Bizi Takip Edin

Ortadoğu

Netanyahu’nun erteleme talebi reddedildi

Yayınlanma

Netanyahu, hakkındaki dolandırıcılık, 2yolsuzluk ve rüşvet davaları kapsamında 2 Aralık’ta ifade vermeye başlayacak. Netanyahu’nun güvenlik gerekçesiyle duruşmaya katılmayacağı değerlendiriliyor.

İsrail mahkemesi, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun, hakkındaki yolsuzluk davaları kapsamında ifadesinin alınmasının ileri bir tarihe ertelenmesi talebini reddetti.

İşgal altındaki Doğu Kudüs’te yer alan İsrail’e bağlı Kudüs Bölge Mahkemesi, Netanyahu’nun, hakkındaki yolsuzluk davalarında 2 Aralık’ta alınacak ifadesinin ileri bir tarihe ertelenmesi talebini görüştü. Mahkeme, Netanyahu’nun talebini geri çevirerek İsrail Başbakanı’nın ifadesinin alınmasına planlandığı gibi 2 Aralık’ta başlanmasına hükmetti.

Avukatları, Netanyahu’nun Gazze saldırıları ve Lübnan’daki çatışmalar nedeniyle “davaya hazırlanmasının imkânsız” olduğunu öne sürerek ifadesinin alınmasının iki buçuk ay ertelenmesini istemişti.

Netanyahu “savaşı” bahane ederek yolsuzluk duruşmasında erteleme talep etti

Ancak Netanyahu’nun güvenlik bahanesiyle duruşmaya katılmayacağı tahmin ediliyor. İsrail basınına göre Netanyahu şu anda güvenlik yetkililerinin talimatları doğrultusunda, Başbakanlık Ofisi’nin üst katındaki normal ofisi yerine bodrum katında güçlendirilmiş bir odada çalışıyor ve duruşmaların yapılacağı mahkemenin de güvenli bir oda veya sığınağı bulunmuyor.

Netanyahu, iki davada dolandırıcılık ve güveni kötüye kullanma; üçüncü davada ise rüşvet, dolandırıcılık ve güveni kötüye kullanma suçlamalarıyla yargılanıyor. Yaklaşık beş yıl önce, Ocak 2020’de suçlandı ve dava o yılın mayıs ayında başladı.

“Gül” ve “yaprak” Netanyahu’yu yakacak

Netanyahu, herhangi bir suiistimalde bulunmadığını ısrarla belirtiyor ve suçlamaların polis ve devlet savcılığı tarafından yürütülen bir cadı avının ürünü olduğunu iddia ediyor.

Netanyahu, henüz kürsüye çıkmadı; ancak birkaç kez mahkemeye katıldı. Ana sanık olarak, savunma tanıklarını sunarken çapraz sorguya tabi tutulacak ilk kişi olması planlanıyor.

Öte yandan dava sürecinin yavaş ilerlemesi eleştirilere yol açıyor. Mevcut durumda, davanın ve olası temyizlerin 2028-2029’dan önce sona ermesi pek olası görülmüyor.

Ortadoğu

ABD istihbaratı: İsrail İran’a saldırı hazırlığında olabilir

Yayınlanma

ABD istihbaratına göre İsrail İran’a saldırı düzenlemeye hazırlanıyor. CNN’in haberine göre İsrail’in nihai kararı henüz net değil; ancak askeri hareketlilik ve diplomatik sinyaller olası bir saldırının ciddiyetini artırıyor.

Birden fazla üst düzey ABD’li yetkiliye dayandırılan haberde, İsrail’in İran’daki nükleer tesislere yönelik askeri bir saldırı planı üzerinde çalıştığı belirtildi. Haberde, İsrailli liderlerin henüz kesin bir karar almadığı, ancak son aylarda saldırı olasılığının ciddi biçimde arttığı kaydedildi.

ABD’li yetkililer arasında bu saldırının gerçekleşip gerçekleşmeyeceği konusunda görüş ayrılıkları bulunduğu ifade edilirken, saldırı ihtimalinin özellikle ABD ile İran arasında uranyum zenginleştirmeyi tamamen yasaklamayan bir anlaşma yapılması hâlinde daha da artabileceği öne sürüldü.

Tatbikatlar ve mühimmat hareketliliği…

CNN’in aktardığına göre, istihbarat değerlendirmesi sadece kamuya açık açıklamalara değil, İsrailli yetkililer arasındaki özel görüşmeler, askeri hareketlilik ve sinyal istihbaratına dayanıyor.

ABD’li kaynaklara göre, hava mühimmatlarının sevkiyatı ve bir hava saldırı tatbikatının tamamlanması, İsrail’in olası bir operasyon için hazırlık yaptığını düşündüren gelişmeler arasında yer alıyor.

Ne Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi ne de İsrail Başbakanlık Ofisi konuyla ilgili yorum yapmadı. Reuters, haberi bağımsız kaynaklarla teyit edemediğini bildirdi.

İran: Anlaşma olsa da olmasa da uranyum zenginleştirme sürecek

Hamaney: ABD talepleri “aşırı ve kabul edilemez”

İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney dün katıldığı bir etkinlikte ABD’nin İran’dan uranyum zenginleştirmeyi tamamen durdurmasını istemesini “aşırı ve kabul edilemez” olarak nitelendirmişti. Devlet medyasının aktardığına göre Hamaney, yeni bir nükleer anlaşma için yürütülen müzakerelerin başarıya ulaşabileceğinden şüphe duyduğunu da dile getirmişti.

Rubio: Anlaşma kolay olmayacak

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio da dün Senato Dış İlişkiler Komitesindeki bütçe oturumunda senatörlerin İran ile ilgili sorularını yanıtladı.

Rubio, ABD Başkanı Donald Trump’ın Tahran’a bir “çıkış yolu” önerisinde bulunduğunu ve İran’ın bunu kabul etmesi durumunda bugünkünden daha müreffeh hale geleceğini söyledi.

ABD’li bakan, İran ile müzakerelerin devam ettiğini ve bu ülkenin “uranyum zenginleştirme kapasitesine sahip olmamasının” kendileri için öncelik olduğunu vurguladı.

Rubio, “Bir kere uranyum zenginleştirme kapasitesine sahip olursanız, ondan sonra bunu silaha dönüştürmek çok zor değil” yorumunu yaptı ve İran’ın bu kapasiteye erişmesine izin veremeyeceklerini dile getirdi.

İran’ın barışçıl ve sivil amaçlarla nükleer kullanımının gayet anlaşılır olduğunu ve bunun yöntemlerinin birçok ülke tarafından zaten uygulandığını belirten Rubio, İran’ın ise ısrarla uranyum zenginleştirme yeteneğine erişmek istediğini söyledi.

Rubio, “İran ile (nükleer) anlaşma kolay olmayacak ancak şu anda angaje olduğumuz süreç budur” dedi.

ABD Dışişleri Bakanı, İran ile nükleer anlaşmaya varıncaya kadar bu ülkeye uygulanan tüm yaptırımların yürürlükte kalacağını da sözlerine ekledi.

Okumaya Devam Et

Ortadoğu

ABD ve Erbil arasında imzalanan anlaşmaya Bağdat’tan itiraz

Yayınlanma

Mesrur Barzani

Irak Petrol Bakanlığı, ABD ve Erbil arasında toplam değeri 110 milyar dolar olan enerji anlaşması imzalamasını kabul etmediğini duyurdu.

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başbakanı Mesrur Barzani’nin Washington’daki temasları kapsamında, IKBY ile 2 ABD’li şirket arasında toplam değeri 110 milyar doları bulan enerji anlaşmaları imzalandı.

IKBY Başbakanlığından yapılan açıklamada, Washington’da IKBY Doğal Kaynaklar Bakanlığı ile Amerikan enerji şirketi HKN Energy ve Western Zagros arasında enerji anlaşmalarının imzalandığı

Anlaşmaların, IKBY’nin petrol ve enerji sektörünün daha da geliştirilmesi ve ekonomik altyapısının güçlendirilmesi yönünde önemli bir adım teşkil ettiği ifade edilen açıklamada, bölgedeki ekonomik büyümeye ve istikrara doğrudan katkıda bulunmasının da beklendiği kaydedildi.

IKBY Başbakanı Barzani’nin Dış İlişkiler ve İklim Değişikliği Kıdemli Danışmanı Bayan Sami Abdul Rahman da X sosyal medya hesabından söz konusu anlaşmalara ilişkin paylaşım yaptı.

Abdul Rahman, Barzani’nin gözetiminde ABD şirketleri HKN Energy ve Western Zagros ile ömürleri boyunca toplam 110 milyar dolar değerinde iki enerji anlaşmasının imzalandığını kaydetti.

HKN’nin 8 trilyon standart kübik fit doğal gaz barındırdığı tahmin edilen Miran Gaz Sahası’nı geliştireceğini belirten Abdul Rahman, Western Zagros’un ise 5 trilyon standart kübik fit gaz ve 900 milyon varil petrol içeren Tophane-Kurdamir bloklarını geliştireceğini aktardı.

Abdul Rahman, bu anlaşmaların IKBY ve Irak’ta milyonlarca kişiye güç sağlamaya yeteceğini, enerji güvenliği ve ABD-IKBY bağları için bir dönüm noktası olduğu değerlendirmesinde bulundu.

Enerji anlaşmalarının imzalandığı Miran Gaz Sahası ve Tophane-Kurdamir blokları Süleymaniye kenti sınırlarında bulunuyor.

Bağdat: ABD ve Erbil anlaşması hukuka aykırı

Açıklamadan saatler sonra Irak merkezi hükümeti, anlaşmaları anayasaya ve yargı kararlarına aykırı bularak reddettiğini duyurdu.

Bakanlıktan konuyla ilgili yapılan yazılı açıklamada, “Irak Kürdistan Bölgesi Doğal Kaynaklar Bakanlığı’nın Süleymaniye vilayetindeki Miran ve Tophane-Kurdamir sahalarının yatırımıyla ilgili yaptığı anlaşmaları reddediyoruz” ifadeleri kullanıldı.

Söz konusu işlemlerin, Irak Federal Yargıtayının daha önce verdiği kararlara aykırı olduğu belirtildi.

Petrol ve doğal kaynakların tüm Irak halkına ait bir servet olduğu ve bu kaynakların yatırım kararlarının yalnızca Irak merkezi hükümeti tarafından alınabileceği belirtilen açıklamada, söz konusu enerji anlaşmalarının Irak Anayasası ve Federal Mahkeme kararlarına dayanarak geçersiz olduğu vurgulandı.

Bağdat, IKBY’nin yabancı şirketlerle yaptığı üretim paylaşım anlaşmalarını yasadışı kabul ediyor ve bu şirketlerin Irak Petrol Bakanlığı ile yeni sözleşmeler imzalamasını talep ediyor.

Mart 2023’te Paris merkezli Uluslararası Tahkim Mahkemesi, Bağdat yönetiminin başvurusu üzerine Türkiye’nin IKBY’den gelen petrolü Bağdat’ın onayı olmadan Ceyhan Limanı üzerinden ihraç etmesini Irak-Türkiye Boru Hattı Anlaşması’na aykırı bularak Türkiye’nin Irak’a 1,5 milyar dolar tazminat ödemesine hükmetmişti.

Okumaya Devam Et

Ortadoğu

Robert Ford: Ahmed Şara ile 2023’te İdlib’de görüştüm

Yayınlanma

Robert Ford

ABD’nin Suriye’deki son Büyükelçisi Robert Ford, Ahmed Şara ile HTŞ lideri olarak İdlib’i yönetirken 2023 yılında İdlib’de bir araya geldiğini açıkladı. Ford, Şara’nın “terörist dünyadan” çıkıp siyasi alana geçmesi için yürütülen sürece destek verdiğini söyledi.

ABD’nin eski Şam Büyükelçisi Robert Ford, Suriye’nin geçici Cumhurbaşkanı Ahmed Şara (Colani) ile 2023 yılında Suriye’nin kuzeybatısındaki İdlib bölgesinde görüştüğünü açıkladı. Ford, bu bilgiyi ilk kez kamuoyuna açıklarken, söz konusu ziyareti İngiltere merkezli bir çatışma çözüm kuruluşunun davetiyle gerçekleştirdiğini belirtti ancak isim vermedi: “2023 yılında, çatışma çözümü konusunda uzmanlaşmış İngiliz bir sivil toplum kuruluşu, beni bu adamı terörist dünyadan çıkarıp normal siyasete kazandırma çabalarına yardımcı olmam için davet etti.”

“İlk başta oldukça tereddütlüydüm” diyen Ford, “Aklıma turuncu tulum giymiş, boğazıma bıçak dayalı görüntüler geliyordu. Ancak onunla daha önce görüşen kişilerle konuşunca risk almaya karar verdim” ifadelerini kullandı.

“Irak’taki yöntemler işe yaramıyor”

Şara ile ilk görüşmesini Mart 2023’te yaptığını belirten Ford, ilk karşılaşmalarını şöyle anlattı: “Onunla ilk kez tanıştığımda yanına oturdum. Aramızda yalnızca Roy’la aramdaki kadar mesafe vardı. Arapça olarak şöyle dedim, ‘Hayatta aklıma gelmezdi ki, senin gibi sakallı ve kamuflaj giymiş biriyle yan yana oturacağım.’ Bana baktı, oldukça yumuşak konuşan biri. Dedi ki, ‘Ben de asla böyle bir şey beklemezdim.’ Ve böylece oldukça medeni bir sohbet gerçekleştirdik.”

Şara’nın, El Kaide yıllarındaki taktiklerin İdlib’de artık işe yaramadığını kabul ettiğini aktaran eski büyükelçi, şu ifadeleri kullandı: “Colani, artık dört milyonluk bir nüfusu yönettiğini ve yönetmek için taviz vermeyi öğrenmek zorunda kaldığını söyledi. Bu açıklaması beni etkiledi. Terör saldırıları için hiçbir özür dilemedi ama artık farklı bir gerçeklikle karşı karşıya olduğunu kabul etti.”

“Onu Şam’da görmek hayal bile edilemezdi”

Ford, 2024 sonunda Şam’ın HTŞ öncülüğündeki cihatçı gruplar tarafından ele geçirilmesinin ardından, 2025 başında yeniden Suriye’ye gittiğini ve bu kez Şara ile Cumhurbaşkanlığı Sarayında görüştüğünü anlattı:

“Ona dedim ki ‘Hayatta tahmin etmezdim seni burada göreceğimi.’ Gülümsedi ve ‘Sizi şaşırtmayı seviyorum, Sayın Büyükelçi’ dedi. Espri anlayışı var. Genelde El Kaide bağlantılı kişilerde böyle bir özellik görmezsiniz.”

ABD Başkanı Donald Trump, Körfez turunun Riyad ayağında Ahmed Şara ile bir araya gelmiş ve Suriye’ye yönelik yaptırımları kaldıracağını açıklamıştı. 25 yıl aradan sonra iki ülke liderleri arasındakindaki bu ilk temasta Trump, Şara’nın önüne beş kritik şart koymuştu.

El Kaide’den devlet yönetimine

Ahmed Şara, 2000’li yılların başında Irak’ta El Kaide saflarında savaşan ve Musul çevresinde faaliyet gösteren üst düzey bir komutan olarak tanınıyordu. ABD Dışişleri Bakanlığı, o dönemde Musul’da gerçekleşen saldırılarda çok sayıda Amerikan askerin ve diplomatın hayatını kaybettiğini, bunların önemli bir kısmının Colani ve grubunun sorumluluğunda olduğunu açıklamıştı.

2010’ların ortasında Suriye savaşında El Kaide’nin uzantısı El Nusra Cephesi’nin lideri olarak ön plana çıkan Şara, daha sonra HTŞ’yi kurarak, Suriye’deki en etkili cihatçı figürlerden biri haline geldi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English