın iç raporuna göre, Avrupa Birliği ile ABD arasında Rusya’ya yönelik yaptırımların delinmesine karşı ortak mücadele müzakereleri başarısız oldu ve transatlantik koordinasyon tamamen koptu. AB’nin yaptırımlar özel temsilcisi David O’Sullivan, 20 Mayıs’taki AB Dışişleri Konseyi’nde bu durumu teyit ederek G7 ülkeleri nezdindeki benzer işbirliğinin de “ivme kaybettiğini” söyledi.
Avrupa Birliği (AB) ile Amerika Birleşik Devletleri (ABD) arasında, Rusya’ya uygulanan yaptırımların delinmesine karşı ortak mücadele konusunda yürütülen müzakerelerin başarısızlıkla sonuçlandığı ve transatlantik koordinasyonun tamamen koptuğu bildirildi.
Almanya Dışişleri Bakanlığı’nın iç raporuna dayandırılan Süddeutsche Zeitung gazetesinin haberine göre, AB’nin yaptırımlar özel temsilcisi David O’Sullivan, 20 Mayıs’ta Brüksel’de düzenlenen AB Dışişleri Konseyi toplantısında bu durumu teyit ederek, Rusya’nın yaptırımlardan kaçınmasına karşı “ortak çalışmanın” artık yürütülmediğini açıkladı.
Özel temsilci O’Sullivan, toplantıda yaptığı konuşmada, sadece AB-ABD arasındaki değil, aynı zamanda G7 ülkeleri nezdindeki benzer işbirliğinin de “ivme kaybettiğini” vurguladı.
Bu gelişmeler, Avrupalılar ve Amerikalıların Rusya’ya karşı yeni yaptırımlar üzerinde anlaşmaya varma olasılığını da sorgulanır hâle getirdi.
Avrupa Parlamentosu’nun Yeşiller Partisi üyesi Sergey Lagodinsky, transatlantik koordinasyondaki zayıflamanın güvenlik açısından olumsuz sonuçlar doğurabileceği uyarısında bulundu.
Lagodinsky, Süddeutsche Zeitung‘a yaptığı açıklamada, “Sorun şu ki, ABD fiili olarak yaptırım rejiminin motoruydu,” ifadelerini kullandı.
Lagodinsky’e göre, ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin Rusya ile ilişkileri normalleştirmeye çalışması durumunda bu durum sona erecek.
Brüksel’deki toplantıya katılanlar, uygulanan yaptırımların Rusya ekonomisi üzerinde “kayda değer bir etki yarattığını” öne sürdü.
AB’nin özellikle Ermenistan, Sırbistan, Özbekistan ve Hindistan gibi üçüncü ülkeler üzerinden askeri amaçlı ürünlerin ihracatı konusunda bazı başarılar elde ettiği belirtildi.
Fakat Kazakistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Türkiye üzerinden yapılan sevkiyatlarda sorunların devam ettiği kaydedildi.
Çin, yaptırımların atlatılmasında başrolde
Gizli olduğu belirtilen rapora göre, O’Sullivan toplantıda Çin’in “yaptırımların delinmesi vakalarının yaklaşık yüzde 80’inden sorumlu olduğunu” ancak bunu reddetmeye devam ettiğini söyledi.
Rusya ile yapılan anlaşmalardan bazı AB şirketlerinin de kazanç sağladığı ve bu durumun Avrupa Komisyonu’nun üçüncü ülkelerle müzakerelerdeki pozisyonunu önemli ölçüde zayıflattığı ifade edildi.
AB’den 17’nci yaptırım paketi, Litvanya’dan “molotof” çağrısı
AB, Ukrayna’daki savaş nedeniyle 20 Mayıs’ta Rusya’ya karşı 17’nci yaptırım paketini kabul etmiş, böylece kısıtlamalara tabi tutulan tüzel ve gerçek kişilerin toplam sayısı 2 bin 400’ü aşmıştı.
Bazı AB üyeleri ise şimdiden 18’inci paketin hazırlanması çağrısında bulunuyor. Litvanya Cumhurbaşkanı Gitanas Nausėda, bugün yaptığı açıklamada, Moskova’nın mevcut önlemlerden çok daha sert tedbirleri hak ettiğini söyledi.
Nausėda, “AB’deki meslektaşlarımın 17’nci yaptırım paketinin sadece bir başlangıç olduğunu anlayacaklarını umuyorum. Gerçekten bir Molotof kokteyli olacak 18’inci paketi hazırlamamız gerekiyor,” diye ekledi.
-
Amerika5 gün önce
İki İsrail elçiliği çalışanını öldüren Elias Rodriguez manifesto yazmış
-
Dünya Basını3 gün önce
Çin’de üretilen güneş panelleri ve bataryalar neden bu kadar ucuz?
-
Söyleşi2 hafta önce
‘Alman medyası hükümetin halkla ilişkiler departmanı gibidir’
-
Görüş5 gün önce
Çin-Afrika enerji işbirliği: Kurak bölgelerin temiz enerji vahalarına dönüşümü
-
Dünya Basını1 hafta önce
Fas, Batı Afrika’da imparatorluk inşa ediyor
-
Ortadoğu2 hafta önce
Eski ABD Büyükelçisi Jeffrey: Şaraa’yı Esad’a karşı koruduk
-
Görüş1 hafta önce
Trump’ın Orta Doğu’daki ‘hasat turu’ dolu dolu sona erdi
-
Ortadoğu1 hafta önce
Robert Ford: Ahmed Şara ile 2023’te İdlib’de görüştüm