Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Suriye’deki yeni yönetim ve Rusya birbirinden ne istiyor?

Yayınlanma

Suriye’nin yeni yönetimi, Rusya’dan güvenin yeniden inşası için tazminat ve ekonomik destek bekliyor. Rusya ise Suriye’deki askeri üslerinin geleceğini güvence altına almaya çalışıyor ve Suriye’ye kriz sonrası yeniden yapılanmada yardım etmeye hazır olduğunu belirtiyor.

Suriye devlet ajansı SANA‘nın haberine göre, Rus heyetinin Şam ziyaretinde Suriye’nin yeni yönetimi, Rusya’dan “güveni yeniden tesis etmek” için “tazminat” beklentisi içinde olduklarına işaret etti. Haberde, “Rusya’nın Suriye halkıyla güvenin yeniden tesis edilmesindeki rolü, tazminat, yeniden inşa ve restorasyon gibi somut önlemler aracılığıyla vurgulandı,” ifadelerine yer verildi.

Rusya Dışişleri Bakanlığı’nın, Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Bogdanov ve Suriye Özel Temsilcisi Aleksandr Lavrentyev başkanlığındaki heyetin ziyareti hakkında yayımladığı basın açıklamasında, “Suriye halkına kriz sonrası yeniden yapılanmada gerekli yardımı sağlama hazırlığı” belirtildi. Ayrıca, “geleneksel dostluk ilkeleri üzerine ikili çok yönlü işbirliği kurma arzusu” da vurgulandı.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, 29 Ocak öğleden sonra tazminat bilgileri hakkında yorum yapmaktan kaçındı. Peskov, 28 Ocak’ta Şam’daki görüşmelerin “önemli temaslar olduğunu, Suriye yetkilileriyle sürekli diyalog kurmanın ve sürdürmenin gerekli olduğunu” belirtti.

Rusya Bilimler Akademisi Dünya Ekonomisi ve Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Yakın Doğu Araştırmaları Merkezi’nin önde gelen araştırmacısı Nikolay Suhov, Vedomosti gazetesine verdiği demeçte Suriye’nin yeni yönetiminin pazarlık pozisyonlarını açıkça ortaya koyduğunu belirtti. Suhov’a göre, Suriye’nin yeni yöneticileri, Beşar Esad’ın iadesini ve “neredeyse hiç paraları yokken” yurt dışına kaçırdığı varlıkların geri verilmesini istiyor.

Moskova için kilit soru, askeri üslerinin geleceği olmaya devam ediyor. Bogdanov, 29 Ocak gecesi geç saatlerde TASS‘a yaptığı açıklamada, Şam’da nihai bir kararın henüz alınmadığını doğruladı ve “Konu ek müzakereler gerektiriyor,” dedi.

Üsler, Suriye’nin Akdeniz kıyısında bulunuyor: Lazkiye limanı yakınlarında Hmeymim hava üssü ve Tartus limanında Deniz Kuvvetleri üssü. Bu üsler, 2015’ten beri Suriye ordusuna, yeni yönetim haline gelen gruplara karşı da dahil olmak üzere, yardım etmek için kullanıldı. 2017’de Suriye’nin önceki yönetimi, Rusya ile Hmeymim üssü ve Tartus’taki üssün 49 yıllığına bedelsiz kiralanması konusunda bir anlaşma yapmıştı.

Ortadoğu uzmanı İbrahim İbrahimoğlu, gazeteye yaptığı açıklamada Rusya’nın üslerini koruma şansının “kısıtlanmış” olsa da olduğuna işaret etti. Suhov ise Tartus’taki üssün kalabileceğini, ancak mevcut Şam’ın kilit ortağı olan Türkiye’nin Hmeymim üssünün korunmasına izin vermeyeceğini, zira bu üssün Moskova’nın Afrika’daki faaliyetlerinin dayanağı olması ve NATO üyesi olarak Türkiye’yi rahatsız etmesi nedeniyle bu şekilde düşündüğünü belirtiyor. Fakat uzman, üslerde bulunan teçhizatın geri çekilmesi sırasında da sorunların ortaya çıkabileceğini ifade ediyor.

Rus heyeti, Dışişleri Bakanlığı’nın bildirdiğine göre, daha önce Ebu Muhammed el-Colani olarak bilinen ve Hayat Tahrir el-Şam (HTŞ) lideri olan “yeni Suriye yönetiminin başı Ahmed eş-Şaraa” ile görüştü. HTŞ, Aralık 2024’te iktidarı ele geçiren Esad karşıtı koalisyonun çekirdeğini oluşturuyordu.

Bogdanov ve Lavrentyev ayrıca yeni Dışişleri Bakanı Esad Şeybani ve Sağlık Bakanı Mahir eş-Şaraa (Ahmed eş-Şaraa’nın kardeşi) ile de görüştüler. Suhov, Şeybani ve Şaraa’nın kendilerinin İslamcılarla bağlantılı olmamasına dikkat çekiyor ve bunun müzakereler için olumlu bir zemin yarattığını belirtiyor. 29 Ocak akşamı, buçuk aydır herhangi bir resmi görevi olmayan Ahmed eş-Şaraa’nın kendisi Suriye’nin “geçici cumhurbaşkanı” ilan edildi.

Moskova ile temasların durduğu süre boyunca, yeni yönetime yakın Türkiye, Fransa, Almanya, ABD, Katar ve diğer Arap ülkelerinden diplomatlar Şam’ı ziyaret etti ve Amerikalılar ile AB yaptırımların kaldırılmasına izin verdi.

2018’de Esad, Suriye’nin yeniden inşası için 400 milyar dolar gerektiğini belirtmişti, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise Ocak 2025’te 500 milyar dolar olarak tahmin etmişti.

Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi (RIAC) program yöneticisi İvan Boçarov, Türkiye ve Araplarla karşılaştırıldığında Rusya’nın ana bağışçı olmayacağını dile getirdi. Suhov’a göre, Şam’ın pozisyonu yaptırımların kaldırılmasına bağlı: “Bundan emin değiller. Türkiye tüm yeniden inşa sürecini kaldıramaz, Suudi Arabistan ve Katar da kaldıramaz, bu da eğer istek varsa Moskova’ya şans veriyor.”

Suhov, Suriye’nin yeni yönetiminin, Rusya’nın Esad ordusunun saldırılarına yardım ettiği bölgeleri yeniden inşa etmekle yükümlü olduğunu düşündüğünü söylüyor. Aynı zamanda tazminat para şeklinde olmayabilir.

Boçarov’a göre, bu yakıt ve gıda tedariki olabilir. Boçarov, Moskova’nın Suriye’de müzakerelerin yapıldığı sağlık bakanlığının restorasyonuna yardımcı olabileceğini de ekliyor. Suhov’a göre, malzeme, ekipman ve uzman yardımı Rusya’ya döviz yerine ruble harcama fırsatı verebilir.

DİPLOMASİ

Jeffrey Sachs, ABD’nin Çin’e yönelik ‘kapasite fazlası’ iddialarını reddetti: ‘kesinlikle yanlış’

Yayınlanma

Meşhur Amerikalı ekonomist Jeffrey Sachs, Çin’in kasıtlı olarak endüstriyel kapasite fazlası geliştirdiği iddialarını “kesinlikle yanlış” olarak nitelendirerek, dünyanın yeşil enerji kaynaklarına küresel geçişi sağlamak için Pekin’in üretim gücüne ihtiyacı olduğunu söyledi.

“ABD hükümet yetkilileri Çin’in aşırı kapasiteye sahip olduğunu söyledi. Bu kesinlikle yanlış” diyen Columbia Üniversitesi ekonomi profesörü Jeffrey Sachs, çarşamba günü Asya için Boao Forumu’nun oturum aralarında konuştu. Ünlü ekonomist, “Çin’in büyük bir kapasitesi var ama kapasite fazlası yok. Dünyanın Çin’in kapasitesine ihtiyacı var” ifadelerini kullandı.

Ekonomistin yorumları, Çin’in önde gelen elektrikli araç, güneş paneli ve lityum pil üreticilerine yöneltilen suiistimal suçlamalarının ortasında geldi.

Amerika Birleşik Devletleri ve bazı Avrupa ülkelerindeki politikacılar bu şirketlerin Pekin tarafından ağır bir şekilde sübvanse edildiğini ve bunun da Avrupa Birliği gibi pazarlarda stok fazlası yarattığını söyledi.

Bu iddiayla Çin’in bu ürünlerine çok sayıda gümrük vergisi ve ticari kısıtlama getirilerek AB’deki fiyatları yükseltildi ve ABD pazarına girmeleri tamamen engellendi.

Pekin’in “küresel ticareti bozmak için geniş üretim gücünü silah olarak kullandığı” yönündeki suçlamaları kesinlikle reddediyor.

Aynı zamanda Columbia Üniversitesi’nin Sürdürülebilir Kalkınma Merkezi’nin direktörü olan Sachs, Çin’in yoksul ülkelerin güneş panelleri satın almalarına yardımcı olmak için uzun vadeli, düşük maliyetli finansman sunmasını önerdi.

“Diğer ülkeler elektriğe kavuştuğunda, daha hızlı bir ekonomik büyümeye sahip olacaklar ve bundan 20 yıl sonra kredileri geri ödeyebilecek kadar zengin olacaklar” dedi. “Bu kesinlikle Çin’in ve kapasitesinin yurtdışındaki enerji dönüşümünü hızlandırmaya yardımcı olduğu bir kazan-kazan önerisidir” diye ekledi.

Üst düzey yetkililer, akademisyenler ve iş dünyası yöneticilerinin her yıl bir araya geldiği Boao Forum for Asia, salıdan cumaya kadar Çin’in güneyindeki ada eyaleti Hainan’da düzenleniyor.

Sachs ayrıca ABD’nin kapasite fazlası iddialarının, Washington’daki yetkililerin Çin’in küresel yeşil enerji hiyerarşisindeki üstün konumunu kıskanmalarından kaynaklandığını söyledi.

“Şimdi, ilginç bir şekilde, ABD bu konuda kötü bir şey söylemiyor bile, çünkü ABD artık enerji sistemini değiştirmeye bile çalışmıyor” dedi.

“ABD, mevcut hükümet döneminde iklim değişikliği ve enerji dönüşümü konularından vazgeçti. Yani şimdi Çin basitçe başı çekiyor” diye ekledi.

ABD Başkanı Donald Trump’ın uyguladığı ya da uygulamayı düşündüğü gümrük vergileri hakkında konuşan Sachs, bunların diğer ülkeleri tehdit etme, hükümetten gelir elde etme ve Amerikan sanayisini yeniden inşa etme arzusundan kaynaklandığını söyledi.

“Bunların hiçbiri işe yaramayacak gibi görünüyor. Örneğin Çin için tehditlerin pek bir anlamı yok… ABD, Çin’in ihracat yönünün nispeten küçük ve küçülen bir parçası” ifadelerini kullandı.

Göreve geldiğinden bu yana Trump, Çin ve diğer ülkelere karşı gümrük vergilerini artıran katı bir politika izledi.

Tüm Çin mallarına yüzde 20 ek vergi koymanın yanı sıra, komşuları Kanada ve Meksika’yı da ithalat vergileriyle tehdit etti ve nisan ayından itibaren ABD’nin tüm ticaret ortaklarına “karşılıklı gümrük vergileri” uygulanacağını duyurdu.

Sachs, “Temel olarak benim görüşüm, ABD’nin kendini izole etme hatasına düştüğüdür,” dedi. “Dünyanın geri kalanı ‘Bu sizin sorununuz ama biz açık ticarete ve işbirliğine devam ediyoruz’ demeli. Benim tavsiye edeceğim yaklaşım budur” değerlendirmesini yaptı.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Reuters: Çinli şirketler ağı işten çıkarılan ABD federal çalışanlarını cezbetmeye çalışıyor

Yayınlanma

Reuters’ın iddiasına göre, gizli bir Çinli teknoloji firması tarafından işletilen bir şirketler ağı, yakın zamanda işten çıkarılan ABD hükümet çalışanlarını işe almaya çalışıyor.

Washington merkezli düşünce kuruluşu Foundation for Defense of Democracies’de yeni ortaya çıkan tehditler konusunda kıdemli analist olan Max Lesser, işe alım ilanları veren bazı şirketlerin “eski hükümet çalışanlarını ve yapay zeka araştırmacılarını hedef alan daha geniş bir sahte danışmanlık ve kelle avcılığı firmaları ağının parçası” olduğunu öne sürdü.

Reuters’ın Lesser’in araştırmasına dayanan haberine göre, bazı durumlarda örtüşen web sitelerini paylaşan, aynı sunucuda barındırılan veya başka dijital bağlantılara sahip olan ağa dahil olduğu iddia edilen dört danışmanlık ve işe alım şirketi hakkında çok az bilgi kamuya açık.

Dört şirketin web siteleri, Reuters’ın haberi sırasında web sitesi kullanılamaz hale gelen bir internet hizmetleri şirketi olan Smiao Intelligence ile birlikte aynı IP adresinde barındırılıyor. Reuters, Smiao Intelligence ile dört şirket arasındaki ilişkinin niteliğini belirleyemedi.

Reuters’ın bu dört şirketin ve Smiao Intelligence’ın izini sürme girişimleri başarısız oldu, telefon numaralarının eski olduğu, adreslerin boş olduğu, e-postaların yanıtlanmadı kaydedildi.

Araştırmasını yayından önce Reuters ile paylaşan Lesser, kampanyanın daha önceki Çin istihbarat operasyonları tarafından kullanılan “iyi kurulmuş” teknikleri takip ettiğini söyledi.

Lesser, “Bu faaliyeti önemli kılan şey, ağın son zamanlarda yaşanan toplu işten çıkarmalardan etkilenen eski federal çalışanların mali zayıflıklarını istismar etmeye çalışmasıdır” dedi.

Reuters, şirketlerin Çin hükümetiyle bağlantılı olup olmadığını ya da herhangi bir eski federal çalışanın işe alınıp alınmadığını belirleyemedi.

Araştırma hakkında Reuters’e bilgi veren üç istihbarat analisti, ağın yabancı bağlantılı kuruluşların Başkan Donald Trump ve milyarder teknoloji kralı Elon Musk’ın Devlet Verimliliği Departmanı tarafından işten çıkarılan ya da emekliliğe zorlanan personelden nasıl istihbarat toplamaya çalıştığının en iyi örneği olduğunu söyledi.

Analistler, ağ tarafından istihdam edildikten sonra federal çalışanlardan hükümet operasyonları hakkında giderek daha hassas bilgiler paylaşmalarının ya da isteyerek ya da istemeyerek katılmaları için hedef alınabilecek başka kişiler önermelerinin istenebileceğini belirtti.

Washington’daki Çin Büyükelçiliği’nden bir sözcü Reuters’e gönderdiği e-postada Çin’in kampanyaya dahil olduğu iddia edilen kuruluşların hiçbirinden haberdar olmadığını ve Pekin’in veri gizliliği ve güvenliğine saygı duyduğunu söyledi.

Beyaz Saray sözcüsü ise Çin’in sürekli olarak casusluk ve baskı yoluyla ABD’nin “özgür ve açık sistemini” istismar etmeye çalıştığını öne sürdü.

Reuters’a konuşan eski bir Adalet Bakanlığı savcısı olan David Aaron, yabancı istihbarat servislerinin genellikle yabancı bir hükümet için çalıştıklarını bile bilmeden kaynak toplamak için iş bulma dolandırıcılığını kullandığını söyledi.

Aaron, birçok eski hükümet çalışanının “vatanseverlikle motive olmasına rağmen, bazılarının aldatıcı taktiklere karşı savunmasız olabileceğini” de sözlerine ekledi.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

ABD’de Fidan-Rubio görüşmesi

Yayınlanma

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve beraberindeki heyet iki günlük ABD ziyaretine başladı.

Ziyaret kapsamında Fidan, ABD’li mevkidaşı Marco Rubio ile görüştü. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tammy Bruce tarafından yapılan açıklamaya göre, ikili güvenlik ve ticaret alanındaki kilit konularda işbirliğini el aldı.

Rubio, Ukrayna ve Güney Kafkasya’da barış için Türkiye’nin desteğini talep ederken, Ankara’nın “IŞİD’i Yenmek için Küresel Koalisyon’daki liderliğini” takdir etti.

Sözcüye göre Amerikan bakan, Suriye’nin “ne uluslararası terörizm için bir üs ne de İran’ın istikrarsızlaştırıcı faaliyetleri için bir yol” olmasını istemediklerini, bunun için de “istikrarlı, birleşik ve barışçıl bir Suriye’nin desteklenmesi için yakın işbirliğine duyulan ihtiyacı” yineledi.

Rubio ayrıca ikili ticarette son dönemde kaydedilen ilerlemelere dikkat çekti ve ileriye dönük olarak daha da büyük bir iktisadi ortaklığı teşvik etti.

Son olarak Bakan, Türkiye’de son dönemde Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması ve ertesinde başlayan protestolarda yaşananla ilgili endişelerini dile getirdi.

Türkiye resmi açıklama yapmadı: AA, ‘dışişleri kaynaklarına’ dayanarak haber geçti

Türk Dışişleri Bakanlığı kaynaklarının AA’ya aktardığına göre ise, Fidan ve Rubio salı günü gerçekleştirdikleri görüşmede ‘Suriye hükümetiyle angaje olmanın önemini’ vurguladılar.

Kaynaklar, “Her iki taraf da Suriye hükümetiyle angaje olmanın önemini vurguladı ve Suriye’nin istikrara kavuşturulması ve terörle mücadele konusundaki kararlılıklarını ifade etti,” dedi.

AA’ya konuşan kaynaklara göre Fidan ve Rubio, ‘bölgesel barış’ için elzem görülen Gazze’de kalıcı ateşkes ihtiyacı da dâhil olmak üzere bir dizi bölgesel ve ikili konuyu ele aldı.

Kaynaklar, görüşmede ayrıca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump arasında 16 Mart’ta yapılan telefon görüşmesinde ele alınan konuların da takip edildiğini söyledi.

İki taraf ayrıca yaklaşan devlet başkanı düzeyindeki ziyaretlerin hazırlıklarını da ele aldı ve her iki taraf da savunma işbirliğinin önündeki engelleri kaldırma konusundaki kararlılıklarını ifade etti.

Haberde, “Her iki taraf da savunma sanayinde işbirliğinin önündeki engellerin kaldırılması yönündeki siyasi iradelerini açıkça ifade ettiler. Mevcut sorunları çözmek için teknik toplantılar düzenlenecek,” denildi.

İki taraf ayrıca Rusya ve Ukrayna arasında ateşkes sağlanması yönündeki çabaları da ele aldı ve Türkiye ABD’nin bu yöndeki son çabalarını desteklediğini ifade etti.

Görüşmelerde ayrıca Azerbaycan ve Ermenistan arasında devam eden barış süreci ve Bosna Hersek’in istikrarının tüm Balkan bölgesi için önemi de ele alındı.

Masada Hamas mı var?

Öte yandan Trump, Senato’dan onay alan bir grup ABD Büyükelçisiyle Beyaz Saray’da yaptığı toplantıda Türkiye ve Erdoğan için “iyi bir ülke, iyi bir lider” dedi.

ABD’nin yeni Ankara Büyükelçisi Thomas Barack da toplantıda yerini aldı. Trump’ın yakın dostu ve gayrimenkul zengini olarak bilinen Barack, Başkana, “kadim medeniyetlerden biri” olan Türkiye’ye atadığı için teşekkür etti.

Yetkin Report’ta Murat Yetkin’in kaleme aldığı yazıda, Trump’ın Türkiye’ye karşı CAATSA yaptırımlarının kaldırılması gibi adımların karşılığında Hamas ve Gazze üzerine bir pazarlık yapabileceği iddia ediliyor.

Yetkin, CHP lideri Özgür Özel’in 18 Mart günü yaptığı açıklamada, Trump-Erdoğan telefonlaşmasına değinerek, görüşmede Gazze ve İsrail’den söz edilmemesini eleştirdiğini ve “Filistin davasını Trump için satma” dediğini aktarıyor.

Trump’ın özel temsilcisi Steve Witkoff’un Tucker Carlson’a verdiği mülakatta Türkiye’de “iyi haberler” gelmesini beklediklerini söylediğini hatırlatan Yetkin, Witkoff’un ilgili mülakatın bir başka yerinde de, “Bir terör örgütü Gazze’yi yönetemez; bu İsrail için kabul edilemez. Ancak silahsızlanmaları mümkün. O zaman bir süre daha kalabilir ve hatta siyasete dahil olabilirler,” dediğinin altını çiziyor.

Yetkin, “Trump, Erdoğan’a PKK ve Hamas’a birlikte silah bıraktırma planı nedeniyle mi destek veriyor?” diye sorarken, Filistin Kurtuluş Örgütü İcra Komitesi Sekreteri Hüseyin el-Şeyh’in Fidan ABD’ye uçmadan, 19 Mart’ta Ankara’da Dışişleri Bakanı Fidan ile görüştüğünü de kayda alıyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English