Bizi Takip Edin

RUSYA

Rusya, BRICS için ABD hegemonyasına karşı alternatif ödeme sistemi önerdi

Yayınlanma

Rusya, ABD’nin küresel finans sistemindeki hakimiyetine karşı BRICS ülkeleri için bağımsız bir ödeme sistemi önerdi. Bu plan, BRICS ülkeleri arasında yerel para birimleriyle doğrudan ödemelerin yapılmasını, DLT tabanlı bir platform oluşturulmasını ve enerji ile emtia ticareti için yeni merkezler kurulmasını içeriyor.

Rusya, BRICS ülkeleri arasında sınır ötesi ödemelerde küresel finans sistemine alternatif olarak geliştirdiği bir ödeme sistemini tanıttı. Yaptırımlar nedeniyle finansal yaptırımların ağır baskısı altında olan ülke, bu sistemle ekonomisini korumayı amaçlıyor.

Rusya Maliye Bakanlığı, Merkez Bankası ve Moskova merkezli danışmanlık şirketi Yakov & Partners tarafından hazırlanan rapora göre, öneriler arasında yerel para birimlerinde işlem yapabilecek bir ticari bankalar ağı oluşturulması ve merkez bankaları arasında doğrudan bağlantıların sağlanması yer alıyor.

Bloomberg‘in haberine göre rapor, ABD’nin küresel finans ağındaki çıkarlarının her zaman diğer katılımcı ülkelerin çıkarlarıyla örtüşmediğini belirtiyor. Bu nedenle, önerilen “çoklu para birimi sisteminin,” katılımcıları bölge dışı yaptırımlar gibi dış baskılardan koruması gerektiği ifade ediliyor.

Önerilen plana göre, petrol, doğalgaz, tahıl ve altın gibi stratejik emtiaların ticareti için BRICS ülkeleri arasında ticaret merkezleri kurulması da planlanıyor.

ABD ve müttefikleri, Ukrayna’ya dönük askeri müdahalenin ardından Rusya’ya karşı kapsamlı yaptırımlar uyguladı. Bu yaptırımlar kapsamında, Rusya’nın yabancı varlıkları dondurulurken, büyük Rus bankaları da SWIFT sisteminden çıkarıldı. Bu süreçte Rusya, dolara olan bağımlılığını azaltmak için çeşitli adımlar attı.

Fakat, yaptırımların etkisini daha az hisseden diğer BRICS ülkeleri, dolar bazlı finansal sisteme erişimi öncelikli olarak tercih etmeye devam etti. Brookings Enstitüsü’nün verilerine göre, avro bölgesi hariç, küresel ödemelerin yüzde 58’i dolarla gerçekleştirilirken, 2022 itibarıyla dış ticaret faturalarının yüzde 54’ü dolar üzerinden düzenleniyor.

Söz konusu rapor, Putin’in 22-24 Ekim tarihlerinde Kazan’da düzenlenecek olan yıllık BRICS zirvesine liderleri ağırlamaya hazırlanırken yayımlandı.

Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’dan oluşan BRICS grubu, ocak ayında İran, Birleşik Arap Emirlikleri, Etiyopya ve Mısır’ın katılımıyla genişlemeye hazırlanıyor.

Raporda, Rusya’nın, dağıtık defter teknolojisi (DLT) ve token tabanlı ödemeleri de içerebilecek çok uluslu bir platform önerisi sunduğu belirtiliyor.

Raporda, “DLT uzlaştırma modelini kullanmanın en büyük avantajı, geleneksel bankacılık sistemine bağlı kredi riskini ortadan kaldırmasıdır,” ifadesi yer alıyor.

Raporun yazarlarına göre, DLT ayrıca muhabir bankacılık ihtiyaçlarını ve uyumluluk kontrollerini ortadan kaldırarak işlem sürelerini ve maliyetleri azaltabilir.

BRICS ülkeleri arasındaki sınır ötesi ödemelerin yarısının bu modelle yapılması halinde, yılda yaklaşık 15 milyar dolar tasarruf sağlanabileceği tahmin ediliyor.

Kazan’daki BRICS zirvesine kimler katılacak?

RUSYA

AB, 15 Rus bankasını daha SWIFT’ten çıkaracak

Yayınlanma

Avrupa Birliği, 16. yaptırım paketi kapsamında 15 Rus bankasını daha SWIFT sisteminden çıkarmaya hazırlanıyor. Ayrıca, Rus alüminyum ithalatına aşamalı yasaklar getirilecek ve Rus petrolünü batı fiyat sınırı üzerinde taşıyan “gölge filo”ya ait 70’ten fazla gemiye karşı önlemler alınacak.

Bloomberg‘in konuya aşina kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, Avrupa Birliği (AB), 16. yaptırım paketi kapsamında yaklaşık 15 Rus bankasını daha uluslararası ödeme sistemi SWIFT’ten çıkarma hazırlığında. AB ülkeleri, bu hafta ilgili teklifi aldı.

Ancak, ajansın kaynakları hangi bankaların hedef alındığı konusunda bir açıklama yapmadı.

Bunun yanı sıra, AB, Rus alüminyum ithalatına kademeli bir yasak getirilmesini ve Rusya’nın 60 dolar varil tavan fiyatının üzerinde petrol taşıyan “gölge filosuna” ait 70’ten fazla gemiye de kısıtlayıcı önlemler uygulanmasını teklif ediyor.

Kaynaklara göre, nihai yaptırım paketi tüm AB üyelerinin onayı gerektirdiği için üzerinde değişiklikler yapılabilecek. Paketin, Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahalesinin üçüncü yıldönümüne kadar kabul edilmesi hedefleniyor.

Rus bankaları, Şubat 2022’de Ukrayna’daki savaşın başlamasından bu yana kademeli olarak SWIFT sisteminden çıkarılıyor. Başlangıçta, Sberbank, VTB, Rosselhozbank, Promsvyazbank, Sovkombank gibi en büyük kredi kuruluşları sistem erişimlerini kaybetti.

Ancak Eylül 2024 itibarıyla, 200’den fazla Rus kredi kuruluşunun hala SWIFT’e bağlı olduğu biliniyor. Bu bankaların, sistemin ülke içi transferler için kullanılması yasaklanmış durumda.

Rusya Merkez Bankası, 2014 yılında yaptırımların uygulanması ihtimaline karşı SWIFT’e alternatif olarak Finansal Mesajlaşma Sistemi’ni (SPFS) oluşturdu.

Geçen yaz AB, 14. yaptırım paketi kapsamında Avrupalı şirketlerin SPFS’ye veya “eşdeğer özel finansal mesajlaşma hizmetlerine” bağlanmasını yasakladı. Ayrıca AB kuruluşları, Rusya dışındaki SPFS’yi kullanan üçüncü ülke piyasa katılımcılarıyla işlem yapmaktan da menedildi.

Merkez Bankası Başkanı Elvira Nabiullina, SWIFT’in “riskli” bir sisteme dönüştüğünü ve birçok ülkenin “alternatif, kendi sınır ötesi ödeme mekanizmaları” üzerinde düşündüğünü ifade etti.

VTB Başkanı Andrey Kostin ise SWIFT’in “basitçe ortadan kaldırılması” gerektiğini vurguladı. Kostin, “Bu, düşmanlarımıza doğrudan bilgi sızdırılmasıdır. Çözülmesi çok basit. Tamamen idari bir karar, iki tarafın anlaşması ve biraz da teknolojik çözümler,” diye konuştu.

Okumaya Devam Et

RUSYA

Putin: Zelenskiy meşru değil, barış anlaşması imzalama hakkı yok

Yayınlanma

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’in “meşru olmadığını” ve Rusya ile barış anlaşması imzalama hakkı bulunmadığını belirtti. Ancak, Zelenskiy ile müzakere olasılığını da tamamen reddetmedi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, gazeteci Pavel Zarubin’e verdiği mülakatta, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’in “meşru olmadığını” ve Rusya ile barış anlaşması imzalama hakkı bulunmadığını ifade etti.

Bununla birlikte Putin, Zelenskiy ile Ukrayna krizinin çözümü kapsamında müzakere olasılığını da tamamen reddetmedi. Putin, “Eğer (Zelenskiy) müzakerelere katılmak istiyorsa, bu müzakereleri yürütecek kişileri belirlerim, buyursunlar,” dedi.

Putin, nihai bir belgenin imzalanmasının mutlak hukuki kesinlik gerektirdiğini vurguladı.

Bu durumun hem Ukrayna hem de Rusya’nın uzun vadeli güvenliğini garanti altına alması gereken bir konu olduğunu belirten Putin, “Burada tek bir hata veya pürüz bile olamaz: Her şey kusursuz olmalı,” diye ekledi.

Putin, Ukrayna Anayasası’na göre, ülkenin devlet başkanının savaş hali koşullarında görev süresini uzatma hakkı olmadığını kaydetti.

Devlet Başkanı, “Görev süresi dolduğunda yetkiler Meclis Başkanı’na devredilir. Eğer müzakere etmek ve uzlaşmacı bir çözüm bulmak isteniyorsa, bu müzakereleri kim yürütürse yürütsün,” şeklinde konuştu.

Rusya lideri, müzakerelerde kendi lehine koşullar elde etmeyi hedeflediklerini ve Kiev tarafından barış anlaşmalarını imzalamakla yetkilendirilecek kişilerin meşruiyetinin Moskova’ya hukuken kanıtlanması gerektiğini söyledi.

Vladimir Zelenskiy’in görev süresi 20 Mayıs 2024’te sona ermiş olsa da Ukrayna Anayasası savaş hali sırasında seçim yapılmasını yasaklıyor.

Daha önce Putin, Ukrayna Meclis Başkanı Ruslan Stefançuk’u Ukrayna’nın meşru lideri olarak nitelendirmişti.

Stefançuk ise buna yanıt olarak, Ukrayna Anayasası’na göre devlet başkanının, yeni seçilen başkan göreve başlayana kadar görevine devam ettiğini dile getirmişti.

Stefançuk, “Meraklı okurlara, Anayasamızın metnini seçerek değil, bütün olarak incelemelerini ve 108. maddenin 1. fıkrasına dikkat etmelerini tavsiye ederim: ‘Ukrayna Devlet Başkanı, yeni seçilen devlet başkanı göreve başlayana kadar görevini sürdürür.’ Demokratik toplumlarda buna iktidarın sürekliliği denir,” demişti.

Ayrıca Stefançuk, Ukrayna Anayasası’na göre devlet başkanının Vladimir Zelenskiy olduğunu savunmuştu.

Okumaya Devam Et

RUSYA

Rusya’nın en büyük elektronik mağaza zinciri devletleştiriliyor

Yayınlanma

Rusya’nın en büyük elektronik perakendecisi M.Video-Eldorado, finansal zorluklar nedeniyle devlete ait Promsvyazbank’a satılabilir. Bu, Rusya’da savaş sonrası artan devletleştirme trendinin bir parçası.

Rusya’nın 250 şehrinde 1200 mağazasıyla en büyük elektronik ve ev aletleri perakendecisi olan M.Video-Eldorado, devlet kontrolüne geçebilir.

Vedomosti‘nin şirket kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, şirket sahipleri, yüzde 100’ü devlete ait olan ve Rusya savunma sanayisinin ana bankası konumundaki Promsvyazbank’a satış görüşmeleri yürütüyor.

Rusya tüketici elektroniği pazarının dörtte birini elinde bulunduran M.Video-Eldorado, savaş öncesinde Forbes listesinde 3,8 milyar dolarlık servetiyle Rusya’nın en zengin 40 kişisi arasında yer alan milyarder Mihail Gutseriyev’in ailesine aitti.

Şirket, 2022’de yeni sahibini açıklamadan işletmeyi sattığını duyurdu. Geçen yıl ise M.Video’nun varlıklarının üst düzey yönetime devredildiği ve Genel Müdür Bilan Ujahov’un yüzde 53,63 hisseyle çoğunluk hissedarı haline geldiği ortaya çıktı.

Vedomosti, M.Video sahiplerinin satış kararını, şirketin finansal durumunun yaptırımlar ve Merkez Bankası’nın politika faizini keskin bir şekilde artırmasıyla ciddi şekilde kötüleşmesi üzerine aldıklarını aktardı.

Satışlarda yüzde 13, gelirlerde yüzde 10 artışa rağmen, M.Video, 2024’ün ilk yarısında bir önceki yılın aynı dönemine göre iki kat fazla olan 10,3 milyar ruble net zarar açıkladı.

Arika Capital Yatırım Stratejisti Sergey Suverov, şirketin 19 milyar ruble olan piyasa değerinin 3,5 katı, yani 70 milyar rublelik önemli bir borca sahip olduğunu belirtti. Suverov, optimizasyon çalışmalarına rağmen grubun sorunlu bir varlık olmaya devam ettiğini vurguladı.

M.Video’nun devletin kontrolüne geçmesi, Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahalesinin ardından başlayan ve bir dizi kovuşturma ve zorunlu varlık müsaderesiyle devam eden devletleştirme trendinin devamı niteliğinde.

Devletleştirmenin en yaygın nedenleri arasında yolsuzlukla mücadele yasalarının ihlali (29 şirket), 90’larda yapılan yasa dışı özelleştirmeler (8 şirket), zararın karşılanması (11 şirket), aşırılıkçı faaliyetlere katılım (2 şirket) veya aşırılıkçı bir örgüte üyelik (3 şirket) yer alıyor.

Ukrayna savaşının üçüncü yılında Rusya’da devletleştirme rekoru

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English