Bizi Takip Edin

AVRUPA

‘NATO süvarisi’ni bekleyen Finlandiya’ya Kuzey Akım sabotajı hatırlatması

Yayınlanma

Finlandiya, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin onayıyla NATO’ya katılmasının önündeki son engeli de aştı.

Rusya ile 1.340 km’lik bir sınırı paylaşan Finlandiya’nın üyeliği; ABD başta olmak üzere İttifaka bölgede kritik bir dayanak sağlayacak. Gelişme, NATO’nun kendi sınırlarında genişlemesine ve bölgeyi silahlandırmasına itiraz ederek Ukrayna’ya askeri operasyon başlatan Rusya’nın karşılık vermesine yol açabileceği gibi, Ukrayna savaşının kızışmasına ve Rusya-NATO geriliminin yükselmesine de neden olabilir.

Rusya lideri Putin, daha önce İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği ile ilgili yaptığı açıklamada, “Eskiden onlar için herhangi bir tehdit yoktu. Şimdi ise orada eğer askeri birlikler ve altyapı konuşlandırılırsa, karşılık vermek ve toprakları için buna benzer tehdit oluşturmak zorunda kalacağız. Bu bariz olan bir şey ve bunu net şekilde anlamaları gerekiyor” uyarısında bulunmuştu.

Bölge ülkelerini Rus tehdidi üzerinden korkutarak NATO etrafında konsolide eden ABD’nin politikası, Finlandiya’nın İkinci Dünya Savaşı sonrası izlediği ‘resmi tarafsızlık’ politikasının değişmesinde de etkili oldu. Ukrayna savaşı Helsinki’nin tarafsızlık politikasını altüst ederken, ülke siyasetinde NATO etrafında bir mutabakat oluştuğu görülüyor.

Belli çevrelerde, ülkenin  NATO üyeliği hakkında uygun bir demokratik tartışma yapılmadığı ve kararın “yıldırım hızıyla” parlamentoya götürüldüğü yönünde fikirler dillendirilse de, bu görüş dar bir çevre ile sınırlı kaldı ve Finlandiya kamuoyunda güçlü bir NATO taraftarı söylem hakim oldu.

NATO konusunda ‘grup düşüncesi’ etkili oldu

Helsinki Üniversitesi öğretim üyesi Graham Wood, Helsinki Times gazetesinde Finlandiya’nın NATO’ya katılmasının yol açacağı sorunları ve riskleri özetleyen bir makale kaleme aldı.

Kararda, Irving Janis’e atıf yaparak, ‘grup düşüncesi’nin hakim olduğunu söyleyen Wood, ünlü psikoloğun, karar vericilerin diğer bakış açıklarını yeterince tanımadan içe dönük olarak kendi dünya görüşleri lehine önyargılı bir perspektife yatırım yaptıklarında, bunun kötü ve zarar verici kararlara yol açtığı konusunda yıllar önce uyardığını hatırlatıyor.

Graham Wood’a göre, askeri felaketler ve kurumsal başarısızlıklar, ‘grup düşüncesi’nden kaynaklanıyor.

Finlandizasyonun Batılılaşmış biçiminin başlangıcı…

Stoltenberg’den Estonya Başbakanına, Finlandiyalı politikacılardan yabancı politikacılara kadar “geniş ve kendini beğenmiş bir koronun”, “Finlandiya’nın NATO’ya katılmasının ne kadar kolay olacağını” söyleyip durduğunu vurgulayan Wood, ülkenin önünde iki seçenek olduğuna işaret ediyor: “belki de bu, Finlandizasyonun sonuydu ya da belki de kavramın yeni bir aşırı Batılılaşmış biçiminin başlangıcıydı”.

Wood, bu işin sonucunda ise, “değişiklik için ABD’ye boyun eğeceğiz” diyor.

“Yine de, anketlere inanılacak olursa, anketler, Finlandiya’nın ulusal güvenliği için ortaya çıkan zorluklara rağmen Finlerin bu çabadaki liderliğini desteklediğini gösteriyor” diyen Wood,  alaycı bir şekilde, “sıradan Fin her zaman iyi tarafından bakıyor, sonuçta onlar dünyadaki en mutlu insanlar!” ifadesini kullanıyor.

İsveç, ABD’ye tabi olmaktan kurtulabilir

Wood, gerçekte ise Finlandiya’nın, doğu komşusunu (Rusya) fiilen uzaklaştırdığını, Batılı komşusu İsveç’i ise terk etmenin sancısı içinde olduğunu söylüyor ve bunun Finlandiya’nın jeopolitik konumunu güçlendirmeye nasıl katkıda bulunduğunu soruyor.

ABD’nin Kuzey Akım sabotajını hatırlatan Wood, çarpıcı bir uyarıda bulunuyor: “Herkes ufukta Finlandiya’nın imdadına yetişecek süvarinin NATO olacağına inanıyor. Kuzey Akım’da yaşananlar, bizi nelerin beklediği konusunda bir fikir verebilir.

Diğer yandan Wood, Türkiye’nin Finlandiya’nın üyeliğine razı olmasının “ne pahasına” olduğunu soruyor.

Wood, son olarak İsveçlilerin Finlandiya NATO’ya girdiğinde kendilerine nasıl sıfatlar takacaklarını merak ettiğini söylüyor, ancak onlara “iyi tarafından bakmalarını” tavsiye ederek “her şeye rağmen ABD’ye tabi olmaktan kurtulabilirler” yorumunu yapıyor.

AVRUPA

Gagavuzya lideri Gutsul hakkında 20 gün tutuklama kararı

Yayınlanma

Moldova yargısı, Gagavuzya Özerk Bölgesi Başkanı Evgeniya Gutsul’u 20 gün süreyle tutukladı. Gutsul, tutuklanmasının siyasi amaçlı olduğunu savunarak Moldova Cumhurbaşkanı Maya Sandu’yu suçladı ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan yardım talep etti. Gutsul, 25 Mart’ta Kişinev Havalimanı’nda İstanbul’a gitmek üzereyken gözaltına alınmıştı.

Kişinev’deki mahkeme, Gagavuzya Özerk Bölgesi Başkanı Evgeniya Gutsul’u 20 gün süreyle tutukladı.

Savcılık, Gutsul için 30 gün tutukluluk talep etmişti, ancak mahkeme bu talebi kısmen kabul ederek siyasetçinin 20 gün tutuklu kalmasına karar verdi.

Mahkeme çıkışında konvoy eşliğinde ayrılırken Gutsul, “Gagavuzya bugün başsız bırakıldı,” dedi.

Savcı Adrian Scutaru, Gutsul’a yöneltilen suçlamaları “2023 yılında Gagavuzya’daki başkanlık seçimi kampanyasının yasa dışı finansmanı, evrakta sahtecilik, beyannamelerde sahtecilik, kampanya finansmanı raporlarında sahtecilik” olarak sıraladı.

Gutsul’un avukatları, tutukluluk kararına itiraz etmeyi planlıyor.

Evgeniya Gutsul, gözaltına alınmasının absürt olduğunu ve suçlamaların siyasi amaçlı olduğunu savundu ve kendisine yönelik bu baskının Moldova Cumhurbaşkanı Maya Sandu tarafından başlatıldığına işaret etti.

Gutsul, 25 Mart’ta Kişinev Havalimanı’nda İstanbul’a gitmek üzereyken gözaltına alındı.

Yetkililer, seçim fonlarının yönetimi düzeninin ihlali ve belgelerde sahtecilik suçlamalarıyla ilgili bir soruşturma kapsamında 72 saatliğine gözaltına alındığını açıkladı.

Gözaltına alınmasının hemen ardından Gutsul, avukatları aracılığıyla Gagavuzya halkına bir mesaj iletti.

Mesajında, “başkanlık görevinden ayrılması ve derhal ülkeyi terk etmesi karşılığında hakkındaki davanın düşürülmesinin teklif edildiğini” belirtti.

Gutsul’un avukatı Sergey Moraru, 2023 yılında da ceza davasının kapatılması karşılığında istifa etmesinin teklif edildiğini de sözlerine ekledi.

Gutsul, sadece özerk bölge halkına değil, aynı zamanda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da başvurdu.

Putin’den, “Moldova makamlarına baskı yapmak için tüm diplomatik, siyasi ve hukuki mekanizmaları kullanmasını” ve “bağımsız Moldova Cumhuriyeti içindeki Gagavuz Özerk Bölgesi’nin özel statüsüne kesin ve net bir destek vermesini” istedi.

Erdoğan’a hitaben ise Gutsul, Ankara’nın 30 yıl önce Gagavuzya’nın Moldova içinde özel statü kazanmasına yardımcı olduğunu hatırlattı ve özerk bölge halkının Türkiye Cumhurbaşkanı’nın müdahalesini beklediğini söyledi.

Gagavuzya, Moldova’nın güneyinde yaklaşık 135 bin kişinin yaşadığı özerk bir bölge.

Yerli halkın neredeyse tamamı Rusya’yı destekliyor ve ülkenin Avrupa Birliği’ne katılmasına karşı çıkıyor.

Geçen seneki cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda, Gagavuzya’da özerk bölge doğumlu Aleksandr Stoianoglo birinci olurken, görevdeki Moldova Cumhurbaşkanı Maya Sandu (sonunda ikinci dönem için yeniden seçildi) ancak beşinci sırada yer aldı.

Evgeniya Gutsul, Temmuz 2023’ten beri Gagavuzya’yı yönetiyor.

Özerk bölge başkanlığı seçimlerine, iş insanı İlan Şor tarafından kurulan Şor Partisi’nden katıldı.

Haziran 2023’te, seçimlerden bir ay sonra, Moldova Anayasa Mahkemesi Şor Partisi’nin faaliyetlerini yasa dışı ilan etti.

Gözaltına alınan Gagavuzya lideri Gutsul, Putin ve Erdoğan’dan yardım istedi

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Fransa, savunma sanayisi için 450 milyon avroluk fon kuruyor

Yayınlanma

Fransa Ekonomi Bakanı Eric Lombard geçen hafta Fransa’nın kamu yatırım bankası BpiFrance’ın, insanların paralarını “uzun vadede” savunma şirketlerine yatırmaları için 450 milyon avroya kadar yeni bir fon açacağını duyurdu.

Fona minimum 500 avro yatırım yapılması gerekiyor ve garanti edilmeyen kazançlar beş yıl boyunca geri çekilemiyor.

Duyuru, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un bu ayın başlarında ülkenin zorunlu askerliği yeniden getirmeye hazır olmadığını, ama “sivilleri harekete geçirmenin yollarına bakmak” istediğini söylemesinin ardından geldi.

Lombard geçen hafta yaptığı açıklamada, sabit bir getiri oranı sunmayan yeni kişisel yatırım planının, Fransızların “uzun vadeli plasmanlarla” “savunma sektöründeki şirketlerde doğrudan hissedar” olmaları için bir yol olduğunu söyledi.

Lombard, fona doğrudan ya da hayat sigortası poliçeleri aracılığıyla yatırım yapmanın mümkün olacağını da sözlerine ekledi.

Lombard açıklamasının ardından yayın kuruluşu TF1’e yaptığı açıklamada, “Diğer özel şirketler, yatırım fonları ve bankalar müşterilerine uyarlanmış ürünler sunacaklar,” dedi.

Müşterilerin bu yılın ikinci yarısından itibaren programa abone olmaya başlaması bekleniyor.

Sıradan insanlar için cazip bir yatırım mı?

BFM TV’nin kısa süre önce yaptığı bir ankete göre, Fransa’nın Ukrayna’ya desteğinin artırılması ya da sürdürülmesinden yana olan insanlar arasında yatırım fonuna olan ilk ilgi oldukça yüksek görünüyor.

Ouest-France’a göre Fransa Silahlanma Bakanı Sébastien Lecornu kısa bir süre önce yaptığı açıklamada, “Bakanlık olarak yurttaşlarımızdan hiç bu kadar çok mektup almamıştık: ‘Nasıl yardımcı olabiliriz?’ [diye soruyorlar],” dedi.

Bpifrance Genel Müdürü Nicolas Dufourcq geçen hafta yatırımcılar ve savunma şirketleri arasında yapılan bir toplantıda fonun “savunma şirketlerine yatırım yapacağını” söyledi.

Ekonomi Bakanlığı, fonun Dassault Aviation, Safran, Thales ve Airbus gibi dokuz büyük grubun yanı sıra 4.500’den fazla küçük ve orta ölçekli işletmeyi içeren Fransa’nın “endüstriyel ve teknolojik savunma üssünü” desteklemeyi amaçladığını söyledi.

Başlıca Fransız bankaları Fransız savunma sanayine desteklerini ve sektörün beklenen ihtiyaçlarını finanse etmeye hazır olduklarını teyit ettiler.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

İsveç’ten Soğuk Savaş sonrası en büyük savunma harcaması artışı

Yayınlanma

İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, ülkesinin Soğuk Savaş’tan bu yana en büyük savunma harcaması artışını planladığını duyurdu. Silahlı kuvvetlerin modernizasyonu için 300 milyar İsveç kronundan (yaklaşık 30 milyar dolar) fazla kaynak ayrılacak ve savunma harcamalarının 2030’a kadar GSYİH’nin yüzde 3,5’ine çıkarılması hedefleniyor.

İsveç, silahlı kuvvetlerinin modernizasyonu için 300 milyar İsveç kronundan (yaklaşık 30 milyar dolar) fazla kaynak ayırarak savunma harcamalarını önemli ölçüde artırmayı planlıyor.

Başbakan Ulf Kristersson, bunun İsveç’in Soğuk Savaş’tan bu yana savunma kapasitesini en kapsamlı şekilde güçlendirmesi olacağını vurguladı.

Kristersson, sosyal medya platformu X (eski adıyla Twitter) üzerinden yaptığı paylaşımda, “İsveç ve tüm Avrupa, benzeri görülmemiş yeni güvenlik sınamalarıyla karşı karşıya. Bu nedenle bugün, İsveç silahlı kuvvetleri için Soğuk Savaş’tan bu yana en büyük yeniden silahlanma planını sunuyoruz,” ifadelerini kullandı.

Başbakan, ülkenin savunma bütçesinin hâlihazırda NATO’nun yüzde 2’lik Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) hedefini aştığını ancak bunun yeterli olmadığını belirtti.

Yeni strateji kapsamında, savunma harcamalarının 2030 yılına kadar GSYİH’nin yüzde 3,5’ine çıkarılacağını açıkladı.

Kristersson, bu girişimin hayata geçirilmesi için kredi finansmanı kullanılmasının planlandığını da sözlerine ekledi.

Ayrıca Kristersson, NATO’nun üye ülkelerin askeri harcamalarına ilişkin gerekliliklerinin gözden geçirilmesini başlatmayı planladığını bildirdi.

Başbakan, haziran ayında Lahey’de yapılacak NATO zirvesinde, ittifakın asgari harcama oranının yüzde 2’den daha yüksek bir seviyeye çıkarılması için çaba göstereceğini ifade etti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English