Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Suudi Arabistan petrol üretimini artırıyor: Rusya için kritik dönem

Yayınlanma

Suudi Arabistan, aralık ayından itibaren petrol üretimini artırmayı ve daha düşük fiyatlara razı olmayı planlıyor. Bu hamle, Rusya’nın savunma harcamalarının arttığı bir dönemde gelir kaybına yol açabilir. Brent petrolün fiyatı, Suudi Arabistan’ın bu planlarıyla 2025’te varil başına 60 doların altına inme riski taşıyor.

Riyad, petrol fiyatlarının varil başına 100 dolar seviyesine geri dönmesini beklemekten vazgeçti ve artık pazar payını kaybetmek istemiyor. Krallık, aralık ayından itibaren üretimi artırmayı ve daha düşük petrol fiyatlarına razı olmayı planlıyor.

Bu durum, Rusya içinse, 2025 bütçesinde savunma harcamalarının yüzde 22 oranında artacağı bir dönemde, gelirlerin düşmesi anlamına geliyor.

Eylül ayı başlarında, Brent petrolün varil fiyatı ağustostaki 82 dolarlık zirveden hızla düşüşe geçerken, OPEC+ ülkeleri, ekim ayı başında yapılması planlanan üretim artışını iki ay erteleme kararı aldı.

Ancak piyasa bu kararı dikkate almadı ve fiyat, Aralık 2021’den bu yana en düşük seviyesine inerek 70 doların altına düştü. Sonrasında küçük bir toparlanma yaşansa da OPEC+’nın üretim kotalarında planlanan artışı başlatıp başlatamayacağı sorusu gündeme geldi.

Bunun nedeni, küresel ekonomideki ve en büyük petrol tüketicisi olan Çin ekonomisindeki yavaşlama nedeniyle talebin durgunlaşması ve kartel dışındaki üretimin artmasıdır.

Uluslararası Enerji Ajansı, temmuz ayı itibarıyla Çin’in talebinin üst üste dört aydır düştüğünü ve bu düşüşün artık kalıcı bir eğilime dönüştüğünü belirtti.

OPEC+’nın en büyük üreticisi Suudi Arabistan, Financial Times’a konuşan yetkililere göre, uzun süreli düşük fiyatlar görülse dahi, 1 Aralık’tan itibaren üretimi artırma kararı aldı.

Ülke, bütçeyi dengelemek için varil başına 100 dolarlık bir fiyata ihtiyaç duysa da kaynaklar, krallığın düşen gelirleri devlet tahvili ihraç ederek ya da döviz rezervlerini kullanarak telafi edebileceğini söyledi. Üst düzey yöneticiler, Suudi Arabistan’ın artık pazar payını diğer üreticilere kaptırmak istemediğine karar verdi.

Plana göre Suudi Arabistan, aralık ayından itibaren üretimini her ay 83 bin varil artıracak ve bu, Aralık 2025’e kadar 1 milyon varillik bir artışla sonuçlanacak.

Krallık şu anda günde 8,9 milyon varil üretiyor. 2022 yılında, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali nedeniyle Brent petrolünün varil fiyatı ortalama 99 dolardı.

OPEC+, o zamandan beri fiyatları yüksek tutmak amacıyla üretimi sınırlıyordu. Fakat, petrol fiyatları giderek düşüyor ve Eylül 2024 itibarıyla ortalama fiyat 73 dolar oldu. Perşembe günkü işlemlerde, bir varil Brent’in maliyeti yüzde 2’den fazla düşüşle 71,9 doların altına indi.

Bu seviyeler, petrolünü indirimli satan Rusya’nın bütçesi için kritik öneme sahip. 2024 bütçesi, Ural petrolünün varil başına 70 dolar olacağı varsayımına dayanıyor. Rusya İktisadi Kalkınma Bakanlığı, 2025 projeksiyonlarında yaklaşık aynı fiyatı, 69,7 dolar olarak öngörmüştü.

Ancak Brent fiyatı ayın ilk yarısında 70 doların altına inince, Ural petrolü Baltık ve Karadeniz limanlarında varil başına 57 ila 60 dolardan işlem gördü.

Rosbank, bu seviyelerin ‘federal bütçe için kesinlikle rahatsız edici’ olduğunu belirtti. Batı ülkeleri tarafından belirlenen 60 dolarlık tavan fiyatın bile altında kalan bu fiyatlar, petrolün çoğunlukla gölge filolar aracılığıyla ihraç edilmesi nedeniyle artık neredeyse hiç dikkate alınmıyor.

Bu arada, 2025 bütçe taslağı, milli savunma harcamalarının 13,2 trilyon rubleye çıkarılmasını öngörüyor. Bu, 2024 yılına göre yüzde 22, savaş öncesi 2021’e göre ise neredeyse dört katlık bir artış anlamına geliyor. Böylece, savunma bütçesinin GSYİH’nin yüzde 6,2’sine ulaşması bekleniyor; orduya yapılan harcamaların payı Sovyet döneminden bu yana görülmemiş seviyelere (yaklaşık yüzde 30) çıkacak.

Petrol fiyatları daha da düşebilir. Daha önce Citigroup, yatırımcılara fiyatlar her yükseldiğinde satış yapmalarını tavsiye etmişti.

Banka analistlerine göre, küresel piyasadaki ‘makul bir fazlalık’ nedeniyle 2025’te petrol fiyatı varil başına 60 dolara düşebilir. Bu tahminler, Suudi Arabistan’ın üretim artırma planları dikkate alınmadan yapılmıştı.

Suudi Arabistan’ın yanı sıra, diğer OPEC+ ülkeleri de planlanan kotalar çerçevesinde üretimi artırmaya başlayacak.

BCS analistleri, Suudi Arabistan’ın bu niyetlerinin doğrulanması halinde, Brent petrolün 2025’te 60 doların altına inme riski taşıdığını belirtti.

Interfax ajansına göre Enerji Haftası’nda konuşan Rusya Başbakan Yardımcısı Aleksandr Novak, OPEC+ ülkelerinin gönüllü üretim kesintilerinin ardından üretimin toparlanmaya başladığını ve anlaşmanın parametrelerinde değişiklik yapılmasının gündemde olmadığını ifade etti.

DİPLOMASİ

Trump’ın Zaporijya nükleer santrali planı Kiev’i hazırlıksız yakaladı

Yayınlanma

The Washington Post‘a konulan eski Ukrayna Enerji Bakan Yardımcısı Aleksey Ryabçin, ABD Başkanı Trump’ın Ukrayna’daki nükleer santrallerin kontrolüne ilişkin önerisinin Kiev’de şaşkınlıkla karşılandığını söyledi. Ryabçin’e göre, nükleer enerji tesisleri, ABD ile Ukrayna arasındaki kaynak anlaşması kapsamında daha önce gündeme gelmemişti.

The Washington Post‘un haberine göre, nükleer enerji tesisleri ABD ile Ukrayna arasındaki kaynak anlaşması bağlamında daha önce hiç görüşülmemişti.

Bu nedenle, ABD Başkanı Donald Trump’ın Ukrayna’daki nükleer santrallerin kontrolüne ilişkin teklifi Kiev’de pek çok kişiyi hazırlıksız yakaladı.

Gazeteye konuşan Ukrayna’nın eski Enerji Bakan Yardımcısı Aleksey Ryabçin, Zaporijya nükleer santralinin geleceğine ilişkin konunun müzakerelerde kilit öneme sahip olacağını belirtti.

Ryabçinı, bunun sadece Ukrayna için değil, Avrupa Birliği için de önemli olduğunu vurguladı.

Ryabçin, Ukrayna’nın geçmişte Avrupa Birliği’ne büyük miktarda elektrik enerjisi sattığını da sözlerine ekledi.

Dİğer yandan gazete, ABD’nin Zaporijya nükleer santrali üzerindeki kontrolünün teoride Ukrayna’ya fayda sağlayabileceğini, zira bunun ülkedeki bazı enerji sorunlarını hafifletebileceğini belirtiyor.

The New York Times, 20 Mart’ta Ukraynalı nükleer enerji uzmanlarının, Trump’ın Zaporijya nükleer santralinin kontrolünü geçici olarak ABD’ye devretme planına şüpheyle yaklaştığını yazmıştı.

Uzmanlar, Ukrayna yasalarına göre santrallerin özelleştirilemeyeceğini iddia etmişlerdi.

19 Mart’ta Trump ile Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy arasında bir telefon görüşmesi gerçekleşti.

İki lider, elektrik tedariki ve nükleer santrallerle ilgili konuları ele aldı. Ukrayna Devlet Başkanı, ABD’den ilave hava savunma sistemleri talep etti.

Trump, ABD’nin Ukrayna’daki nükleer santrallere sahip olması durumunda, altyapıyı daha iyi koruyabileceğini belirtti.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Küresel borç 100 trilyon doları aştı

Yayınlanma

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) yıllık raporuna göre, 2024 yılında dünya genelindeki devlet ve şirket tahvillerinden kaynaklanan toplam borç 100 trilyon doları aştı. Raporda, 2025 yılında borçlanma ve ödenmemiş borç miktarının artmaya devam edeceği öngörülüyor. OECD ülkelerinde devlet tahvili ihracının 17 trilyon dolara ulaşması ve toplam devlet borcunun 59 trilyon dolara yükselmesi bekleniyor.

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) yıllık raporuna göre, dünya genelindeki devlet ve şirket tahvillerinin toplam değeri 2024 yılında 100 trilyon doları aştı.

Geçtiğimiz yıl, devletler ve şirketler borç piyasalarından yaklaşık 25 trilyon dolar borçlandı. Bu rakam, pandemi öncesi döneme kıyasla 10 trilyon dolar, 2007 yılındaki borçlanma hacmine kıyasla ise üç kat daha fazla.

OECD’nin 38 üye ülkesindeki borçlanmanın yüzde 85’inden fazlası, en büyük beş borçlu ülke olan ABD, Japonya, Fransa, İtalya ve İngiltere tarafından gerçekleştirildi.

Toplam borcun üçte ikisinden fazlası ise yalnızca ABD’ye ait.

Raporda yer alan tahminler, 2025 yılında hem borçlanma miktarının hem de ödenmemiş borçların artmaya devam edeceğini gösteriyor.

OECD ülkelerinde devlet tahvili ihracının rekor bir seviye olan 17 trilyon dolara ulaşması, bu ülkelerin toplam devlet borcunun ise yaklaşık 59 trilyon dolara yükselmesi bekleniyor.

Raporda, pandemi döneminde alınan borçların önemli bir kısmının önümüzdeki iki yıl içinde daha yüksek faiz oranlarıyla yeniden finanse edilmesi gerekeceği ve bununla ilgili endişeler olduğu belirtiliyor.

Uluslararası Para Fonu (IMF), Ekim 2024’te küresel devlet borcunun 100 trilyon doları aşacağını öngörmüştü.

2030 yılına kadar küresel devlet borcunun GSYİH’nin yüzde 100’üne ulaşması bekleniyor.

Özellikle Brezilya, Fransa, İtalya, Güney Afrika, İngiltere ve ABD’de borçluluk oranının artacağı tahmin ediliyor.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

ABD, Rusya’ya yönelik yaptırımların takibini bırakıyor

Yayınlanma

Bloomberg‘ün haberine göre, ABD, Rusya’ya yönelik yaptırımların uygulanmasını takip eden çeşitli çalışma gruplarındaki varlığını kayda değer ölçüde azalttı. Avrupalı yetkililer, ABD’nin Rusya’nın silah üretiminde kullanılan parça ve ekipmanları elde etmesini engellemeye çalışan bir gruba neredeyse hiç yanıt vermediğini ve Rus petrolüne uygulanan tavan fiyatı denetleyen başka bir gruptaki çalışmalara katılmayı bıraktığını belirtiyor.

ABD, Rusya’ya uygulanan yaptırımların atlatılmasını engelleme çabalarında geri adım attı.

Bloomberg‘e konuşan ismi belirtilmeyen Avrupalı yetkililer, bu durumun Amerikan yönetim organlarında işlev bozukluğuna yol açtığını öne sürüyor.

Yetkililer, ABD’nin, Rusya’nın yaptırımları aşmasını engellemeye çalışan çeşitli çalışma gruplarındaki varlığını kayda değer ölçüde azalttığını söyledi.

“Amerikalılar, Rusya’nın silah üretiminde kullanılan parça ve ekipmanları elde etmesini engellemeye çalışan gruba neredeyse hiç yanıt vermiyor,” diyen yetkililer, ayrıca G7 tarafından Rus petrolüne uygulanan tavan fiyatı denetleyen başka bir gruptaki çalışmalara katılmayı bıraktıklarını da eklediler.

Öte yandan Reuters ve Bloomberg‘in haberine göre Washington yönetimi, petrol için tavan fiyat ve belirli kişi ve kuruluşlara yönelik kısıtlayıcı tedbirler de dahil olmak üzere yaptırımların hafifletilmesi seçeneklerini değerlendirmeye başladı.

Rusya’ya karşı bazı girişimler durduruldu. Örneğin, geçen ay FBI, Rusya dahil “yabancı düşmanların Amerikan seçimlerine müdahalesiyle mücadele” çalışmalarını durdurdu.

Adalet Bakanlığı da Rus milyarderlerin varlıklarını arayan ve el koyan kurumlar arası KleptoCapture grubunu dağıttı.

Bununla beraber Amerikan istihbarat kurumları, Rusya’nın Batılı ülkelere karşı yürüttüğü hibrit savaşta Rusya’ya karşı koymayı neredeyse bıraktı ve Avrupalı müttefiklerle istihbarat paylaşımını azalttı.

Yaptırım çalışma gruplarında olduğu gibi, Avrupalılar bunun bilinçli olarak mı yapıldığını, yoksa hükümetin genel olarak yeniden yapılanmasının bir sonucu mu olduğunu bilmiyor.

Trump, Moskova’nın barış görüşmelerine ciddi şekilde katılmaya başlamaması halinde Rusya’ya yönelik yaptırımları artırmaya hazır olduğunu belirtmişti.

Fakat Avrupalı yetkililer, “böyle bir adıma hazırlık yapıldığına dair herhangi bir işaret görmediklerini ve mevcut yönetimin mevcut önlemlerin aşılmasıyla mücadele etmek için hangi adımları attığının (eğer atıyorsa) belirsiz olduğunu” söyledi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English