Bizi Takip Edin

AVRUPA

Londra, göçmen karşıtı ayaklanmada “yabancı parmağını” inceleyecek

Yayınlanma

İngiliz hükümeti 5 Ağustos Pazartesi günü yaptığı açıklamada, yetkililerin yabancı devletlerin şiddet içeren protestoları körüklemeye yardımcı olan dezenformasyonun internet üzerinden yayılmasında oynadıkları rolü incelediklerini belirtirken, sosyal medya şirketlerini de bunu durdurmak için daha fazlasını yapmaları gerektiği konusunda uyardı.

Geçtiğimiz hafta Birleşik Krallık’ın kuzeyindeki bir sahil kasabası olan Southport’ta Taylor Swift temalı bir etkinlikte üç kızın öldürülmesinin ardından, sosyal medyadaki mesajların katil zanlısını yanlışlıkla “İslamcı bir göçmen” olarak tanımlamasının ardından sorunlar alevlendi.

İslam ve göçmen karşıtı grupların protestoları daha sonra Britanya’nın diğer şehir ve kasabalarına da yayıldı; camiler ve göçmenlerin kaldığı oteller hedef alındı ve polisle şiddetli çatışmalar yaşandı.

Buna karşılık hükümet, yabancı devletlerin yanlış mesajların yayılmasında ne kadar etkisi olduğunu araştırdığını söyledi.

Başbakanlık sözcüsü gazetecilere verdiği demeçte, “İnternette bot faaliyetleri gördük; bunların çoğu, gördüğümüz dezenformasyon ve yanlış bilgilerin bir kısmını güçlendiriyor ya da devlet aktörlerinin katılımını içeriyor olabilir. Bu açıkça incelenmekte olan bir konudur,” dedi.

Elon Musk ile İngiliz hükümeti karşı karşıya

Öte yandan göçmen karşıtı protestolar sırasında konuya müdahil olan Tesla, SpaceX ve X’in sahibi Elon Musk’ın tweetleri devam ediyor.

X’te yayınlanan ve Britanya’daki kargaşadan “kitlesel göçü ve açık sınırları” sorumlu tutan bir paylaşıma yanıt olarak, “İç savaş kaçınılmaz,” yazan Musk’a tepkiler artıyor.

İşçi Partisi lideri ve Başbakan Starmer, pazartesi günü yapılan acil Kabine Ofisi Brifing Odaları (COBRA) toplantısında Musk’ın yorumlarının ciddiyetinin altını çizerek “hiçbir haklı gerekçesi olmadığını” söyledi.

Starmer, “İnternette şiddeti körükleyen herkes yasaların tüm gücüyle karşı karşıya kalacaktır. Online platformların sorumluluğu var,” dedi.

Başbakan, “yasaların çevrimiçi ortamda da geçerli olduğunun” altını çizdi ve şiddete teşvikin şiddet eylemlerine doğrudan katılımla aynı ciddiyetle ele alınacağını vurguladı.

“Aynı şekilde, internette suç işlediği tespit edilen herkes de aynı muameleyi bekleyebilir,” diye ekleyen Starmer, üzerinde mutabık kalınan bazı temel tedbirleri özetledi. Bunlar arasında, ortaya çıktıklarında olaylara müdahale etmeye hazır uzman memurlardan oluşan bir “daimi ordu” kurulması da yer alıyor.

Britanya geçtiğimiz yıl çocukların cinsel istismarı ve intihara teşvik gibi konularla mücadele etmek üzere yeni bir Çevrimiçi Güvenlik Yasası yürürlüğe koymuştu.

Musk ise dün gece geri adım atmadığını ilan etti. Starmer’ın hükümetinin “camilere ya da Müslüman topluluklara yönelik saldırılara müsamaha göstermeyeceği” yönündeki açıklamasına yanıt veren X patronu, İngiliz başbakanını at gözlüğü takmakla suçladı ve “Tüm topluluklara yönelik saldırılardan endişe duymanız gerekmez mi?” diye sordu.

İçişleri bakanı sosyal medya şirketleri ile görüşecek

Bu arada İçişleri Bakanı Yvette Cooper, X gibi sosyal medya devlerinin platformlarında kışkırtma ve dezenformasyonu denetleme biçimlerinden şikayetçi olduğunu söyledi.

Cooper pazartesi günü BBC’ye verdiği demeçte, “Halihazırda suç teşkil ettiği açık olan bazı şeyler var ki, bunları takip etmek için polis müdahalesine ve eylemine ihtiyacımız olacak. Sosyal medya şirketlerinin şu anda suç teşkil eden materyalleri kaldırmak için açık gerekliliklere sahip olduğu ve bunu yapması gerektiği, ancak bazen bunu yapmanın çok uzun sürdüğü başka alanlar da var,” dedi.

Şirketlerin uygulanması gereken hüküm ve koşullarla ilgili taahhütlerde bulundukları ancak bunu yapmadıkları başka alanlar da olduğunu kaydeden Cooper, bu hafta konuyu teknoloji devleriyle ele alma sözü verdi.

Pazartesi günü bir açıklama yapan Birleşik Krallık Teknoloji Bakanı Peter Kyle, sosyal medyanın isyancılara bir platform sağladığının “inkar edilemez” olduğunu söyledi.

AVRUPA

Portekiz, Trump nedeniyle F-35’leri almaktan vazgeçti

Yayınlanma

Portekiz, ABD Başkanı Donald Trump yüzünden ABD yapımı F-16 savaş uçaklarını daha modern F-35’lerle değiştirmekten vazgeçti.

Ülkenin hava kuvvetleri, ABD’li silah üreticisi Lockheed Martin imzalı F-35’lerin satın alınmasını tavsiye etmişti ama görevden ayrılan Savunma Bakanı Nuno Melo’ya Portekiz medyası Público tarafından hükümetin bu tavsiyeye uyup uymayacağı sorulduğunda, “Seçimlerimizde jeopolitik ortamı göz ardı edemeyiz. ABD’nin NATO bağlamındaki son tutumu … bizi en iyi seçenekler üzerinde düşünmeye sevk etmelidir çünkü müttefiklerimizin öngörülebilirliği dikkate alınması gereken daha büyük bir değerdir,” cevabını verdi.

ABD hükümetinin F-35’i tam olarak çalışır hale getirmek için gereken yazılım güncellemelerine ve yedek parçalara erişimi engellemeye karar verebileceğinden korkuluyor.

Melo, “Dünya değişti … ve bu müttefikimiz … kullanım, bakım, bileşenler ve uçağın operasyonel olmasını ve her türlü senaryoda kullanılmasını sağlamakla ilgili her şeye sınırlamalar getirebilir,” dedi.

Melo özellikle Avrupa üretimi bağlamında değerlendirilmesi gereken çeşitli seçenekler bulunduğunu kaydetti.

Hollanda Savunma Bakanı Ruben Brekelmans bu hafta başında yaptığı açıklamada Hollanda’nın jetler için yaptığı sözleşmeyi iptal etmeyeceğini söyledi. Fakat Lizbon henüz bir anlaşma imzalamadı.

Portekiz, merkez sağ hükümetinin düşmesinin ardından erken seçime gidiyor.

Portekiz Cumhurbaşkanı perşembe günü yaptığı açıklamada, merkez sağ azınlık koalisyon hükümetinin istifasına yol açan siyasi krizin ardından Portekiz’de 18 Mayıs’ta bir erken seçim yapılacağını duyurdu.

Marcelo Rebelo de Sousa, Danıştay toplantısının ardından yaptığı ulusa sesleniş konuşmasında, seçime kadar geçecek 65 gün içinde “açık ve onurlu bir tartışma” yapılması çağrısında bulundu.

Seçim yasasına göre parlamentonun feshedilmesi halinde devlet başkanının en az 55 gün öncesinden yasama seçimleri için tarih belirlemesi gerekiyor.

Cumhurbaşkanının bu kararı, salı günü yürütmenin kendisi tarafından verilen güvenoyu önergesine karşı oy kullanan milletvekillerinin çoğunlukta olması sonucunda hükümetin düşmesinin ardından geldi.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Almanya’da Merz, borç konusunda Yeşiller ile anlaştı

Yayınlanma

Handelsblatt gazetesinin haberine göre Almanya’nın müstakbel şansölyesi CDU’lu Friedrich Merz, Yeşiller ile altyapı ve savunmaya yönelik büyük yatırımları öngören bir mali reform paketi üzerinde anlaşmaya vardı.

Habere göre, müzakerelerin son durumu hakkında yetkilileri bilgilendirmek üzere Berlin’de yerel saatle 13:00’te parti meclisi toplantıları yapılması planlanıyor. Haber, gruplara yakın kimliği belirsiz kişilere dayandırılıyor.

Alman milletvekilleri, Friedrich Merz’in harcama planları üzerinde tartışırken dün Yeşiller, savunma ve altyapı harcamalarında milyarlarca doları anlaşarak meclisten geçirmeye yönelik revize edilmiş teklifinin yetersiz olduğunu söylemişti.

CDU/CSU ve Sosyal Demokratlar (SPD), Almanya’nın temkinli maliye politikasını altüst edecek teklifin kabul edilmesi sürecinde ilerleme kaydetmek için olağanüstü parlamento oturumu çağrısında bulunmuştu.

Fakat gerekli olan üçte iki çoğunluk hâlâ sağlanabilmiş değildi zira partiler Yeşiller’in desteğine ihtiyaç duyuyordu.

Merz, tasarının Federal Meclis’teki ilk okuması sırasında Yeşillere, “Bu kadar kısa bir süre içinde, görüşmelerde size önerdiğimizden daha fazla ne istiyorsunuz?” diye sormuştu.

Koalisyon başlangıçta GSYİH’nin %1’inden fazla olan savunma harcamalarını ülkenin katı anayasal borç kurallarından muaf tutmayı teklif etmişti. Ayrıca altyapı harcamaları için 500 milyar avro değerinde muaf özel bir fon oluşturmak istiyordu.

Fakat Merz, Yeşiller’in endişelerini gidermek ve “iklimin korunmasını ciddiye aldığı” için taslakta değişikliğe gittiklerini söyledi. Yeni taslak, savunma harcamalarının daha geniş bir tanımını içeriyor ve Alman ekonomisinin net sıfır dönüşümü için 50 milyar avroya kadar kaynak ayrılmasının önünü açıyor.

Yeşiller ise Merz’i sadece kendi çıkarlarını ön planda tutmakla suçladı; zira CDU muhalefetteyken Alman borçlanma kurallarının gevşetilmesine yönelik bir Yeşiller önerisini reddetmişti.

Ayrıca metnin, ek mali boşluğun vergi muafiyetleri için kullanılmamasını garanti altına alması gerektiğinde ısrar ettiler.

Partinin parlamento başkanı Katharina Dröge, “Sizinle aramızdaki görüşmelerin neden bu şekilde ilerlediğini merak ediyorsanız, bunun nedeni sizin sözünüze güvenmememizdir,” dedi.

Yeşiller’in alternatif taslağı GSYİH’nin %1,5’i kadar savunma harcaması muafiyeti öneriyor. Ayrıca yeni seçilen parlamentoyla birlikte borçlanma kurallarında köklü bir reform yapılması için fonun kaldırılmasını istiyorlar.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Fransa parlamentosu, Rusya’nın dondurulan varlıklarının el konulması yönünde karar aldı

Yayınlanma

Fransa Ulusal Meclisi, Ukrayna’ya desteğin artırılması çağrısında bulunan kararı kabul etti. Kararda, Rusya’nın Avrupa’daki 210 milyar avro değerindeki dondurulan varlıklarının Ukrayna’nın yeniden inşası ve ordusunun desteklenmesi için kullanılması talep edildi. Karar sembolik nitelikte olsa da, Fransa hükümeti üzerindeki baskıyı artırması bekleniyor.

Fransa Ulusal Meclisi, Ukrayna’ya desteğin artırılması çağrısında bulunan kararı onayladı.

BFMTV‘nin haberine göre, kararda ülkenin müttefiklerine “Ukrayna’ya yönelik siyasi, ekonomik ve askeri desteklerini sürdürmeleri ve artırmaları” çağrısında bulunulurken, Rusya’nın dondurulan varlıklarının “Ukrayna direnişini desteklemek ve ülkeyi yeniden inşa etmek” için kullanılması talep edildi.

Avrupa’da bulunan 210 milyar avro değerindeki Rusya’nın dondurulan rezervlerine el konulmasına Fransa hükümeti henüz karşı çıkarken, kararın sembolik nitelikte olduğu belirtildi.

BFMTV, Fransa parlamentosunun alt kanadında, dondurulan varlıklar konusunun yanı sıra, ortak bir Avrupa savunma sistemi kurulması ve Ukrayna’nın Avrupa Birliği’ne (AB) katılımının desteklenmesi konularında da tartışmaların yaşandığını aktardı.

Karar, 54 “hayır” oyuna karşılık 288 “evet” oyuyla kabul edildi.

Öte yandan Sağcı Ulusal Birlik ve solcu Boyun Eğmeyen Fransa partileri, Moskova’nın varlıklarına el konulmasına karşı çıkıyor.

Merkez partilerden Demokratik Hareket (MoDem) Ulusal Meclis üyesi Erwan Balanant, “Rusların kendi ülkelerinde önemli miktarda varlığımız var, bu yüzden çok akıllıca davranmayalız,” dedi.

Aynı zamanda, parlamenterler, kabul edilen kararın Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Başbakan François Bayrou üzerinde baskı oluşturarak, Rusya’nın dondurulan varlıklarına el konulması konusundaki tutumlarını değiştirmelerini umuyor.

Başbakan Bayrou, salı günü yaptığı açıklamada, Avrupa Birliği’nin Ukrayna’ya yardım etmek için Rusya’nın dondurulan rezervlerine el koyma ihtimalini dışlamadığını belirtirken, Fransa Maliye Bakanı Eric Lombard da böyle bir adımın Avrupa’nın finansal istikrarını tehlikeye atabileceği uyarısında bulunmuştu.

Belçika’daki mevduat kuruluşu Euroclear’ın verilerine göre, 2024 yılı sonu itibarıyla 183 milyar avro değerinde Rusya’nın dondurulan varlığı bulunuyor.

Euroclear, AB’nin kararıyla, Rusya’nın varlıklarının yatırımlarından elde edilen gelirleri Ukrayna’ya aktarıyor.

Kuruluşş, 2024’ün ilk yarısında 1,55 milyar Avro, şubat ayının başında ise ikinci yarı için 2 milyar avro aktaracağını duyurmuştu.

Bu haftanın başında, Avrupa Merkez Bankası’nda (ECB) bile Rusya’nın varlıklarına el konulması yönünde açıklamalar gelmeye başladı.

Letonya Merkez Bankası Başkanı Mārtiņš Kazāks, Politico‘ya verdiği demeçte, bu adımın “Ukrayna’nın özgürlük mücadelesinde ve saldırganlığa karşı mücadelesinde yardım etmek için uygulanabilir bir seçenek” olduğunu iddia etti.

Bu ayın başlarında ise Fransa hükümeti üyeleri ve Alman yetkililerin el koyma konusunu görüştüğü ortaya çıkmıştı.

Geçen yıl G7 ülkeleri, gelecekte söz konusu varlıklardan elde edilen faiz gelirlerini kullanarak Kiev’e 50 milyar dolar tutarında kredi sağlanması konusunda anlaşmıştı. Şimdi ise Fransız yetkililer, bu amaçla rezervlerin kendisini kullanmayı düşünüyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English