Bizi Takip Edin

Diplomasi

Putin ve Trump, Ukrayna’nın Rusya’ya yönelik saldırılarını ve İstanbul müzakerelerini görüştü

Yayınlanma

Rusya Devlet Başkanı Putin ve ABD Başkanı Trump, telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Kremlin yetkilisi Uşakov, görüşmede Ukrayna’nın Rusya’ya yönelik saldırıları ve Moskova ile Kiev heyetleri arasında İstanbul’da yapılan müzakerelerin ele alındığını belirtti. Uşakov, Putin’in Trump’a İstanbul’daki ikinci tur müzakerelerin sonuçları hakkında detaylı bilgi verdiğini ve bu müzakerelerin Ukrayna tarafından sabote edilmeye çalışıldığını söylediğini aktardı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve ABD Başkanı Donald Trump’ın dün gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde, Ukrayna’nın Rusya Federasyonu’na yönelik saldırıları ve Moskova ile Kiev heyetleri arasında İstanbul’da yapılan müzakerelerin merkezde yer aldığı bildirildi.

Rusya Devlet Başkan Yardımcısı Yuriy Uşakov, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, “Görüşme neyle başladı? Doğal olarak Ukrayna çevresindeki durumun tartışılmasıyla. Vladimir Putin, İstanbul’daki doğrudan Rusya-Ukrayna müzakerelerinin ikinci turunun sonuçları hakkında ayrıntılı bilgi verdi. Vurgulandığı üzere, Ukrayna, Kiev rejiminin doğrudan talimatıyla sivil hedeflere, barışçıl nüfusa yönelik kasıtlı saldırılar gerçekleştirerek bu müzakereleri bozmaya çalıştı,” ifadelerini kullandı.

Bu, Trump’ın bu yıl Ocak ayında ABD Başkanlığı görevine başlamasından bu yana iki lider arasında gerçekleşen dördüncü telefon görüşmesi oldu.

Çarşamba günü Rusya Federasyonu hükümet üyeleriyle yaptığı bir toplantıda Putin, yedi kişinin ölümüne ve 115 kişinin yaralanmasına neden olan Rusya Federasyonu’ndaki köprüye düzenlenen saldırıyı organize etmekle Kiev’i suçlamış ve Ukrayna yönetiminin barış arayışında olduğundan şüphe duyduğunu belirtmiş, ancak hava üslerine yönelik saldırılar konusuna değinmemişti.

Uşakov, “Ukrayna konusunda iki noktaya vurgu yapıldı. Her şeyden önce, tabii ki sivil halka yönelik bu terör saldırıları. Bu bir. İkincisi ise İstanbul müzakerelerinin ikinci turunun sonuçları,” dedi.

Pazartesi günü İstanbul’da yapılan görüşmelerde Rusya ve Ukrayna heyetleri, ateşkes koşullarını içeren memorandumları birbirlerine iletmiş ve kapsamlı bir esir takası konusunda anlaşmaya varmıştı.

Uşakov, “Devlet başkanımız müzakerelerin içeriği ve sonuçları üzerinde ayrıntılı olarak durdu ve genel olarak bu müzakerelerin faydalı olduğunu vurguladı. Birbirlerine iletilen ilgili memorandumlar başkentlerde, Moskova ve Kiev’de analiz edilecek ve ardından tarafların müzakerelere devam edebileceğini umuyoruz,” diye ekledi.

Putin: Kiev terör eylemlerine geçti, müzakereler provokasyonlara gelinmeden sürmeli

Trump’tan paylaşım

Donald Trump, Truth Social platformundan yaptığı paylaşımda, Putin ile yaptığı telefon görüşmesinde Ukrayna’ya ait insansız hava araçlarının stratejik bombardıman uçaklarının bulunduğu Rusya Federasyonu’ndaki hava üslerine yönelik son saldırısını ele aldığını ve Rusya Devlet Başkanı’nın Moskova’nın karşılık vermek zorunda kalacağı konusunda kendisini uyardığını yazdı.

Uşakov, “Askeri havaalanlarına yönelik saldırılar konusu da ele alındı ve Donald Trump, Amerikalıların bu konuda önceden bilgilendirilmediğini bir kez daha teyit etti,” değerlendirmesini yaptı.

Putin-Zelenskiy görüşmesi gündemde değil

Putin ile Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy arasında bir görüşme olasılığı hakkındaki bir soruya yanıt veren Uşakov, şunları söyledi: “Bu konu hiçbir zaman pratik düzlemde gündeme gelmedi ve Rus tarafının başlangıçta kabul ettiği şey, Ukrayna ve Rusya’nın ilgili heyetleri arasında tüm müzakerelerin yürütülmesiydi. Bu pratikte uygulanıyor.”

İran nükleer programı ve ikili işbirliği de masadaydı

Uşakov’a göre, Putin ve Trump, Tahran’ın nükleer programı hakkında ABD ile İran arasındaki müzakereleri de ele aldı.

Uşakov, “Donald Trump, burada Rusya’nın yardımının mümkün ve gerekli olduğuna inanıyor ve Rusya’nın İran tarafıyla uygun şekilde çalışabilmesi durumunda minnettar olacağını belirtti,” dedi.

Yetkili, “Ayrıca, başkanlar, iki başkanın görüşüne göre büyük bir potansiyele sahip olan çeşitli alanlarda Rusya-ABD işbirliğinin yeniden tesis edilme olasılıkları hakkında görüş alışverişinde bulundular,” diye ekledi.

Diplomasi

Rutte, NATO’yu ‘DOGE’ ile tanıştırdı

Yayınlanma

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, büyük bir yeniden yapılanma çabasının bir parçası olarak ittifak içindeki istihdamı azaltmaya başladı. 

Geçen ekim ayında NATO başkanı olarak göreve başlayan Rutte, Brüksel’deki genel merkezde iki bölümü kaldırmayı ve onlarca pozisyonu kesmeyi planlıyor.

“O temelde NATO’yu DOGE’liyor” diyen ittifak yetkilisi, bu yılın başlarında Elon Musk’ın önderliğinde ABD federal hükümetinde gerçekleştirilen radikal küçülme girişimine atıfta bulundu.

Daha önce haber yapılmayan bu yeniden yapılanma, NATO’ya şüpheyle yaklaşan ABD Başkanı Donald Trump’ın bir gün askeri ittifaktan ayrılabileceği endişelerinin yayıldığı ve Trump’ın katılacağı ve salı günü Lahey’de başlayacak kritik zirve öncesinde geliyor.

Reformlar, Ukrayna ve Orta Doğu’yu sarsan savaşlar ve Trump yönetiminin ABD’nin Avrupa’nın güvenliği konusunda gelecekte geri plana çekilebileceği yönündeki uyarıları ile karmaşık bir jeopolitik ve savunma ortamında gerçekleşiyor.

Rutte, Jens Stoltenberg’in on yıllık görev süresinin ardından geçen yıl görevi devraldığında, ilk konuşmasında NATO’yu iyileştirmek için “yapılacak işler” olduğunu duyurmuş ve “Benim görevim, ittifakımızı daha karmaşık bir dünyaya uyum sağlamaya devam etmesini sağlamak,” demişti.

Eski Hollanda başbakanı, ittifakın bürokrasisini yeniden yapılandırmak için hiç zaman kaybetmedi.

Son aylarda personeliyle iki iç toplantı düzenleyerek, NATO’nun uluslararası personel bölümlerinin sekizden altıya indirilmesi de dahil olmak üzere bir dizi değişikliği duyurdu.

Kaldırılacak bölümler, NATO’nun basın servisi olarak görev yapan Kamu Diplomasisi Bölümü ve ittifakın insan kaynakları departmanı olan İcra Yönetimi Bölümü.

Bu bölümlerin işlevleri büyük ölçüde diğer bölümler tarafından üstlenilecek. Fakat ittifakın üye ülkelerinin görüşleri alınarak genel sekreter tarafından atanan bölüm başkanları olan genel sekreter yardımcıları, doğrudan bilgi sahibi bir yetkilinin POLITICO’ya doğruladığı üzere, artık görevlerine devam etmeyecek.

Kamu Diplomasisi Bölümü Genel Sekreter Yardımcısı Marie-Doha Besancenot (Fransa) mart ayında görevinden ayrıldı ve yerine kimse atanmadı. İcra Yönetimi Bölümü başkanı Carlo Borghini (İtalya) de görevinden ayrılacak.

Başka bir yetkili POLITICO’ya, yeniden yapılanma kapsamında düzinelerce pozisyonun kaldırılacağını, ancak kesintilerin “çok yüksek görünmediğini” ve yeni personel alınacağını da ekledi.

Eski bir üst düzey NATO yetkilisi, Rutte’nin ittifakı yeniden yapılandırma planları hakkında POLITICO’ya verdiği demeçte, “Bu, yeni bir genel sekreter geldiğinde olan bir şey,” dedi.

Eski üst düzey yetkili, Rutte’nin reformunun, Amerikan federal çalışanlarının neredeyse hiç uyarı yapılmadan işten çıkarılması ve ABD kurumlarının kapatılmasıyla sonuçlanan Musk’ın kötü şöhretli Devlet Verimliliği Departmanı (DOGE) girişimi kadar pervasız olmadığını söyledi.

Yetkili, “Bu, öncelikleri, mevcut yapıları ve süreçleri gerçekten anlayan içeriden insanlar tarafından yapılıyor. Bu yüzden DOGE’den çok daha uzun vadeli ve bilinçli bir süreç,” dedi.

NATO’nun merkezi Brüksel’de bulunuyor ve Rutte’nin sorumlu olduğu yaklaşık 1.500 uluslararası personel dahil olmak üzere yaklaşık 4.000 kişi çalışıyor.

Çoğu geçici işçi veya “geçici personel”; bunlar genellikle daha genç, altı aylık kısa süreli sözleşmeli kıdemsiz personel. İki mevcut yetkili, POLITICO’ya geçici pozisyonların sayısını azaltmak ve daha fazla pozisyonu kalıcı hale getirmek için belirgin bir değişim olduğunu söyledi.

Eski üst düzey NATO yetkilisi, “Geçici işlerden geçici işlere geçerseniz tutarlılık sağlamak zor,” diyerek, yüksek işgücü devri ve kısa süreli personele bağımlılığı azaltma konusundaki tartışmaların Rutte’den önce başladığını ekledi.

Eski yetkili, “Onlar inanılmaz yetenekli ve kendini işine adamış insanlar ve umarım deneyimleri ve halihazırda güvenlik iznine sahip olmaları nedeniyle uygun sözleşmeli pozisyonlara başvuru şansı bulurlar,” diye ekledi.

İttifak adına konuşan üst düzey bir NATO yetkilisi, personel kesintileriyle ilgili olarak “Genel Sekreter Rutte, etkili ve verimli bir NATO’ya bağlıdır,” ve “NATO karargahının operasyonlarını optimize etmek için bir yeniden yapılanma sürecini başlatmıştır,” dedi.

Yetkili, “Personelin görüşlerinin de alındığı ve müttefikler tarafından onaylanan yeniden yapılanma süreci devam etmektedir,” diye ekledi.

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Alman, Fransız ve İngiliz dışişleri bakanları Arakçı ile görüşecek

Yayınlanma

Almanya, Birleşik Krallık ve Fransa dışişleri bakanları, beş gün süren İsrail bombardımanının ardından diplomatik atılım olabilecek bir görüşme için İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçı ile bir araya gelmeyi planlıyor.

Görüşme cuma günü (20 Haziran) Cenevre’de gerçekleştirilecek, fakat Tahran’dan kesin onay henüz gelmedi. Görüşme gerçekleşirse, Binyamin Netanyahu’nun İran’ın askeri ve nükleer tesislerine saldırı başlatmasından bu yana ilk yüz yüze diplomatik görüşme olacak.

Arakçı, bu hafta başında üç Avrupa dışişleri bakanıyla telefon görüşmesi yaptı, fakat şu ana kadar Donald Trump’ın Orta Doğu özel temsilcisi Steve Witkoff ile görüşmeyi reddetti ve İsrail’in İran’a yönelik saldırılarının ABD tarafından onaylandığını öne sürdü.

Arakçı, İran’ın İsrail’in saldırısı altında olduğu sürece Witkoff ile görüşmenin imkansız olduğunu söyledi.

Cenevre’de planlanan toplantı öncesinde, İngiliz bakan David Lammy, Washington’da ABD’li mevkidaşı Marco Rubio ile “Orta Doğu’daki mevcut durumun ele alınması” konulu görüşmelerde bulunacak. Toplantıya AB dışişleri şefi Kaja Kallas da katılacak.

ABD ile koordineli olarak gerçekleştirilecek cuma günkü görüşmelerin ana gündemi, İran’ın nükleer programını nasıl azaltmaya veya sonlandırmaya hazır olduğu olacak.

Çarşamba günü geç saatlerde sosyal medyada yaptığı bir paylaşımda Arakçı, İran’ın kendini savunma amacıyla hareket ettiğini belirterek, “İran, her zaman kamuoyuna taahhüt ettiği şeyi eylemleriyle kanıtlamıştır: Nükleer silahlara asla sahip olmak istemedik ve istemeyeceğiz,” dedi.

Arakçı, İsrail ile yapılan görüşmeler hariç, İran’ın “diplomasiye bağlılığını sürdürdüğünü” yazdı ve “Daha önce olduğu gibi, ciddi ve ileriye dönük bir bakış açısına sahibiz,” diye konuştu.

Trump’ın gerilimi yükselten açıklamalarına karşın Fransızlar, İngilizler ve Almanlar diplomasiye ve gerilimin azaltılmasına zaman tanınması çağrısında bulundu. Üç ülke de resmi olarak İran’da “rejim değişikliği” çağrısında bulunmazken, bunun yerine İsrail’in “uluslararası hukuka uygun olarak kendini savunma hakkı” olduğunu söyledi.

Bununla birlikte Almanya Şansölyesi Friedrich Merz, rejim değişikliğinin olabileceğini ve İsrail’in başkalarının “kirli işini” yaptığını söyledi.

Üç ülke, İran’ın dış denetime tabi olarak düşük saflıkta uranyum zenginleştirmesine izin veren 2015 yılında imzalanan İran nükleer anlaşmasının imzacıları.

Trump, 2018 yılında ülkesini anlaşmadan çekmiş; bir yıl sonra İran, anlaşmadan kısmen çekildiğini açıklamıştı.

Üç ülkeden hiçbiri bu tutumundan vazgeçtiğine dair kamuoyuna herhangi bir açıklama yapmadı. ABD, İran’ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerinin tamamen durdurulmasını talep ediyor.

Okumaya Devam Et

Diplomasi

AB ve Avustralya, güvenlik ve savunma ortaklığını müzakere edecek

Yayınlanma

AB ve Avustralya, “Güvenlik ve Savunma Ortaklığı” müzakerelerine başlayacaklarını duyurdu ve “serbest ticaret müzakerelerini ilerletme” taahhüdünü yineledi.

Planlanan savunma ortaklığını duyuran açıklamada, Avrupa Komisyonu “savunma sanayii, siber ve terörle mücadele gibi alanlar da dahil olmak üzere mevcut ve gelecekteki işbirliği için bir çerçeve sağlayacağını” belirtti. Fakat Brüksel, gelecekteki anlaşmanın “askeri konuşlandırma yükümlülüğü içermediğini” vurguladı.

Savunma müzakerelerinin başlatılması kararı, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Avrupa Konseyi Başkanı António Costa ve Avustralya Başbakanı Anthony Albanese’nin Kanada’da düzenlenen G7 zirvesi sırasında yaptıkları görüşmenin ardından alındı.

Albanese yaptığı açıklamada, “Bu, ortak savunma tedarik fırsatlarının önünü açacak ve hem endüstrilerimize hem de güvenliğimize fayda sağlayacak,” dedi.

Leyen ise yaptığı açıklamada, “Gerilimin ve stratejik rekabetin arttığı bir dönemde, güvenilir ortaklar birbirlerine destek olmalıdır,” dedi. Leyen, AB ve Avustralya’nın ayrı ayrı “iktisadi güvenlik de önemli olduğu için serbest ticaret müzakerelerini ilerletmeye kararlı” olduğunu da sözlerine ekledi.

Brüksel ve Canberra, 2018 yılında serbest ticaret anlaşması müzakerelerine başlamış, fakat 2023 yılında Avustralya Ticaret Bakanı Don Farrell’ın AB pazarına erişim eksikliğinden şikayet ederek müzakereleri son anda çökertmesi üzerine müzakereler sonuçsuz kalmıştı. 

Ne var ki, ABD Başkanı Donald Trump’ın dünya çapında gümrük vergileri uygulamaya koymasıyla AB-Avustralya anlaşması rafa kaldırıldı ve Komisyon gece yaptığı açıklamada “Avustralya-Avrupa ilişkilerinde güçlü bir ivme” olduğunu belirtti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English