The New York Times’ın salı günkü haberine göre ABD, Çin’in büyüyen cephaneliğini ve Rusya ve diğer ülkelerle potansiyel işbirliğini ele almak üzere son derece gizli bir nükleer stratejiyi güncelledi.
Genellikle her dört yılda bir gözden geçirilen “Nükleer İstihdam Kılavuzu”, hassas yapısı nedeniyle yalnızca seçkin bir grup yönetim yetkilisinin erişimine açık. Nükleer bir saldırı durumunda ABD’nin vereceği tepkiyi detaylandıran kılavuza Kongre üyelerinin bile tam erişimi bulunmuyor.
The New York Times’a göre ABD Başkanı Joe Biden revize edilmiş planı mart ayında onayladı.
NYT’a göre revize edilen kılavuz ilk kez “Çin’in hızla genişleyen nükleer cephaneliğine” yönelik caydırıcılık stratejilerinden açıkça bahsediyor. Belgede ayrıca Çin, Rusya, Kuzey Kore ve İran’ı kapsayan koordineli saldırı potansiyeline de değiniliyor.
Biden yönetiminin üst düzey yetkilileri bu değişikliğin ipuçlarını daha önce de vermişlerdi. Haziran ayında Ulusal Güvenlik Konseyi’nde kıdemli bir direktör olan Pranay Vaddi, bir silah kontrol konferansında “yeni bir nükleer çağın gerçekleri” ışığında, Biden’ın bu ülkelerin oluşturduğu tehditleri ele almak için politikayı genişlettiğini söyledi.
Vaddi, “[Revize edilen politika] KDHC’nin nükleer cephaneliğindeki büyüme ve çeşitliliğin hesaba katılması ve Rusya, KDHC ve Kuzey Kore’yi aynı anda caydırma ihtiyacını vurguluyor” dedi.
Vaddi ayrıca Washington’un düşmanlarının saldırı kabiliyetlerine karşı koymak için cephaneliğini genişletmeyi düşündüğünü de açıkladı. Uzmanlara göre bu durum, ABD’nin küresel nükleer stokları azaltmak için diplomatik çabalara başladığı Soğuk Savaş sonrası dönemden önemli bir değişime işaret ediyor.
New York Times’ın haberinin ardından kısa bir açıklama yapan Beyaz Saray, Nükleer İstihdam Rehberinin gözden geçirilmesinin “hiçbir şekilde gizli olmadığını … [ve] herhangi bir tekil varlığa, ülkeye ya da tehdide karşı bir yanıt değildir” dedi.
Haziran ayında Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü, Çin’in nükleer cephaneliğini 90 savaş başlığı artırarak ocak ayı itibariyle toplamda 500 ‘ e çıkardığını bildirmişti.
Raporda ayrıca Çin’in şu anda 238 civarında olan toplam kıtalararası balistik füze sayısının önümüzdeki on yıl içinde ABD’nin 800 ya da Rusya’nın 1.244 olan sayısını geçebileceği öngörüldü.
ABD ve Çin beş yıl aradan sonra ilk kez mart ayında gayrı resmi nükleer silah görüşmelerine yeniden başladı. Ancak ABD’nin Tayvan’a silah satışına tepki olarak temmuz ayında tüm müzakereler askıya alınmıştı.
Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Lin Jian, satışların “silah kontrolü istişarelerini sürdürmek için gerekli siyasi atmosferi ciddi şekilde tehlikeye attığını” söyledi.
Konu Cumhuriyetçi başkan adayı Donald Trump tarafından da Elon Musk ile X, eski adıyla Twitter üzerinden yaptığı bir sohbet sırasında gündeme getirildi. Trump, Çin’in ABD’nin nükleer kapasitesini yakalamasından duyduğu endişeyi dile getirmişti.
Trump, “İşte bu noktada güçlü bir Amerikan başkanına ihtiyacınız var çünkü böyle bir yayılmayı istemezsiniz,” ifadelerini kullanmıştı.
Mayıs ayında, Pentagon’da savunma istihbaratı direktörü olan ABD Hava Kuvvetleri Korgenerali Jeffrey Kruse, ABD Senatosu Silahlı Hizmetler Komitesi’ne “Rusya ve Çin askeri güç olarak birlikte çalışamazlarsa bile, kesinlikle işbirliği içinde olacaklardır” diyerek silahlı kuvvetlerin stratejilerini gözden geçirmeleri gerektiğini vurgulamıştı.
Aynı oturumda ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Avril Haines de Çin-Rusya operasyonlarının “birçok açıdan hükümet genelinde yeni planlamalara yol açtığını” söylemişti.