Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

NATO’nun 1 milyar avroluk inovasyon fonu Çin’le rekabete hazırlanıyor

Yayınlanma

NATO destekli 1 milyar avroluk girişim sermayesi fonu, ittifakın teknolojik üstünlüğünü artırmak ve Çin ile rekabet edebilmek için savunma alanındaki startup’lara mali destek vermeyi planlıyor.

Financial Times’ta (FT) yer alan habere göre, geçen yıl başlatılan inovasyon programı, batılı startup’ların Pekin’in kendi şirketlerine sağladığı mali güçten yoksun olduğu korkusuyla, askeri yeteneklere sahip teknoloji üzerinde çalışan şirketler için finansman boşluğunu doldurmayı amaçlıyor.

NATO Genel Sekreter Yardımcısı David van Weel FT’ye verdiği demeçte, “Özellikle Avrupa’da derin teknoloji için girişim sermayesi eksikliği var. Çinli yatırımcılara yönelmek zorunda kalmamaları için bu şirketlere yatırım yapmak üzere kendi tarafımızdan daha fazla sermaye sağlamak istedik,” dedi.

İşe alımlar ‘beklenenden kolay’

Hollanda merkezli fon yapay zeka, uzay ve biyoteknoloji gibi alanlara odaklanacak. NATO İnovasyon Fonu (NIF) Başkanı ve Avrupa firması Lakestar’ı kuran deneyimli bir girişim sermayedarı Klaus Hommels, grup için işe alımın ‘beklenenden daha kolay’ olduğunu söyledi. Hommels, “Benim için en büyük sürpriz, bu konunun kabul görmesi ve misyonunun çok sayıda insanın ilgisini çekmesi oldu. Beş, altı yıl önce böyle bir durum söz konusu olmazdı,” diye konuştu.

Gelişmekte olan güvenlik sorunlarına odaklanan van Weel, NATO’nun ilk ‘çok ortaklı’ VC grubu olduğunu iddia ettiği fona yirmi üç üyenin katıldığını söyledi. NATO’ya katılma sürecinde olan İsveç de fona üye olmayı planlıyor.

ABD fona yatırım yapmadı

Bununla birlikte, tüm NATO ülkeleri arasında en büyük savunma bütçesine sahip ABD, şimdilik fona yatırım yapmamaya karar verdi. NIF başkan yardımcısı ve Massachusetts Institute of Technology’de (MIT) profesör Fiona Murray, Pentagon’un girişimi izlediğini ve daha sonraki fonları destekleyebileceğini söyledi. Washington son yıllarda askeri teknoloji üreten startup’lara yaptığı yatırımları artırdı.

Fon, faaliyetlerini yönetmesi için daha önce İngiltere’deki Amadeus Capital Partners’ta yönetici ortak olarak görev yapan Andrea Traversone’nin de aralarında bulunduğu bir yatırımcı ekibini işe aldı.

Ukrayna savaşı fon toplamayı kolaylaştırdı

NATO, inovasyon fonunu, daha önce uzak durdukları savunma teknolojisi sektörüne girişim sermayedarlarının ilgi gösterdiği bir dönemde başlattı.

FT, Ukrayna’daki savaşın algıları değiştirdiğini ve fon toplamayı kolaylaştırdığını vurguluyor. Avrupalı savunma teknolojisi startup’ı Helsing bu ay, orduları desteklemek için kullanılan yazılımını geliştirmek üzere 209 milyon avro toplayarak sektörün daha geniş çaplı bir girişim sermayesi krizine nasıl meydan okuduğunun en son örneğini verdi.

NATO fonu, şirketlere seslenirken teknolojiyi ‘eyleme geçirmeye’ ve savunma bakanlıkları arasındaki ilişkilere odaklanmayı öne çıkarıyor. Fon, erken yatırımın ittifak genelinde öncü teknolojilerin kullanımını kolaylaştıracağını umuyor. Ne var ki fon, ‘saldırı silahları’ üreten startup’lara ya da bu tür şirketlere sahip olan girişim şirketlerine yatırım yapmayı şimdilik reddediyor.

Yatırımcılar için bu ‘etik kırmızı çizgi’ Rusya-Ukrayna savaşından bu yana ABD’de yavaş yavaş değişti ve Sequoia Capital ve Andreessen Horowitz gibi en büyük girişim fonları silah ve savunma sistemleri üreten startup’lara sermaye ayırmaya başladı.

DİPLOMASİ

Alman hükümetinden İmamoğlu açıklaması

Yayınlanma

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun bugün sabah saatlerinde gözaltına alınmasının yankıları sürüyor.

DW Türkçe’nin haberine göre Alman hükümetinden yapılan açıklamada İmamoğlu’nun gözaltına alınması kınandı. Alman Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Sebastian Fischer, gözaltıyı “Türkiye’deki demokrasi açısından ağır bir gerileme” diye nitelendirdi.

Son dönemde İmamoğlu üzerinde artan yargı baskısına işaret eden Fischer, “Alman hükümeti için işleyen bir demokrasinin temel koşulu, demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkelerine duyulan saygıdır,” dedi.

Berlin’deki Türk büyükelçinin dışişlerine çağrılması gibi somut adımların henüz gündemde olmadığını belirten sözcü, hem Berlin hem de Ankara’daki Türk hükümet temsilcileriyle sürekli temas halinde olduklarını, gelişmelerin bu temaslarda “münasip bir şekilde” ele alınacağına emin olduğunu kaydetti.

Fischer, “Önemli olan, Türkiye’deki seçmenin iradesine saygı duyulmasıdır. Bu tüm demokrasiler için geçerlidir. Gözaltı, Türkiye’deki demokrasi ve hukukun üstünlüğü temel ilkelerine riayet edilmesi konusunda son derece endişe verici bir gelişmedir,” değerlendirmesinde bulunarak Türkiye’nin AB üyeliğine aday ülke ve Avrupa Konseyi üyesi olarak bu temel ilkelere uymakla yükümlü olduğunu hatırlattı.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

AB’nin 150 milyar avroluk silahlanma fonunda ABD, Britanya ve Türkiye yok

Yayınlanma

ABD, Birleşik Krallık ve Türkiye’den silah şirketleri, kendi ülkeleri Brüksel ile savunma ve güvenlik anlaşmaları imzalamadığı sürece, AB’nin 150 milyar avroluk yeni savunma fonunun dışında tutulacak.

Financial Times’ın (FT) haberine göre yetkililer çarşamba günü yaptıkları açıklamada, başkentlerin silah harcamaları için planlanan fonun yalnızca AB savunma şirketlerine ve blokla savunma anlaşmaları imzalayan üçüncü ülkelerin savunma şirketlerine açık olacağını söyledi.

Yetkililer ayrıca, üçüncü bir ülkenin “tasarım yetkisine” (yapımı ya da belirli bileşenlerin kullanımı üzerindeki kısıtlamalar) sahip olduğu ya da nihai kullanımı üzerinde kontrol sahibi olduğu gelişmiş silah sistemlerinin de bu fonun dışında tutulacağını sözlerine ekledi.

Bu durum, savunma şirketi RTX tarafından üretilen ABD Patriot hava ve füze savunma platformunu ve Washington’un nerede kullanılabilecekleri konusunda kısıtlamalara sahip olduğu diğer ABD silah sistemlerini kapsam dışı bırakacak.

Bu politika, ABD’nin bir savunma ortağı ve tedarikçisi olarak uzun vadede güvenilirliği konusunda Başkan Donald Trump’ın yol açtığı korkuların ortasında, kıtanın savunma yatırımları için “Avrupalı Satın Al” yaklaşımını talep eden Fransa ve diğer ülkeler için bir zafer olarak görülüyor.

Ürünlerin maliyetinin en az %65’inin AB, Norveç ve Ukrayna’da harcanması gerekecek. AB üyesi ülkeler bu parayı “silahın kullanımının ya da varış yerinin kontrol edilebildiği” ürünlere harcayamayacaklar.

Yetkililerden biri, ülkeler tarafından satın alınan teçhizatın üçüncü bir ülke itiraz edeceği için kullanılamamasının gerçek bir sorun olacağını söyledi. 

Birleşik Krallık, özellikle kıtanın savunma kabiliyetlerini güçlendirmeyi amaçlayan Avrupa “istekliler koalisyonu”ndaki kilit rolü göz önüne alındığında, bu girişime dahil olmak için yoğun lobi faaliyetlerinde bulunmuştu.

BAE Systems ve Babcock International gibi Birleşik Krallık savunma şirketleri, İtalya ve İsveç gibi AB ülkelerinin savunma sanayisine derinlemesine entegre olmuş durumdalar.

Yetkililer, ABD, Britanya ve Türkiye gibi üçüncü ülkelerin bu girişime katılmak istemeleri halinde, AB ile bir savunma ve güvenlik ortaklığı imzalamaları gerektiğini söyledi.

Londra ve Brüksel arasında böyle bir anlaşmaya ilişkin görüşmeler başladı ama balıkçılık hakları ve göç gibi tartışmalı konuları da içeren daha büyük bir AB-Birleşik Krallık anlaşması taleplerine takıldı. 

Britanya ve Türkiye’nin dışarıda bırakılması, bu pazarlardaki üretici ya da tedarikçilerle yakın bağları olan Avrupalı büyük savunma şirketleri için büyük sıkıntı yaratabilir.

Salı günü yeni AB fonuna ilişkin kurallar konusunda ülkesinin tutumu sorulduğunda bir İngiliz yetkili, “Avrupa savunma piyasalarındaki bölünmeyi önlemek ve üye devletlerin üçüncü ülkelerle ortaklık kurmasına imkan tanıyacak yasal yapıları oluşturmak üzere, daha geniş anlamda Avrupa güvenliğinin çıkarları doğrultusunda Avrupa savunması konusunda birlikte çalışmaya hazırız,” dedi.

Birleşik Krallık savunma sektöründen üst düzey bir yetkili bunun “önemli bir endişe” olduğunu söyledi ve “Büyük miktarda fırsat görüyoruz ve İngiltere’nin Avrupa’nın bir parçası olarak görülmesi doğru. Fakat AB ve özellikle Fransa bu konuda alışveriş hesabıyla davranacaksa, savunma ve güvenlik açısından ortak ve birleşik bir Avrupa felsefesinin altını oyar,” iddiasında bulundu.

Fransa’nın savunma harcamalarını sadece AB şirketleri için sınırlandırmaya yönelik önceki çabaları, AB dışındaki savunma üreticileriyle yakın bağları olan Almanya, İtalya, İsveç ve Hollanda gibi ülkelerin sert direnişiyle karşılaşmıştı.

Teklifin AB ülkelerinin çoğunluğu tarafından onaylanması gerekiyor. Yetkililer, planın şartlarına göre, AB ülkelerinin kredileri Norveç, Güney Kore, Japonya, Arnavutluk, Moldova, Kuzey Makedonya ve Ukrayna’dan gelen bileşenleri kullanan ürünler için harcayabileceklerini söyledi.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Kremlin: Putin ve Trump birbirine güveniyor, ilişkileri onarmak istiyor

Yayınlanma

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve ABD Başkanı Donald Trump’ın birbirlerini iyi anladıklarını ve karşılıklı güven duyduklarını belirtti. Peskov, iki liderin Moskova ve Washington arasındaki ilişkileri kademeli olarak düzeltme konusunda kararlı olduklarını ifade etti.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve ABD Başkanı Donald Trump’ın birbirlerini iyi anladıklarını ve Moskova ile Washington arasındaki ilişkileri kademeli olarak onarmak istediklerini belirtti.

Peskov, bugün düzenlediği basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Büyük bir güvenle söyleyebilirim ki, Devlet Başkanı Putin ve Trump birbirlerini iyi anlıyor, birbirlerine güveniyor ve Rusya-ABD ilişkilerinin normalleşmesi yolunda adım adım ilerlemeye kararlılar,” dedi.

Peskov, “Elbette, Rusya ve ABD çok büyük devletler ve Moskova ile Washington arasındaki ilişkilerde önceki yönetimler sırasında çok fazla şey bozuldu. Bu nedenle, elbette, bu ilişkilerin onarılması için iki ülke devlet başkanlarının iradesiyle desteklenen zamana ve çabaya ihtiyaç duyulacak, ancak şimdilik iki devlet başkanının bu kararlı iradesi, muhtemelen herkesin bu yolda ilerleyeceğinin en iyi garantisi, yani hem Amerika’da hem de Rusya’da,” ifadelerini kullandı.

Putin ve Trump, salı akşamı Ukrayna’daki çatışmayı ele aldıkları bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi.

Peskov’un açıklamasına göre, görüşme yaklaşık iki saat sürdü.

Sözcü, Putin ve Trump’ın Rusya ile ABD arasındaki “ekonomik işbirliğinin muazzam potansiyelini” vurguladıklarını belirtti.

Peskov, “Devlet başkanları, abartısız, ekonomi alanında bir dizi büyük ikili işbirliği projesinin hayata geçirilmesi için muazzam bir potansiyel olduğunu belirttiler,” diye ekledi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English