Bizi Takip Edin

Ortadoğu

İddia: Trump ve Netanyahu ilişkisi son derece gergin

Yayınlanma

ABD Başkanı Donald Trump’ın özellikle Suudi Arabistan ve İran konusunda Tel Aviv’i beklemeden adım atma kararı aldığı öne sürüldü. Trump’ın yakın çevresine göre Trump ve Netanyahu arasındaki ilişkiler son derece gergin.

ABD Başkanı Donald Trump’ın özellikle Suudi Arabistan ve İran konusunda Tel Aviv’i beklemeden adım atma kararı aldığı öne sürüldü. Trump’ın yakın çevresine göre Trump ve Netanyahu arasındaki ilişkiler son derece gergin.

İsrail basınında yer alan iddialara göre, ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ile ilişkilerde ciddi bir hayal kırıklığı yaşıyor. Israel Hayom gazetesine konuşan kaynaklar, iki lider arasındaki bağların “en düşük seviyeye” indiğini ve karşılıklı hayal kırıklıklarının arttığını ifade etti. Trump’ın, özellikle İran’a politikası ve İsrail-Suudi Arabistan normalleşmesi sürecinde Netanyahu’yu yetersiz bulduğu aktarıldı.

NYT: İsrail’in İran saldırısı ABD’deki çatlak nedeniyle rafa kalktı

Trump: Netanyahu karar almakta gecikiyor

Haberde yer alan bilgilere göre, Trump yönetimi, Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleriyle ilişkilerde ABD çıkarlarını ilerletecek bazı stratejik adımlar atmak istiyor. Bu adımlarda İsrail’in de yer alması bekleniyordu. Ancak Trump’a göre Netanyahu, bu süreçte gerekli kararları almakta gecikiyor. Trump’ın yakın çevresinden iki üst düzey kaynağa göre, Başkan, Netanyahu tarafından giderek daha fazla hayal kırıklığına uğratıldığını düşünüyor.

Riyad, Filistin mesajı istiyor

Haberde ayrıca, Suudi Arabistan’ın İsrail ile diplomatik normalleşmeye başlamadan önce Gazze’deki savaşın sona ermesini istediği belirtildi. Riyad yönetimi, İsrail’den ayrıca “ufukta bir Filistin devleti olduğu” yönünde açık bir mesaj bekliyor. İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer’in bu tür bir açıklama için “uygun dil” üzerinde uzun süre çalıştığı bildirildi. Ancak İsrail yönetimi, şu ana kadar Suudi Arabistan’ın beklediği net mesajı vermedi.

İsrail basını: Trump, Netanyahu’ya saksı muamelesi yaptı

Trump, İran konusunda da Netanyahu’dan memnun değil

srael Hayom gazetesi, Trump’ın İran nedeniyle de sabrının tükendiğini yazdı. Buna göre Trump, Signalgate nedeniyle görevden alınan Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz’a Netanyahu ve ekibi tarafından “İran’a askeri müdahalede bulunma” yönünde baskı yapılmasına öfkeli. Netanyahu, Washington Post’ta yayımlanan bu iddiaya yanıt olarak Waltz ile sadece bir kez konuştuğunu söylemiş ancak Trump’ın ikna olmadığı belirtilmişti.

WP: Waltz, ‘Netanyahu ile yoğun işbirliği’ nedeniyle gözden düştü

Waltz’ın görevden alınmasında bu baskıların etkili olduğu ileri sürüldü. Netanyahu, bu iddialara karşılık Waltz ile yalnızca bir kez görüştüğünü söylemiş olsa da Trump’ın bu açıklamadan tatmin olmadığı aktarıldı.

Ortadoğu politikalarını İsrail’siz sürdürme kararı aldı

Son dönemde kapalı kapılar ardında yapılan görüşmelerde Trump’ın, Netanyahu ile uyumsuzluk nedeniyle Ortadoğu politikasını İsrail’i beklemeden ilerletme kararı aldığı ifade ediliyor. Israel Hayom, bu konuda “Başkan, İsrail’in kendisinden beklenen adımları atmasını beklemeyi reddediyor ve İsrail’in katılımı olmadan ilerleyecek” ifadelerine yer verdi.

ABD, Husi ateşkesinden İsrail’i dışladı

Trump’ın İsrail’e olan öfkesinin bir diğer göstergesi olarak, Yemen’deki Husilerle varılan ateşkes anlaşmasında İsrail’in dışlanması gösteriliyor. Habere göre, ABD yönetimi anlaşmayı ilan ettikten sonra, İsrailli yetkililer Beyaz Saray’dan uzun süre bilgi alamadı. İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, gelişmelerin ardından yaptığı açıklamada “İsrail, her türlü tehdide karşı kendini yalnız başına savunabilecek güçtedir” ifadesini kullandı.

İsrail; ABD-İran müzakereleri çökerse saldırı seçeneği için bastırıyor

Trump’ın gelecek hafta gerçekleştireceği bölge ziyaretine İsrail’i dahil etmemesi de dikkat çekiyor. Programda şu an için İsrail’e herhangi bir ziyaret planı bulunmuyor. Bu durum, iki ülke arasındaki ilişkilerdeki gerilimin diplomatik düzeyde de somutlaştığına işaret ediyor.

Okumaya Devam Et

Ortadoğu

HTŞ yönetimi, parasını Rusya yerine BAE ve Almanya’da basacak

Yayınlanma

Suriye’deki HTŞ yönetiminin yeni para birimini Rusya yerine Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Almanya’da basmayı planladığı bildirildi. Bu adımın, ABD’nin yaptırımları hafifletme sinyalleri sonrası Körfez ve Batı ülkeleriyle ilişkilerin hızla düzeldiğini gösterdiği belirtiliyor.

Suriye’deki Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) yönetiminin yeni para birimini Rusya yerine Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Almanya’da basmayı planladığı bildirildi.

Reuters‘a konuşan ve isimlerinin açıklanmasını istemeyen üç kaynak, bu gelişmenin ABD’nin yaptırımları hafifletme yönündeki açıklamalarının ardından Şam’ın Körfez Arap ülkeleri ve Batılı ülkelerle ilişkilerinde “hızlı bir iyileşme” yaşandığının göstergesi olduğunu belirtti.

Finans sektöründen konuya vakıf iki Suriyeli kaynak, Suriye makamlarının BAE merkezli Oumolat adlı şirketle para basımı konusunda bir anlaşma yapmak üzere görüşmeler yürüttüğünü ifade etti.

Bir Suriyeli ve bir Avrupalı yetkili ise Almanya’da devlete ait Bundesdruckerei ile özel bir şirket olan Giesecke+Devrient’in konuyla ilgilendiğini söyledi.

Ancak, henüz hiçbir taraftan bu iddiaları doğrulayan resmi bir açıklama yapılmadı.

Rusya, Avrupa Birliği’nin yaptırımları nedeniyle Avrupalı bir firmayla olan sözleşmenin feshedilmesinin ardından on yılı aşkın bir süredir Suriye para birimini basıyordu.

Konuyla bağlantılı olarak Reuters, 14 Nisan’da Suudi Arabistan’ın Suriye’nin Dünya Bankası’na olan borçlarını ödemeyi planladığını duyurmuştu.

Pentagon’dan 19 Nisan’da yapılan açıklamada ise ABD’nin Suriye’deki asker sayısını 1000’in altına düşürmek istediği belirtilmişti.

The Times ve Reuters‘ın 13 Mayıs tarihli haberlerinde de Suriye liderinin, yaptırımların kaldırılması karşılığında ABD Başkanı Donald Trump’a yeraltı kaynaklarıyla ilgili bir anlaşma önerebileceği iddia edilmişti.

HTŞ yönetimi, Tartus limanını Rusya’dan alıp BAE’ye devretti

Okumaya Devam Et

Ortadoğu

HTŞ yönetimi, Tartus limanını Rusya’dan alıp BAE’ye devretti

Yayınlanma

Suriye’deki HTŞ yönetimi, Tartus limanının geliştirilmesi ve işletilmesi için Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) merkezli DP World ile 800 milyon dolarlık bir mutabakat zaptı imzaladı.

Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) yönetiminin kontrolündeki Suriye Limanlar İdaresi, dünyanın en büyük liman operatörlerinden biri olan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) merkezli DP World ile bir mutabakat zaptı imzaladı.

Suriye devlet televizyonunun haberine göre, anlaşma kapsamında Tartus liman terminalinin geliştirilmesi ve lojistik hizmetleri için 800 milyon dolar yatırım yapılacak.

Yapılan açıklamada, projenin, limanın “bölgesel ve uluslararası ticaretin kilit bir merkezi” olarak konumunu güçlendirmesinin hedeflendiği belirtildi.

Suriye ve BAE’li şirket ayrıca, ülke genelinde özel ekonomik bölgeler oluşturulması, terminaller ve transit merkezleri inşa edilmesi konularında ortak çalışma yürütme konusunda anlaştı.

Bu yeni anlaşma, Şam yönetiminin Rusya ile Tartus limanının ortak yönetimine ilişkin daha önce yaptığı sözleşmeyi feshetmesinin beraberinde geldi.

Ocak ayında Suriye gazetesi el-Vatan, Tartus Gümrük Müdürü’ne dayandırdığı haberinde, yeni hükümetin 2019’da imzalanan ve 49 yıl geçerli olacak liman işletme anlaşmasını iptal ettiğini bildirmişti.

Tartus Gümrük Müdürü Riyad Codi, limanın yasalar, yüksek liman hizmet bedelleri ve teknik sorunlar nedeniyle neredeyse hiç çalışmadığını söylemişti.

Şam yönetiminin feshettiği 2019 tarihli anlaşma, limanın sivil kısmıyla ilgiliydi. Rusya’nın Suriye’deki askeri üslerinin kontrolünü kaybetmesi gibi bir durumun şu an için söz konusu olmadığı belirtiliyor.

Anlaşmanın iptal edilmesinin ardından Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya’nın Suriye’deki yeni yönetimle tüm güncel konularda temas halinde olmaya devam ettiğini açıklamıştı.

Bu, Suriye’nin liman yönetimi konusunda yaptığı ilk anlaşma değil. Suriye makamları, 1 Mayıs’ta Fransız lojistik operatörü CMA CGM ile diğer önemli liman olan Lazkiye’nin işletilmesi için de bir anlaşma imzalamıştı. Bu anlaşma, 4 yıl içinde 230 milyon avroluk bir yatırımı içeriyor.

Rusya, Suriye’ye yeniden tahıl göndermeye başladı

Okumaya Devam Et

Ortadoğu

İran ve E3 ülkeleri nükleer görüşmeleri sürdürecek

Yayınlanma

İran ve E3 ülkeleri İstanbul’da gerçekleştirdikleri görüşmelerin ardından diplomasiyi sürdürme mesajı verdi. İranlı bakan, ABD’nin ilk kez yazılı teklif sunduğu iddiasıyla ilgili, “Şu ana kadar bize yazılı bir teklif ulaşmadı. Göndereceklerini söylüyorlar” dedi.

İran ile nükleer anlaşmanın Avrupa’daki tarafları olan İngiltere, Fransa ve Almanya (E3) arasında İstanbul’da Dışişleri Bakan Yardımcıları düzeyinde gerçekleştirilen görüşmeler sona erdi. İran’ı toplantıda Dışişleri Bakan Yardımcıları Mecid Taht Revançi ve Kazım Garibabadi temsil etti.

İran’ın İstanbul Başkonsolosluğunda düzenlenen toplantıya ilişkin şu ana dek resmi bir basın açıklaması yapılmadı. Ancak toplantının ardından sosyal medya platformu X üzerinden açıklamalarda bulunan Garibabadi, “Dr. Taht Revançi ve ben üç Avrupa ülkesinin siyasi yetkililerini İstanbul’da ağırladık. Dolaylı nükleer görüşmelerin son durumu ve yaptırımların kaldırılması konularını ele aldık. İran ve üç Avrupa ülkesi diplomasiyi sürdürme ve en iyi şekilde kullanma kararlılığında. Gerekli durumda tekrar bir araya gelip görüşmeleri sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.

Tetik mekanizması endişesi sürüyor

Daha önce 2 Mayıs’ta Roma’da gerçekleştirilmesi planlanan İran-E3 görüşmesi, ABD-İran müzakerelerinin ertelenmesi nedeniyle iptal edilmişti. İran tarafı, özellikle 2015’te imzalanan nükleer anlaşmayla kaldırılan Birleşmiş Milletler yaptırımlarının yeniden devreye sokulmasına imkân tanıyan “tetik mekanizması”nın Avrupa ülkeleri tarafından işletilmesinden endişe duyuyor. Bu mekanizmanın süresi 18 Ekim’de sona erecek. Avrupa’nın, bu tarihten önce mekanizmayı devreye sokabileceği öngörülüyor.

İran: Yaptırımların kaldırılması halinde anlaşma imzalanabilir

İran Dışişleri Bakanı Abbas Irakçi kısa süre önce Fransız gazetesi Le Point’te yayımlanan makalesinde, “Tetik mekanizmasının kötüye kullanılmasının ciddi sonuçları olur. Bu sadece Avrupa’nın anlaşmadaki rolünün sonu anlamına gelmez, aynı zamanda geri dönülemez bir gerginliğin başlangıcı da olabilir” ifadeleriyle uyarıda bulunmuştu.

Irakçi bugün de Tahran’da katıldığı bir etkinlikte yaptığı açıklamada, ABD ile yürütülen müzakerelerde güven tesis edecek adımlar atmaya hazır olduklarını ancak uranyum zenginleştirme hakkından vazgeçmeyeceklerini vurguladı. Irakçi, “Bu, İran halkının hakkıdır ve kimse bunu inkâr edemez. Nükleer programda şeffaflık sağlayabiliriz, ancak hiçbir tesis kapatılmayacaktır” dedi.

Yazılı teklif iddiası: ‘Bize iletilmedi’

Amerikan basınında çıkan, ABD’nin İran’a yazılı bir anlaşma metni sunduğuna dair haberlere ilişkin olarak da Irakçi, “Görüşmelerde karşı tarafa bazı fikirler iletildi ama şu ana kadar bize yazılı bir teklif ulaşmadı. Göndereceklerini söylüyorlar” açıklamasını yaptı. İranlı yetkili ayrıca, yaptırımların kaldırılması halinde Amerikan şirketlerinin İran’da faaliyet göstermesine olumlu yaklaştıklarını da sözlerine ekledi.

“ABD, İran’a yazılı nükleer anlaşma teklifi sundu”

Öte yandan, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio da İran’la yürütülen nükleer müzakerelerin kritik bir aşamada olduğunu belirtti. NATO Dışişleri Bakanları Gayriresmi Toplantısı için Antalya’da bulunan Rubio, Amerikan Fox News kanalına yaptığı açıklamada, “(ABD Başkanı Donald) Trump, İran’ın teklifi değerlendirmesini umuyor çünkü bu teklif sonsuza kadar masada olmayacak” dedi. Rubio ayrıca, “Karar en nihayetinde İran’ın dini liderine kalıyor. Umuyoruz ki yıkıcı bir yoldan ziyade barış ve refahı seçer,” ifadelerini kullandı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English