Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Sonuçsuz G20 zirvesi: Herkes pozisyonunu koruyor

Yayınlanma

Hindistan Başbakanı Narendra Modi’nin G20 dışişleri bakanları zirvesinin açılış konuşmasında yaptığı ‘farklılıklara değil, ortaklıklara odaklanma’ ve ‘konsensüs’ çağrısı yerini bulmamışa benziyor. Dünyanın en büyük ekonomiye sahip 20 ülkesi, ‘anlaşamamak üzere anlaşmış’ durumda.

Toplantıların bitmesinin ardından ortak bir açıklama yayınlanmadığı gibi, Yeni Delhi’deki toplantıya katılan ülkelerin bakanları ortak bir ‘aile fotoğrafı’ çektirmekten bile kaçındı.

Ev sahibi Hindistan’ın Dışişleri Bakanı Subrahmanyam Jaishankar, başarısızlığı kabul etmiş görünerek, “Dünyadaki kutuplaşmanın durumu göz önüne alındığında görevimiz kolay değildi ve Bali’de bizim ve ülkelerin vardığı tam konsensüse varamadık,” dedi.

Öyle ki, geçen Kasım ayında Bali, Endonezya’da düzenlenen G20 liderler zirvesinin sonuç bildirgesinde, Ukrayna’ya yönelik Rusya saldırganlığı kınanıyor ve Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne vurgu yapılıp Rusya’nın Ukrayna’da çekilmesi talep ediliyordu. Yeni Delhi toplantısında ise Çin ve Rusya bu türden bir dile razı olmadı. 

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, bunun nedeni olarak yaşanan değişimleri gösterdi: Ukrayna, Minsk Anlaşmalarını reddetmişti, Kuzey Akım boru hattına yönelik Rusya’nın ABD’yi işaret ettiği bir sabotaj düzenlenmişti.

Yine de Jaishankar iyimserliği elden bırakmadı. Gelişmekte olan ülkeleri ve ‘Küresel Güney’i ilgilendiren konularda konsensüs sağlanmıştı. Çok taraflılığın güçlendirilmesi, gıda, yakıt ve enerji güvenliği, iklim değişikliği ve diğer meselelerde ortaklık mevcuttu.

ABD ve Rusya gerilimi

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’a göre, bir-iki fire ile bile olsa G20 ülkeleri konsensüse varmış olsaydı mesele kalmaz ve ilerleme sağlanırdı.

Blinken ile Rus mevkidaşı Lavrov’un ayak üstü yaptıkları sohbet gündem olsa da Rusya’nın ‘kolektif batı’ya yönelik suçlamaları ve batının karşı saldırıları toplantılara damga vurdu. 

Örneğin toplantıların medyaya kapalı olan bir kısmında, Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı James Cleverly Rusya’yı suçlarken, yanlışlıkla görüntüler medyaya servis edildi ve sonrasında aniden kesildi.

Lavrov ise batılı ülkeleri G20 zirvesini ‘komediye çevirmekle’ suçladı ve 24 Şubat’taki maliye bakanları toplantısında bazı batılı temsilcilerin ‘uygunsuz davranışları’ nedeniyle ‘batılılar adına’ Hindistan’dan özür diledi.

Wall Street Journal (WSJ) ise Blinken-Lavrov diyaloğunun ayrıntılarını yazdı. Gazeteye göre, ayak üstü 10 dakika süren görüşmede Blinken, Lavrov’dan New START nükleer anlaşmasına tekrar katılmalarını istedi. 

Bunun yanı sıra Blinken, Lavrov’dan Rusya’da tutuklu bulunan eski ABD deniz piyadesi Paul Whelan’ı serbest bırakmasını istedi ve ayrıca ABD ve müttefiklerinin Ukrayna’yı ‘nereye kadar giderse gitsin’ destekleyeceğini söyledi.

Blinken da basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Lavrov’a “Bu saldırganlık savaşını durdurun,” dediğini aktardı. ABD’li bakan, ortak G20 bildirisinde Ukrayna savaşının kınanmasına karşı çıkan yegane ülkelerin Çin ve Rusya olduğunu öne sürdü.

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova ise ayaküstü görüşme talebinin ABD tarafından geldiğini, bunun dışında ABD ile Rusya arasında görüşme ya da toplantı olmadığını belirtti.

ABD ve Blinken, G20 ülkelerini BM İlkeleri kapsamında ‘Kremlin’in savaşını bitirme’ çabalarını artırmalarını istedi. Rusya ise ABD ve Avrupa’yı ‘terörizm’ ile suçladı.

DİPLOMASİ

Çin bankalarının Rusya’ya yönelik ödeme kontrolleri sertleşiyor

Yayınlanma

Çin bankaları, Rusya ile ticarette yeni kontroller uygulayarak Hindistan, BAE ve Hong Kong üzerinden yapılan ödemelerde ‘Rusya bağlantısı’ tespit etmeye odaklanıyor.

İzvestiya gazetesine konuşan iş dünyası temsilcileri, Çin bankalarının Hindistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Hong Kong’dan gelen ödemelerdeki “Rusya bağlantısını” tespit etmeye yönelik kontrolleri sıkılaştırdığını ifade etti.

Impaya Rus şirketinin ticari direktörü Aleksey Razumovskiy, ödeme işlemlerinin giderek zorlaştığını belirtti.

Razumovskiy’e göre, Çin bankaları artık nakliye belgelerini analiz ederek malların kimlere, nerelere ve hangi amaçla gönderildiğini detaylı bir şekilde inceliyor.

Daha önce Türkiye ve Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkeleri üzerinden yapılan transferlerde uygulanan bu tür gelişmiş kontroller, artık diğer ülkelere de genişletilmiş durumda.

Opora Rusya’nın Çin Temsilcisi İlona Gorşeneva-Dolunts, Çin bankalarının, ödeme yapılan ülkeden gelen malların yine o ülkeye gönderilmesi şartını koştuğunu doğruladı.

Dış ticaret uzmanı ve Atvira Genel Müdürü Yekaterina Kiseviç de bu kontrollerin sıkılaştırılmasının amacının, Çin bankalarının ikincil yaptırımlara maruz kalmaktan kaçınması olduğunu dile getirdi.

First Group CEO’su Aleksey Poroşin, Çin bankalarının ödeme süreçlerini sıkılaştırmasının geçmişe dayandığını hatırlattı.

Poroşin, Donald Trump’ın başkanlığı döneminde başlatılan ticaret savaşı politikalarının hala etkili olduğunu ve Çin bankalarının yeni yaptırım riskleriyle karşılaşmamak için ihtiyatlı davrandığını belirtti. Ayrıca, mevcut durumun 2025 yılına kadar düzelmeyeceğini öngördü.

Alternatif ödeme yöntemleri var mı?

Poroşin’e göre, Çin’e ödeme göndermek için hâlâ bazı alternatifler mevcut. Bölgesel Rus bankalarından Çin bankalarına doğrudan transferler yapılabiliyor.

Bunun yanında, Malezya ve Endonezya üzerinden gerçekleştirilen ödemeler de seçenekler arasında yer alıyor.

Kiseviç, en güvenli ve hızlı yöntemin, Rus bankalarının Çin’deki şubeleri aracılığıyla doğrudan ödeme yapmak olduğunu ifade etti.

Ancak Kiseviç bunun için, Çin’deki karşı tarafların bu bankalarda hesap açması gerektiğini belirtti. Böyle bir durumda, ödemelerin genellikle 2 ila 3 gün içinde tedarikçilere ulaştığını ve bankanın transfer için yüzde 4 oranında sabit komisyon aldığını ekledi.

Çin bankalarının Rus şirketlerine yönelik bu tür sıkı kontroller uygulamaya başlaması, 2022’de Ukrayna’daki savaş nedeniyle devreye alınan yaptırımlarla alakalı.

2023’ün sonlarından itibaren, “dost ülkelerin” bankaları da ABD Başkanı Joe Biden’ın nedeniyle Rusya ile olan işbirliklerine yeni tedbirler getirdi.

Bu yıl ise, ABD’nin yaptırımları daha da genişletilerek, bankalar dahil olmak üzere tüm Rusya bağlantılı kuruluşları savunma sanayii kapsamında değerlendirilmeye başlandı.

Çin-Rusya ödemeler sorunu

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Britanya Başbakanı Starmer yatırım çekmek için Körfez’i ziyaret edecek

Yayınlanma

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer’ın önümüzdeki ay Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne seyahat edeceği bilgisini veren bir kaynak çarşamba günü Reuters’a yaptığı açıklamada, Britanya’nın zengin Körfez ülkeleriyle bağlarını derinleştirmeye çalıştığını söyledi.

Starmer’ın BAE seyahat planları hakkında bilgi veren bir başka kaynak da BAE ziyaretini doğruladı.

Kaynak, Londra’nın BAE’nin enerji projeleri de dahil olmak üzere Körfez ülkelerinden yatırım çekmeyi umduğunu söyledi. Starmer’ın Gazze, İsrail ve Lübnan’daki çatışmalar da dahil olmak üzere bölgesel konuları da ele alması bekleniyor.

Gezi, İşçi Partisi’nin temmuz ayında iktidara gelmesinden bu yana Starmer’ın Körfez’e yaptığı ilk ziyaret olacak.

Starmer hükümeti, BAE ile önceki Muhafazakâr hükümet döneminde, kısmen bazı Muhafazakâr parlamenterlerin BAE bağlantılı Telegraph gazetesini satın alma teklifi gibi İngiltere’deki BAE yatırımlarına karşı çıkması nedeniyle gerilen ilişkileri onarmaya çalışıyor.

Starmer’ın ziyareti ilk olarak çarşamba günü Financial Times tarafından, planları hakkında bilgi sahibi olan kişilere dayandırılarak duyuruldu.

Gazete Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın önümüzdeki yıl Londra’yı ziyaret edebileceğini fakat seyahat planlarının henüz kesinleşmediğini belirtti.

Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad Es-Sani 3-4 Aralık tarihleri arasında Britanya’yı ziyaret edecek ve Buckingham Sarayında Kral Charles ve Kraliçe Camilla tarafından ağırlanacak.

Birleşik Krallık’ın bakanları ayrıca Bahreyn, Kuveyt, Umman, Katar, Suudi Arabistan ve BAE’den oluşan Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ile serbest ticaret anlaşmasına yönelik müzakereleri ilerletmek amacıyla eylül ayında Körfez’i ziyaret etmişti.

Birleşik Krallık İş ve Ticaret Bakanlığı, KİK ile yapılacak bir serbest ticaret anlaşmasının Britanya ekonomisine uzun vadede 1,6 milyar pound (2,10 milyar dolar) katkı sağlayacağını tahmin ediyor.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

UCM’den Netanyahu’ya tutuklama emri

Yayınlanma

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Gazze’de savaş suçu ı̇şledikleri gerekçesiyle İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.

İsrail ve ABD’nin yaptırım ve tehditlerine rağmen Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.  Mahkeme, İsrail’in Filistinlilere karşı işlediği savaş suçları ve insanlığa karşı suçlarla ilgili ezici deliller doğrultusunda harekete geçerek bu kararı aldı. Netanyahu ve Gallant’a yöneltilen suçların arasında açlığı silah olarak kullanmaktan suçlu bulunduklarını da belirtildi. Mahkeme bu suçlamaların, “makul temellere” dayandığını söyledi.

“İsrailli yetkililer hakkında yakalama kararı almaması UCM’nin sonunu getirebilir”

İsrail, mahkemenin kendisiyle ilgili soruşturmaları engellemek amacıyla istihbarat teşkikatı Mossad’ı gözetlemek, hacklemek, baskı yapmak, karalamak ve iddiaya göre üst düzey UCM personelini tehdit etmek için devreye sokmuştu. Uluslararası basına da yansıyan UCM yetkililerinin de bir kısmını kamuoyuna duyurduğu bu baskılar sonuç vermedi.

UCM, İsrail’in kararı ya da mahkemeyi tanımasının bir önemi olmadığını belirtti.

Mahkeme, bunun yanında Hamas lideri Muhammed Diab İbrahim Al-Masr için de bir tutuklama emri çıkardı.

İsrail, UCM savcısı Khan’ı da tehdit etmiş

Bu kararın İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırılarını engellemesi veya ABD’nin bu saldırılara verdiği desteği azaltması beklenmiyor. Ancak karar sonrası Avrupa ülkelerinin İsrail’e verdikleri destek konusunda daha fazla iç bölünme yaşamaları muhtemel.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English