Bizi Takip Edin

AMERİKA

Silikon Vadisi şirketlerinden Pentagon’a çağrı: Askeri tedarik yöntemini değiştirin

Yayınlanma

Silikon Vadisi savunma teknolojisi şirketlerinin kurucuları ve yatırımcıları, ABD hükümetini özel şirketlerden askeri sistem tedarik etme yöntemini elden geçirmeye çağırarak, ülkenin ‘teknolojik savaş alanında’ hızla zemin kaybetme riskiyle karşı karşıya olduğunu öne sürdüler.

Cuma günü Savunma Bakanı Lloyd Austin’e gönderilen mektup, son yıllarda yeni kurulan savunma teknolojisi şirketlerine yüz milyonlarca dolar yatırım yapan önemli risk sermayesi firmaları tarafından imzalandı.

Financial Times’ın (FT) aktardığına göre, imzacılar arasında Lux Capital, Kleiner Perkins ve General Catalyst’in yanı sıra Anduril, Palantir ve Applied Intuition gibi sektörün en değerli startup’larından bazılarının başkanları da yer alıyor.

Bu hamle ile birlikte, 2024 yılı için 886 milyar dolar değerindeki devasa Pentagon bütçesinin, önde gelen Silikon Vadisi yatırımcıları tarafından desteklenen startup’lara açması için hükümet üzerinde daha fazla baskı kurmak hedefleniyor.

Pentagon, Silikon Vadisini kıskaca aldı: Sermaye, savunma sanayisine akıyor

Askeri alımlarda reform çağrısı

İmzacılar, hükümetin askeri teknoloji satın alma sürecinin ‘çağdışı’ olduğunu ve en yeni savunma ve silah sistemlerine erişimini ‘büyük ölçüde sınırladığını’ öne sürüyor.

Mektupta, “Günümüzde geliştirilen kritik teknolojilerin çoğu ticari sektörde yer alsa da, rakiplerimize göre avantajımızı korumamız için gereken hız ve ölçekte kullanılmamaktadır,” deniyor.

İmzacılar, savunma tedarikinde reform yapılması için, kurumsal araştırma ve geliştirme projelerine 20 milyar dolar ek harcama yapılması ve şirketlerin işe yaradığı kanıtlanmış teknolojiyi daha da geliştirmelerine yardımcı olmak için 250 milyon dolarlık bir ‘köprü fon’ oluşturulması gibi bir dizi öneride bulunuyor. Bu değişikliklerin benimsenmesinin ‘Silikon Vadisi’nin dünyanın en iyi teknolojilerini savaşçılara sunma kabiliyetini önemli ölçüde artıracağı’ belirtiliyor.

Savunma startup’ları revaçta

Ukrayna’daki savaş ve Çin’le yaşanan jeopolitik gerilimler, ABD hükümetinin yenilikçi sistemler üreten startup’lara sözleşme vereceği umudunu körüklediğinden, savunma teknolojisi şirketlerine yapılan risk sermayesi yatırımları son yıllarda patlama yaptı. PitchBook verilerine göre ABD’nin savunma startup’larına yaptığı yatırım 2019’da 16 milyar dolardan azken 2023’te 33 milyar dolara yükseldi.

Shield AI, HawkEye 360, Anduril, Rebellion Defense, Palantir ve Epirus gibi değeri 1 milyar doların üzerinde olan ‘unicorn’ startup’lar, kendilerini sektöre akan bu fonlarla var ettiler. Bu şirketler ABD ordusuna yapay zeka destekli savaş pilotları ve otomatik insansız hava araçlarından uydu haritalamaya kadar çeşitli teknolojiler sağlıyor.

Bununla birlikte, karmaşık sistemler üretmek için gereken ölçekte büyük devlet sözleşmeleri nadiren yapılıyor. Pek çok startup, bir prototip geliştirmek ile bir devlet sözleşmesi almak arasındaki ‘ölüm vadisi’ olarak adlandırılan uzun boşluk nedeniyle başarısız oluyor.

Risk sermayesi, teknoloji startuplarından kaçıyor

‘Esnek sözleşme’ çağrısı yapılmıştı

Lux Capital yatırımcısı Bilal Zuberi, “Artık düşman olarak teknolojik açıdan son derece gelişmiş ulus devletlerle karşı karşıyayız. Yeni nesil savaşı kazanmak için teknolojiye ihtiyacımız var ve bu teknoloji teknoloji sektöründe mevcut, ancak bunu hükümete taşıyacak bir mekanizmamız yok,” diyor.

Zuberi’ye göre Pentagon onlarca yıldır ‘bürokrasi tarafından tıkanmış’ durumda ve bu da geleneksel olarak yerleşik savunma şirketlerinin lehine durumdaki tedarik sözleşmelerinde reform yapılmasını engelliyor. Şİmdiye kadar Lux, savunma ve ulusal güvenlik şirketlerine yüz milyonlarca dolar yatırım yaptı.

Pentagon, kendi startup sözleşmelerinde şimdiye kadar özel girişim şirketlerinin yaptığı türden sözleşmeleri değil, prototip geliştirme sözleşmeleri veriyordu. RAND’da yayınlanan bir incelemede, Pentagon’un artık ‘daha esnek’ özel sermaye sözleşmelerine izin vermesi gerektiği vurgulanıyor, CIA’in de benzer bir yöntem izlediği hatırlatılıyordu.

AMERİKA

ABD’li senatör: Musk’ın Çin bağlantıları ABD ulusal güvenliği için ‘derin bir tehdit’

Yayınlanma

Elon Musk’ın yeni Donald Trump yönetimine katılımı, olası çıkar çatışmaları nedeniyle incelemeye alınırken, bir senatör Tesla ve SpaceX CEO’sunun Çin ile olan iş bağlarının ABD ulusal güvenliğini tehlikeye atabileceği uyarısında bulundu.

Senato’nun gizlilik, teknoloji ve hukuk alt komitesi başkanı Richard Blumenthal, “Bunun tehlikeli olmanın ötesinde olduğunu düşünüyorum. Bay Musk ve SpaceX’in bu pozisyonda olmasının ulusal güvenliğimiz için derin bir tehdit olduğunu düşünüyorum,” dedi.

Cumhuriyetçi Trump, Musk’ın federal kurumlarda potansiyel olarak büyük kesintilerin yanı sıra düzenlemelerde yapılacak değişiklikleri denetlemeyi amaçlayan bir hükümet verimlilik komisyonuna eş başkanlık edeceğini söyledi.

Tesla araçlarının yarısını, satışlarının da üçte birini gerçekleştirdiği Çin’de üretirken, ABD Savunma Bakanlığı ve diğer devlet kurumları da SpaceX’e giderek daha fazla bağımlı hale geliyor.

Musk’ın Çin ve Başbakan Li Qiang da dahil olmak üzere bazı üst düzey yetkilileriyle olan yakın iş ilişkileri, Pekin tarafından özellikle geçiş döneminin ilk günlerinde Trump’a bir arka kanal olarak değerlendirilebileceğine dair haberlere yol açtı.

Salı günü ABD’li teknoloji şirketleri ve bu şirketlerin Çin ile olan ilişkilerinin ele alındığı bir oturumda konuşan ve 2011 yılından bu yana Connecticut’ta Demokrat senatör olarak görev yapan Blumenthal, Musk’ın Pekin ile olan bağlarının istismar edilebileceğini savundu.

ABD’de Musk ve Ramaswamy “hükümet verimliliğini” denetleyecek

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD, Filipinler’e Pekin’e karşı kullanması için insansız deniz aracı veriyor

Yayınlanma

Analistler, Washington’ın Manila’ya gelişmiş insansız hava araçları sağlamasının Filipin Donanması için bir “güç çarpanı” görevi göreceğini ve ABD’nin müttefikinin Güney Çin Denizi’nde Çin’e karşı gözetleme ve operasyonel kabiliyetlerini artıracağını söylüyor.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin salı günü Filipinler’e yaptığı iki günlük ziyaret sırasında ABD hükümetinin Filipin Donanmasına Batı Filipin Denizi’ndeki operasyonları için açıklanmayan sayıda insansız deniz aracı (USV) verdiğini açıkladı.

Biden yönetimi sona ermeden önce “çok daha fazlasının” teslim edileceği sözünü verdi.

Austin, Filipinler Savunma Bakanı Gilberto Teodoro Jnr ile birlikte Batı Filipin Denizi’ne bakan ve ABD-Filipin ortak askeri tesisine ev sahipliği yapan Puerto Princesa, Palawan’da düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “Temmuz ayındaki ziyaretim sırasında açıkladığım 500 milyon ABD doları tutarındaki yabancı askeri finansmanla, Filipinler’in münhasır ekonomik bölgesi (MEB) boyunca haklarını ve egemenliğini savunacak yetenek ve araçlara sahip olmasını sağlamaya yardımcı olmak için bunun gibi daha birçok platformun teslim edilmesini bekliyoruz.”

Austin, ABD’nin “Filipinler’in savunmasına derinden bağlı olduğunu” ve Manila ile olan Karşılıklı Savunma Anlaşmasının “Güney Çin Denizi’nin herhangi bir yerinde, sahil güvenlik güçlerimiz de dahil olmak üzere silahlı kuvvetlerimize, uçaklarımıza veya kamu gemilerimize yönelik silahlı saldırılar için geçerli olduğunu” yineledi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD’nin nükleer modernizasyon planı: Pentagon’dan kritik açıklama

Yayınlanma

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), ülkenin nükleer cephaneliğini artırma ve modernize etmeyi planlandığını açıkladı. Bu adımın, caydırıcılık kabiliyetini güçlendirmek amacıyla hayata geçirileceği ifade edildi.

Nükleer politikalardan sorumlu savunma bakan yardımcısı Richard Johnson, bu hedefin gerekirse nükleer kuvvetlerdeki stratejik ayarlamaları da içereceğini belirtti.

Johnson, Washington merkezli Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nde (CSIS) düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada, “Bugün mevcut ABD kuvvetlerine ve doktrinine güveniyoruz. Fakat, eğer caydırıcılık kabiliyeti yetersiz kalırsa, bu eksikliği zamanında gidermeye hazır olmalıyız,” dedi.

Johnson, ABD’nin nükleer doktrinini, silahların modernizasyon programını ve kuvvetlerin hazır olma durumunu gerektiğinde yeniden değerlendireceğini vurguladı.

Yetkili, “Caydırıcılık başarısız olsa bile Washington, belirlediği hedeflere ulaşabilecek kapasitededir,” ifadesini kullandı.

20 Kasım’da, ABD Silahlı Kuvvetleri Stratejik Komutanı (STRATCOM) General Anthony Cotton, ABD’nin, Rusya ve Çin’e ek olarak “üçüncü taraf” tehditlerine karşı yeterli güçlere sahip olup olmadığını inceleyeceğini bildirmişti.

Cotton, günümüz tehditlerinin, nükleer modernizasyonun başladığı dönemden çok daha karmaşık hale geldiğini belirterek, “Stratejik planlama artık Rusya ve Çin’in giderek artan agresif tavırlarına uygun şekilde yeniden şekillendirilmelidir,” değerlendirmesini yapmıştı.

STRATCOM temsilcisi Tuğamiral Thomas Buchanan ise ABD’nin, potansiyel düşmanlara karşı caydırıcılık sağlayacak bir cephaneliğe sahip olması gerektiğini, aksi takdirde nükleer saldırı senaryolarının devreye girebileceğini söylemişti.

Öte yandan, 19 Kasım’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın nükleer doktrininde önemli değişiklikler içeren güncellemeleri onayladı.

Yeni doktrine göre, insansız hava araçları veya nükleer olmayan seyir füzeleri ile yapılan saldırılarda ya da toprak kaybetme tehdidi karşısında nükleer silah kullanımının mümkün olduğu açıklandı.

Ayrıca, diğer nükleer güçlerin dolaylı olarak çatışmaya dahil olması, Moskova tarafından “saldırı” olarak değerlendirilecek.

Bu kapsamda, yalnızca Rusya’nın değil, müttefiki Belarus’un toprak bütünlüğüne yönelik tehditler de agresif bir tutumla karşılanacak.

Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne (SIPRI) göre, Ocak 2023 itibarıyla Rusya’nın 4 bin 500, ABD’nin ise 3 bin 700 nükleer savaş başlığı bulunuyor.

Rusya’nın nükleer doktrinini güncellemesi ne anlama geliyor?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English