Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

Lübnanlılar evlerine dönüyor: İsrailli bakandan “vur” emri

Yayınlanma

İsrail saldırıları nedeniyle zorla yerinden edilen Lübnanlılar, bu sabah yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasının ardından evlerine dönmek için yollara düştü. Bazı köylerde Lübnanlıların henüz çekilmeyen İsrail tankları yakınına kadar gittikleri görüldü. İsrail Savunma Bakanı, orduya kendilerine yaklaşan olması durumunda “vur” emri verdi, “Eğer İsrail askerlerini tehlikeye atarlarsa, vurulmaları gerekir” dedi.

İsrail ile Hizbullah arasında 8 Ekim 2023’te başlayan “kontrollü” çatışmalar son aylarda genişleyerek savaşa dönüştü. Saldırılar nedeniyle 5,3 milyon nüfusa sahip Lübnan’da yaklaşık 1,9 milyon kişi zorla yerinden oldu. Çatışmaları sonlandıran İsrail ile Lübnan arasında varılan ateşkes bu sabah Türkiye saatiyle 05.00’te yürürlüğe girdi.

Lübnan cephesinde ateşkes başladı: Siviller güneydeki evlerine dönüyor

Ateşkesin yürürlüğe girmesiyle Lübnan’da kutlamalar yapıldı. İsrail saldırıları nedeniyle zorla yerinden edilen Lübnanlılar ise evlerine dönmeye başladı. Güneye giden yollarda yoğun trafik oluştu.

Lübnan ordusu, yaptığı yazılı açıklamayla sınır bölgesindeki köy ve belde sakinlerinden evlerine dönmek için İsrail askerlerinin işgal ettikleri yerden çekilmelerini beklemeleri uyarısı yaptı. İsrail ordusu da benzer bir açıklama yayınlayarak Lübnanlılara evlerine dönüş için bir tarih vereceklerini söyledi.

Ancak televizyon kanalları Lübnan’ın güneyindeki bazı köylerde İsrail tanklarına yakın mesafede dolaşan sivilleri yayınladı.

Hemen ardından İsrail Savunma Bakanı Israel Katz, İsrail birliklerinin bulunduğu köylere girişini engellemek için orduya kendilerine yaklaşan olması durumunda “güçlü” bir şekilde harekete geçme emri verdiğini açıkladı. Katz, “Eğer İsrail askerlerini tehlikeye atarlarsa, vurulmaları gerekir” dedi.

Birçoğu evlerini yerinde bulamayacak

Ateşkesin ardından sevinçle evlerine dönmek için yollara düşen binlerce Lübnanlı ise yuvalarını yerinde bulamayacak.

Zira İsrail ordusu kara ve hava saldırıları nedeniyle başta sınır bölgeleri olmak üzere Lübnan’ın birçok bölgesinde geride ağır yıkım bıraktı.

İsrail ordusunun Lübnan’ın güneyindeki işgali ve yıkımı belgelendi

İsrail ordusu kara saldırılarında “Hizbullah’a ait hedefler olduğu” iddiasıyla sınır hattındaki birçok köyü ve beldeyi haritadan sildi.

Lübnan haber ajansına göre, İsrail ordusu kara saldırılarında Lübnan’ın güneyinde şu ana kadar 37 köy ve beldeyi yerle bir etti ve buralardaki 40 binden fazla konutu yıktı.

Başkent Beyrut başta olmak üzere Sur, Sayda, Baalbek gibi birçok kent de İsrail’in yoğun hava saldırılarına hedef oldu. Bu kentlerde de hava saldırıları nedeniyle yüzlerce konutun tamamen veya kısmen yıkıldığı belirtiliyor.

İsrail’de 60 bin kişi yerinden olmuştu

Hizbullah’ın roket ve insansız hava aracı saldırıları nedeniyle İsrail’in Lübnan sınırına yakın bölgelerindeki yerleşim yerlerinde yaşayanlar da göç etmek zorunda kalmıştı.

Çatışmalar nedeniyle İsrail’in kuzeyinde 60 bin kişi yerinden oldu.

İsrail, Lübnan’a kara saldırısı başlatmasının tahliye edilen vatandaşlarının kuzey sınırındaki evlerine dönebilmeleri için gerekli olduğunu iddia etmişti.

ORTADOĞU

İsrail-Lübnan ateşkesi: 14 ay süren çatışmada zafer kimin?

Yayınlanma

Yazar

İsrail ile Hizbullah arasında 14 aydır devam eden çatışmaları sonlandırması öngörülen ateşkes bu sabah başladı. İsrail ordusunun işgal ettiği köylerden ne zaman çekileceği belli değil ancak Lübnan’ın güneyindeki saldırılar nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kalanlar evlerine dönüyor.

Doç. Dr. Yasin Atlıoğlu, ateşkesin İsrail ve Hizbullah için ne anlama geldiği, başarılı olup olmayacağı ve Gazze’yi nasıl etkileyeceğine dair Harici’nin sorularını yanıtladı.

Atlıoğlu ateşkes ilanına giden süreci şöyle özetledi: “Eylül ayında ilk kez ateşkesle ilgili söylentiler, girişimler başlamıştı. Ekim ayında bu devam etti. Ama bir türlü Amerikan seçimlerine kadar bir nihayete ulaşılamadı. Bu süreç içerisinde çatışma da gittikçe şiddetlendi. Özellikle İsrail’in düzenlediği hava saldırılarıyla Beyrut başta olmak üzere kentlerde büyük bir yıkım oluştu. Güney Lübnan’da da benzer bir durum söz konusu oldu. Bununla birlikte İsrail karadan düzenlediği operasyonda fazla bir ilerleme gösteremedi. Bu koşullar altında pek çok kişi ateşkesin olup olmayacağı konusunda kararsızdı.”

Akşam ateşkesin açıklanmasıyla birlikte aslında tuhaf bir durum ortaya çıktığını belirten Atlıoğlu, “Anladığımız kadarıyla Amerika ve Fransa arabuluculuğunda İsrail ile Lübnan hükümeti arasında varılmış bir ateşkes var. Hizbullah’ın bu işin neresinde olduğu hala belirsiz” dedi. Atlıoğlu, Hizbullah’ın ateşkesi kabul ettiğine dair propaganda yapıldığını ancak Hizbullah’ın henüz net bir açıklama gelmediğini hatırlattı: “Hatta bir milletvekili dün akşam dedi ki bizim önümüze gelen metinle bu en son gelen metin arasında birtakım farklılıklar var dolayısıyla Hizbullah’ın hala ateşkesin koşullarını yerine getirmeyeceği belirsiz.”

Lübnanlılar evlerine dönüyor: İsrailli bakandan “vur” emri

Belirsizliğe rağmen sabah saatlerinde yürürlüğe giren ateşkese tarafların uyum sağladığını belirten Atlıoğlu, “Lübnanlıların güneyine geri dönüşünün hızlı bir şekilde başlamasıyla birlikte bunun bir yenilgi olmadığına dair propaganda yapılıyor. Karşı tarafta da İsrail tarafı büyük bir zafer olarak ilan ediyor bu anlaşmayı” ifadelerini kullandı.

Ateşkes metninin henüz açıklanmadığını hatırlatan Atlıoğlu, Biden’ın açıklaması ve basından çıkan haberlere göre anlaşmada Hizbullah’ın sürekli itiraz ettiği bazı noktalar olduğuna dikkat çekti: “Özellikle dün akşam Biden’ın da söylediği İsrail’in herhangi bir saldırı durumunda meşru müdafaa hakkı kapsamında karşı saldırılar düzenleyebileceği konusu. Ayrıca bu çekilme meselesi de oldukça karışık. Lübnan ordusunun bölgeye konuşlandırılması söz konusu ki akşamdan itibaren Lübnan ordu birliklerinin bir kısmı kışlarından çıktı ve harekete geçti. Fakat tabi İsrail diyor ki Hizbullah Litani Nehri’nin kuzeyine çekilmediği müddetçe ben işgal ettiğim sınırdaki o dar alanı boşaltmam diyor. Dolayısıyla geri çekilmenin ne zaman ve nasıl olacağı belirsiz.”

“Ateşkesi denetleyecek Amerikalıların başını çektiği bir mekanizmadan bahsediliyor. Bu nasıl kurulacak? İletişim nasıl sağlanacak? Daha da önemlisi, Lübnan ordusu burada nasıl konuşlanacak? Ateşkes sürdürülebilir mi? Böyle kırılgan bir ortamda Lübnan ordusu bölgede bir otorite kurabilir mi? Bunların hepsi soru işareti. Çatışmanın tekrar başlama olasılığı da oldukça yüksek.”

Doç. Dr. Atlıoğlu, ateşkesin Hizbullah açısından zafer mi yoksa mağlubiyet mi olduğu ile ilgili şunları söyledi. “Savaş, Hizbullah’ın geçen seneden beri var olan duruşunda birtakım değişikliklere yol açtı. Örgüt askeri kapasite olarak ve lider kadrosunda yaşadığı kayıplardan dolayı ciddi bir zafiyete uğradı. Boyutunu biz bilemiyoruz. Ama Eylül ayında Hasan Nasrallah öldürülmeden önce yaptığı son konuşmada daha önce sürekli tekrar ettiği bir şeyi söylüyordu: İsrailli yerleşimcilerin kuzeye dönmesinin tek şartı Gazze’de yapılacak bir ateşkes. Şimdi bu ateşkes ile birlikte Hizbullah sanki bu amacından sanki vazgeçmiş gibi görünüyor.”

İsrail ordusunun Lübnan’ın güneyindeki işgali ve yıkımı belgelendi

“Bu durum Hizbullah içinde birtakım sıkıntıları da yol açabilir. Çünkü Hizbullah’ın savaşa giriş nedeni Gazze’ye destek vermekti. Yani bunu bir kenara bırakması örgüt açısından bir sıkıntı yaratabilir. Sonuçta örgütün Hasan Nasrallah’ın o sözlerinin arkasında duramadığı gibi bir durum söz konusu.”

“Tabi bunun bir nedeni de iç siyasette de artık bir sene öncesinden farklı bir durum söz konusu olması. Hizbullah’ın rakipleri artık sesini yükseltebiliyor. Dolayısıyla da iç siyasette de ciddi birtakım mücadelelerin söz konusu olabilir.”

Atlıoğlu, İsrail ordusunun Lübnan’da savaşmak istememesi ve verdiği kayıplar göz önüne alındığında ateşkesin İsrail için zafer anlamına gelip gelemeyeceği ile ilgili de şunları kaydetti:

“İsrail tarafının özellikle tabi hava üstünlüğü vardı ama kara saldırısında Hizbullah iyi bir direniş gösterdi. İsrail ordusu ilerleme sağlayamadı. Savaşın sürdürülebilirliği açısından İsrail’in kara ordusundaki birtakım zafiyetler ortaya çıktı. 70’lerde 2-3 günde bütün Güney Lübnan’ı işgal eden İsrail, bu defa sınırda birkaç yeri zar zor ele geçirebildi. Aynı zamanda tabii nüfus, insan kaynağı sıkıntısı da var İsrail’de. Aşırı Ortodoks Yahudilerin askere çağrılması meselesi ve bunun iç politikada yaratabileceği kargaşa falan bunları da düşündüğümüz zaman zafer söz konusu değil gibi. Sonuçta İsrail aslında kuzeydeki yerleşimcileri askeri yolla oraya getirmeyi düşünüyordu fakat anlaşma nihayetinde yapmak zorunda kaldı.”

“Bunların hepsi doğru ama daha geniş açıdan baktığımız zaman bundan belki 2-3 sene önce biri deseydi İsrail, Hizbullah’ın tüm lider kadrosunu Nasrallah dahil öldürecek, Lübnan’da böyle bir ciddi bir yıkıma yol açacak, kimse inanmazdı. Dolayısıyla Hizbullah ciddi bir hasar aldı o kesin. Ama bu, İsrail tarafında istenilen o aşırı amaçlarla uyumlu mudur, değil midir? Onu bekleyip görmek lazım.”

“Netanyahu da zaten bu işin arkasındaki kişi olarak zaferini ilan etti. Hatta elini biraz daha yükseltti. Lübnan defteri kapandıktan sonra hedeflerinin İran olduğunu söyledi. Esad’ı uyardı. Şu anda İsrail avantajlı bir durumdaymış gibi gözüküyor. İçeriden eleştiriler var ama genel kanı Hizbullah’a ciddi zarar verildiği yönünde.”

İsrail’in Hizbullah’la ateşkesi: “Mutlak zaferden tam teslimiyete…”

Atlıoğlu, ateşkesin başarılı olması ve İsrail açısından Lübnan cephesinin kapanması durumunda Trump’ın da başkanlığı devralması ile birlikte Gazze’nin nasıl etkileneceği yönündeki sorumuza şöyle yanıt verdi:

“Trump’ın İsrail’e daha sempati duyan bir lider olduğunu gerçeğiyle Gazze’de İsrail’in daha üst aşamada bir şeyler yapabileceği bir tablo ortaya çıkıyor. Ancak sağı-solu belli olmayan bir lider olan Trump’ın başka birtakım planları da söz konusu olabilir. İktidara geldiğinde ya orta yol bulmaya çalışacak ya da Netanyahu’nun önünü daha fazla açacak ki, Netanyahu zaten Trump’ın başkan seçilmesini istiyordu. Dolayısıyla önünü açarsa Gazze’deki durum daha da ağırlaşacak. Belki de Gazze’nin tamamen insansızlaştırılması söz konusu olacak. Aynı zamanda Batı Şeria’da benzer bir durum yaşanabilir. Yani Trump’ın buna izin verme ihtimali söz konusu, en azından Netanyahu böyle düşünüyor.”

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Lübnan cephesinde ateşkes başladı: Siviller güneydeki evlerine dönüyor

Yayınlanma

Lübnanın güneyi

İsrail ile Hizbullah arasında 14 aydır devam eden çatışmaları sona erdiren ateşkes anlaşması bu sabah yürürlüğe girdi. İsrail’in hava ve kara saldırıları nedeniyle Lübnan’ın güneyini terk etmek zorunda kalan Lübnanlılar İsrail’in “henüz dönmeyin” uyarısına rağmen evlerine dönmeye başladı.

ABD Başkanı Joe Biden’ın Lübnan ile İsrail hükümetlerinin onaylamasının ardından duyurduğu ateşkes antlaşması bugün 05.00 itibarıyla yürürlüğe girdi.

Biden, Lübnan Silahlı Kuvvetlerinin 60 gün içinde Lübnan’ın güney sınırına konuşlanarak bu bölgenin kontrolünü sağlayacağını belirtti. Antlaşmanın, söz konusu bölgeden Hizbullah unsurlarının silahsızlandırılarak Litani Nehri’nin kuzeyine geçirilmesini öngördüğünü kaydeden Biden, 60 günlük süreç zarfında İsrail askerlerinin kademeli şekilde bölgeden geri çekileceğini söyledi.

Biden, bu süreçte Lübnan’da herhangi bir Amerikan askerinin görev almayacağını da kaydederek, ABD ve Fransa’nın öncülüğünde uzun süren diplomatik çabaların sayesinde anlaşmaya varıldığını vurguladı.

İsrail’in Hizbullah’la ateşkesi: “Mutlak zaferden tam teslimiyete…”

Biden ayrıca, ABD ve Fransa’nın başını çektiği bir uluslararası koalisyonun ateşkes antlaşmasının uygulanması konusunda destek vereceğini belirtti.

Biden, İsrail saldırıları sebebiyle yerinden edilen Lübnanlılar ile İsrail’in kuzeyindeki Yahudi yerleşimcilerin evlerine dönmesinin sağlanacağını da dile getirdi.

Ateşkesin yürürlüğe gireceğinin açıklanmasından önce basına yansıyan iddialara göre, İsrail ordusunun ve Hizbullah’ın çekildiği İsrail-Lübnan sınırından Litani Nehri’ne kadar olan bölgeye 5 bin ila 10 bin kadar Lübnan askeri konuşlandırılacak.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 1701 sayılı kararına uygun olarak Lübnan’daki söz konusu grupların yeniden silahlanmasını önlemek için, Lübnan’a silah satışı veya Lübnan içinde silah üretimi Lübnan hükümeti tarafından denetlenecek.

Öte yandan basında yer alan diğer bir iddiaya göre, “ABD, Hizbullah’ın antlaşmayı ihlal ettiği tespit edilirse İsrail’e yeniden saldırma hakkı tanıyan ve antlaşma metninde olmayan bir taahhütte bulundu.”

Trump’a “hediye” mi sahadaki gerçek mi?

Ateşkes yürürlüğe girerken, İsrail ordusu Arapça sözcüsü Albay Avichay Adraee, Lübnanlı sivilleri henüz Lübnan’ın güneyindeki köylere dönmemeleri konusunda uyardı.

Adraee, “Ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girmesi ve hükümleri doğrultusunda, İsrail ordusu Lübnan’ın güneyindeki mevkilerinde hazır bulunmaya devam ediyor. İsrail ordusunun tahliye ettiği köylere ya da bölgedeki İsrail ordu güçlerine doğru hareket etmeyin. Kendi güvenliğiniz ve ailenizin emniyeti için bu bölgeye gitmekten kaçının” dedi. Adraee, İsrail ordusunun sivillere “evlerine dönmeleri için tarih vereceğini” de sözlerine ekledi.

Buna rağmen Reuters, aylardır devam eden çatışmalar nedeniyle yerinden edilen insanları taşıyan araçların güneye doğru ilerlediğini bildirdi.

Hizbullah’ın füze ve İHA saldırıları nedeniyle İsrail’in kuzeyindeki evlerini terk eden İsraillilerin ise ne zaman bölgelerine döneceği belli değil.

Hizbullah, Hamas’ın 7 Ekim 2023’te İsrail’in güneyine düzenlediği baskından bir gün sonra İsrail’e ateş açmaya başlamış, İsrail’in kuzeyinde yaşayan yaklaşık 60 bin kişi evlerini terk etmek zorunda kalmıştı. Eylül ayı sonlarında yoğunlaşan çatışmalarda İsrail, 1 Ekim’den itibaren Lübnan’ın güneyine karadan girmeye çalışmış ancak sıcak çatışmaların yoğunluğundan dolayı fazla ilerleme sağlayamamıştı.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

İsrail’in Hizbullah’la ateşkesi: “Mutlak zaferden tam teslimiyete…”

Yayınlanma

Hizbullah’ın üst düzey liderlerine yapılan suikast ve savaş hukukunu ayaklar altına alarak yağdırdığı bombalara rağmen İsrail, Lübnan cephesindeki savaşın ana hedeflerinden hiçbirine ulaşamadı. Ne Hizbullah’ın İsrail’e saldırıları önlenebildi ne de kuzey sakinleri evlerine döndürülebildi. İsrail’in sahada kazandığı taktiksel başarılar hedeflerine ulaşmasına yetmeyince ateşkese razı olmak zorunda kaldı.

Saatler içinde ilan edilmesi beklenen İsrail ile Hizbullah arasındaki ateşkes öncesi taraflar saldırılarını artırırken İsrail’in aşırı sağcı bakanların ateşkese karşı çıkması son dakikada anlaşmanın iptal edilebileceği ihtimalini doğurdu.

Foreign Affairs: İsrail’in Trump’ın koşulsuz desteği hakkındaki varsayımları safça

Birçok ajansa yansıyan ve Lübnan, ABD ve İsrail’den yetkililere dayandırılan haberlere göre ateşkes anlaşmasının bugün ABD ve Fransa tarafından duyurulması bekleniyor. Öncesi hem İsrail hükümeti hem de Lübnan hükümeti toplanacak ateşkesi görüşecek.

Lübnan Sağlık Bakanlığı İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırılarında dün en az 22 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı. İsrail bu sabah da Lübnan’ın güneyini bombaladı. Ayrıca Beyrut’un güney banliyölerinde bazı binaları vurdu ve İsrail ordusu buradaki saldırıda üst düzey Hizbullah komutanını öldürdüğünü iddia etti.

Hizbullah da İsrail’in kuzey bölgelerine saldırılarını artırdı. Bazı bölgelerde eğitime ara verilirken yetkililer saldırılar nedeniyle yeni önlemler alındığını duyurdu.

Lübnan ve ABD’den verilen olumlu mesajlara rağmen Netanyahu’nun koalisyon üyelerinden gelen itirazlar ateşkes anlaşmasının son dakikada iptal olabileceğine işaret ediyor. Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir anlaşmanın “büyük bir hata” ve “Hizbullah’ı ortadan kaldırmak için kaçırılmış tarihi bir fırsat” olacağını söyledi.  Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ise “Anlaşma yok, eğer imzalanırsa da imzalı bir kağıttan daha büyük bir değere sahip olmayacak. Hizbullah’ı parçaladık ve parçalamaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Sadece aşırı sağcı bakanlar değil Netanyahu’nun partisinden milletvekilleri ve muhalif liderler ile kuzeydeki belediye başkanları anlaşmaya tepki gösterdi.

Netanyahu’nun partisi Likud üyesi ve Güvenlik Kabinesi üyesi Avi Dichter, X sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Hizbullah ile ateşkes konusunda karar vermek için yeterli detayları bilmediğini belirterek, ateşkesi “BMGK’nin 1701 sayılı kararının aynısı olması halinde” desteklemeyeceğini kaydetti.

İsrail’in kuzeyinde Lübnan sınırında yer alan Metula yerleşim birimi Belediye Başkanı David Azoulay, Kanal 12 televizyonuna yaptığı açıklamada, Hizbullah ile ateşkes anlaşmasının “teslim olma anlaşması” olduğunu savundu.

Trump’a “hediye” mi sahadaki gerçek mi?

Lübnan sınırındaki Kiryat Shmona yerleşim birimi Belediye Başkanı Avichai Stern de sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Hizbullah ile ateşkes anlaşmasının “kuzeyde 7 Ekim saldırısının tekrarını hızlandırdığı ve bunun olamayacağını” öne sürdü. Stern, ateşkes anlaşmasını eleştirerek, “Tam zaferden tam teslimiyete nasıl geçtiğimizi anlamıyorum” ifadelerine yer verdi.

Muhalefetteki Ulusal Birlik Partisi lideri Benny Gantz da Netanyahu’ya Hizbullah ile ateşkes anlaşmasını kamuoyuyla paylaşması çağrısında bulundu.

İsrail muhalefetindeki Evimiz İsrail Partisi lideri Avigdor Liberman da anlaşmaya karşı çıkarak, “Lübnan ile yapılan anlaşmanın İsrail açısından korkunç olduğunu” savundu.

Ateşkes önerisi, İsrail’in Lübnan’ın güneyinden birkaç gün içinde askerlerini çekmesini, Beyrut’un ise sınırda asker konuşlandırmasını ve Hizbullah savaşçılarının Litani Nehri’nin kuzeyine çekilmesini öngörüyor. Bu süreçte, ateşkesin uygulanmasını denetlemek için ABD’nin öncülüğünde bir komite kurulacak.

Temel anlaşmazlık noktası İsrail’in talep ettiği “meşru müdafaa hakkı.” Netanyahu, anlaşma ile ateşkesin uygulanmaması ya da bozulması durumunda İsrail’in Lübnan’a yönelik operasyon özgürlüğünü garanti altına almak istiyordu. Ancak Lübnan, bu talebi kesin bir şekilde reddediyor.

The National’a göre şöyle bu anlaşmazlığın çözülmesi için şöyle bir formül önerildi: İsrail, şikayetlerini ateşkesi denetleyecek uluslararası komiteye iletecek ve komite bu şikayetleri Lübnan Ordusu ve UNIFIL’e iletecek ve şikayetlerin giderilmesi için İsrail müdahale etmeden önce son bir tarih belirlenecek. Kaynaklar bu çözümün hâlâ tartışıldığını söylüyor.

Anlaşma, İsrail’in Lübnan’ın güneyine başlattığı kara saldırısının amaçlarından biri olan “tampon bölge”yi içermiyor. İsrail Lübnan’ın güneyinde oluşturacağı tampon bölge sayesinde İsrail’in kuzey bölgelerini Hizbullah’ın menzilinden çıkaracağını düşünüyordu. Ayrıca İsrail, 7 Ekim’den sonra kuzeydeki evlerini terk etmek zorunda kalan on binlerce kişinin nasıl ve ne zaman evlerine döneceği ile ilgili bir plan hazırlamış değil.

İsrail ordusu Lübnan’da savaşmak istemiyor

İsrail’in Hizbullah liderlerine suikast düzenleyerek ve karadan işgale başlayarak kazandığı taktiksel başarılara rağmen Lübnan’daki savaş hedeflerinden hiçbirine ulaşamamış olması dikkat çekiyor. Hedeflerine ulaşamamasına rağmen ateşkese razı olmasının ocak ayında koltuğu devralacak olan ABD Başkanı Donald Trump’ın Netanyahu’ya göreve gelmeden önce savaşı bitir telkinin önemli payı var. Ancak daha da önemlisi İsrail ordusunda baş gösteren savaş yorgunluğu ve asker sıkıntısı. Ordunun Lübnan’da savaşmak istemediği ve hem verilen ağır kayıpların hem de zorunlu askerlik tartışmalarının motivasyonu iyice düşürdüğü biliniyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English