Bizi Takip Edin

AMERİKA

Robert Fort yazdı: İsrail lobisi solcu Demokratları böyle hedef alıyor

Yayınlanma

The Guardian gazetesi geçen haftalarda yayınladığı analizinde, Gazze’ye yönelik saldırılarında İsrail’i destekleyen bazı ABD Kongresi üyelerine, İsrail yanlısı lobilerce para verildiği ortaya koymuştu. Analize göre, yüksek meblağlarda bağış alanlar, çoğunlukla ABD’nin Tel Aviv’e askeri desteğinin sürdürülmesini talep ediyor ve İsrail’in Gazze’ye saldırılarını destekliyordu.

Aşağıda çevirisini okuyacağınız makale de seçim dönemine giren ABD’de İsrail lobisinin Filistin’e sempati duyan demokrat adaylara karşı İsrail’e yakın demokratları nasıl desteklediğini açıklıyor. Makalenin yazarı, ABD’nin son Suriye büyükelçisi Robert Ford. Ford’a göre lobinin etkinliği, İsrail’e yapılacak ek yardım oylaması ve İsrail’in Gazze’deki eylemlerini eleştiren Demokrat Parti’nin sol kanadından Kongre üyelerinin seçimlerdeki akıbeti belli edecek.

***

AIPAC giderek daha eleştirel hale gelen Amerikan solu ile mücadele ediyor

İsrail yanlısı lobi grupları, İsrail’i eleştiren siyasetçilerin peşine düşme konusunda köklü bir geçmişe sahip. Ancak yıldırma taktikleri hız mı kaybediyor?

Robert Ford

Önümüzdeki birkaç ay içerisinde Amerika Birleşik Devletleri’ndeki İsrail yanlısı lobinin etkisinin iki kez sınanacağını göreceğiz. İlk sınav önümüzdeki haftalarda, 7 Ekim’den sonra İsrail’e yapılacak ek Amerikan yardım paketinin Washington’daki akıbeti üzerine olacak.

İkincisi ise İsrail’in Gazze’deki eylemlerini eleştiren ve bu yıl yeniden seçilmek için yarışan Demokrat Parti’nin sol kanadından Kongre üyelerinin akıbeti olacak.

22 Ocak’ta Amerikan-İsrail Halkla İlişkiler Komitesi (AIPAC) destekçilerinden bir kez daha İsrail’e yeni özel yardımlar yapılması için Kongre’ye baskı yapmalarını istedi.

Geçen Kasım ayında Temsilciler Meclisi, İsrail’e 2024 bütçesinde alması planlanan yaklaşık 4 milyar dolarlık yardıma ek olarak 14 milyar dolarlık ekstra askeri yardım sağlayacak bir tasarıyı kabul etti.

Ancak, özel yardım tasarısı lehinde oy kullanan 226 Kongre üyesinin çoğu, tasarılarına siyasi zehir katan Cumhuriyetçilerdi. Tasarı, Biden yönetiminin İsrail için ekstra 14 milyar doları finanse etmek için hükümetin diğer bölümlerinden -özellikle Hazine Bakanlığı’nın vergi müdürlüğünden- fon almasını gerektiriyordu.

Biden yönetimi ve Kongre’deki Demokratlar buna karşı çıkıyor; Demokrat Parti’nin istediği hükümet programlarını ödemek için daha fazla vergi toplamak üzere vergi müdürlüğüne ihtiyaçları var.

Cumhuriyetçiler ve Demokratlar arasındaki müzakereler artık İsrail’e yapılacak acil yardıma değil, sınır güvenliği, vergi müdürlüğü ve Ukrayna’ya yardım da dahil olmak üzere diğer programlara yapılacak harcamalara odaklanıyor. Donald Trump Cumhuriyetçileri uzlaşmayı reddetmeye çağırıyor ve bu nedenle İsrail’e yapılacak yardımın üzerinde anlaşılmış bir fonu yok.

İki parti arasındaki bu tartışmaya beklenmedik bir çözüm bulunması halinde İsrail’e yapılacak yardımın, İsrail’e destek ve İsrail’in Gazze’deki askeri operasyonlarına yönelik eleştirilerin kesişme noktası haline gelen Senato’dan onay alması gerekiyor.

Ocak ayında, Amerika’daki sol kanat politikacıların liderlerinden Senatör Bernie Sanders, İsrail’e askeri yardım yapılmadan önce ABD Dışişleri Bakanlığı’nın İsrail’in insan hakları siciliyle ilgili bir rapor hazırlaması yönündeki talebine Kongre’den fazla destek alamadı.

AIPAC, Sanders’ın önerisine şiddetle karşı çıktı ve Senato’daki oylamayı kaybetti; 72 senatör karşı çıkarken sadece 11 senatör destekledi. Ancak Demokrat Parti’nin sol kanadından başka senatörler de İsrail’e askeri yardım konusunda yeni kısıtlamalar öneriyor.

Maryland Senatörü Van Hollen, Dışişleri Bakanlığı’nın İsrail’in savaş hukukuna ilişkin Amerikan ve uluslararası hukuku ihlal ettiğini tespit etmesi halinde İsrail’e yapılan tüm askeri yardımların durdurulmasını öngören bir yasa değişikliği teklifinde bulundu.

On sekiz senatör- Senato’daki Demokratların üçte birinden fazlası- Van Hollen’in önerisini destekliyor. Bu arada Senatör Tim Kaine (Hillary Clinton’ın 2016’daki başkan yardımcısı adayı), Biden yönetiminin Kongre’nin İsrail’e yapılan tüm askeri yardımları gözden geçirmesine izin vermesini gerektiren bir karar tasarısı sundu- bu da teslimatları geciktirecek.

AIPAC her iki tedbire de karşı çıkıyor ve İsrail’e yardım tasarısı Senato’ya gelirse Cumhuriyetçilerden destek alamayacaklar.

Kampanya bağışları

AIPAC, İsrail’i eleştiren Demokrat Partili adaylara karşı yarışacak olan Demokrat Partili adaylara yaptığı bağışları artırarak karşılık veriyor.  2022’deki kongre seçimlerinden önce AIPAC, Amerikan yasalarının gerektirdiği şekilde siyasi kampanyalara para aktarmak üzere yeni kuruluşlar oluşturdu.

Bunlardan biri AIPAC-PAC, diğeri ise bir adaya yasal olarak sınırsız miktarda para verebilen bir Süper Siyasi Eylem Komitesi olan Birleşik Demokrasi Projesi’dir (United Democracy Project).  Birleşik Demokrasi Projesi, 2022 Demokrat Parti ön seçimlerinde kampanya finansmanının en büyük kaynağıydı.

İsrail yanlısı bu kampanya finansmanı kuruluşları, bazı Demokrat Parti adaylarına gözdağı veriyor. Özellikle, John Fetterman 2022’de Senato için yarışırken, İsrail-Filistin çatışması konusundaki pozisyonunu AIPAC ile çalışan bir başka İsrail yanlısı siyasi eylem komitesiyle müzakere etmişti.

Fetterman’ın pozisyonunda yaptığı değişiklikler onları tatmin edince Mayıs 2022 Demokrat Parti ön seçimlerinde Fetterman’ın rakibine yardım etmekten kaçındılar. Fetterman daha sonra Kasım 2022 seçimlerinde Cumhuriyetçi adayı yendi ve şimdi Senato’da İsrail’in en büyük destekçilerinden biri.

Elbette AIPAC’in lobicilik faaliyetleri ve seçim kampanyalarına mali katkıları ABD’de yasal, normal ve nispeten şeffaf. Yüzlerce siyasi eylem komitesi seçim kampanyalarına mali katkı sağlıyor.

Birleşik Demokrasi Projesi’ne 2022 yılında para verenler arasında WhatsApp’ın kurucusu Jan Koum, büyük bir yatırım şirketini yöneten Paul Singer ve büyük bir perakende mağaza zinciri olan Home Depot’un kurucusu Bernie Marcus da vardı.

Bu zengin Cumhuriyetçi işadamları asla Demokrat adaylara oy vermezler ama Demokrat Parti’nin iç siyasetine müdahalede bulunuyor ve solcu Demokratlara karşı merkezcilere yardım ediyorlar.

The Intercept haber sitesinde çalışan gazeteci Ryan Grim, zengin işadamlarının Birleşik Demokrasi Projesi’ne kısmen İsrail’e yardım etmek için para verdiğini belirtti. İşadamları aynı zamanda zenginlerden daha yüksek vergi alınmasını ve büyük şirketlere yönelik daha fazla hükümet düzenlemesini destekleyen solcu Kongre üyelerini de yenmek istiyor.

Birleşik Demokrasi Projesi gibi kuruluşların finanse ettiği televizyon reklamları, bazı Demokrat seçmenlerin sempati duymadığı İsrail’e odaklanmıyor. Bunun yerine solcu Demokratlara polisin finansmanı ve suç gibi yerel konularda saldırıyorlar.

Demokrat Parti’nin sol kanadı, Demokrat Parti liderlerini zengin Cumhuriyetçilerin kendi adaylarını parti içine empoze etmeye çalıştıkları konusunda uyardı.

Bernie Sanders, 2022’de AIPAC ve İsrail dostu bazı sol eğilimli Demokratlar reddetse de AIPAC’i Demokrat Parti’nin sol kanadını yok etmeye çalışmakla suçlamıştı. Ancak pek çok solcu Demokrat, AIPAC’e karşı giderek daha öfkeli hale geliyor.

Irkçılık suçlamaları

Özellikle Demokrat Parti’nin sol kanadının gözdesi olan Kongre Üyesi Summer Lee, Temsilciler Meclisi’nde Gazze’de ateşkes çağrısında bulunan kararı destekleyen ilk Kongre üyelerinden biriydi.

Bu yıl kendi şehri Pittsburg’da 23 Nisan’da yapılacak ön seçimlerde iki Demokrat Partili rakiple karşılaşacak. AIPAC ve müttefikleri 2022’de Lee’ye karşı büyük miktarda para harcamış ve Lee o seçimi %1’den daha az oyla kazanmıştı.

Lee, AIPAC’in sıklıkla Kongre’nin siyahi üyelerine karşı olan muhalifleri finanse ettiğini vurguluyor. Aralık 2023’te AIPAC’i ırkçı olarak nitelendirerek, AIPAC’i ve zengin beyaz bağışçılarını siyahi toplulukların kendi kaderlerini tayin etmelerini engellemeye çalışmakla suçladı. (2024 ön seçimlerindeki rakiplerinden hiçbiri siyahi değil).

St. Louis kentinden siyahi Kongre üyesi olan Temsilci Cori Bush, siyahilerin baskı konusunda özel bir anlayışa sahip olduğunu ve Gazze’de ateşkes çağrısında bulunan kararın sponsorlarından olduğunu söylüyor.

AIPAC ve müttefikleri, Demokrat Parti ön seçimlerinde ona karşı yarışacak bir başka Demokrata yardım ederek karşılık veriyor.

Cori Bush’un rakibi Wesley Bell, ki kendisi de siyahidir, St. Louis’de bölge savcısı olarak görev yapıyor. Adaylığını açıkladığında İsrail’e verdiği desteğin altını çizmişti.

Amerika Birleşik Devletleri’nde yerel bir bölge savcısının St. Louis gibi şehirlerin başına bela olan büyük sorunlar yerine dış politika konularına vurgu yapması alışılmadık bir durum. Kendisinin 2017 yılında AIPAC’e bağlı bir kuruluşun davetlisi olarak İsrail’i ziyaret ettiğini de belirtmek gerekir.

Birleşik Demokrasi Projesi şimdiden YouTube’da Cori Bush’un Gazze savaşı konusundaki tutumuna saldıran bir reklam yayınladı. Kampanya parasından Kocasına “güvenlik hizmetleri” için ödeme yaptığı gibi başka kampanya sorunları da var, 6 Ağustos’taki ön seçimi kaybedebilir.

İzlenmesi gereken bir diğer ilginç Demokrat Parti önseçimi de New York’ta, siyahi Kongre üyesi Jamaal Bowman’ın beyaz rakibi George Latimer ile karşılaşacağı seçim olacak.

AIPAC, Latimer’i 25 Haziran’daki ön seçimde Bowman’a meydan okuması için teşvik etti ve onu destekleme sözü verdi. Latimer’in adaylığını açıklamadan bir hafta önce İsrail’i ziyaret etmesi dikkat çekici.

Buna karşılık Bowman, İbrahim Anlaşmalarını öven kongre kararını desteklemeyi reddetti ve Cori Bush’un Gazze’de ateşkes kararını destekledi. Bowman’ın sözcüsü aralık ayında yaptığı açıklamada AIPAC’ın Kongre’nin siyahi üyelerine karşı muhalifleri teşvik ettiğinin ve muhafazakâr finansörlere güvendiğinin bilindiğini söyledi.

AIPAC’e karşı durmak

AIPAC ve müttefiklerinin 2022 seçimlerinde desteklediği adayların çoğu kazandı, ancak Summer Lee örneğinin gösterdiği gibi hepsi değil. 2024 yılında Senatör Van Hollen’in değişikliğini destekleyen 18 Demokrat Partili senatörden beşi bu yıl yeniden seçilmek için yarışıyor.

AIPAC korkusu onların pozisyonlarını değiştirmedi. Senato’daki 50 Demokrat’tan 49’u da Başbakan Netanyahu’nun bu fikri reddetmesinin ardından iki devletli çözümü destekleyen bir mektup imzaladı.

Demokrat Parti’nin Temsilciler Meclisi’ndeki lideri New Yorklu Hakeem Jeffries, AIPAC’e yakın bir isim. Yine de ocak ayında Summer Lee’nin yeniden seçilmesini desteklediğini açıkladı, tıpkı AIPAC’ın bir başka dostu olan Kaliforniya’dan Peter Aguilar gibi.

Ayrıca, AIPAC’in bir aday bulmaya çalışmasına rağmen, İsrail’i çok eleştiren Filistin asıllı bir Amerikalı olan Kongre Üyesi Rashida Tlaib’e karşı 6 Ağustos’ta Michigan’da yapılacak Demokrat Parti ön seçimlerinde Demokrat bir rakip çıkmadı.

Son olarak, şu ana kadar İsrail’i güçlü bir şekilde destekleyen Cumhuriyetçi Parti’nin bile 7 Ekim’den sonra İsrail’e acil yardım yerine hükümet harcamalarını sınırlamaya öncelik verdiğini belirtmek önemli.

İronik olan ise AIPAC’in 2022 seçimlerinde bu Cumhuriyetçilerin birçoğunu desteklemiş olmasıdır. Joe Biden’ın başkan olarak seçilmesini onaylamayı reddeden 109 Cumhuriyetçiyi desteklediler.

Aralarında Senatör Bernie Sanders’ın da bulunduğu Demokrat Parti’den pek çok kişi AIPAC’ın Amerika’da demokrasiyi tehdit eden siyasetçilere yardım ettiği uyarısında bulundu. AIPAC, desteğini İsrail’in Amerikan Kongresinde mümkün olduğunca çok sayıda dosta ihtiyacı olduğunu söyleyerek gerekçelendirdi.

Ancak AIPAC’ın en büyük zorluğu genç Demokratlar arasında olacak. Birçok kamuoyu araştırması genç Amerikalıların genel olarak Filistinlilere daha çok sempati duyduğunu gösteriyor.

Bu genç seçmenlerin çoğu, Amerikan demokrasisine veya sola maliyeti ne olursa olsun, İsrail’in daha fazla desteğe ihtiyacı olduğu yönündeki AIPAC argümanına ikna olmuyor. Irkçılık suçlamaları genç Demokratlar arasında da daha yüksek sesle yankılanacak.

Sonuç olarak, AIPAC ve müttefikleri zengin işadamlarını popüler genç, solcu Demokrat Parti liderlerine karşı kullanmaya devam ederse, Demokrat Parti’nin gelecekteki liderlerini yabancılaştıracak ve siyasi nüfuzlarını kaybedecekler.

AMERİKA

ABD’de ‘Yeni McCarthy’cilik’: Filistin yanlısı üniversite hocaları işlerini kaybediyor

Yayınlanma

ABD’de polis baskısı kampüslerdeki Filistin yanlısı öğrencilerin eylemlerini hedef alırken, üniversite yönetimleri de Filistin yanlısı öğretim üyeleriyle bağlarını koparıyor.

İsrail’in Gazze’ye yönelik işgal girişiminin başlangıcından bu yana siyaset, sosyoloji, Japon edebiyatı, halk sağlığı, Latin Amerika ve Karayip çalışmaları, Ortadoğu ve Afrika çalışmaları, matematik, eğitim ve daha birçok alanda çalışan akademisyenler Filistin yanlısı ve İsrail karşıtı söylemleri nedeniyle işten çıkarıldı ya da görevinden uzaklaştırıldı.

The Intercept’te yer alan habere göre Filistin’e destek verdikleri için işlerini kaybeden ya da açığa alınan akademisyenlerin sayısına dair resmi bir bilgi yok; bunun en önemli nedeni de bu ülkede yüksek öğrenimin parçalara ayrılmış, çoğunlukla özelleştirilmiş ve kısa dönemli sözleşmeli işçiliğe dayanıyor olması.

Genel olarak, Filistin yüzünden işlerini kaybeden ve açığa alınan profesörler, bu iddiaları kendileri dile getirerek kamuoyunun dikkatine sunuyorlar. Ülke genelinde çok sayıda akademisyen muhtemelen soruşturma altında ve birçoğunun sözleşmeleri yenilenmeden sessizce sona erecek.

The Intercept, Filistin yanlısı görüşleri nedeniyle istihdamları tehlikeye giren, hem ek görevli hem de kadrolu ondan fazla profesörle konuştu. Yayının konuştuğu profesörlerin hepsi 7 Ekim’den bu yana bir noktada soruşturma altına alınmış durumdaydı ve dahası, soruşturmalardan bazıları suç bulgusuna rastlanmadan kapatıldı.

Bunlardan birkaçı çeşitli derecelerde uzaklaştırma cezası aldı ve profesörlerden dördü işlerini kaybetti ya da sözleşmeleri yenilenmeden sömestr sona erdiğinde önümüzdeki hafta kaybetmeyi bekliyorlar.

Amerikan Üniversite Profesörleri Birliği’nin üst düzey program sorumlusu Anita Levy, “Soruşturmalarımızın, hatta davalarımızın büyük bir kısmı, yeniden atanmama, işten çıkarma, kadro verme ve benzeri konularla ilgili yasal süreç ihlalleri ile ilgili,” dedi.

Levy, fakülte haklarını ve akademik özgürlüğü savunan kâr amacı gütmeyen kuruluşun son aylarda Filistin yanlısı konuşmalarla ilgili beş dava açtığını söyledi.

Levy, “İki aylık bir süre içinde, Gazze’deki savaş gibi güncel bir olayla ilgili sosyal medya paylaşımlarının askıya alındığı beş ya da altı dava açıldığında, bu alışılmadık bir durumdur. Açtığımız davaların hiçbiri İsrail yanlısı söylemlerle ilgili değildi. Hepsi Filistin davasını desteklemek için olanlardı,”dedi.

Levy, ABD’nin “yeni bir McCarthyciliğin” şafağında olduğunu söylerken, yaşananların “buzdağının görünen kısmı olabileceğine” dikkat çekti.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Joe Biden gizli belge soruşturmasının ses kaydının yayınlanmasını engelledi

Yayınlanma

Joe Biden, şubat ayında ABD başkanını “hafızası zayıf yaşlı bir adam” olarak göstererek siyasi bir çalkantıya yol açan özel danışmanla yaptığı görüşmelerin ses kayıtlarının yayınlanmasını engelledi.

Financial Times’ın (FT) haberine göre Beyaz Saray perşembe günü Temsilciler Meclisi’ndeki Cumhuriyetçilere gönderdiği bir mektupta, Başkan’ın, soruşturmada yapılan kayıtlar üzerinde yürütme ayrıcalığını ileri sürdüğünü söyledi.

Temsilciler Meclisi Cumhuriyetçileri kayıtları mahkeme celbiyle talep etmiş ve ABD Başsavcısı Merrick Garland’ı kayıtları vermeyi reddettiği için Kongre’ye saygısızlıkla suçlamakla tehdit etmişti.

Biden’ın avukatı kasetlerin yayınlanmasına “meşru bir ihtiyaç” olmadığını savunsa da bu hamlenin Washington’da Başkan’ın yaşı ve Cumhuriyetçilerin onu göreve uygunsuz gösterme çabalarıyla ilgili tartışmaları yeniden alevlendirmesi muhtemel.

Başkanın danışmanı Edward Siskel perşembe günü gönderdiği mektupta Garland’ın Biden’dan kayıtların yayınlanmasını engellemesini talep ettiğini söyledi.

Adalet Bakanlığı Biden’ı suçlamadı ama ‘akli yeteneklerini’ sorguladı

FT tarafından görülen mektupta, Adalet Bakanlığı’nın yasama işleri birimi başkanı Carlos Uriarte, Temsilciler Meclisi Cumhuriyetçilerine, bakanlığın “ifşa edilmesinin gelecekteki soruşturmaları tehlikeye atacağı durumlarda kolluk kuvvetlerinin dosyalarının gizliliğini koruma sorumluluğu” olduğunu söyledi.

Uriarte, Garland’ın “Bakanlığı uygunsuz siyasi etkilerden koruyacak bir çizgi çizmesi gerektiğini” de sözlerine ekledi. Adalet Bakanlığı mülakatların dökümlerini yayınladı.

Siskel, Cumhuriyetçi milletvekillerini kayıtları “parçalamak, çarpıtmak ve partizan siyasi amaçlar için kullanmak” üzere aramakla suçladı.

Fakat Cumhuriyetçi Kongre üyeleri Beyaz Saray’ı korkarak kaçmakla suçladı. Kayıtları mahkemeye veren Temsilciler Meclisi Gözetim Komitesi Başkanı James Comer, “Açıkça görülüyor ki Başkan Biden ve danışmanları röportajının ses kayıtlarının yayınlanmasından korkuyor çünkü bu Amerikan halkına Başkan Biden’ın akli durumunun çöküşte olduğunu bir kez daha teyit edecektir,” dedi.

Biden’ın bu hamlesi, Başkan’ın özel konut ve ofislerinde bulunan gizli materyallerin kullanımına ilişkin soruşturmayı yürüten özel danışman Robert Hur’un 345 sayfalık raporunun yayınlanmasından üç ay sonra geldi.

Hur, Biden’ın bir ceza davasıyla karşı karşıya kalmayacağını söylemiş, fakat raporunda 81 yaşındaki Biden’dan “hafızası zayıf, iyi niyetli yaşlı bir adam” olarak bahsetmişti. Hur, 2023’te özel danışmanlık bürosuyla ve 2017’de anı kitabı üzerinde çalışan bir hayalet yazarla yaptığı görüşmeler sırasında hafıza kayıplarına atıfta bulunmuştu.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Pentagon: Ukrayna’da yolsuzluk oranı Avrupa’nın en yükseği

Yayınlanma

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Genel Müfettişi Robert Storch, Kongre’ye sunduğu raporda Ukrayna’daki yolsuzluğun Avrupa’daki en yüksek oranlardan biri olmaya devam ettiğini belirtti.

Raporda, “Ukrayna’da yolsuzluk algısı 2013’ten bu yana azalmış olsa da ülke hükümeti Avrupa’nın en az şeffaf ülkelerinden biri olmaya devam ediyor,” ifadelerine yer verildi.

Mevcut çatışmanın Ukrayna Savunma Bakanlığı’nda yolsuzluk, rüşvet, komisyon ve özellikle ölümcül teçhizatın tedarik maliyetinin şişirilmesi konusunda fırsatlar yarattığına işaret eden Storch, gizlilik uygulamaları nedeniyle şeffaflığa mahal verilmediğini kaydetti.

Şubat ayında Ukrayna’nın baş denetçisi Alla Basalayeva, ülkede yolsuzluğun arttığına dikkat çekmiş ve ülkedeki pek çok kişinin savaşı para kazanmanın bir yolu olarak algıladığı için kamu ihalelerindeki ihlallerin sayısı son iki yılda arttığını söylemişti.

Savunma Bakan Yardımcısı Yuriy Dıjgir ise bakanlığın 2023 yılının son çeyreğinde 270 milyon dolardan fazla mali ihlal tespit ettiğini itiraf etti.

Ayrıca bu yılın başlarında Ukrayna Devlet Soruşturma Dairesi, eski Savunma Bakanı ve beraberindeki bir yetkili hakkında bir dava açtı. Söz konusu yetkililer, zimmetlerine yaklaşık 950 milyon grivna (25 milyon doların üzerinde) geçirmekle suçlanıyorlar.

Ocak ayında Ukrayna basınında bakanlık yetkilileri ve silah şirketi Lviv Arsenal’ın yöneticilerinin arandığına dair haberler çıktı. Soruşturmaya göre yetkililer, mermi alımından yaklaşık 1,5 milyar grivna (yaklaşık 40 milyon dolar) çalmışlardı.

Ukrayna ordusunda dev yolsuzluk: Rusya ordusu neden bu kadar hızlı ilerliyor?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English