Amerika
Tarifeler sonrası Wall Street’te büyük çöküş: 2,5 trilyon dolar buharlaştı

ABD Başkanı Donald Trump’ın küresel iktisadi düzeni yeniden şekillendirmeye yönelik son gümrük tarifeleri, Wall Street hisse senetlerinin piyasa değerinin yaklaşık 2,5 trilyon dolarını silip süpürdü.
Başkan perşembe akşamı yaptığı açıklamada, gümrük tarifelerini yüzyılı aşkın bir sürenin en yüksek seviyesine çıkarma planlarının finans piyasalarında çalkantılara yol açacağını “beklediğini” söyledi ve “Ekonominin çok fazla sorunu vardı … can çekişen bir hastaydı,” diye ekledi.
Önceki gün birçok ülkeye yüzde 10’luk genel vergi ve daha yüksek gümrük vergileri getireceğini açıklaması yatırımcı güvenini sarsmış olsa da, gümrük vergilerinin “gelişen bir ekonominin” habercisi olacağını söyledi.
Financial Times’ın (FT) FactSet verilerine dayanarak yaptığı hesaplamalara göre, S&P 500 perşembe günü yüzde 4,8 düşerek endeksin piyasa değerini 2,48 trilyon dolar azalttı.
Teknoloji ağırlıklı Nasdaq Composite, 2020 koronavirüs krizinden bu yana en kötü gününde yüzde 6 düştü. Cuma günü, Avrupa hisse senetleri düşüşlerini genişletti ve Stoxx Europe 600 erken işlemlerde yüzde 1 geriledi.
Japonya’nın Topix endeksi yüzde 3,4, Güney Kore’nin Kospi endeksi yüzde 0,9 ve Vietnam’ın Ho Chi Minh endeksi yüzde 3,7 düşüşle kapandı.
Çin, Hong Kong ve Tayvan’da ise piyasalar ulusal tatil nedeniyle kapalıydı.
Perşembe günü önemli para birimlerinden oluşan bir sepet karşısında yüzde 1,7 değer kaybeden dolar, cuma günü yüzde 0,2 daha düştü.
Düşüşler, Trump’ın Kasım ayındaki seçim zaferinden bu yana elde edilen kazanımları sildi.
ING’de döviz stratejisti olan Francesco Pesole, “Çöküş, genel olarak dolar cinsinden varlıklara olan güvenin kaybıdır. Bu Trump’ın [ilk] 100 gününe karşı bir güvensizlik oylamasıdır,” dedi.
IMF Genel Müdürü Kristalina Georgieva ise, Trump yönetiminin yeni gümrük vergilerinin “büyümenin yavaşladığı bir dönemde” küresel iktisadi görünüm için “önemli bir risk” teşkil ettiği uyarısında bulundu.
İktisatçılar yeni vergilerin enflasyonu körükleyeceğini ve büyümeyi vuracağını öngörürken, ABD banka hisseleri resesyon korkusuyla düştü ve sektörün KBW endeksi yüzde 9,9 geriledi.
Dünyanın en değerli şirketi Apple’ın hisseleri yüzde 9,3 düşerken şirketin piyasa değerinden 300 milyar dolardan fazla para silindi. Bu Apple’ın piyasa değerindeki en büyük düşüş oldu.
Nvidia ve Tesla da büyük düşüşler yaşadı.
Küresel petrol göstergesi Brent ham petrolü yüzde 6,7 düşüşle varil başına 69,94 dolar oldu.
Yatırımcılar, piyasaların çalkantılı olduğu anlarda sığınılan bir liman olarak görülen ABD Hazine tahvillerine hücum etti. Kısa vadeli tahviller, Ağustos 2024’ten bu yana iki ve üç yıllık getirilerdeki en büyük hareketlerle en büyük yararlanıcılar oldu.
Kısa vadeli tahviller faiz oranı beklentileriyle hareket ediyor ve perşembe günkü getiri artışı, yatırımcıların Fed’den daha fazla faiz indirimi beklediğini gösteriyor. Getiriler fiyatlara ters yönde hareket ediyor.
Wolfgang Münchau: Trump’ın tarifeleri küreselleşmenin sonudur
Trump gümrük vergilerinin Amerikan üretimini yeniden canlandıracağını, yatırımları teşvik edeceğini, diğer ülkelerin “ABD’yi soymasını” önleyeceğini ve vergi indirimlerini finanse etmek için trilyonlarca dolar gelir sağlayacağını savunuyor.
Fakat ABD’de gerginlik işaretleri var. Otomobil üreticisi Stellantis, Trump’ın yabancı otomobil ithalatına getirdiği yüzde 25’lik ayrı gümrük vergilerine yanıt olarak Kanada ve Meksika’daki üretimin geçici olarak durdurulmasının bir sonucu olarak ABD’deki beş fabrikada 900 işçiyi işten çıkaracağını söyledi.
Aralarında spor giyim grubu Nike ve elektronik perakendecisi Best Buy’ın da bulunduğu tüketici odaklı gruplar, son gümrük vergilerinin Amerikan hanehalkı arasında zaten karamsar olan duyarlılığı nasıl etkileyeceği ve tedarik zincirlerine olası zararları konusundaki endişeler nedeniyle en kötü etkilenenler arasında yer aldı.
Nike %14 değer kaybederken, Lululemon Athletica, Abercrombie & Fitch ve Gap de geriledi.
Amerika
Meta, reklamları tamamen yapay zeka ile üretmek istiyor

Meta, markaların sıfırdan reklamlar oluşturması ve sosyal medya platformlarındaki kullanıcıları hedeflemesi için yapay zeka araçları sağlayacak.
Wall Street Journal’ın (WSJ) dün yayınladığı habere göre, sosyal medya şirketi, gelecek yılın sonuna kadar markaların yapay zeka kullanarak reklamları tamamen oluşturup hedefleyebilmesini sağlamayı hedefliyor.
Instagram veya Facebook’ta gezinmenizi kesintiye uğratmak isteyen şirketler şu anda Meta’nın yapay zeka araçlarını kullanarak mevcut reklamları düzenleyebiliyor.
Fakat yakında Meta’nın geliştirmekte olduğu reklam araçlarını kullanarak, bir marka tanıtmak istediği ürünün görüntüsünü bütçe hedefi ile birlikte sunabilir ve yapay zeka, görseller, videolar ve metinler dahil olmak üzere reklamın tamamını oluşturabilir.
Konuya yakın kaynaklara göre, sistem daha sonra hangi Instagram ve Facebook kullanıcılarının hedefleneceğine karar verecek ve bütçe önerilerinde bulunacak.
Meta ayrıca, coğrafi konuma dayalı gerçek zamanlı kişiselleştirme planlıyor. Böylece, şehirde bulunan kullanıcılar ürünü şehrin sokaklarında görürken, aynı ürünü Orta Doğu’da gören kullanıcılar ürünü kendi şehirlerinde görecek.
Mark Zuckerberg, AI destekli reklamları Meta’nın geleceği olarak görüyor. 2024 yılında Meta’nın gelirinin %97’sini reklam gelirleri oluşturdu ve bu para, AI çiplerine, veri merkezlerine ve AI modelleri için eğitime yeniden yatırılıyor.
Geçen ay The Verge’e konuşan reklam yöneticileri, Zuckerberg’in Meta’nın kendi kendine yeten reklam ekosisteminden vaat ettiği performans sonuçlarına şüpheyle yaklaşmışlardı.
Demeç veren reklamcılardan biri açıkça, “Hiçbir müşteri, kendi ödevlerini kontrol ettikleri için onların söylediklerine güvenmeyecek,” dedi.
Meta’yı reklam erişim rakamlarını %400 şişirmekle suçlayan 7 milyar dolarlık potansiyel bir toplu dava, bu yıl Yüce Mahkeme tarafından görülmeye başlandı.
AI’ın reklam dünyasına kaçınılmaz gibi görünen yayılmasına rağmen, bazı büyük markalar Meta’ya daha fazla kontrol vermek konusunda tereddütlü ve teknolojinin üretebileceği görüntü ve videoların kalitesinden endişeli.
Yine de, Meta’nın gelecek vizyonu, reklam devleri WPP, Omnicom ve Interpublic’in hisselerinin düşmesine neden oldu.
Amerika
Moody’s: Özel krediler bir sonraki finansal krizi şiddetlendirebilir

Bir grup iktisatçı, bankacı ve ABD’li yetkili, özel kredilerin artık büyük bankalar ve sigorta şirketleriyle fazlasıyla iç içe geçmiş durumda olduğunu ve bir sonraki finansal krizde “bulaşma odağı” haline gelebileceği konusunda uyardı.
Moody’s Analytics, Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC) ve Hazine Bakanlığının eski üst düzey danışmanlarından oluşan araştırmacılar, özel kredi fonlarının bankacılık sistemiyle iç içe geçmiş hale geldiğini ve “yeni sistemik stres biçimleri getiren yeni bağlantılar” oluşturduğunu tespit etti.
Grup, Moody’s Analytics tarafından yayınlanan bir çalışmada, “Şeffaf olmamaları ve finansal ağın daha yoğun bir şekilde birbirine bağlanmasında oynadıkları rol, gelecekteki bir [finansal] krizi orantısız bir şekilde büyütebilecekleri anlamına geliyor,” dedi.
2008 finansal krizinin ardından getirilen düzenlemeler bankaları kredi standartlarını sıkılaştırmaya zorladığından, özel krediler son yıllarda büyük bir patlama yaşadı. Genellikle önemli borç yükü olan riskli şirketlere kredi veren fonlar, bankalara göre daha gevşek denetime tabi ve bu durum, sektörün büyümesi ile birlikte endişe yaratıyor.
Moody’s Analytics’ten Mark Zandi, SEC’den Samim Ghamami ve eski Hazine danışmanı Antonio Weiss tarafından yazılan rapor, piyasalarda çalkantı dönemlerinde özel kredilerin daha geniş finansal sistemi nasıl etkileyeceğine dair bugüne kadarki en kapsamlı analizlerden biri.
Araştırmacılar, aksi takdirde şeffaf olmayan özel kredi sektörünü temsil etmek üzere, finansal raporlama ve halka açık orta ölçekli kurumsal kredi kuruluşları olan iş geliştirme şirketlerinin hisse senedi fiyatlarını temel aldı.
Araştırmacılar, son dönemdeki piyasa stresinde iş geliştirme şirketlerinin diğer sektörlerdeki çalkantılarla daha sıkı bir korelasyon içinde olduğunu tespit etti.
Raporda, “Günümüzün finansal sistemindeki bağlantı ağı, kriz öncesine göre daha dağınık ve daha yoğun bir bağlantıya sahip. Kriz öncesinde sistem, bankaların ağın merkezinde yer aldığı bir ‘hub and spoke’ modeli gibi işliyordu,” deniyor ve özel kredi şirketleri, diğer özel finans grupları ve sigorta şirketlerinin kredilendirmede daha büyük bir rol üstlendiği belirtiliyor.
Özel kredi şirketleri, daha uzun vadeli kurumsal yatırımcıların sermayesine dayandıkları ve panik anlarında daha geniş çaplı “bulaşmaya” yol açabilecek banka mevduatları gibi “koşma”lara maruz kalmadıkları için bankalardan daha iyi kredi verdiklerini savunuyorlar.
Moody’s Analytics’in araştırmasında, “Bankalar, bilanço dışı varlıklarını devrederek kredi piyasalarına iktisadi maruziyetlerini sürdürmelerine olanak tanıyan ortaklıklar, fon finansmanı ve yapılandırılmış risk transferleri yoluyla özel kredi ve diğer banka dışı finansal kurumlara giderek daha fazla dahil oluyorlar,” denildi.
Boston Fed de geçen ay, bankaların özel kredi fonlarına ve diğer benzer gruplara kredi vererek kendilerini yeni risk kanallarına maruz bıraktığı konusunda benzer bir uyarıda bulunmuştu.
Fitch Ratings ise bu hafta, özel kredilerin “gelişen ürünleri ve varlık sınıflarının, piyasa döngüleri boyunca test edilmemiş olanların çoğu nedeniyle yakından izlenmesi gerektiğini” belirtti.
Moody’s Analytics raporunda, özel kredi sektörünün kredileriyle ilgili daha fazla kamuya açık veri paylaşması ve finansal düzenleyicilerin genel “sistemik risk izleme” faaliyetlerinde özel kredilere daha fazla önem vermesi gerektiği belirtildi.
Raporda, “Amaç, özel kredilerin sağladığı faydalı yenilikleri engellemek değil, risklerini ve bağlantılarını ortaya çıkarmak ve böylece hızla büyüyen kurumsal finansman ve potansiyel olarak diğer sektörlerin kör noktası haline gelmemesini sağlamaktır,” denildi.
Amerika
Pentagon, Grönland’ı Kuzey Komutanlığına bağlıyor

Pentagon, Grönland’ın denetimini ABD Kuzey Komutanlığına devrederek, Arktik adasını ABD ile daha yakından ilişkilendirecek sembolik bir adım atmaya hazırlanıyor.
Bu hafta içinde gerçekleşebilecek olan denetim değişikliği, ABD’nin radar kapsama alanını genişleterek Altın Kubbe füze kalkanını güçlendirmesine de yardımcı olabilir.
Bir Savunma Bakanlığı yetkilisi ve planlamaya yakın iki kaynağın aktardığı plana göre Grönland, Avrupa Komutanlığının (Eucom) yetki alanından Kuzey Amerika’nın güvenliğini denetlemekle sorumlu Kuzey Komutanlığına (Northcom) geçecek.
Bu değişiklik, Trump yönetiminin Danimarka’ya bağlı özerk bir ada olan Grönland’ın mülkiyetini elde etmek için aylarca süren çabalarının en somut adımı.
Grönland’ın Northcom’a dahil edilmesi, Trump’ın adayı kontrol altına almak için aylarca süren kampanyası ve adayı ele geçirmek için askeri harekatı reddetmesi nedeniyle tedirgin olan Danimarka ve NATO genelinde yoğun bir şekilde tartışılacak.
Danimarka ve yarı özerk Faroe Adaları, Eucom’un komutası altında kalacak ve bu bölgeler ile Grönland arasında sembolik ve operasyonel bir bölünme oluşacak.
Konuya yakın bir kaynak, “Coğrafi açıdan bu hamle bir mantık içeriyor. Siyasi açıdan ise bu hamle Avrupa’yı endişelendireceği açık,” dedi.
Komuta yetkisinin değişmesi, Pentagon liderliğinin, bakanlığın altı coğrafi muharebe komutanının sorumluluk alanlarını belirleyen Birleşik Komuta Planını gözden geçirmesinin bir parçası.
Grönland’ın ayrılması liderlikte büyük bir değişiklik gerektirmezken, Kuzey Komutanlığı ile Güney Komutanlığının birleştirilmesi ve Afrika Komutanlığının Almanya merkezli Avrupa Komutanlığına bağlanması gibi diğer öneriler, orduda görev yapan üç ve dört yıldızlı subayların sayısına ve dünyanın farklı bölgelerine tahsis edilen varlıkların sayısına derin etkilerde bulunacak.
Trump yönetimi, Grönland’ın ABD’nin güvenliği için stratejik öneminden aylardır bahsediyor ve Kuzey Atlantik’teki konumu nedeniyle, füze savunma programlarının güçlendirilmesi ve Kuzey Kutbundaki Rus ve Çin gemilerinin izlenmesi için bu adanın kontrolünün kritik önem taşıdığını savunuyor.
Bu değişiklik, Grönland’a daha fazla Altın Kubbe radar sistemi ekleme ve bu sensör ağını genişletme olanağı sağlarken, adayı Kanada ve ABD’nin bölgesel savunma planlarıyla daha yakından uyumlu hale getirecek.
Kuzey Komutanlığı, ABD topraklarının korunmasından sorumlu ve güney sınırı, hava ve füze savunması gibi görevleri denetleyerek Kanada ve Meksika ile ortak güvenlik konularında işbirliği yapıyor.
Grönland’ı Northcom’a bağlamak, Pentagon ve Beyaz Saray’daki politika tartışmalarında adaya verilen öncelik açısından Grönland’ı Danimarka’dan fiilen ayırmak anlamına gelecek.
Bir kaynak, Danimarka hükümetine yaklaşan hamle hakkında resmi bir bilgilendirme yapılmadığını söyledi.
ABD, adada uzun süredir askeri varlığa sahip. Mart ayında, Başkan Yardımcısı JD Vance ve dönemin ulusal güvenlik danışmanı Mike Waltz, Pentagon’un en kuzeydeki derin su limanına sahip olan ve uzun süredir Rusya ve Çin’i izlemek için stratejik bir konum olarak işlev gören Pituffik Uzay Üssünü ziyaret etmişti.
Vance, Grönland’da iken ada yöneticilerine Washington ile “anlaşma yapması” çağrısında bulunarak, “Danimarka’nın güvenlik şemsiyesi altında olmaktansa ABD’nin güvenlik şemsiyesi altında olmanızın çok daha iyi olacağını düşünüyorum,” diye seslenmişti.
Ocak ayında Danimarka hükümeti, kısmen Trump’ın güvenlik endişelerini yatıştırmak amacıyla Grönland’ın güvenlik girişimlerine 2 milyar dolarlık ek harcama yapma sözü verdi.
Trump’ın Kuzey Kutbunun önemi hakkındaki yorumları NATO liderlerinin de dikkatini çekti. İttifakın genel sekreteri Mark Rutte geçen hafta, “NATO olarak Kuzey Kutbunun güvenlik meselelerine daha fazla dahil oluyoruz,” dedi.
Rutte, Trump’ın bölgedeki Rusya ve Çin hamlelerine dikkat çekmesinin olumlu bir gelişme olduğunu da sözlerine ekledi.
Trump, geçen ay NBC’ye verdiği röportajda Grönland’ı askeri güçle ele geçirmeyi göz ardı etmediğini söylemiş ve “Bunu yapacağım demiyorum, ama hiçbir şeyi göz ardı etmiyorum. Grönland’a çok ihtiyacımız var,” demişti.
-
Dünya Basını1 hafta önce
Çin’de üretilen güneş panelleri ve bataryalar neden bu kadar ucuz?
-
Amerika2 hafta önce
İki İsrail elçiliği çalışanını öldüren Elias Rodriguez manifesto yazmış
-
Görüş2 hafta önce
Çin-Afrika enerji işbirliği: Kurak bölgelerin temiz enerji vahalarına dönüşümü
-
Ortadoğu2 hafta önce
Robert Ford: Ahmed Şara ile 2023’te İdlib’de görüştüm
-
Görüş2 hafta önce
İspanya’dan Türkiye’ye bakmak
-
Diplomasi1 hafta önce
Lavrov’un ziyareti ve Ermenistan’da son durum: Denge mi, savrulma mı?
-
Görüş1 hafta önce
Rusya ile müzakerelerde aklıselimin galip gelme ihtimali
-
Dünya Basını2 hafta önce
National Interest: NATO yardımı Ukrayna’nın askeri olarak geri kalmasına yol açtı