Bizi Takip Edin

Rusya

Rusya ekonomisinde stagflasyon tartışması: Uzmanlar ne diyor?

Yayınlanma

Rusya’da Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) büyüme hızının Şubat 2025’te keskin düşüşle yıllık yüzde 0,8’e gerilemesi, uzmanlar arasında stagflasyon tartışmalarını alevlendirdi. İktisadi Kalkınma Bakanlığı durumu artık yıl etkisine bağlarken, TsMAKP gibi bazı kurumlar ekonomide durgunluğa geçişin başladığını savunuyor. Diğer uzmanlar ise yavaşlamanın geçici olduğunu ve Merkez Bankası’nın politikalarının etkisiyle ekonominin soğuduğunu belirtiyor.

Rusya’da Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) büyüme hızı, Şubat 2025’te keskin bir düşüşle yıllık bazda yüzde 0,8’e geriledi. Ocak ayında bu oran yüzde 3 seviyesindeydi.

İktisadi Kalkınma Bakanlığı, bu yavaşlamayı takvim etkisine bağladı: Şubat 2024’ün artık yıl nedeniyle bir gün fazla olmasının istatistikleri etkilediğini belirtti.

Bakanlık, “nu faktör hariç tutulduğunda, şubat ayındaki ekonomik büyüme hızının ocak ayı ile karşılaştırılabilir olacağını” ifade etti.

Ancak bazı ekonomistler, ekonomik aktivitede yavaşlama ve hatta stagflasyon belirtilerinin ortaya çıktığına dikkat çekiyor.

Makroekonomik Analiz ve Kısa Vadeli Tahmin Merkezi (TsMAKP) ekonomistleri, Dmitriy Belousov liderliğinde, ocak ayı verilerini analiz ederek mart ayında Rus ekonomisinde durgunluğa geçişin şekillendiğini yazdı.

Rusya Sanayici ve Girişimciler Birliği Başkanı Aleksandr Şohin, bu ayın başında yaptığı açıklamada, “Ekonomideki yavaşlama artık gerçekleşmiş bir olgudur,” dedi ve “Açıkçası, tabiri caizse, sıfır büyümeye doğru gidiyoruz,” demişti.

İktisadi Klakınma Bakanı Maksim Reşetnikov da daha önce ekonomide soğuma belirtileri olduğunu ifade etmişti.

Reşetnikov, bu belirtiler arasında bazı sektörlerde büyüme hızının yavaşlamasını, büyümenin genele yayılmamasını, iş dünyasının sipariş hacmindeki daralmayı ve para politikasının sıkılaşmasını saymıştı.

TsMAKP uzmanları, “Bugün için kilit açık soru, durgunluğa yakın dinamiklerin kalıcı olup olmayacağı veya üretimdeki düşüşün devam edip etmeyeceğidir,” değerlendirmesinde bulundu.

Stagflasyon lehine argümanlar

TsMAKP ekonomistleri, 21 Mart tarihli makroekonomik eğilimler analizinde, “Ocak ayındaki yüksek frekanslı ekonomik dinamik verileri, Rus ekonomisinde durgunluğun oluştuğunu gösteriyor: Aralık ayındaki sıçrama (+yüzde 4,5) kalıcı olmadı; ocak ayındaki düzeltme ekonomik aktiviteyi Mayıs-Kasım seviyesine geri getirdi,” diye belirtti.

Dmitriy Belousov, RBK‘ya yaptığı açıklamada, TsMAKP’nin tahminlerine göre yıllık GSYİH dinamiklerinin yüzde 1,3 civarında, belki biraz daha yüksek olacağını söyledi. Belousov, bunun önceki yılın sonuçlarına kıyasla “önemli bir yavaşlama” olduğunu belirtti ve “Yavaşlama zaten başladı; bu, ekonomik faaliyet türlerinden ve sanayi büyümesinin yapısından görülebilir,” diye ekledi.

Derecelendirme kuruluşu Expert RA’nın baş ekonomisti Anton Tabah, “Yüzde 4,1’lik büyümenin ardından (yıl sonunda) yüzde 1,5’lik GSYİH büyümesi, bu stagflasyon değil de nedir?” diye sordu.

Tabah, 2025’te tam olarak böyle bir dinamiğin kaydedileceğini tahmin ediyor ve “Şu anda ekonomide bize vaat edilen soğuma var. Merkez Bankası ekonomiyi aşağı yukarı bu şekilde soğutmak istiyordu,” dedi.

Rusya Merkez Bankası’nın orta vadeli tahminine göre, 2025’te GSYİH dinamiklerinin yüzde 1 ila 2 aralığında olması bekleniyor.

Merkez Bankası, politika faizi tartışmalarının ardından yayımladığı son özetinde, 21 Mart’taki toplantıya katılanların 2025’in ilk çeyreğinde ekonomideki pozitif üretim açığının (yani aşırı ısınmanın, talebin arzı aşmasının) muhtemelen daralmaya başladığı sonucuna vardıklarını bildirdi.

Merkez Bankası’na göre, aşırı ısınma geçen yılın ana enflasyonist faktörlerinden biriydi.

Rosstat verilerine göre, geçen yıl fiyatlar yüzde 9,5 arttı. Politika faizi 2024 yazından bu yana yüzde 16’dan yüzde 21’e yükseltildi.

İlk stagflasyon belirtileri

TsMAKP ekonomistleri, mart ayı analizlerinde düzeltmenin “neredeyse genele yayılan bir karakter” taşıdığını belirterek, bunun öncelikle gerçekleştiği birkaç sektörü vurguladı:

— Sanayi

TsMAKP, sanayi üretimi açısından durgunluğa geçişin “fiilen gerçekleştiğini” belirtti. Rosstat verilerine göre, ocak ayında üretimdeki keskin düşüş (mevsimsellikten arındırılmış olarak aralık ayına göre eksi yüzde 3,2), hem aralık ayındaki sıçramayı (+yüzde 2,4) hem de önceki iki aydaki artışın büyük kısmını sildi.

Uzmanlar, “Sonuç olarak, üretim hacmi yaklaşık olarak sonbahar başındaki seviyeye geri döndü,” dedi.

İktisadi Kalkınma Bakanlığı’na göre, şubat ayında mevsimsel ve takvimsel faktörler göz önüne alındığında sanayi üretimi ocak ayına göre yüzde 0,4 arttı. TsMAKP, 2024 sonundaki sanayi “ısınmasının” büyük ölçüde savunma sanayii ile ilgili sektörlerdeki siparişlerin kapatılmasını yansıttığını açıklıyor.

Ocak ayında üretimin 2024’ün üçüncü çeyreğine özgü seviyelere döndüğünü, sivil sektörlerde ise durgunluğun neredeyse 2023 ortasından beri gözlemlendiğini iddia ediyorlar.

— Yatırımlar

TsMAKP, özel sektörün yatırım faaliyetlerinde durgunluk gözlendiğini belirtiyor. GSYİH’nin gelir yapısında, ücretlerin ana yatırım kaynağı olan brüt kârı belirgin şekilde baskıladığı, bazı sektörlerde kârlılığın “paranın maliyeti” ile eşitlendiği veya altına düştüğü, bunun da özel yatırımları caydırdığı ifade ediliyor.

Ayrıca, 2024 sonuna doğru yatırım malları arzında durgunluk başladı; özellikle temel inşaat malzemeleri arzında yavaş bir düşüş gözlendi.

TsMAKP, “Gelecekte (Rusya Merkez Bankası’nın benzeri görülmemiş derecede yüksek politika faizi koşullarında) yatırım endeksinde negatif bir düzeltme beklenmelidir,” tahmininde bulunuyor.

Rosstat’ın son verilerine göre, 2024’ün dördüncü çeyreğinde sabit sermaye yatırımları yıllık bazda yüzde 4,9 artarken, yılın tamamında artış yüzde 7,4 oldu.

TsMAKP, dördüncü çeyrekteki pozitif dinamiğin “mevsimsel normların ötesine geçen büyük inşaat projelerinin teslim edildiğini” gösterdiğini ve “hesaplama kaynaklı bir fenomen” olduğunu düşünüyor.

Tabah, yatırım dinamiklerini analiz ederken, “Yatırımların yüzde 80’inin işletmelerin kendi kaynaklarından veya şu ya da bu şekilde bütçe paralarından yapıldığını akılda tutmak gerekir,” diye dikkat çekiyor ve “Bu nedenle faiz oranları burada daha az rol oynuyor, beklentiler çok daha önemli. Size haklı olarak soğuma ve yavaşlama vaat ediliyorsa, neden aktif olarak yatırım yapasınız ki?” diye ekliyor.

Diğer yandan PSB Varlık Yönetimi baş analisti Aleksandr Golovtsov, yatırım faaliyetlerindeki yavaşlamanın, yıl başından beri istikrarlı bir şekilde düşen demiryolu yükleme hacimleriyle de kanıtlandığını söylüyor.

Golovtsov, “İlk çeyrek sonunda gösterge geçen yılki seviyenin yüzde 6 altına düştü; bu, 2024’teki yüzde 3’lük düşüşe kıyasla belirgin bir derinleşme. Ve en çok düşen yüklemeler tam da yatırım niteliğindeki mallar; inşaat malzemeleri ve demir metaller,” diye dikkat çekiyor.

Golovtsov, yatırım faaliyetlerindeki yavaşlamanın petrol ve metal fiyatlarındaki düşüşle açıklanabileceğini düşünüyor; ruble bazında bu fiyatlar zaten bir yıl önceki seviyelerin yüzde 10 ila 20 altında.

Golovtsov, “Enflasyonist operasyonel maliyet artışı göz önüne alındığında, bu durum hammadde sektörlerindeki birçok yatırım projesini ekonomik olarak verimsiz hâle getiriyor,” diyor.

— Tüketici davranışları

Bunun yanı sıra TsMAKP, mart ayı itibarıyla tüketici davranışlarında durgunluğun belirgin olduğunu düşünüyor. Ocak ayı itibarıyla tüketimin “biraz düştüğünü ve önceki artışı dengelediğini” belirten merkez ekonomistleri, mevsimsellikten arındırılmış olarak yüzde 0,8’lik bir daralma hesapladı.

Düşüşün büyük ölçüde gıda dışı mal satışlarında (eksi yüzde 1,5) yoğunlaştığı ve önemli ölçüde “otomobil satışlarındaki çöküşle” bağlantılı olduğu belirtildi.

Tabah, “Doğrudan bütçe finansmanına bağlı olmayan sektörleri saymazsak, karşılanmamış tüketici talebinin önceki iki yılda tamamen karşılandığını söyleyebiliriz,” diyor.

Sonuç olarak, arz tarafındaki kısıtlamalar “önemli ölçüde yumuşadı.” Golovtsov, ayrıca kredi verme hacmindeki daralmanın tüketici talebini azalttığını ve bunun GSYİH’nin yaklaşık yüzde 2’sine eşdeğer olduğunu tahmin ediyor.

Golovtsov, “Doğrusu, bu azalma esas olarak dayanıklı tüketim mallarını etkiliyor ki bunların büyük bir kısmı ithal. Otomobillerin yanı sıra, elektronik ve ev aletleri satışlarında da daralma sinyalleri alıyoruz,” diye belirtiyor.

Sberbank Finansal Analiz Merkezi Başkanı ve Kıdemli Yönetici Direktör Mihail Matovnikov da son üç aydır ülke genelinde kredilendirmede daralma kaydedildiğini ve bunun “iç talebi azaltan oldukça güçlü bir faktör” olduğunu doğruluyor.

— İş gücü piyasası

İş gücü piyasasında geçen yılın sonunda oluşan eğilimler pekişti: İşsizlik oranı tarihsel olarak en düşük seviyeye yakın bir düzeyde istikrar kazanırken, iş gücü talebi tarihsel olarak en yüksek seviyeye yakın seyrediyor.

TsMAKP, “Bu eğilimler, düşük işsizlik seviyesi ve yüksek iş gücü talebi nedeniyle kendi başlarına neredeyse zararsız olsalar da, dolaylı olarak Rus ekonomisinin durgunluğa geçtiğine işaret ediyor,” görüşünde.

Rosstat verilerine göre, şubat ayı sonunda işsizlik oranı (mevsimsellikten arındırılmamış) ocak ayına göre değişmeyerek yüzde 2,4 oldu.

Stagflasyon aleyhine argümanlar

RBK’nın görüşüne başvurduğu analistlerin bir kısmı, Rusya ekonomisinde stagflasyon olduğu yönündeki sonuçlara katılmıyor.

VTB Grubu baş ekonomisti Rodion Latıpov, “Stagflasyon eğiliminin başladığına dair söylentiler bize göre abartılı,” dedi. ACRA Yönetim Kurulu Başkanı Sergey Dubinin, şubat dinamiklerinin “durgunluğa işaret etmediğine” inanıyor.

Matovnikov, 2025 başında yeni politika faizi seviyesine adaptasyon için tipik olan “kısa vadeli bir ekonomik yavaşlama” yaşandığını, ancak ekonominin daha sonra tekrar büyümeye başlayacağını düşünüyor.

Matovnikov, “Büyük ihtimalle, yıl genelinde GSYİH büyüme hızı yüzde 0,8’den daha yüksek olacak,” diyor.

Stagflasyon senaryosu karşıtlarının argümanları şu tezlere dayanıyor:

— Takvim faktörü

Latıpov, şubat ayında GSYİH dinamiklerinde “teknik takvim faktörünün” rol oynadığını belirtiyor. Latıpov, “Geçen yıl artık yıldı, bu da birçok üretim sürecinin sürekliliği göz önüne alındığında aritmetik olarak yıllık büyüme değerlerinden yaklaşık 3 puan düşürüyor,” diye tahmin ediyor.

Dubinin, ekonomik dinamiklerde “mevsimselliğin, hatta belki de yakıt tüketimindeki değişiklikle birlikte hava koşullarının” etkili olmuş olabileceğini kabul ediyor.

Dubinin’e göre, sonuç çıkarmak için en azından 2025’in iki çeyreklik dinamiklerini analiz etmek gerekiyor.

Golovtsov, “Takvim faktörü olmadan şubat ayı ekonomik büyümesi yaklaşık yıllık yüzde 3 olarak tahmin edilebilir,” diyor.

Golovtsov, Şubat 2024’teki fazladan takvim günü düzeltmesiyle Rus sanayisindeki büyümenin de yıllık bazda yaklaşık yüzde 3 olduğunu düşünüyor.

— Konjonktürel nedenler

Latıpov, ekonomik aktivitedeki zayıflığın iç talep sektörlerinde değil, ihracata yönelik sektörlerin dinamiklerinde kendini gösterdiğini belirtiyor.

Ekonomist, verileri mevsimsel ve takvimsel faktörlerden arındırıldığında, yavaşlamanın öncelikle ihracata yönelik sektörlerde, yani madencilikte görüldüğünü ifade ediyor. Madencilik dinamiklerinin OPEC+ kısıtlamaları gibi otonom dış faktörler tarafından belirlendiğini belirtiyor.

Matovnikov ise OPEC+ çerçevesindeki kotaların artırılmasının (üye ülkeler Mayıs ayından itibaren üretimi günde 411 bin varil artırma konusunda anlaştı) 2025’te ekonomik büyümeye olumlu etki katacağını öngörüyor.

— İnşaat büyümesi ve dolayısıyla yatırımlar

Latıpov, bazı iç talep sektörlerinde hızlanma gözlemlenebileceğini, bunun için inşaat sektöründeki üretim artışına bakmanın yeterli olduğunu söylüyor.

Latıpov, “İnşaat sektöründeki üretim şubat ayında yıllık bazda yüzde 11,9 gibi etkileyici bir artış gösterdi (artık yılın takvim etkisi hariç, bu etkiyle artış daha da çarpıcı olurdu),” diye belirtiyor.

Latıpov, inşaat dinamiklerinin yatırım faaliyetleri için “iyi bir vekil gösterge” (proxy) olduğunu ekliyor: Sabit sermaye yatırımlarının bileşiminde yaklaşık yarısını bina ve yapı inşaatları oluşturuyor.

Latıpov, “Bu nedenle, bu yılın şubat ayında yatırım faaliyetlerinde önemli bir hızlanma olduğunu söylemek daha doğru olur,” sonucuna varıyor.

— Bütçe harcamalarının gecikmeli etkisi

Dubinin, şubat ayında bütçe harcamalarıyla ilgili “özgün bir durum” yaşandığını söylüyor. Dubinin, “Harcamalar bütçeden ayrıldı, ancak henüz kullanılmayıp işletmelerin hesaplarında birikiyordu. Öncelikle savunma sanayii için ödenen büyük avans, bir süreliğine serbest para olarak bekliyor,” diyor ve bu durumun üst üste üçüncü yıldır yaşandığını belirtiyor.

Maliye Bakanlığı’nın ön tahminine göre, 2025 Ocak-Şubat dönemi sonunda federal bütçe açığı 2,7 trilyon ruble veya GSYİH’nin yüzde 1,3’ü olarak gerçekleşti.

Bakanlığın internet sitesinde, “Bu durum temel olarak bu yılın ocak ayındaki harcamaların önden finanse edilmesinden kaynaklanmaktadır,” denildi.

Orta vadeli riskler

Gazetenin görüştüğü ekonomistler, şu anda çoğu uzman ve yetkili merci tarafından tahmin edilen yüzde 1,5 ila 2 aralığındaki GSYİH artış seviyelerinin Rus ekonomisi için garanti olmadığını, belirli risklerin gerçekleşmesi durumunda dinamiklerin daha ılımlı olabileceğini düşünüyor.

Risk faktörlerinden biri, kuruluşların sermaye yatırımları konusundaki belirsizlik. Belousov, “Yatırımlardaki yavaşlamanın ne kadar ciddi olacağını bilmiyoruz,” diyor.

Ayrıca, gümrük vergisi savaşları koşullarında Rusya’dan yapılan ihracatın ne olacağı da bilinmiyor. Ekonomist, “Bize [ABD tarafından] gümrük vergisi uygulanmadı, ancak bizden oldukça aktif olarak mal alan ana ticaret ortaklarımıza uygulandı,” dedi.

Diğer yandna Golovtsov, son aylarda ek bir yavaşlama faktörünün rublenin eş zamanlı olarak güçlenmesi ve hammadde fiyatlarının dünya genelinde düşmesi olduğunu belirtiyor.

Golovtsov, “Dolar başına yaklaşık 85 ruble kur ve varil başına yaklaşık 55 dolar Ural petrolü fiyatıyla, ekonominin GSYİH’nin yüzde 1’i kadar daha yavaşlama riski gerçekten var,” değerlendirmesini yapıyor.

Tabah, büyük ihtimalle 2025 ortasına doğru, hatta belki ikinci yarıyılda “gerçekten dibe ulaşılacağını, ardından nispeten düşük büyüme döneminin geleceğini” belirtiyor.

Ekonomist, 2025’ten itibaren artan vergi yükü ve işletmelerin “açıkça daha az parası olması” gerçeği karşısında “tam bir durgunluğa sürüklenmeyi” önlemek için para politikası gevşeme döngüsünün zamanında başlatılmasının önemli olduğunu düşünüyor.

Tabah, “Ekim 1917’deki dede Lenin’i hatırlıyorum: ‘Dün erkendi, yarın geç olacak.’ Gecikme olmaması için Merkez Bankası’nın para politikasını zamanında gevşetmeye başlaması gerekiyor,” diyerek sözlerini tamamladı.

Merkez Bankası Başkanı Elvira Nabiullina, dün yaptığı açıklamada, bankanın politika faizini ancak “enflasyonda emin ve istikrarlı bir yavaşlama” görüldükten sonra düşürmeye başlayabileceğini ve şimdilik “ihtiyatlı davranacağını” belirtmişti.

Rusya

İsrail, İran’la çatışmada Putin’in arabuluculuk teklifini reddetti

Yayınlanma

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, İsrail yönetiminin İran ile yaşanan çatışmanın çözümünde Rusya’nın arabuluculuk teklifini geri çevirdiğini duyurdu. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, hedeflerine askeri yollarla ulaşacaklarını söyledi.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, İsrail yönetiminin İran ile yaşanan çatışmanın çözümünde Rusya’nın arabuluculuk teklifini reddettiğini bildirdi.

Peskov, “Şu anda en azından İsrail tarafında herhangi bir arabuluculuk hizmetine başvurma veya barışçıl bir çözüm yoluna girme konusunda bir isteksizlik görüyoruz. Tespit ettiğimiz durum budur,” ifadelerini kullandı.

Peskov ayrıca, Orta Doğu’daki durumun “dizginlenemeyen bir tırmanış” yolunda ilerlediğini ve “tamamen öngörülemez” olduğunu belirtti.

Putin’den yoğun diplomasi trafiği

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, İsrail’in İran’a yönelik saldırısının başladığı 13 Haziran’da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirmişti.

Putin bu görüşmede, “gerilimin daha fazla tırmanmasını önlemek amacıyla” İran ile müzakerelerde arabuluculuk yapmayı teklif etmişti.

Ancak Putin, aynı gün İran Cumhurbaşkanı Masud Pezeşkiyan ile yaptığı görüşmede ise Rusya’nın, BM Şartı’nı ve uluslararası hukuku ihlal eden İsrail’in eylemlerini kınadığını dile getirmişti.

Ertesi gün, 14 Haziran’da Putin, ABD Başkanı Donald Trump ile yaptığı telefon görüşmesinde de İsrail ve İran arasında arabulucu olmayı önermiş ve bu teklif Trump tarafından desteklenmişti.

Macron’dan Rusya’nın arabuluculuğuna itiraz

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise Rusya’nın arabuluculuğuna karşı çıktı. Macron, “Bugün yüksek yoğunluklu bir çatışmanın içinde olan ve birkaç yıldır bilinçli olarak BM Şartı’na uymayan Rusya’nın herhangi bir şekilde arabulucu rolü üstlenebileceğini düşünmüyorum,” dedi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, saldırının başlamasının ardından yaptığı açıklamada, İsrail’in İran’ın nükleer programı meselesini diplomasi yoluyla çözme fırsatı verdiğini ancak şimdi kendileri için kabul edilebilir bir sonuca askeri yollarla ulaşmaya kararlı olduğunu söylemişti.

İsrail’in “varoluşsal bir savaş” yürüttüğünü vurgulayan Netanyahu, “Hedefimize ulaşacağız ve onlara ezici bir darbe indireceğiz,” diye konuştu.

Trump: İran tamamen teslim olmalı

ABD Başkanı Donald Trump da İran’ın “tamamen teslim olmasını” istediğini belirtti. Trump’a göre, İsrail tarafından yapılan saldırıların durması için Tahran’ın uranyum zenginleştirme programından vazgeçmesi gerekiyor.

Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada Trump, “İran nükleer silaha sahip olamaz, bu çok basit,” dedi. Trump ayrıca, İran ile müzakere etmeye “artık pek hevesli olmadığını” ancak İslam Cumhuriyeti yetkililerinin buna ihtiyacı olması durumunda kendisine nasıl ulaşacaklarını bildiklerini de sözlerine ekledi.

Okumaya Devam Et

Rusya

Rusya’da RFKP’nin seçim yasasında değişiklik teklifine Duma’dan ret

Yayınlanma

Rusya parlamentosunun alt kanadı Duma’da Devlet İnşası Komisyonu, Komünist Parti (RFKP) tarafından hazırlanan yeni seçim yasası tasarısının reddedilmesini önerdi. Komünistler tasarıyla elektronik oylama ve belediye filtresi gibi uygulamaların kaldırılmasını hedeflerken, iktidardaki Birleşik Rusya partisi tekliflerin mevcut mevzuata aykırı olduğunu savundu.

Rusya parlamentosunun alt kanadı Duma’nın Devlet İnşası Komisyonu, Komünist Parti (RFKP) milletvekilleri tarafından hazırlanan kapsamlı seçim yasası tasarısının reddedilmesi yönünde tavsiye kararı aldı.

Komünistlerin 22 Şubat 2023’te sunduğu tasarının, haziran veya temmuz ayında genel kurul gündemine getirilmesi bekleniyor.

Komisyon toplantısında söz alan RFKP’li Komisyon Başkan Vekili Yuriy Sinelşçikov, partisinin hazırladığı yasa teklifinin temel amacının seçim mevzuatını demokratikleştirmek, vatandaşların haklarını güvence altına almak ve yasalardaki boşluklar ile tekrarları ortadan kaldırmak olduğunu belirtti.

Elektronik oylama ve ‘lokomotif aday’ uygulamasına son verilmesi isteniyor

Komünistlerin teklifi, mevcut karma seçim sisteminin (450 milletvekilinin yarısının parti listelerinden, diğer yarısının ise tek sandalyeli seçim bölgelerinden seçilmesi) korunmasını öngörüyor.

Tasarıda ayrıca, uzaktan elektronik oylama, valilik seçimlerindeki “belediye filtresi” ve tanınmış kişilerin seçim listelerine dahil edilip seçildikten sonra vekillikten feragat ettiği “lokomotif aday” gibi uygulamaların kaldırılması talep ediliyor.

Teklif, seçimlerde video gözetiminin zorunlu hale getirilmesini ve adayların televizyon tartışmalarına vekillerini göndermek yerine bizzat katılmalarını şart koşuyor.

İktidar partisinden dört maddelik itiraz

Komisyonun Birleşik Rusya partili üyesi Aleksandr Teterdinko, tasarıdaki normların dört ana gruba ayrıldığını savunarak teklife karşı çıktı.

Teterdinko’ya göre bu gruplar; halihazırda mevzuatta bulunan maddeler, Duma’nın daha önce reddettiği teklifler (mart ayında tek bir oy verme günü belirlenmesi ve belediye filtresinin kaldırılması gibi), Duma’nın yakın zamanda kabul ettiği yasalarla doğrudan çelişen normlar (elektronik oylamanın kaldırılması gibi) ve Duma’nın henüz ele almadığı ancak “kabul edilmesi imkansız” olan yeniliklerden (aşırılıkçı maddelerden hüküm giymiş kişilerin seçimlere katılmasına izin verilmesi gibi) oluşuyor. Bu gerekçelerle Teterdinko, tasarının reddedilmesini önerdi.

‘Seçim kuralları iktidar lehine değiştiriliyor’

Toplantıda söz alan RFKP’li milletvekili Denis Parfenov, hiçbir seçimin bir öncekiyle aynı kurallarla yapılmadığını belirterek, “Tüm bu kurallar mevcut iktidarın lehine değiştirildi ve hiçbir değişiklik seçimlerin şeffaflığına katkıda bulunmadı,” dedi.

Parfenov, “Moskovalı bir milletvekili olarak 2021’de birçok yoldaşımızın zaferinin burnumuzun dibinden nasıl çalındığını gördüm,” ifadelerini kullandı.

Komisyon Başkanı Pavel Kraşeninnikov ve Birleşik Rusya’dan Dmitriy Vyatkin, Parfenov’un sözünü keserek siyasi sloganlar yerine yasa teklifi hakkında konuşmasını istedi.

Parfenov ise bu eleştiriye, “geçmişi anlatmadan komünistlerin neden böyle bir yasa teklifi sunduğunun anlaşılamayacağı” yanıtını verdi.

RFKP’li bir diğer milletvekili Aleksey Kurinnıy ise seçimlerin en iyileri belirlemeye odaklanmış bir sistem olduğunu vurgulayarak, “Siyasi rekabet, en iyilerin seçildiği ekonomik ve yönetimsel rekabeti de beraberinde getirir,” diye konuştu.

Yeni İnsanlar Partisi’nden Komisyon Başkan Yardımcısı Sardana Aksentyeva, tasarıya yönelik bazı çekinceleri olmasına rağmen, seçim mevzuatını sistematik hale getirmeyi ve demokratikleştirmeyi amaçladığı için bu girişimi destekleyeceklerini açıkladı.

Komisyon Başkanı Kraşeninnikov, seçim mevzuatının “dinamik” olduğunu kabul ederek, “Her seçimden önce değişmesi bir rezalet. Ancak düzenleme netleştiğinde yasaları birleştiriyoruz. Elinizdeki her şey donarken veya erirken seçim mevzuatını nasıl birleştirebilirsiniz?” sözleriyle sık sık yapılan değişikliklere felsefi bir göndermede bulundu.

Komisyondaki oylamada RFKP ve Yeni İnsanlar Partisi tasarıyı desteklerken, iktidardaki Birleşik Rusya milletvekilleri karşı oy kullandı.

Rusya Federasyonu Komünist Partisi seçimlere hazırlanıyor

Okumaya Devam Et

Rusya

Rusya’dan İsrail-İran savaşı yorumu: ‘Bölgesel çatışma kısmen faydalı, topyekun savaş felaket’

Yayınlanma

Rus basını, 13 Haziran’da başlayan İsrail-İran savaşını mercek altına aldı. Uzmanlar, İsrail’in nihai hedefinin İran’ın nükleer programını tamamen yok etmek olduğunu belirtirken, Rusya’nın arabuluculuk rolü ile Tahran’a olası stratejik desteği arasındaki hassas dengeyi tartışıyor. Analizlerde, savaşın İran için ‘varoluşsal’ riskler taşıdığı ve Rusya’nın jeopolitik çıkarlarını yakından etkilediği vurgulanıyor.

Rusya’nın önde gelen yayın organları, 13 Haziran’da İsrail ile İran arasında patlak veren savaşı, uzman görüşleri ve analizlerle yakından takip ediyor. Rus medyasında öne çıkan değerlendirmeler, çatışmanın nedenleri, olası sonuçları ve Rusya’nın pozisyonu üzerinde yoğunlaşıyor.

Uzmanlar, İsrail’in İran’ın nükleer programını yok etme kararlılığına dikkat çekerken, Moskova’nın arabuluculuk çabaları ile Tahran’la olan stratejik ortaklığının getirdiği zorlukları ele alıyor.

İzvestiya: İsrail hedefinden vazgeçmiyor, diplomasi masada değil

İzvestiya gazetesine göre İsrail, İran’a yönelik askeri operasyon için bir zaman sınırı belirlemiş değil ve çatışmanın diplomatik yollarla çözülmesini şu an için mümkün görmüyor.

Gazeteye konuşan İsrail’in Moskova Büyükelçisi Simona Halperin, operasyonun amacının İran’ın nükleer silah üretme niyetini, arzusunu ve kabiliyetini ortadan kaldırmak olduğunu belirtti.

İsrail ordusu sözcüsü Anna Ukolova ise “İran liderleri her zaman İsrail’i yok etme arzularından bahsettiler ama biz buna izin veremeyiz. İsrail’e güvenliği geri getirmek için ne kadar gerekiyorsa o kadar hareket edeceğiz,” ifadelerini kullandı.

Gazeteye görüş bildiren uzmanlar, müzakere ihtimalini zayıf görüyor. Doğu bilimci Farhad İbragimov, Tahran’ın Washington’un desteği olmadan İsrail’in bu kadar saldırgan davranmayacağına inandığını ve bu nedenle müzakerelerin söz konusu olamayacağını belirtti.

MGIMO Doğu Bilimleri Bölümü’nden Doçent Nikolay Surkov ise krizden çıkış yollarından birinin, İran’ın baskı altında yeni bir nükleer anlaşma imzalaması olabileceğini, ancak bunun “fiili bir teslimiyet belgesi” anlamına geleceğini savundu.

Svobodnaya Pressa: Stratejik ortaklık anlaşması Rusya’ya ne yüklüyor?

Svobodnaya Pressa gazetesi, savaşın ortasında onaylanan Rusya-İran Kapsamlı Stratejik Ortaklık Anlaşması’nın Moskova’ya getireceği yükümlülüklere odaklandı.

Finans Üniversitesi’nden Doçent Vladimir Blinov, anlaşmanın tarafları müttefikinin saldırıya uğraması durumunda savaşa girmeye zorunlu kılmadığını hatırlattı.

Blinov, “İran, Rusya’dan yardım bekliyor. Rusya, İran için son derece önemli olan S-300 gibi savunma sistemleri ve füzeler tedarik edebilir. Ancak Trump’ın Putin’i, Ukrayna’ya sevkiyatların durdurulması vaadiyle İran’a silah vermekten caydırmaya çalışması muhtemel,” değerlendirmesinde bulundu.

Siyasi ve Ekonomik İletişim Ajansı’ndan Mihail Neyjmakov ise anlaşmanın büyük ölçüde “çerçeve” niteliğinde olduğunu ve tarafları katı yükümlülükler altına sokmadığını belirtti.

Neyjmakov’a göre Rusya’nın İran’a yardımı büyük olasılıkla insani konular ve arabuluculuk rolüyle sınırlı kalacak.

Uzman, “Rusya’nın Kiev ile çatışma koşullarında kendi hava savunma sistemlerine ihtiyacı var. Ayrıca, İsrail istihbarat ağlarının İran topraklarına sızdığı düşünüldüğünde, Tahran’a aktarılan bilgilerin hızla İsrail’in eline geçme riski bulunuyor,” dedi.

Vedomosti: ABD’nin rolü ve plansızlığı

Vedomosti gazetesi, ABD’nin çatışmadaki pozisyonunu ve Başkan Donald Trump’ın açıklamalarını öne çıkardı. Trump, bir anlaşmaya varılacağını düşündüğünü ancak “bazen mücadeleden geçmek gerektiğini” belirtti.

ISKRAN’dan kıdemli araştırmacı Nikolay Bobkin, ABD’nin saldırılara dolaylı olarak karıştığını ve her an İsrail’in yanında çatışmaya çekilebileceğini söyledi. Bobkin, “Sorun, Netanyahu’nun onların tavsiyelerini ne kadar dinlemeye hazır olduğu,” diye ekledi.

VŞE’den Doçent Dmitriy Novikov ise Beyaz Saray’ın Orta Doğu’da net bir eylem planı olmadığını ve bu nedenle Netanyahu’nun proaktif rol oynamaya devam edeceğini savundu. Novikov, “ABD, İran’a güvenlik garantisi veremez ve vermeyecektir; bu, bir nükleer anlaşma için tek seçenek olurdu. İsrail’in saldırgan eylemleri, İranlılara nükleer bomba yapmaktan başka seçenek bırakmadı,” dedi.

Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi’nden İvan Boçarov ise güç dengesinin henüz çok büyük ölçüde değişmediğini, çünkü İran’ın yaptırımların yanı sıra Gazze, Lübnan ve Yemen’deki müttefiklerinin zayıflamasıyla zaten güç kaybettiğini belirtti.

Vzglyad: Rusya için ‘kısmen faydalı’ ama tehlikeli bir savaş

Vzglyad gazetesinde bir analiz kaleme alan Finans Üniversitesi’nden Gevorg Mirzayan, İsrail’in, İran’ın “yıpratma savaşı” stratejisini tersine çevirdiğini savundu.

Mirzayan’a göre İsrail, önce Hamas’ı, ardından Hizbullah’ı zayıflatarak ve Suriye’de Esad rejiminin düşüşüne zemin hazırlayarak İran’ı bölgede yalnızlaştırdı.

Mirzayan, İsrail’in şimdi Tahran’a “ya nükleer tesislerinin yok edilmesine izin vererek aşağılanmayı kabul et ya da direnerek hem aşağılanmayı hem de bir darbeyi göze al” şeklinde bir ültimatom verdiğini belirtti.

Mirzayan, bu durumun Rusya için karmaşık sonuçları olduğunu vurguladı.

Analizde, “Rusya için Orta Doğu’da yerel bir savaş, ABD’nin dikkatini ve kaynaklarını Ukrayna’dan başka yöne çektiği için kısmen faydalıdır. Ancak İran’ın yok edilmesi veya parçalanmasıyla sonuçlanacak topyekun bir savaş, Rusya için kesinlikle kabul edilemez. Tahran yenilgiye uğrarsa ‘Kuzey-Güney’ ulaşım koridorlarının üzerine bir çarpı atılabilir ve istikrarsızlık hızla Güney Kafkasya’ya, oradan da Kuzey’e sıçrar,” ifadeleri kullanıldı.

Bu nedenle Rusya’nın durumu istikrara kavuşturmak için tüm diplomatik kanalları kullandığı kaydedildi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English