Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

Lübnan’da ateşkes diplomasisi hızlanırken işgalin genişletilmesine onay verildi

Yayınlanma

ABD Başkanı Trump, görevi devralmadan Lübnan cephesinde ateşkes sağlanması için Biden yönetimine mesaj iletti. Netanyahu, birinci adamını müzakere için ABD’ye gönderirken Genelkurmay Başkanı olası müzakerelerde el yükseltmek için Lübnan’ın güneyindeki işgali genişletme planını onayladı. Hizbullah ise uzun bir savaş için yeterli silah, teçhizat ve malzemeye sahip olduklarını açıkladı.

İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer, Hizbullah ile ateşkesi görüşmek için ABD’ye gitti. ABD başkanı seçilen Trump’ın, Joe Biden yönetimine, İsrail ile Hizbullah arasında ateşkes sağlanması çabalarında ilerleme kaydedilmesi gerektiği mesajını ilettiği öne sürüldü.

İsrail basınında çıkan haberde, Başbakan Binyamin Netanyahu’ya yakınlığıyla bilinen İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer’in Dermer’in geçen hafta Rusya’ya “gizli bir ziyarette” bulunduğu belirtildi. Dermer’in Rusya ziyaretinin Hizbullah ile ateşkese varılması çabalarının bir parçası olduğu ifade edildi. Hizbullah ile varılacak ateşkes görüşmelerinde “kilit role sahip olduğu” söylenen Dermer’in ofisi, Rusya ziyaretine ilişkin yorum yapmadı.

“Lübnan’da ateşkes” iddialarının perde arkası

Öte yandan Dermer’in Hizbullah ile ateşkesi görüşmek için ABD’ye gittiği kaydedildi. Axios’ta yer alan haberde, Dermer’in Trump ile de görüşmesinin planlandığı belirtildi.

Netanyahu, kabine toplantısı sonrası yayımladığı görüntülü mesajda, ABD Başkanı seçilen Donald Trump ile son birkaç günde önemli 3 görüşme gerçekleştirdiğini belirtmişti.

Yedioth Ahronot gazetesinin ismini açıklamayan ABD’li yetkililere dayandırdığı haberinde ise Trump’ın Biden yönetimine İsrail ile Hizbullah arasında ateşkese varılmasına ilişkin mesaj yolladığı belirtildi. Gazeteye konuşan ABD’li yetkililer, Biden’ın Kıdemli Danışmanı Amos Hochstein’ın iki tarafın da anlaşmaya varabileceğinden, bir yılı aşkın süredir devam eden çatışmalara ve İsrail’in Lübnan’ın güneyine düzenlediği saldırılara son vereceğinden emin olduğunu söyledi. Gazete ismini paylaşmadığı İsrail’deki siyasi yetkililere dayandırdığı haberinde ise “(Lübnan ile) ateşkes olasılığının da tartışıldığını” öne sürdü.

Öte yandan, İsrail Cumhurbaşkanlığı ofisinden yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un Biden ile salı günü Beyaz Saray’da bir araya geleceği belirtildi.

“Lübnan’da ateşkes” iddialarının perde arkası

Öte yandan İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi’nin, Lübnan’ın güneyine yönelik kara saldırısının genişletilmesini onayladığı belirtildi.

İsrail devlet televizyonu KAN’ın haberinde, İsrail ordusu ve güvenlik teşkilatının geçen hafta Lübnan’a yönelik kara saldırısının sonlandırılmasını duyurmayı değerlendirdiği ileri sürülmüştü. Lübnan’dan çekilme konuşulurken ve ateşkes müzakereleri için diplomasi devreye girerken Halevi’nin yeni planı onaylaması masada el yükseltme taktiği olarak değerlendirildi.

WSJ: Hizbullah’ın direnişi İsrail için eziyete dönüşebilir

Hizbullah Sözcüsü Muhammed Afifi ise tüm cephelerde uzun sürecek bir savaş için yeterli silah, teçhizat ve malzemeye sahip olduklarını söyledi.

Afifi, Lübnan’ın başkenti Beyrut’un Hizbullah’ın kalesi olarak bilinen Dahiye bölgesindeki Seyyid el-Şüheda Külliyesinde “Şehitler Günü” dolayısıyla bir basın toplantısı düzenledi. İsrail ordusunun tüm imkanlarına rağmen Lübnan’ın güneyindeki hiç bir yerleşim yerinde tam olarak kontrolü ele geçiremediğini aktaran Afifi, İsrail’e seslenerek “Savaşınızı asla hava üstünlüğüyle ya da sivil, kadın ve çocukları öldürerek kazanamayacaksınız. Karada ilerleyemediğiniz ve etkili bir kontrol sağlayamadığınız sürece, asla siyasi hedeflerinize ulaşamayacaksınız ve kuzey halkı asla geri dönmeyecek” ifadelerini kullandı.

Afifi, İsrail tarafından Hizbullah’ın füze stokunun sadece yüzde 20’sinin kaldığına yönelik iddialarına ilişkin cevabı sahada verdiklerini belirterek Tel Aviv, Hayfa ve Golan’daki bazı noktaları füzelerle hedef aldıklarını dile getirdi.

“Özellikle ön saflarda, her düzeyde hazırlandığımız uzun bir savaş için yeterli silah, teçhizat ve malzemeye sahibiz” ifadesini kullanan Afifi, Hizbullah’ın Lübnan ordusuyla da iyi bir ilişki içerisinde olduğunu ve tüm çabalara rağmen bu bağın koparılmayacağını belirtti.

Hizbullah’la 8 Ekim 2023’ten beri kontrollü çatışmalara devam eden İsrail ordusu, 23 Eylül’den bu yana da Lübnan’ın güney kentlerinin yanı sıra Bekaa ve Baalbek bölgeleri ile başkent Beyrut’un güneyine saldırılar düzenliyor. İsrail, Hizbullah’ın, Litani Nehri’nin kuzeyine çekilmesini istiyor.  Lübnan Sağlık Bakanlığı verilerine göre, İsrail ordusunun 8 Ekim 2023’ten bu yana sürdürdüğü saldırılarda 194’ü çocuk ve 621’i kadın olmak üzere toplam 3 bin 189 kişi öldü, 14 bin 78 kişi yaralandı.

ORTADOĞU

İran ile Suudi Arabistan “hava”dan da bağlandı

Yayınlanma

İran ile Suudi Arabistan arasında yaklaşık 9 yıl önce durdurulan uçak seferleri Meşhed-Demmam seferiyle yeniden başladı.

İranlı Öğrenciler Haber Ajansına (ISNA) göre, Meşhed kentinden havalanan yolcu uçağı Suudi Arabistan’ın Demmam Uluslararası Havalimanı olarak da bilinen Kral Fahd Uluslararası Havalimanı’na iniş yaptı. Varılan anlaşma kapsamında Demmam ve Meşhed arasında haftada iki kez uçuş gerçekleştirilecek.

Suudi Arabistan’da 2 Ocak 2016’da aralarında Şii din adamı Nimr en-Nimr’in de bulunduğu 47 kişinin “terör” suçlamasıyla idam edilmesinin ardından iki ülke arasındaki ilişkiler kesilmişti.

İdamlara tepki gösteren İranlı yetkililerin peş peşe yaptığı açıklamaların ardından Suudi Arabistan’ın Tahran Büyükelçiliği ve Meşhed kentindeki konsolosluk binası, İran’daki göstericiler tarafından ateşe verilmişti.

Bu saldırıların ardından Suudi Arabistan yönetimi, 3 Ocak’ta İran ile diplomatik ilişkilerini kesmişti.

Mart 2015’te başlayan Yemen’deki kriz nedeniyle iki ülke arasındaki gergin diplomatik ilişkiler tamamen durmuştu.

Irak ve Çin’in girişimleriyle, İran ile Suudi Arabistan, 10 Mart 2023’te ilişkileri normalleştirme kararı almış ve karşılıklı büyükelçiliklerinin yeniden açılması, iki ülke arasındaki uçuşların yeniden başlatılması ve vizelerin kolaylaştırılması konusunda anlaşmaya varmıştı.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Ukraynalı gazete yazdı: Halep’e saldıran HTŞ’nin Ukrayna bağlantısı

Yayınlanma

27 Kasım’da Heyet Tahrir eş-Şam’ın (HTŞ) öncülük ettiği silahlı gruplar koalisyonu, Suriye’nin Halep vilayetine saldırı başlattı.

Bazı sosyal medya kaynaklarına göre, bu gruplar İdlib bölgesinde konuşlanmış durumda.

Türkistan İslam Partisi (TİP) üyelerinin de yer aldığı bu grupların, Ukrayna’nın Ana İstihbarat Müdürlüğü’ne (GUR) bağlı Hımik biriminden operasyonel eğitim aldığı bildirildi.

Eğitimlerde, özellikle insansız hava araçlarının kullanımı ve Ukrayna savaşında geliştirilen taktikler üzerinde durulduğu belirtiliyor.

Ukraynalı Kyiv Post gazetesinin askeri istihbarat kaynaklarına göre, GUR’un Hımik birimi, 15 Eylül’de Halep’in güneydoğusundaki bir Rus askeri üssüne düzenlenen saldırının arkasında yer alıyor.

Ukraynalı özel kuvvet danışmanlarının da mevcut saldırılara destek verdiği iddia edilse de bu iddialar henüz doğrulanmış değil.

Putin’in Suriye Özel Temsilcisi Lavrentyev: İdlib’deki teröristler Ukrayna’nın safında savaşıyor

Ukrayna’nın bu tür müdahaleleri, Kiev’in yurt dışındaki Rus güçlerini hedef alma stratejisinin bir parçası.

Örneğin, 26 Temmuz’da Mali’de İslamcı milislerin Wagner şirketine yönelik saldırısına Ukrayna’nın destek verdiği öğrenilmişti. GUR Başkanı Tümgeneral Kirill Budanov, Mayıs 2023’te yaptığı açıklamada, “Ukrayna’nın mutlak zaferine kadar Rusları her yerde ve her zaman öldürmeye devam edeceğiz,” ifadelerini kullanmıştı.

Şimdiye kadar Halep vilayetinde 20’den fazla köy ve küçük yerleşim yerinin ele geçirildiği bildiriliyor. Ayrıca, ele geçirilen Suriye ve Rus askeri teçhizatına dair görüntüler sosyal medyada paylaşıldı.

Reuters, cumartesi akşamı Rusya’nın Suriye’ye ek askeri teçhizat göndermeye hazırlandığını bildirdi.

Gönderilecek teçhizat arasında Su-34 savaş uçaklarının da bulunduğu, bunların çoğunun Batı Rusya’daki askeri üslerden sevk edileceği belirtildi.

Ukrayna, Rusya’nın Suriye’deki askeri üssüne saldırdığını iddia etti

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

HTŞ-ÖSO kavgası erken başladı

Yayınlanma

27 Kasım’da bir araya gelerek Suriye ordusuna saldırı başlatan Heyet-i Tahrir Şam (HTŞ) ile Türkiye destekli ÖSO(SMO) arasında kavga başladı. SMO, kendi ele geçirdikleri yerleri HTŞ’nin yeniden ele geçirdiğini, silah ve zırhlı araçlarına el koyduğunu duyurdu.

HTŞ ve Türkiye destekli SMO’dan bazı örgütlerin katılımıyla oluşturulan Fethu’l Mubin Operasyon Odası, 27 Kasım’da Suriye ordusuna saldırıya geçti. İdlib ilinin tamamı ve Halep kent merkezini ele geçirken örgütler Hama’ya yöneldi. HTŞ’nin operasyonuna katılmayan Türkiye destekli SMO’nun diğer unsurları ise YPG’nin ağırlıkta olduğu bölgelere yöneldi.

Suriye ordusuna savaş açan örgütler: Kimin desteklediği hangi örgüt, nerede saldırıyor?

Geçmişte defalarca birbirlerine karşı savaşan bu örgütlerin uzlaşısı kısa sürdü. SMO’dan yayımlanan açıklamaya göre, HTŞ militanları SMO’nun ele geçirdiği yerlere girerek SMO militanlarını alıkoydu.

Açıklamada, HTŞ militanlarının SMO’nun kurtardığı bölgeleri ‘yeniden kurtardığı’, ağır silah ve zırhlı araçlar aldığı ve bazı milislerini zorla alıkoyduğu belirtildi.  SMO, bu eylemlerin “HTŞ’nin kötü niyetlerini açığa çıkardığını” ve HTŞ’nin “Suriye’deki operasyonları tek eline almaya çalıştığını” belirtti.

HTŞ’ye “ortak düşmanlara” yönelme çağrısında bulunan SMO, HTŞ’den kendilerinin “kurtardığı” bölgelerden çekilmesini ve “kabileci düşünceden uzak, milli bir sorumlulukla” hareket etmesini istedi.

El Kaide ile bağlantılı HTŞ, İdlib’i kontrol eden en büyük güç konumunda. HTŞ’nin bu kadar güçlenmesinde Ocak 2017’de Astana kapsamında ilan edilen İdlib ateşkesi büyük rol oynadı. Ateşkesten hemen sonra İdlib’in diğer büyük grubu Ahraru’ş-Şam’la savaşan örgüt ve bu örgütü ağır biçimde ezen HTŞ diğer örgütleri bünyesine zorla ya da gönüllü olarak katarak, 2019’da İdlib’in yüzde 95’ine hâkim oldu.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English