RUSYA
‘Sorunlu cumartesi’: Wagner’in darbe teşebbüsünün ardından Rus basınından küpürler
Yayınlanma
Yazar
Emre KöseÇevirmenin notu: Rus paralı asker şirketi Wagner’in cuma gece saatlerinde Kremlin’e karşı Rostov oblastından başlattığı kalkışma Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko’nun araya girmesiyle şimdilik son buldu. Prigojin Belarus’a gidiyor ve yargılamadan muaf olacak. Sıcağı sıcağına yapılan değerlendirmeler pek bilgilendirici ve detaylı değildi, ancak Rus basınında çıkan köşe yazılarında çarpıcı değerlendirmeler yer buldu.
‘Sorunlu Cumartesi’: Ülkenin modern tarihindeki en zorlu günden çıkan sonuçlar
Aleksandr Sıtnikov, Svobodnaya Pressa
Düşman bu “büyük fırsat penceresinden” istifade etmeye çalıştı ama ağzına tekmeyi yedi
“Müzisyenler” 24 Haziran akşamı geç saatlerde başkent Don’dan kent ahalisinin alkışları eşliğinde ayrıldılar, her ne kadar bu özel askeri şirketin milisleri bir önceki sabah darbeci ilan edilmiş olsalar da. Yerel internet kaynaklarına göre, Rostov’un Broadway’i Boliaya Sadovaya’dan ayrılan milisler ayrılırken havaya ateş açtılar.
Vali Vasiliy Golubev şunları söyledi: “Wagner konvoyu Rostov’dan ayrıldı ve saha kamplarına doğru yola çıktı. Bu olağanüstü koşullar altında başkent Don ve Rostov oblastı genelinde hayati sistemlerin sorunsuz çalışmasını sağlayan herkese minnettarım.”
Ülkemizin tarihine 24 Haziran 2023 günü, Wagner’in Moskova’ya giden konvoyunun Rusya Hava Kuvvetleri uçakları tarafından saldırıya uğradığı ve ardından Prigojin’in avcı uçaklarının Rus uçaklarını vurmaya başladığı “sorunlu bir cumartesi” olarak geçecektir.
Rybar Telegram kanalı, “Gün boyunca Wagner savaş uçakları beşi silah taşımayan yedi hava aracı düşürdü. Bunlar arasında üç adet Mi-8 helikopteri ve mürettebatlı bir İL-18 tabanlı hava kontrol merkezi de vardı,” diye yazıyor. Ruslar Rusları öldürdü. Pilotlar öldürüldü.
Banderistan’da gün boyu kutlama vardı, zira “kalkışma” aylardır karşı taarruza hazırlanan Zelenskiy ekibi için bunun “tam doğru” zaman olduğunu ispat etti. Bir CNN muhabirinin tahminine göre, “Ukrayna’da günün kelimesi: schadenfreude, yani başkasının talihsizliğinden zevk almak.”
Banderistan Devlet Başkanı’nın danışmanı Podolyak, “Rusya’nın tümüyle iç savaşa saplanmaması için çok sayıda askeri birliği cepheden uzaklaştırması gerekecek. Bunu yaparlarsa her şey darmadağın olur. Rusya’daki durum son derece moral bozucu, bu bizim için büyük bir fırsat penceresi,” diyerek, Bankova’nın resmi görüşünü dile getirdi.
Akşam saatlerinde, Lukaşenko’nun arabuluculuğu sayesinde kalkışmanın durması, gaza gelen Ukraynalıların keyfini nihayet kaçırmıştı. Şariy soyadlı bir İspanyol dolandırıcı sızlanmaya başladı: “Prigojin durduysa, işi bitmiştir. Bugün, yarın, yarından sonraki gün. Eğer durursa, sadece kendisini değil, binlerce Wagnerci ve onları destekleyen milyonlarca kişiyi de hedef haline getirir.”
Eğer bu hadise Ukrayna’da gerçekleşseydi, Tolik’in kehaneti yüzde yüz gerçekleşmiş olacaktı. Fakat Vladimir Putin sözünü tuttu ve bu sayede “sorunlu cumartesi” çok az sayıda Rus’un kanının akmasıyla sona erdi.
Batılı “Kremlin kuleleri” uzmanları ve Rus iç savaşının kışkırtıcıları, Rus düşmanları için esef verici bir sonuç çıkarmak zorunda kaldılar. Birincisi, tüm “müzisyenler” patronlarını desteklemedi ve ikincisi, “adalet yürüyüşü”nü destekleyen askerlerimizin “beklenen toplu firarı” nedeniyle Rus cephesinde bir çöküş yaşanmadı.
Bu arada, Rostov-on-Don’da pek çok yurttaş “müzisyenleri” ihanetle suçladı ve doğrudan yüzlerine karşı onları arkadan bıçakladıklarını söylediler. Milislerin tepkisine bakılırsa, cephe gerisindeki kamplara dönme emrinin gelmesiyle büyük ölçüde rahatlamışlardı.
Güney Askeri Bölgesi karargahının yakınındaki Astor alışveriş merkezinin önünde yaşanan göğüs göğüse çatışma görüntüleri 2 Mayıs 2014’te Odessa’da yaşanan trajediyi hatırlattı. Wagnerciler olmasaydı, Rostov’un merkezinde yumruk yumruğa kavgalar ve hatta pogromlar kolaylıkla patlak verebilirdi.
Sohbet odalarında Prigojin’in sadece “psikotik” ya da uzun süreli stres nedeniyle “aşırı hararetli” olduğu söyleniyor. Mesela Yevgeniy Viktoroviç’e kolayca “travma sonrası sendromu” teşhisi konulabilir, zira çalışma anlarında ya da daha doğrusu Savunma Bakanlığı ile yaşanan gerginliklerde tüm dünyanın ona ihanet ettiğini söylüyor. Bu, savaşçılarla yapılan görüşmelerden sonra bazı Rostovluların görüşü de bu yönde.
Vostok komutanı Aleksandr Hodakovskiy, şeflerini destekleyen “müzisyenler” için “Onları affet Tanrım, zira ne yaptıklarını haberleri yok,” diye yazdı. Ayrıca şunu da eklemişti: “Düşmanın durumdan faydalanmaması ve tüm kaynaklarını savaşa aktarmaması için Tanrı’ya dua ettik, aksi halde neredeyse hiç şansımız olmayacaktı. Zaten zor zamanlar geçiriyoruz ama dün her şey pamuk ipliğine bağlıydı. Neyin tehlikede olduğunu ve yenilgiye ne kadar yaklaştığımızı anlayanlar, birileri otoriteye meydan okuduğu için sevinerek Wagnerciler adına zafer çığlıkları atanları asla anlayamayacaklar.”
Zelenskiy’in ekibi doğal olarak “büyük fırsat penceresinden” istifade etti. Ukrayna Savunma Bakan Yardımcısı Anna Malyar, halka sevinçle “Bugün Ukrayna Silahlı Kuvvetlerinin Doğu birlikleri, Orehovo-Vasilyevka, Bahmut, Bogdanovka, Yagodnoye, Kleşçeyevka ve Kurdyumovka’ya doğru eşzamanlı olarak birkaç yönde taarruz başlattı,” konuşmasını yaptı. Tabii ki otomatik olarak ağzından şunu kaçırdı: “Tüm bu yönlerde ilerleme var.”
Ancak Ukrayna Genelkurmay Başkanı Valeriy Zalujnıy’ın kulaklarını tıkadığı savaş muhabirleri bu “iddiaları” yalanladı: “Prigojin’in kalkışmasının cephede pek bir etkisi olmadı. Fakat Ukrayna Silahlı Kuvvetleri kendilerine şans vaat eden bu durumdan yararlanmaya çalıştı ve Bahmut civarında geniş çaplı bir karşı saldırı başlattı.”
Artyomovsk’a yapılan atılım, “sallanan Rus gemisine” ek bir hamle olarak tasarlanmıştı. Zelenskiy’in ekibi, Prigojin’in “kaleyi” aldığını ve Savunma Bakanlığı’nın zaferini boşa çıkardığını söyleyerek paralı askerlerin şeflerini daha da kızdırmayı umuyordu. Hiçbir şey çıkmadı, savaşçılarımız direndi ve Ukrayna Silahlı Kuvvetleri kuzey kanadında öyle kayıplar verdi ki Bankova’dakilerin “kara cumartesi” ilan etme zamanı geldi.
Rabotino civarındaki bir saldırı başarısız oldu. Rus askerleri, Ukraynalıların mevzilerimize yürüdüğü tüm Amerikan Bradley’lerini imha etti. Ama hepsi bu kadar da değil. Telegram kanalı Starşe Edda, “Tüm bu gelişmelerin ardında gerçekten önemli bir haber geldi. Kupiansk yakınlarındaki füze ve keşif personelimiz çok sayıda [düşmanı] katletti. Ve bu katliam iki gün boyunca devam etti,” diye bildirdi.
Yazar Boris Rojin’in, kanalından “2. Kolordu piyadeleri Spornoye yakınındaki Ukrayna Silahlı Kuvvetleri mevzilerine saldırıyor ve kaledeki Ukrayna piyadeleriyle sıcak çatışmaya giriyor. Son günlerde Spornoye bölgesindeki ilerleme 2 kilometreye kadar ulaştı,” bilgisini paylaştı.
Prigojin’in kalkışması Putin’in ifşasıdır
Maksim Trudolyubov, Meduza
Prigojin ve “ordusunun” Putin’in şahsi projesi olduğuna şüphe yok. Aksi takdirde paralı askerlerin Afrika’daki çatışmalara, Suriye savaşına ve Ukrayna’ya karşı savaşa katılımı söz konusu olmazdı. Sömürgelere erişimi olmazdı. Rusya’nın her yerinde paralı askerlerin reklamları, Rus politikacıların ellerinde balyozlarla çekilmiş fotoğrafları ve “gönüllüleri” itibarsızlaştırmaya karşı bir yasa olmazdı. Devlet Başkanı’nın Prigojin’e yönelik stratejik kararsızlığını terk etmek zorunda kaldığı ve onu alenen “hain” olarak nitelendirdiği 24 Haziran 2023 sabahına kadar paralı askerlerin Putin’in projesi olarak kaldığı söylenebilir.
Putin’in siyaset teorisi
Göstermelik bir komutanı olan paralı asker ordusu Putinizmin organik bir unsurudur. Bu, özünde ülkenin üst yönetiminin emirlerini yerine getiren, ancak gri bir alanda, yasaların dışında ve onun gölge ekonomisinin kuralları altında var olan bir yapıdır. Putin’in yönetilebilirliğin ve verimliliğin tacı olarak gördüğü tam da bu yaklaşımdır. Normal devlet kurumlarına ve profesyonel memurlara güvenmeyen Putin, 23 yıllık iktidarı boyunca arkadaşları ve eski meslektaşları adına kayıtlı yarı-şirketler ve hatta Donetsk ve Lugansk halk cumhuriyetleri gibi tümüyle yarı-devletler yarattı. Bu kara delikler onun zenginleşmesini sağlarken, aynı zamanda teorik olarak her an kopabilirdi.
Bu tür bir siyasi strateji tek bir varsayıma dayanır; tüm insanların öznellikten yoksun olduğu varsayımı. Onlar her zaman “birilerinin birileridir”; eğer bir efendi onlara ödeme yapmayı keserse, başka bir efendi aramaya başlarlar. Ve eğer ödemeyi tamamen keserlerse, bağlantısı kesilmiş bir cihaz gibi çalışmayı bırakırlar. Putin’in muhalefet ve bağımsız medya hakkındaki tüm konuşmaları bu inancın gücünün bir kanıtıdır. “Yabancı acentalar”, “istenmeyen” ve “aşırılık yanlısı” örgütlerle ilgili yasalar, Putin’in birey özerkliğinin temelden yoksun olduğuna dair inancını yasal olarak tanımlama girişimidir; muhalifleri ancak başkasının çıkarları doğrultusunda hareket eden başkasının “casusları” olabilir.
Prigojin, pek çoğu bilinmeyen çeşitli nedenlerle, “fişi çekildikten” sonra çalışmayı bırakmadı. Belki de “şefin” köşeye sıkıştırılmış olmasından öyleydi. Uzun zamandır durdurulmak isteniyordu ve sahneyi terk etmenin kendisi için iyiye işaret olmadığını anlamıştı. Güçlü bir kaynak olmadan o sadece bir hiç değil, aynı zamanda bir suçludur, hem Rusya’da hem de yurt dışında.
Prigojin’in siyasi programı
Bunun farkına varan Prigojin, yaklaşık altı ay önce, sonunda siyasi bir faaliyete dönüşen bir kamuoyu stratejisi oluşturmaya başladı. Prigojin’in “programı” radikal bir popülist hareketin tüm unsurlarına sahip. Böyle bir hareketin genel ilkeleri, bu konunun önde gelen uzmanı Hollandalı siyaset bilimci Cas Mudde tarafından tanımlanmıştır; toplumun “iyi insanlar” ve “kötü elitler” olarak mutlak bir şekilde bölünmesi, ulusları kurtarma talebi (ve vaadi) ve bu sloganları uygulamak için otoriter yöntemler.
Prigojin’in popülist, yani elit karşıtı pozisyonu açıktır; generaller şişmanlıyor ve mühimmat vermiyor, elitlerin çocukları BAE’de ve sosyal medyada eğleniyor. Elit kesim ordunun çürümesinin sebebidir, ordu onun retoriğinde en parlak örnek rolünü oynamaktadır ve tüm toplumun başı derttedir. Ulusu bundan kurtarmak için seçkinler yargılanmalıdır. Prigojin’in bakış açısına göre otoriter yöntem işe yarayan tek yöntemdir, bu nedenle Rusya’da genel bir seferberlik ve planlı bir ekonomi ilan edilmelidir.
Bu kabaca bir araya getirilmiş şemanın, genel anlamda Putin’in etrafındaki diğer üyelerden çok az farklı olan yazarın gerçek görüşlerini ne kadar yansıttığı bilinmemektedir. Ancak Prigojin birkaç ay içinde, bu program temelinde kendisini federal ölçekte bir muhalif siyasi figür haline getirmeyi başardı (kalkışmadan önce belki de Aleksey Navalnıy ile karşılaştırılabilir bir destek bulmuştu). Bu ateşli tanıtım olmasaydı, Prigojin büyük olasılıkla çoktan “tasfiye edilmiş”, öldürülmüş ya da parmaklıklar ardına konulmuş olacaktı. Demek ki biraz öngörüsü var.
Putin’in hiçbir figüre güvenemeyeceğine dair inancını uzmanlar topluluğuna da bulaştırdığı doğrudur. Bu nedenle yorumcular uzun zamandır Prigojin’in hızlanan kopuşunun ne ölçüde sahneleneceğini merak ediyordu. Kremlin’deki bazı kaynaklar da benzer bir gerekçe öne sürdü. Pek çok kişi (muhtemelen haklı olarak) Prigojin’e bizzat Putin tarafından, rahatsız olan generalleri küçük düşürmek ve gözlerini korkutmak için ihtiyaç duyulduğuna inanıyordu.
Çıplak Kral’ın siyasi geleneği
Bu gösteriden doğan “paralı asker kalkışması” kısa sürmesine rağmen Putin’in iktidarına ciddi bir darbe vuracak gibi görünüyor. Kalkışma, Putin’in iktidar sisteminin, yani iktidar çekirdeğinin ne kadar kırılgan olduğunu gözler önüne serdi. Prigojin, Rusya’da tek bir kurşun atılmadan milyonlarca insanın yaşadığı bir kenti ele geçirmenin ve ardından direnişle karşılaşmadan Moskova’ya doğru ilerlemenin mümkün olduğunu kanıtladı. Bu, en azından pek çok güçlü şahsiyetin ve ordunun komutadan hoşlanmadığı ve bu komuta uğruna hayatlarını riske atmayacakları anlamına gelebilir. Çatışmanın berabere bitmesi bu açıdan hiçbir şeyi değiştirmez.
Ne yazık ki ya da şans eseri kalkışma, Prigojin’in radikal popülist fikirlerinin güvenlik güçleri arasında ne kadar kabul görmekte olduğunu ortaya çıkaracak kadar uzun sürmedi. Bu, paralı askerlerin tarafına geçen askeri personel sayısından da anlaşılabilirdi. Ama her halükârda “Prigojin’in programı” duyuldu ve toplumda şu ya da bu şekilde dolaşmaya devam edecek.
Prigojin’in kalkışması, kralın çıplak ilan edilmesiyle sonuçlanacak uzun bir sürecin halkası. Bu tür her hikâye Putin’i neredeyse kelimenin tam anlamıyla “ifşa” ediyor ve üzerindeki çok sayıdaki cübbeden birini çıkarıyor.
Putin’e karşı bir önceki saldırı Belgorod oblastında gerçekleşmişti. O zaman çok büyük olmayan askeri oluşumların sınırı geçebileceği, nüfusun yoğun olduğu bölgeleri ele geçirebileceği ve cezasız bir şekilde geri çekilebileceği ortaya çıktı. Böylece Putin, Rusların kendi “özel harekâtı” ile tehdit edilmediğini söyleme fırsatını kaybetti.
Bundan önce Rus Silahlı Kuvvetlerinin büyük ölçekli savaş misyonlarını yerine getirmedeki yetersizliği tüm dünyaya gösterildi; “dünyanın ikinci en büyük ordusu” efsanesi ve lideri büyük bir gürültüyle çöktü. Daha da öncesinde Putin’in itibarı, savaşın ilk günlerinde komşu ülkedeki durum hakkında sistematik olarak kandırıldığının ortaya çıkmasıyla sarsıldı ve tecrübeli bir siyasetçi ve istihbarat görevlii olarak yanlış bilgileri filtreleyemediği kanıtlandı.
Prigojin’in vurduğu darbenin en ağırı: Putin’in bir noktada herkes için tehdit haline gelebilecek “kendi” adamlarını bile kontrol etmekten aciz olduğu artık aşikâr.
Kremlin’in özel askeri şirketler gibi yarı-devlet yapıların kalıntılarından kurtulmaya çalışacağı açık. Fakat Prigojin’in Moskova’ya “yürüyüş” başlatması hakikati, Putin’in dünya hakkındaki fikirlerinin yetersizliğini ispat etti, bu çerçevede böyle bir şey basitçe gerçekleşemez gibi görülüyordu. Özel askeri şirketlerin yok edilmesi elbette burada hiçbir şeyi düzeltmeyecektir.
İlginç bir şekilde mevcut kargaşa, eski Senatör Ferhad Ahmedov ile bir diğer Prigojin -İosif- arasında sızdırılan bir konuşmada öngörülmüştü. Bu insanlar Putin’in eylemleri yüzünden para, güç ve kendilerini zenginleştirme fırsatlarını kaybediyorlar. Putin’in her şeyi kendi elleriyle yarattığı, yarattığı tüm sistemin krizde olduğu, çürüme tohumlarının çalışma mekanizmasında olduğu onlar açısından son derece bariz. Fakat kralın kıyafetini alenen övmeyi ve kazanabildikleri kadar çok para kazanmayı tercih ediyorlar. Bunun anlaşılabilir bir açıklaması var ve Putin’in sisteminin hala ayakta kalmasını sağlayan tek açıklama da bu: Kralın çıplak olduğu herkes tarafından kabul edildiği anda, saraydaki ikiyüzlüler de elbisesiz kalacak.
Devlet ve halk için kaostan daha korkunç bir şey yoktur
Bugün yaşananlar sadece kaygı verici değil. Kendimizi en büyük tehditle karşı karşıya buluyoruz. Ne yazık ki, Rus tarihinde bir ilk değil. Şimdi, 20. yüzyılın başında olduğu gibi, ordumuz mutlak zaferlerin arifesinde durdurulmaya çalışılıyor.
Birinci Dünya Savaşı’nı da kazanmamız gerekirdi. Fakat 1917 bahar taarruzunun arifesinde Rusya’da daha sonra “Şubat Devrimi” olarak adlandırılacak olan bir askeri darbe oldu. Darbeyi düzenleyenler orduyu, ekonomiyi ve genel olarak devletin işleyişini meşru otoritelerden daha iyi yönetebileceklerini düşündüler.
O zaman ne olduğunu herkes biliyor: Rusya devrim ve iç savaş kaosuna sürüklendi. Şubat darbesini takip eden hadiseler sırasında, diğer şeylerin yanı sıra, Rus halkının talihsizliğine yol açacak şekilde “bağımsız” Ukrayna kuruldu. Bu hadiselerin esef verici sonuçları bugün hala hissedilmektedir.
Bu gece gördük ki, günümüzün yeni Anayurt Savaşı, Birinci Dünya Savaşı’na sadece ön saflarda uzun süreli mevzi savaşları ve topçuların belirleyici rolü açısından benzemiyor. Rus devletinin kendisi bir kez daha yeni bir kaos tehlikesiyle karşı karşıya.
Bugün kardeşlerine karşı silah doğrultmuş olan herkese sesleniyorum. Devlet ve halk için kaos ve iç savaştan daha korkunç bir şey yoktur. Hiçbir yabancı düşman, birbirlerine ve devlet otoritelerine karşı silahlanan yurttaşlar kadar ülkeye zarar veremez.
Ülkeye doğrultulmuş bir süngü, düşman saldırısından daha korkutucudur
Bizim tek bir vatanımız var. Koltuk kavgalarından oluşmuyor, ofislerdeki evrak yığınlarında yatmıyor, kurbanların veya hataların sayısıyla bile ölçülmüyor. Bu onu bir vatandan ya da herhangi bir anavatandan daha az yapmaz. Wagner sıcak kanlarını döktü ve savaşçılar yenilmeden ayrıldı ve hepimiz (ve ben de) cenazelerine, cesaretlerine, becerilerine, şanslarına hayran kaldık. Gerçek kahramanlık.
Ama belki de filozofumuz Grigoriy Pomerantz’ın fikrini hatırlamak iyi olabilir: “Şeytan, kutsal ve haklı bir dava uğruna savaşan bir meleğin dudaklarındaki köpükle başlar. Hem insanlar hem de sistemler, her şey küle döner. Ancak haklı bir dava uğruna verilen mücadelede nefret ruhu ebedidir.”
Burada “melekler” Wagnerciler mi? Hayır, elbette kendilerine “zebani” diyorlardı. Ve gözlerimizi kapatarak, hayır, onlar devlete “karşı” değil, devletten “yana”; onlar sadece savaş ağalarını “cezalandırmak” istiyorlar diye birdenbire hemfikir olsak bile, bu sözlere inansak bile, işte, bakın, herkesin arkasında tarihimizin baş kahramanı var: Savaş.
Savaş sırasında, kişinin kendi süngüsünü içeri doğru çevirmesi, “karşı taarruz” ve düşman saldırısından kat kat daha korkunçtur. Kötü boyarlar, kötü komutanlar var ve onları dirgenlere, süngülere götürelim. Biz gerçekten böyle şeyler yaşadık. Ve “adalet için” yapılan her eylem ülkeye korkunç, ölümcül bir yara açar. Son yaramız bu oldu.
Sadece tehditlerle kalmadı kendi kanları da Rus topraklarına döküldü. Şeytan kıyma makinesinin kolunu çevirdi. Kanlı tarihimiz bizi yine bir seçimle karşı karşıya bırakıyor, her yüz yılda bir kendimizi kendimiz ve kendimiz için nefretle sınamak kaderimiz gibi görünüyor.
Cezai hataları ve yanlış hesaplamaları daha sonra kendimize soracağız, düzelteceğiz, temizleyeceğiz, onaracağız. Ama şimdilik asıl önemli olan insan ve yurttaş olarak kalmak. Anayurdumuzu ve devlet başkanımızı desteklemek.
Kalkışma ve iç savaş, düşmanlarımızın bizi yok etmesi için kolay bir yoldur. Kısa süre önce Şebekino’da sivillerimizi öldüren “gönüllü birlikler”den yaratıkların “adalet yürüyüşü”nden bu kadar mutlu olmaları boşuna değil; Polonyalıların, İngilizlerin ve Amerikalıların şu anda ellerinde demirle Rusya’ya girme şanslarını tartmaları boşuna değil. Rus halkı “adalet için” tutkuyla birbirini öldürürken, Ukraynalı kan emiciler ve işbirlikçilerin önlerinde kim duracak?
Wagnercilerin iktidarı ele geçirmesine imkân vermek iç savaşla eşdeğerdir, tıpkı Wagnercileri yok etmenin iç savaş ile eşdeğer olması gibi. Fakat kalkışma teşebbüsü çoktan gerçekleşmiş, çark dönmüştür: artık “geri döndürülemez” ve “hiçbir şey olmamış” gibi sayılamaz, bu çatışmada öldürülenler de öyle.
Devlet Başkanı, yemine kayıtsız şartsız sadık insanlar ve Tanrı’nın yardımı; bizi kurtaracak olan budur. İnanın bana, bu zaten fazlasıyla var.
Prigojin gitti, sorunlar devam ediyor: Başarısız darbenin sonuçları
Mihail Rostovskiy, Moskovskiy Komsomolets
Rusya hızla uçurumun kenarına yaklaştı ve aynı hızla geri çekildi. Teşekkürler, çok teşekkürler Aleksandr Lukaşenko! Onun arabuluculuğu sayesinde en kötü senaryoyu -silahlı bir iç çatışma, iktidar yapılarının tam anlamıyla bölünmesi, Moskova da dahil olmak üzere kentlerin sokaklarında çatışmalar- atlatmayı başardık. Fakat haziran ayındaki iki günün (ya da daha doğrusu bir gün ve biraz daha fazlasının) etkisi hala devam ediyordu ve bu ne büyük bir “mirastı”! Rusya ve siyasi sistemi, düşmanlarını sevindirecek, dostlarını ve tarafsızları hayrete düşürecek şekilde kırılganlığını gözler önüne serdi.
Her zaman olduğu gibi, yaşananların pek çok nedeni olabilir. Ama en önemlisi ve en bariz olanı; ülkedeki en üst düzey yetkililer “özel” ve “askeri” kavramlarının temel uyumsuzluğunu unuttular. Tekelcilik neredeyse her şekliyle kötüdür. Ancak iyi, hatta gerekli bir tekel vardır; yasal şiddet üzerindeki devlet tekeli. Eğer böyle bir tekel yoksa, hepimizin az önce gördüğü gibi, devletin varlığı tehdit altına girer. Bu kavramı geliştiren Alman siyaset bilimci Max Weber, kuralı söylemiştir. Haziran 2023’te Rusya’da yaşanan her şey, onun bir asırdan fazla bir süre önce formüle ettiği fikrin mutlak doğruluğunu ve evrenselliğini ispat ediyor.
Vladimir Putin Rusya’daki iktidarına dikey hiyerarşi kavramını hayatımıza sokarak başladı. Bu, dikey hiyerarşinin olağanüstü siyasi başarısını ve yirmi yılı aşkın bir süredir Rus kamusal yaşamına hükmetme becerisini açıklıyor. Ve bu Prigojin’in darbesini de açıklıyor. Büyük bir iktidar dikeyinin yanında, kıyaslanamayacak kadar mütevazı boyutta da olsa bir diğeri inşa edildi. Bu durumda boyut önemli değil. Önemli olan tutku, iç uyum ve verimlilik. Ve bu açıdan Prigojin’in küçük dikey gücü, tüm Rusya’yı kapsayan büyük dikey güce “hızlı bir başlangıç” yaptı.
Buradan ders çıkarılabilirse çıkarılmalıdır. John Reid bir zamanlar Rusya’daki bir başka darbe hakkında (başarılı oldu ve bu nedenle tarihte 1917 Ekim devrimi olarak kaldı) Dünyayı Sarsan On Gün adlı bir kitap yazmıştı. Bu hadisede dünya -ya da en azından Rusya- sadece bir gün kadar sarsılmıştı. Elbette negatif enerji 23 Haziran 2023 akşamından çok önce birikmeye başlamıştı. Yevgeniy Prigojin’in faaliyetleri bir yıldır kafa karıştırıcı sorulara neden oluyordu.
Son aylarda ve haftalarda bu sorular gök gürültüsü gibi işitilmeye başlandı: Neden bu kadar silik bir adam Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı’na en aleni şekilde ve cezasız bir şekilde saldırabiliyordu? Net bir cevap yoktu. Bu durum bir korku ve belirsizlik ortamı yarattı ve yetkililerin itibarını zedeledi. Manuel görmezden gelme sistemi uzun süre takılı kaldı ve ancak son anda tetiklendi.
Ve bu “son anın” uzun bir süre boyunca sonuçları olacaktır. “Susuzluk her şeydir, imaj hiçbir şey” eski bir reklam sloganı olarak hafızamda yer etti. Ancak siyasette imaj, imajdan çok daha fazlasıdır. Vladimir Putin bir keresinde haklı olarak “Zayıf olan dayak yer,” demişti. Peki dayak atanlar, kendi bakış açılarına göre dayak atılabilecek kişileri nasıl seçiyorlar? İmajlarına göre. Prigojin’in darbesinin uzun, acılı, neredeyse dayanılmaz saatlerinde Rusya dünyaya zayıflığını değilse bile, mutlak anlamda kırılganlığını (bu terimi kasıtlı olarak kullanıyorum) gösterdi. Gelişmiş ülkelerde darbe teşebbüslerinin yaşanmadığı iddiası bir şehir efsanesi.
Fransa’da son başarılı darbe 1958 gibi yakın bir tarihte gerçekleşti. ABD’de ise büyük kırılganlık anı (Kongre Binası’nın bir kalabalık tarafından basılması, hüsran yaratan seçim sonuçlarına rağmen görevdeki kişinin iktidarda kalmaya çalışması) oldukça yakın bir tarihte, Ocak 2021’de yaşandı.
Fakat “bazen onların da başına geliyor” demek zayıf bir mazeret ve küçük bir teselli. Kremlin’in jeopolitik mücadele ortakları (ve şu anda isim olarak lejyon durumundalar) çok açık bir şekilde bu kırılganlığı izlemiş oldular. Washington, Kiev, Varşova ve benzeri başkentlerden çıkan sonuç şu: Ruslara baskı yapılmalı, işe yarıyor! Yevgeniy Prigojin Belarus’a gidecek ama onun yarattığı sorunlar (hakkını verelim, sadece onun yarattıkları değil) devam edecek. Ve bunları çözmek kolay olmayacak.
Kalkışma savunmamızda zafiyete neden olabilirdi
Viktor Sokirko, Argumentı i Faktı
Rusya’da Yevgeny Prigojin tarafından tertip edilen silahlı kalkışma teşebbüsü FSB ve Başsavcılık tarafından hukuki olarak değerlendirilmeye alındı. Ancak vatana ihanetle ilgili bir maddeyi de çeken başka bir nüans daha var. Gerçek şu ki, Wagner’in konvoylarının konuşlandırılması tüm savunma sistemini harekete geçirdi. Ve NATO ülkeleri tarafından yakından izleniyor.
Prigojin, önce Rostov-on-Don’a girerek ve Moskova’ya ulaşma umuduyla Voronej yönünde paralel zırhlı araç kolları göndererek, aslında düşman birliklerinin Rusya’ya saldırısını simüle etti. Kuşkusuz bu durumda bir sürpriz unsuru vardı, zira hiç kimse Rus ordusuyla yan yana cesurca savaşan kendi “müzisyenlerinden” böyle bir şey beklemiyordu. Fakat sanki düşman ordusu aniden sınırı geçmiş ve sivillerin koruması altında ülkenin içlerine girmeye çalışmış gibiydi.
“Wagnerciler” bir şekilde aniden düşman haline geldiler. Hepsinin değil ama pek çoğunun “Führer’i” Prigojin’in niyetini tam olarak anlamadığını ve büyük olasılıkla daha dün savundukları ülkelerinin topraklarında kalkışmaya katılmayı reddedeceklerini belirtelim.
Ukraynalı Nazilerin nasıl sevindiğini görebilirsiniz. Hiçliğin derinliklerinden “yükselen” Ukrayna askeri istihbaratının başkanı bile bir anda meslektaşı haline gelen Prigojin’i destekledi. Tüm Ukraynalı politikacılar da mutlu bir şekilde homurdandılar; Rusya’da kötü olan şey, Kiev’in tekrar yükselmesini sağlayabilirdi.
Prigojin tarafından tertip edilen “gemi isyanının” Rusya’da iktidar değişikliği umudu olarak görüldüğü Batı’da da belli bir sevinç var. Aslında, aradıkları şeyin bu olduğu gerçeğini bilhassa gizlemediler.
Pentagon ise duruma çok farklı, askerî açıdan daha pratik bir perspektiften bakıyordu.
Askeri uzman ve yedek albay Gennadiy Alyohın, aif.ru’ya yaptığı açıklamada, şu ifadeleri kullandı:
“ABD, karşı taarruzun başlaması da dahil olmak üzere Ukrayna’daki özel harekatın tüm aşamalarını yakından izliyor. Rus ordusunun taktiklerini inceliyor, her türlü hareketini, savunma ve saldırı kabiliyetlerini göz önünde bulunduruyorlar. Bu, beyninin alt korteksinde bir yerlerde olası savaş senaryoları üzerinde çalışan Pentagon için paha biçilmez bir tecrübe. Kendisi için değilse bile Polonya ya da Avrupa’daki diğer NATO ülkeleri için öyle. Rus ordusunun şu ya da bu durumda nasıl hareket ettiğini görmek çok önemli bir bilgi.
Burada Prigojin bize güçlü bir koz verdi ve NATO, Rus ordusunun ortaya çıkan tehdit karşısındaki eylemlerine ilişkin bilgilerle bizi zenginleştirdi. Kuşkusuz Rus ordusunun pek çok birimi ve diğer güvenlik kurumları, örneğin Rosgvardiya, şu an harekete geçti. Caydırıcı güçler, potansiyel bir düşman hareketi olarak Wagner’in yöneldiği yerlerde konuşlandırıldı. Bu, görsel gözlem de dahil olmak üzere çok sayıda casus uydunun bulunduğu uzaydan gayet iyi görülebilir. Ve işte ABD ordusunun, Rus ordusunun hareket tarzını kısmen de olsa görebilmesi için hazır bir taslak.
Benzer bir durumda, özel askeri harekatta yer almaya devam eden Rus ordusu, Prigojin’in müfrezelerine karşı koymak için kısa sürede bir kuvvet hazırlamak zorundaydı. Hızlı hareket ettiler ve bu nedenle bazı gizlenme unsurları ihmal edilmiş olabilir. NATO istihbaratının da Rus ordusunun kuvvetlerini nasıl konuşlandırdığına dair genel tabloyu görmek için zamanı vardı. Rus ordusunda ve bazıları Sovyet ordusunda geniş tecrübe kazanmış olan Wagner subaylarının böylesine büyük çaplı bir provokasyona karışmalarından ne ölçüde sorumlu oldukları hakkında konuşmak zaman alacaktır. Fakat ülke ölçeğinde öneme sahip savunma sırlarını isteyerek ya da istemeyerek “sızdırdıkları” gerçeği kesinlikle nettir.
Düşmanın hava savunma bölgesinde uyumadığını ve belirleyici bir saldırı girişimi için yedeklerini getirme fırsatından yararlandığını da unutmamalıyız. Sanki o duyurulan “karşı taarruz” Prigojin ve “müzisyenleri” tarafından yapılacakmış gibi. Her ne kadar son zamanlarda Artyomovsk’ta her metre kare için kahramanca savaşmış ve Ukrayna Silahlı Kuvvetlerinin gerçek kâbusu olmuş olsalar da. Beyler, durun ve bugün Rusya’nın zaferi için her şeyi yapan ordumuzun yanına dönün.”
İlginizi Çekebilir
-
Kremlin Sözcüsü Peskov ile mülakat: Trump’ın seçim zaferi ve Ukrayna
-
Çin’in en büyük bankalarından biri, Rusya’ya yapılan yuan transferlerini engellemeye başladı
-
Kolombiya, BRICS üyeliğine talip
-
Batı yaptırımlarının ardından Rusya’da Çin malı otomobil satışları rekor kırdı
-
Ruslar yaptırımlar nedeniyle Güney Kıbrıs’tan Kuzey’e taşınmaya başladı
-
Trump’ın dönüşü, Ukrayna’ya silah tedariki sözü veren Güney Kore’yi tereddütte bıraktı
RUSYA
Rusya’da ‘çocuksuz yaşam tarzını teşvik eden propagandaya’ yasak
Yayınlanma
4 gün önce14/11/2024
Yazar
Harici.com.trRusya, çocuksuz yaşam tarzını teşvik eden içeriklerin medyada yer almasını yasaklayan bir yasa çıkardı. Yasa, nüfus düşüşünü önlemeyi ve geleneksel aile değerlerini korumayı hedefliyor.
Rusya, ülkenin “felaket” boyutundaki demografik gerilemesine karşı tüm medyada çocuksuz yaşam tarzını teşvik eden içeriklere yasak getirdi. Söz konusu yasa, alt parlamento kanadı Duma’da kabul edildi.
Film, televizyon, reklam ve sosyal medyada doğum karşıtı mesajları içeren bu tür içeriklere yönelik yasak kapsamında, kuralları ihlal edenlere 420 bin rubleye kadar para cezası uygulanacak.
Devlet görevlileri ise ihlal durumunda bu cezanın iki katıyla karşılaşacak.
TASS ajansının aktardığına göre yasanın kabul edilmesinin ardından Duma Başkanı Vyaçeslav Volodin, “Yeni nesil Rusların geleneksel aile değerlerine odaklanarak büyümeleri için her türlü önlemi almak zorundayız,” açıklamasında bulundu.
Yasa ayrıca, transseksüel ideolojinin etkin olduğu ülkelerde yaşayan kişilerin, Rusya vatandaşı çocukları evlat edinmesini de kısıtlıyor.
Cinsiyet değişikliğinin yasal olduğu ülkelerde tıbbi müdahale veya resmî belgelerin değiştirilmesi yoluyla cinsiyetini değiştirmiş ebeveynler, artık Rusya vatandaşı çocukları evlat edinemeyecek.
Volodin, “Rus çocukların yurt dışına evlat verilmesi durumunda cinsiyet değişikliğine yönelik her türlü müdahaleyi engellemek büyük önem taşıyor,” ifadelerini kullandı.
Daha önce Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya’nın demografik sorunlarını hükümetin en üst düzeyinde ele alınması gereken “felaket” bir durum olarak nitelendirmişti.
Rusya’nın doğum oranı şu anda yalnızca 1,49 düzeyinde ve bu oran, kadın başına 2,1 olması gereken nüfus yenileme seviyesinin oldukça altında. Birleşmiş Milletler (BM), önümüzdeki 50 yıl içinde nüfusun yüzde 17 oranında düşeceğini tahmin ediyor.
Rusya’da doğum oranı son 25 yılın en düşük seviyesine gerilemiş durumda.
RUSYA
Milyarderlerden Rusya Merkez Bankası’na ‘özel döviz kuru’ çağrısı
Yayınlanma
4 gün önce14/11/2024
Yazar
Harici.com.trRusya Sanayiciler ve Girişimciler Birliği, rubledeki dalgalanmaların ekonomik istikrarı tehdit ettiğini belirterek Merkez Bankası’ndan büyük şirketlere “özel döviz kurları” belirlemesini talep etti. Bu girişim, SSCB dönemindeki çoklu döviz kuru sistemine benzer bir uygulamayı yeniden gündeme taşıyor.
Rusya Sanayiciler ve Girişimciler Birliği (RSPP), dalgalı kur politikasının sona erdirilerek büyük dış ticaret şirketlerine özel döviz kurları sağlanması gerektiğini savundu.
Forbes listesinde yer alan milyarderlerin de yönetim kurulunda bulunduğu, ülkenin en büyük iş dünyası örgütü olan RSPP, bu öneriyi resmi olarak Merkez Bankası’na iletti.
RSPP’ye göre, Rus bankaları ve Moskova Borsası’na uygulanan yaptırımlar nedeniyle dalgalı kur politikası “geçerliliğini yitirdi” ve döviz kurlarındaki sert dalgalanmalar ekonomiyi zor duruma sokuyor: Savaşın ilk günlerinde dolar 120 rubleye kadar yükselirken, kısa süre sonra 50 rubleye geriledi, 2023 yazında tekrar 100 rubleye çıktı, ardından 85’e düştü ve şimdi yeniden 100 ruble sınırına yaklaşıyor.
Vedomosti gazetesinin aktardığına göre RSPP, bu ani değişimlerin rublenin “cazibesini azalttığını” belirterek, Merkez Bankası’nın “dış ticari faaliyet katılımcıları için döviz kuru hedeflemesi” gerektiğini ifade etti.
Merkez Bankası yaptırımlar nedeniyle dolar ve avro üzerinden işlem yapamıyor. Bu nedenle RSPP, döviz kurlarını düzenlemek için uluslararası döviz erişimi olan bankaların sürece dahil edilmesi gerektiğini kaydetti.
Bu adımın piyasadaki arz-talep dalgalanmalarını yumuşatacağı düşünülüyor.
Ekonomist Sergey Hestanov, gazeteye verdiği demeçte söz konusu uygulamanın Sovyetler Birliği’nde kullanılan bir yöntem olduğunu ve günümüzde İran gibi bazı ülkelerde örneklerinin bulunduğunu anımsattı.
Örneğin Venezuela’da devletle yakın ilişkileri olan şirketler, karaborsa fiyatının 5 ila 50 kat altında dolar temin edebiliyor.
Hestanov’a göre, “bu tür bir sistemde bazı şirketlerin daha avantajlı döviz kurlarına ayrıcalıklı erişimi” kaçınılmaz olarak iktisadi çelişkileri derinleştirebilir. Bu nedenle uzman, “kritik ithalatla ilgili acil sorunlar” olmadığı sürece RSPP’nin önerisinin başarı şansı görmediğini ifade etti.
BKS World of Investments baş ekonomisti İlya Fedorov ise, Merkez Bankası’nın döviz rezervleriyle ruble kurunu kontrol etme imkânının sınırlı olduğuna dikkat çekti.
Her ne kadar Merkez Bankası 631 milyar dolarlık altın ve döviz rezervine sahip olduğunu açıklasa da bu miktarın neredeyse yarısı -yaklaşık 300 milyar dolar- Batı ülkelerinde bloke edilmiş durumda.
Kalan rezervlerin üçte ikisi de (208 milyar dolar) likit olmayan altın olarak bulunuyor ve Merkez Bankası’nın Çin yuanı cinsinden elinde yalnızca 100 milyar dolar değerinde gerçek döviz rezervi mevcut.
RUSYA
Rus milyarderler Trump dönemine hazırlanıyor
Yayınlanma
5 gün önce13/11/2024
Yazar
Harici.com.trRus iş dünyasının önde gelen isimleri, hükümetin Rusya ekonomisi için öngördüğü iyimser büyüme tahminlerini gerçekçi bulmadıklarını ve Donald Trump’ın ABD Başkanı olarak Rusya’ya uygulanan yaptırımları kaldırmasını beklemediklerini öne sürdü.
Bloomberg, büyük ölçekli Rus şirketlerini yöneten milyarderler ve iş insanları ile yapılan görüşmeler sonucunda bu yönde bir habere yer verdi.
Hükümetin planına göre, Rusya ekonomisi bu yıl yüzde 3,9 oranında büyüyecek (2023’teki yüzde 3,6 büyüme sonrasında). Büyüme oranı 2025’te hafif bir düşüşle yüzde 2,5’e gerileyecek, ardından tekrar artacak: 2026’da yüzde 2,6, 2027’de yüzde 2,8, 2028-2030 yılları arasında ise yıllık ortalama yüzde 3 seviyesinde olacak.
Ancak Bloomberg‘in haberine göre, Rusya’nın en zengin sermayedarları bu büyüme rakamlarının ulaşılabilir olduğuna inanmıyor.
Milyarderler, ülke ekonomisinin zor bir dönemden geçtiğini ve Batılı şirketlerin ülkeden ayrılmasının özellikle makine ve teknoloji sektörlerinde üretim tabanını zayıflattığını düşünüyor.
İthal ikame süreçleri yavaş ilerlerken, yüz binlerce kişinin askere alınması iş gücü açığını artırarak durumu daha da kötüleştirdi.
Habere göre, Trump’ın 24 saat içinde bir “anlaşma” sözü vermesine rağmen milyarderlerin çoğu savaşın yakın zamanda sona ereceğinden şüpheli.
Ayrıca, Rusya’nın yaptırımların kalkacağına dair beklenti taşımadığı ve dünya çapında en fazla yaptırım uygulanan ülke olarak İran ve Kuzey Kore’yi geçtiği belirtildi.
Stockholm School of Economics uzmanları, kısa vadede Rusya ekonomisinin “mutlak bir çöküş” riski altında olmadığını, ancak “orta ve uzun vadede görünümün karamsar” olduğunu iddia etti.
Uluslararası Para Fonu ise önümüzdeki yılın başında Rusya’nın GSYİH büyüme oranının üç kat yavaşlayarak yüzde 1,3’e düşeceğini ve on yılın sonunda yıllık yüzde 1 seviyesine kadar gerileyeceğini öngörüyor.
Rusya Merkez Bankası’nın tahminlerine göre ise ekonomi 2025’te sadece yüzde 0,5 ila 1 oranında büyüme gösterecek ve özel tüketim ile yatırım artışı sıfırlanabilir.
Yaptırımlar nedeniyle petrol dışındaki diğer önemli kaynak bazlı sektörler zorlanmaya başladı. Gazprom çeyrek yüzyıldan bu yana ilk kez zarar ederken, kömür şirketleri ihracatta ciddi bir düşüş yaşadı.
İş dünyasının yeni karşılaştığı bir başka sorun ise Merkez Bankası’nın faiz oranlarını ekonominin 20 yıldan uzun süredir görmediği bir seviyeye çıkarması oldu.
Milyarderler Oleg Deripaska ve Aleksey Mordaşov, Merkez Bankası’nı bu konuda kamuya açık bir şekilde eleştirirken, diğer sermayedarlar Merkez Bankası Başkanı Elvira Nabiullina’nın, büyük savunma harcamaları karşısında enflasyonu dizginlemek için yeterli araçlara sahip olmadığını ifade etti.
Bloomberg’e konuşan milyarderlerden biri, hükümetin savaşı “özel bir askeri harekât” olarak değil, savaş olarak kabul etmesi durumunda, yüksek enflasyonu halka anlatmanın daha kolay olabileceğini savundu.
Pekin Trump’ın dönüşüne çoktan hazırlandı
Alman Demokratik Cumhuriyeti: Kadın özgürleşmesinde ileriye doğru büyük bir adım
Kremlin Sözcüsü Peskov ile mülakat: Trump’ın seçim zaferi ve Ukrayna
Joseph Nye, Çin’e karşı ABD-Japonya ittifakını güçlendirmeyi önerdi
Peru Chancay Limanı, Çin’in Kuşak Yol’u için de yeni fırsatlar açacak
Çok Okunanlar
-
GÖRÜŞ2 hafta önce
Rusya-Ukrayna Savaşında Kuzey Kore’nin askeri hamlesinin etkileri
-
AMERİKA2 hafta önce
ABD seçimlerinde “üçüncü aday”: Jill Stein
-
RUSYA6 gün önce
Patruşev’in Kommersant röportajı: Montrö ihlaline göz yummayacağız
-
AMERİKA1 hafta önce
Fukuyama: Trump’ın geri dönüşü Amerika ve dünya için ne anlama geliyor?
-
GÖRÜŞ1 hafta önce
Valdai izlenimleri: Trump’lı yıllar başlarken…
-
AVRUPA2 hafta önce
Almanya’da hükümet dağıldı: Buraya nasıl gelindi?
-
GÖRÜŞ2 hafta önce
İsrail’in ‘sekiz cepheli çatışmada’ tuzağa düşürülmesine dair bir inceleme
-
DÜNYA BASINI6 gün önce
Donald J. Trump’ın ideolojisi